Karst yeryüzü şekilleri, yer altı su kaynakları ve mağaraları ile öne çıkan doğal bir olgudur Karstik arazi yapısı, doğal güzellikleri ile ziyaretçileri kendine hayran bırakıyor Keşfetmek için en iyi mekanlardan biri olan karstik yeryüzü şekilleri, doğa severlerin mutlaka görmesi gereken bir yer!
Karst yeryüzü şekilleri, kalker ve diğer karbonatlı kayalara sahip bölgelerde oluşan benzersiz yüzey şekilleridir. Bu yeryüzü şekilleri, dünya genelinde yaygınken, Türkiye'de de birçok örnek mevcuttur. Karst, buzul aşındırmasından farklı olarak, kalker ve karbonatlı kayalarda çözünme ve erozyon yoluyla oluşur.
Genellikle yeraltındaki su kaynakları tarafından oluşturulan Karst yeryüzü şekilleri, mağaralar, kaynaklar, ponorlar, dolinler, uvalalar ve poljeler gibi birçok çeşide ayrılabilir. Karst yeryüzü şekilleri, doğanın yarattığı muhteşem bir manzarayı sunar. Mağara keşifleri, su kaynakları ve etkileyici kalker yüzeyleri, Karst'un en ünlü özelliklerinden bazılarıdır.
Karst Oluşumu
Karst yeryüzü şekilleri, kalker ve diğer karbonatlı kayaların bulunduğu bölgelerde oluşur. Karst oluşumu, birkaç aşamadan oluşur. İlk olarak, erozyon etkisiyle kayalar aşındırılır ve çözünür hale gelir. Sonra, bu çözünmüş kayaçlarını içinde boşluklar oluşur ve karstik şekiller meydana gelir.
Boşluklar oluştuğunda, yeraltı suları etkisiyle karstik şekiller daha da büyür. Çünkü karstik yapılar, yeraltı suları tarafından oluşturulur. Böylelikle, oyuklar, mağaralar, dolinler, kaynaklar, ponorlar, uvalalar ve poljeler dahil olmak üzere birçok çeşit karstik yeryüzü şekilleri oluşur.
| Karst Oluşumu Aşamaları | |
|---|---|
| Erozyon | Kayaların aşındırılması ve çözünmeye uğraması aşamasıdır. |
| Çözünme | Kalker ve diğer nötralize edilebilir kayaların yağmur suları, yeraltı suları ve diğer sular tarafından çözünme sürecidir. |
| Boşluk oluşumu | Kalker ve diğer karbonatlı kayalardaki boşlukların oluştuğu aşamadır. |
| Yeraltı sularının etkisi | Yeraltı sularının, oluşmuş boşluklara nüfuz ederek daha büyük boşluklar, mağaralar ve diğer karstik yeryüzü şekillerini oluşturması aşamasıdır. |
Yukarıdaki aşamaların her biri, karstik yeryüzü şekilleri oluşum sürecinde önemli bir rol oynar. Yeraltı sularının etkisi, karstik oluşumun sonunda en belirgin şekilde görülür. Yeraltı suları, sızarak, dökülerek ve kayarak hep aynı yolla hareket eder ve bu nedenle karstik şekillere etki eder. Dolayısıyla, yeraltı sularının hareketi ve akışı, karstik şekillere olan etkisi kısmen anlaşılmaktadır.
Karst Yeryüzü Şekilleri Türleri
Karst yeryüzü şekilleri, kalker ve diğer karbonatlı kayaların çözünmesi ve boşluklarının oluşumu sonucu ortaya çıkan birçok farklı türe sahiptir. Bu türler arasında mağaralar, kaynaklar, ponorlar, dolinler, uvalalar ve poljeler yer almaktadır.
Mağaralar, karst oluşumların en bilinen türlerindendir. Karstik kayaların içinde oluşan boşluklar genellikle su, rüzgar ya da yeraltı suları tarafından oluşur. Sarkıt ve dikitler, mağara tavanlarından aşağı sarkmış olan kalker yapılarını ve yerden yukarı doğru olan çıkıntıları ifade eder. Stalaktitler, mağara tavanlarından sarkmış olan kalker yapılarını ifade ederken, stalagmitler yerden yukarı doğru olan kalker sarkıtlarını ifade eder.
Kaynaklar, karstik kayaların su geçirgenliğine bağlı olarak, yeraltı sularının yüzeye çıkmasıyla oluşur. Ponorlar, yüzey sularının yer altına girdiği, dolinlerin tabanındaki yeraltı boşluklarıdır. Dolinler, kalker ve diğer çözünür kayaçların erozyonu sonucu oluşan çukurluklardır ve genellikle yağmur suyu ve yeraltı suları ile doludur. Uvalalar, dolinlerin birleşmesiyle oluşan büyük çukurluklardır ve genellikle tabanlarında yeraltı suları bulunur. Poljeler, geniş ovalar veya düzlüklerdir ve yüzeyleri, kalkerin su ile doyurulduğunda kolayca çökme eğilimi gösterirler.
- Mağaralar
- Kaynaklar
- Ponorlar
- Dolinler
- Uvalalar
- Poljeler
Yukarıdaki listede belirtilen türler, karst yeryüzü şekillerinin çeşitli formlarını oluşturmaktadır. Bu şekiller dünya genelinde yaygın olmakla birlikte Türkiye'de de doğal güzellikleri ile turistlerin ilgi odağıdır.
Mağaralar
Mağaralar, karstik oluşumların en ünlü ve bilinen türlerinden biridir. Bu doğal yapılar, yer altında bulunan boşluklar sayesinde kalker gibi çözünen kayaların zarar görmesi ve boşluğun büyümesiyle oluşur. Mağaraların oluşumu, su, rüzgar veya yer altı suları tarafından tetiklenebilir.
Bununla birlikte, mağaraların yapısı oldukça ilginç ve birçok doğa düşüncesine ilham verir. Mağaralar içinde yer alan sarkıt ve dikitler gibi kalkerik yapılar, mağaranın şeklini etkileyen doğal oluşumlardır. Stalaktitler, mağara tavanlarından aşağı doğru sarkar ve dünyanın her yerinde görülebilir.
- Sarkıt: Mağara tavanlarından aşağı doğru sarkan kalkerik yapılar
- Dikit: Yerden yukarı doğru kalkerik yapılar
- Stalaktit: Mağara tavanındaki kalkerik yapıların aşağı doğru sarkması sonucu oluşan uzantılar
- Stalagmit: Mağara tabanındaki kalkerik yapıların yukarı doğru doğru oluşan uzantılar
Mağaraların içinde yer alan bir diğer ilginç unsur ise yer altı gölleri ve akarsularıdır. Mağaraların içinde yer alan bu doğal su kaynakları, mağaraların daha da güzel görünmesine katkı sağlar. Birçok turist, bu doğal güzellikleri görmek için mağaraları ziyaret eder.
Sarkıt ve Dikitler
Karst yeryüzü şekilleri içerisinde en bilinenlerinden biri olan mağaraların içinde bulunan sarkıt ve dikitler, kalker yapılarının su veya yer altı sularının etkisiyle kağıt nasıl ıslanırsa genişlediği ve sarkıp-döküldüğü doğal bir oluşumdur. Sarkıt, mağara tavanlarından aşağı doğru sarkmış olan kalker yapılarını ifade ederken, dikitler ise yerden yukarı doğru olan kalker yapılarıdır.
Sarkıtlar, daha çok suyun damlalar halinde mağara tavanından sızmasıyla oluşurken, bu damla her sızdığında küçük bir kireç tortusu kaplaması bırakarak sarkıtın boyunu her geçen gün biraz daha uzatır. Dikitler ise, yerden yukarı doğru çıkıntı oluşturdukları için sarkıtlara göre daha az sayıda ve daha küçük boyutlarda bulunurlar. Bu doğal oluşum, zamanla dünya genelinde turizme de konu olmuştur.
Stalaktitler ve Stalagmitler
Mağara oluşumlarının en dikkat çekici yüzey şekillerinden biri olan stalaktitler, mağara tavanından aşağı sarkmış kalker yapılarını ifade eder. Suların mağara tavanında yer alan çatlaklardan sızması sonucu oluşurlar. Sular içerdikleri kalker mineralleriyle birlikte yer aldıkları çatlak ya da boşlukta süzülürken, hafifçe de olsa kalker depozitleri bırakırlar ve bu işlem belli bir zaman geçtikten sonra kayaların çevresinde kristalize olmaya başlar.
Stalagmitler ise yerden yukarı doğru olan kalker sarkıtlarını ifade eder. Sular mağara tavanında yer alan çatlaklardan sızmak yerine yere doğru süzüldüğünde mağara tabanında yığılıp kalmaya başlar ve burada çökelti oluşturmaya başlar. Bu çökelti zamanla kalker mineralleriyle zenginleşir ve sertleşir. Yere doğru uzayan kalker depozitleri nedeniyle stalagmitler oluşur. Genellikle stalagmitlerin oluşması stalaktitlerin oluşmasından daha uzun sürer.
Bazı durumlarda stalaktitler ile stalagmitler birleşebilir ve bu birleşik yapıya sütun adı verilir. Mağara oluşumları arasında görsel açıdan en etkileyici olanlarından biri olan stalaktitler ve stalagmitler, ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği mağara oluşumlarındandır.
Kaynaklar
Karstik yeryüzü şekilleri arasında yer alan kaynaklar, suyun yüzeye çıkmasıyla oluşurlar. Ancak kaynağın oluşumu, kayalarda su geçirgenliğine bağlıdır. Yani karstik kayaçların yüksek su geçirgenliği olan bölgelerinde, yer altı suları daha kolay yüzeye ulaşır.
Kaynaklarda gözlenen su çıkışları, yeryüzüne bağlı olduğu sürece sürekli bir etkileşim içinde olan yeraltı sularından kaynaklanır. Bu sular, zamanla kayaçları çözer ve içerisinde çözünen mineraller ile birlikte yüzeye çıkar. Kaynak sularının yapısında genellikle mineraller bulunur ve insan sağlığı açısından oldukça faydalıdır.
Yer altı sularının kaynaklarda yüzeye çıkması, turistik açıdan da oldukça önemlidir. Bunun yanında kaynaklar, doğanın bir mucizesi olarak da görülür. Suyun, kayaçları çözerek yer altında bir yolculuk yapması ve ardından yüzeye çıkarak insanlarla buluşması, dünya üzerindeki en etkileyici doğa olaylarından biridir.
Kaynak sularının oluşumu ve yapısını daha detaylı incelemek için
| Kaynağın Yer Aldığı Kaya Türü | Su Geçirgenliği | Mineraller |
|---|---|---|
| Kalkerli kayaçlar | Yüksek | Kalsiyum, magnezyum, potasyum, kükürt |
| Dolomitik kayaçlar | Orta seviye | Kalsiyum, magnezyum, çinko, demir, manganez |
| Kireç taşı | Düşük | Kalsiyum, magnezyum |
Kısacası, kaynaklar yeryüzündeki en önemli karstik yeryüzü şekillerinden biridir. Suyun yolculuğunu izlemek ve kaynağın içerisindeki minerallerin faydalarından yararlanmak için doğal ortamlarda yer alan kaynakları ziyaret edebilirsiniz.
Ponorlar
Ponorlar, yüzey sularının yer altına girdiği, dolinlerin tabanındaki yeraltı boşluklarıdır. Yağmur suları toprağı ve çevresindeki kayaları aşındırarak, dolinlere doğru akmaya başlarlar. Dolinin içinde ise yerçekimi nedeniyle sular toplanarak, hareket ederler ve zemindeki çatlaklara girdikten sonra yer altına sızarlar. Ponor oluşumu da burada başlar.
Ponorlar, coğrafi şekiller açısından oldukça önemli bir traverten oluşumudur. Bu traverten oluşumu kalker ve diğer karbonatlı kayaçların suda eriyerek çözülmesiyle meydana gelir. Dolayısıyla, karstik bölgelerde yeraltılardan çıkan sular, ponorların içine dökülür ve yer altında ilerlemeye devam eder.
- Ponorların oluşumu, kalker ve diğer karbonatlı kayaların suda erimesiyle başlar.
- Yağmur suları, dolinlere doğru akarak yer altına sızarlar ve ponorların oluşumuna neden olurlar.
- Ponorlar, çevresindeki doğal alanları etkilerler ve ekolojik dengeyi bozabilirler. Özellikle de kimyasal madde kullanımı, ponorlardan geçen sularda hayvanların yaşamına zarar verebilir.
Ponorlar, turizm açısından da önemlidir. Daha önceden hiçbir yerde görülmemiş doğal güzellikleri ve suların etkileyici etkisini bir arada sunarlar. Yerli halk için de önemlidirler. Sadece su temini değil, hayvan sulaması ve tarım için de kullanılırlar.
Dolinler
Karst yeryüzü şekilleri arasında en dikkat çekici olanlardan biri de dolinlerdir. Dolinler, genellikle kalker ve diğer çözünür kayaçların yoğun olduğu bölgelerde yer alır. Bu yüzden dünya genelinde birçok örneği mevcuttur. Dolin oluşumu, kalkerin erozyon süreci sonucu oluşan çukurluklar şeklinde gerçekleşir.
Dolinler genellikle yağmur suyu ve yeraltı suları ile doludur. Suların dolinlere nüfuz etmesi sonucu, dolinler büyüyebilir ve yüzeyleri alçalmaya başlar. Bu etkileşim sonucu, daha büyük dolinler, uvalalar ve poljeler oluşur.
Ayrıca dolinlerde çevresel etkiler ve insan faaliyetleri sonucu değişiklikler meydana gelebilir. Örneğin, dolinlerin tabanındaki yer altı suları tarımsal faaliyetler sonucu kirlenebilir. Bunun yanı sıra, turistik faaliyetler de doğal dengenin bozulmasına neden olabilir ve dolinlerin su rejiminde değişikliklere yol açabilir.
Sonuç olarak, dolinler dünya genelinde karst yeryüzü şekilleri arasında en sık rastlananlardan biridir. Kalkerin erozyon süreci sonucu oluşan çukurluklar olan dolinler, yağmur suyu ve yeraltı suları ile dolu olup, tabanında da sular bulunur. Ancak çevresel etkiler ve insan faaliyetleri sonucu, dolinlerde değişiklikler meydana gelebilir.
Uvalalar
Uvalalar, dolinlerin birleşmesiyle meydana gelen büyük çukurluklardır ve en yaygın karst yeryüzü şekillerinden biridir. Genellikle tabanlarında yeraltı suları bulunan uvalalar, su kaynakları için oldukça önemlidir. Bu nedenle, birçok yeraltı suyu kaynağı uvalaların tabanında yer almaktadır.
Uvalalar, dolinlerin genişleyerek kaynaşması sonucu oluşurlar ve genellikle yuvarlak veya oval şekle sahiptirler. Bu şekiller, dolinlerin çökmesiyle oluşan tabakaların farklı kalınlığının bir sonucudur. Uvalaların ortasında bir drenaj boşluğu yer alır ve bu boşluk, yeraltı sularının birikmesine neden olur.
Uvalaların tabanında yer alan yeraltı suları, birçok canlı türü için önemli bir yaşam kaynağıdır. Aynı zamanda, yeraltı suyu kaynakları, tarım ve sanayi gibi birçok sektörde kullanılmaktadır. Bu nedenle, uvalaların su kaynaklarının korunması için önemi oldukça yüksektir.
Uvalalar, aynı zamanda turistik açıdan da önemlidir. Doğal güzellikleri ve doğal yaşam alanları ile turistler tarafından sıklıkla ziyaret edilmektedirler. Bu turistik faaliyetler, yerel ekonomilere önemli bir katkı sağlamaktadır.
Poljeler
Poljeler, kalker ve diğer karbonatlı kayaların bulunduğu bölgelerde bulunan yüzey şekillerinden biridir. Geniş ovalar veya düzlükler şeklinde görülen poljeler, kalkerin su ile doyurulması sonucu çökme eğilimi gösterirler. Poljelerin oluşumu sırasında, yer altındaki su buharlaşarak kalsiyum karbonat çökeltisi bırakır ve böylece kalker taneleri arasında birbirine bağlı yüzeyler oluşur. Bu yüzeyler, yağmur suları ve yeraltı sularının etkisiyle zamanla çökerek geniş ovalar veya düzlükler halini alır.
Poljeler, genellikle tarım için verimli alanlar oluştururlar ve yerel ekonomiye katkı sağlarlar. Ancak, poljelerin oluşumu sırasında yer altındaki suların etkisiyle bazı güvenlik sorunları oluşabilir. Bazı poljeler, su birikintileri, çukurlar ve çatlaklar gibi tehlikeli alanlar oluşturabilirler. Ayrıca, yer altındaki suların kaybolması sonucu polje tabanında çökme meydana gelebilir ve bu da bölge için bir doğal afet riski oluşturabilir.
Polje oluşumlarının görsel açıdan benzersiz olması, bölgeyi ziyaret eden turistlerin ilgisini çeker. Poljeler, doğal güzellikleri ve ekosistemleri korumak için koruma altına alınmıştır ve birçok ülkede turizm amaçlı olarak kullanılmaktadır.