Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesinde şehirleşme ve göç faktörleri etkili oldu. İmparatorluğun son dönemlerinde büyük şehirlerdeki hızlı nüfus artışı ve kırsal bölgelerden şehirlere göçler nedeniyle ekonomik, siyasi ve sosyal sorunlar yaşandı. Bu kitap, Osmanlı tarihindeki önemli bir döneme ışık tutuyor ve bu süreçte yaşanan değişimleri detaylı bir şekilde ele alıyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesinde birçok faktör rol oynamıştır. Ancak, şehirleşme ve göç faktörlerinin etkisinin büyük olduğu düşünülmektedir. Modernleşme sürecinde Osmanlı şehirleşmesinin değişimi, mübadele ve göç olayları gibi faktörlerin yanı sıra ekonomik ve siyasi faktörlerin de etkisi olduğu bilinmektedir. Bu makalede, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesine neden olabilecek şehirleşme ve göç faktörlerini geniş bir perspektiften ele alacağız.
Osmanlı Şehirleşmesindeki Değişimler
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde gerçekleşen modernleşme hareketleri, şehirlerin mimari ve yapısal değişimlerinde önemli bir rol oynamıştır. Geleneksel Osmanlı mimarisinin yanı sıra, batı tarzı yapılar da inşa edilmeye başlamıştır. Bu süreçte, iktisadi alanda gerçekleşen gelişmeler de şehirlerin nüfusunu artırmıştır.
Bu değişimlerle birlikte Osmanlı şehirlerinde büyük bir nüfus artışı yaşanmıştır. Bu artış, şehirlerin alt yapı sorunlarının yaşanmasına neden olmuştur. İçme suyu, kanalizasyon, temizlik ve güvenlik gibi hizmetlerin yetersiz kalması, şehirlerin sağlık koşullarının kötüleşmesine yol açmıştır.
Ayrıca modernleşmenin getirdiği endüstriyel faaliyetler, bazı şehirlerin çevresel sorunlar yaşamasına neden olmuştur. Hava ve su kirliliği, çevre kirliliği, şehirlerin doğal yapısının bozulması gibi sorunlar, modernleşme sürecinde Osmanlı şehirlerinin karşı karşıya kaldığı sorunlardır.
Mübadele ve Göç Olayları
Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli faktörlerinden biri olan şehirleşme süreci, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren iyice hız kazanarak devletin ekonomik, sosyal ve kültürel yapılarına önemli bir etki yarattı. Ancak, 20. yüzyılın başlarına doğru Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanan mübadele ve göç olayları, şehirleşme sürecine engel olarak Osmanlı devletinin gerilemesinde önemli bir rol oynadı.
Osmanlı İmparatorluğu, 19. yüzyılın sonlarında artan göç olaylarına karşı tedbir almak için bazı yasal düzenlemeler yaptı. Ancak, 20. yüzyılın başında Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı'nın yaşanması ile birlikte bu göç olayları hız kesmedi. Bu olaylar sonrasında Osmanlı topraklarında önemli bir nüfus değişimi yaşandı ve bu da Osmanlı imparatorluğunun sosyal, ekonomik ve politik yapısı üzerinde olumsuz bir etki yarattı.
Bu süreçte Rumeli'den Anadolu'ya doğru ve Anadolu'dan Batı'ya doğru göç olayları yaşandı. Rumeli'den Anadolu'ya yaşanan göç olayları, Osmanlı topraklarındaki Müslüman-Türk nüfusunun azalmasına sebep oldu. Bununla birlikte Balkan Savaşları'nın ardından gerçekleşen göç olayları ise toplumun zaten zayıf olan ekonomisine büyük bir darbe vurdu.
I. Dünya Savaşı döneminde gerçekleşen göç olayları ise Osmanlı İmparatorluğu'nun toparlanmasını zorlaştırdı. Bu olaylar sonrasında Anadolu'dan Batı'ya doğru gerçekleşen göç olayları hızlandı ve bu durum, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesine sebep oldu.
Bu şekilde mübadele ve göç olayları, Osmanlı şehirlerindeki ekonomik, sosyal ve kültürel yapıları etkiledi. Bu durum, şehirlerin gerilemesine sebep oldu ve modernleşme sürecinde geri kalmasına neden oldu. Günümüzde ise Osmanlı şehirlerinden kalma yapılar ve kültürel etkiler, turizm sektöründe önemli bir yere sahiptir.
Rumeli'den Anadolu'ya Göç Olayları
Rumeli'den Anadolu'ya gerçekleşen göç olayları, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesinde önemli bir faktördür. Öncelikle 17. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan nüfus artışı, Rumeli'deki göç olaylarını hızlandırmıştır. Bu durum, Osmanlı Devleti'nin toplumsal, ekonomik ve siyasi yapısını büyük ölçüde etkilemiştir.
1683 yılında gerçekleşen Viyana Kuşatması sonrası, Osmanlı Devleti'nin askeri ve siyasi zaferleri azalmaya başlamıştır. Bu durum, Rumeli sakinlerinin göç etmelerine ve Anadolu'da yeni bir hayata başlamalarına neden olmuştur. Bu süreçte, Anadolu'da yeni yerleşim birimleri oluşmuştur. Ayrıca, yeni ticaret yolları açılmış ve toplumsal yapıda değişimler yaşanmıştır.
Rumeli'den Anadolu'ya gerçekleşen bu göç olayları, Osmanlı'nın askeri yapısını da etkilemiştir. Rumeli'deki askeri birliklerin güçsüzleşmesi, Anadolu'daki askeri birliklerin kurulmasına neden olmuştur. Ancak, bu durum, Anadolu'daki askeri birliklerin donanımı ve eğitimi açısından yetersiz kalmıştır. Bu yüzden, Osmanlı ordusu güç kaybına uğramıştır.
Sonuç olarak, Rumeli'den Anadolu'ya gerçekleşen göç olayları, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesinde önemli bir faktördür. Bu durum, Anadolu'daki ticari yapıyı ve toplumsal yapının değişmesine neden olmuştur. Ancak, askeri açıdan zayıflamaya neden olduğu için, imparatorluğun gerilemesinde etkili olmuştur.
Balkan Savaşları Sonrası Göç Olayları
Balkan Savaşları, Osmanlı topraklarında büyük bir yıkıma ve kaosa neden oldu. Bu savaşların sonucunda, binlerce insan evlerini terk etmek zorunda kaldı ve yeni topraklara yerleşmek için göç etmek zorunda kaldı. Balkan Savaşları sonrası göç olayları, Osmanlı imparatorluğu için oldukça stratejik bir kayıp oldu. Savaşın sonucunda, imparatorluğun nüfusunun önemli bir kısmı kaybedilmiş oldu.
Bu süreçte, savaşın etkilerinin ötesinde, Osmanlı yönetimi göçmenleri toplama ve yeniden yerleştirme konusunda yetersiz kaldı. Göçmenler çoğu zaman geçici barınaklarda kalırken, Osmanlı hükümeti ise onlara sağlıklı ve güvenli yaşama koşulları sunacak yeterli kaynağa sahip değildi. Bu da, göçmenlerin hayatında büyük zorluklara yol açtı.
Balkan Savaşları sonrası göç olayları, Osmanlı imparatorluğunu sadece nüfusunu kaybetmesiyle değil, aynı zamanda ekonomisine de ciddi bir darbe vurdu. Göçler, özellikle şehirlerde, işsizliğin artmasına, ticaretin azalmasına ve vergi kaynaklarının kaybedilmesine neden oldu. Bu, Osmanlı topraklarının daha da gerilemesine neden oldu ve şehirlerin çöküşüne katkıda bulundu.
Balkan Savaşları sonrası göç olayları, Osmanlı topraklarındaki diğer göçlerden farklı olarak, Osmanlı imparatorluğunun çöküş sürecinde tamamen farklı bir yer tutuyor. Bu göçler, imparatorluğun sonunu hızlandırdı ve şehirlerin boşalmasına, endüstrinin çökmesine ve imparatorluğun ekonomik çözülmelerine neden oldu. Bugün, Balkan Savaşları sonrası göç olayları, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünde önemli bir rol oynayan faktörler arasında yer almaktadır.
I.Dünya Savaşı Dönemi Göç Olayları
I. Dünya Savaşı dönemi Osmanlı İmparatorluğu için oldukça zorlu geçti. Bu dönemde gerçekleşen göç olayları ise Osmanlı İmparatorluğu'nu daha da zor durumda bıraktı. İmparatorluk topraklarının birçok yerinde Sırplar, Yunanlılar, Ermeniler ve diğer etnik gruplar arasında çatışmalar yaşandı ve milyonlarca insan yaşadıkları topraklardan göç etmek zorunda kaldı.
Bu göçlerin en büyük sebeplerinden biri, savaşın doğrudan ve dolaylı etkileriydi. Savaşta kullanılan araç ve gereçler, silahlar ve mühimmat Osmanlı İmparatorluğu'na mal oluyordu ve bu ödemelerin yapılabilmesi için imparatorluk halkından ek vergiler alınıyordu. Bunun yanı sıra, savaşın doğrudan etkileriyle ekonomi çökmeye başladı ve işsizlik arttı. Bu nedenle birçok insan, daha iyi koşullar aramak için diğer ülkelerin topraklarına göç etmek zorunda kaldı.
Bu göç olaylarının Osmanlı İmparatorluğu'na birçok olumsuz etkisi oldu. Özellikle ekonomik açıdan büyük darbe aldı ve imparatorluk, dünyada geri kalmış ülkeler arasına düştü. Ayrıca, göç eden insanlarla topraklarını terkedenlerin yerine gönderilen insanlar arasında sık sık çatışmalar yaşandı ve bu durum ülkenin içinde bulunduğu krizi daha da arttırdı.
Bu yaşanan olaylar, Osmanlı İmparatorluğu'nun şehirlerinde de büyük değişimlere sebep oldu. Şehirlerde göçle birlikte nüfus yoğunluğu arttı ve barınma, işsizlik ve diğer sorunlar ortaya çıktı. Bu durum, şehirlerin daha sıkışık hale gelmesine ve bakımsız kalmasına neden oldu.
Sonuç olarak, I. Dünya Savaşı döneminde gerçekleşen göç olayları, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesine ve çöküşüne katkıda bulundu. Bu olaylar, şehirleşmenin gerilemesine sebep oldu ve Osmanlı şehirlerinin yapısında da büyük değişimlere sebep oldu.
Anadolu'dan Batıya Göç Olayları
Cumhuriyetin kuruluşunun ardından gerçekleşen Anadolu’dan Batıya göç olayları, Osmanlı şehirlerinde önemli değişimlere sebep oldu. Anadolu’dan daha iyi bir hayat umuduyla yapılan bu göçler, Osmanlı şehirlerinin kırsal kesimden daha çok göç alan bir yapıya bürünmesine neden oldu. Ayrıca, bu göçler sonucunda ülkedeki nüfus dağılımı değişti ve büyük bir nüfus artışı gerçekleşti.
Bu göçler nedeniyle, Batı şehirlerinin yapıları ve fiziksel görünüşleri de önemli ölçüde değişti. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana ve diğer Batı şehirleri daha fazla göç aldı ve şehirlerin nüfusu giderek arttı. Bu şehirlerde daha fazla iş imkanı ve daha yüksek gelir beklentisiyle Anadolu’dan gelen göçmenlerin gelmesi, şehirlerin ekonomik olarak daha fazla gelişmesine katkıda bulundu.
Bununla birlikte, Anadolu’dan Batıya gerçekleşen göçlerle birlikte şehirlerde bazı sorunlar da ortaya çıktı. Artan nüfus ve iş imkanlarına yetişmek için şehirlerde yeni binalar inşa edildi. Ancak, bu binaların çoğu modern tasarımlar ve yapılar değildi. Genellikle plansız şekilde inşa edilen bu binalar, şehirlerin görünümünü olumsuz etkiledi.
- Eskiden dar sokaklar genişledi.
- Binaların yüksekliği arttı.
- Sokaklarımız arabalar için modifiye edildi.
Bu nedenlerle, Anadolu’dan Batıya göç olayları Osmanlı şehirlerinde pek çok değişikliğe neden oldu. Şehirlerdeki nüfus artışı ve yapılaşma sorunları, olumsuz etkileri olsa da, bugünkü modern şehirlerimizin temelini değiştirdi. Batı şehirleri bu göçlerle birlikte gelişirken, Anadolu şehirleri çevresindeki kırsal kesimden büyük ölçüde geriledi ve insanların gözünde cazibesi azaldı. Sonuç olarak, Anadolu’dan Batıya gerçekleşen göç olaylarının Osmanlı şehirleri üzerinde önemli bir etkisi oldu.
Şehirleşmenin Gerilemesindeki Etkisi
Şehirleşme, Osmanlı İmparatorluğu'nun gelişmesine katkı sağladığı gibi gerilemesinde de etkili olmuştur. Osmanlı şehirlerinin gerilemesindeki faktörler ve nedenleri arasında, ekonomik ve siyasi faktörler önemli bir rol oynamaktadır.
Ekonomik faktörler arasında, ticaretin gerilemesi ve tarımın zamanla geri planda kalması yer almaktadır. Çiftçilerin kentlere göç etmeleri, kentlerin nüfus yoğunluğunu artırırken, aynı zamanda su kaynaklarının tükenmesine sebep olmuştur. Bu durum, şehirlerde su taşıma sistemlerinin kurulmasıyla çözülmüştür. Ancak bu sistemlerin yeterli bir şekilde çalışması mümkün olmamıştır.
Siyasi faktörler arasında, imparatorluğun yönetim hataları önemli bir yer tutar. Özellikle, Tanzimat'ın ardından uygulanan hukuk ve idari reformların yetersiz kalması ve Osmanlı İmparatorluğu'ndaki siyasi gerginlikler, şehirlerin gerilemesine yol açmıştır. Bu durum, ülke genelinde göçleri hızlandırmıştır.
Ayrıca, şehirleşmenin gerilemesinde doğal afetlerin de payı vardır. Depremler, yangınlar gibi doğal afetler, şehirlerin alt yapısını zayıflatmaktadır. Bu tür afetler sık sık gerçekleştiğinden ve şehirler altyapılarını tamir edemeyecek hale geldiğinden, şehirlerin terk edilmesine sebep olan etmenlerden biri olmuştur.
Büyük bir imparatorluk olan Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesinde, şehirleşme ve göç olayları önemli bir rol oynamıştır. Bugün, Osmanlı dönemi şehirlerinin gerilemesi hala hissedilmektedir. Kültürel izler ve yapısal değişimler bugüne kadar gelmiş olsa da, ekonomik ve siyasi faktörler nedeniyle Osmanlı şehirlerinin gerilemesi kaçınılmaz olmuştur.
Ekonomik Faktörler
Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesindeki en önemli faktörlerden biri ekonomik sorunlardır. Şehirler, imparatorluğun merkezi işlevlerini üstlendiği için ekonomik krizlerin etkisini daha yoğun olarak hissetti. Osmanlı İmparatorluğu, günden güne çöküş sürecine girerken, şehirler de giderek güçsüzleşti.
İmparatorlukta yaşanan ekonomik sorunların en büyük sebeplerinden biri, büyük tarım arazilerinin elden çıkarılması ve yerlerine devletin kontrolünde olan toprakların dağıtılmasıdır. Bu da tarım sektörünün çökmesine ve şehirlerin besin kaynaklarının azalmasına yol açtı.
Bununla birlikte, Osmanlı ekonomisi ürettikleri tarım ve el sanatlarına dayandığından, dış ticaretteki olumsuzluklar da şehirlerin gerilemesinde önemli bir faktördür. Batılı güçlerin ticaret ağına angaje olunması ve Osmanlı ekonomisinin batı sermayesi tarafından etkilenmesi, ekonomik yıkımın başka bir sebebidir.
Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu'nun yerine getiremediği diğer bir görenek, şehirlerdeki zanaatkarların dağılımının sağlanması ve geliştirilmesidir. Zanaatkarlar, şehir ekonomisinin temel taşlarındandı. Ancak kentleri terk eden veya hayat mücadelesi içine giren zanaatkarlar, şehir ekonomisinin geri çekilmesinde önemli bir rol oynadı.
Bu sebeplerle, ekonomik sorunlar Osmanlı'nın şehirleri üzerinde büyük bir nüfuz sahibi oldu. Şehirlerin ekonomik kaynaklarını kaybetmeleri, altyapı çalışmalarının yapılamaması, yaşam standartlarının düşmesi gibi nedenler, imparatorluğun yavaş yavaş çökmesine ve şehirlerin gerilemesine sebep oldu.
Siyasi Faktörler
Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesindeki faktörler arasında siyasi faktörler de önemli bir yer tutar. Osmanlı İmparatorluğu'nda müesseselerin eski düzeninin devamı yerine Batı tarzı modernleşme hedeflerinin benimsenmesi, yönetimdeki değişikliklerdeki aksaklıklar, yönetimdeki hantal yapının sürdürülmesi ve Avrupalı devletlerle mücadelede yetersiz kalınması gibi sebepler Osmanlı şehirlerinde gerilemeye sebep olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma sürecindeki siyasi faktörler arasında Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı'nda yapılan hatalar da bulunmaktadır. Balkan Savaşları sonrasında kaybedilen topraklar, ekonomik kayıplar ve göç olaylarının yaşanması, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesinde önemli bir siyasi faktördür.
I. Dünya Savaşı döneminde ise yönetimde sondajcıların etkin olması, İttihat ve Terakki'nin bölgesel çıkarlarını her şeyin önünde tutması, cephelerin çağın teknolojik imkanlarından yararlanamaması Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşı kaybetmesine sebep olmuştur. Savaşın sonunda Mondros Ateşkes Antlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu'na büyük ekonomik yükler getirilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesindeki siyasi faktörler yönetimdeki hataların yanı sıra şehirlerin çevresindeki toprakların zamanla kaybedilmesi, ticari ve tarımsal yapıdaki bozulmalar, Nakşi hareketinin yaygınlaşması, Müslümanlık içindeki mezhep çatışmaları ve Osmanlı aydınlarının Batı'da öğrenim görmelerinin sonucu olarak ülkelerine geri dönmeden Batı kültüründen etkilenmeleri gibi sebeplerle de etkili olmuştur.
Siyasi faktörlerin de etkisiyle Osmanlı şehirleri, modern dünya ile rekabet edemez hale gelmiştir. Günümüzde de Osmanlı şehirlerindeki yapı ve kültür izleri hala hissedilmektedir.
Günümüzdeki Yansımaları
Günümüzde Osmanlı İmparatorluğu'nun şehirleşme ve göç faktörleri üzerindeki etkileri hala hissedilmektedir. Osmanlı şehirlerinden günümüze yansıyan pek çok iz ve etki bulunmaktadır. Bu izler arasında kültürel etkiler, yapısal değişimler ve mimari tasarım stilleri yer almaktadır. Osmanlı mimari tasarımı, dünya çapında hala takdir edilen bir sanat olarak kabul edilmektedir.
Ayrıca, günümüzde Osmanlı İmparatorluğu'nun şehirlerinde yer alan tarihi binaların koruma altına alınması, turizm sektöründe de etkili olmaktadır. Bu binalar, tarih ve kültür meraklıları tarafından ilgiyle ziyaret edilmektedir.
Ancak, günümüzde Osmanlı İmparatorluğu'nun şehirlerindeki yapısal değişimler de gözlemlenebilmektedir. Yeni yapıların inşa edilmesiyle birlikte, tarihi binalar yok olmaktadır. Bu durum, tarihi ve kültürel mirasın korunması adına önemli bir sorun olarak ele alınmaktadır.
Sonuç olarak, Osmanlı İmparatorluğu'nun şehirleşme ve göç faktörleri, günümüzde hala etkilerini göstermektedir. Tarihi binaların korunması, yapısal değişimlerin engellenmesi, kültürel ve tarihi mirasın gelecek nesillere aktarılması için bizim de üzerimize düşen görevler bulunmaktadır.
Kültürel Etkiler
Osmanlı İmparatorluğu dönemi, kültür açısından oldukça zengindir. İmparatorluk, farklı inançlardan ve kültürlerden insanların bir arada yaşadığı bir toplumdu ve bu birlikte yaşama kültürü, günümüze kadar etkisini sürdürmektedir. Şehirlerdeki mimari yapılarda Osmanlı kültürüne ait unsurlar yer almaktadır. Camiler, medreseler, hamamlar, çarşılar, kervansaraylar gibi korunmuş ve restore edilmiş yapılar, Osmanlı mimarisinin izlerini günümüze kadar taşımaktadır.
Osmanlı mimarisinde en önemli özelliklerinden biri, süsleme sanatıdır. Birçok cami, han ve saray, özellikle kubbe ve minareleriyle dikkat çeker. Süslemelerinde kalem işi, çini işleri, oyma işleri gibi birçok farklı teknik kullanılmıştır. İmparatorluk döneminde üretilen el sanatları, halı, kilim, seramik ve maden işlemeleri gibi nesnelere de yansımıştır. Günümüzde bu sanat eserleri, Osmanlı dönemi sanatını yansıtan müzelerde, sergilerde ve özel koleksiyonlarda görülebilir.
Osmanlı kültürü, yalnızca mimari ve sanat eserleri ile sınırlı değildir. Edebiyat, müzik, şiir, folklor, yemek kültürü, giyim ve gelenekler de Osmanlı kültürünün zenginlikleri arasındadır. Bu kültür mirası, Osmanlı şehirlerinde yaşayan insanların gündelik hayatlarına da yansımıştır. Örneğin, misafirperverlik ve paylaşım gibi değerler, günümüzde Türk kültürünün en önemli özelliklerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Günümüzde Osmanlı kültür mirası, turizm sektöründe de önemli bir yere sahiptir. Yabancı turistler, Osmanlı mimarisini ve tarihi yapıları ziyaret etmek için ülkemize gelmektedir. Bu nedenle, Osmanlı kültür mirasının korunması ve yaşatılması, ülkemizin turizm potansiyelini artırmaya da yardımcı olmaktadır.
Yapısal Değişimler
Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesinde önemli bir faktör, şehirleşme ile birlikte yapısal değişimlerdi. Tarihi İstanbul'da ve diğer Osmanlı şehirlerinde yeni yapıları, Batı mimarisinin etkisini göstererek inşa ettiler. Beyoğlu semtindeki Fransız apartmanları, Galata semtindeki neoklasik yapılar ve diğer Batı tarzı binalar, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesinden sonra bile günümüze kadar ayakta kalan örneklerdendir.
Ancak, modern zamanlara geldiğimizde Osmanlı mimarisindeki değişim ile ortadan kaybolan yapılar vardır. Bunlardan bazıları, diğerlerine göre daha az koruma altında olduğu için günümüze kadar gelemedi. Kimi yapılar ise, savaşlarda zarar gördü ve yenilenmedi. Bununla birlikte, birçok Osmanlı yapıları günümüzde bile ayakta ve koruma altındadır.
İstanbul'da Osmanlı mimarisinin kalıcı yansımalarından bazıları Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet Camii, Kapalıçarşı ve Yerebatan Sarnıcı'dır. Bu yapılar, Osmanlı İmparatorluğu'nun güçlü yapılarına örnek teşkil etmektedir. Ayrıca, İstanbul'un birçok semti, Osmanlı mimarisi ve tarihi yapısı ile ün kazanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nda, şehirlerdeki mimari değişim, günümüzde yansımasını modern ve çağdaş yapılar ile gösterir. Farklı mimari stiller, şehirlerin yeniden yapılanmasına ve dönüşmesine neden olur. Yeni binaların yapımına devam eden İstanbul'da modern mimari, tarihi dokuyu koruma çabası içindeyken bir yandan da ilerlemekte.
Sonuç olarak, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesinde şehirleşme ve yapısal değişimler önemli bir faktördür. Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesinden sonra, tarihi İstanbul'daki binalar ve diğer Osmanlı şehirlerindeki yapılar, günümüze kadar gelebilen örneklerdir. Ancak ülkede gerçekleşen ekonomik ve siyasi faktörler, yapıların sayısını azaltmış ve günümüzdeki mimari yapıları değiştirmiştir. Yine de Osmanlı mimari geleneği, yansımalarıyla günümüze kadar canlılığını korumaktadır.