Osmanlı İmparatorluğu dönemi boyunca birçok savaş yaşanmıştır Peki, hangileri en önemliydi? Bu yazıda Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli savaşlarına yer verdik Siz de tarihsel açıdan meraklıysanız, okumaya başlayabilirsiniz!
Osmanlı İmparatorluğu, dünya tarihinin önemli devletlerinden biri olarak birçok savaşa katıldı. Bu savaşlardan bazıları ülke tarihi için hiçbir zaman unutulmayacak vahim sonuçlar doğurdu. İşte Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihsel sürecinde en belirgin izler bırakan savaşların listesi:
- Bizans İmparatorluğu ile Yapılan Savaşlar
- Avrupa İttifakları ile Yapılan Savaşlar
- Osmanlı-Rus Savaşları
- Osmanlı-I. Dünya Savaşı
- Kurtuluş Savaşı
Bu savaşlar Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihinin önemli kilometre taşları olarak görülür. İmparatorluğun çöküşüne neden olan savaşlar arasında yer alır. Her savaşın kendine özgü özellikleri vardı ve her biri ayrı bir yazıya konu olabilir.
Bizans İmparatorluğu ile Yapılan Savaşlar
Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihinde Bizans İmparatorluğu ile yapılan savaşlar oldukça önemlidir. Bu savaşlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun ana güçlüklerinden biri olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun yükseliş dönemi, Bizans İmparatorluğu'nun zayıflaması ve topraklarının Osmanlı İmparatorluğu tarafından ele geçirilmesiyle başlamıştır.
Bizans İmparatorluğu ile yapılan en önemli savaşlardan biri, İstanbul'un fethi sırasında gerçekleşen savaştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun güçlenmesiyle birlikte Bizans İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı direncini kaybetmeye başlamıştır.
Osmanlı İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu ile yaptığı savaşlarda genellikle galip gelmiştir. Bu zaferlerin nedeni, Osmanlı İmparatorluğu'nun çok güçlü bir askeri güce sahip olmasıdır. Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri gücü, piyade, süvari ve topçuluk birimleri ile desteklenmiştir.
Genellikle karada yapılan savaşlar olmasına rağmen, deniz savaşları da gerçekleşmiştir. İki imparatorluk arasındaki en önemli deniz savaşı, Osmanlı donanmasının zaferiyle sonuçlanan Preveze Deniz Savaşı'dır.
Sonuç olarak, Osmanlı İmparatorluğu'nun Bizans İmparatorluğu ile yaptığı savaşlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun yükseliş dönemindeki en önemli savaşlardan biridir. Bu savaşlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun gücünü kanıtlamış ve tarih sahnesindeki yerini sağlamlaştırmıştır.
Avrupa İttifakları ile Yapılan Savaşlar
Osmanlı İmparatorluğu tarihi, Avrupa ile olan ilişkileri ve savaşları ile de önemli bir yer tutar. Avrupa İttifakları ile yapılan savaşlar da bu süreçte oldukça belirleyicidir. 17. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa'daki güçlü devletlerin ittifaklarına karşı savaşmak zorunda kaldı.
Bu ittifaklarla yapılan en önemli savaşlardan biri ise I. Viyana Kuşatması'dır. 1529 yılında gerçekleşen bu kuşatma, Osmanlıların Viyana'yı ele geçirme girişimiydi. Ancak Osmanlıların askeri gücü yeterli olmadığı için kuşatma başarısızlığa uğramıştı. Osmanlı ordusu bu savaşta büyük bir kayba uğradı ve savaş sonrasında Viyana halkı büyük bir rahatlama hissetti.
Bunun yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa'da birçok ittifaka karşı savaşmıştır. Bu ittifaklar arasında Malplaquet Muharebesi, Mohacs Savaşı ve Osmanlı-Avusturya Savaşı gibi savaşlar yer almaktadır. Bu savaşlarda Osmanlı İmparatorluğu'nun kaybı oldukça fazla olmuştur.
Ülkemizin tarihi, Avrupa ittifakları ile yapılan savaşlar nedeniyle oldukça önemlidir. Osmanlı İmparatorluğu, bu savaşlar sayesinde kendi askeri gücünü ve stratejilerini önemli ölçüde geliştirmiştir. Bugün, Osmanlı İmparatorluğu'nun bu savaşlarından geriye kalan kalıntılar, tarihimize farklı bir boyut kazandırmaktadır.
I. Viyana Kuşatması
Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'daki gücünü genişletmek için giriştiği Viyana Kuşatması, Osmanlı tarihi açısından oldukça önemli bir savaştır. 1683 yılında gerçekleşen bu çatışma, Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihinde büyük bir yenilgi olarak anılmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Viyana Kuşatması sırasında, kuşatma harekatını yürütmek üzere yüz binlerce askeri bulunmaktaydı. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri gücü, Viyana'yı ele geçirme konusunda yetersiz kalmış ve yenilgi yaşanmıştır.
Viyana Kuşatması, Osmanlı İmparatorluğu ile Avrupa İttifakları arasındaki mücadelelerin en önemlilerinden biridir. Osmanlı İmparatorluğu, bu savaşı kaybettikten sonra, güç kaybetmiş ve gerileme dönemine girmiştir.
| Osmanlı Ordusu'nun Silahlı Gücü: | Kuşatma sırasında, Osmanlı İmparatorluğu'nun ordusunda 90 bin piyade, 20 bin süvari ve 300 topluk mevzii bulunmaktaydı. |
|---|---|
| Viyanlıların Tepkisi: | Halk, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı büyük bir direniş göstermiş ve kuşatmayı püskürtmek için ellerinden geleni yapmışlardır. |
Viyana Kuşatması, Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilgisiyle sonuçlanmıştır. Ancak, bu savaşın tarihi açıdan birçok önemli yönü bulunmaktadır. Bu dönemde Avusturya monarşisi ile yapılan mücadeleler, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerileme dönemine girdiği önemli bir dönüm noktasıdır.
Osmanlı Ordusu'nun Silahlı Gücü
Viyana Kuşatması, Osmanlı İmparatorluğu için oldukça zorlu bir savaş dönemiydi. Osmanlı ordusu Viyana'yı ele geçirmek için birçok strateji uygulamıştı. Bu stratejileri uygularken askeri güçlerinin de büyük bir önemi vardı. Osmanlı ordusu, Viyana Kuşatması sırasında yaklaşık 120.000 askerden oluşuyordu.
Orduda piyade, süvari, topçu, mühendis ve sıhhiye birimleri yer alıyordu. Piyade ve süvari birlikleri sayıca daha fazla olsa da topçu birimleri de oldukça etkiliydi. Osmanlı ordusu toplamda 300 topa sahipti.
Ayrıca askeri güçlerin yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu'nun savaş stratejilerinde de oldukça başarılıydı. Kuşatma sırasında kullanılan çeşitli silahları da başarılı bir şekilde kullanan Osmanlı ordusu, Kuşatmayı uzun bir süre sürdürmüştü.
Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri gücü, Viyana Kuşatması sürecinde bütün cephelerde başarılı ataklara imza atmıştı. Ancak kuşatma sonunda Viyana'yı ele geçiremeyen Osmanlı ordusu, güçlü askeri yapısına rağmen birçok askeri kayıp vermişti.
Viyanlıların Tepkisi
Viyana'ya yapılan Osmanlı Kuşatması, Viyanalılar için şok edici bir deneyimdi. Şehirdeki halk, Osmanlı İmparatorluğu'nun “beşinci kol”unun yakında şehirde ayaklanabileceği ve onlara saldırabilecekleri yönünde korkuları vardı.
Bununla birlikte, Viyanalılar, Osmanlı Ordusu'nun gücü karşısında oldukça direnç gösterdiler. Topraklarını savunmak için yöntemler arayışına giren Viyanalılar, Osmanlı birliklerine karşı merkezi bir savunma hattı oluşturmak için çaba harcadılar.
Buna rağmen, bazı Viyanalılar, Osmanlı ordusuna teslim olmayı tercih ettiler. Bu, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuşatmayı başarısıyla sonuçlandırdı ve Viyana'yı 1683 yılında ele geçirdi.
Genel olarak, Viyanalıların tepkisi, Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa İttifaklarına karşı yaptığı savaşların seyrine de yön verdi. Direnişleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri gücünü sınadı ve mücadelelerinde önemli bir engel oluşturdu.
Kıbrıs'ın Alınması
Osmanlı İmparatorluğu, Kıbrıs'ı fethetme sürecinde titiz bir strateji izledi. Bunun sebebi; o dönemde Kıbrıs'ın stratejik öneminin yanı sıra Avrupa'daki Batı dünyasının alışık olmadığı birkaç özelliğe sahip olmasıydı. Öncelikle, Kıbrıs küçük bir ada olmasına rağmen doğal limanları, adanın güneybatısındaki Deftera Körfezi içerisinde bulunan Larnaka Limanı ve Kuzeydeki Girne Limanı gibi önemli limanlara sahipti. Böylece Osmanlı İmparatorluğu, Akdeniz'in en önemli ticaret yollarını kontrol altında tutabilecekti.
Osmanlı İmparatorluğu, Kıbrıs'ı ele geçirmek için etkili bir plan hazırladı. Plana göre, öncelikle gemiler Divan-ı Humayun tarafından belirlenen bir plan dahilinde hazırlandı ve donanmalar Larnaka'ya yanaştı. Kuzeydeki Girne Limanı, Osmanlı İmparatorluğu'nun savaş gemilerini saklamak için ideal bir yerdi; çünkü burası Kıbrıs'ın en korunaklı limanıydı.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Kıbrıs'ı ele geçirme süreci göz önüne alındığında, zorlu doğa şartları, krallıklar arası göçler ve birçok diğer savaşın olduğu bir sürecin yanı sıra birçok taktik ve stratejik hareket bulunuyordu. Öte yandan, adayı fethetmek için kullanılan teknolojik araç ve gereçler de oldukça ilginçtir. Edirne'den getirilen büyük bir toplar, adaya daha önce hiç duyulmamış bir şey olsa da, Osmanlı İmparatorluğu'nun Kıbrıs'ı fethetme konusundaki entelektüel yönetim ile birleştiğinde, adayı başarıyla ele geçirdi.
Osmanlı-Rus Savaşları
Osmanlı İmparatorluğu, tarihinin birçok döneminde Rusya ile savaşmıştır. Rusya, Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli düşmanlarından biri olarak görülmüştür. Bu nedenle, Osmanlı İmparatorluğu'nun Rusya ile yaptığı savaşlar, tarihin önemli sayfalarından biridir.
Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya arasındaki ilk savaş 1568 yılında başlamıştır. Bu savaşta, Osmanlı İmparatorluğu ile Kırım Hanlığı, Rusya'ya karşı birleşerek savaşmıştır. Ancak, Rusya'nın güçlü savunma sistemleri karşısında Osmanlı İmparatorluğu ve Kırım Hanlığı başarısız olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya arasındaki en önemli savaşlardan biri olan Azak Kuşatması, 1686 yılında gerçekleşmiştir. Bu savaşta, Osmanlı İmparatorluğu, Rusya'nın Azak Kalesi'ne saldırmıştır. Ancak, Rusya'nın güçlü askeri gücüne karşı Osmanlı İmparatorluğu başarısız olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya arasındaki bir diğer önemli savaş ise Kırım Savaşı'dır. Bu savaş 1853 yılında başlamış ve 1856 yılında sona ermiştir. Bu savaşta, Osmanlı İmparatorluğu ve diğer Avrupa devletleri, Rusya'ya karşı savaşmıştır. Isaac Newton'un ünlü sözü olan "Eylemsiz cisimlerin hareketi kanunları"nın doğruluğunun kanıtlandığı bir savaş olarak tarihe geçmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde gerçekleşen Osmanlı-Rus Savaşı ise 1877-1878 yılları arasında yaşanmıştır. Bu savaşta, Osmanlı İmparatorluğu, Rusya ile yeniden karşı karşıya gelmiştir. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri gücü zayıf düşmüş ve savaşı kaybetmiştir.
- Sonuç olarak: Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya arasındaki savaşlar, tarihin seyrini değiştiren olaylardan biridir. Bu savaşlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun gücünün zayıflamasına neden olmuştur. Günümüzde ise, Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya arasında dostane ilişkiler bulunmaktadır.
Azak Kuşatması
Azak Kuşatması, Osmanlı İmparatorluğu'nun Rusya ile yaptığı en önemli savaşlardan biridir. Bu savaş, 1695-96 yıllarında gerçekleşmiş ve yaklaşık bir yıl sürmüştür. Rusya'nın Azak Kalesi'ni alma amacıyla başlatılan bu savaş, Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilgisiyle sonuçlanmıştır.
Azak Kuşatması, Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri açıdan zayıf olduğu bir dönemde yaşanmıştır. Osmanlı Ordusu, Rusların kuşatması altında kalmış ve stratejik açıdan dezavantajlı durumda bulunmuştur. Osmanlı Ordusu'nun askeri gücü, Rusların güçlü topçu ateşi karşısında yetersiz kalmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Azak Kalesi'ni savunmak için kullandığı stratejiler de yetersiz kalmıştır. Osmanlı Ordusu, savaşın sonuna doğru Rusların saldırısı karşısında kaleyi terk etmek zorunda kalmıştır. Bu nedenle, Azak Kuşatması Osmanlı İmparatorluğu tarihi açısından önemli bir yenilgi olarak kaydedilmiştir.
Savaş sırasında Osmanlı Ordusu'nun kullandığı silahların listesi de ilginçtir. Osmanlı Ordusu, geleneksel silahlarının yanı sıra, Rus ordu güçleriyle yapılan çarpışmalarda yeni silahlar da kullanmıştır. Bu silahlar arasında şarapnel bombaları, mayınlar ve ithal top mermileri gibi modern silahlar da yer almaktadır.
Sonuç olarak, Azak Kuşatması Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihsel sürecinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu savaş, Osmanlı Ordusu'nun askeri zayıflığına ve stratejik açıdan yetersizliğine işaret ederken, Rusya'nın askeri gücü ve modern silahlar kullanımına dikkat çekmiştir.
Kırım Savaşı
Kırım Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1853-1856 yılları arasında Rusya'ya karşı yürüttüğü bir savaştı. Bu savaş, Osmanlı İmparatorluğu tarihinin en uzun ve kanlı savaşlarından biriydi. Savaşın nedeni, Rusya'nın Balkanlar ve Karadeniz'e hakim olma arzusuydu. Kırım Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu'nun bölgedeki gücünü korumak için verdiği büyük bir mücadele olarak tarihe geçti.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Kırım Savaşı'ndaki stratejisi, Avrupa güçlerinin desteğini alarak Rusya'ya karşı mücadele etmekti. Osmanlı İmparatorluğu, savaşın başında İngiltere ve Fransa ile ittifak kurdu. Bu ittifak sayesinde Osmanlı İmparatorluğu, Rusya'nın Karadeniz'deki askeri gücüne karşı koyma imkanı buldu.
Kırım Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu için oldukça zorlu geçti. Osmanlı ordusu, savaşın başında zayıf bir konumdaydı ve silahları eskimişti. Rus ordusu ise modern silahlara sahipti ve Osmanlı ordusundan daha iyi donanımlıydı. Ancak Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere ve Fransa'nın desteği sayesinde savaşın seyrini değiştirmeyi başardı.
Savaşta, Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli savaş hareketleri arasında Sinop Deniz Savaşı da yer alıyor. Bu savaş, Osmanlı İmparatorluğu'nun Karadeniz'deki başarılı bir hamlesi oldu. Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu'nun Paris Kongresi'ne katılımı sayesinde savaş sona erdi ve barış sağlandı.
Osmanlı-I. Dünya Savaşı
Osmanlı İmparatorluğu I. Dünya Savaşı'nda önemli bir rol oynadı. İmparatorluğun çöküşünün başlangıcı olarak kabul edilen bu savaşta Osmanlı İmparatorluğu, Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile birlikte savaştı.
Savaş boyunca Osmanlı İmparatorluğu, Çanakkale Boğazı'nın savunulmasından sorumluydu. Bu savaşta Osmanlı ordusu, Kuvayi Milliye isimli güçlü bir direniş hareketi ile aynı anda mücadele etmek zorunda kaldı. Gelibolu Savaşı, Çanakkale Savaşı gibi önemli savaşlarda Osmanlı İmparatorluğu, büyük bir direniş göstererek savaşın çıkmasına katkıda bulundu.
Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'nda yaptığı savaşlar arasında Dardanel Savaşı, Sarıkamış Savaşı, Kut'ül Amare Savaşı, Romanya Savaşı ve Sina Filistin Cephesi Savaşı bulunuyor. Bu savaşlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun savaş tarihinde önemli yer alıyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nun bu savaşlardaki başarısızlıkları, devletin çöküşüne etki etti. Özellikle, İtilaf Devletleri'nin Osmanlı İmparatorluğu'nu yenmesi, İmparatorluğun dağılmasına neden oldu. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'ndaki rolü, uluslararası arenada da tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Gelibolu Savaşı
Gelibolu Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı sırasında İtilaf Devletleri ile yaptığı savaşlardan biridir. Savaşın seyri oldukça kanlı ve zorlu geçmiştir. Gelibolu Yarımadası'nın sahilleri, İngiliz, Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerlerin işgaline uğramıştır.
Bu savaş, toplam 9 ay sürmüş ve Osmanlı İmparatorluğu için çok sayıda kayıpla sonuçlanmıştır. Savaşın sonucunda pek çok Osmanlı askeri hayatını kaybetmiş, yaralanmış veya esir düşmüştür. Gelibolu Savaşı'nın sonucunda İtilaf Devletleri, İstanbul'a doğru ilerlemeye başlamış ve İmparatorluk için zorlu bir süreç başlamıştır.
Gelibolu Savaşı'nın en önemli sonuçlarından biri, Mustafa Kemal Atatürk gibi liderlerin ortaya çıkışıdır. Mustafa Kemal, Gelibolu Savaşı'nda aldığı başarılı kararlar ve yönetimi sayesinde Türk askerleri arasında büyük saygı ve destek kazanmıştır. Ayrıca, savaşın sonucu Türk ulusunun birleşmesine ve Milli Mücadele'nin başlamasına da ön ayak olmuştur.
| Gelibolu Savaşı Özellikleri | Savaşın Sonuçları |
|---|---|
| - 9 ay sürdü | - Pek çok Osmanlı askeri öldü, yaralandı veya esir düştü |
| - Toplamda 500.000'den fazla asker savaştı | - Mustafa Kemal Atatürk gibi liderlerin ortaya çıkmasına neden oldu |
| - Gelibolu Yarımadası'nın sahilleri işgal edildi | - Türk ulusunun birleşmesine ve Kurtuluş Savaşı'nın başlamasına neden oldu |
Çanakkale Savaşı
Çanakkale savaşı, Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihinin en önemli savunma savaşlarından biridir. Bu savaş, dünya tarihindeki en kanlı ve mühim savaşlardan biri olarak kabul edilmektedir. Çanakkale Boğazı, savaşın gerçekleştiği önemli bir stratejik noktadır. Bu noktanın ele geçirilmesi, İtilaf Devletleri'nin Osmanlı İmparatorluğu'nun doğudaki yönetim merkezine doğru ilerlemesine izin vermesi açısından oldukça önemliydi.
Çanakkale Savaşı, 18 Mart 1915 tarihinde başladı ve 9 Ocak 1916 tarihinde sona erdi. Osmanlı İmparatorluğu, İtilaf Devletleri'nin İstanbul'u işgal etmelerini önlemek için burada büyük bir direniş gösterdi. Bu direniş sırasında, Türk askerleri kahramanca savaştı ve dünya tarihinde unutulmaz bir yer edindi.
Çanakkale Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu'nun üstün stratejik planlama becerisini gösteren bir örnektir. Türklerin savaş tarihindeki en yaratıcı taktikleri uyguladıkları zamanlardan biriydi. Bu savaş sırasında, Türk askerleri düşmanın cephaneliğine sahip olmak için keskin nişancılık yapmaktan, patlamamış cephaneleri toplamaya kadar her türlü yöntemi kullandılar. Bu nedenle Çanakkale Savaşı, askeri taktikler açısından savaş tarihi kitaplarında etkileyici bir yer edindi.
Savaşın Çanakkale tarafındaki en önemli mevki olan Seddülbahir, Türk ordusunun düşman kuvvetlerine karşı verdiği kahramanca mücadelenin en canlı örneklerinden biridir. Türk askerleri, bu bölgede çok çetin bir mücadele verdi ve başarılı oldu.
Çanakkale Savaşı, dünya tarihindeki en kanlı savaşlardan biriydi. Ancak bu savaş sayesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri atıldı. Atatürk, bu savaş sırasında verilen kahramanca mücadeleyi ve Türk askerlerinin gösterdiği üstün çaba ve cesareti birçok kez takdir etti. Bu savaşın sonucunda Osmanlı İmparatorluğu kaybetmiş olsa da, Türk tarihinde ve milli bilincinde son derece önemli bir yere sahip olmuştur.
Kurtuluş Savaşı
Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasının ardından, ülkeyi işgal eden güçlere karşı başlatılan Kurtuluş Savaşı, Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Bu savaş, 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Atatürk tarafından Samsun'da başlatılmış ve 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar Zaferi ile sona erdirilmiştir.
İşgal güçleri arasında İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Ermenistan ve Gürcistan gibi ülkeler yer almaktadır. Savaşın başlama nedeni, Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'nda yenilerek topraklarının işgal edilmesi sonucu, ülkenin geleceği ile ilgili kararların işgalciler tarafından alınacağı endişesiydi. Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu'nun işgal edilmesi sonrası örgütlenerek, Türk halkının kendi toprakları üzerinde özgürce yaşaması gerektiğine inanıyordu.
Kurtuluş Savaşı, 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara'da açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kurulması ile belirginleşti. Bu tarihten itibaren Mustafa Kemal Atatürk, ordularının başına geçerek, savaşın kararlı bir şekilde sürdürülmesini sağladı. Savaşın en önemli kazanımlarından biri, Büyük Taarruz'dur. 26 Ağustos 1922'de Büyük Taarruz'un başlaması ile birlikte, Türk ordusu hızlı bir şekilde ilerlemeye başladı ve savaşı kazanarak, ülkenin işgalci güçlerden kurtulmasını sağladı.
Kurtuluş Savaşı sırasında, Türk ordusunun ihtiyaç duyduğu silah, cephane ve malzemelerin sağlanması için çeşitli çalışmalar yürütüldü. Savaşın finansmanı için Darülfünun'de bulunan öğrenciler tarafından Milli Teşvik Cemiyeti kuruldu. Ayrıca ülke içinde ve dışında toplanan bağışlarla da savaşın finansmanı sağlandı.
Atatürk'ün önderliğindeki Kurtuluş Savaşı, Türk halkının birlik ve beraberliği sayesinde kazanılmıştır. Bu savaş, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna vesile olmuş ve Türkiye tarihinde bir milat olarak kabul edilmiştir.