Tanzimat Fermanı ve Hukuk Reformu, Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme çabalarının önemli bir adımıdır. Yeni kanunlar ve düzenlemeler, hukukun üstünlüğü ilkesinin kabulü ve insan hakları konusundaki gelişmelerle birlikte bu dönemde başlamıştır. Bu reformlar, ülkenin sosyal, kültürel ve ekonomik yapılarını da etkilemiştir. Bugün hâlâ Türkiye'nin modern hukuk sistemine temel oluşturan Tanzimat Fermanı ve Hukuk Reformu, Osmanlı İmparatorluğu tarihinde unutulmaz bir sayfa açmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat Fermanı 1839 yılında kabul edildikten sonra hukuk alanında önemli değişiklikler gerçekleştirildi. Hukuk reformları, Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme çabalarının bir parçasıydı ve hukuk alanında Avrupa ülkelerine özgü uygulamaların benimsenmesini amaçlıyordu.

Tanzimat Fermanı, Osmanlı İmparatorluğu'nun Batılı devletler karşısında güç kazanabilmesi için yapılan birçok yenilikten sadece biriydi. Fermanın kabul edilmesiyle birlikte, hukuk alanında önemli değişiklikler yapılması gerekiyordu. Bu nedenle, hukuk alanında bir reform hareketi başlatıldı ve yeni kanunlar hazırlandı.

Tanzimat dönemi'nde yapılan hukuk reformları arasında en önemlilerinden biri, 1869 yılında kabul edilen Medeni Kanun'dur. Bu kanun, Osmanlı hukuk sistemi için devrim niteliğindeydi ve birçok Batı ülkesinde uygulanan Medeni Kanun'un benzer uygulamalarını Osmanlı hukuk sistemine de getiriyordu.

Tanzimat Fermanı döneminde hukuk alanında yapılan diğer değişiklikler ise tımar sisteminin kaldırılması ve yerine yeni bir sistemin getirilmesi, mahkemelerin kurulması ve hukuk eğitimi veren okulların açılması gibi reformlar idi. Bu değişiklikler, Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme yolunda atılan adımlar arasında en önemlilerindendi.

Tanzimat Fermanı

Tanzimat Fermanı Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme çabaları kapsamında 1839 yılında hazırlanmış ve ilan edilmiş bir ferman olarak tarihe geçmiştir. Bu ferman, Osmanlı Devleti'nde yapılan bir dizi reformların ve modernleşme hareketlerinin çıkış noktasını oluşturmuştur.

Tanzimat Fermanı'nın kabul edilmek istenmesinin başlıca nedeni, Osmanlı İmparatorluğu'nun diğer Avrupa devletleriyle rekabet gücünün azalması ve modernleşme hareketlerine ayak uyduramamasıydı. Bu nedenle fermanla birlikte hukuk sisteminden askeriye ve vergilendirme sistemine kadar pek çok alanda reformlar yapıldı. Hukuk alanında yapılan reformlar ise, Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşmesi açısından oldukça önemliydi.

Tanzimat Fermanı'nın hukuk alanında getirdiği değişiklikler arasında, yeni bir hukuk düzeni oluşturulması, yargı sisteminin düzenlenmesi, mahkemelerin yapılanması, hukuki belgelerin hazırlanması ve hukukun evrenselleştirilmesi yer almaktadır. Bu değişiklikler Türk toplumu ve devletinin modernleşmesinde önemli bir rol oynamış, hukuk sisteminde etkinlik ve şeffaflık sağlanmıştır.

Medeni Kanun

1869 yılında kabul edilen Medeni Kanun, Tanzimat reformları döneminde Osmanlı hukuk sisteminde gerçekleşen en büyük değişimlerden biridir. Kanunun kabul edilmesiyle birlikte, Müslüman ve gayrimüslim tüm vatandaşların hukuk davaları artık aynı mahkemede ele alınmaya başlandı. Medeni Kanun, Türk hukuk sisteminde köklü değişiklikler ve yeniliklere harika bir temel oluşturdu.

Medeni Kanun'un kabul edilmesiyle birlikte, Türk hukuk sistemi artık Fransız hukuk sistemiyle benzerlik göstermeye başladı. Kanun, evlilik, miras, aile hukuku, mülkiyet hukuku ve borçlar hukuku gibi alanlarda modern bir yaklaşım sunarak Osmanlı hukuk sistemini çağın gereksinimlerine uygun hale getirdi. Bunun yanı sıra, Medeni Kanun sayesinde kadın haklarında da önemli bir ilerleme kaydedildi. Kanun, kadınların miras alma, evlenme ve boşanma haklarını da dahil olmak üzere pek çok alanda erkeklerle eşit haklara sahip olmasını sağladı.

Medeni Kanun'un kabul edilmesi, yargı sistemine de etki etti. Kanunun kabul edilmesiyle birlikte, uzmanlaşmış mahkemeler oluşturuldu ve yargı sistemi daha etkili ve modern bir hale getirildi. Ayrıca, hukuk eğitimi alanındaki gelişmelere de öncülük eden Medeni Kanun, hukuk fakültelerinin açılmasına öncülük etti ve böylelikle hukuk eğitimi veren okulların kökleşmesine yol açtı.

Medeni Kanun, Türk hukuk sistemindeki en önemli kanunlardan biridir ve bugün bile etkisini sürdürmeye devam ediyor. Hala pek çok alanda kullanılan bu kanun, Türk hukuk sisteminin modernleşmesinde büyük bir rol oynamıştır.

Kanunların Yapılışı

Osmanlı İmparatorluğu'nda hukuk alanında yapılan en önemli reformlardan biri, Medeni Kanun'un kabul edilmesidir. Bu kanun, Fransız Medeni Kanunu'ndan esinlenerek hazırlanmıştır ve 1869 yılında kabul edilmiştir. Kanunun hazırlık süreci oldukça zorlu ve uzun bir süreçti. Kanunun hazırlanması, Meclis-i Âyan, Meclis-i Mebusan ve hükümet arasında uzlaşmalar sağlanarak gerçekleştirildi.

Medeni Kanun, ülke genelindekilerin sosyal, ekonomik, kültürel ve hukuki durumlarını belirleyen devlet politikalarının bir aracıdır. Hazırlık sürecinde halkın görüşleri de dikkate alındı. Bu süreçte hukukçu ve aydınlar da büyük rol oynadı. İlk taslak kanun metni, birinci Meclis'te kabul edildi. Bu taslak daha sonra İstanbul Hukuk Mektebi'nde incelendi ve düzenlendi.

Ardından, ikinci Meclis'te yeniden görüşüldü. Bazı değişiklikler yapıldıktan sonra kabul edildi ve Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid tarafından onaylandı. Böylece, Medeni Kanun yürürlüğe girdi. Bu kanun, Osmanlı hukuk tarihindeki en önemli adımlardan biridir ve modern Türk hukukunun temelini oluşturmuştur.

Medeni Kanun, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde yapılan büyük yeniliklerden biridir. Kanun, Türk hukuk sistemi üzerinde derin bir etkiye sahip olmuş ve ülke hukukunda büyük bir değişim yaratmıştır. Bu kanun, Türkiye'nin modernleşme sürecinde önemli bir adımdır ve hala yürürlüktedir.

Medeni Kanun'un Özellikleri

Medeni Kanun, Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme sürecinde büyük bir adım olan hukuk alanında yapılan reformların en önemlilerinden biridir. 1869 yılında kabul edilen bu kanun, modern Türk hukuk sisteminin temelini oluşturmuştur. Medeni Kanun'da yer alan özellikler ve kanunun hukuk sistemi üzerindeki etkileri oldukça önemlidir.

Medeni Kanun'un en önemli özelliklerinden biri, hukuk alanında uygulanan İslami geleneklerin yerine daha modern ve çağdaş ilkelerin getirilmesidir. Kanunda evlilik, vasiyet, miras gibi insan hayatının temel konuları düzenlenmiş ve bu konulardaki uygulamalar daha adil bir şekilde yapılmıştır.

Kanunun getirdiği bir diğer özellik ise eşitlik ilkesinin kabul edilmesidir. Medeni Kanun'la birlikte, kadınların ve erkeklerin yasal hakları arasında farklılık yapılmaksızın eşitlik ilkesi benimsenmiştir. Böylece, kadınların toplumda daha fazla söz sahibi olmaları ve haklarının korunması amaçlanmıştır.

Medeni Kanun, aynı zamanda Türk hukuk sisteminin temel kaynaklarından biri olarak kabul edilir. Kanunun kabulüyle birlikte, Türk hukuk sistemi daha modern ve çağdaş bir yapıya kavuşmuştur. Ayrıca, Medeni Kanun'un kabulüyle birlikte çeşitli alt kanunlar da çıkarılmış ve Türk hukuk sistemi daha da güçlenmiştir.

Medeni Kanun'un Hukuk Sistemi Üzerindeki Etkileri
Eşitlik ilkesinin kabul edilmesi
Daha modern ve çağdaş bir hukuk sistemi oluşması
Daha adil uygulamaların yapılması
Türk hukuk sisteminin güçlenmesi

Tımar Sistemi'nin Kaldırılması

Tanzimat dönemi, Osmanlı Devleti'nde birçok yeniliğin gerçekleştirildiği bir dönemdir. Hukuk alanında yapılan reformlar da bu yeniliklerin en önemli parçalarından biridir. Bu reformlardan biri de feodal tımar sisteminin kaldırılması ve yerine yeni bir sistemin getirilmesidir.

Feodal tımar sistemi, Osmanlı Devleti'nde toprak sisteminin temelini oluşturmaktaydı. Bu sistemde toprağın sahibi olan kişilere, askeri hizmetlerini yerine getirme karşılığında vergi muafiyeti, toprak sahiplerine ayrıcalıklar ve imtiyazlar sağlanıyordu. Ancak bu sistem, gittikçe zamanla köhnemiş ve işlevini kaybetmişti. Bu nedenle Tanzimat döneminde, tımar sistemi kaldırılmış ve yerine yeni bir sistem getirilmiştir.

Yeni sistem, önceden olduğu gibi toprağın sahip olunmasına değil, toprağın kullanılmasına dayanıyordu. Toprak devletin mülkiyetindeydi ve kullanım hakkı farklı gruplara ayrılmıştı. Bu yeni sistemde, toprağın tarımsal faaliyetlerine ya da başka üretim aktivitelerine uygunluğuna göre belirli gruplara tahsis edildiği görülmüştür.

Tımar sisteminin kaldırılması aynı oranda toprak sorununu da beraberinde getirmiştir. Kaldırılan tımarlar, devletin elinde büyük bir oranda toprak birikmesine neden olmuştur. Bu durum da Feriköy Metrukesi adı verilen arazilerin ortaya çıkışına yol açtı. Feriköy Metrukesi, o dönemde elde avuçta kalan parçaların, toprak baronlarının eline geçmesiyle oluşan bir arazi karmaşasıydı.

Tımar sisteminin kaldırılması, Tanzimat döneminde yapılan hukuk reformlarından sadece biridir. Ancak bu reform, Osmanlı toplumundaki toprak sahipliği normlarının değişmesine neden olmuştur. Bu nedenle, özellikle toprak sorununa ilişkin olarak yapılan bu reform, hukuk tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Feriköy Metrukesi

Tanzimat Fermanı döneminde gerçekleşen hukuk reformlarından biri tımar sisteminin kaldırılmasıdır. Tımar sistemi, toprakların askeri personele belli bir süre için tahsis edilmesi ve bu kişilerin vergi toplama yetkisiyle birlikte kullanmasıdır. Tımar sisteminin kaldırılması sonrasında, tımar arazilerinin hukuki durumu belirsiz hale gelmiştir.

Bu arazilerden biri de feriköy metrukesi adı verilen arazidir. Metruke, tımarın boşa çıkması ya da sahibinin ölümü durumlarında, hazine tarafından kiralanan arazidir. Feriköy metrukesi de tımar sisteminin kaldırılması sonrasında hazineye ait kiralık bir arazi haline gelmiştir. Ancak metrukelerin durumları belirsiz olduğundan, bu arazilerin hak sahipleri ile ilgili çekişmeler yaşanmıştır.

Feriköy metrukesi de toprak sorununun bir parçası haline gelmiştir. Üzerinde uzun yıllar boyunca hak iddia eden çeşitli grupların çekişmesine konu olmuştur. İlk olarak, İstanbul Belediyesi bu arazi üzerinde hak iddia etmiştir. Daha sonra, TBMM'nin aldığı bir kararla bu arazi 1930 yılında özel bir şirkete verilmiştir. Ancak şirket, bu arazideki çalışmalarını sürdürememiştir ve feriköy metrukesi tekrar belediyenin eline geçmiştir.

Yargı Sistemi'ndeki Değişimler

Tanzimat Fermanı'nın kabul edilmesiyle birlikte, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki hukuk sistemi radikal bir değişime uğradı. Bu reformlar kapsamında yargı sistemi de yenilendi. Tanzimat döneminin en önemli yargı reformlarından biri, yeni mahkemelerin kurulmasıydı.

Tanzimat döneminde kurulan mahkemeler arasında ticaret mahkemeleri, idare mahkemeleri, vakıf mahkemeleri ve ceza mahkemeleri gibi farklı türler bulunuyordu. Mahkemelerin yapısı da modernleşti ve hukuk alanında eğitim veren okullar açıldı. Böylece daha donanımlı hakim ve savcılar yetiştirilmesi amaçlanıyordu.

Bunun yanı sıra, Osmanlı yargı sistemi hukuki davalarda değişime uğradı. Tanzimat döneminden önce uygulanan Şer'iyye mahkemeleri yerine, Batı hukukuna dayalı bir sistem uygulandı. Yeni yasalar ve kanunlar oluşturuldu ve bu kanunlar, uygulama açısından daha şeffaf ve adil hale getirildi. Hukuk eğitimi veren okullarda, bu yeni kanunlar temel alınarak eğitim verildi.

Yargı sistemi reformları, Osmanlı İmparatorluğu'nda hukuk alanındaki değişimlere paralel olarak gerçekleştirildi. Bu reformlar sayesinde, hukuk sistemi çağdaş hukuk sistemleriyle uyumlu hale getirilerek, daha şeffaf ve adil bir yapıya kavuştu.

Mahkemelerin Kuruluşu

Tanzimat Fermanı'nın kabulünden sonra yapılan hukuk reformları kapsamında, Osmanlı yargı sistemi de büyük bir değişim geçirmiştir. Tanzimat döneminde kurulan yeni mahkemeler sayesinde adil yargılanma hakkı ve hukuksal işlemlerde şeffaflık sağlanmıştır. Yeni mahkemeler arasında Askeri Mahkemeler, Ticaret Mahkemeleri, İdari Mahkemeler, Ceza Mahkemeleri ve Sulh Mahkemeleri yer almaktadır.

Askeri Mahkemeler, askeri suçlar ve disiplin cezalarına ilişkin davaları görmüş, Ticaret Mahkemeleri ise ticari işlemlerden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesinde görev almıştır. İdari Mahkemeler, devlet ile bireysel arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde işlevsel hale getirilmiştir. Ceza Mahkemeleri, suç suçluların yargılandığı mahkemelerdir. Sulh Mahkemeleri ise çekişmeli davalarda taraflar arasında sulh yoluyla anlaşma sağlamak için kurulmuş mahkemelerdir.

Yeni mahkemelerin yapısı da önemli değişimler getirmiştir. Bunlar arasında jürili mahkeme sistemi de yer almaktadır. Jürili mahkemelerde, bir başkan ve üç jürinin yer aldığı davanın sonucuna karar verilmektedir. Ancak, jürili mahkeme sistemi uzun bir süre kullanılmamıştır ve daha sonrasında kaldırılmıştır.

Tanzimat dönemi'nde yapılan bu hukuk reformları, günümüzde de Türk hukuk sisteminin temelini oluşturmaktadır. Bu sayede adil yargılanma, hukuksal işlemlerde şeffaflık ve hukuk eğitimi gibi konularda önemli adımlar atılmıştır.

Hukuk Eğitimi

Hukuk alanında eğitim veren okulların açılması, Tanzimat dönemi'nde yapılan hukuk reformlarından birisidir. Bu reformlar sayesinde Osmanlı İmparatorluğu'nda modern hukuk sistemleri ve kanunlar oluşturulmaya başlandı. Hukuk eğitimi, bu dönemde önemli bir alan haline gelerek, Osmanlı İmparatorluğu'nun modernizasyonuna katkıda bulundu.

Hukuk eğitimi veren ilk okul, 1851 yılında kurulan Galatasaray Hukuk Mektebi'dir. Daha sonra, 1870 yılında Mekteb-i Hukuk-ı Şahane adıyla İstanbul'da yeni bir hukuk okulu açıldı. Bu okulda, hukuk alanında eğitim gösteren öğretmenler uluslararası alanda tanınmış hukukçulardan seçiliyordu ve hukuk eğitiminde Batı tarzı bir yöntem benimseniyordu.

Bu okulların açılması, hukuk alanındaki gelişmelerin yanı sıra, yargı sistemi, hukuk müesseseleri ve hukuki düzenlemelerin daha etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamıştır. Okullarda verilen hukuk eğitimi, öncelikle Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşmesine yardımcı oldu. Öğrenciler, Batı tarzı hukuk sistemleri ve yeni kanunlar hakkında bilgi sahibi olarak, Osmanlı hukuk düzeninin modernleşmesinde önemli bir rol oynadılar.

Hukuk eğitimi, yalnızca hukuk alanında uzman olmak isteyenler için değil aynı zamanda askeri okullarda da veriliyordu. Hukuk eğitimi alan subaylar, askeri hukuk ve disiplin davalarında hukuki kararlar verebiliyorlardı.

Bu reformların sonucunda, hukuk eğitimi alan mezunlar, Osmanlı İmparatorluğu'nda hukuk düzeni ve yargı sisteminin modernleşmesinde önemli bir rol oynadılar. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin modern hukuk sistemi, Tanzimat döneminde atılan temeller üzerine inşa edilmiştir.

Kaynak:

Özbay, F. (2008). Tanzimat Döneminde Öğrenim, Eğitim ve Kültür Hayatı (1839-1861). Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 24(71), 369-412.