Osmanlı İmparatorluğu döneminde halk arasında kabul gören adalet sistemi şeri mahkemeleri ile işliyordu. Şeri mahkemeleri nasıl çalışıyordu? Bu kitapta Osmanlı adalet sisteminin işleyişi ayrıntılı şekilde inceleniyor. Okuyun ve tarihimizi keşfedin.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde adalet sistemi, şeri mahkemeler üzerinden yürütülüyordu. Şeri mahkemelerin görevi, İslami hukuka göre yargılamalar yaparak kararlar vermekti. Mahkemeler, farklı konularda ve farklı nedenlerle açılabilirdi.
Şeri mahkemelerin yapısı, bir kadıdan oluşuyordu. Kadı, yargılamayı gerçekleştirirken vakıflar da mahkeme ile ilgili bazı giderleri karşılıyordu. Mahkemelerdeki duruşmalar, halka açık değildi ve sadece davacı ve davalılar, şahitler, mütercimler ve mütercimlerin çevirmesi durumunda katılımcı olabilirdi. Mahkeme, İslami hukuka göre yargıladığı için yargılama usulü de farklıydı.
Özellikle Müslüman olmayanların durumu, İslami hukuka uygun şekilde yargılanması gerektiği için farklıdı. Müslüman olmayanlar, şeri mahkemelerinde yargılanırken, İslami hukuka göre karara bağlanırdı. Cizye vergisi ödeyenler ise, bazı haklara sahipti ve ödemeyenlerin durumu daha farklıydı.
Osmanlı İmparatorluğu'nda şeri mahkemelerin aldığı kararlar ve uygulamaları, kanunnamelerle belirlenirdi. Kanunnameler, farklı konuları içeriyordu ve uygulamalar da bunlara göre şekilleniyordu. Şeri mahkemelerin kaldırılma süreci ise, modernleşme hareketleriyle başlamış ve yerine batı tipi mahkemeler getirilmiştir.
- Şeri mahkemeler, Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki adalet sistemi üzerinde etkiliydi.
- Müslüman olmayanlar, İslami hukuka uygun şekilde yargılanıyordu.
- Şeri mahkemelerin aldığı kararların uygulaması, kanunnamelerle belirleniyordu.
- Modernleşme hareketleriyle birlikte şeri mahkemeler kaldırılmış ve yerine batı tipi mahkemeler getirilmiştir.
Şeri Mahkemelerin Kuruluşu
Osmanlı İmparatorluğu döneminde şeri mahkemeler, İslam hukukunu temel alan yargı organlarıydı. Bu mahkemeler, İslam dininin şeriat hükümlerini esas alarak karar verirlerdi. Şeri mahkemelerin kuruluşuna ilişkin bazı kaynaklar, ilk şer'i mahkemenin Hz. Ömer döneminde Mekke'de kurulduğunu söylerler.
Osmanlı İmparatorluğu'nda ise şeri mahkemelerin kuruluşu Kanuni Sultan Süleyman döneminde gerçekleşti. Bu dönemde, Osmanlı İmparatorluğu'nda devlet işleri Moğol İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla birlikte İslam hukukuna dayalı bir yapıya göre düzenlendi. Bu yapıda, şeri mahkemelerin görevi, İslam hukukuna aykırı herhangi bir işlem tespit etmek ve uygulamak olarak belirlendi.
Şeri mahkemelerin kuruluşunun ana nedeni, İslam dininin temel prensiplerine uygun bir adalet sistemi oluşturmaktı. Bu nedenle, Osmanlı İmparatorluğu'nda şeri mahkemelerin yargı yetkisi yalnızca Müslümanlar arasında kullanılmaktaydı. Gayrimüslimler, ayrı bir mahkeme olan kapitülasyon mahkemelerinde yargılanırlardı.
- Şeri mahkemelerin görevleri arasında, mahkemelerin taraflar arasında çözüm yolu bulmaya çalıştığı uyuşmazlık davaları, mahkemenin yürürlülüğe girme durumu gibi çeşitli hukuki sorunlar yer almaktaydı.
- Şeri mahkemelerde askeri, ticari ve aile hukuku gibi farklı alanlarda da davalara bakılmaktaydı.
- Ayrıca, şeri mahkemeleri, önemli toplumsal konular hakkında tavsiye verme görevi de vardı.
Osmanlı İmparatorluğu'nda şeri mahkemeler mevcut olduğu süre boyunca, bu mahkemeler, Osmanlı halkı arasında adil bir şekilde davranıldığına ve doğru kararların verildiğine ilişkin olumlu görüşlerle tanındılar. Ancak, zamanla Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla birlikte şeri mahkemelerin görevleri de sona erdi.
Yargı Süreci ve Kararların Uygulanması
Osmanlı İmparatorluğu döneminde şeri mahkemeler yargı sürecinde oldukça dikkatli yürütülürdü. Yargılamaların başında savcı, müdafi, hakim ve diğer görevliler hazır bulunurdu. Şeri mahkemelerde yargı süreci öncelikle delillerin toplanması ve değerlendirilmesiyle başlardı. Taraflar, delillerin sunulması sonrasında savunmalarını yaparlardı. Hakim, verdiği karara dair düşüncelerini açıklar ve kararı açıklar.
Şeri mahkemelerin vermiş olduğu kararlar genelde İslam kanunlarına göre uygulanırdı. Mahkeme kararları şeriat hukukuna uygunluğu açısından denetlenirdi. Kararın adaletli ve doğru olduğu tespit edilirse kesinleştirilir, aksi durumda bozulurdu. Osmanlı İmparatorluğu döneminde şeri mahkemelerin aldığı kararların uygulanması oldukça hızlıydı. Kararların hemen uygulanması gerektiğinden kararlar kesinleştikten kısa bir süre sonra uygulanırdı.
Şeri mahkemelerinde adaletli bir yargılama sürecinin yaşanması için, mahkeme sürecinde kullandıkları metotlar oldukça dikkatli ve ayrıntılıydı. Mahkemelerde adaletin sağlanması için hukuk prensiplerine ve net hukuki kanıtlara dayalı kararlar alınarak, doğru şekilde uygulanması sağlanıyordu. Mahkeme süreçleri, birçok ülkeden daha hızlı ve net bir şekilde işliyordu.
- Şeri mahkemelerin yargı sürecinde şu adımlar izlenirdi:
- Delillerin toplanması ve değerlendirilmesi
- Tarafların savunmalarının alınması
- Kararın açıklanması ve uygulanması
Bu nedenle, Osmanlı İmparatorluğu dönemi şeri mahkemeleri, yargı süreçlerindeki doğru ve adil uygulamaları açısından oldukça örnek olmuştur.
Müslüman Olmayanların Durumu
Şeri mahkemelerinde yargılanma sürecinde Müslüman olmayanların durumu oldukça farklıydı. Öncelikle, mahkemelerde Müslüman olmayanlar, Müslümanlarla aynı haklara sahip değildi. Ancak, adalet sistemi içinde belirli haklara ve korumalara sahiptiler.
Müslüman olmayanlar mahkemeye geldiklerinde önce yemin etmek zorundaydılar. Yeminin doğru şekilde yapılması için bir Müslüman şahit hazır bulunurdu. Mahkemelerde, Müslümanlar ve Müslüman olmayanlar arasındaki davaların ayrı bir şekilde incelenmesi gerekiyordu. Ayrıca, davaların türüne göre, Müslüman olmayanlara özel müftüler atanırdı.
Müslüman olmayanların mahkemelerdeki kararları, genellikle, cizye vergisi ödeme yükümlülüğü ile Hortum infazı olarak bilinen cezalara çevrilebilirdi. Cizye vergisi dost ve savaşta düşman hizmeti vermemek koşuluyla, Müslüman olmayanların korunmasından sorumlu bir tür sigorta olarak kabul edilirdi. Hortum infazı ise, Müslüman olmayanların tehdit olarak algılanması ve Müslüman toplumuna karşı bir kalkışmaya girişmeleri durumunda uygulanan ağır bir cezaydı.
- Ayrı bir yargılama düzeni vardı
- Müftüler atandı
- Müslümanlarla aynı haklara sahip değillerdi
Bu özel şartlar altında, Müslüman olmayanlar da şeri mahkemelerinde adil bir şekilde yargılanmaya çalışılmıştır. Ancak, adalet sistemindeki farklılıkların bir sonucu olarak, Müslüman olmayanlar hala özel durumda görülmektedir.
Cizye Vergisi
Osmanlı İmparatorluğu'nda Müslüman olmayanlar, İslam devletine vergi ödemek zorundaydı. Bu vergiye "cizye vergisi" adı verilirdi. Cizye vergisi, Müslümanlar tarafından ödenen zekat, fitre ve sadaka gibi bir dinî vergi değildi. Cizye vergisi ödeyenlerin hakları sınırlıydı ve özgürlükleri de kısıtlanmıştı.
Cizye vergisi ödeyenler, askere alınmaz ve devletin farklı kademelerinde görev yapamazlardı. Sadece ticaretle uğraşma ve ekonomik hayatta yer alma hakları vardı. Ancak, vergi ödemeyenlerin durumu daha da zordu. Bunlar, Müslüman olmayanlara karşı sık sık düzenlenen vergi toplama seferleriyle karşı karşıya kalırlardı. Bu seferler sırasında maddi kayıplar yaşayabilirlerdi. Ayrıca, devletin gözetiminde tutulurlar ve özgürlükleri kısıtlanırdı.
Cizye vergisi ödemeyenler, Müslüman olmayanlara yönelik yargılamalarda ayrımcılığa uğrardı. Şeri mahkemelerde yargılanan Müslüman olmayanlar, akan kan parası (diyet), cezai para cezaları veya fiziksel cezalarla cezalandırılırken, Müslümanlar genellikle hapis cezasına çarptırılırlardı. Bu durum, Müslüman olmayanların devlete olan bağlılığını zayıflatmış ve zaman içinde Osmanlı İmparatorluğu'daki Müslüman olmayan nüfusun azalmasına neden olmuştur.
Cizye vergisi, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde kaldırılmıştır. Ancak, bu verginin Müslüman-Türk halkından Müslüman olmayan azınlıklar arasında var olan hoşnutsuzluğu güçlendirdiği ve hala tartışmaların konusu olduğu bilinmektedir.
Kanunname ve Kanun Çıkarma Süreci
Osmanlı İmparatorluğu'nda şeri mahkemelerinin aldığı kararların uygulanması için çıkarılan kanunnameler oldukça önemliydi. Şeri mahkemeleri, karar verme süreçlerinde İslam hukukuna uygun hareket ederlerdi. Bu nedenle, şeri mahkemelerinin verdiği kararlar İslami esaslara dayalıydı.
Osmanlı İmparatorluğu'nda, şeri mahkemelerinin aldığı kararların uygulanması için fermanlar ve kanunnameler çıkarılırdı. Fermanlar, Sultan tarafından verilen emirlerdi ve genellikle özel durumlarda kullanılırdı. Kanunnameler ise sık sık çıkarılan hükümlerdi ve halkın günlük hayatını düzenlerdi.
Şeri mahkemeleri genellikle kanunlar üzerinden karar verirdi. Kanunlar çıkarmak için ise, padişahın emriyle ilk olarak yüksek meclis toplanırdı. Kanun taslağı, yüksek meclis tarafından hazırlanır ve padişahın onayına sunulurdu. Padişahın onayından sonra kanun yürürlüğe girerdi.
Osmanlı İmparatorluğu'nda kanunnameler üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Kanunnameler, İslam hukukuna dayanarak hazırlanır ve İslami esaslara uygun hareket edilirdi. Kanunnamelerde, halkın günlük hayatını düzenleyen hükümler bulunurdu. Örneğin, evlilik, boşanma, miras gibi konularda hükümler bulunurdu.
Osmanlı İmparatorluğu'nda şeri mahkemeleri, sadece Müslümanlara değil, Müslüman olmayanlara da kararlar verirdi. Ancak, Müslüman olmayanlar için özel hükümler vardı. Örneğin, cizye vergisi ödeyenler, Müslümanlara benzer haklara sahipti ancak vergi ödemeyenler için aynı durum söz konusu değildi.
Kısacası, Osmanlı İmparatorluğu'nda şeri mahkemelerinin aldığı kararların uygulanması için çıkarılan kanunnameler oldukça önemliydi. Kanunlar, İslam hukukuna uygun hazırlanır ve halkın günlük hayatını düzenlerdi. Müslüman olmayanlar için özel hükümler de bulunan kanunnameler, Osmanlı İmparatorluğu döneminde adalet sisteminin işleyişinde önemli bir rol oynamıştır.
Şeri Mahkemelerin Sonu
Osmanlı İmparatorluğu'nda şeri mahkemelerinin sonu, Tanzimat Fermanı ile başlayan modernleşme süreciyle gerçekleşti. Yenilikçi fikirlerin benimsendiği bu süreçte, batılılaşma, modernleşme ve sekülerleşme politikaları uygulanmaya başlandı.
Tanzimat Fermanı'nın ilanıyla birlikte, Osmanlı İmparatorluğu'nda yeni yasalar ve düzenlemeler yapılmaya başlandı. Bu düzenlemelerle birlikte, yeni mahkeme sistemleri kuruldu ve şeri mahkemeleri kaldırılarak yerine modern mahkemeler getirildi. Bu dönemde kabul edilen Medeni Kanun ve Ticaret Kanunu gibi kanunlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun hukuk sistemini kökten değiştirdi.
Şeri mahkemelerinin kaldırılması, batılılaşma sürecinin bir parçasıydı ve hukukun modernleştirilmesi yolunda atılan önemli adımlardan biriydi. Devletin resmi dini İslam'dı, ancak yasal düzenlemelerde artık dini kaynakların etkisi azalmaya başlamıştı. Bu doğrultuda, batılı hukuk sistemine uygun mahkemelerin kurulmasıyla, hukukta farklılıkların ortadan kaldırılması amaçlanmıştı.
Şeri mahkemelerinin yerine modern mahkemeler getirilmesi, sadece hukuk düzeninde değil, toplumun diğer alanlarında da dönüşüme yol açtı. Bu dönem, Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir.
Şeri Mahkemelerin Bugünkü Yansımaları
Osmanlı İmparatorluğu'nda şeri mahkemelerinin günümüze etkileri oldukça önemli seviyededir. Bu etkilerin başında, İslam hukukunun hala Türkiye'deki yasaların oluşturulmasında etkili olması gelmektedir. Özellikle kişisel hukuk alanında (boşanma, miras, velayet vb.) İslam hukuku hala geçerli olup, uygulanmaktadır.
Ayrıca, şeri mahkemelerindeki yargılama yöntemleri ve adliye sistemleri bazı ülkelerde hala kullanılmaktadır. Örneğin, Suudi Arabistan'da şeriat mahkemeleri halen vardır ve yargılama sürecinde şeri hukuk kuralları uygulanmaktadır.
Şeri mahkemeleri aynı zamanda Türkiye'nin olduğu gibi bazı Ortadoğu ülkelerindeki toplumsal yapıyı da etkilemektedir. Özellikle, kırsal kesimlerde hala Osmanlı döneminden kalan geleneksel yapılar devam etmektedir ve şeri mahkemelerinin uygulamaları bu yapıların sürdürülmesinde etkili olabilmektedir.
Son olarak, şeri mahkemeleri ve İslam hukuku genel olarak, Batılı ülkelerdeki İslam karşıtı söylemlerde de kullanılmaktadır. Bu tür söylemlerde İslam hukuku ve şeri mahkemeleri, insan haklarına aykırı ve çağdışı olarak gösterilmektedir.