İslam Tarihindeki İslamcılık ve Modernizm Tartışmaları, İslam dünyasında uzun yıllardır süregelen bir meseledir Bu kitap, tarihsel bir perspektiften İslamcılık ve modernizm arasındaki ilişkiye ışık tutuyor İslam dünyasının bugününe ve geleceğine dair önemli ipuçları veriyor Okumanızı öneririz

İslamcılık ve modernizm fikirleri arasındaki tarihsel çekişme, 19. yüzyılın sonlarında başlamıştır. İslam dünyasında modernizm fikri ortaya çıktığında, yeniliklere açık olan bazı İslam düşünürleri bunu benimsemişlerdir. Ancak diğer İslamcılar, modernizmi, Batılılaşma ve İslam arasında bir çatışma olarak görmüşler ve bu fikri benimsememişlerdir.

Bu tartışmaların temelinde, İslamcılık ve modernizm arasında farklı yorumlamalar bulunmaktadır. İslamcılar, İslam'ın modern dünyada da yaşanabileceğine inanırken, modernistler, İslam'ın modern dünya ile bağdaşmadığını düşünmüşlerdir. Bu fikir ayrılığı, İslam dünyasında siyasi, sosyal ve kültürel anlamda birçok tartışmaya neden olmuştur.

Osmanlı Devleti döneminde İslamcılık ve modernizm arasındaki çekişme, Tanzimat Fermanı ile başlamıştır. Tanzimat Fermanı, Osmanlı İmparatorluğu'nu modernleştirmek amacıyla çıkarılmış bir ferman olmasına rağmen, bazı İslamcılar bu fermanı Batılılaşma olarak değerlendirmişlerdir. Osmanlı Devleti'nin çöküşünden sonra da, İslamcılık ve modernizm tartışmaları devam etmiştir.

Günümüzde ise, İslamcılık ve modernizm tartışmaları hala devam etmektedir. Bazı İslam ülkeleri modernizme açıkken, bazıları ise kendi öz değerlerine daha bağlı kalmayı tercih etmektedir. İslamcılık ve modernizm arasındaki tartışmaların günümüz İslam dünyasındaki yansımaları, farklı siyasi hareketlerle birlikte görülmektedir.

Özetle, İslamcılık ve modernizm arasındaki tarihsel çekişme, İslam dünyasında uzun yıllardır devam etmektedir. Farklı yorumlamalar ve fikirlere sahip olan İslamcılar ve modernistler arasındaki tartışmalar, siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda birçok etkisi olmuştur. Bu tartışmaların günümüz İslam dünyasındaki yansımaları da farklı siyasi hareketlerle birlikte görülmektedir.

İslamcılık Nedir?

İslamcılık, İslam dininin temel ilkeleri ve değerleri çerçevesinde toplumsal, siyasal ve ekonomik hayatın düzenlenmesi fikrini savunan bir düşünce akımıdır. İslam tarihinde İslamcılık fikirleri, İslam'ın doğuşundan itibaren var olmuştur.

İslamcılık, 19. yüzyılda beraberinde modernleşme sürecinde uyanan milliyetçilik, sosyalizm ve liberalizm gibi düşünce akımlarıyla birlikte modern İslamcılık olarak anılmıştır. Modern İslamcılığın öncü isimleri arasında Muhammed İkbal, Seyyid Kutub ve Fethullah Gülen yer almaktadır.

İslamcılığın tarihine bakıldığında, bu akımın farklı tarihsel dönemlerde farklı yorumları olduğu görülmektedir. Özellikle Osmanlı Devleti döneminde İslamcılık, modernizmle çekişen bir akım olarak ortaya çıkmıştır. Ancak modern İslamcılık, İslam ve modernite arasında uyumu araştıran bir yaklaşım benimsemektedir.

İslamcılık fikirleri, günümüz İslam dünyasında hala etkisini sürdürmektedir. Ancak farklı yorumları olduğu gibi, modernleşme süreci, demokrasi gibi kavramlarla birlikte uyumlu bir şekilde de ele alınmıştır. İslamcılık, modern ve çağdaş bir İslam anlayışını savunan bir düşünce akımı olarak tarihe geçmiştir.

Modernizm Nedir?

Modernizm, çağdaş dünya ile birlikte ortaya çıkan bir felsefi ve kültürel harekettir. Bu hareket, sanat, edebiyat, felsefe ve toplumsal yapıları derinden etkilemiştir. Modernizm, kültürel ve teknik yeniliklere açık, geleneksel değerleri sorgulayan, bireysel özgürlüklere ve akılcılığa önem veren bir anlayıştır.

Modernizmin tarihi, 19. yüzyılın sonlarına dayanır. Sanayi devrimi ve Avrupa'nın kolonileştirme politikaları, dünya genelinde köklü sosyal, kültürel ve ekonomik değişimlere yol açtı. Bu değişimler, modernizmin doğuşuna neden oldu.

Modernizmin temel özellikleri arasında, geleneksel kültür ve değerlerin reddedilmesi, bireyciliğin ön plana çıkması, teknolojinin gelişmesi, sanat ve edebiyatta yenilikçi anlayışlar öne çıkmaktadır. Modernizm, Batı kültürü ile özdeşleşmiştir ancak zamanla dünya genelinde kabul gören bir anlayış haline gelmiştir.

• Modernizmin tarihçesi:

Tarih	Olay
19. yüzyıl sonları	Sanayi devrimi
20. yüzyıl başları	Psikanaliz kuramı, nükleer fizik keşifleri
1930'lar	Bireycilik ve soyut sanat akımları
1950'ler	Postmodernizm akımı

Modernizm, özellikle sanat ve edebiyat alanlarında büyük bir etki yaratmıştır. Sanatta, izlenimcilik, fütürizm, dadaizm, sürealizm, kübizm, soyut ekspresyonizm gibi akımların doğuşuna neden olmuştur. Edebiyat alanında ise, modernist yazarlar, geleneksel roman anlayışını reddederek, yeni bir edebiyat anlayışı ortaya koymuşlardır.

Modernizm, kimi zaman eleştiriye uğramış, kimi zaman da övülmüştür. Ancak, çağdaş dünya için önemli bir dönüm noktası olduğu kesindir.

İslamcılık ve Modernizm Arasındaki Çekişme

İslamcılık ve modernizm fikirleri arasındaki tarihsel çekişme uzun yıllara dayanır. Sebepleri arasında, İslamcılık'ın İslam dininin özünü korumaya çalışırken modernizmin getirdiği yeniliklere karşı çıkması yer alır. Modernizm ise, toplumsal, siyasal ve ekonomik alanlarda yenilikler getirerek İslamcılığın eski kavramlarını güncelleyerek adapte olmasını sağlamaya çalışır.

Ayrıca modern dünyanın getirdiği zorluklar karşısında İslamcılık bazı radikal görüşler benimseyerek, modernizmi kötülerken İslamcılığı savunan radikal gruplar doğmuştur. Ancak, bazı düşünürler İslamcılığın modernizmle uyumlu olduğunu düşünür ve İslamcılık düşüncesinin modernist fikirlerle birleşerek değişen yüzü ortaya çıkar.

İslamcılık ve modernizm çekişmesinin sonuçları, İslam dünyasında siyasal, sosyal ve kültürel değişimlere yol açmıştır. Bu değişimler, günümüz İslam dünyasında hala etkisini sürdürmektedir. Ancak, İslamcılık ve modernizm arasındaki fikir ayrılıkları zamanla yumuşamış ve her iki fikir de birbirinden öğrendiği yeni şeylerle birlikte evrimleşmiştir.

Osmanlı'da İslamcılık ve Modernizm Çatışması

Osmanlı İmparatorluğu döneminde İslamcılık ve modernizm arasında sert bir çekişme yaşanmıştır. Modernizm, Batı'dan gelen fikirlerin Osmanlı toplumuna uyarlanması ve uygulanması olarak tanımlanabilirken, İslamcılık ise İslam'ın Batılılaşma karşısındaki konumunu koruma üzerine kurulu bir düşüncedir.

Osmanlı toplumunda modernizm fikirleri ilk defa II. Mahmud dönemiyle birlikte benimsenmeye başlanmıştır. Bu dönemde Batı ülkelerinden getirilen öğretmenlerle birlikte modern eğitim kurumları oluşturulmuş ve Batı tarzı yeniliklerin uygulandığı bazı reformlar gerçekleştirilmiştir. Ancak, modernizm fikirleri toplumun çoğunluğu tarafından benimsenmemiş ve geniş bir tepki ile karşılanmıştır.

İslamcılık ise, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde yükselen bir fikir akımı olmuştur. Tanzimat Reformları sonrasında pek çok aydın, İslam'ın toplumun sorunlarına çözüm getirecek bir fikir kaynağı olduğunu savunmuştur. İslamcılık fikri Türk milliyetçiliği ile birleşerek Türk İslam sentezi adı altında yeni bir ideoloji oluşmuştur.

Bu dönemde modernist düşüncelerin savunucuları, Osmanlı Devleti'nin çöküşüne neden olduğunu iddia ettikleri İslamcılık fikirlerine muhalefet etmişlerdir. Çekişme, Tanzimat sonrasında II. Abdülhamid döneminde de devam etmiştir. Osmanlı toplumu modernizmle İslamcılık arasında bölünmüş bir hale gelmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü sonrasında modernizm fikirleri Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan itibaren benimsenmiştir. Osmanlı dönemindeki İslamcılık fikirleri ise günümüzde hala Türkiye'de etkisini sürdürmektedir.

İslamcılık ve Modernizm Tartışmalarında Siyasal Boyut

İslamcılık ve modernizm tartışmaları sadece kültürel ve felsefi tartışmalar değil aynı zamanda siyasal bir boyuttan da ele alınmaktadır. İslamcılık, geleneksel İslam değerlerine dayanan bir fikir akımı olarak ortaya çıkmıştır ve modernizmle çatışmaktadır. Modernizm ise, Batı dünyasının değerlerine dayanan bir fikir akımıdır ve İslamcılıkla çatışmaktadır.

İslamcılık ve modernizm tartışmalarının siyasal boyutu, genellikle İslam dünyasında siyasal iktidarın kimin elinde olacağı sorusu etrafında dönmektedir. İslamcılar, geleneksel İslam değerlerine dayanan bir toplum düzeni önerirken, modernistler ise Batı dünyasının değerlerine dayanan bir laik toplum düzenini savunmaktadır.

• İslamcılar, siyasal iktidarın İslami değerlere uygun bir şekilde kullanılması gerektiğini savunurken, modernistler İslamın siyasal alanla ilgilenmediğini ve bunun tam tersinin toplumun hayrına olacağını düşünmektedirler.
• İslamcılık ve modernizm tartışmaları, Türkiye'de de siyasal bir boyut kazanmıştır. Türkiye'de İslamcıların iktidara gelmesiyle birlikte modernist kesimlerle çatışma yaşanmıştır.

Siyasal açıdan, İslamcılık ve modernizm tartışmalarının günümüzdeki yansımaları, ortadoğu ve kuzey Afrika ülkelerindeki siyasal çatışmalarla ilgilidir. Son yüzyılda bu bölgelerde İslamcı hareketlerin yükselişi, modernist kesimler tarafından tehlikeli bulunmuştur ve bu hareketlerle İslamcılık ve modernizm tartışmaları siyasal bir boyut kazanmıştır.

Tartışmaların siyasal boyutu, siyasi partilerin, hükümetlerin ve rejimlerin etkileşimlerine neden olurken, ülkeler arasındaki ilişkileri de etkilemektedir. İslamcılık ve modernizm arasındaki siyasal tartışmalar, günümüzde de devam etmektedir.

İslamcılık ve Modernizm Arasındaki Uyum

İslamcılık ve modernizm arasındaki fikir ayrılıkları uzun bir tarihsel geçmişe sahiptir. Ancak günümüzde, bu iki fikir arasında bir uyum oluşturma düşüncesi giderek benimsenmeye başlanmıştır. İslamcılık fikrinin modernist fikirlerle birleşmesi, İslam dünyasının modern çağa uyum sağlaması konusunda önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.

Bununla birlikte, İslamcılık ve modernizm arasındaki uyum girişimi, bazı tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Bazı İslamcılar, modernizm fikrinin, İslamcılık düşüncesinden uzaklaştırarak, İslam kültürünü yok etmeye neden olabileceği görüşündedir. Diğer yandan ise modernist fikirlerle birleşen İslamcılık, İslam kültüründeki bazı ayrılmaz unsurların ortadan kalkmasına yol açabileceği endişesini taşımaktadır.

Bu nedenle, İslamcılık ve modernizm arasındaki uyum çabaları, hassas bir dengenin tutturulması gerektiğini de göstermektedir. Bu dengenin korunması halinde İslam dünyası, modern çağın gereksinimlerine uyum sağlayarak, kendi kültüründen ve kimliğinden ödün vermeden ilerleyebilir.

İslamcılık ve Modernizm Tartışmalarındaki Önde Gelen Düşünürler

İslamcılık ve modernizm tartışması, çeşitli düşünürlerin katkılarıyla şekillenmiştir. Bu düşünürlerin bazıları şöyle:

Hindistan'ın bir eyaletinde doğan Muhammed İkbal, İslamcılık ve modernizm arasında uzlaşmayı savunan düşünceleriyle tanınır. Şair ve filozof olan İkbal, İslam dünyasının yenilenmesine dair eserleriyle de bilinir.

Müslüman Kardeşler hareketinin önemli figürlerinden olan Sayyid Kutub, İslamcılık görüşleri ve modernizm eleştirileriyle ünlüdür. Kutub, İslam'ın tüm hayat alanlarına hakim olabileceği inancına sahiptir.

Türk İslamcı düşünür Fethullah Gülen, çağdaş dünya ile İslam'ın buluşmasını savunan modern bir anlayışa sahip olarak bilinir. Gülen, özellikle eğitim ve sosyal faaliyetleriyle tanınır.

Bu düşünürlerin yanı sıra birçok İslamcı düşünür, modernizm ve İslamcılık arasında bir denge sağlama konusunda fikir üretmiştir. Günümüzde de İslam dünyasındaki düşünce hayatının önemli bir parçasını oluşturan bu tartışmalar, farklı bakış açılarına ve önerilere sahiptir.

Muhammed İkbal

Muhammed İkbal, Hindistan'ın önde gelen şairleri ve filozoflarından biridir. İslamcılık ve modernizm fikirleri arasındaki tartışmalarda, İslamcılık düşüncesinde modernizmin etkisi altında kalmış bir reformcu olarak öne çıkar. Kendisi İslam dünyasındaki yeniliği ve modernliği İslam toplumunun esas değerleriyle örtüştürmeyi hedeflemiş bir düşünürdü.

İkbal, İngiliz sömürgeciliği altındaki Hindistan'da yaşamış ve modernitenin getirdiği değişimlerle büyük bir oranda etkilenmiştir. Kendisi, İslamcılık fikrinde modernizmin etkilerini görmüş ve bununla birlikte modern dünyada İslam'ın faydalanabileceği pek çok şey olduğuna inanmaktaydı. İslam toplumunun modern dünyayla entegre olabilmesi için gerekli olan değişimi gerçekleştirmesi gerektiğini savunuyordu.

İkbal, İslam toplumlarındaki gerilemenin ve düşüşün nedeninin, yerel geleneklerin Batılı kültürle çatışması ve bu çatışmada İslam'ın geri kalmış kaldığını düşünen birçok İslamcının yanılgısına dayandığını düşünüyordu. Ona göre, İslam'ın yükselmesinin tek yolu, İslam dünyasının moderniteyle barışık bir şekilde uyum sağlamasıydı.

İkbal'in İslamcılık ve modernizm arasındaki özgün fikirleri, bugün bile tartışmaların odağındadır. Kendisi, İslam dünyasında modernizme ve Batı'ya karşı bir çıkış değil, modernite ve Batı'nın İslam ile bir araya getirilmesi gerektiğini savunmuştur. Muhammed İkbal, İslam dünyasının önde gelen düşünürlerinden biri olarak İslamcılık ve modernizm arasındaki tartışmaya yeni bir bakış açısı getirmiştir.

Sayyid Kutub

Sayyid Kutub, Mısır'da yaşayan bir İslamcı düşünür ve Müslüman Kardeşler hareketinin önemli figürlerinden biridir. İslamcılık ideolojisine bağlı olarak, İslam'ın modern dünya ile uyum sağlayabileceğine ve İslamcılığın modern toplumların gelişiminde önemli bir rol oynadığına inanmaktaydı.

Ancak, modernizme karşı çıkışıyla da tanınan Sayyid Kutub, modernizmi tehlikeli ve Batı emperyalizminin bir aracı olarak görmekteydi. Ona göre, modernizm insanları materyalist ve bireyci düşüncelere sürükleyerek ahlaki çöküşe neden oluyordu. Kutub, modernizmin yıkıcı etkilerine karşı İslam'ın öğretilerine sıkı sıkıya uyulmasını savunuyordu.

Doğum Tarihi	9 Ekim 1906
Ölüm Tarihi	29 Ağustos 1966
Eserleri	Fikir ve İtikat Dünyamız, Ruh İklimleri, Ma'arif İslamiyye

Sayyid Kutub'un modernizm eleştirileri ve İslamcılık görüşleri günümüzde hala tartışılan konular arasındadır. Bazıları onun radikal fikirleri nedeniyle eleştirirken, diğerleri onun İslamcılık düşüncesindeki yenilikçi yaklaşımlarını takdir etmektedir. Ancak her ne kadar farklı görüşlere sahip olsalar da, Sayyid Kutub gibi İslamcı düşünürlerin fikirleri, İslam tarihindeki İslamcılık ve modernizm tartışmalarına katkı sağlamıştır.

Fethullah Gülen

Fethullah Gülen, Türk İslamcı bir düşünürdür. İslam ve modernite arasında bir bağ kurarak İslam'ın modern dünyadaki yerine odaklanmıştır. Fethullah Gülen, İslamcılık fikrini demokratik ilkeler ve modern standartlar ile birleştirmiştir. Bu bağlamda, moderniteyi İslam'a uygun bir şekilde yorumlamıştır.

Gülen, dini öğretilerin ve modern yaşamın birleştirilmesinin olası olduğuna inanmaktadır. Bu şekilde, İslami değerlerin modern dünyada uygulanmasının mümkün olduğunu savunmaktadır. Ayrıca, kurduğu Hizmet hareketi ile eğitim, kültür, sağlık ve sosyal hizmet alanlarında faaliyet göstererek moderniteyi İslam'a uygun şekilde uygulama fikrini hayata geçirmiştir.

Gülen'in modernite anlayışı, İslam ile Batı arasındaki ilişkiyi ele alırken merkeze insanı koymayı hedeflemektedir. Böylelikle İslam'ın modern dünyada yerini alabilmesi için insanın modern yaşamın gerekliliklerine ayak uydurma gerekliliğini vurgulamaktadır. Gülen, modernite ve İslam arasında bir "uzlaşma" arayışındadır.

Gülen'in modernite anlayışı, İslamcılık ve modernizm arasındaki tartışmaları çözüme kavuşturmak açısından önemlidir. İslam'a uygun bir modernite anlayışının oluşmasına ve İslam ile modern dünya arasındaki bağların güçlenmesine katkıda bulunmuştur.

Fethullah Gülen'in modernite anlayışı, İslam'ın modern dünyada yerini alması konusunda bir fikir birliği doğmasına yardımcı olmuştur. Aynı zamanda İslam'ın modern dünyadaki potansiyelini ortaya çıkararak, İslamcılık ve modernizm arasındaki fikir ayrılıklarına bir şekilde çözüm sunmuştur.

İslamcılık ve Modernizm Tartışmalarının Günümüzdeki Yansımaları

İslamcılık ve modernizm arasındaki tartışmalar sadece Osmanlı Devleti döneminde yaşanmamıştır, günümüz İslam dünyasında da hala etkisini sürdürmektedir. Özellikle modernizmin hızla yayıldığı son yüzyılda, İslam dünyasında modernleşme ve İslamcılık arasında bir denge arayışı yaşanmaktadır.

Bir yandan modern teknolojinin ve batılılaşmanın getirdiği avantajları almaya çalışan İslam ülkeleri, diğer yandan İslami değerleri koruyup sürdürmenin yollarını bulmaya çalışmaktadır. Bu tartışmaların yansımaları farklı coğrafyalarda ve farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır.

Örneğin, Suudi Arabistan ve İran gibi ülkelerde İslamcılık fikri daha güçlüdür ve modernist fikirlere daha az yer verilir. Bu ülkelerde modernizm getirilen yenilikler bazen İslam değerlerine ters düşmektedir ve bu durum İslamcılığı daha da güçlendirmektedir.

Diğer yandan, Türkiye ve Endonezya gibi ülkelerde modernizm ve İslamcılık fikirleri birleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu ülkelerde İslami değerlere uygun bir modernleşme süreci yaşanmaktadır ve bu ülkeler modern bir İslam anlayışı ortaya koymaktadır.

Tartışmaların yansımaları sadece siyasi ve toplumsal alanda değil, kültür ve sanat alanında da görülmektedir. Özellikle müzik ve sinema gibi alanlarda İslamcılık ve modernizm arasındaki denge tartışmaları yaşanmaktadır.

Genel olarak, günümüz İslam dünyasında İslamcılık ve modernizm tartışmaları hala devam etmektedir ve bu tartışmaların sonucu, İslam dünyasının geleceğini belirleyecektir. Uygun bir denge kurulması halinde İslam dünyasının modernleşme sürecinde bir adım öne çıkacağı açıktır.

İslamcılıkla Birleşen Modernist Görüşler

İslamcılık ve modernizm arasındaki çekişme tarihin her döneminde var olmuştur. Ancak son yıllarda İslamcılık düşüncesi, modern dünya ile daha uyumlu hale gelerek modernist fikirlerle birleşmeye başlamıştır. Bu durum, İslamcılığın daha evrensel bir hale gelmesini sağlamaktadır.

İslamcılıkla birleşen modernist görüşler arasında başta kadın hakları, insan hakları, demokrasi ve özgürlükler gibi konular gelmektedir. İslamcı düşünürler, modernizmin bu alanlardaki fikirlerini benimseyerek İslam'a uyarlamışlardır. Bu uyum, İslamcıların modern dünya ile daha iyi diyalog kurmasına ve daha fazla insanın İslam'a yönelmesine sebep olmuştur.

Bununla birlikte, İslamcılıkla birleşen modernist görüşler her kesim tarafından kabul edilmemektedir. Bazı İslamcı gruplar, modernizmin bu alanlardaki fikirlerini benimsemek yerine İslamiyet'in köklü fikirlerinden ayrılmadan modernizmle mücadele etmeyi tercih etmektedirler. Ancak bu tutum, giderek azalmaktadır.

İslamcılıkla birleşen modernist görüşler, gelecekte İslam dünyasında daha fazla kabul göreceği tahmin edilmektedir. Bu sayede İslamcılık, modern dünya ile daha uyumlu hale gelecek ve İslam dünyası diğer dünya ülkeleriyle daha fazla diyalog kurabilecektir.

Radikal İslamcılık

İslamcılık ve modernizm tartışmaları, günümüzde radikal İslamcı grupların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu gruplar kendilerini İslamcı olarak adlandırsa da, aslında modernizme karşı bir öfke ve tepki olarak doğmuşlardır.

Radikal İslamcılık, İslam dininin kutsal kitabı Kuran'ı şiddet içeren bir şekilde yorumlayarak, modernizmi ve Batı kültürünü reddetmektedir. Bu gruplar, Batı ve diğer "kâfir" güçlere karşı savaş açmakta ve bunu yaparken masum insanları da hedef almaktan çekinmemektedir. Bu grupların en ünlü örnekleri arasında El-Kaide, IŞİD ve Boko Haram yer almaktadır.

Radikal İslamcılığın tehlikesi gün geçtikçe artmaktadır. Bu grupların vahşi eylemleri dünya genelinde korku ve endişe yaratmaktadır. Ancak bu grupların ideolojilerine karşı mücadele etmek, İslam dünyasındaki geleneksel ve modernist görüşler arasındaki çekişmelerin de artmasına neden olmaktadır.

Bununla birlikte, radikal İslamcılığın olumsuz etkileri İslam dine olan isteklerin de düşmesine neden olmuştur. Radikal İslamcı gruplar, İslam dininin barış ve hoşgörü mesajını istismar ederek insanları şiddete teşvik etmektedir. Bu durum, dünya genelinde İslam düşmanlığının artmasına neden olmaktadır.

Sonuç olarak, radikal İslamcılık modernizm ve İslam arasındaki çekişmenin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu gruplar, modernizme ve Batı kültürüne karşı bir tepki olarak İslamcılığı kullanmaktadır. Ancak, bu ideolojinin vahşi eylemleri İslam dinine olan güveni sarsmakta ve dünya genelinde korku ve endişe yaratmaktadır.