İngiliz tarihindeki en önemli sosyal hareketlerden biri olan kölelik karşıtı hareketi keşfedin! Bu hareket, siyahların haklarını ve özgürlüklerini savunarak tarihin dönüm noktalarından birini oluşturdu. İngiltere'de kölelik karşıtı hareketi hakkında daha fazla bilgi edinin.
İngiltere'de kölelik sistemi, 17. yüzyılın ortalarında ortaya çıktı. Köleler, Batı Afrika'dan getiriliyor ve Amerika gibi kolonilerde çalıştırılıyordu. Kölelik ticareti, İngilizlerin ekonomisinde önemli bir rol oynarken, siyasi ve insan hakları açısından ciddi bir sorun yarattı.
18. yüzyılda İngiltere'de birçok insan, köleliğin insanlığa yapılan bir ihanet olduğuna inanmaya başladı. İlk olarak, Quakerlar gibi bazı dini gruplar kölelik karşıtı duruşlarını açıkça ortaya koydular ve kölelik sisteminin kaldırılması için kampanyalar düzenlediler. Daha sonra, William Wilberforce gibi politikacılar da kölelik karşıtı eylemler gerçekleştirdi ve Parlamento'ya köleliğin kaldırılması için yasal adımlar atmaları çağrısında bulundu.
1787'de kurulan 'Kölelik Karşıtı Toplum', aynı yıl çıkan yasada, köle ticaretini durdurmaya çalıştı. Bu yasa, 1807'de alınan 'Kölelik Ticaretinin Kaldırılması Yasası' ile sonuçlandı. Bundan sonra, İngiltere, kölelik ticaretini sona erdirmeye çalışan dünya devletleri arasında öncü bir konuma geldi.
İngiltere kölelik karşıtı mücadelesi, sadece İngiltere'de değil, dünya çapında da etkili oldu. İngilizler, kölelik ticaretini durdurmak için verdikleri mücadele ile dünyada örnek alındı. Bugün, kölelik karşıtı hareketin tarihi, insan hakları ve adalet mücadelesinde bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.
Köleliğin Yaygınlığı
İngiltere kölelik sistemi, 16. yüzyılın başından itibaren kolonizasyon faaliyetleri sonucu kendini göstermeye ve yayılmaya başlamıştır. Afrika'da esir düşürülen insanlar, gemilere yüklenerek Avrupa'ya ve buradan da Amerika'ya götürülmekteydi. İngiltere, 1760'larda Amerika'yı sömürgeciliği ile terk etse de, kölelik sisteminin tamamen ortadan kalkması ancak yüzyılın sonunda gerçekleşebildi.
İngiltere'deki kölelik sistemi, toprak sahipleri ve tüccarlar arasında yaygın bir uygulamaydı. Köleler tarlalarda, maden ocaklarında çalıştırılırken, evlerde hizmetçi olarak kullanılıyorlardı. Kölelerin sayısı, 18. yüzyılın başlarında tahminen 10 bin dolayındaydı ve bu sayı 18. yüzyılın ortalarına kadar büyük çoğunluğunu Afrikalılardan oluşan ortalama 145 bin kişiye kadar yükseldi. İngiltere dünyanın dört bir yanından insanları iş gücü olarak kullanırken, kolonilerdeki bitki örtüsünün köle emeği olmadan hasat edilmesi mümkün değildi.
İngiltere'deki kölelik sistemi, sömürge topraklarında çalıştırılan insanların hayatlarının büyük bir bölümünü kaybetmelerine, ciddi sağlık sorunları yaşamalarına ve fiziksel şiddete maruz kalmalarına neden olmuştur. Kölelik sisteminin başarılı bir şekilde sürdürülmesi için, Afrika'daki halklar arasındaki anlaşmaların bozulması sonucu insan kaçakçılığı yoluyla binlerce insan, şartlar ne olursa olsun sömürülme riski altına girmişlerdir.
Bu insanlık dışı uygulamalar, İngiliz kölelik karşıtı hareketinin mücadelesiyle son bulmuştur. Kölelik sisteminin kaldırılması ancak onlarca yıllık mücadele sonrasında gerçekleşebildi.
Köleliğe Karşı İlk Adımlar
Köleliğe karşı duruşun ilk adımları, 17. yüzyılın başlarında kölelik sistemine itiraz eden İngiliz Quakers (Dostlar) tarafından atılmıştır. Quakers, köleliğin insana yapılan bir zulüm olduğuna inanıyorlardı ve bu inançlarına göre herkesin Tanrı tarafından eşit yaratıldığına inanıyorlardı. Bu inançları onları köleliğin kaldırılması için mücadele etmeye yönlendirdi.
Quakers'ın köleliğe karşı duruşu, diğer grupların da harekete geçmesinde etkili oldu ve zamanla kölelik karşıtı hareket büyümeye başladı. 18. yüzyılda, diğer dini gruplar da köleliğe karşı duruş almaya başladı.
1758'de Philadelphia Yearly Meeting, köle sahibi olmanın Quaker inancıyla çeliştiğine karar verdi ve köle sahiplerinin topluluktan tasfiye edilmesini istedi. Aynı yıl, John Wesley'in Methodizm hareketi de köleliğe karşı duruş almaya başladı.
Bu gruplar köleliğe karşı duruş sergilemek için eylemler yapmaya başladılar. Quakers, daha çok emlak sahibi olmama konusunda örnek davranış gösterirken, diğer gruplar köleliği açıkça protesto ettiler ve kölelerin özgürlüğü için kampanyalar düzenlediler.
Quakers, kölelik karşıtı hareketin öncülerinden biriydi. 1688'de, Germantown Friends Meeting (Quaker topluluğu), köleliğin Dostluk ilkesiyle çeliştiğine inandıkları bir manifesto yayınladı ve bu, kölelik karşıtı hareketin başlangıcı olarak kabul edilir. Quakers, köleliğin vicdani ve dini bakımdan yanlış olduğunu savundu ve köle sahibi olan Quaker'ların toplumdan çıkarılmasını istedi. Quakers, kölelerin özgürleştirilmesi için de mücadele ettiler ve Underground Railroad gibi köle kaçırma ağlarına yardım ettiler.
Kölelik karşıtı diğer gruplar, Quakers'ı takip etti ve zamanla kölelik karşıtı hareket güçlendi. Bu gruplar arasında Anglikan ve Methodist kilisesi ile bireysel aktivistler de vardı. Quaker'ların eylemleri, İngiltere'de köleliğin kaldırılması için kampanyalar düzenleyen diğer grupları da harekete geçirdi.
Bu gruplar, köleliğe karşı duruş sergilemek için basın açıklamaları yayınladılar, kampanya gezileri düzenlediler ve hatta köle ticareti yapan gemilere saldırdılar. İlk köle karşıtı gruplar yasalarda değişiklik yapamadılar, ancak hareket büyüdükçe, bu grupların eylemleri parlamentonun dikkatini çekti ve kölelik karşıtı kanunların kabul edilmesini sağladı.
Quakers'ın Rolü
Quakers, Protestan bir tarikattır ve kölelik karşıtı hareketin önde gelen unsurlarından biri olmuştur. Quakers, insanlık dışı uygulamaların yanı sıra, her insanın Tanrı tarafından eşit yaratıldığına inanıyorlardı. Bu nedenle, kölelik karşıtı duruşları doğal bir sonuç olarak ortaya çıktı.
Quakers, köleliğe karşı protestolarda ve boykotlarda aktif rol almıştır. İlk köleliği yasaklayan eyalet olan Pennsylvania eyaletinin de sahibi olan Quakers, 1758'de manumisyon yasasını kabul etti. Bu yasa, eyaletteki tüm köleleri özgürlüğe kavuşturdu. Quakers, kölelerin serbest bırakılması için kampanyalar düzenledi ve bu konuda kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştı.
Quaker aktivistleri, kölelik karşıtı kampanyaların finansmanında da önemli bir rol oynadı. Daha sonra anti kölelikçi kampanyalara, özellikle de köle ticaretinin yasaklanması için yapılan kampanyalara katıldılar. Quakers, kölelik karşıtı hareketin önde gelen unsurlarından biri olarak, kölelik karşıtı kanunların çıkarılması için yoğun bir şekilde çalıştılar.
Quakers'ın kölelik karşıtı duruşu, daha sonra kölelik karşıtı hareketin ana omurgalarından biri haline geldi. Quakers'ın erken hareketleri, köleliğin kaldırılması için çabalarının bir parçası olarak, kölelerin serbest bırakılması konusunda erken bir örnek teşkil etti.
William Wilberforce ve Parlamento
William Wilberforce, İngiliz Parlamentosu'nda kölelik karşıtı bir aktivistti ve köleliğin kaldırılması için yıllarca mücadele etti. 1787'de, Wilberforce başkanlığındaki bir grup aktivist, köleliğin kaldırılması için kampanya başlattı. Kampanya başlangıçta birkaç yıl boyunca pek başarılı olamasa da, zamanla Parlamento'da destek toplamaya başladı.
Wilberforce, parlamentoda kölelik karşıtı bir kanun tasarısı sunan ilk kişiydi. 1791 yılında sunulan bu tasarı, köleliğin kademeli olarak kaldırılmasını öngörüyordu. Ancak tasarı, parlamentoda pek fazla destek göremedi ve yasalaşmadı.
Wilberforce ve diğer aktivistler, kölelik karşıtı kampanyalarına devam ettiler. 1807'de İngiltere, Atlantik köleliği yasaklayan bir kanun çıkardı. Bu, köle ticaretinin durdurulmasına ve İngiliz gemilerinde köle taşınmasının yasaklanmasına yönelik bir adımdı.
Wilberforce, 1833'te ölene kadar mücadelesini sürdürdü. Bu yıl, İngiliz Parlamentosu köleliği kaldıran bir yasa çıkardı ve kölelerin özgürlüklerini kazanmalarına yol açtı.
Nihayetinde, Wilberforce ve diğer kölelik karşıtı aktivistlerin mücadelesi sonunda başarılı oldu ve kölelik İngiltere'de yasaklandı. Bu, dünya genelinde kölelik karşıtı mücadele için önemli bir adım olmuştur.
İngiltere'nin Kölelik Ticaretinden Vazgeçişi
İngiltere, kölelik ticaretine karşı uzun bir mücadele yürüttü. Ancak, köleliğin yasaklanması için gerçekleştirilen kampanyalar yıllarca sonuç vermedi. Ancak, sonunda 1807 yılında İngiliz Parlamentosu, kölelik ticaretini yasaklayan bir kanun çıkardı. Bu karar, kölelik karşıtı hareketin önde gelen figürleri tarafından yoğun bir şekilde desteklendi. William Wilberforce, İngiltere'nin kölelik ticaretine son vermeyi başardığı dönemin en önemli isimlerindendi.
Kanun tasarısı için yıllar süren mücadeleler yaşandı. Tasarı Parlamento'nun her aşamasında sıkı bir şekilde incelendi. Ancak sonunda, 1807 yılında tasarı yasalaştı ve İngiltere, köle ticaretine son veren ilk büyük güç oldu.
İngiltere'nin kölelik ticaretinden vazgeçişi, dünya çapında önemli bir dönüm noktasıdır. Bu karar, diğer ülkeleri benzer yasalara teşvik etti. Ancak, İngiltere'nin köle ticaretinden tamamen vazgeçmesi uzun bir süreçti. Özellikle, zaten kölelik sistemiyle oluşturulmuş olan kolonilerde bu süreç daha da uzadı.
İngiltere'nin kölelik ticaretinden vazgeçişi, kölelik karşıtı hareketin etkilerinin açıkça ortaya çıktığı bir örnek olarak kabul edilir. Bu karar, sömürgecilik çağında gerçekleşen en önemli insan hakları hareketlerinden biri olarak görülmektedir. Ancak, kölelik sistemi kök salmış olsa da, İngiltere'nin kölelik karşıtı hareketi tarihe ışık tutacak bir başarı hikayesi olarak kalacaktır.
Kölelik Karşıtı Hareketin Etkileri
Kölelik, İngiltere ve dünya genelinde yüzyıllar boyunca sürmüş bir sorundu. Ancak, İngiltere'deki kölelik karşıtı hareket sayesinde bu sorunla mücadele eden bir grup insan ve örgüt ortaya çıktı. Bu hareketin etkileri İngiltere ve dünya çapında büyük oldu.
İngiltere'deki kölelik karşıtı hareket, oradaki kölelik üretimini azaltmaya yardımcı oldu ve daha sonra İngiltere'nin eski sömürgelerinde köleliğin yasaklanmasına yardımcı oldu. Bununla birlikte, bu hareketin en önemli etkisi, dünya genelinde insan haklarına duyarlılığı artırmış olmasıdır.
Bu hareketin etkileri arasında, insanların tarihi süreci daha iyi anlamaya başlaması da var. Sayısız kitap, makale, belgesel ve filmler köleliğe ve kölelik karşıtı harekete odaklanarak, tarihle ilgili daha geniş bir anlayış kazanmamızı sağladı.
- Kölelik karşıtı hareket, insan hakları hareketinin doğuşuna öncülük eden önemli bir faktördür.
- Birçok devlet, İngiltere'nin yasal bir önleyici tedbir olarak yaptığı gibi, köleliği yasakladı.
- Kölelik karşıtı hareketin ayrıca çeşitli insan hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının kuruluşuna ilham verdiği de söylenebilir.
Bugün, kölelik hala dünya genelinde varlığını sürdürüyor. Ancak, İngiltere'deki kölelik karşıtı hareketin mirası, insan haklarına saygı gösterme ve insanlığı daha iyi bir geleceğe taşıma yönündeki mücadelede önemli bir rol oynamaya devam ediyor.