Anadolu'daki Sırlar: Arkeolojik Kazılarla İzinde Olun kitabı, sizi tarihi Anadolu topraklarına götürüyor Arkeolojik kazılarda bulunan sırları keşfetmek için izinde olmaya hazır mısınız? Bu kitapla tarihle dolu bir yolculuğa çıkacaksınız

Anadolu, binlerce yıllık tarihe ev sahipliği yapmaktadır ve bu tarih, Türkiye'deki arkeolojik sit alanları ve kazılar sayesinde gün yüzüne çıkartılmaktadır. Bu sit alanları, Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde bulunmaktadır ve her biri farklı kültürlerin, medeniyetlerin ve imparatorlukların kalıntılarına ev sahipliği yapmaktadır.

Göbeklitepe, Troia, Hattuşaş, Kültepe, Antik Efes, Patara Antik Kenti ve Sagalassos gibi arkeolojik siteler, ziyaretçilere Anadolu'da geçmişin sırlarını keşfetme fırsatı sunmaktadır. Bu sitelerde yapılan kazılar sayesinde, tarihimiz hakkında yeni bilgilere ulaşılmakta ve arkeologlar tarafından keşfedilen öğeler, tarihimiz hakkındaki görüşlerimizi değiştirmektedir.

Bu alanlarda yapılan kazılarda çıkarılan arkeolojik eserler, tabakalar halinde incelenmektedir ve her tabaka, o dönemin yaşam biçimini, kültürünü ve teknolojisini yansıtmaktadır. Çoğu sit alanında, çıkarılan eserler, müzelerde sergilenmektedir. Bu müzelerde, ziyaretçiler tarihi dokunuşlarla karşılaşabilirler.

• Göbeklitepe: Dünyanın en eski tapınaklarından biri.
• Troia: Bronz Çağlarından kalma antik kentin tarihi.
• Hattuşas: Hitit İmparatorluğuna ev sahipliği yapan büyük uygarlığı yansıtmaktadır.
• Kültepe: Orta Anadolu'da bulunan ve Orta Doğu'nun ilk ticareti hakkında bilgi veren kaniş-karum isimli ticaret merkezini barındırır.
• Antik Efes: Ege Denizi'nin kıyısındaki antik şehirdeki en yeni ve heyecan verici kazılar yapılıyor.
• Patara Antik Kenti: Roma ve Bizans dönemlerine ait yeni keşifler ile Noel Baba'ya ait keşifler gibi önemli keşiflere sahiptir.
• Sagalassos: Antik dönemde Roma İmparatorluğuna ait bir şehirdi.

Türkiye'deki bu arkeolojik siteler ve kazılar, gezginlere Anadolu'nun tarihinde gezinme fırsatı sunmaktadır. Anadolu'nun zengin tarihini keşfetmek isteyen insanlar, bu siteleri keşfe çıkarak, binlerce yıl öncesine kadar yolculuk yapabilirler.

1. Göbeklitepe

Göbeklitepe, Güneydoğu Anadolu'daki Şanlıurfa ilçesi sınırları içerisinde yer alan tarihi tapınak kompleksidir. Kazılar sırasında keşfedilen kalıntılar, M.Ö. 10.000 yıllarına kadar uzanan tarihi bir geçmişi taşıdığını göstermektedir. Bu nedenle, Göbeklitepe dünyanın bilinen en eski tapınaklarından biridir.

Göbeklitepe'nin keşfi, insanlık tarihini sorgulayan en önemli arkeolojik buluşlardan biridir. Sisteronlu mimar Klaus Schmidt tarafından keşfedilen Göbeklitepe, insanların avcılık-göçebe yaşam biçiminden tarımı keşfetmeye başladıkları dönemde hayatlarına giren bir ritüele işaret etmektedir. Göbeklitepe'deki kazılar sırasında taştan yapılmış tapınaklar ortaya çıkarılmıştır. Tapınaklar, insanların ibadet ettiği yerlerdir. Görüldüğü gibi, Anadolu'da İslam öncesinde de farklı dinlere tapınaklar yapılmıştır.

Göbeklitepe'nin keşfi, dünya çapında büyük bir etki yaratmıştır. Kazı alanı, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almıştır. Ayrıca, tapınak kompleksinin keşfi, insanlık tarihine ve inanç sistemlerine dair yeni bir perspektif sunmuştur. Göbeklitepe'nin keşfi, arkeoloji ve tarih alanlarında çalışan araştırmacılar için yeni bir cesaret kaynağı olmuştur.

• Göbeklitepe, tarihin keşfinde bir dönüm noktasıdır
• Anadolu'da inanç sistemlerinin keşfi
• İnsanlık tarihine dair yeni bilgiler sunar

Genel olarak, Göbeklitepe, insanlık tarihinin derinliklerine yolculuk yaptığımız önemli bir kaynak haline gelmiştir. Bununla birlikte, tapınak kompleksinin keşfi, insanların ne kadar eski zamanlardan beri inanç sistemlerine sahip olduklarını da göstermektedir. Anadolu'daki bu antik yerlerin keşfi, insanların tarihi hakkında yeni bir perspektif sunarken, bunun aynı şekilde turizm açısından da faydası olmaktadır.

2. Troia

Troia, antik dönemde Truvalılar tarafından inşa edilmiş bir kenttir. Efsaneye göre, Truva Savaşı sırasında Helen'in kaçırılması ve Truva atının yanıltıcı kullanımı nedeniyle yıkılmıştır. Ancak, bilim insanları tarafından yapılan arkeolojik kazıların sonuçları, Troia'nın gerçekte hiçbir zaman tam olarak yıkılmadığını, farklı birçok yerleşim yeri inşa edildiğini göstermektedir.

Bugün Troia, dünya genelinde en ilgi çekici ve çok sayıda turist tarafından ziyaret edilen antik kentlerden biridir. Kazılar sonucunda, yaşamın dört bin yıldan fazla süre önce başlamış olduğu ve zamanla geliştiği ortaya çıkartılmıştır. Troya Halısı gibi önemli eserler, antik çağın ticari faaliyetlerine, ve toplumsal yapısına ışık tutmuştur.

• Archaeological excavations reveal the true history of the ancient city of Troy, which was believed to have been completely destroyed in the Trojan War.
• The excavations suggest that Troy was not completely destroyed, but that different settlements were built on top of each other.
• Troy is one of the most interesting and visited ancient cities in the world today.

Troia üzerinde yapılan son kazılar ise antik kentin hayatına dair daha fazla detay veriyor. Troia'da inşa edilen yapıların kıvraklığı ve ilk çağlara göre çok ileri olan mimari yapısı, antik uygarlıkla ilgili bilinenleri değiştiriyor.

Kazılar sonucunda ortaya çıkan en önemli bulgulardan birisi, kentin ve çevresindeki yerleşimlerin aynı zamanda yapılan ticari anlaşmaların merkezi olması. Mesela, Troia Halısı adı verilen ve günümüze ulaşan halılar, antik çağın ticari faaliyetlerine dair önemli bilgiler içeriyor. Şimdi kazıların odak noktası ise, kayıp şehirlerin keşfidir ve yeni kazılar Troia'nın detaylarını olumlu bir şekilde etkileyecektir.

• Recent excavations in Troy have revealed more details about the city's life and advanced architectural structure.
• One of the most significant findings was that the city and its surroundings were also the center of commercial contracts.
• The Troy Carpets that survived until today contain important information about the commercial activities of the ancient era.
• The focus of the excavations now is to discover the lost cities, and new excavations will have a positive impact on the details of Troy.

2.1 Troia'nın kayıp şehirleri

Troia, Homeros'un İlyada destanındaki Troya Savaşı'nın geçtiği yer olarak bilinmektedir. Kazıların sürekli olarak devam ettiği antik kent, her geçen gün daha da zenginleşmektedir. Son yıllarda yapılan yeni kazılar sayesinde, Troia'nın kayıp şehirlerine ait yeni keşifler yapılması beklenmektedir.

Troia'nın kayıp şehirleri, antik kentin dışında yer alır ve henüz ortaya çıkarılamamıştır. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar, kayıp şehirlerin varlığına işaret etmektedir. Kazılar sırasında yapılan sondaj çalışmaları ve jeofiziksel incelemeler, antik kentin hemen dışında bulunan yapıların varlığını göstermektedir.

Kayıp şehirlerin ne zaman açığa çıkarılacağı şimdilik bilinmez. Ancak yeni teknolojiler sayesinde, arkeologlar bu yapıların yerlerini belirlemek için doğru araçları kullanmaktadır. Bu yeni bulgular, Troia'nın tarihine yeni bir ufuk açacaktır.

2.2 Batık şehir

Troia antik kentinin diğer bir ilginç bulgusu da, şehrin su altındaki kalıntılarıdır. 19. yüzyılda bölgedeki su yollarının temizlenmesi amacıyla yapılan çalışmalarda, Troia'nın su altındaki kalıntılarının keşfedilmesiyle ortaya çıktı. İlk olarak yüzeyde bulunan yapıların temizlenmesiyle başlayan çalışmalar, daha sonra su altındaki kalıntıların da tespit edilmesiyle devam etti.

Yapılan araştırmalar sonucunda, Troia antik kentinin batık şehir olarak bölgedeki zengin su kaynaklarına yakın bir alan üzerine inşa edildiği ortaya çıkmıştır. Şehrin içerisinde akan su kanalları günümüze kadar kalabilmiş ve Troia'nın su ihtiyacını karşılamıştı. Ancak günümüzde su kanallarının bir kısmı da dahil olmak üzere birçok yapı su altındaki durumu nedeniyle bakımsız kalmıştır.

Bu nedenle Troia Kazı Heyeti, bölgedeki arkeolojik çalışmalarını sürdürürken su altındaki kalıntıların da korunması ve kurtarılması üzerinde çalışmalar yürütmektedir. Sürekli olarak su altında yapılan araştırmalar ve buluntulara ait fotoğrafların çekilmesi, bölgenin daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesine imkan tanımaktadır.

3. Hattuşaş

Anadolu'nun önemli arkeolojik alanlarından biri olan Hattuşaş, Anadolu kültür tarihinde büyük bir yere sahip olan Hitit İmparatorluğu'na ait kalıntıları barındırmaktadır. Hititler, yüksek oranda medenileşmiş bir uygarlık olup, MÖ 1600-1200 yılları arasında var olmuştur. Hattuşaş da bu tarihi uygarlığın başkentidir.

Hitit İmparatorluğu, askeri güçleriyle bilinmekle birlikte, mimari, sanat, bilim ve edebiyat konularında da oldukça gelişmiştir. Özellikle Hitit yazıtları, sözel ve yazılı edebiyatın ilk örnekleri arasında yer almaktadır. Bu yazıtlar, çivi yazısı ile yazılmış tabletlerin tercümesi hala devam etmektedir ve Hitit kültürüne dair önemli bilgi kaynaklarından biridir.

Hattuşaş'taki kazılar sonucunda, Hitit İmparatorluğu'nun sarayları, tapınakları ve kamu yapıları ortaya çıkarılmıştır. Hattuşaş'ın tarihi dokusu günümüze kadar başarıyla korunmuştur. Ziyaretçiler burada, Hitit mimarisinin detaylarını, tapınaklarını, yazıtlarını ve güneş tapınağı gibi önemli yapıları keşfedebilirler.

Hattuşaş	Hitit İmparatorluğu
Kültürel zenginlik	Mimari, sanat, bilim ve edebiyatın varlığı
Anadolu kültürüne katkısı	Bilinen en eski uygarlıklardan biri
Saraylar, tapınaklar ve kamu yapıları	Hitit yazıtları

Hattuşaş, doğa ile iç içe olan ve tarihi dokusuyla ziyaretçileri büyüleyen bir antik kenttir. Hitit İmparatorluğu'na dair keşifler yapılabileceği gibi, bölgedeki güzellikleri de keşfetmek mümkündür. Hitit yazıtları, tapınakları ve güneş tapınağı gibi yapılar ziyaretçileri hayretler içerisinde bırakacaktır.

3.1 Hitit yazıtları

Hitit İmparatorluğu, zamanında Anadolu'nun birçok yerinde hüküm sürdü. Yazılarını çivi yazısı ile yazan bu uygarlık, büyük bir arşiv biriktirdi. Bu arşiv içerisinde özellikle tabletler, Hitit yazıtları olarak adlandırılıyor. Bugün bile tamamı tercüme edilememiş olan bu yazıtların arasında, hukuk, tarih ve mitoloji konularında önemli kaynaklar bulunuyor.

Hitit yazıtlarının tercümesi, arkeologlar tarafından hala yapılmaktadır. Bunun nedeni ise çivi yazısı kullanılmış olmasıdır. Çivi yazısı, tam anlamıyla kırılmış bir alfabedir. Birçok anlamı olan bir sembol kullanılarak yazım yapılmaktadır. Bu sembollerin her birinin, farklı anlamları bulunmaktadır.

Hitit yazıtlarının içerisinde yer alan tabletler, Hitit dönemi ticaretinin büyük bir bölümünü de açıklığa kavuşturmuştur. Kültepe'deki tabletlerde yer alan ticari faaliyetler, o dönemde Anadolu'daki ticaret yollarının ne kadar hareketli olduğunu göstermektedir. Bu ticari faaliyetlerin tamamının Hitit İmparatorluğu tarafından kontrol edildiği düşünülüyor.

Hitit Yazıtları Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Hitit yazıtları, çivi yazısı kullanılarak yazılmıştır
Yazıtların tercümesi hala devam etmektedir
Yazıtlar içerisinde önemli tarih, hukuk ve mitoloji bilgileri bulunmaktadır
Kültepe'deki tabletlerin ticari faaliyetler hakkında bilgi vermesi, Anadolu'daki ticaret yolları hakkında da bilgi sağlamaktadır

4. Kültepe

Kültepe, Orta Anadolu'da yer alan Kaniş-Karum'un bulunduğu yerdir. Bu antik şehir, MÖ 2000 yılına kadar dayanan büyük bir ticaret merkeziydi. Bugün, burada yapılan kazılar, Orta Doğu'da Ticaretin ilk örneklerini aydınlatmıştır.

Kültepe'de keşfedilen tabletler, antik dönemdeki ticari faaliyetleri anlamamızı sağlıyor. Bu belgeler, ticari işlemlere ve işletmelerin yönetimine dair birçok bilgi içermektedir. Ayrıca, Hitit İmparatorluğu'na ait dönem yazıtları da Kültepe'de keşfedilmiştir.

Kültepe ayrıca, Asur ticareti için önemli bir üs haline gelmiştir. Asur Tacirleri, MÖ 19. yüzyılda Kültepe'de faaliyet gösterdiler ve bu ticaret faaliyetleri için ticaret kolonileri kuruldu. Bu ticaret kolonilerinin varlığı, ticaretin o dönemdeki önemini vurgulamaktadır.

Kültepe, Anadolu'daki birçok arkeolojik sit alanından biridir. Burada yapılan kazılar, tarihin ortaya çıkardığı zenginliklerle doludur. Ticaretin başlangıcı ve antik uygarlıkların tarihini anlamak, Kültepe'nin sunduğu bir yolculuk ile mümkündür.

4.1 Ticari faaliyetler

Kültepe, Orta Anadolu'da Kaniş-Karum'un bulunduğu yerdir. Kültepe'deki arkeolojik kazılar, Orta Doğu'nun ilk ticareti hakkında önemli bilgiler elde edilmesini sağlamıştır. Bu tabletler, Asur Ticaret Kolonileri Dönemi'ne ait ticari faaliyetlere ışık tutmaktadır. Kültepe'de bulunan tabletler, dönemin emtia ihracatının ne kadar gelişmiş olduğunu göstermektedir. Ticari belgelerin güzel Türkçe'si ile yapılan yazışmalar, döneme ışık tutmaktadır.

Bu belgeler; metaller, kumaş ve yün ürünleri, yağ, fındık, bakır, değerli taşlar gibi birçok ürünün varlığını gösterir. Kültepe'de kazılan tabletlerin çoğu, Kuzey Suriye ve Doğu Akdeniz bölgelerindeki yerel yabancı tüccarlar ile yerel Küçük Asya tüccarları arasındaki ilişkiler hakkında bilgi vermektedir. Ticaretin yanı sıra bu belgeler; taşıma gemileri, nakliye ve muhasebe gibi farklı unsurlarını da göstermektedir.

• Belgeler, Asur kraliyet ailesinin ticari ilişkilerinin varlığını da gösterir.
• Ayrıca tabletlerde; mısır, kahve, mücevherat, bal ve baharatlar gibi diğer malzemelerin ticaretinden de bahsedilmektedir.

Kültepe tabletleri, MÖ 19. yüzyılda ticari faaliyetlerin yaygınlaşmaya başladığı bir dönemde yapılan en eski ticari belgelerdir. Bu nedenle Kültepe'de yapılan kazılar, Orta Doğu'nun ticari tarihi hakkında önemli ipuçları sağlamaktadır.

5. Antik Efes

Antik Efes, dünya çapında tanınmış bir antik kenttir. Ege Denizi'nin kıyısında yer alan Efes, M.Ö. 6000'li yıllara kadar uzanan bir tarihe sahiptir. Kazılar, Roma döneminden kalma su kemerleri, tiyatrolar ve tapınaklar gibi heyecan verici yapıları ortaya çıkardı. Son zamanlarda yapılan kazılarda, Roma su yolu (Akvaryum) ve Artemis Tapınağı'nın kalıntıları da keşfedildi.

Arkeologlar, Roma Su Yolu kazısını oldukça heyecan verici olarak tanımlıyor. Antik Roma döneminde kullanılan en gelişmiş su teknolojilerinden biri olan su kemeri, deniz seviyesinden suyu Efes şehrine getirmekte kullanılıyordu. İki katlı su kemerinin üzerinde, Roma dönemi heykelleri ve su boyunca yapılan çeşmeler de yer almaktaydı. Kazılar sonucunda, su kemerinin 1 km uzunluğunda olduğu ve yaklaşık 10.000 m3 su taşıdığı tahmin ediliyor.

Artemis Tapınağı, Eski Yunan ve Roma tarihinde tanınmış en önemli tapınaklardan biridir. Dünya Kültür Mirası listesinde yer alır ve mimarisi nedeniyle antik dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilir. Artemis Tapınağı, antik Efeslilerin en kutsal yeriydi ve antik dünyada ziyaret edilmesi gereken yerler arasındaydı. Günümüzde yapılan kazılar, tapınağın kalıntılarının yeniden inşa edilmesine ve antik dönemin canlanmasına yardımcı oldu.

Sonuç olarak, Antik Efes, arkeolojik açıdan oldukça zengin bir kenttir. Geçmişi binlerce yıl öncesine kadar uzanmasına rağmen, günümüze kadar pek çok eserini koruyabilmiştir. Roma su yolu ve Artemis Tapınağı gibi önemli yapılar, kazı ekiplerinin yeni keşifler yapmasına olanak sağlamıştır. Antik Efes, tarihe meraklı olanların mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yerdir.

5.1 Roma Su Yolu (Akvaryum)

Antik Efes'teki kazıların en ilgi çekici kısımlarından biri, Roma Su Yolu'nun (Akvaryum) ortaya çıkarılmasıdır. Bu su yolu, Antik Roma'nın en gelişmiş su teknolojilerinden biridir ve yaklaşık 80 km uzunluğunda, çok sayıda kaynak ve kuyu kullanılarak inşa edilmiştir.

İçme suyu sağlamak için yapılan su yolu, büyük bir yapıya sahip olup, üzerinde tonozlu galeriler ve sırayla sıralanmış sarnıçlar bulunmaktadır. Devasa boyutlardaki yapı, daha önceki medeniyetlere ait su tesislerinin ötesinde bir teknoloji ve mühendislik harikasıdır.

Akvaryum, Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra birçok yıkım ve doğal afetlerin ardından 12'nci yüzyıla kadar kullanıldı. Su yolu, sonraki yıllarda önemi azaldı ve zamanla kayboldu. Ancak, yapılan kazılar sayesinde su yolunun tam olarak İyon Denizi'ne kadar uzandığı keşfedildi.

Su Yolu Uzunluğu	80 km
Kullanılan Kaynak Sayısı	Çok sayıda
Mimari Özellikleri	Tonozlu galeriler, sıralanmış sarnıçlar

Roma Su Yolu'nun akışı hala devam ediyor ve günümüzde hala birçok Antik Roma yapısında kullanılan su yönetimi prensiplerine ilham veriyor. Antik Efes'teki kazılar, tarihi su teknolojisi hakkında inanılmaz bilgiler sağlamaya devam ediyor.

5.2 Artemis Tapınağı

Antik Efes'in merkezinde yer alan Artemis Tapınağı, Unesco Dünya Kültür Mirası olarak kabul edilir ve doğaüstü güzelliği ile bilinir. Tapınak, Artemis adına yapılmıştır ve 550 kadar sütun içerir. Ancak ne yazık ki, tapınak zamanla harap olmuştur ve sadece bazı kalıntılar günümüze kadar gelmiştir.

Bu nedenle, Türkiye'deki birçok arkeolojik kazı çalışması gibi, Artemis Tapınağı'nın restore edilmesi gerekiyordu. İşte Unesco ve Türk hükümeti tarafından verilen bir kararla tapınak restore edildi ve yerli ve yabancı turistlerin ziyaret edebileceği bir yer haline geldi.

Restorasyon projesi, antik tapınağın 1.000 yıllık geçmişini korumak için özenle yapılmıştır. Güzel sütunların ve duvarların onarımı, özgün malzemeler ve teknikler kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Ziyaretçiler, antik tapınağın gerçekten nasıl göründüğünü hayal etmelerine yardımcı olacak özelliklerin yeniden yaratılmış olması nedeniyle memnuniyet duyacaklardır.

Artemis Tapınağı, Türk kültürünün ve tarihini yansıtmaktadır ve Türkiye'deki arkeolojik kazılar sırasında keşfedilebilecek en önemli yapılarından biridir. Tapınağın yeniden canlanması sayesinde, antik dönemdeki güzelliğiyle ziyaretçilere hala büyüleyici bir etki yaratır.

6. Patara Antik Kenti

Patara, Antalya'nın Finike ilçesi yakınlarında Antik Likya'nın en büyük kentlerinden biridir. Roma döneminde önem kazandı ve Bizans dönemine kadar varlığı sürdürdü. Patara Antik Kenti'nde gerçekleştirilen kazılar sayesinde, Romalılar ve Bizanslılar dönemine ait birçok yeni keşif ortaya çıkarılmıştır.

Patara Antik Kenti'nin ortaya çıkarılan yapıları arasında, Roma dönemi tiyatrosu, agora, sarnıçlar, hamamlar, bazilikalar, gymnasium gibi birçok yapı bulunmaktadır. Gerçekleştirilen kazılar sayesinde, Roma ve Bizanslıların kentteki günlük hayatları hakkında önemli bilgiler elde edilmiştir.

Patara Antik Kenti'nde düzenlenen son kazılarda, Aziz Nicholas Kilisesi'nin kalıntıları bulunmuştur. Aziz Nicholas, bugün Noel Baba olarak bilinir ve özellikle çocuklar arasında çok sevilen bir figürdür. Aziz Nicholas, Patara'da doğmuş ve kilise burada yer almıştır. Kilisedeki arkeolojik bulgular, Aziz Nicholas'ın yaşam hikayesi hakkında önemli ipuçları vermektedir.

Patara Antik Kenti'nde ayrıca, Bizans dönemine ait birçok mozaik bulunmuştur. Bu mozaiklerde, döneme ait tablolar ve hayatın farklı yönleri hakkında bilgiler yer almaktadır. Patara Antik Kenti'nde yer alan bu mozaikler, Bizans dönemi sanatı hakkında önemli bir kaynak oluşturur.

Sonuç olarak, Patara Antik Kenti, Roma ve Bizans dönemine ait birçok tarihi anıtın ve yapıların yer aldığı, arkeolojik açıdan son derece zengin bir kenttir. Gerçekleştirilen kazı çalışmaları sayesinde, kentin tarihi hakkında yeni ve önemli bilgiler öğrenilmektedir. Ziyaretçiler, Antik Kent'teki yapıları ziyaret ederek antik döneme ait ruhu hissedebilirler.

6.1. Aziz Nicholas Kilisesi

Aziz Nicholas Kilisesi, Patara Antik Kenti'nde Noel Baba'nın yaşam alanının izlerini sürmek için yapılan kazılarda keşfedildi. Aziz Nicholas, antik dönemde ilçenin koruyucusu olarak kabul edilmiş ve saygı görmüştür. Bu nedenle, kilise, Orta Çağlar boyunca Hristiyanlar tarafından önemli bir hac yeri olarak kabul edildi.

Kilise, 7. yüzyılın başlarında inşa edilmiştir. Aziz Nicholas'a adanmış olan kilise, antik dönemdeki yapılar gibi karşımıza çıkıyor: duvarları taşlardan yapılmış, tarihi mimari tarzda ve tavanı ahşaptan tasarlanmış. Kilisede birçok fresk ve mozaik bulunmuştur. Bunların bazıları günümüze kadar korunmuştur.

Kilise, Noel Baba'nın antik kentteki yaşam alanını araştırmak isteyenler için önemli bir turistik yerdir. Burada, Aziz Nicholas ve yaşadığı dönem hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Ayrıca, kiliseyi ziyaret edenler, daha derin bir tarihsel keşif için Patara Antik Kenti'ni gezme fırsatı yakalayabilirler.

Sagalassos gibi diğer antik kentlerle karşılaştırıldığında, Patara Antik Kenti, Noel Baba'nın yaşam alanının keşfedilmesi nedeniyle daha fazla ilgi görmektedir. Noel Baba, İsa'nın doğumundan sonra yaşayan bir kilise adamı olarak kabul edilir. Fakat, onun histórik yaşamı hakkında bilinen çokça şey yoktur. Aziz Nicholas Kilisesi'nin keşfiyle, çoğu insan Noel Baba hakkında daha fazla bilgi edinme fırsatına sahip oldu.