Afrika'dan Amerika'ya: Köle Ticareti belgeseli, Afrika kıtasındaki esaret tarihi ve Amerika'da kölelik uygulamalarının arka planını ortaya koyuyor. Tarihi belgesel serisinde, köle ticaretinin yüzyıllar boyunca insanlık tarihindeki etkisi ve yıkıcı sonuçları anlatılıyor. İzleyiciler, köleliğin yarattığı sosyal ve ekonomik sonuçlar hakkında daha derin bir anlayış kazanacaklar.
Kölelik, insanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden biridir. Köle ticareti tarihi, günümüzde bile birçok insanın yüreğinde sarsıcı bir iz bırakmıştır. Köle ticaretinin yüzyıllar boyunca devam etmesi, Afrika ve Amerika'nın toplumsal, ekonomik ve kültürel yapıları üzerinde önemli etkiler yaratmıştır.
Köleliğin tarihi, antik çağlara kadar uzanmaktadır. Ancak modern köle ticareti, İspanyol ve Portekiz kolonizasyonları sırasında başladı. Köleler, batılı tüccarlar tarafından Afrika'dan Amerika'ya kaçırıldı. Bu süreçte, yüzlerce binlerce insan köle olarak satıldı, esirler insan ticareti için kullanıldı ve köle tüccarları devasa servet kazandılar.
Afrika'daki köle pazarları, köle ticareti için bir merkez haline geldi. Bölgeler arasında köle ticareti yapan tüccarlar, hışıltılı işlemler sırasında Afrikalı erkekleri, kadınları ve çocukları satın aldılar. Köleler, daha sonra Amerika'ya götürülmek üzere gemilere yüklendi. Bu yolculuklarda, köleler sık sık salgın hastalıklar, açlık ve susuzlukla karşı karşıya kaldılar. Talep arttıkça, köle tüccarları daha az maliyetle iş yapmak için kalitesiz malzemeler kullanmaya başladılar. Böylece, yolculukta yüzlerce insan öldü.
Kölelik Tarihi
Kölelik, insanlık tarihinin en karanlık ve utanç verici dönemlerinden biridir. Kölelik, bir kişinin başka bir kişi tarafından sahiplenilmesi ve kontrol edilmesi anlamına gelir. Köleler genellikle, özgürlükleri ellerinden alınmış ve zorla çalıştırılmış insanlardır. Kölelik, kendine özgü bir tarih boyunca dünya genelinde görüldü. Bu sistem, özellikle Afrika, Amerika ve Asya'da yaygınlaştı.
Kölelik tarihi, antik çağlardan beri var olan bir sistemdir. Birçok toplum, savaş esirlerini köleleştirdi. Ancak, transatlantik köle ticareti ilk kez 16. yüzyılda başladı. Zamanla, bu ticaretteki büyüme, Afrika'yı ve diğer bölgeleri olumsuz etkiledi.
Kölelik sistemi, insan haklarına saygı göstermeyen ve insanların ticari çıkarlarını öncelikli gören bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, köleliğin tarih boyunca birçok farklı formu görüldü. Bu formlar arasında evrensel kölelik, yarım kölelik ve kamu kölelik sistemi bulunur.
- Evrensel kölelik: Köleleştirme, savaş esirleri, suçlular gibi nedenlerle gerçekleştirilir.
- Yarım kölelik: Köle gibi çalıştırılan küçük çiftçiler.
- Kamu köleliği: Devlet veya hükümete ait işlerde zorla çalıştırılan insanlar.
Kölelik, insanlık dışı bir sistemdir. Bu nedenle, köleliğin kaldırılması büyük bir insanlık mücadelesiydi. Köle ticareti, insan haklarına saygı gösteren bir dünya için bir utanç verici hatırlatmadır. Tarihteki bu karanlık sayfa, insanlık için bir ders olmalıdır.
Köle Ticaretinin Başlangıcı
Köle ticareti, tarihin çok eski zamanlarına dayanan bir uygulamadır. Tarih boyunca farklı toplumlar, etnik gruplar ve ülkelerde kölelik uygulamaları yapılmıştır. Ancak, köle ticaretinin modern anlamdaki başlangıcı, 1450'li yıllarda Portekizlilerin Batı Afrika kıyılarına geldiği döneme kadar gitmektedir.
Bu dönemde, Portekizliler Afrika Sahili'nde ticaret yapmaya başladılar ve yerel kabilelerle aralarında köle ticareti anlaşmaları yapıldı. Portekizlilerin köleleri, Avrupa ve diğer ülkelerde çeşitli iş kollarında, özellikle de tarım ve madencilik sektörlerinde çalışmak üzere satın aldılar.
Portekiz'in ardından diğer Avrupa ülkeleri de köle ticaretine katıldılar. Zamanla, köleler genellikle Amerika'ya götürülmeye başladılar. Afrika'dan Amerika'ya götürülen köleler, Kuzey Amerika'nın güney eyaletlerinde tarım sektöründe ve Karayip Adaları'nda şeker kamışı tarlalarında çalıştırıldılar.
Köle ticareti, Avrupa, Afrika ve Amerika arasında yapılan bir üçgen ticaret şeklinde yayıldı. Avrupalı tüccarlar Afrika'dan köleleri alıyor ve Amerika'ya taşıyorlardı. Amerika'daki tüccarlar da Afrika'ya mal getiriyor ve bunu Avrupalı tüccarlara satıyorlardı. Bu üçgen ticaret sistemi, birçok kişinin köleliğinden para kazanmasına neden oldu.
Köle ticareti, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarındandır ve birçok insanın hayatını cehenneme çevirmiştir. Bununla birlikte, köleliğin kökenleri daha da gerilere gitmektedir ve bu nedenle kölelik tarihi hakkında daha fazla bilgi edinmek ve anlamak çok önemlidir.
Afrika Köle Pazarları
Kölelik tarihi boyunca insanlar başka insanları satın alıp sattılar ve Afrika köle ticareti de bunun en büyük örneklerinden biridir. Afrika köle pazarları çoğunlukla Batı Afrika'da konumlanmıştır ve özellikle 16. yüzyılda İngiliz, Portekiz ve Hollandalı tüccarlar tarafından yoğun bir şekilde kullanılmıştır.
Köle ticareti büyük ölçüde iki aşamada gerçekleşmiştir. İlk aşamada, köle tüccarları Afrika'nın içlerine doğru seyahat ederek yerel pazarlarda köleleri satın almışlardır. Bu köleler daha sonra Sahra Altı Afrika'nın sahil bölgelerine taşınmış ve Avrupalı tüccarlara satılmıştır. İkinci aşamada, Avrupalı tüccarlar köleleri Amerika'ya taşımışlardır. Bu aşama, "Üçgen Ticaret" olarak bilinir ve Avrupa-Afrika-Amerika arasındaki ticareti ifade eder.
Afrika köle pazarları, kölelerin satış işlemlerinin yapıldığı yerlerdir. Genellikle kapalı bir yapıda gerçekleşen satışlar, yerel dilde yapılmıştır. Satıcılar ve alıcılar birbirlerine hiçbir zaman görünmemiş, kölelerin taşınması sırasında ya da gemilere bindiklerinde kölelerin cinsiyeti, yaşları ve sağlık durumları gibi bilgiler kaydedilmiştir.
Bazı köle tüccarları, köle ticaretini ithalat-ihracat işi olarak görmüştür. Onlar, köle ticaretinden büyük bir kar elde ederken, köleler farklı ülkelerde satılıp çalıştırılıyordu. Sahra Altı Afrika'nın çoğu bölgesinde sülaleler, sosyal gruplar, ve köleler arasında evlilik, ticari bağlantılar ve hizmet saatleri bulunmuştur. Bu, köle ticaretinin Afrika'daki yıkıcı etkileriyle birlikte görülmelidir.
Köle Tüccarları
Köle ticareti yapan tüccarlar, kölelik sisteminin en önemli aktörlerindendir. Onlar kölelerin satışını yapan, alımını yapan ve taşınmasını sağlayan kişilerdir. Genellikle Avrupalı tüccarlar, Afrika kıyılarına ticaret yapmak için gelmişlerdir ve burada kölelerle karşılaşmışlardır.
Köle ticareti yapan tüccarların çoğunun, büyük sermayesi olan zengin iş adamları olduğu bilinmektedir. Bu iş adamları, kendi ülkelerinde köleliği yasaklamış olsalar da kölelikten yararlanmak için Afrika'ya gelmişlerdir.
Ticari amaçlar doğrultusunda köle ticareti yapan tüccarlar, Avrupa'nın büyük şehirleri olan Londra, Lizbon, Cenova ve Amsterdam gibi kentlerinde ticaret yapıyorlardı. Bu şehirler, kölelerin nakliyat ve satışı için gerekli olan tüm ticari faaliyetleri gerçekleştiren merkezlerdi.
Köle ticareti yapan tüccarların, kölelerin nakliyesi sırasında uyguladıkları vahşet ve insafsızlık, insanlığa karşı işlenmiş suçların en büyüğüdür. Köle ticareti, insan haklarına saygı göstermeyen bir faaliyet olduğu için bugün hala eleştirilmekte ve tarih boyunca pervasızlıkları unutulmamaktadır.
Köle Ticareti Yoluyla Zenginleşenler
Köle ticareti, sadece kölelerin ticareti ile ilgili bir faaliyet değil, aynı zamanda büyük kazançlar sağlayan bir iş koluydu. İspanyolların ve Portekizlilerin Amerika'ya vardığı andan itibaren, Avrupalılar, Afrika'dan köle toplamaya ve onları karlı bir ticaret yapmak üzere Amerika'ya satmaya başladılar. Bu süreçte, bazı zengin tüccarlar, köle ticaretinin peşinden gitmeye ve bu iş yoluyla milyonlarca dolar kazanmaya karar verdiler.
Ayrıca, köleleştirilen insanların acı verici ve insanlık dışı koşulları göz önünde bulundurulduğunda, para kazanma süreci bu zengin tüccarlar için adil bir yöntem olarak görülmez. Bu işi yapanların çoğu, sadece para kazanmak için insanların acısına ve zor koşullara katlanmalarına aldırmaksızın köle ticaretinde yer aldılar. Bazıları ise köleliği savunarak ve Afrika'da insanları köleleştirmenin zaten bir kültürel norm olduğunu ifade ettiler.
Bununla birlikte, köle ticareti yoluyla zenginleşenler arasında, en çok kazananlar, soyadları günümüzde bile bilinen birkaç ailedendi. Bu aileler, köle ticaretinden ciddi bir gelir elde ederek, daha sonra Amerika'da büyük zenginlik ve iktidar kazandılar. Örneğin, Rhode Islandlı Brown ailesi, köle ticaretinde büyük kazançlar elde ederek, Amerika'nın güçlü bir ailesi haline geldi. Ayrıca, bazı köle tüccarları, köleliğin yasaklanmasından sonra bile, ticaretlerini sürdürdüler.
Kölelik, sadece Amerika'da değil, Afrika'da da insanların hayatını sürdürmesini engelledi ve ülkelerin ekonomisine zarar verdi. Köle ticaretiyle kazanç sağladıktan sonra, bazı tüccarlar, Afrika'da yeni ticaretler yaparak, bu kez gemi yapımı ve madencilik alanlarında faaliyet gösterdiler. Ancak, köle ticareti sonrası ekonomik ve insani kayıpların telafi edilmesi asla mümkün olmadı.
Amerika'da Kölelik
Köle ticaretinin etkileri sadece Afrika'da değil, Amerika'da da hissedildi. Köle tacirleri tarafından Alaska'dan Patagonya'ya kadar her yerde insanlar satın alınarak çalıştırıldı. Ancak, özellikle Amerika'ya götürülen kölelerin durumu daha ağır ve daha vahşiydi.
Kölelerin çalışma koşulları çok ağır ve insana yakışmayacak derecede kötüydü. Çok az yemek, su, uyku ve işkence kölelerin hayatının bir parçasıydı. Aile bağları sağlam olmaması, zorla ayrılmaları gerektiği anlamına geliyordu. Kölelerin işleri arasında tarım, tekstil ve madencilik yer alıyordu. Tarihte kölelikle ilgili birçok isyanın gerçekleştiği görülür. Bunlardan en ünlüsü, Virginia'da Nat Turner'ın başlattığı isyandır.
Kölelik sadece kölelerin ailelerinin bölünmesine yol açmakla kalmadı, aynı zamanda Amerikan tarihinde köklü bir siyah hareketinin ortaya çıkmasına sebep oldu. Bu hareket, siyahları özgürlükleriyle bir arada kabul eden, onları insan olarak görüp topluma kazandırmak isteyen insanlar tarafından başlatıldı.
| Çalışma Koşulları | İskambil Oyunları | Yemekler |
|---|---|---|
| Uygun olmayan barınaklar | Poker, Satranç | Çoğunlukla mısır, patates, pirinç |
| Sabah erkenden kalkma | Domino, Dama | Az miktarda tuzlu et ve sebze |
| 12-14 saat arasında çalışma süresi | Yatzy, Canasta | Çok az şekerli mısır şurubu |
Amerika'da kölelik, özgürlükleri ellerinden alınan her siyah insanın karanlık bir geçmişini temsil eder. Ancak, mücadeleleri ve direnişleri sayesinde özgürlüklerine kavuştular. Bugün hala Amerika'da yaşayan milyonlarca siyah, atalarının köleliği ve kölelik ticaretinden doğan ırkçılık probleminin çözülebilmesi için mücadele etmektedirler.
Kölelikte Çalışma Şartları
Köleler, genellikle tarlalarda, madenlerde, evlerde ve gemilerde çalışmak zorundaydılar. Çalışma süresi güneş doğduktan sonra başlar ve güneş battıktan sonra sona ererdi. Kölelerin bir gün içinde çalışma süresi yaklaşık 16 saatti ve tatil günü yoktu.
Çalışma koşulları yetersizdi ve kölelerin önemser derecede beslenme, giyim ve barınma hakları yoktu. Çoğu köle, yetersiz beslenme ve hijyenik koşullar nedeniyle hızla hastalanıyordu ve çoğu zaman bu hastalıkların tedavisi için gerekli olan sağlık hizmetleri verilmiyordu.
Köleler, ailelerinden ayrılmışlardı ve genellikle işverenlerinin evinde ya da ayrı bir barakada yatıyorlardı. Yatakları sünger, yaprak, saman veya örtüden yapılırdı. Barındıkları yerlerin koşulları ve hijyenik durumu da oldukça kötüydü.
Köleler, kendilerini denetleyen kişiler tarafından sürekli olarak kontrol edilir ve cezalandırılırdı. Cezalar, dayak, açlık, zincirleme ve hücre hapsi gibi öğeler içeriyordu.
Kölelerin aile hayatları, ayrılıkların yaygın olduğu bir hayatın parçasıydı. Aileler çoğu zaman ayrılmak zorunda kalıyordu veya hiçbir zaman bir araya gelme imkanları olmuyordu. Bu durum, kölelerin birbirlerine daha çok bağlanmalarına yol açtı ve köleler arasında güçlü dayanışma bağları oluştu.
Bu çalışma koşulları, köleliğin bir insanlık suçu olduğunu gösteriyor ve bu uygulama sona erdikten sonra bile köleliğin kalıcı etkilerinin bırakmış olduğunu ortaya koyuyor.
Köle İsyanları
Kölelik tarihi boyunca, köleler sıklıkla şiddetli isyanlar gerçekleştirdi. İsyanlar, kölelerin özgürlüklerini kazanmalarına yönelik umut ve mücadelelerinin bir yansımasıydı. Bununla birlikte, köle tüccarları ve köle sahipleri, köle isyanlarını bastırmak için her türlü aşırı gücü kullanıyordu.
Birçok köle isyanı tarihe kaydedilmiştir. Örneğin, 1800'lü yılların başında, Virginia'da gerçekleşen Gabriel İsyanı, bir grup köle tarafından gerçekleştirilmiştir ve köle sahibi ailelerin evleri ve silah depolarını ele geçirmeye çalışmıştır. Ancak İsyan bastırıldı ve köle lideri Gabriel, idam edildi.
1831 yılında, Nat Turner liderliğindeki bir grup köle, Virginia'da isyan çıkardı ve birçok beyaz insanı öldürdü. Ancak Turner ve takipçileri sonradan yakalanarak infaz edildi. Buna rağmen, Nat Turner İsyanı, kölelerin ayaklanarak özgürlüklerine karşı savaşmak için cesaretlendirildiği bir olay olarak tarihe geçti.
- İsyancı köleler arasında marangozlar, demirciler, sıvacılar gibi mesleklerde eğitim almış insanlar yer alırdı.
- Müzik, kilise ve diğer sosyal faaliyetler, köleler arasında ayaklanmalar için bir araya gelmelerini sağlamaktaydı.
- Köleler genellikle sadece bağımsızlık için değil, aynı zamanda ayrımcılık, yoksulluk, adaletsizlik gibi diğer sosyal problemlere karşı da mücadele ettiler.
Köle isyanları, köleliğin ayrılmaz bir parçasıydı ve kölelerin insan haklarının reddedilmesine karşı verdikleri mücadelenin bir belirtisidir. Bu isyanlar, birçok köle sahibi topluluğunu korkuttu ve köleliğin kaldırılmasına yol açtı.
Köle Ticaretinin Sonuçları
Köle ticareti, Afrika ve Amerika'daki ekonomik, sosyal ve kültürel hayatı derinden etkiledi. Afrika'da kölelerin yoğun bir şekilde alınması, Afrika'nın yıkımına sebep oldu. Her yıl binlerce insan köleler için kaçırılır ve kaybedilirdi. Afrika'da kölelerin alım satımı, köle ticaretinde yer alan tüccarların zenginleşmesine ve tüm bölgedeki tarım, sanayi ve üretim alanlarına zarar verdi. Kölelerin zorla çalıştırılması, çocukların ailelerinden koparılması ve insan haklarının hiçe sayılması bu yıkımın bir başka yüzü oldu.
Ayrıca, köle ticareti sonucu Afrika'nın en iyi insan kaynakları kaybedildi. Zengin, genç ve yetenekli insanlar kaçırılıp köle olarak satılıyordu. Bu kayıplar Afrika'nın gelecekteki kalkınması üzerinde ciddi bir etkiye sahipti. Afrika'dan kaçırılan bu insanların dünya çapında ticaretteki önemleri göz önüne alındığında köle ticaretinin Afrika'nın kültür, sanat ve bilim gibi bölgesel güçlerinin de kaybedilmesine yol açtığı söylenebilir.
Öte yandan, Amerika'da köle ticaretinin sonucunda siyahilerin aşağılanması ve dışlanması gibi toplumsal sorunlar yaşanmıştır. Kölelik, uzun bir süre boyunca devam etti ve siyahilerin ekonomik ve sosyal hayatta eşitliği elde etmelerini engelledi. Köleler, aşağılanmaları ve kötü muameleleri nedeniyle hiçbir zaman tamamen özgür olamadılar. Kendilerini ifade edemediler ve insan haklarından yararlanamadılar.
Köle ticaretinin etkileri günümüzde de devam ediyor. Afrika'ya bu kötü tarihin izleri hala sürüyor ve Afrika’nın geçmişte yaşadığı yıkımın etkileri hala hissediliyor. Amerika'da da siyahilere yönelik ırkçılık ve önyargı sonucu, siyahilerin eşitliği hala sağlanamamıştır. Köle ticaretinin sonuçları günümüz dünyasında bile hala devam ediyor ve bu durumun insan haklarına en azından saygı göstermeyi öğrenmekle çözülebileceği tartışılmaktadır.
Afrika'da Yıkım
Köle ticareti, sadece kölelerin hayatını etkilemedi, fakat aynı zamanda Afrika'nın kültür, insanları ve ekonomisi açısından büyük zararlara da yol açtı. Bu kapsamlı ve çarpıcı değişimlerin birçok etkisi oldu.
- Ekonomik Yıkım: Köle ticareti, Afrika'nın ticari yapılarını tahrip etti. Çünkü, çok sayıda insan, tarım arazilerinden uzaklaştırıldı ve yerine kendi kendine yeten canlılıklarını sağlamadan ülkelerinden ayrılıp köle olarak satıldılar. Bununla birlikte, köleliğin Afrika'dan çıkarılması, Afrika ülkelerinin büyümesi için bir fırsat yarattı.
- Kültürel Yıkım: Köle ticareti sırasında, kölelerin yer aldığı topluluklar, halklarından ve kültürlerinden koparıldılar ve farklı bir ülkeye götürüldüler. Böylece Afrika kültürleri, halkları ve gelenekleri kökten değişti.
- İnsani Yıkım: Kölelerin kategorik olarak ele alındığı, ayrıştırıldığı ve işkence, tecavüz, sömürü ve zorbalık gibi türlerde maruz kaldıkları gerçeği, köle ticaretinin insanların yaşamlarında ne kadar yıkıcı olduğunu gösteriyor. Dahası, kölelik bugün bile yüz milyonlarca insanın hayatını etkilemektedir.
Köle ticareti, Afrika'da yıkıcı bir etkiye sahip oldu, fakat modern dönemde bu yıkımdan kurtulmak için birçok tedbir alındı. Gelişmiş Afrika ülkelerinde köleliğe ve köle ticaretine karşı mücadele veren STK'lar, bu sorunun üstesinden gelmek için çalışmalara devam etmektedirler.
Amerika'da Siyahiler
Amerika, kölelik sistemiyle bütünleşmiş bir tarihçeye sahip. Afrika'dan getirilen köleler, özellikle güney eyaletlerde pamuk tarlalarında büyük bir çaba sarf ederek çalıştırıldı. Köleliğin yasanın çatısı altında olduğu bir dönemde, köleler özgürlüklerinden mahrum edildiği için ailelerinden, arkadaşlarından, sevdiklerinden zorla koparıldılar. Bu da Amerikalı siyahilerin toplumsal ve kültürel kimliklerine ciddi bir darbe vurdu.
Köleliğin kaldırılmasından sonra bile, Amerika'da siyahilerin ayrımcılıkla karşılaştığına dair pek çok örnek vardır. Jim Crow yasaları ve siyahilere yönelik ırkçı tutumlar, siyahilerin ülke genelinde yaşadıkları zorlukları vurgulamaktadır.
Ancak siyasi ve sosyal açıdan Amerika'da siyahilerin durumları son yıllarda daha iyiye gitme eğilimi gösterirken, toplumsal konular hala çözülecek birçok mesele sunmaktadır. Amerika genelinde siyahiler arasındaki farklılıklar, ilçe ilçe, eyalet eyalet değişmektedir. Kaliforniya'da siyahilerin ortalama okul mezuniyeti oranı yüzde 57 iken, Kuzey Dakota'da bu oran yüzde 93'tür.
Siyahilerin iş gücüne katılımında da büyük farklılıklar vardır. Bazı eyaletlerde işsizlik oranları yüksektir ve siyahiler için daha da yüksektir. Siyahilerin evsizlik oranı, beyazlarınkinden daha yüksek ve siyahi kadınlar da, beyaz kadınlara göre daha düşük maaşlarla çalışmaktadır.
Bu bağlamda, Amerika'da siyahilere yönelik ırkçılık ve ayrımcılık hala önemli bir konudur. Ancak, son yıllarda ülkedeki toplumsal hareketler ve siyasi değişimler, bu sorunların ele alınması yönünde bir adım oluşturmuştur. Bu yönüyle, Amerika'daki siyahi toplumun geleceği hakkında daha olumlu bir ışık görülebilir.
Kölelik ve köle ticareti sadece geçmişte kalmış bir olay değil, aynı zamanda günümüze kadar uzanmış olan bir sorunun da kaynağıdır. Bu sorun, Amerika'da siyahilere yönelik ırkçılıktır. Birçok insan, siyahi insanlara köle olarak muamele edilmesinin ve satılmasının sonuçları olarak, bugün hala bu tür ayrımcılık problemlerinin yaşandığını düşünüyor.
Günümüzde, Amerika'da siyahilere yönelik ırkçılık ve ayrımcılık hala devam ediyor. Siyahilere, beyaz insanların sahip olduğu fırsat ve haklara sahip olmalarının önünde birçok engel var. Siyahi insanların işsizlik oranları, eğitim fırsatları ve hatta sağlık hizmeti almaları bile beyaz insanlara göre daha düşük.
Bu sorunun çözümü, sadece yasal düzenlemelerden değil, aynı zamanda insanların bilinçlenmesinden de geçiyor. Beyazlar ve siyahiler arasındaki farklılıkları daha iyi anlamak ve bu farklılıkların nedenine ışık tutmak, bu sorunu çözmek için önemli bir adım olabilir.
Ayrıca, eğitim, iş ve sağlık hizmetlerinde siyahilere eşit muamele sağlamak, ırkçılığı ortadan kaldırmak için diğer önemli adımlardan biridir. Siyahilere eşit fırsat ve haklar sağlayacak yasal düzenlemeler, ırkçılık problemini çözmede önemli bir rol oynayabilir.
Sonuç olarak, kölelik ve köle ticareti, Amerika'daki siyahi insanlar üzerinde hala yıkıcı sonuçları olan ırkçılık sorununun köklerini oluşturur. Ancak bu sorunun çözümü mümkün olduğu gibi, bu sorunu çözmek için adımlar atmak ve beyaz ve siyah toplumlar arasındaki farklılıkları daha iyi anlamak önemlidir.