Kültürümüzden farklı bakış açılarına açık mısınız? Yurtdışında toplumsal cinsiyet eşitliği konuşuluyor ve farklı ülkelerin deneyimleri paylaşılıyor Detaylı bilgi ve güncel haberler için sitemizi ziyaret edin

Türkiye'de toplumsal cinsiyet eşitliği konusu son yıllarda daha fazla tartışılmaya başlasa da,

yurtdışında bu konuda farklı yaklaşımlar bulunuyor. Özellikle Skandinavya ülkeleri, İzlanda, Fransa, Kanada ve Almanya gibi ülkeler, cinsiyet eşitliği konusunda önemli adımlar atmış durumda.

Bu ülkeler, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için birtakım politikalar, yasal düzenlemeler ve çalışmalar gerçekleştiriyor. Kadın ve erkek arasındaki ücret farkı azaltılıyor, yönetim kademesinde kadınların temsil oranı artırılıyor, çocuk sahibi olan çalışanlara destekler sunuluyor, cinsiyete dayalı şiddetle mücadele ediliyor ve hatta babalara da doğum izni veriliyor.

• Skandinavya Ülkeleri: Norveç, İsveç, Danimarka, ve Finlandiya gibi ülkelerde cinsiyet eşitliği konusuna büyük önem veriliyor. Bu ülkelerde kadınlar iş hayatında daha fazla yer alırken, ücret farklılıkları oldukça az. Ayrıca babalara doğum izni verilen ilk ülkelerden biri Norveç.
• İzlanda: Dünya Ekonomik Forumu'nun her yıl yayınladığı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksi'nde 2018 yılında birinci sırayı almıştır. Bu başarısı, cinsiyet eşitliği konusunda son derece başarılı politikalar uygulamasından kaynaklanmaktadır. İzlanda'da bütçe hedeflemesi mekanizması ile cinsiyet eşitliği gözetilir ve kurumların cinsiyet eşitliği sertifikası almaları teşvik edilir. Ayrıca babalara verilen doğum izni de oldukça uzun ve iş hayatındaki etkileri olumlu yönde görülmektedir.
• Fransa: Fransa'da kadınların yönetim kademesinde temsil oranı artırılmaya çalışılmakta ve cinsiyet eşitliği konusunda birtakım yasal düzenlemeler yapılmaktadır. Örneğin, işletmelerde ücret farklılıklarının azaltılması için çeşitli önlemler alınmıştır.
• Kanada: Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun "Feminist için elimi kaldırıyorum" sözü, ülkenin cinsiyet eşitliği konusunda ne kadar ilerlediğini göstermektedir. Kanada'da bakanlıklarda kadın oranını artırmaya yönelik çalışmalar yapılmakta, cinsiyete dayalı şiddetle mücadele için politikalar geliştirilmekte ve çocuk sahibi olan çalışanlara çeşitli teşvikler sunulmaktadır.
• Almanya: Almanya'da da, cinsiyet eşitliği konusunda birtakım politikalar uygulanmaktadır. Örneğin, kadın yöneticilerin oranını artırmak için kota uygulaması yapılmaktadır ve çalışan anne babalara çeşitli destekler sunulmaktadır.
• İngiltere: İngiltere, cinsiyet eşitliği konusunda hazırladığı stratejiler ve yasal düzenlemelerle dikkat çekmektedir. Ücret farklılıklarının ortadan kaldırılması için çalışmalar yapılmakta ve cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmak adına çeşitli kampanyalar düzenlenmektedir.

Tüm bu ülkeler, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda hala yapılacak birçok iş bulunduğunu kabul etmektedir. Ancak atılan bu adımlar, toplumda farkındalık yaratmakta, insanların düşünce tarzını değiştirmekte ve giderek daha adil bir toplum oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Türkiye de bu ülkelerin izinden gidebilir ve cinsiyet eşitliği konusunda daha fazla yol kat edebilir.

Skandinavya Ülkeleri

Skandinavya, toplumsal cinsiyet eşitliğine en çok önem veren toplumlardan biridir. İsveç, Norveç, Finlandiya ve Danimarka gibi ülkeler, toplumsal cinsiyet eşitliği için önemli adımlar atmıştır. Örneğin, bu ülkelerde kadın işgücüne katılımı ve siyasi katılımı teşvik etmek için politikalar uygulanmaktadır.

Bir diğer önemli uygulama ise cinsiyet eşitliği eğitimleridir. Okullarda ve hatta iş yerlerinde, cinsiyet ayrımcılığı ile mücadele etmek için eğitimler verilmektedir. Bu sayede, toplumsal cinsiyet eşitliği daha da yaygınlaştırılmaktadır.

• İsveç, babalara ücretsiz 480 gün doğum izni vermektedir.
• Finlandiya, cinsiyet eşitliğini sağlamak için bakanlıklarda kadın oranını artırmıştır.
• Danimarka, cinsiyet eşitliği için bakanlık kurmuş ve cinsiyetçi söylemlerin yasaklanması için çalışmalar yapmaktadır.
• Norveç, iş yerleri için cinsiyet eşitliği planları hazırlamayı zorunlu hale getirmiştir.

Skandinavya ülkelerinde toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki politikaların başarısı, diğer ülkelerin de bu konuda ilerleme kaydetmesi için önemli bir örnek teşkil etmektedir.

İzlanda

İzlanda, cinsiyet eşitliği konusunda önemli adımlar atmış bir ülkedir. Ülke, 2018 yılında Dünya Ekonomik Forumu'nda en yüksek toplumsal cinsiyet eşitliği endeksi puanını almıştır. İzlanda'da kadınların iş gücüne katılım oranı oldukça yüksektir ve hükümet, cinsiyet eşitliği politikalarına önem vermektedir.

İzlanda'da cinsiyet eşitliğine dair uygulamalar arasında bütçe hedeflemesi mekanizması yer almaktadır. Bu mekanizma ile hükümet, bütçe hazırlama sürecinde cinsiyet eşitliğini gözetmektedir. Ayrıca İzlanda'da kurumların cinsiyet eşitliği sertifikası almaları gerekmektedir. Bu sertifika, kurumların cinsiyet eşitliği konusunda tutarlı ve sağlam politikalar uyguladığını göstermektedir.

Cinsiyet Eşitliği Sertifikası Alan Kurumlar	Sektör
Reykjavik Şehir Kütüphanesi	Kütüphane
LS Retail	Yazılım
Europa Öğretim Okulları	Eğitim

Bunun yanı sıra İzlanda, babalara doğum izni veren ülkeler arasında yer almaktadır. Babalar, doğum izni sayesinde çocuklarıyla daha fazla vakit geçirirken, annelere de iş hayatına geri dönmeleri için gerekli zamana sahip olma imkanı sunulmaktadır.

Bütçe Hedeflemesi

İzlanda, cinsiyet eşitliği konusunda uyguladığı politikalarla dünya genelinde dikkatleri üzerine çekiyor. Bunlardan biri de "bütçe hedeflemesi mekanizması" olarak adlandırılan uygulama. Bu mekanizma sayesinde bütçe yapılması, uygulaması ve değerlendirmesi aşamasında cinsiyet eşitliğinin gözetilmesi amaçlanıyor.

Bu yöntem ile İzlanda'da harcamaların, kamu hizmetlerinin ve politikaların belirlenmesi aşamasında, kadınların ekonomik, kültürel ve politik hayatında yaşadığı eşitsizliklerin göz önünde bulundurulması hedefleniyor. Bütçede cinsiyet perspektifi kullanarak, kadınların eğitim, sağlık, istihdam gibi alanlarda yaşadığı eşitsizlikleri azaltmak ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması amaçlanıyor.

Buna ek olarak, İzlanda'da 2010 yılında Cinsiyet Eşitliği Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanun sayesinde, tüm kuruluşlar cinsiyet eşitliği ile ilgili hedefler belirlemek ve bu hedefleri yılda bir kez raporlamak zorunda kalmaktadır. Bu mekanizmalar sayesinde İzlanda, cinsiyet eşitliği konusunda dünya genelinde örnek gösterilen bir ülke durumunda.

Cinsiyet Eşitliği Sertifikası

İzlanda, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda aldığı önemli adımlarla diğer ülkelerin örnek alabileceği bir ülkedir. Bunlardan biri de cinsiyet eşitliği sertifikası uygulamasıdır. Bu sertifikayı almak isteyen kurumlar öncelikle, içinde bulundukları sektöre uygun bir cinsiyet eşitliği politikası hazırlamak zorunda kalırlar. Sertifika almak için dikkat edilen diğer bir nokta ise işe alım ve terfi sürecinde cinsiyet ayrımcılığı yapılmamasıdır.

Bu sertifika, kurumların cinsiyet eşitliğine verdikleri önemi göstermek için son derece önemlidir. Aynı zamanda sertifikayı alan kurumlar, halka ve çalışanlarına karşı bir sorumluluk taşımaktadır. Cinsiyet eşitliği konusunda duyarlı ve etik bir kurum olarak göstermeleri, toplumun beklentilerine uygun hareket ettiklerini kanıtlamalarını sağlar.

İzlanda, cinsiyet eşitliği sertifikası için sadece özel sektör kurumlarına değil aynı zamanda devlet kurumlarına da uygulamaktadır. İzlanda Hava Yolları, Reykjavik Belediye Başkanlığı, İzlanda Turizm Konseyi gibi birçok kurum, cinsiyet eşitliği konusundaki hassasiyetlerini göstermek için bu sertifikayı almaya hak kazanmıştır.

Cinsiyet eşitliği sertifikası uygulaması, kurumlar arasında bir yarışa neden olmuştur. Kurumlar, sertifika almak için ellerinden geleni yaparak, cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmışlardır. Umarız, İzlanda'nın cinsiyet eşitliği sertifikası uygulaması diğer ülkeler tarafından da benimsenir ve toplumsal cinsiyet eşitliği için atılan adımlar çoğalır.

Babanın Doğum İzni

İzlanda, toplumsal cinsiyet eşitliğine verdiği önemle ön plana çıkan ülkelerden biri. Bu konuda birçok örnek uygulaması bulunuyor. Bu uygulamalardan biri de babalara doğum izni verilmesi.

İzlanda'da babalara 2019'dan itibaren üç aylık ücretli doğum izni verilmeye başlandı. Bu uygulama ile babaların yanında olması, bebek bakımı ve ev işlerinde annelerin yükünü hafifletmesi amaçlanıyor. Fakat sadece hedeflenen bu değil, babaların iş hayatındaki durumunda da pozitif etkiler görülüyor.

Çalışan baba sayısının artması, anne baba arasındaki eşitliği destekliyor ve ev işlerinin paylaşımı daha dengeli bir hale geliyor. Ayrıca, iş yerlerinde de babalara doğum izni verilmesi, iş yaşamında cinsiyet ayrımcılığına da olumlu etki yapıyor. Babaların doğum sonrası evde kalacakları süreleri artırdığı için, kadınların da iş hayatına geri dönüşleri daha kolay oluyor.

Bu uygulama ile birlikte İzlanda, babaların da çocuk bakımında anneler kadar sorumlu olduğunu ve aile yaşamında eşit bir paya sahip olduklarını vurguluyor. Ayrıca, cinsiyet eşitliği konusunda alınan diğer önlemlerle birlikte, İzlanda, toplumsal cinsiyet eşitliği açısından dünya genelinde örnek gösterilen ülkelerden biri haline geldi.

Fransa

Fransa, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda oldukça aktif bir ülke. Ülkede cinsiyet eşitliğini sağlamak adına birçok politika ve proje hayata geçirilmiştir. Bunlardan en önemlisi, 2014 yılında yürürlüğe giren "Eşitlik Yasası" dır. Bu yasa, iş hayatında cinsiyet ayrımcılığını önlemeyi amaçlamaktadır.

Ayrıca Fransa'da işe alım sürecinde cinsiyet ayrımcılığının önüne geçmek için ulusal bir kota sistemi uygulanmaktadır. Bu sistem sayesinde işverenlerin üst düzey pozisyonlara alım yaparken kadınları da göz önünde bulundurması amaçlanmaktadır.

Fransa'da ayrıca cinsiyet eşitliği konusunda farkındalığı artırmak adına birçok kampanya düzenlenmektedir. Bunlardan biri olan "HeForShe" kampanyası, erkekleri cinsiyet eşitliği konusunda daha aktif olmaya teşvik etmektedir.

Diğer bir önemli girişim ise "J'aime la tech" kampanyasıdır. Bu kampanya, kadınların teknoloji sektöründe daha fazla yer almalarını sağlamayı hedeflemektedir. Böylece, sektördeki cinsiyet farklılıkları azaltılmaya çalışılmaktadır.

Sonuç olarak, Fransa cinsiyet eşitliği konusunda oldukça önemli adımlar atmış bir ülkedir. Ülkede yürürlüğe giren yasalar ve uygulamalar, cinsiyet eşitliğini sağlama yolunda önemli bir rol oynamaktadır.

Kanada

"Feminist İçin Elimi Kaldırıyorum" sözü ve Kanada'nın cinsiyet eşitliği konusundaki uygulamaları

Kanada, cinsiyet eşitliği konusunda kadınların güçlenmesini ve toplumsal cinsiyet normlarına karşı mücadele edilmesini destekleyen bir ülke olarak öne çıkıyor. Bu konuda ülkede önemli bir dönüm noktası ise, Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun "Feminist İçin Elimi Kaldırıyorum" açıklaması oldu. Trudeau, sürekli olarak kadın hakları savunucusu olduğunu dile getirerek, kadınların eşit haklara ve fırsatlara sahip olmaları için politikalar uygulama sözü verdi.

Kanada, cinsiyet eşitliği konusunda örnek uygulamalara da sahip. Bakanlıklarda kadınların oranı arttırılmaya çalışılıyor ve ülkede cinsiyete dayalı şiddetle mücadelede önemli adımlar atılıyor. Ayrıca Kanada'da ebeveynlerin doğum izni hakkı bulunuyor. Bu kapsamda, anne ve babalara birlikte 18 aya kadar doğum izni veriliyor. Bu haktan yararlananların yüzde 25'i erkeklerden oluşuyor. Bu uygulama sayesinde kadınların kariyerlerine geri dönme süreci kolaylaşıyor ve iş hayatında cinsiyet eşitliği sağlanması amaçlanıyor.

Kanada, aynı zamanda cinsiyet ücret farklılıkları hakkında da çalışmalar yürütüyor. Bu doğrultuda, işverenlerin kadın ve erkek çalışanlarına eşit ücret vermesi için yasal düzenlemeler getiriliyor. Ayrıca Kanada'da kabul edilen Cinsiyet Eşitliği Stratejisi ile ülkede cinsiyet eşitliği konusunda daha fazla farkındalık yaratılıyor ve çeşitli politikalar hayata geçiriliyor. Bu strateji kapsamında, kadınların liderlik pozisyonlarında daha fazla yer almaları için eğitim ve teşvik programları düzenleniyor.

Feminist İçin Elimi Kaldırıyorum

Kanada'da başbakan Justin Trudeau'nun çokça ses getiren bir konuşması vardır: "Feministim, çünkü kadın ve erkek eşitliğine inanıyorum ve içinizde bulunan tüm feministler için elimi kaldırıyorum." Bu konuşmasıyla Trudeau, cinsiyet eşitliği konusunu gündeme getirerek uluslararası arenada tartışılmasına sebep olmuştur. Trudeau, feminist eylemlerin dünya genelinde çoğalması gerektiğine inanıyor ve bu konuda atılması gereken adımları sıkça dile getiriyor. Başbakanlık koltuğuna oturduktan sonra, ilk kez bir kabine oluşturduğu zaman, kadın ve erkek bakanların eşit sayıda olmasını sağlamıştır. Ayrıca ulusal bütçede de cinsiyete dayalı analiz yapılarak, bütçenin kadınların da ihtiyaçlarına uygun olmasına özen gösterilmiştir. Trudeau, feminizmin sadece kadınlar tarafından değil, erkekler tarafından da desteklenmesi gerektiğini düşünüyor.

Kanada, cinsiyet eşitliği konusunda dünya liderlerinden bir tanesidir. 2016 yılında, Kanada hükümeti, ülke çapındaki tüm kurumların cinsiyet eşitliği politikalarını gözden geçirerek, daha etkili ve uygulanabilir hale getirmişlerdir. Bununla birlikte, Kanada hükümeti, toplumda cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi konusunda da etkin adımlar attı. 2017 yılında, hükümet, cinsiyete dayalı şiddeti önlemek için 100 milyon Kanada dolarını hibe olarak verme kararı almıştır. Bu fonlar ile kadınların ekonomik güçlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması ve cinsiyete dayalı şiddeti önleyecek politikalar geliştirilmesi hedeflenmektedir.

Kanada hükümetinin cinsiyet eşitliği konusunda attığı adımlar, ülkede feminizmin daha çok tartışılmasına ve genel olarak toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda daha bilinçli bir toplum yaratılmasına katkı sağlamaktadır.

sözü ve Kanada'nın cinsiyet eşitliği konusundaki uygulamaları

Kanada, cinsiyet eşitliği konusunda dünya genelinde öne çıkan ülkelerden biridir. Bu konuda önemli adımlar atan Kanada Başbakanı Justin Trudeau, 2015 yılından bu yana görev yürütmektedir. Trudeau, feminismi açıklıkla savunan ender liderlerdendir ve 2018 yılında gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmada "Feminist için elimi kaldırıyorum" demiştir. Bu söz, Kanada'nın cinsiyet eşitliği konusundaki yaklaşımını ve uygulamalarını vurgulamaktadır.

Kanada'nın cinsiyet eşitliği konusundaki uygulamaları çeşitli alanlarda gerçekleştirilmektedir. Bunların başında kadınların politik ve ekonomik hayatta daha fazla yer alması gelir. Buna yönelik olarak bakanlıklarda kadın oranının artırılması, kadınların iş hayatına daha fazla katılımını sağlayacak teşviklerin oluşturulması gibi politikalar uygulanmaktadır. Ayrıca cinsiyete dayalı şiddetle mücadele kapsamında da farkındalık çalışmaları yürütülmekte ve hukuk sistemi bu alanda güçlendirilmektedir.

Kanada'da cinsiyet eşitliği alanında gerçekleştirilen bir diğer önemli adım ise ücret farkı konusunda alınan tedbirlerdir. Kadın ve erkek çalışanlar arasındaki ücret farkını azaltmak amacıyla birtakım yasal düzenlemeler yapılmış ve işverenlere bu konuda yükümlülükler getirilmiştir.

Son olarak Kanada, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda hazırlanan ve hayata geçirilen stratejilerle öne çıkmaktadır. 2018-2022 yıllarını kapsayan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Stratejisi, tüm federal kurumlar için geçerlidir ve bu kurumlarda çalışanlar arasındaki eşitliği sağlamayı hedeflemektedir. Strateji, kadınların ekonomik alanda daha fazla varlık göstermelerini, cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesini, çocukların eşit eğitim ve gelişim imkanlarına erişimini ve toplumun tüm kesimlerinin cinsiyet eşitliği konusunda bilinçlenmesini amaçlamaktadır.

Bakanlıklarda Kadın Oranı

Kanada, cinsiyet eşitliği konusunda dünya liderlerinden biri olarak kabul ediliyor ve ülkenin bakanlıklarında kadın oranını artırmak için bir dizi adım atılmıştır. Bu adımların amacı, kamu sektöründe kadınların daha fazla temsil edilmesini sağlamaktır.

Bu amaç doğrultusunda, Kanada hükümeti bakanlıklarda kadın oranını artırmak için kotalar belirledi. Bu kotanın hedefi, bakanlıklardaki alt ve üst düzey pozisyonlarda kadınların temsil oranının artırılmasıdır. Bu kapsamda, bakanlıkların kadın istihdamını artırmak için özel programlar başlatması gerekiyor.

Bunun yanı sıra, Kanada hükümeti çalışma saatleri, esnek çalışma zamanları, kreş desteği gibi bir dizi uygulamayı hayata geçirerek, kadınların iş hayatında daha aktif olmalarını teşvik ediyor.

Bakanlıklarda kadın oranının artırılması için yapılan bu çalışmalar sonucunda, Kanada'da kadınların kamuda daha fazla temsil edildiği görülmektedir.

Bakanlık Adı	Kadın İstihdam Oranı (2019)
Teknoloji, İnovasyon ve Sanayi Bakanlığı	%50
Eşitlik Bakanlığı	%59
Ulaştırma Bakanlığı	%45

Kanada'nın bu uygulamaları, diğer ülkelerde de örnek teşkil etmekte ve cinsiyet eşitliği konusunda çözüm odaklı çalışmaların önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Cinsiyete Dayalı Şiddetle Mücadele

Kanada, cinsiyete dayalı şiddetle mücadele konusunda öncü ülkelerden biridir. İlk kez 1993 yılında bir okulda gerçekleşen silahlı saldırı sonrasında ülke genelinde cinsiyete dayalı şiddetle mücadelenin arttırılması için ciddi adımlar atılmaya başlanmıştır. Kanada hükümeti, ülkenin her yerindeki kadınlar ve kız çocukları için güvenli ve eşit bir toplum yaratmak için çalışmalar yürütmektedir.

Son yıllarda, Kanada hükümeti cinsiyete dayalı şiddetle mücadeleye yönelik birçok politikalar geliştirmiştir. Bunların başında, cinsiyete dayalı şiddet mağdurlarına yönelik acil durum sığınakları ve hizmetleri sağlama çalışmaları gelmektedir. Buna ek olarak, ülke genelinde cinsiyete dayalı şiddetle mücadele programları artırılmış ve desteklenmiştir.

Kanada ayrıca, şiddetin tüm formlarını ortadan kaldırmak için çalışmalar yürütmektedir. Cinsiyet kimliklerine, cinsel yönelimlere ve etnik kökenlere dayalı şiddet de dahil olmak üzere her tür şiddetle mücadele etmek için çalışmalar yürütülmektedir. Bu bağlamda, cinsiyete dayalı şiddetin ortadan kaldırılması için yasal düzenlemeler yapılmıştır.

Sonuç olarak, Kanada hükümeti cinsiyete dayalı şiddetle mücadele konusunda tüm toplum kesimlerini bilinçlendirme ve destekleme çalışmalarına devam etmektedir. Ülke, cinsiyete dayalı şiddetin tamamen ortadan kaldırılması için kararlılıkla çalışmalarını sürdürmektedir.

Almanya

Almanya, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda atılan adımların öncüsü olan bir ülkedir. Cinsiyet eşitliği konusunda politikalar ve yasalar uygulayan Almanya'da, kadınların iş hayatına katılımı ve iş yaşamındaki hakları sürekli olarak geliştirilmektedir.

Almanya'da atılan en önemli adımlardan biri, cinsiyet kotası uygulamasıdır. 2015 yılında kabul edilen yasa ile birlikte, yönetim kurullarında en az %30 kadın yer alması zorunlu hale getirilmiştir. Bu sayede, kadınların iş hayatındaki temsiliyetleri artırılmış, karar alma süreçlerine dahil edilmişlerdir.

Ayrıca, Almanya'da çalışan annelere ve babalara destek veren birçok politika uygulanmaktadır. Çalışan anne babalar, ücretsiz kreş hizmetleri ve esnek çalışma saatleri gibi imkanlardan yararlanabilirler. Böylece, iş ve aile hayatı arasındaki denge sağlanarak cinsiyet eşitliği amaçlanmaktadır.

Almanya'da cinsiyet eşitliği konusunda yapılan çalışmaların sonuçları oldukça olumlu görünmektedir. Kadınların iş hayatına katılımı her geçen yıl artmakta, yönetim kurullarında kadın temsiliyeti sağlanmaktadır. Ancak, Almanya'da da cinsiyet ücret farklılıkları ve cinsiyete dayalı şiddet gibi sorunlar devam etmektedir. Bu sorunların çözümü için çalışmalar devam etmektedir.

Kota Uygulaması

Almanya'da çeşitli sektörlerde kadınların oranının artması amacıyla uygulanan kota sistemi oldukça tartışmalı bir konu. 2015 yılında yürürlüğe giren yasa ile birlikte ilk etapta yönetim kurulu üyeleri arasında kadınların oranının en az %30 olması gerekiyor. Bu oran, 2025 yılına kadar %50'ye çıkarılacak.

Yasa, kadınların iş hayatındaki varlığını artırmayı amaçlıyor. Ancak, bazı kesimler bu duruma tepki gösteriyor. Bazı işletmeler kota uygulamasının zorunlu olmasının, performans ve başarıyı ölçütlerinin dışında kadın çalışanların tercih edilmesine neden olacağı görüşünde. Ayrıca, işletmeler kadınları işe almak için yeterli potansiyele sahip aday bulamazlarsa cezalara maruz kalabilirler.

Bazı yüzlerce şirket, kota uygulamasına olumlu yanıt vermesine karşın, bazılarına göre kota uygulaması, yeterli iş gücüne sahip olamayan işletmeleri seçeneksiz bırakıyor. Diğer taraftan, kota uygulamasına karşı çıkanlar, işe alım sürecinde cinsiyet faktörünün dikkate alınmasının ayrımcılık olduğunu savunuyorlar.

Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, kadınların yönetim kurulu üyeliği oranı giderek arttı. Ancak, sonuçlar henüz tatmin edici değil. 2019 yılı itibariyle, sadece her 3 işletmeden biri kota hedeflerine ulaşabildi. Yine de, uygulamanın sonuçları gözle görülür bir şekilde görülebiliyor.

Kota uygulaması ne kadar tartışmalı olsa da, kadınların iş yaşamındaki varlığını artırmayı amaçlıyor. Bu konuda atılan her adım, cinsiyet eşitliği konusunda farkındalığı artırmaya yardımcı olacaktır.

Çalışan Anne Babalara Destek

Almanya'da olduğu gibi İngiltere'de de çalışan anne babaların hayatını kolaylaştırmak adına birçok teşvik ve hizmet sunulmaktadır. Özellikle bebek sahibi olan kadınların işlerine devam etmeleri teşvik edilmekte ve bu konuda çeşitli olanaklar sağlanmaktadır.

İngiltere'de, anne ve babalar doğumdan sonra son 52 haftada yasal olarak izin yapma hakkına sahiptir. Bu izin süresi, doğumun ardından ilk 26 hafta annelere tahsis edilirken, sonraki 26 hafta anne veya baba tarafından kullanılabilir. Ayrıca, işverenler, çalışan annelerin süt sağılması ya da bebeği emzirmesi için özel bir oda sağlamakla yükümlüdür.

Bunun yanı sıra, İngiltere'de çalışan annelerin kreş masraflarından da kısmen faydalanmaları mümkündür. Hükümet, düşük gelirli ailelerin kreş masraflarının belirli bir kısmını karşılamak üzere Universal Credit adlı bir yardım programı sunmaktadır. Aynı zamanda, çalışan anne babaların vergi indirimi veya çocuk bakımı ödeneği gibi teşviklerden de yararlanmaları mümkündür.

• Bebekleri ile birlikte işe gitme imkanı: Çalışan anneler, bebekleri ile birlikte işe giderek onları yanlarında tutabilirler. Bu sayede bebekler, anne ve babaları ile daha fazla zaman geçirebilir ve çalışan anneler işlerine devam edebilir.
• Esnek çalışma saatleri: Çalışan annelerin iş hayatı ile aile hayatını dengelemelerine yardımcı olmak için, çoğu şirket esnek çalışma saatleri sunmaktadır. Bu sayede çalışan anneler, işlerini çocuklarına ayırdıkları zamanlarla uyumlu hale getirebilirler.
• Çocuk bakımı hizmetleri: İngiltere'de, çocuklarını işe götüremeyen anne babalara uygun fiyatlı çocuk bakımı hizmetleri sunulmaktadır. Bunlar arasında evde bakım hizmetleri, gündüz bakım merkezleri ve kreşler bulunmaktadır.

İngiltere'deki bu teşvik ve hizmetler, çalışan anne babaların iş hayatıyla aile hayatlarını dengelemelerine ve daha rahat bir şekilde hayatlarını sürdürmelerine katkı sağlamaktadır.

İngiltere

İngiltere, cinsiyet eşitliği konusunda son yıllarda birçok politika uygulamaya başlamıştır. Bu politikalar, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve kadınların eşit haklara sahip olmasını sağlamak için tasarlanmıştır.

Ülkede uygulanan politikalar arasında cinsiyete dayalı ücret farkının azaltılması için çalışmalar yapılması, kadınların iş dünyasında daha fazla yer alması için desteklenmeleri, cinsiyet eşitliğinin tüm kurum ve kuruluşlarda sağlanması için yasal düzenlemelerin yapılması yer almaktadır.

Bununla birlikte, İngiltere'nin en önemli çalışmalarından biri ise toplumsal cinsiyet eşitliği stratejisi hazırlamasıdır. Bu strateji ile cinsiyet eşitliği konusunda hedefler belirlenmiş ve bu hedeflere ulaşmak için bir dizi eylem planı oluşturulmuştur. Stratejinin en önemli hedefleri arasında kadınların iş hayatında daha fazla yer almaları, kadınların eğitim seviyesinin artırılması, cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi ve kadınların sağlık hizmetlerine erişimlerinin arttırılması yer almaktadır.

Ayrıca, İngiltere'de sağlık sektöründe cinsiyet eşitliği konusunda da birçok çalışma yapılmaktadır. Kadınların sağlık hizmetlerine erişimlerinin artırılması, kadınların üreme sağlığı hizmetlerine daha fazla erişim sağlamaları için çalışmalar yapılmakta ve toplumda yaygın olan bazı cinsiyet tabularının yıkılması için çalışmalar yürütülmektedir.

Tüm bu çalışmalar sayesinde İngiltere, cinsiyet eşitliği konusunda önemli adımlar atmıştır ve kadınların eşit haklara sahip olmasında önemli bir rol oynamaktadır.

Cinsiyet Ücret Farkı

Cinsiyet ücret farkı, kadınların aynı işi yaptıkları erkeklerden daha az ücret alması durumudur. İngiltere'de son yıllarda bu konu üzerinde çalışmalar yapılmaktadır ve cinsiyet ücret farkının azaltılması için çeşitli tedbirler alınmaktadır.

İngiltere'de şirketlere, toplumsal cinsiyet ücret farkını ölçmeleri ve açıklamaları için yasal yükümlülük getirildi. Bu sayede şirketler, kadınların erkeklere göre aldığı ücretteki farkı ölçebilecekler ve bu farkın nedenini ve alınacak tedbirleri açıklayabilecekler. Ayrıca, kadınların iş hayatında yükselmelerine destek olacak programlar oluşturulması da teşvik ediliyor.

İngiliz hükümeti, cinsiyet ücret farkının azaltılması amacıyla daha fazla işletmenin benzer işleri yapan erkek ve kadın çalışanların ücretlerini karşılaştırarak açıklamasını istiyor. Ayrıca, kadınların iş hayatında daha fazla yükselmesine yardımcı olacak programlar geliştiriliyor ve işverenlerin esnek çalışma saatleri ve diğer destekleyici politikalar sunmaları teşvik ediliyor.

İngiltere'deki bu çalışmaların sonuçları olumlu yönde ilerliyor. Ancak cinsiyet ücret farkının tamamen kapatılması için daha fazla çalışma ve tedbir alınması gerekiyor.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Stratejisi

İngiltere'de toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için birçok adım atılıyor. 2010 yılında hazırlanan ve her beş yılda bir yenilenen Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Stratejisi, hükümetin cinsiyet eşitliği hedefleri doğrultusunda adımlar atmasını ve ilerleme sağlamasını sağlıyor.

Stratejinin hedefleri arasında kadınların liderlik pozisyonlarına erişimlerinin artırılması, cinsiyet farklılıklarının sebep olduğu maddi zorlukların azaltılması, toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine bilgi ve farkındalık artırıcı çalışmalar yapılması yer alıyor. Ayrıca, istihdamda kadınların temsil oranının artırılması ve cinsiyet ücret farklarının azaltılması da stratejinin ana hedefleri arasında yer alıyor.

Bu doğrultuda, İngiltere'de şirketlerin cinsiyet ücret farklarını açıklamaları zorunlu hale getirilmiş, buna ek olarak 250'den fazla çalışanı olan şirketler, cinsiyet ücret farklarını ele alan bir eylem planı da hazırlamak zorunda kalmıştır. Ayrıca, kadınların liderlik pozisyonlarına erişimlerini artırmak için hükümet, sırf kadın liderlerin olduğu kısa listelere sınırlı bir süre için öncelik verilmesine ilişkin yasal düzenlemeler yapmıştır.

Stratejinin uygulanması sonucunda, İngiltere'de kadınların siyasal katılımı artmış, kadınların iş hayatındaki temsiliyeti ve liderlik pozisyonlarına erişimi artmıştır. Ayrıca, cinsiyet ücret farkları azalmış ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık artmıştır.