Türkiye'nin Dış Politikası: Bölgesel ve Küresel Bakış incelemesi, Türkiye'nin dış politikasının güncel durumuna ve geleceğine geniş bir bakış sunuyor. Bölgesel ve küresel siyasi gelişmelerin analiziyle, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerindeki rolü ve stratejisi tartışılıyor. Dış politikanın ekonomik, askeri ve diplomatik boyutları detaylı bir şekilde inceleniyor. Bu kitap, Türkiye'nin Dış Politikası hakkında derinlemesine bir anlayış kazanmak isteyen herkes için zorunlu bir okuma.

Türkiye, son yıllarda dış politikalarında birçok değişiklik ve stratejiler benimseyerek bölgesel ve küresel arenada etkin bir pozisyona sahip olmayı hedeflemektedir. Bu stratejiler, bölgesel aktörlerle olan ilişkilerinden küresel güçlerle olan ilişkilerine kadar geniş bir yelpazede yer almaktadır. Türkiye'nin dış politikalarının incelenmesi, ülkenin hedeflerini anlamak ve gelecekteki stratejilerine daha doğru bir şekilde yön vermek açısından son derece önemlidir.

Bölgesel bakış açısından, Türkiye Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslar gibi bölgelerdeki politikalarına öncelik vermektedir. Özellikle Ortadoğu'daki politikaları, Suriye, Irak ve İran gibi ülkelerle olan ilişkilerini de kapsamaktadır. Bu bölgelerin içinde yer alan ve Türkiye'nin doğrudan ilgilendiği Suriye krizi, Türkiye için önemli bir meseledir ve Türkiye'nin bu krizle ilgili politikaları bölgesel ve küresel alanda etkili olmaktadır. Ayrıca, Türkiye'nin İran ile olan yakın ilişkileri de Türkiye'nin Batı ile olan ilişkilerine etki etmektedir.

Balkanlar'da, Türkiye'nin politikaları ve özellikle Kosova sorunu Türkiye'nin bölgesel etkilerini artırmaktadır. Ayrıca, Bosna Savaşı sırasında Türkiye'nin politikaları da bölgedeki durumları etkilemiştir. Kafkaslar'da ise, Türkiye'nin Güney Kafkasya'daki ilişkileri özellikle Karabağ sorunu Türkiye'nin bölgesel etkilerini artırmaktadır.

Bölgesel İlişkiler

Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslar gibi bölgesel aktörlerle güçlü tarihi ve kültürel bağlarını sürdürmektedir. Bu nedenle, Türkiye'nin dış politikasındaki bölgesel odaklama önemlidir.

Ortadoğu konusunda, Türkiye'nin Suriye, Irak ve İran gibi güçlü ülkelerle iç içe olan ilişkileri hareketli bir şekilde sürmektedir. Ancak, bölgedeki iç karışıklıklar ve terör olayları, Türkiye'yi de etkilemektedir. Bu nedenle, Türkiye, bu bölgedeki siyasi ve ekonomik istikrarı korumak için çaba göstermektedir. Özellikle, Suriye krizi nedeniyle Türkiye, uluslararası toplumun da desteği ile, Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapmakta ve bölgedeki terör tehdidi ile mücadele etmektedir.

Balkanlar konusunda, Türkiye'nin Osmanlı İmparatorluğu döneminden bu yana tarihi bağları bulunmaktadır. Kosova Sorunu gibi hassas meselelerde, Türkiye'nin taraf olduğu tarafların karşılıklı anlaşmasıyla barışçıl bir çözüm bulunması hedeflenmektedir. Bosna Savaşı döneminde de Türkiye, barışçıl bir çözüm bulmak için diplomatik çabalarını sürdürmüştür.

Kafkaslar konusunda ise, Türkiye'nin Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan gibi ülkeler ile yakın ilişkileri bulunmaktadır. Özellikle, Ermenistan ile ilişkileri geliştirme çabaları, Karabağ Sorunu'nun çözümü için önemlidir. Güney Kafkasya'daki bu ilişkiler, Türkiye'nin bölgedeki ekonomik ve stratejik etkisini arttırmasına katkı sağlamaktadır.

Ortadoğu

Türkiye, Ortadoğu bölgesindeki güçlü ülkelerle yakın ilişkiler geliştiriyor. Özellikle Suriye, Irak ve İran gibi ülkelerle olan ilişkileri incelendiğinde, Türkiye'nin bu ülkelerdeki iç karışıklıkların etkisinde kaldığı görülüyor. Suriye krizi özellikle Türkiye için büyük bir güvenlik sorunu oluşturuyor. Bunun yanı sıra Türkiye, Suriye'deki Kürt nüfusu nedeniyle de sık sık baskı altında kalıyor. Bu durum, Türkiye'nin Suriye'nin içişlerine müdahale etme kararı almasına yol açtı.

Türkiye'nin Irak ile ilişkileri de oldukça karmaşık. Irak'ta hüküm süren Şii-İran etkisine karşı çıkan Türkiye, aynı zamanda Kürt nüfusun haklarını da savunuyor. Bu durum, Türkiye'nin Irak'a karşı sınır ötesi operasyonlar düzenlemesine neden oldu. Irak'taki iç karışıklık ve terör sorunları da Türkiye'nin güvenliğini tehdit ediyor. Türkiye, bu sorunlara karşılık vermek için Irak hükümetiyle güçlü bir istihbarat çalışması yürütüyor.

İran ise Türkiye için oldukça önemli bir partner. İran ile ticari ilişkileri geliştirerek ekonomik büyümeye büyük katkı sağlayan Türkiye, aynı zamanda İran ile ABD arasındaki gerginliği azaltmak istiyor. Ancak İran'ın nükleer programı ise Türkiye'nin güvenliğini tehdit ediyor. Bu durum, Türkiye'nin İran ile ilişkilerini dikkatli bir şekilde yönetmesini gerektiriyor.

Suriye Krizi

Türkiye, Suriye kriziyle ilgili olarak uluslararası toplumun etkin bir aktörü haline gelmiştir. Krizin başlangıcında Türkiye, Beşşar Esad rejiminin gitmesi gerektiğini ve muhaliflerin desteklenmesi gerektiğini savunmuştur.

Ancak, IŞİD'in yükselişi ve Kürtlerin güç kazanmasıyla birlikte, Türkiye'nin Suriye politikası da değişmiştir. Türkiye, IŞİD'e karşı savaşan koalisyona katılmıştır ve aynı zamanda Suriyeli muhalifleri desteklemeye devam etmiştir. Ancak, Türkiye'nin Kürtlerle ilgili politikaları sebebiyle Suriye'deki Kürt gruplarıyla karşı karşıya gelmiştir.

Bu durum, Türkiye'nin Suriye politikalarını belirleyen faktörler arasında en önemli olanlardan biridir. Türkiye, Suriye'deki iç sorunlara müdahale ederken, aynı zamanda IŞİD tehdidi ve Kürt gruplarından kaynaklanan tehditlerle mücadele etmektedir. Bu nedenle, Türkiye'nin Suriye krizine yönelik yaklaşımı oldukça dinamiktir ve sürekli olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

İran Yönelimi

Türkiye ve İran birbirlerine yakın komşu ülkelerdir ve bu nedenle iki ülke arasındaki ilişkiler oldukça önemlidir. Yıllardır devam eden iyi ilişkiler, son dönemde Türkiye'nin Batı ile olan ilişkileriyle birlikte tartışma konusu olmuştur.

Türkiye, İran ile sıkı bir işbirliği içerisinde olmak ve dostane ilişkilerini sürdürmek istemektedir. İki ülke arasındaki ilişkiler her ne kadar ekonomik ve siyasi olarak gelişse de, İran'ın nükleer programı gibi bazı hassas konular karşısında farklılıklar ortaya çıkmaktadır.

Bu nedenle, Türkiye'nin İran yönelimi hem Batı hem de Rusya gibi büyük güçlerin dikkatini çekmektedir. Batılı ülkeler, Türkiye'nin İran ile yakın ilişkilerinin, bazı Batılı ülkelerin yaptırımlarını delmek için kullanılabileceğinden endişelenmektedir. Rusya ise, Türkiye'nin İran ile olan ilişkilerini kendi bölgesel politikaları doğrultusunda kullanmak istemektedir.

Türkiye, İran ile olan ilişkilerini dengeleyerek Batı ile ilişkilerini de güçlendirmeye çalışmaktadır. Ülke, İran ile ilişkilerini "dostane" olarak nitelendirirken Batı ile ilişkilerini "stratejik ortaklık" olarak tanımlamaktadır. Buna rağmen, her ne kadar Türkiye'nin İran ile olan dostane ilişkileri Türkiye'nin Batı ile olan ilişkilerine bir engel teşkil etmesi mümkün olsa da, Türkiye'nin Batı ile olan ilişkileri İran ile olan ilişkilerine göre daha büyük önem taşımaktadır.

Balkanlar

Balkanlar, Türkiye için stratejik bir bölgedir. Türkiye burada etkisini arttırmak, ekonomik ve siyasi ilişkilerini güçlendirmek ve bölgeye barış ve istikrar getirmek için çeşitli politikalar yürütmektedir. Türkiye'nin son dönemde Balkanlar'daki politikaları, bölge ülkeleriyle sıkı ilişkiler kurma çabası ve bu politikaların Türkiye'nin bölgesel etkileri üzerindeki etkisi dikkat çekicidir.

Türkiye, Balkanlar'da gösterdiği yoğun diplomasi sayesinde bölgenin siyasi ve ekonomik karar alıcılarıyla yakın bir diyalog içerisindedir. Bunun sonucunda Türkiye, bölgedeki yatırım ve ticaret hacmini arttırmakta ve bölgesel işbirliğini geliştirmektedir. Bu bağlamda, Türkiye özellikle Bosna-Hersek, Sırbistan, Makedonya, Karadağ ve Arnavutluk ile olan ikili ilişkilerini önemsemektedir.

Türkiye'nin Balkanlar'daki politikalarının etkileri arasında, Türkiye'nin bölge ülkeleriyle ekonomik ve siyasi işbirliğini arttırarak bölge ülkeleri arasında barış ve istikrarın sağlanmasına yardımcı olması bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, Türkiye'nin Balkanlar'daki etkisi sayesinde müslüman azınlıkların varlığına daha fazla dikkat çekilmiş ve bu azınlıkların haklarına saygı duyulması konusunda bir hassasiyet oluşturulmuştur.

Kosova Sorunu

Kosova Sorunu, Türkiye'nin son dönemde dış politikası açısından önemli bir yere sahiptir. Türkiye, Kosova'nın bağımsızlığını destekleyen ve bu yönde hareket eden ülkeler arasında yer almıştır.

Türkiye, Kosova'nın bağımsızlık sürecinde aktif bir rol oynamıştır. Bu süreçte ülkenin diplomatik, siyasi ve insani yardım çalışmalarıyla Kosova'ya destek olmuştur.

Kosova'nın Türkiye için bölgesel önemi oldukça yüksektir. Türkiye, Balkanlar'daki etkinliğini artırmak ve bölgesel gücünü korumak adına Kosova sorununa yakından ilgi göstermektedir.

Bunun yanında, Türkiye'nin Kosova sorununa yönelik yaklaşımı aynı zamanda Türkiye'nin AB üyelik süreci açısından da önem arz etmektedir. Türkiye, AB'nin Kosova'ya yaklaşımına uyumlu bir politika benimsemiş ve Kosova'nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkeler arasında yer almıştır.

Toparlamak gerekirse, Türkiye'nin Kosova sorunu üzerindeki tutumu ve desteği bölgesel etkilerinin yanı sıra Türkiye'nin AB ve diğer küresel aktörlerle olan ilişkileri açısından da önem taşımaktadır.

Bosna Savaşı

Bosna Savaşı, 1992-1995 yılları arasında gerçekleşen bir savaştır. Bu savaş sırasında Türkiye, Bosna'nın yanında yer almıştır. Türkiye, Bosna'ya insani yardım malzemeleri göndermiş ve Müslüman Bosna halkına destek vermiştir.

Bu desteğin Türkiye'nin bölgedeki etkisine önemli ölçüde katkısı olmuştur. Türkiye, Müslüman Bosna halkının yanında yer alarak, bölgede güçlü bir ittifak oluşturmuştur. Ayrıca, Türkiye'nin Bosna'ya gönderdiği insani yardım malzemeleri de Türkiye'nin bölgedeki insani yardım faaliyetlerine katkı sağlamıştır.

Bosna Savaşı aynı zamanda Türkiye'nin bölgesel ve küresel politikalarının da etkisiyle şekillenmiştir. Türkiye, savaş sırasında batılı devletlere karşı bir tavır takınmıştır ve bölgesel bir güç olarak algılanmıştır. Bu nedenle, Türkiye'nin Bosna'ya verdiği desteğin bölgedeki etkileri oldukça büyük olmuştur.

Kafkaslar

Kafkaslar, Türkiye için tarihsel ve stratejik öneme sahip bir bölgedir. Türkiye'nin Kafkaslar'daki politikaları, bölgesel etkilerinin yanı sıra küresel düzeyde de belirleyicidir. Türkiye'nin Kafkaslar'da izlediği politikalar arasında, bölgedeki ülkelerle yakın ilişkiler kurarak, ekonomik ve siyasi işbirliği geliştirme, kültürel alışverişlerde bulunma yer almaktadır.

Kafkaslar, Türkiye için hem kara hem de deniz ticaret yollarının geçiş güzergahı üzerinde bulunması sebebiyle stratejik öneme sahip bir bölgedir. Tarihsel bağlantıları, dil, din ve kültür benzerlikleri, Türkiye'nin bölgede etkisinin artmasında önemli rol oynamaktadır. Aynı zamanda, Türkiye bölgede çatışmaların çözümüne de yönelik insani yardımlarda bulunmakta ve barışçıl bir yaklaşım sergilemektedir.

• Türkiye, Güney Kafkasya'da yer alan Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan gibi ülkelerle yakın ilişkiler kurmuştur.
• Türkiye, bölgedeki enerji kaynaklarına erişim konusunda da stratejik bir konuma sahiptir.
• Aynı zamanda Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya'yı bağlayacak olan Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı projesinin de önemli bir ortağıdır.

Türkiye'nin Kafkaslar'da üstlendiği önemli role karşın, bölgede yaşanan siyasi çatışmalar ve istikrarsızlık Türkiye'yi de etkilemektedir. Özellikle, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki Karabağ sorunu, Türkiye'nin bölgesel politikalarını da etkilemektedir. Türkiye, Karabağ sorununun çözümüne yönelik çabalarına devam etmekte ve çatışmaların sona ermesi yönünde arabuluculuk yapmaktadır.

Türkiye'nin Kafkaslar'daki politikaları, bölgenin istikrarı ve gelişimi için önemlidir. Ancak, bölgede yaşanan siyasi ve toplumsal çatışmaların Türkiye'yi de olumsuz etkilemesi, Türkiye'nin bölgesel politikalarını daha da hassas hale getirmektedir. Buna karşın Türkiye, bölgedeki barışçıl ve işbirlikçi yaklaşımını sürdürmeye devam etmektedir.

Güney Kafkasya

Türkiye, Güney Kafkasya bölgesinde tarihi, kültürel ve ekonomik bağlarının yanı sıra enerji politikaları açısından da önemli bir aktördür. Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan gibi ülkelerle yakın ilişkileri sürdürmektedir.

Gürcistan, Türkiye'nin bölgedeki en önemli müttefikidir. İki ülke arasındaki ilişkiler Stratejik Ortaklık Anlaşması ile güçlendirilmiştir. Bu anlaşma çerçevesinde ekonomik, siyasi, kültürel ve askeri birçok alanda iş birliği yapılmaktadır.

Azerbaycan ise Türkiye'nin enerji politikaları açısından önemlidir. Türkiye, Azerbaycan üzerinden geçen petrol ve doğalgaz boru hatlarıyla Avrupa'ya enerji taşımaktadır. Bu bağlamda, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkiler stratejik bir öneme sahiptir.

Ermenistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler ise tam tersine olumsuz bir seyir izlemektedir. İki ülke arasında Karabağ Sorunu gibi çeşitli anlaşmazlıklar bulunmaktadır. Bu nedenle, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkiler oldukça gergin seyretmektedir.

• Türkiye, Güney Kafkasya'daki ülkelerle tarihi, kültürel ve ekonomik bağları nedeniyle bölgedeki önemli bir aktördür.
• Gürcistan, Türkiye'nin bölgedeki en önemli müttefikidir ve Stratejik Ortaklık Anlaşması çerçevesinde birçok alanda iş birliği yapılmaktadır.
• Azerbaycan ise Türkiye'nin enerji politikaları açısından stratejik bir öneme sahiptir ve Türkiye, Azerbaycan üzerinden geçen enerji hatlarıyla Avrupa'ya enerji taşımaktadır.
• Ermenistan ile Türkiye arasındaki ilişkiler ise çeşitli anlaşmazlıklar nedeniyle oldukça gergindir.

Karabağ Sorunu

Türkiye, Karabağ sorununun çözümü konusunda aktif bir şekilde rol almaktadır. Karabağ sorunu, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki toprak anlaşmazlığından kaynaklanmaktadır. Türkiye, Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarındaki işgalini tanımamakta ve Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini vurgulamaktadır.

Türkiye, Azerbaycan ile güçlü tarihi ve kültürel bağlara sahiptir ve Karabağ sorununun çözümünde Azerbaycan'ı desteklemektedir. Türkiye, Ermenistan'ın işgal ettiği toprakları geri vermesi ve uluslararası hukuka uygun hareket etmesi gerektiğini savunmaktadır.

Bununla birlikte, Karabağ sorunu Türkiye'nin bölgesel etkilerini de etkilemektedir. Türkiye, Ermenistan ile sınır sorunu yaşamakta ve bu sorunun çözümü de Karabağ sorunu ile yakından bağlantılıdır. Karabağ sorununun çözümüyle birlikte Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkileri de gelişebilir.

Karabağ sorunu aynı zamanda Türkiye'nin Rusya ile olan ilişkilerine de etki etmektedir. Rusya, Ermenistan'ın yakın müttefiki olarak bilinmektedir ve Karabağ sorununa çözüm bulunması konusunda da önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin iyi olması, Karabağ sorununun çözümü açısından da önemlidir.

Küresel İlişkiler

Türkiye'nin dış politikası sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel boyuttadır. Türkiye'nin Avrupa Birliği, ABD ve Rusya gibi küresel aktörlerle olan ilişkileri, Türkiye'nin küresel oyuncu olarak konumunu belirler. Türkiye, 1960'lardan bu yana Avrupa Birliği ile ilişki kurmaya çalışmaktadır. Ancak, Türkiye'nin AB üyelik süreci oldukça tartışmalı bir konudur. Türkiye uzun bir süredir AB üyeliğinin önündeki engelleri aşmaya çalışmaktadır, ancak birçok engel hala varlığını sürdürmektedir.

Türkiye'nin ABD ile ilişkileri, NATO üyeliği sayesinde oldukça güçlüdür. ABD, Türkiye için önemli bir stratejik ortaktır. Ancak, son zamanlardaki S-400 füze krizi, Türkiye-ABD ilişkilerinde gerilim yarattı. Türkiye-Rusya ilişkileri ise oldukça tartışmalıdır. Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşması, Türkiye-ABD ilişkilerini olumsuz etkilemiştir. Ancak, son zamanlardaki Suriye krizinde Türkiye ve Rusya arasında yaşanan yakınlaşma, Türkiye-Rusya ilişkilerinin gelişmesine neden oldu.

Türkiye, küresel arenada güçlü bir aktör olarak konumunu koruyor ve kendi stratejilerini belirliyor. Ancak, küresel arenada yaşanan sınırlı kaynaklar, artan rekabet, çatışmalar ve teknolojik yenilikler, Türkiye'nin dış politikasını şekillendirmede önemli faktörlerdir. Dolayısıyla, Türkiye'nin dış politikası değişken ve dinamiktir ve stratejilerin sürekli gözden geçirilmesi gerekmektedir.

ABD ve Avrupa Birliği

Türkiye, hem Avrupa Birliği (AB) hem de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile yakın ilişkiler içerisindedir. Bu ilişkiler, Türkiye'nin küresel siyasi ve ekonomik etkisini arttırmaktadır. AB ile olan ilişkiler, Türkiye'nin AB üyeliği süreci ile başlamaktadır. Türkiye, 1987 yılında AB'ye tam üyelik başvurusunda bulunmuş ve 2005 yılında resmi aday üye olarak kabul edilmiştir. Ancak, Türkiye'nin AB üyeliği hala tamamlanmış değildir ve birçok konudaki görüş ayrılıkları nedeniyle müzakereler kilitlenmiştir.

ABD ile olan ilişkiler ise, Türkiye'nin güvenlik ve savunma politikalarında büyük bir rol oynamaktadır. Türkiye, NATO'nun en büyük ikinci ordusuna sahip olduğu için ABD ile yakın askeri işbirliği içerisindedir. Ayrıca, Türkiye ile ABD arasında birçok ekonomik, siyasi ve kültürel ilişki bulunmaktadır. Ancak, son yıllarda, Suriye ve FETÖ gibi konularda ABD'nin Türkiye'yi desteklemediği tarafsız bir tutum sergilediği iddiaları ilişkilerin kötüleşmesine neden olmuştur.

Türkiye'nin AB ve ABD ile olan ilişkileri, küresel siyasi ve ekonomik etkisini arttırmaktadır. AB üyeliği süreci tamamlansa bile, Türkiye'nin AB ile olan ilişkileri devam edecektir. Ayrıca, ABD ile olan ilişkilerinin güçlenmesi, Türkiye'nin dünya genelinde etkisini artıracaktır.

AB Üyelik Süreci

Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyelik süreci, Türkiye'nin dış politikası açısından oldukça önemlidir. AB üyeliği, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi açıdan birçok açıdan fayda sağlayabileceği bir süreçtir. AB üyeliği, Türkiye'nin yatırım ve ticaret potansiyelini artırabilir ve Türkiye'nin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunabilir.

AB üyeliği süreci, Türkiye'nin iç siyasi yapısını da olumlu yönde etkileyebilir. AB standartlarına uygun reformlar, Türkiye'nin insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi alanlarda ilerleme kaydetmesine yardımcı olabilir. Ayrıca AB üyeliği, Türkiye'nin uluslararası alanda saygınlığını artırabilir ve AB içinde Türkiye'ye daha fazla söz hakkı verebilir.

AB üyeliği süreci aynı zamanda Türkiye'nin karşılaşabileceği zorlukları da beraberinde getirebilir. AB standartlarını karşılamak için gereken reformların uygulanması, hukuk sistemi, eğitim, sağlık ve diğer alanlarda önemli yatırımlar gerektirebilir. Bunun yanı sıra AB üyeliği süreci, Türkiye'nin ekonomisinde aksaklıklara ve kısa vadeli zorluklara neden olabilir.

• AB üyeliği sürecinde Türkiye'nin aşması gereken bazı zorluklar şunlardır:
• AB standartlarını karşılamak için gereken reformların uygulanması
• Ekonomik zorluklar ve kısa vadeli kayıplar
• AB üyesi ülkelerle olan ikili ilişkilerdeki gerginlikler

Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde uğraşması gereken zorluklar olmasına rağmen, üyelik sürecinin Türkiye için büyük fırsatlar sunabileceği açıktır. Türkiye, AB ile sıkı iş birliği yaparak hem ekonomik hem de siyasi açıdan büyüme ve gelişme potansiyelini artırabilir.

Transatlantik İlişkiler

Türkiye, NATO'nun kurucu üyelerinden biridir ve ABD ile güçlü bir müttefikliği bulunmaktadır. Ayrıca, Türkiye, ABD ile birlikte birçok uluslararası örgüt ve kuruluşta da önemli bir rol oynamaktadır. NATO, Türkiye'nin en öncelikli güvenlik müttefiki olarak kabul edilir ve ülkenin savunma kabiliyetinin geliştirilmesine destek verir.

Türkiye, NATO'nun stratejik konumu nedeniyle Doğu ve Batı arasındaki jeopolitik önemi nedeniyle ABD ile de yakın ilişkilere sahiptir. İki ülke arasındaki ilişkilerin en önemli yönleri askeri, ticari ve politik alandaki işbirliğidir.

Ancak, son yıllarda Türkiye'nin iç ve dış politikadaki bazı kararları, ilişkilerin gerilmesine sebep olmuştur. Özellikle Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemlerini Rusya'dan satın alması ve Suriye'deki politikaları, ABD tarafından eleştirilmiştir. Bununla birlikte, NATO ve ABD ile yakın ilişkilerin devam ettirilmesi, Türkiye'nin ulusal güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır.

Rusya ile İlişkiler

Türkiye'nin Rusya ile olan ilişkileri son yıllarda oldukça inişli çıkışlı bir seyir izliyor. İki ülke arasındaki ilişkiler, bazı konularda işbirliğine dayalı ve olumlu bir çizgide ilerlerken, diğer alanlarda gerilimli ve kırılgan bir seyir izliyor. Nedeni ise, Suriye krizi, Libya'daki gelişmeler, Karadeniz'deki faaliyetler, Ukrayna krizi ve Kırım'ın ilhakı gibi konulara farklı açılardan yaklaşmaları.

Türkiye ve Rusya, iki büyük ülke olmalarına rağmen, bazı stratejik konularda farklı pozisyonlarda yer alıyorlar. Ancak her ne kadar bazı konularda anlaşmazlıklar olsa da, iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik işbirliği oldukça yüksek bir seviyede bulunuyor. Rusya, Türkiye'nin doğal gaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 50'sini karşılamakta ve enerji sektörü başta olmak üzere çeşitli sektörlerde yatırımlar yapmaktadır.

Bununla birlikte, son dönemdeki gelişmeler gösteriyor ki, Türkiye-Rusya ilişkileri mümkün olan en iyi seviyede olmasa da, yine de diğer ülkelerle karşılaştırıldığında oldukça pozitif bir seyir izliyor. İki ülke arasında yükselen ticari ve ekonomik işbirliği, Suriye krizinde işbirliği yapma çabaları, Kuzey Akım 2 projesi gibi gelişmeler, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin gelecekte daha iyi bir noktaya gelebileceğine işaret ediyor.

• Özellikle, Türkiye ve Rusya, Suriye krizinde birbirlerine karşı pozisyon almış olsalar da, son dönemde birçok alanda işbirliği yapma çabaları göstermiştir. İki ülke, İdlib'de ateşkes anlaşması yaparak, Beşar Esad'ın güçlerine karşı birlikte mücadele etme kararı almıştır.
• Ek olarak, Kuzey Akım 2 projesi de Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerin gelecekte daha da güçlenmesine katkı sağlayabilir. Bu proje, Rusya'nın Avrupa'ya gaz ihraç etme kapasitesini arttırarak, Türkiye'ye de ekonomik getiriler sağlayabilir.
• Sonuç olarak, Türkiye'nin Rusya ile olan ilişkileri oldukça önemli bir yer tutuyor. İki büyük ülke arasındaki ilişkilerin gelişmeye devam etmesi, Türkiye'nin bölgesel ve küresel etkileri açısından oldukça önemlidir.

Suriye Krizi ve Rusya ile İşbirliği

Türkiye, Suriye'deki krize yakın bir şekilde yer almıştır ve Rusya da dahil olmak üzere diğer ülkelerle işbirliği yapmıştır. 2015'ten itibaren Türkiye, Rusya ve İran ile bir dizi toplantı düzenleyerek Suriye krizinin çözümü için diplomatik çözümler aramıştır. Suriye'deki ceasfire anlaşmalarına yönelik olarak Türkiye, Rusya ve İran, Astana sürecinde bir araya geldiler.

Bununla birlikte, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler, Suriye krizinden önce zaten gergindi. Ancak, Türkiye, Rusya ile işbirliği yaparak Suriye krizinde etkili olmayı başardı. Rusya, Suriye krizindeki üçüncü taraflar arasında etkili bir aktördür ve Türkiye'nin bu ülkeyle olan işbirliği, Türkiye'nin bölgede daha fazla etkisi olmasını sağlamıştır.

Bununla birlikte, Suriye krizindeki Rusya ile işbirliği, Türkiye-Rusya ilişkilerine de birçok etki yapmıştır. Tartışmaların ortaya çıkmasına sebep olmuştur ve Rusya'nın Suriye'deki yönetimle olan yakın ilişkileri Ankara'yı endişelendirmiştir. Bunun yanında, ikili ilişkiler boyutunda, Türkiye'nin Batı ile olan ilişkileri ile de ters orantılıdır. Dolayısıyla, Suriye krizi Türkiye'nin Rusya ile olan ilişkileri üzerinde önemli etkilere sahip olmuştur.