İş hukukunda ve çalışma koşullarında son dönemde yaşanan yenilikleri öğrenmek istiyorsanız doğru yerdesiniz! İşverenler ve çalışanlar için önemli bilgilerin yer aldığı makalemizi okuyarak güncel konular hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz
İş hukukunda ve çalışma koşullarında son zamanlarda birçok değişiklik yaşandı. Bu değişiklikler, işverenlerin ve çalışanların haklarını etkiliyor ve herkesin detayları bilmesi gerekiyor. İlgili yönetmelikler ve kanunlardaki güncellemeler hakkında bilgi sahibi olmak, iş hayatında çok önemlidir.
Özellikle Kısa Çalışma Ödeneği ile ilgili yapılan düzenlemeler, birçok işletme için önem arz ediyor. Ayrıca işçi kıdem tazminatı hakkındaki yeni düzenlemeler ve iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili son yapılan değişiklikler de işletmelerin ve çalışanların dikkat etmesi gereken konular arasında yer alıyor.
- Bu nedenle, iş hukukunda ve çalışma koşullarında son dönemde yaşanan tüm değişiklikler hakkında bilgi sahibi olmak, çalışanların haklarını koruması ve işletmelerin yasalara uyum sağlaması açısından çok önemlidir.
- İşverenler ve çalışanlar, iş hukukuna ve bu alandaki son güncellemelere hakim olmak için ilgili kaynakları takip etmelidir.
Bu bilgiler, çalışma hayatındaki tüm taraflar için çok önemlidir. İşverenlerin ve çalışanların haklarının korunması, çalışma hayatının daha iyi koşullarda yürütülmesi için yapılan değişiklikler daima takip edilmelidir.
Kısa Çalışma Ödeneği
Kısa çalışma ödeneği, işverenlerin ekonomik veya sektörel zorunluluklar nedeniyle işyerindeki çalışma sürelerini geçici olarak azaltması veya tamamen durdurması durumlarında, çalışanlara devlet tarafından sağlanan bir destektir. Yeni düzenlemeler kapsamında, Covid-19 salgını nedeniyle yaşanan iş durumundaki değişiklikler için de başvuru yapılabilmektedir.
Çalışanların, kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmesi için belirli şartları yerine getirmesi gerekmektedir. Bu şartlar arasında en az 450 gün sigortalı olarak çalışmış olmak, son 120 gün içinde sigortalı olmak, işveren tarafından kısa çalışma başvurusu yapılması ve bu başvurunun onaylanması yer almaktadır.
Kısa çalışma ödeneği, çalışanların kaybettiği kazancın belirli bir oranını karşılamaktadır. Bu oran, yine yeni düzenlemelerle birlikte artırılmıştır. Buna göre, iş durumu değişen çalışanlar, normal çalışma saatlerine oranla yüzde 60'a kadar olan kayıplarını kısa çalışma ödeneği ile karşılayabilirler. Bu ödeme, işçinin son 12 aylık ortalama kazancının yüzde 150'sini geçememektedir.
Kısa çalışma ödeneği başvuruları işveren tarafından e-Devlet üzerinden yapılmaktadır. Başvuruda gereken belgelerin incelenmesi ve onaylanması işlemleri de yine elektronik ortamda gerçekleştirilmektedir. İşverenlerin dikkat etmeleri gereken en önemli nokta ise, kısa çalışma başvurusunun kabul edilmesinden sonra çalışanların işsizlik sigortası primlerini ödemeye devam etmesidir.
Sonuç olarak, kısa çalışma ödeneği ile ilgili yapılan yeni düzenlemeler ve detaylar, iş yerindeki olası ekonomik zorlanmalar için birçok çalışana kolaylık sağlamaktadır. Ancak, bu ödeneğin belirli şartları yerine getirilmesi gerektiği unutulmamalı ve tüm işverenlerin bu konuda gerekli adımları atmaları gerekmektedir.
İş Güvencesi
İş güvencesi, çalışanların iş yerinde aldıkları tedbirlerle iş bulma hakkıdır. Bu hakkın önemi, son yıllarda yapılan değişikliklerle daha da artmıştır. İş güvencesi hakkı artık her çalışanın sahip olması gereken bir hak olarak kabul edilmektedir.
İş güvencesi konusu, son dönemlerde gündemdeki en yoğun konulardan biri olmuştur. Çalışanların iş yerinde daha güvende hissetmeleri, iş verenlerin de daha verimli çalışanlar istihdam etmeleri açısından son derece önemlidir. Artık işe alınma sürecinde bile iş güvencesi ilkesi göz önünde bulundurulmakta ve işe alınan çalışanlara bu konuda sözleşme imzalatılmaktadır.
İş güvencesi kapsamında, çalışanların işyerindeki hakları da son yıllarda birçok değişikliğe uğramıştır. İşverenlerin çalışanlarını işten çıkarmak için daha sıkı kurallarla karşı karşıya olmaları, işçilerin emeklerinin karşılığını almaları için önemli bir adımdır. Ayrıca işverenlerin, çalışanların mağduriyet yaşamamaları için iş güvenliği önlemleri almaları da gerekmektedir. Bu konuda yapılan düzenlemelerin işçilerin lehine olması, iş yerindeki verimliliği de artırmaktadır.
İş güvencesi konusu, günümüzde çalışanların en çok önemsediği konular arasında yer almaktadır. Bu nedenle, iş yeri tercihi yaparken iş güvencesi ilkesinin söz konusu olması, çalışanlar için son derece önemlidir. İş güvencesinin sağlanması, çalışanlara verilen değerin de bir göstergesidir. Bu nedenle, her iş yerinin iş güvencesi ilkesine uygun davranması ve bu konuda gerekli önlemleri alması gerekmektedir.
İş Sözleşmesinin Feshi
İş sözleşmesinin feshi, işçi ve işveren arasındaki sözleşmenin sonlandırılması anlamına gelmektedir. Son zamanlarda yapılan düzenlemeler ile işçilerin hakları korunmakta ve işverenlerin de belirli kurallara uymaları gerekmektedir.
Öncelikle, iş sözleşmesinin feshi için işçiye yazılı bildirim yapılması gerekmektedir. Bu bildirimde işçiye fesih nedeni açık ve net bir şekilde belirtilmelidir. İşçinin feshi haklı bir sebebe dayanmıyorsa, işverenin işçiye kıdem tazminatı ödemesi gerekmektedir.
İş kanununda değişiklik yapılarak, işverenin iş sözleşmesini haklı bir nedene dayanarak feshetmesi daha da zorlaştırıldı. Artık işveren sadece nedeni belirtilen durumlarda iş sözleşmesini feshedebilecektir. İşverenin bu düzenlemeye uymaması durumunda işçi dava açarak haklarını arayabilir.
Ayrıca, işçinin 1 yıldan uzun süredir işyerinde çalışması durumunda işverenin fesih sebebini kanıtlaması gerekmektedir. Aksi takdirde, işveren kıdem tazminatı ödemek zorunda kalacaktır. İşçilerin sözleşme fesihlerinde tazminatlarının ödenmesi, iş hukukunda önemli bir yere sahiptir.
İşverenin iş sözleşmesini feshederken haklı sebepleri var ise işçinin tazminat alması söz konusu olmayacaktır. Ancak işçinin iş ahlakına uygun davranmayışı ve iş verimliliğinin düşmesi gibi durumların varlığı fesih sebebi olarak kabul edilebilir.
İşçilerin iş sözleşmesinin feshinde haklarının korunması için bu düzenlemeler yapılmıştır. İşverenin bu düzenlemlere uygun davranması ve işçilere haklarını vermeleri gerekmektedir. İş hukuku ve çalışma koşulları ile ilgili diğer yenilikleri de takip etmek faydalı olacaktır.
İşten Çıkarma
İşten çıkarma durumlarında son yapılan düzenlemelere dair bilgi sahibi olmak her çalışanın ve işverenin sahip olması gereken bir bilgidir. İşten çıkarma işlemi, son derece hassas bir süreçtir ve işverenlerin belirli kurallara uyması gerekmektedir. İş Kanunu'nun işten çıkarma ile ilgili 17. ve 18. maddelerinde yer alan hükümler, işverenin işçiyi işten çıkarması halinde uyması gereken kuralları belirtmektedir.
Buna ek olarak, Covid-19 pandemisi sonrası çıkarılan Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile işten çıkarma kuralları önemli ölçüde değiştirilmiştir. Bu düzenleme kapsamında, işverenler belirli bir süre için işçileri işten çıkarmak yerine kısa çalışma ödeneği gibi desteklerden faydalanabilmektedir.
İşten çıkarma sürecinde işverenin dikkat etmesi gereken temel kurallar şunlardır:
- İşçiyi işten çıkarma nedeninin haklı bir nedene dayanması gerekmektedir. Bu nedenler, İş Kanunu'nun 25. Maddesinde belirtilmektedir.
- İşveren, işçiyi işten çıkarmadan önce işçiye yazılı bir bildirimde bulunmak zorundadır.
- İşçi, işten çıkarılma nedeniyle emsal işçilere göre hak kaybına uğramamalıdır.
- Çalışma süresine göre, işçiye önceden bildirimde bulunma süresi verilmelidir.
Yukarıda belirtilen kurallara uymayan işverenler, işten çıkarma nedeniyle işçi tarafından dava edilebilmektedir. Bu nedenle, işten çıkarma sürecinde işverenlerin yasal mevzuata uygun davranmaları ve işçilerin haklarını gözetmeleri gerekmektedir.
İş Yokluğu Nedeniyle Fesih
İş yokluğu nedeniyle fesih, son zamanlarda iş hukukunda ve çalışma koşullarında sıkça tartışılan bir konu haline geldi. Son yapılan düzenlemelere göre, işverenler, işçi sayısının azalması veya işyerindeki üretimdeki azalma gibi nedenlerle işçileri işten çıkarabilirler. Ancak işçilerin de hakları var.
İş yokluğu nedeniyle yapılacak fesihlerde, işverenlerin bazı yükümlülükleri var. İşverenler, işçilere önceden işten çıkarılacakları konusunda bir yazılı uyarıda bulunmak zorundalar. Ayrıca, işverenlerin, işten çıkaracakları işçilerin hangi kriterlere göre seçildiğine dair bir açıklama yapmaları gerekiyor. İşverenler, iş yokluğu nedeniyle işten çıkarmak istedikleri işçileri seçerken adaletli ve tarafsız bir yöntem izlemelidirler.
İş yokluğu nedeniyle fesih durumunda, işverenlerin, işçilerin kıdem tazminatlarını ödemeleri gerekiyor. Ancak, işverenler, işçinin işten çıkarılmasının nedeni işçinin kusuruysa, işçiye herhangi bir tazminat ödemek zorunda değiller.
İşçilerin de iş yokluğu nedeniyle işten çıkarılırken bazı hakları var. İşçiler, işverenlerin işten çıkarmaya karar vermeden önce işçi ile görüşmek ve gerekli açıklamaları yapmak zorunda olduklarını bilmelidirler. Ayrıca, işverenlerin işten çıkarılan işçilerin hakları konusunda bilgilendirilmesi gerekiyor. İşçiler, işten çıkarılmadan önce bütün haklarını bilmeli ve gerektiğinde bilgi sahibi olmak için gerekli yasal adımları atmalıdırlar.
Sonuç olarak, iş yokluğu nedeniyle fesih, hem işverenlerin hem de işçilerin haklarını korumak açısından önemlidir. İşverenlerin işten çıkarma kararlarını adaletli bir şekilde vermesi ve işçilerin haklarını koruması gerekiyor. İşçilerin de gerektiğinde yasal adımları atarak haklarını korumaları önemlidir.
İşçi Kıdem Tazminatı
İşçi kıdem tazminatı her işçinin hakları arasında bulunmaktadır. İşçi, işveren tarafından haksız yere işten çıkartılırsa veya işçinin istifası işveren tarafından kabul edilirse kıdem tazminatı verilmesi gerekmektedir. Bu durum iş kanununda belirtilen haklar arasında yer almaktadır.
Son yapılan düzenlemeler doğrultusunda, kıdem tazminatı hesaplamasında yeni bir formül kullanılmaktadır. Bu formülde, işçinin çalıştığı her yıl için brüt ücretinin 30 günlük kısmı alınacak ve bunun toplamı 12 ile çarpılacaktır. Böylece işçinin kıdem tazminatı hesaplanacak ve ödenecektir. Ancak, bu yeni düzenleme sadece yeni işe alım yapacak işverenler için geçerlidir. Eski işverenler, eski düzenlemeyi kullanmaya devam edebilirler.
Ayrıca, işçinin haklarını koruyabilmek adına kıdem tazminatı alınmadan önce iş sözleşmesi mutlaka dikkatlice okunmalı ve işçinin hakları hakkında bilgi sahibi olması gerekmektedir. İşçi, işveren tarafından haksız yere işten çıkartılması durumunda, kıdem tazminatı alabileceği gibi iş mahkemesine başvurarak işine geri dönebilir veya işverenden maddi manevi tazminat talep edebilir.
İşçilerin kıdem tazminatı haklarını kullanabilmeleri için kanunlara hakim olmaları ve iş sözleşmeleri hakkında bilgi sahibi olmaları oldukça önemlidir. Bu sayede, işten ayrılmaları durumunda haklarını koruyarak mümkün olan en yüksek tazminatı almaları sağlanabilir.
Uzaktan Çalışma
Uzaktan çalışma, teknolojik gelişmelerle birlikte giderek yaygın hale gelen bir çalışma modelidir. COVID-19 pandemisi sebebiyle de birçok işletme uzaktan çalışma uygulamalarını benimsemiştir. Son düzenleme ile birlikte uzaktan çalışanların çalışma hakları da belirli bir çerçevede düzenlenmiştir.
Artık uzaktan çalışanların da çalışma saatleri kaydedilerek ücretlendirilmesi zorunlu hale getirilmiştir. Ayrıca, işverenlerin uzaktan çalışanlarına iş kıyafeti gibi işletmeye özgü gereksinimleri belirleme hakkı kısıtlanmıştır. Uzaktan çalışanlar aynı zamanda iş güvencesi konusunda da koruma altındadır.
Bunlarla birlikte, uzaktan çalışanların iş sağlığı ve güvenliği de önemlidir. İşverenlerin, uzaktan çalışma koşullarını düzenleyerek çalışanlarını güvende tutmaları gerekmektedir. Ayrıca, uzaktan çalışanların iş yoğunluğu ve iş stresinden dolayı psikolojik destek alabilecekleri gibi hakları da bulunmaktadır.
Uzaktan çalışma uygulamaları, iş ortamındaki verimliliği artırdığı gibi çalışanların iş ve özel hayat dengesi açısından da avantajları bulunmaktadır. Ancak, uzaktan çalışma koşullarını düzenlemek ve çalışanların haklarını korumak yine işverenlerin sorumluluğundadır.
- Uzaktan çalışma konusunda çalışanların hakları son zamanlarda belirli bir çerçevede düzenlenmiştir.
- İşverenlerin uzaktan çalışanların çalışma saatlerini kaydetmeleri ve ücretlendirme yapmaları zorunlu hale getirilmiştir.
- Uzaktan çalışanların iş güvencesi de koruma altına alınmıştır.
- İş sağlığı ve güvenliği konusunda da işverenlerin uzaktan çalışanlarına destek vermeleri gerekmektedir.
İş Sağlığı ve Güvenliği
İş sağlığı ve güvenliği bir çalışanın en temel haklarından biridir. Bu kapsamda son yapılan düzenlemeler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda oldukça önemlidir. İşverenlerin, çalışanların sağlıklarını korumaları ve güvenli bir çalışma ortamı sunmaları gerekmektedir. Son düzenlemelerle birlikte işverenlerin bu sorumluluğu daha da artmıştır.
Öncelikle iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yapılan son düzenlemeler arasında çalışma saatleri yer almaktadır. Artık çalışanların günlük çalışma saatleri 11 saatten fazla olamayacaktır. Ayrıca, işverenlerin çalışanların yorgunluk nedeniyle iş kazalarına maruz kalmalarını önleyici önlemler almaları gerekmektedir.
İşverenler, çalışanların kullanacakları ekipmanları, araçları ve gereçleri düzenli olarak kontrol etmek ve güvenliklerini sağlamak zorundadırlar. Ek olarak, işverenlerin çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği konusunda gerekli eğitimleri vermesi de önemlidir. İşverenlerin, risk değerlendirme raporlarıyla işyerindeki risk faktörlerini belirlemeleri ve iş kazalarını önlemek adına bu faktörlere müdahale etmeleri de beklenmektedir.
Yeni düzenlemelerin en önemli detaylarından biri de iş kazalarının bildirimi ve kaydı ile ilgilidir. İş kazalarının hemen bildirilmesi, kaydının tutulması ve soruşturmanın yapılması gerekmektedir. Böylece iş kazalarının tekrarlanmaması için gerekli önlemler alınabilir.
Sonuç olarak, iş sağlığı ve güvenliği konusu oldukça önemlidir ve son yapılan düzenlemelerle birlikte daha da önem kazanmıştır. İşverenlerin çalışanların sağlık ve güvenliğine gereken önemi vermeleri, çalışanların hakları arasında yer almaktadır. İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda yapılan düzenlemeler sayesinde, iş kazalarının önüne geçilebilecektir.
Sendika Hakları
Sendika hakları, işçilerin çalışma ortamlarında söz sahibi olmalarına ve haklarını korumalarına olanak tanıyan oldukça önemli bir konudur. Son zamanlarda yapılan düzenlemelerle birlikte sendika haklarına dair bazı değişikler yaşanmıştır.
Bu değişiklikler ile birlikte işçilerin sendika hakları daha da güçlendirilmiştir. İş yerinde çalışanların rahatlıkla sendika kurabilmesi ve sendikaların faaliyetlerini serbestçe yürütebilmesi için gerekli yasal düzenlemeler getirilmiştir. İşverenlerin sendika faaliyetlerine müdahale etmesi, baskı kurması veya sendika faaliyetlerini engellemesi yasaklanmıştır.
Bununla birlikte, işçilerin sendika haklarını kullanırken dikkat etmeleri gereken bazı detaylar bulunmaktadır. Sendika üyeliği seçimleri açık oylama yöntemiyle yapılamaz, gizli oylama yöntemi kullanılmalıdır. Sendika üyeliğinden kaynaklı herhangi bir ayrımcılık yapılamaz ve işten çıkarmalar sendika üyeliği nedeniyle gerçekleşemez.
Aynı zamanda sendika üyelerinin iş yerinde faaliyetlerini yürütürken çalışma barışını bozacak, işin akışını engelleyecek veya işverenin zarar görmesine neden olacak bir tutum sergilemesi yasaktır. Bu durumlar iş sözleşmesinin feshine kadar gidebilir.
- Sendika haklarının yasal düzenlemelerle daha da güçlendirilmesi
- İşverenlerin müdahalesinin yasaklanması
- Sendika üyeliği seçimlerinde gizli oylama yönteminin kullanılması
- Sendika üyelerinin ayrımcılığa uğramaması ve işten çıkarılmaması
- Çalışma barışının bozulmamasına dikkat edilmesi gerektiği
Sendika hakları, işçilerin haklarını koruma ve çalışma ortamlarında söz sahibi olma konusunda oldukça önemli bir role sahiptir. Yapılan son düzenlemelerle birlikte sendika haklarına dair bazı değişikler yaşanmış olsa da, işçilerin dikkat etmeleri gereken bazı detaylar bulunmaktadır. İşçiler, sendika haklarını doğru ve etkili bir şekilde kullanarak çalışma hayatlarında daha iyi koşullara sahip olabilirler.