Roma İmparatorluğu'na ait bilinmeyen şehirler ve keşifler, antik çağın gizemli atmosferinde kaybolmuş hazineleri ve mimari yapıları gözler önüne seriyor Bu eşsiz rehber ile bilmediğiniz Roma şehirlerini keşfedin ve tarihin tozlu sayfalarından derinlemesine bir yolculuğa çıkın

Roma İmparatorluğu'nun varisi olan kültürümüz, tarihin gizemli yolculuğunda pek çok sırra ev sahipliği yapıyor. İmparatorluğun zamanında var olmuş ve tarihin tozlu sayfalarında kaybolmuş antik şehirler, son yıllarda gerçekleştirilen keşifler ve kazılar sayesinde yeniden hayat buluyor. Bu makalede, Roma İmparatorluğu döneminde varlıkları bilinmeyen şehirlerin keşifleri ve kazıları hakkında bilgilere yer verilecek.

Antik çağın izlerini taşıyan bu zengin kültür mirası, hem tarih meraklıları hem de seyahat tutkunları için büyüleyici keşifler sunuyor. Pompeii ve Herculaneum şehirlerinin Vezüv Yanardağı'nın patlaması sonucu yok oluşu, yapılan keşifler ve kazı işlemleriyle canlandırılırken, Antalya'nın Ağlasun ilçesinde bulunan Sagalassos antik kenti de günümüze kadar süren kazı çalışmaları ile eski ihtişamına kavuşmuştur.

• Epiktetos'un yaşadığı ve "Filozoflar Şehri" olarak bilinen Oinoanda
• Eski Yunan kolonisi Apollonia'nın (Arnavutluk) keşfedilmesi
• Timgad (Cezayir) gibi Roma dönemine ait pek çok antik şehir, yapılan keşifler ve kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkarılmıştır.

Bu arkeolojik keşifler, geçmişin izlerini sürmek, tarihi anlamak ve insanlığın ortak geçmişine bakmak açısından büyük önem arz eder. Yüzlerce yıl önce yaşamış toplumların mirası, bilim insanları ve turistler tarafından keşfedilerek günümüze taşınırken, geçmişin gizemi ve sırları açığa çıkıyor.

Roma İmparatorluğu'nun bilinmeyen şehirleri, bu zengin kültür mirasının günümüze taşınmasında önemli bir rol oynuyor. Keşfedilmiş ve henüz keşfedilmemiş antik şehirler, tarihin sırlarının çözülmesine yararken, aynı zamanda insanlığın ortak tarihine dair bilgiler de sunuyor.

Pompeii ve Herculaneum

Vezüv Yanardağı'nın M.S. 79 yılında patlaması sonucu Pompeii ve Herculaneum şehirleri yok olmuştur. Ancak, bu antik şehirlerin M.S. 18. yüzyılda keşfiyle arkeologlar, tarihi eserler ve kalıntılar ortaya çıkararak, geçmişin izlerini bugüne taşımışlardır.

Pompeii ve Herculaneum'un keşfi, hepimizin bildiği üzere, İtalyan mimar Domenico Fontana'nın 1592 yılında Napoli için su kanalı inşaatı sırasında rastlanmasıyla gerçekleşmiştir. Ancak, kazı çalışmaları uzun yıllar boyunca sürmüştür. Herculaneum, 1709 yılında tekrar keşfedilmiş ve arkeolojik olarak çalışmalar 1738 ile 1765 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. Pompeii'nin keşfi ise 1748 yılında, İspanyol İngiliz mimar ve bir arkeolog olan Rocque Joaquin de Alcubierre'nin tesadüfen bulması sonrasında gerçekleşmiştir.

Ayrıca, bu keşifler sırasında birçok antik eser ve kalıntı da ortaya çıkarılmıştır. Pompeii'de yapılan kazılarda, Roma dönemi evleri, tiyatrolar, bahçeler ve su kanalları gibi birçok yapı ortaya çıkartılmıştır. Herculaneum'da ise Roma dönemine ait birçok ev, sokaklar ve duvar resimleri gün yüzüne çıkmıştır. Bu antik şehirlerin keşfi, tarihin kaybedilen izlerinin yeniden keşfedilmesine bir örnektir.

Ephesus

Antik şehir Ephesus, İzmir'in Selçuk ilçesinde yer alan tarihi bir kenttir. Şehir, MÖ 6000 yılına kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Antik çağlardan kalmış bu tarihî kent, 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alındı.

Ephesus'un keşfi, Alman arkeologların 1869 yılında başlattığı kazı çalışmaları ile gerçekleşti. Şehir, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olması sebebiyle oldukça zengin bir tarihi mirasa sahiptir. Günümüzde de tarihi kalıntılarıyla birçok turistin ilgisini çeken Ephesus, antik dünyanın en önemli merkezlerinden biridir.

Ephesus'ta gezerken, antik Romalılardan kalma Agora, Çekiçiler Korusu, Celsus Kütüphanesi, Büyük Tiyatro, Artemis Tapınağı, Trajan Çeşmesi gibi birçok tarihi yapıyı görebilirsiniz. Bunlar arasında belki de en dikkat çekici yapı, Büyük Tiyatro'dur. Antik çağın en büyük tiyatrolarından biri olan Büyük Tiyatro, 25 bin kişilik kapasitesiyle büyük bir ilgi görmektedir.

Ephesus'un keşfi, tarihe ışık tutması açısından oldukça önemlidir. Şehrin kalıntıları sayesinde, Antik Dünya'da yaşanan kültür, sanat, ticaret ve siyasi hayat hakkında pek çok bilgiye sahip olunabilmiştir.

Sonuç olarak, Ephesus tarihi kenti, antik dünyanın en önemli merkezlerinden biridir. İzmir'in Selçuk ilçesinde yer alan kent, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış ve tarihi kalıntıları sayesinde günümüze kadar ulaşmıştır. Şehir, ziyaretçilerine antik dünya hakkında pek çok bilgi sunmaktadır.

Filosoflar Şehri: Oinoanda

Antik dönemde Diogenes'in öğrencisi olan Epiktetos tarafından yaşanılan Oinoanda, bugünkü Fethiye ilçesine bağlı ve Muğla ili sınırları içinde yer alan bir şehirdir. Bölgedeki kazılar sonucunda ortaya çıkarılan kalıntılar, bu şehrin antik dönemde oldukça önemli bir yerleşim yeri olduğunu gösteriyor.

Epiktetos'un zamanında Oinoanda, Hellenistik çağda önemli bir yerleşim yeri haline gelmişti. Şehirde, o dönemde felsefe alanında önemli çalışmalar yapan filozoflar ve bilim insanları yaşamıştı. Şehirde yapılan kazılar, birçok tarihi kalıntı ve eserler ortaya çıkardı. Bunlar arasında, antik dönemde yapılmış tiyatro, sarnıç, hamamlar ve su kemerleri yer almaktadır.

Oinoanda, özellikle antik dönemdeki felsefe çalışmalarıyla ün kazanmıştır. Epiktetos'un felsefi öğretileri, şehirde oldukça popülerdi ve halkın çoğu bu öğretilere uymaktaydı. Bu nedenle, şehir aynı zamanda "filozoflar şehri" olarak da anılmaktadır.

Bugün, Oinoanda'da yapılan kazı ve restore çalışmaları devam etmektedir. Antik döneme ait tarihi dokuların korunarak gelecek nesillere aktarılması için çeşitli projeler yürütülmektedir. Bölge, ziyaretçilerin ilgisini çeken önemli bir turistik mekan haline gelmiş durumdadır.

Sonuç olarak, Oinoanda antik şehrinin keşfi ve üzerinde yapılan çalışmalar, antik döneme ait felsefe, sanat ve kültürel mirası koruma konusunda oldukça önemlidir. Bu çalışmalar, sadece bölgenin değil, kültürel mirasa sahip çıkılması ve gelecek nesillere aktarılması açısından da oldukça yararlıdır.

Leptis Magna

Leptis Magna, Libya'da yer alan ve eski Roma İmparatorluğu zamanında önemli bir kentti. Kent, MÖ 7. yüzyılda Libyalı kral Tacfarinas tarafından kurulmuştur. Roma İmparatorluğu'nun zenginliği ve İmparator Septimius Severus'un doğum yeri olması nedeniyle büyük bir şehir olarak kabul edilirdi. Leptis Magna, 20. yüzyılda keşfedilen ve günümüzde UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan tarihi bir bölgedir.

Kentin kazıları yüzey araştırmaları ile başlamış ve sonrasında yerleşimler dikkate alınarak doğru bir şekilde yürütülmüştür. Arkeolojik kazılarda; Augustus, Nerva, Trojan, Hadrianus, Antoninus Pius ve Marcus Aurelius dönemleri kalıntıları bulunmuştur. İmparatorluğun en önemli yapısı olan "Septimius Severus Kemeri", şehrin en ayırt edici eserlerinden biridir. Kentte ayrıca antik tiyatro, çiftlik evi, sütunlu cadde ve hamamlar gibi yapılar da bulunur.

Buluntular	Yıl	Açıklama
Septimius Severus Kemerleri	1930'larda	Roma İmparatorluğu'ndaki en önemli eserlerden biri olarak kabul edilir
Antik Tiyatro	4. yüzyıl	En eski tiyatrolardan biridir
Forum	1. yüzyıl	Antik dünyanın en büyük ve en hareketli forumlarından biridir

• Leptis Magna'nın önemli yapıları arasında sütunlu cadde, deniz feneri ve çiftlik evleri de vardır.
• Kentin nüfusu, 100.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir.

Bu keşifler ve kazılar, Roma İmparatorluğu'nun eski çağlarında insanların nasıl yaşadığı ve kültürlerinin nasıl birbirinden etkilendiği konusunda bize çok şey öğretiyor. Hele ki, günümüze kadar gelen tarihi kalıntıların sunmuş olduğu bilgi ışığında, Roma İmparatorluğu'nun hayallerinin ne kadar büyük ve sınırsız olduğunu görebiliyoruz. Bu nedenle, Roma İmparatorluğu'nun kayıp şehirlerinin keşfedilmesi ve kazı çalışmalarının devam etmesi, tarihimize ışık tutacak yeni bilgiler sağlayacak.

Apollonia

Arnavutluk'taki Apollonia antik kenti, Eski Yunan dönemine kadar uzanan tarihiyle dikkat çekiyor. Şehir, İÖ 6. yüzyılda Yunanlı kolonistler tarafından kurulmuştur. Apollonia, yüzyıllar boyunca Roma İmparatorluğu yönetiminde kalmış ve Bizans İmparatorluğu döneminde de önemini korumuştur.

Bugün Apollonia antik kenti, ünlü tarihi kalıntıları ve muhteşem manzarasıyla ziyaretçileri kendine çekiyor. Şehirdeki önemli yapılardan biri, tiyatrosudur. İtalya'daki Pompeii antik kentindeki tiyatroya benzer şekilde, Apollonia tiyatrosu tamamen açık hava tiyatrosudur. Şehirde ayrıca 5. yüzyıla ait bir bazilika, Agonothetes kompleksi, hamam ve agora da var.

• Apollonia'da keşfedilen bir diğer önemli yapı, Apollo Tapınağıdır. Tapınak, şehrin ismini aldığı Yunan tanrısı Apollo'ya adanmıştı.
• Ayrıca, Apollonia'da keşfedilen tarihi eserler arasında heykeller, mozaikler, sütunlar ve lahitler de bulunmaktadır.

Apollonia antik kenti, Arnavutluk'un tarihi ve kültürel zenginliklerinden biridir. Bugün, Apollonia'yı ziyaret ederek, bu tarihi şehrin eserlerini görme ve Roma İmparatorluğu dönemine ait kalıntılar hakkında bilgi edinme fırsatı bulabilirsiniz.

Sagalassos

Antalya'nın Ağlasun ilçesinde bulunan Sagalassos antik kenti, Roma İmparatorluğu dönemine ait bir yerleşim alanıdır. Antik kentin keşfi, 1980 yılında Belçikalı arkeologlar tarafından yapılmış ve günümüze kadar arkeolojik kazılar devam etmektedir.

Sagalassos, Helenistik dönemden itibaren önemli bir ticaret ve kültür merkezi olarak kabul edilmiştir. Kentin en önemli yapıları arasında Antoninler Çeşmesi, Agora, Tiyatro, Zeus Tapınağı, Nymphaeum, Traianus Tapınağı, Roma Hamamı ve Roma Tiyatrosu yer almaktadır.

• Sagalassos Kazıları: Sagalassos antik kenti kazıları, Belçikalı arkeolog Marc Waelkens ve ekibi tarafından yürütülmektedir. 1989 yılından bu yana devam eden kazılarda, kentteki yapıların yanı sıra döneme ait diğer bulgular da gün yüzüne çıkarılmıştır.
• Buluşmalar: Sagalassos'un keşfi, tarihi ve arkeolojik önemi nedeniyle çeşitli uluslararası sempozyumlar ve toplantılara da ev sahipliği yapmaktadır. Bu buluşmalar, kentin kültürel ve tarihsel değerinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması bakımından büyük önem taşımaktadır.

Sagalassos antik kenti, Türkiye'deki en önemli arkeolojik alanlardan biri olarak kabul edilmekte ve ziyaretçiler tarafından büyük ilgi görmektedir. Tarihi ve kültürel zenginliğiyle Sagalassos, Antalya bölgesinde mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer almaktadır.

Pergamon

Pergamon antik şehri, bugünkü Türkiye'nin Bergama ilçesinde yer almaktadır. Şehir, Hititler döneminden kalma kalıntılarıyla dikkat çekmektedir. Arkeolojik kazılar, Truva Savaşı'ndan önceki dönemlere kadar uzanmaktadır.

Bir zamanlar Pergamon, Roma İmparatorluğu'nun önemli merkezlerinden biriydi. Şehir, teraslı evleri ve tiyatrosuyla ünlüdür. Aynı zamanda, Pergamon Kütüphanesi dünyanın en büyük kütüphanelerinden biriydi. Şu anda, kütüphaneye ait kalıntılar Berlin'deki Pergamon Müzesi'nde sergilenmektedir.

Pergamon'da yapılan kazılarda, ünlü Pergamon Efesos'un M.S. 92'de yazdığı Pergamon Mezar Taşları keşfedildi. Ayrıca, Attalid Hanedanı'nın kalıntıları ve Athena Tapınağı da keşfedildi.

Şehirdeki arkeolojik çalışmalar hala devam etmektedir. Son kazılarda, Dionysos Tapınağı ve kutsal alanın keşfedilmesi ile Pergamon'daki antik kalıntılar daha da genişletilmiştir. Bu çalışmalar, şehirdeki tarihi önemini ve turizm potansiyelini artırmıştır.

Aphrodisias

Aphrodisias, Aydın'ın Karacasu ilçesinde Menderes Vadisi'nin kuzeyinde yer alan antik bir şehirdir. Bu şehrin keşfi ve kazı çalışmaları, Türkiye'deki en önemli arkeolojik keşiflerden biridir. İlk olarak 1904 yılında Fransız bir gezgin tarafından keşfedilmiştir. Ancak, gerçek kazı çalışmaları 1961 yılında başlamıştır.

Aphrodisias, İÖ 5. yüzyılda kurulmuştur. İnşa edildiği dönemde birçok yapıya sahip olan şehir, özellikle heykeltıraşlık ve çeşitli sanat dalları ile ünlüydü. Roma döneminde büyük bir şehir olmuş ve Anadolu'nun önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir.

Aphrodisias'ın keşfi, şehirdeki birçok antik kalıntının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Kazılar sırasında tiyatro, stadyum, agora, tapınaklar, hamamlar, caddeler ve evler gibi birçok yapı gün yüzüne çıkarılmıştır. Ayrıca, Aphrodisias'ta bulunan heykeller, Anadolu'da bulunan en iyi örnekler arasında yer alır ve bugün hala dünyanın dört bir yanındaki müzelerde sergilenmektedir.

Aphrodisias'ta yapılan kazılar ve keşifler, tarihe ve kültürel mirasa olan ilginin artmasına katkıda bulunmuştur. Bu antik şehir, günümüzde turistlerin ziyaret ettiği önemli bir turistik bölge haline gelmiştir. Aphrodisias, Türkiye'de gezilecek yerler listesinde en üst sıralarda yer almaktadır.

Timgad

Cezayir'in kuzeyinde yer alan Timgad, Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir şehirdi. İmparator Trajan tarafından MS 100 yılında kurulan Timgad, zaman içinde gelişerek Akdeniz'in güneybatısındaki en önemli Roma kentlerinden biri haline geldi.

Timgad'ın keşfi, 19. yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşti. Cezayirli bir arkeolog olan Leon Cagnat, 1881 yılında bölgede yürüttüğü çalışmalar sonucu Timgad'ın kalıntılarını buldu. Kazılar, 1900'lü yılların başından beri devam ediyor.

Timgad'ın kalıntıları, 1982 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edildi. Kentin kapısı, tiyatrosu, hamamı, forumu, tapınağı, kilisesi ve evleri günümüze kadar ulaşan kalıntılar arasında yer alıyor. Tüm bu kalıntılar, Timgad'ın Roma döneminde ne kadar büyük ve gelişmiş bir kent olduğunu gözler önüne seriyor.

Timgad, şehir planlaması açısından oldukça ilginç bir yapıya sahipti. Şehrin merkezinde bulunan forum, iki ana caddeyi birleştiriyordu. Forumun çevresindeki binalar da şaşırtıcı bir şekilde simetrikti. Timgad'ın sokakları da oldukça düzenliydi ve şehirde su kanalları, çeşmeler ve banyolar gibi altyapı sistemleri bulunuyordu.

Toplamda yaklaşık 4.000 evi olan Timgad, Roma İmparatorluğu'nun en iyi korunmuş kentlerinden biri olarak biliniyor. Kent, günümüzde turistlerin ilgisini çekiyor ve ziyaretçiler, Timgad'ın surları ve devasa forumunda yürümekte, tiyatrosunda oturmaktan ve hatta hamamında yıkanmaktan keyif alıyorlar.

Jerash

Ürdün’de yer alan antik şehir Jerash, tarihi ve kültürel açıdan oldukça önemli bir bölgedir. Şehir, eski Roma İmparatorluğu döneminde inşa edilmiştir. Jerash'ın keşfi, birçok tarihi kalıntının gün yüzüne çıkmasını sağlamıştır. Bu kalıntılar, şehir hakkında bilinmeyen pek çok ayrıntının ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Jerash, Roma İmparatorluğu'nun Doğu eyaletlerinde yer alan önemli bir şehirdi ve birçok ticari yolu kontrol ediyordu. Şehir, birçok antik çağ yapılarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu yapılar arasında Artemis Tapınağı ve Oval Forum, en dikkat çekicileridir.

Jerash, günümüze kadar restore edilen en iyi antik şehirlerden biridir. Restorasyon işlemleri, ziyaretçilerin şehri ziyaret ettiklerinde antik Roma İmparatorluğu yaşam tarzı hakkında daha iyi bir fikir edinmelerini sağlar. Orijinal mozaikler, sütunlar ve tiyatro yapıları, ziyaretçilere bir zaman tünelinde yolculuk yapma fırsatı sunar. Şehrin tarihi önemi, her yıl binlerce turistin ziyaret etmesine neden olmaktadır.

Baelo Claudia

Baelo Claudia, İspanya'nın Endülüs bölgesinde bulunan bir antik kenttir. Bu antik kent, deniz kıyısında kurulmuş bir liman kenti olma özelliğine sahiptir ve Roma İmparatorluğu döneminde oldukça önemli bir merkezdi. Günümüze kadar kalıntıları başarıyla korunmuş olan Baelo Claudia, turistlerin ziyaret ettiği popüler bir yer haline gelmiştir.

Baelo Claudia'nın keşfi, 1917 yılında İspanyol arkeologların çalışmaları sonucu gerçekleşti. Yapılan çalışmalar sonucunda bölgede Roma, Fenike ve Cartagena dönemlerine ait kalıntılar ortaya çıkarıldı. Baelo Claudia'nın günümüze kadar kalan kalıntılarından bazıları Roma tiyatrosu, amfitiyatro, tahıl ambarları, tapınak, hamam, sütunlar, heykeller ve su sarnıçlarıdır. Benzersiz mimarisi ve tarihi açısından oldukça önemli bir yer olan Baelo Claudia, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilmiştir.

Birçok turist Baelo Claudia'yı ziyaret ederek antik döneme ait tarihi kalıntıları keşfetme fırsatını yakalıyor. Antik kentte ayrıca bir müze de yer almaktadır. Baelo Claudia ziyaretçilerine, antik Roma İmparatorluğu dönemine ait yaşam şekilleri ve mimari özellikleri hakkında bilgi sahibi olma fırsatı sunar. Ayrıca, antik kentin muhteşem manzarası da ziyaretçileri büyüler.

Baelo Claudia'ya Ulaşım
Antik kent, Cadiz'in 22 km kuzeyindeki Tarifa'ya yakın bir konuma sahiptir.
Özel araçla ulaşım mümkündür. Ayrıca, turistik turlarla da Baelo Claudia'ya gidilebilir.

Volubilis

Fas, Roma İmparatorluğu döneminde birçok önemli şehre ev sahipliği yaptı. Bu şehirlerden biri olan Volubilis, Fas'ın Meknes şehrinin güneybatısında yer almaktadır. Roma İmparatorluğu zamanında Tunus'tan gelen ticaret yolunun son durağı olan Volubilis, Roma İmparatorluğu'nun zenginliğini yansıtan bir kentti.

Volubilis'in keşfi, 1915 yılında Fransız arkeologlar tarafından yapılmıştır. Arkeolojik kazılar sonucu Volubilis şehrinin, Roma İmparatorluğu'nun gerileme döneminde (3. ve 4. yüzyıl) büyük bir depremle yıkıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle şehir, diğer Roma şehirleri gibi unutulup kalmıştır. Ancak, bugüne kadar kalan kalıntıları sayesinde günümüzde hala ziyaret edilmektedir.

Volubilis'te kazı yapılan alanda birçok tarihi yapı kalıntısı bulunmaktadır. Bunlar arasında antik tiyatro, bazilikalar, termal banyolar ve forum gibi önemli yapılar yer almaktadır.

Volubilis, Roma İmparatorluğu dönemine ait en iyi korunmuş antik şehirlerden biridir ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır. Bu nedenle, turistler tarafından oldukça popüler bir turistik mekandır. Volubilis'in kalıntıları, ziyaretçilere Roma İmparatorluğu'nun günümüze kadar ulaşan zenginliğini hala hissettirmektedir.

• Volubilis, Roma İmparatorluğu'nun Tunus'tan gelen ticaret yolu üzerindeki son durağıdır.
• Şehir, büyük bir deprem sonrası yıkılmış ve unutulup kalmıştır.
• Bugüne kadar kalan kalıntıları sayesinde günümüzde hala ziyaret edilebilmektedir.
• Volubilis, Roma İmparatorluğu dönemine ait en iyi korunmuş antik şehirlerden biridir ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır.