Yeni Medya Hukuku: Sosyal Medya Zincirleme Sorumlulukları kitabı, internet ve sosyal medya dünyasında doğru bir şekilde hareket etmek isteyenler için bir kılavuz niteliğinde Yazarlar, hukuki sorumlulukları nedeniyle daha önce sık sık cezai işlemlere maruz kalan sosyal medya kullanıcılarına rehberlik ediyor Kitap, Türkiye'deki yasal düzenlemeleri ve kamuoyunda sıklıkla gündeme gelen davalara da değiniyor Siz de sosyal medya kullanırken yasal sorumluluklarınızı bilmek istiyorsanız bu kitap tam size göre!

Yeni medya hukuku, internet ve sosyal medyanın düzenlenmesine yönelik hukuk dalıdır. Bu kapsamda, sosyal medya platformları ve kullanıcıların yer aldığı içerikler de hukuksal bir tartışma konusu olarak öne çıkmaktadır. Yeni medya hukukunun gündeme getirdiği konulardan biri de sosyal medya platformlarının zincirleme sorumluluğudur.

Zincirleme sorumluluk kavramı, bir sorumluluğun birçok farklı kişi ya da kuruluşa yansıtılabilmesi olarak tanımlanabilir. Sosyal medya platformları açısından ele alındığında, kullanıcıların paylaştığı içerikler nedeniyle platformların da sorumlu tutulma durumu söz konusu olabilir. Bu durum, bazı ülkelerde farklı yasal tartışmaların yaşanmasına yol açmaktadır.

Özellikle son yıllarda, sosyal medya platformları üzerinden yapılan paylaşımların toplumsal hayatta meydana getirdiği etki ve olumsuz sonuçlar, zincirleme sorumluluk konusunu daha da ön plana çıkarmaktadır. Bu nedenle, uluslararası ölçekte de gündemde olan zincirleme sorumluluk kavramı, yeni medya hukuku bağlamında daha da önem kazanmaktadır.

Yeni Medya Hukuku

Yeni medya hukuku, dijital dünya ve sosyal medya platformları gibi yeni teknolojik gelişmelerin yarattığı sorunların çözülmesine yönelik bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, özellikle kullanıcıların kişisel verilerinin korunması ve çevrimiçi suçların önlenmesi konusunda önem taşımaktadır.

Bununla birlikte, son yıllarda sosyal medya platformlarındaki içeriklerin yayınlanması ve paylaşılması nedeniyle ortaya çıkan sorunlar, yeni medya hukukunun da gündemine oturmuştur. Sosyal medya platformları, kullanıcıların paylaştığı içerikler nedeniyle sorumlu tutulabilir mi? Bu konuda mevcut hukuki düzenlemeler yetersiz mi? Bu sorular, yeni medya hukuku alanında araştırmalara konu olmuştur.

Yeni medya hukuku, internet ve sosyal medyanın düzenlenmesine yönelik hukuk dalı olarak önem kazanmaya devam ederken, sosyal medya platformlarının zincirleme sorumluluğu gibi konular gündemi meşgul etmektedir. İçerik sağlayıcılar ve aracı hizmet sağlayıcılar arasındaki farklılıkların netleştirilmesi ve sosyal medya platformlarına getirilen düzenlemelerin incelenmesi, yeni medya hukuku çalışmalarının odak noktalarından biridir.

Sosyal Medya Platformlarının Zincirleme Sorumluluğu

Sosyal medya platformları, kullanıcıların paylaştığı içerikler nedeniyle bir zincirleme sorumluluk taşıyabilir. Bu sorumluluk, kullanıcıların paylaştığı şiddet içerikleri, nefret söylemleri veya yanıltıcı bilgiler nedeniyle ortaya çıkabilir.

Bununla birlikte, sosyal medya platformları genellikle aracı hizmet sağlayıcısı olarak kabul edilir ve kullanıcıların paylaşımlarından doğrudan sorumlu tutulmazlar. Ancak, bazı durumlarda, platformların belirli içerikleri kaldırmaması veya denetlememesi nedeniyle sorumlulukları tartışmalı hale gelebilir.

Türkiye'de, sosyal medya düzenlemeleriyle birlikte platformların zincirleme sorumluluğu konusu yeniden gündeme gelmiştir. Yeni düzenlemelere göre, sosyal medya platformları belirli şartları yerine getirmezse, kapatılma tehdidiyle karşı karşıya kalabilirler.

İçerik Sağlayıcılar ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar

Yeni medya hukuku ile birlikte, sosyal medya platformlarının tartışmalı zincirleme sorumluluğu konusu gündeme gelmiştir. Bu sorunun çözümünde, içerik sağlayıcılar ve aracı hizmet sağlayıcılar arasındaki fark önem taşımaktadır.

İçerik Sağlayıcılar: İçerik sağlayıcılar, kullanıcıların paylaştığı içeriklerden doğrudan sorumlu olan platformlardır. Bu nedenle, içeriklerin herhangi bir yasal veya etik noktada uygunsuzluğu halinde doğrudan sorumlu tutulabilirler. İçerik sağlayıcılar, kullanıcıların paylaştığı içeriği değiştirme, kaldırma ya da düzenleme hakkına sahiptirler.

Aracı Hizmet Sağlayıcılar: Aracı hizmet sağlayıcıları ise kullanıcıların paylaştığı içerikleri sadece iletmekte sorumlu olan platformlardır. Bu nedenle, aracı hizmet sağlayıcıları içeriklerin yasal ya da etik uygunluğunu sağlamakla yükümlü değillerdir. Ancak, aracı hizmet sağlayıcıları yine de içeriklerin uygunluğunu sağlamak adına kendilerine yöneltilen şikayetleri değerlendirmekle yükümlüdürler.

Bu farklı sorumluluk alanları çerçevesinde, içerik sağlayıcılar ve aracı hizmet sağlayıcılar arasındaki farklılıklar önem taşımaktadır. Her bir platform, hangi sorumluluk alanına girdiğini net bir şekilde belirlemeli ve bu alanlara uygun şekilde hareket etmelidir.

İçerik Sağlayıcılar

İçerik sağlayıcılar, sosyal medya platformlarının paylaşımları doğrudan kontrol ettiği ve kendi içeriklerini de oluşturduğu platformlardır. Bu nedenle, kullanıcılar tarafından yapılan herhangi bir paylaşım veya yayın ile doğrudan sorumlu tutulurlar. İçerik sağlayıcılar, yayınlanan içeriğin telif hakları, yasal veya etik uygunluğu gibi konularda da sorumlu tutulabilirler. Bu nedenle, bu platformlar içerik yönetimi konusunda oldukça dikkatli olmak zorundadırlar.

İçerik sağlayıcılar kendi içeriklerini oluşturmalarının yanı sıra, diğer kullanıcıların paylaşımlarını da barındıran bir platformdur. Dolayısıyla, kullanıcıların paylaşımları ile ilgili herhangi bir ihlal durumunda sosyal medya platformları doğrudan bu içeriklerden sorumlu tutulabilmektedir. İçerik sağlayıcılar, diğer kullanıcıların paylaşımını onaylama veya reddetme hakkına sahip olsalar da, kullanıcıların yüklediği herhangi bir içerik için doğrudan sorumlu tutulabilirler.

Aracı Hizmet Sağlayıcılar

Aracı hizmet sağlayıcılar, kullanıcılardan gelen verileri iletmekle sorumlu olduğundan, içerikleri kontrol etmek için herhangi bir yükümlülükleri yoktur. Bu nedenle, kullanıcıların paylaşımlarından doğan hukuki sorumluluklar tamamen kullanıcılara aittir.

Bununla birlikte, aracı hizmet sağlayıcılar, içeriklerin yasadışı olduğunu bildikleri takdirde, bu içerikleri kaldırmakla yükümlüdür. Ayrıca, içeriğin yasadışı olduğunu bildirmedikleri takdirde de sorumlulukları olabilir.

Örneğin, bir aracı hizmet sağlayıcısı, kullanıcılar arasında yapılan bir satış işleminin ödeme ayrıntılarını iletmekle sorumlu olabilir, ancak bu işlemin yasadışı olduğunu bilerek işleme izin veremez. Bu durumda, platform yasadışı işlem için de sorumlu tutulabilir.

Zincirleme Sorumluluğun Sınırı

Sosyal medya platformları, kullanıcıların paylaşımlarından dolayı sorumlu tutulabilecekleri zincirleme sorumluluk tartışmasıyla sıkça gündeme gelmektedir. Ancak bu sorumlulukların sınırı nerede başlar ve nerede biter?

Bu konuda genel olarak kabul edilen sınır, içerik sağlayıcılara ait olan son karar sürecidir. Yani, içeriklerin kontrolünü sağlayıcılar elinde bulundurur ve paylaşımların ne şekilde yönetileceği konusunda son sözü onlar söyler. Aracı hizmet sağlayıcılar ise sadece içeriği iletmekle sorumlu olduklarından, bazı durumlarda zincirleme sorumlulukları sona ermektedir.

Bu durumlar şöyle açıklanabilir: Bir içerik sağlayıcı, kullanıcının paylaştığı bir içeriğin yasal olarak suç teşkil ettiğini gözlemlediğinde, içeriği kaldırmak için harekete geçmek zorundadır. Ancak içeriğin yayılması esnasında aracı hizmet sağlayıcılar tarafından paylaşıldığı durumlarda, zincirleme sorumluluk üzerine düşen görev zayıflar. Bu nedenle daha önceden yayılmış olan bu içeriklere karşı herhangi bir sorumlulukları olmayabilir.

Türkiye'de Durum

Türkiye'de, sosyal medya platformları son dönemde hızlı bir şekilde büyümüştür. Ancak, bu durum bazı sorunların da ortaya çıkmasına neden olmuştur. Özellikle son dönemde sosyal medya platformlarına getirilen yeni düzenlemeler, zincirleme sorumluluk konusunu da etkilemektedir.

Türkiye BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) tarafından getirilen düzenlemeler, çevrimiçi platformların içeriklere erişimdeki müdahale kontrolleri, şeffaflık, açıklık ve de kullanıcı güvenliği ile ilgilidir. Bu düzenlemeler, sosyal medya platformlarının içeriklere ilişkin sorumluluklarını da değiştirebilir.

• Birincisi, sosyal medya platformları artık kullanıcılar tarafından paylaşılan içeriklerden doğrudan sorumlu tutulabilecektir. Bu, söz konusu platformların, kullanıcının paylaşımı ile ilgili olarak gerekli önlemleri almalarını gerektirecektir.
• İkinci olarak, söz konusu düzenlemeler, bir tür "kısıtlama" türü de getirmiştir. Bu kısıtlamalar, belirli bir sayıda takipçisi olan sosyal medya hesaplarının dahil edilmesini gerektirir. Bu hesaplara günlük paylaşılan içerikleri inceleme, kesmek ve silme yetkileri verilecektir.

COVID-19 pandemisiyle birlikte sosyal medya kullanımı daha da artmıştır ve bu da Türkiye'de çevrimiçi aktivitelerde bir artışa neden olmuştur. Bu nedenle olası bir kısıtlama veya engelleme endişesiyle birlikte, sosyal medya platformları, Türkiye'deki kullanıcılarını daha çok düşünmek zorunda kalıyor.

Her ne olursa olsun, Türkiye'deki sosyal medya platformlarına getirilen yeni düzenlemeler, platformlara farklı bir sorumluluk yüklemektedir. Bu nedenle, sosyal medya platformları bu yeni kurallara uygun olmaları adına, özellikle içerik denetimi konusunda daha fazla çaba sarf etmek zorunda kalacaklardır.

2020'de Kabul Edilen Sosyal Medya Düzenlemeleri

2020 yılında Türkiye'de kabul edilen sosyal medya düzenlemeleri, yabancı sosyal medya platformlarına yönelik olarak yapılmıştır. Bu düzenlemeler, sosyal medya platformlarının Türkiye'de temsilcilik açarak yasal sorumluluklarını yerine getirmeleri veya yerli bir şirket ile ortaklık kurmaları gerektiğini belirtmektedir.

Ayrıca, sosyal medya platformlarının kullanıcı verilerinin Türkiye'de depolanması zorunluluğu getirilmiştir. Böylece, Türkiye'deki kullanıcı verilerinin yurtdışına çıkması engellenirken, ülke içindeki veri güvenliği de arttırılmaktadır.

Düzenleme İçeriği	Detayları
Sosyal Medya Yasası	Yabancı sosyal medya platformlarının Türkiye'de temsilcilik açması gerekliliğini belirler.
Veri Depolama Zorunluluğu	Sosyal medya platformlarının Türkiye'deki kullanıcı verilerini yerli sunucularda depolaması zorunludur.
Silme ve Engelleme Yetkisi	Kullanıcılar tarafından yayınlanan içeriklerin, mahkeme kararı ile silinmesi ve engelleme yetkisi getirilmiştir.

Bu düzenlemeler, Türkiye'deki sosyal medya platformları üzerinde de etkili olmuştur. Platformların, yasal sorumluluklarını ve kullanıcı verilerinin güvenliğini sağlamak için gerekli düzenlemeleri yapmaları gerekmektedir. Aksi halde, platformlar Türkiye'de hizmet vermeyi sürdürememe veya cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecektir.

Kapanma Tehdidi ve Yerli Veri Depolama Zorunluluğu

Türkiye'deki sosyal medya platformları, yerli veri depolama zorunluluğunu yerine getirmezlerse kapanma tehdidi ile karşı karşıya kalabilirler. 1 Ekim 2020 tarihinden itibaren yürürlüğe giren yeni sosyal medya düzenlemeleri kapsamında, yerli temsilci atama ve Türkiye'de veri saklama zorunluluğu getirilmiştir. Sosyal medya platformlarına bu yükümlülükleri yerine getirmezlerse, Türkiye'deki erişimleri kısıtlanabilir ve hatta kapatılabilir.

Bunun yanı sıra, yerli veri depolama zorunluluğunu yerine getirmeyen sosyal medya platformlarına milyonlarca lira para cezası verilebilir. Öte yandan, Türkiye'deki sosyal medya platformlarının yerel düzenlemelere uyum sağlamaları, kullanıcı verilerinin korunması açısından da önemlidir. Verilerin yurt dışında saklanması, kullanıcı gizliliği ve güvenliği açısından riskler barındırmaktadır.

Bu nedenle, sosyal medya platformlarının Türkiye'deki yerli veri depolama zorunluluğunu yerine getirmesi ve Türkiye hukukuna uyumlu hizmet sunması gerekmektedir. Böylece, platformların Türkiye'deki faaliyetlerinin sürdürülebilirliği sağlanabilir ve kullanıcıların verileri güvenli bir şekilde saklanabilir.

Çözüm Önerileri

Sosyal medya platformlarının zincirleme sorumluluğu konusu oldukça tartışmalı bir konudur. Ancak bu sorunların çözülebilmesi için bazı öneriler sunulmaktadır:

• Açık İçerik Politikaları: Platformlar, kullanıcılara açık içerik politikaları sunarak, hangi içeriklerin kabul edilebilir olduğunu ve hangilerinin kabul edilemez olduğunu netleştirebilirler. Bu, platformların sorumluluklarını anlamalarına ve kullanıcılara doğru yönlendirme yapmalarına yardımcı olacaktır.
• İşbirliği ve Denetim: Sosyal medya platformları, ülkelerin yönetimleri ile işbirliği yaparak içerik denetimlerini arttırabilirler. Platformlar, içerikleri denetleyip, olası hukuki sorunların önüne geçebilirler.
• Kullanıcı Eğitimi: Kullanıcılar, sosyal medya platformlarında paylaştıkları içeriklerin sorumluluğunu anlamalıdırlar. Platformlar kullanıcılara içerik paylaşımı konusunda bilinçlendirme yaparak sorumluluk anlayışlarını arttırabilirler.

Bu öneriler, sosyal medya platformlarının zincirleme sorumluluğu konusunda çözüm yolları sunmaktadır. Ancak, bu sorunun tamamen çözüme kavuşması için daha detaylı bir çalışma yapılması gerekmektedir. Yapılacak düzenlemelerle hem sosyal medya platformlarının hem de kullanıcıların sorumluluklarının netleştirilmesi sağlanabilir. Bu sayede, sosyal medya platformları güvenli ve sorumlu bir şekilde kullanıcıların hizmetine sunulabilir.

Açık İçerik Politikaları

Sosyal medya platformlarında açık içerik politikaları, platformların sorumluluklarını netleştirmeye yardımcı olabilecek bir çözüm önerisidir. Bu politikalar, platformların kullanıcıların paylaşımlarını nasıl yöneteceğini ve içeriklerin nasıl denetleneceğini açık bir şekilde belirlemesini sağlar. Bunun yanı sıra, bu politikalar, kullanıcıların da ne tür içeriklerin paylaşılmasına izin verileceğini bilmesini ve platforma uygun şekilde içeriklerini yönetmesini sağlar.

Bu politikalar, çeşitli kategorilere ayrılabilecek içeriklerin hangi kategorilere girip girmediğini de belirleyebilir. Örneğin, nefret söylemi içeren içeriklerin kategorisini açıkça belirleyerek, bu tür içeriklerin sosyal medya platformunda paylaşılmasının önüne geçebilirler. Ayrıca, zararlı içeriklere karşı önceden tedbir alınarak kullanıcıları koruma altına almak da mümkün olabilir.

Bununla birlikte, açık içerik politikalarının başarılı olabilmesi için, şeffaf bir şekilde belirlenmesi ve tüm kullanıcılara açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Bu politikaların belirlenmesinde kullanıcıların da görüşleri dikkate alınmalıdır. Aksi takdirde, kullanıcılar platformların içeriklerini nasıl yönettiğini anlamayabilirler ve platformlara karşı güven kaybedebilirler.

Açık içerik politikaları, sosyal medya platformlarının sorumluluk sınırlarını netleştirmeye ve kullanıcıların güvenliğini sağlamaya yardımcı bir çözüm önerisidir. Ancak, bu politikaların başarılı olabilmesi için şeffaf bir şekilde belirlenmeleri ve tüm kullanıcılara açıkça belirtilmeleri gerekmektedir.

İşbirliği ve Denetim

Sosyal medya platformları, içeriklerin denetlenmesi konusunda devletlerle işbirliği yaparak sorumluluklarını yerine getirebilirler. Bu işbirliği sayesinde içeriklerin hukuka uygun olduğu ve topluma zarar verici nitelikte olmadığına dair denetimler sağlanabilir.

Ayrıca, sosyal medya platformlarına devlet tarafından verilecek belirli kriterler ve düzenlemelerle platformların denetimi arttırılabilir. Böylece kullanıcıların şikayet ettiği içeriklerin daha hızlı bir şekilde incelenmesi ve gerekli yaptırımların uygulanması sağlanabilir.

Devletlerin bu denetleme konusunda daha da aktif olması, özellikle suça teşvik ve toplumda şiddet unsuru barındıran içeriklerin yayılmasının önüne geçilmesinde önemli bir rol oynayacaktır.

İşbirliği ve denetim sayesinde sosyal medya platformları, tüm kullanıcılarının güvenliği ve toplumun çıkarları doğrultusunda hareket etmiş olacaklardır.

Kullanıcı Eğitimi

Kullanıcı eğitimi, sosyal medya zincirleme sorumluluğu konusunda atılabilecek önemli bir adımdır. Kullanıcıların içerik paylaşırken sorumlu davranmaları için bilgilendirilmesi ve eğitilmesi gerekmektedir.

Bu eğitimler, platformlar tarafından verilebileceği gibi, sivil toplum örgütleri, medya ve eğitim kurumları tarafından da sağlanabilir. Eğitimlerde, kullanıcıların hangi içerik türlerinin paylaşılması gerektiği, yanıltıcı veya zararlı içeriklerin nasıl tespit edilebileceği ve uygun şekilde raporlanabileceği gibi konular ele alınabilir.

Bunun yanı sıra, kullanıcılara paylaşımları konusunda sorumluluk bilincini arttırmak için bilgilendirici kampanyalar ve materyaller yayınlanabilir. Örneğin, bir hashtag kampanyası aracılığıyla kullanıcılara sağlıklı ve doğru bilgi paylaşımı konusunda farkındalık yaratılabilir.

Kısacası, kullanıcı eğitimi sosyal medya platformlarının zincirleme sorumluluğu konusunda önemli bir çözüm önerisidir. Ancak, bunun yanı sıra platformların da içerik politikalarını netleştirmesi ve işbirliği yaparak içerik denetimini arttırması gerekmektedir.