Yabancı ülkede kurulan şirketler Türkiye'de vergi sisteminin nasıl işlediğini öğrenmek istiyor musunuz? Vergi durumlarınıza dair tüm detayları keşfedin ve avantajlı vergi uygulamalarından faydalanın Konuya dair detaylı içeriklerimiz için sitemize göz atın

Yabancı bir ülkede kurulu bir şirketin Türkiye'de vergilendirilmesine ilişkin Türkiye vergi sistemi kanunlarında belirli düzenlemeler bulunmaktadır. Uluslararası yatırımcılar, Türkiye'de işletme kurmaya karar vermeden önce Türkiye vergi kanununa göre vergi yapısını dikkatlice incelemelidirler.

Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı bir şirket, Türkiye'deki vergi mevzuatına tabi olabilir. Kurumlar vergisi, gelir vergisi, fonlar, KDV ve diğer vergiler, işletmenin Türkiye'deki faaliyetlerine, karına ya da kaynaklarına bağlı olarak uygulanabilir. Türkiye'de şirket kuruluşu yabancı yatırımcılar için cazip bir seçenek olabilir, çünkü Türkiye'deki vergi oranları farklı sektörlere göre değişkenlik gösterir. Vergi avantajları göz önüne alındığında, Türkiye'deki şirket kurulumu yabancı şirketler için oldukça karlı bir yatırım olabilir.

Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı bir şirketin ödemesi gereken vergiler arasında kurumlar vergisi, KDV ve diğer vergiler yer almaktadır. Kurumlar vergisi oranları genel olarak Türkiye'de faaliyet gösteren şirketler için yüzde 22 olarak belirlenmiştir. Ancak bazı istisnalar ve farklı sektörlerde vergi oranı değişkenlik gösterebilir.

Bununla birlikte, yabancı bir şirketin Türkiye'de yürüttüğü işlemlerde stopaj yapılabilir. Belli bir oranda kesilen stopaj, işlem fiyatının tamamı üzerinden alınır ve Yabancı şirketler, Türkiye'de yapacakları işlemlerde ücretlerini ödeme sırasında stopaj yoluyla vergilendirirler.

Yabancı bir şirketin Türkiye'deki faaliyetleri nedeniyle katma değer vergisi (KDV) ödemesi gerekip gerekmediği, şirketin faaliyetlerine göre değişkenlik gösterir. Türkiye'deki işlemlerinin ağırlıklı olarak mal teslimi ise, yabancı şirketler Türkiye'de KDV ödeme yükümlülüğüne sahip olurlar.

Türk vergi sisteminde protokol imzalanmış birçok ülke bulunmaktadır. Eğer yabancı bir şirket, Türkiye dışında bir ülkede ikamet ediyorsa ve Türkiye'de işlem yapıyorsa, çifte vergilendirmeyi önlemek için Türk hükümeti ile imzalanmış olan vergi anlaşmalarından yararlanabilir.

Türkiye'de Şirket Kurmak

Türkiye son yıllarda hızlı bir şekilde gelişen ekonomisi ile yatırımcılar için cazip bir ülke haline gelmiştir. Türkiye'de bir şirket kurmak, birçok avantaj sağlamaktadır.

• Türkiye'nin stratejik konumu, Ortadoğu, Avrupa ve Asya arasındaki uygun konumu sebebiyle, birçok iş fırsatı sunar.
• Türkiye, müteşebbisler için oldukça düşük bir işletme maliyeti sunar. İşletme giderleri, üretim, işçilik ve malzeme maliyetleri diğer ülkelerin çoğundan daha ucuzdur.
• Türkiye'de kurulan şirketler, küresel piyasalara erişim için avantajlı bir konumdadır. Gümrük birliği anlaşmaları sayesinde, Türkiye'den Avrupa Birliği ve Orta Doğu ülkelerine ihracat yapmak oldukça kolaydır.
• Türkiye, yerli ve yabancı yatırımcılara destek sağlayan çok sayıda teşvik politikasına sahiptir. Bu, işletmenin büyümesine yardımcı olmak için finansal ve vergisel kolaylıklar sağlar.
• Türkiye'de şirket kurmak, yabancı yatırımcılar için sınırsız şirket sahipliği imkanı sağlar. Ayrıca şirketler, Türkiye'de bir vergi kimlik numarası alarak her türlü işlem için yasal olarak faaliyet gösterebilir.

Her ne kadar Türkiye'de şirket kurmak birçok avantaj sağlasa da, bazı dezavantajları da vardır:

• Şirket kurmak için gerekli olan belgeleri almak zaman alabilir ve bazen karmaşık olabilir.
• Belirli sektörlerde yasal düzenlemeler oldukça katıdır. Örneğin, ilaç, finansal hizmetler, enerji ve telekomünikasyon sektörlerinde yabancı şirketlerin faaliyet göstermesi oldukça sınırlıdır.
• Vergilendirme sistemlerindeki farklılıklar, bazı yatırımcılar için yapılması zor bir işlem yapabilir.
• Kullanılacak iş dili Türkçe'dir. Yatırımcının Türkçe bilmiyor ya da yetersizse, bu süreçte zorluklar yaşaması mümkündür.

Özetlemek gerekirse, Türkiye'de şirket kurmak, iş yapmak isteyen yabancı yatırımcılar için birçok avantaj sunar. Şirket kurma işlemleri diğer ülkelere kıyasla daha kolay ve ucuzdur. Ancak, yasal prosedürler ve vergilendirme sistemlerindeki farklılıklar gibi bazı dezavantajları da vardır. Sonuç olarak, yatırımcılar, iyi bir araştırma yaparak ve profesyonel yardım alarak, Türkiye'de başarılı bir şekilde bir şirket kurabilirler.

Vergi Yükümlülükleri

Yabancı bir ülkede kurulu bir şirketin Türkiye'de vergi yükümlülükleri hakkında bilgi sahibi olmak oldukça önemlidir. Türkiye'deki vergi mevzuatına göre, yabancı ülkelerde kurulmuş şirketlerin Türkiye'de vergi mükellefi olup olmayacaklarına dair çeşitli kriterler bulunmaktadır. Bu kriterler arasında şirketin Türkiye'deki faaliyetleri, iş hacmi ve gelir düzeyi gibi faktörler yer almaktadır.

Öncelikle, yabancı bir şirketin Türkiye'de kurulu olmaması durumunda ancak Türkiye'de faaliyet göstermesi halinde vergi mükellefi olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, Türkiye'de bir ofis veya şube açması halinde vergi mükellefi olmaları zorunludur. Ayrıca, Türkiye'de bir şirket kurmak isteyen yabancı yatırımcıların ilgili vergi kanunlarına uygun olarak hizmet ve mal sunmaları halinde yine vergi mükellefiyetleri söz konusu olacaktır.

Bununla birlikte, Türkiye'deki vergi mevzuatına göre, yabancı bir şirketin Türkiye'de vergi mükellefi olup olmayacağını belirleyecek en önemli kriter, Türkiye'de gerçekleştirdiği işlemlerin niteliği ve miktarıdır. Söz konusu işlemler, Türkiye'deki gelir vergisi ile kurumlar vergisinden stopaj, özel tüketim vergisi, katma değer vergisi gibi bir dizi vergiye tabi olabilmektedir.

Yabancı bir şirketin Türkiye'de faaliyet göstermesi durumunda, ödemesi gereken vergi türleri arasında kurumlar vergisi önemli bir yer tutmaktadır. Bu vergi, şirketlerin elde ettiği brüt kârdan hesaplanmakta olup, Türkiye'de faaliyet gösteren tüm şirketler gibi yabancı şirketler de kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır. Ayrıca, yabancı şirketlerin Türkiye'deki işlemlerinden kaynaklanan ödemelerde, Türkiye'deki stopaj oranlarına tabi tutulmaları zorunludur.

Kısacası, yabancı şirketlerin Türkiye'deki faaliyetlerine göre vergi yükümlülükleri belirlenmektedir. Türkiye'deki vergi mevzuatına uygun olarak hareket etmek, yabancı şirketlerin sorunsuz bir şekilde Türkiye'de faaliyet göstermelerini sağlayabilir.

Kurumlar Vergisi

Kurumlar vergisi, Türkiye'de faaliyet gösteren tüm şirketler için önemli bir vergidir. Yabancı bir ülkede kurulu bir şirketin Türkiye'de kurumlar vergisine tabi tutulup tutulmayacağı konusu ise oldukça önemlidir. Eğer yabancı şirket Türkiye'de düzenli olarak faaliyet gösteriyorsa, yani "kısmi mükellef" statüsüne sahipse, Türkiye'deki kazançları için kurumlar vergisi ödemek zorundadır.

Ancak yabancı şirketin Türkiye'deki faaliyetleri sınırlı veya ara sıra gerçekleşiyorsa, yani "tam mükellef" olarak değerlendiriliyorsa, sadece Türkiye'ye özgü faaliyetlerinden elde edilen kazançlar üzerinden vergi ödemekle yükümlüdür. Bu durumda, yabancı şirketin Türkiye'deki kazançları Türkiye'de vergilendirilmez.

Kurumlar vergisi oranları ise, yabancı şirketler için de geçerlidir. Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı şirketlerin, elde ettikleri kazanca göre farklı kurumlar vergisi oranları ödemeleri gerekebilir. Örneğin, 2019 yılında elde edilen kazanca göre, %22'ye kadar kurumlar vergisi ödenebilir.

Ayrıca yabancı şirketler, Türkiye'de faaliyet gösterirken Türk şirketleriyle iş yapabilirler. Bu durumda, yabancı şirketin Türkiye'de yaptığı işlemlerden kaynaklanan kazancın bir kısmı için Türk şirketi tarafından stopaj yapılabilir. Stopaj oranları, hangi işlemlerin yapılacağına ve hangi sektörde faaliyet gösterildiğine göre değişebilir.

Sonuç olarak, yabancı bir şirketin Türkiye'de kurumlar vergisine tabi tutulup tutulmayacağı, şirketin Türkiye'deki faaliyetlerine bağlıdır. Eğer şirket Türkiye'de düzenli olarak faaliyet gösteriyorsa, kurumlar vergisi ödemek zorundadır. Ancak sınırlı veya ara sıra faaliyetleri varsa, sadece Türkiye'ye özgü faaliyetlerinden elde edilen kazançlar üzerinden vergi ödemekle yükümlüdür.

Kurumlar Vergisi Oranları

Kurumlar vergisi, Türkiye'de faaliyet gösteren tüm şirketlerin ödemesi gereken bir tür vergidir. Yabancı bir şirket de Türkiye'deki faaliyetleri nedeniyle kurumlar vergisine tabi olabilir. Bu durumda yabancı şirketin ödeyeceği kurumlar vergisi oranları ve vergi dilimleri nelerdir?

Genel olarak, yabancı şirketlerin Türkiye'de ödeyecekleri kurumlar vergisi oranı %22'dir. Ancak vergi dilimleri ve oranları, şirketin Türkiye'deki faaliyetlerinin türüne ve miktarına göre değişebilir. Şirketin cirosu ne kadar yüksekse, ödeyeceği kurumlar vergisi de o kadar artar.

Aşağıdaki tablo, yabancı şirketlerin Türkiye'deki faaliyetlerine göre ödeyecekleri kurumlar vergisi dilimlerini göstermektedir.

Toplam Gelir Miktarı	Vergi Oranı
0-1.280.000 TL	%20
1.280.001 - 9.000.000 TL	%22
9.000.001 - 200.000.000 TL	%25
>200.000.000 TL	%22

Bu tabloya göre, 0-1.280.000 TL arasında geliri olan bir yabancı şirketin ödeyeceği kurumlar vergisi oranı %20 olacaktır. Ancak 1.280.001 TL'den fazla geliri olan bir yabancı şirketin ödeyeceği kurumlar vergisi oranı %22'ye yükselir.

Yabancı bir şirketin Türkiye'de ödeyeceği kurumlar vergisi oranlarına ek olarak, şirketin Türkiye'deki faaliyetlerinden kaynaklanan diğer vergi yükümlülükleri de olabilir. Bu nedenle, bir yabancı şirket Türkiye'de faaliyet gösterirken, vergi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirerek, vergi mevzuatına uygun davranarak faaliyetlerini sürdürmesi önemlidir.

Stopaj

Yabancı bir şirketin Türkiye'deki işlemleri sırasında ödemesi gereken stopaj oranları bulunmaktadır. Stopaj bedeli, vergi matrahından yapılan kesinti olarak tanımlanabilir. Bu bedeller, genellikle belirli hizmet ve ürünler için uygulanır.

Türkiye'de yabancı bir şirket, Türk vatandaşı veya Türkiye'de yerleşik bir mükellef ile gerçekleştirdiği işlemlerden dolayı stopaj ödemekle yükümlüdür. Stopaj oranları, işlem türüne bağlı olarak değişiklik göstermekle birlikte belirli bir oranı bulunmaktadır.

Örneğin, Türkiye'de kurulan bir yabancı şirketin çalışanlarına yapılan ödemelerde %15 oranında stopaj uygulanırken, Türkiye'deki reklam faaliyetleri için uygulanan stopaj oranı %18'dir. Ayrıca, Türkiye'de vergi mükellefi olmayan yabancı şirketler ile gerçekleştirilen reklam hizmetlerinde %20 oranında stopaj uygulanmaktadır.

Yabancı şirketlerin Türkiye'deki faaliyetleri sırasında ödemesi gereken stopaj oranları, Türkiye'deki vergi yükümlülükleri arasında yer almaktadır. Bu nedenle, yabancı şirketlerin Türkiye'de işlem yaparken stopaj oranlarını dikkate almaları ve gerekli ödemeleri yapmaları gerekmektedir.

Katma Değer Vergisi

Türkiye'de faaliyet gösteren tüm şirketler, yasal düzenlemeler gereği katma değer vergisine tabi tutulurlar. Yabancı ülkede kurulu bir şirketin Türkiye'deki faaliyetleri nedeniyle Türkiye'de vergi ödeyip ödemeyeceği ise faaliyetlerinin niteliğine ve Türk vergi mevzuatına uyumuna göre değişebilir.

Örneğin, yabancı bir şirket Türkiye'de mal veya hizmet satarak gelir elde ediyorsa, satışlardan elde ettiği kazançlar üzerinden katma değer vergisi ödemekle yükümlüdür. Aynı şekilde, Türkiye'de bir mülk satın alan yabancı şirket de bu işlem sonucu ödemesi gereken katma değer vergisini ödemek zorundadır.

Bununla birlikte, yabancı bir şirket Türkiye'deki faaliyetleri kapsamında mal ithal ediyor ve ithal ettiği malları Türkiye'deki müşterilerine satıyorsa, ithalat işlemi sırasında ödediği katma değer vergisini satışlardan elde ettiği kazancın üzerinden düşebilmektedir.

Bu örneklerin yanı sıra, yabancı bir şirketin Türkiye'deki faaliyetleri ve vergi yükümlülükleri hakkında daha detaylı bilgi edinmek için şirketin faaliyetlerinin niteliğine göre vergi danışmanlarından yardım almak faydalı olacaktır.

Vergi Uyuşmazlıkları

Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı şirketler, vergi konularında çeşitli uyuşmazlık durumları ile karşılaşabilirler. Vergi uyuşmazlıkları, genellikle vergi beyannamelerinin yanlış veya eksik doldurulması, beyan edilen vergi oranlarının yanlış hesaplanması veya yabancı şirketlerin Türkiye'de ödeme yükümlülüklerinin yanlışlığı gibi nedenlerle ortaya çıkabilir.

Yabancı şirketler, vergi uyuşmazlıklarını çözmek için öncelikle Türkiye'deki vergi kanunları hakkında bilgi sahibi olmalıdırlar. Ayrıca, bir vergi uzmanıyla işbirliği yaparak, beyanname, vergi oranları ve ödeme yükümlülükleri konusunda doğru ve eksiksiz bilgilere sahip olmalıdırlar.

Eğer yabancı bir şirket Türkiye'de vergi uyuşmazlığı yaşıyorsa, öncelikle resmi yazışmalar için bir mükellef temsilcisi tayin etmelidir. Dava dosyasının incelemesi, beyana dair bilgilerin incelenmesi ve beyana ilişkin raporların hazırlanması aşamasında mükellef temsilcisinin işlevi oldukça önemlidir.

Eğer vergi uyuşmazlığı çözülemiyor veya yabancı şirket, idarenin vergi incelemesi hakkındaki kararını kabul etmiyorsa, itiraz sürecine girebilir. Bu aşamada, itirazın yazılı olarak bildirilmesi, kanıtların sunulması, başvuru ücretinin yatırılması ve itirazın usulüne uygun olması gerekmektedir.

Bu aşamaların ardından, yabancı şirketin vergi idari yargı sürecinde haklarını koruyabilmesi için, bir hukuk danışmanı ile çalışması önerilmektedir. Vergi idari yargı sürecinde, yargıya açılmadan önce, uzlaşma komisyonuna başvurulabileceği gibi, dava açma yoluna da gidilebilir.

Özetlemek gerekirse, yabancı şirketler Türkiye'de vergi uyuşmazlığı yaşamaları halinde, doğru ve eksiksiz bilgilere sahip olmalı, mükellef temsilcisi tayin etmeli, itiraz sürecine uygun hareket etmeli ve son olarak bir hukuk danışmanı ile çalışarak yargı sürecinde haklarını korumalıdırlar.

Vergi Denetimleri

Vergi denetimleri, ülkemizde yerleşik şirketler kadar yabancı ülkelerde yerleşik şirketleri de ilgilendirmektedir. Vergi denetimleri, yabancı ülkede kurulmuş bir şirketi Türkiye'de vergi ödemeye mecbur hale getirebilir.

Yabancı bir şirket, atılacak bazı adımlar sayesinde vergi denetimlerine hazırlıklı olabilir. İlk olarak, şirketlerin herhangi bir kanuna uymaya İtiraz etmesine izin vermek yerine, kanunların yerine getirilmesiyle ilgili en güncel bilgilere sahip olunması gerekmektedir.

Güncel bilgilerin elde edilmesinden sonra, bir vergi danışmanı kullanmak yararlı olabilir. Yabancı şirketlerin, Türk vergi kanunlarını ve uygulamalarını anlamasına yardımcı olabilecek ve vergi denetimleri sırasında yabancı şirketleri yönlendirebilecek bir vergi danışmanına başvurma fikri oldukça önemlidir.

Bir vergi danışmanı, ayrıca şirketin vergi beyannamelerini düzenlemede yardımcı olabilir ve yabancı şirketin vergi yasalarına uygunluğunu sağlamak için gerekli prosedürleri takip edebilir. Daha ötesi, vergi denetimleri sırasında şirketi temsil edebilir ve şirket için en iyi sonucu sağlamak için uğraşabilir.

Sonuç olarak, yabancı bir şirket tarafından Türkiye’de yürütülen işlerde vergi denetimlerine tabi tutulması durumunda, önceden hazırlıklı olmak gerekir. Vergi danışmanının kullanılması, şirketlerin bu tür denetimlerde sorun yaşamalarını engelleyebilir ya da sorunları azaltabilir ve yabancı şirketlerin daha rahat bir şekilde faaliyetlerini sürdürmelerini sağlayabilir.

Vergi İdari Yargı Süreci

Vergi idari yargı süreci, Türkiye'de şirketlerin vergi uyuşmazlıklarının çözüme kavuştuğu bir süreçtir. Herhangi bir yabancı şirket, Türkiye'de vergi idari yargı sürecine katılabilir. Ancak, bu süreç oldukça yorucu ve zaman alıcı olabilir. Yabancı şirketler, vergi idari yargı sürecine katılma konusunda bir avukatla çalışabilirler.

Vergi idari yargı süreci, öncelikle vergi uyuşmazlığı ile ilgili olarak vergi dairesine yapılan itiraz ile başlar. Şirket, vergi dairesinin kararını kabul etmezse, yargı yoluna başvurabilir. Yabancı şirketler, vergi idari yargı süreci için bir avukat tutmalıdır. Bu avukat, şirketi temsil edecektir ve dava sürecinde şirketin haklarını savunacaktır.

Yabancı şirketler, vergi idari yargı sürecinde mahkeme önünde görüşlerini savunmak için bir tercüman veya Türkçe bilen bir avukat ile çalışabilirler. Bu süreç oldukça uzun sürebilir ve bazen davalara yıllarca devam edilebilir. Bu nedenle, yabancı şirketler vergi uyuşmazlıklarını mümkün olan en kısa sürede çözmeye çalışmalıdırlar.

Vergi idari yargı sürecine katılmak, yabancı şirketlerin Türkiye'deki faaliyetlerini etkileyebilir. Bu nedenle, yabancı şirketlerin vergi yasalarına tam olarak uygun hareket etmeleri ve vergi uyuşmazlıklarının önlenmesi için özen göstermeleri gerekmektedir. Yabancı şirketler, Türkiye'deki vergi yargı süreci ve uyuşmazlık çözümü ile ilgili olarak Türkiye'deki yerel avukatlardan veya yasal danışmanlarından yardım alabilirler.

Sonuç olarak, vergi idari yargı süreci, yabancı şirketlerin Türkiye'de vergi uyuşmazlıklarını çözdüğü bir yargı sürecidir. Yabancı şirketlerin, vergi idari yargı sürecine katılmadan önce bir avukatla çalışmaları önerilir. Bu, şirketlerin haklarını korumak ve sürecin mümkün olan en kısa sürede sonuçlanmasını sağlamak için önemlidir.

Örnek Olaylar ve Çözümleri

Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı şirketler, vergi konusunda çeşitli sorunlarla karşılaşabilirler. Bu sorunların bazı örnekleri ve çözüm süreçleri aşağıda belirtilmiştir:

Bir yabancı şirket, kurumlar vergisi beyannamesinde hata yapabilir veya eksik bilgi vererek beyannameyi yanlış doldurabilir. Bu durum, şirketin büyük bir vergi cezası ödemesine neden olabilir. Şirket, hatanın düzeltilmesi için itiraz edebilir veya vergi danışmanı aracılığıyla beyannamenin doğru bir şekilde doldurulması için yardım alabilir.

Bazı yabancı şirketler, Türkiye'deki faaliyetlerine ilişkin vergi incelemesiyle karşı karşıya kalabilir. Bu incelemeler, şirketin vergi yasalarına uygun şekilde hareket ettiğini belirlemek için yapılır. Şirket, vergi incelemesine karşı itiraz edebilir veya vergi danışmanı aracılığıyla inceleme sürecine hazırlanabilir.

Bazı yabancı şirketler, Türkiye'de yaptıkları işlemler için stopaj ödemeyi unutabilir veya yanlış yapabilirler. Bu durumda, şirketin vergi cezası ödemesi gerekebilir. Şirketin vergi danışmanı aracılığıyla stopaj işlemlerini doğru bir şekilde yapması veya eksik ödemeleri düzeltmesi önerilir.

Bazı yabancı şirketler, Türkiye'deki faaliyetlerine ilişkin katma değer vergisi hesaplamasını yanlış yapabilir. Bu yanlış hesaplama, şirketin vergi cezası ödemesine neden olabilir. Şirketin vergi danışmanı aracılığıyla katma değer vergisi hesaplamasını doğru bir şekilde yapması önerilir.

Bu sorunlarla karşılaşan yabancı şirketler, vergi yasalarına uygun şekilde hareket etmeleri için vergi danışmanlarına danışabilir veya Türkiye'de faaliyet gösteren bir avukatla çalışabilirler. Ayrıca, yabancı şirketler, Türkiye'deki vergi hukuku sürecine hakim olan bir yerel vergi danışmanıyla çalışarak, vergi sorunlarından korunabilirler.