Bu yazıda, Şampiyonlar Ligi'nin en büyük şaşırtıcı sonuçlarına göz atacağız Yıllar boyunca oynanan maçları inceledik ve en çok şaşırtanları derledik Heyecan dolu anıları tekrar yaşayın ve sürpriz sonuçlarla dolu bir Şampiyonlar Ligi macerasına hazır olun
Şampiyonlar Ligi, futbolun en prestijli kulüp turnuvası olarak bilinir. Her sezon, dünyanın en iyi takımları bu turnuvada mücadele eder. Bazı sezonlar ise, gerçek bir sürprizle sonuçlanarak tarihe geçer. İşte son yıllarda Şampiyonlar Ligi'nde yaşanan en büyük sürpriz sonuçlar:
| Sene | Karşılaşma | Sonuç |
|---|---|---|
| 2017 | Barcelona - PSG | 6-1 |
| 2005 | Liverpool - Milan | 3-3 (Penaltılarla Liverpool'un galibiyeti) |
| 2018 | Real Madrid - Ajax | 1-4 |
| 2012 | Bayern Münih - Chelsea | 1-1 (Penaltılarla Chelsea'nin galibiyeti) |
| 2012 | Barcelona - Chelsea | 2-3 |
- Barcelona'nın PSG karşısındaki geri dönüşü (2017): Bir önceki turda Paris'te 4-0 kaybeden Barcelona, evinde PSG'yi 6-1 mağlup ederek tur atlamayı başardı.
- Liverpool'un Milan'ı yenerek şampiyonluğu alması (2005): Finale kadar sıkıntılı bir sezon geçiren Liverpool, Milan karşısında 3-0 geriye düştüğü maçı penaltılarda kazanarak kupayı kazandı.
- Real Madrid'in Ajax'a elenmesi (2018): Şampiyonlar Ligi tarihinde ilk kez, son 3 yılı şampiyon olarak tamamlayan Real Madrid, Ajax'a yenilerek çeyrek finallere kalamadı.
- Chelsea'nin Bayern Münih'i penaltılarla yıkması (2012): Münih'te oynanan final maçında, Bayern Münih ev sahibi avantajını iyi kullanamayarak Chelsea'ye mağlup oldu.
- Barcelona'nın Chelsea karşısında elenmesi (2012): Daha önceki yıllarda Şampiyonlar Ligi'nde üst üste iki kez final oynayan Barcelona, Chelsea'ye yenilerek finale kalamadı.
Bu maçlar, futbolseverlerin hafızalarında unutulmaz bir yer edindi. Şampiyonlar Ligi her zaman sürprizlerle dolu olacaktır, bu yüzden her sezon takip etmek keyifli bir deneyim.
Barcelona'nın PSG karşısındaki geri dönüşü (2017)
Şampiyonlar Ligi tarihine adını altın harflerle yazdıran unutulmaz sürprizlerden biri olan Barcelona'nın PSG karşısındaki geri dönüşü, futbolseverlerin hafızalarında unutulmayacak bir yer edindi. Bir önceki turda Paris'te 4-0'lık bir hezimet yaşayan Barcelona, evinde PSG'yi ağırladığı maçta tarihi bir geri dönüşe imza attı.
Uzatma dakikalarına kadar süren mücadelede, Barcelona'nın kalan son 7 dakikada attığı 3 golle maçı 6-1 kazanması, taraftarlar arasında büyük bir coşku ve sevinç yarattı. Bu sonuçla birlikte Barcelona, çeyrek finale yükselme başarısını gösterdi.
Maç boyunca rakibine karşı üstünlük sağlayan Barcelona, Neymar'ın başarılı performansıyla da dikkat çekti. Ardı ardına gelen gollerle rakibine adeta nefes aldırmayan Barcelona, son bölümlerde attığı gollerle tarihinde unutulmayacak bir zafer elde etti.
Bu maç, futbolseverlere unutulmaz bir gece yaşatmıştır. Barcelona'nın tarihi geri dönüşü, futbol dünyasına bir kez daha göstermiştir ki, her zaman sürpriz sonuçlar ortaya çıkabilir.
Liverpool'un Milan'ı yenerek şampiyonluğu alması (2005)
Liverpool, 2005 yılında Şampiyonlar Ligi'nde finalde karşılaştığı Milan'a karşı büyük bir geri dönüş gerçekleştirerek unutulmaz bir şampiyonluk kazandı. Sezon boyunca sıkıntılı bir yolculuk geçiren Liverpool, final maçına kadar pek çok zorlukla karşı karşıya kalmıştı. Ancak, İstanbul'daki maç tarihe geçecek bir zaferi de beraberinde getirdi.
Maçın başlangıcı Milan'ın kontrolü altındaydı ve kısa sürede 3-0 öne geçmeyi başardılar. Ancak, Liverpool büyük bir özveri ile maçı geri çevirmeye çalıştı ve ikinci yarıda üstünlüğü ele geçirdi. Gerrard'ın liderliğindeki Liverpool, 2 gol kaydederek maça ortak oldu ve normal sürede beraberlik sağladılar.
Maçın uzatma dakikalarında da karşılıklı ataklar yaşandı ancak sonuç değişmedi ve penaltılara geçildi.
| Liverpool | Milan |
|---|---|
| Xabi Alonso (Kaçırdı) | Andrea Pirlo (Kaçırdı) |
| John Arne Riise | Jon Dahl Tomasson |
| Djibril Cissé | Kaka |
| Steven Gerrard | Andriy Shevchenko (Kaçırdı) |
Liverpool, penaltı atışlarını 3-2 kazanarak tarihi bir şampiyonluk elde etti. İstanbul'da oynanan bu maç, Şampiyonlar Ligi tarihindeki unutulmaz geri dönüşler arasında yerini aldı ve Liverpool taraftarları tarafından uzun yıllar boyunca kutlandı.
Istanbul'da oynanan finalin ilk yarısı (2005)
2005 Şampiyonlar Ligi finalinde İstanbul'da oynanan maç, futbol tarihinde efsane bir maç olarak yerini aldı. Milan, maçın ilk yarısında 3-0'lık üstünlük sağlayarak, maçın ikinci yarısında tek bir gol atsa bile maçı kazanabileceği düşünülüyordu. Ancak Liverpool'un müthiş bir geri dönüşü, futbol tarihine geçti.
İlk yarıda Kaka'nın ve Hernan Crespo'nun golleri ve bir de Şerif Eskiçeri'nin kendi kalesine attığı golle Milan, maçın ilk yarısını 3-0 önde kapattı. Ancak Liverpool, ikinci yarıya hızlı başladı ve Steven Gerrard'ın golüyle farkı 2'ye indirdi. Ardından, Vladimir Smicer ve Xabi Alonso'nun golleriyle skora denge geldi. Maçın normal süresi ve uzatmaları da 3-3 sonuçlandı ve tur penaltılara kaldı.
Liverpool, tarihe geçecek bir geri dönüş yaparak, penaltı atışlarında rakibinden daha başarılı oldu ve Şampiyonlar Ligi kupasını kazandı. Istanbul'da oynanan final, futbol tarihinde unutulmaz sürpriz maçlardan biri olarak yerini aldı.
Buna karşın, Milan'ın ilk yarıdaki üstünlüğü gösterdi ki, futbolda her şey mümkün. Milan, maçın ilk yarısında üstün bir performans sergilediği için henüz maçın bitmediğini düşünerek, ikinci yarıda da aynı şekilde oynamayı sürdürseydi belki sonuç farklı olabilirdi. Ancak futbol, her şeyin mümkün olduğu bir oyun olduğu için, Liverpool’un müthiş bir performans sergileyerek, maçı kazanması, bizlere futbol tarihinde unutulmaz bir anı olarak kaldı.
Liverpool'un gol serisi (2005)
Liverpool, Milan karşısında geriye düştüğü maçta harika bir performans sergileyerek turu geçmeyi başardı. Bu performansın en önemli parçası ise Liverpool'un gol serisi oldu. Gerrard, Smicer ve Xabi Alonso'nun golleri ile maça ortak olan Liverpool, tarihi bir geri dönüşe imza attı.
Gerrard'ın golü, Liverpool'u maça tekrar dahil etti. Smicer'ın golü ise takımın umutlarını artırdı. Son olarak, Xabi Alonso'nun golü ile Liverpool, maçı uzatmalara taşıdı. Penaltı atışlarındaki performansları ise şampiyonluğu getirdi. Liverpool, Milan karşısında attığı 3 gol ile unutulmaz bir Şampiyonlar Ligi finali yaşattı.
- Gerrard'ın golü maça tekrar dahil olmayı sağladı.
- Smicer'ın golü takımın umutlarını artırdı.
- Xabi Alonso'nun golü maçı uzatmalara taşıdı.
Kaka'nın ününe yakışmayacak performansı (2005)
2005 yılındaki Şampiyonlar Ligi finalinde Liverpool ile Milan karşı karşıya geldi. Milan'ın yıldızı Kaka'nın maç boyunca etkisiz kalması, takımının kaybetmesinde büyük bir rol oynadı.
Kaka'nın bu performansı, onun o tarihe kadar sahip olduğu ün ve itibarla çelişiyordu. Milan'ın oyun planında önemli bir rolü olan Kaka, Liverpool defansına karşı etkisizdi ve çoğu pozisyonda top kaybı yaptı. Milan, ilk yarıda 3-0 öne geçmiş olsa da Kaka'nın bu zayıf performansı, ikinci yarıda da Milan için beklenmedik bir geri çekilme ile sonuçlandı.
Maçın kaderinde büyük bir etki yaratan Kaka, o dönem Milan forması ile Avrupa'nın en iyi futbolcularından biriydi. Ancak o gece ki performansı, Kaka'nın kariyerinin en kötü maçlarından biri olarak tarihe geçti. Liverpool'un efsanevi geri dönüşünün ardında Kaka'nın bu üzücü performansı, Şampiyonlar Ligi tarihinde unutulmaz sürprizlerin listesinde yerini aldı.
Ikinci yarının dramatik anları (2005)
2005 yılında oynanan ve tarihi bir maça dönüşen Şampiyonlar Ligi finalinde, ilk yarıda Milan 3-0 öne geçmişti. Ancak Liverpool, ikinci yarıya farklı bir oyun anlayışıyla sahaya çıktı ve adeta fırtına gibi eserek 3 gol birden atarak maçı uzatmalara taşıdı.
İkinci yarının başlangıcında Steven Gerrard ve Vladimir Smicer'in attığı gollerle maça ortak olan Liverpool, Milan'ın golcüsü Hernan Crespo'nun golüne engel olamadı ve maç uzatmalara gitti. Uzatma dakikalarının başında ise Xabi Alonso'nun penaltı golüyle Liverpool, 3-0'dan gelerek beraberliği sağladı.
Maçın ikinci yarısı, tam anlamıyla bir futbol şöleni gibiydi. Liverpool'un inanılmaz geri dönüşü ve Milan'ın umut dolu hücumları taraftarları adeta çıldırttı. Bu maç, futbol tarihinin en ikonik maçları arasında sayılıyor ve hafızalardan silinmeyecek.
Real Madrid'in Ajax'a elenmesi (2018)
2018 Şampiyonlar Ligi'nde Real Madrid, üst üste üç yıl şampiyonluğunu korumak amacıyla sahaya çıktı. Ancak, son şampiyon bu sefer yoluna devam edemedi. Çünkü, çeyrek finalde Ajax'a karşı yenildi.
Son yılların en başarılı takımlarından biri olan Real Madrid, Ajax karşısında ilk maçta 2-1 kazanarak tur için avantaj sağlamıştı. Ancak, Amsterdam'daki rövanşta Ajax inanılmaz bir performans sergileyerek rakibini 4-1 mağlup etti ve tarih yazdı. Bu sonuçla Real Madrid, Şampiyonlar Ligi tarihinde son üç yılı şampiyon olarak tamamlayan ilk takım olarak adını yazdırdı.
Ajax karşısında çekilen bu büyük şok, Real Madrid taraftarlarını ve futbolseverleri oldukça üzdü. Ancak, futbol zaman zaman sürprizlere gebe olabiliyor. Real Madrid'in Ajax'a karşı yaşadığı bu eliminasyon, Şampiyonlar Ligi tarihine unutulmaz bir sürpriz olarak geçti.
Real Madrid'in ilk maçtaki üstünlüğü (2018)
2017-2018 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde unutulmaz maçlar oynandı. Real Madrid, son 3 yılı şampiyon olarak tamamlamıştı ve bu yıl da en büyük favoriler arasındaydı. Ancak, çeyrek finalde Ajax karşısında turu geçemeyeceğini önceden tahmin edenler hiç de az değildi. İşte bu karşılaşmanın ilk maçında Real Madrid, Amsterdam'da Ajax'a karşı tur için avantajlı bir skor elde etti.
Real Madrid, maça hızlı başladı ve hücumda etkili olmaya çalıştı. Bu çabalarının karşılığını da henüz 15. dakikada buldu ve avantajlı bir skor elde etti. Ajax, rakip sahada oyunu dengelemek için çaba harcadı, ancak Real Madrid defansı karşısında etkili olamadı. İlk yarı bu skorla sona erdi.
İkinci yarıda ise Ajax hücumda daha riskli bir oyun sergiledi ve daha fazla pozisyon üretti. Ancak, Real Madrid kalecisi Navas'ın kurtarışları ile skor değişmedi. Real Madrid ise ikinci yarı boyunca oyunun kontrolünü elinde tutarak güçlü bir performans sergiledi ve maçı 2-1 kazandı.
Real Madrid, bu galibiyetle çeyrek final rövanş maçı öncesi tur için ciddi bir avantaj elde etti. Ancak, Amsterdam'da aldığı tek farklı galibiyetin bile ne kadar önemli olduğu sonraki maçta görüldü ve Real Madrid, unutulmaz bir sürpriz yaşayarak çeyrek finalden elendi.
Ajax'ın Madrid'deki muhteşem performansı (2018)
2018 Şampiyonlar Ligi'nde, Real Madrid ile Ajax, son 16 turunda karşı karşıya geldiler. Amsterdam'daki ilk maçı Real Madrid 2-1 kazanmıştı ve Santiago Bernabeu'da oynanan rövanş maçı, birçok futbolsever tarafından Real Madrid'in tur atlayacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Ancak, bu maç tarihe geçecek bir sonuca sahne oldu.
Ajax, maça hızlı başladı ve ilk yarının sonunda İspanyol devinin kalecisini 2 kez geçerek öne geçti. İkinci yarıda da müthiş bir performans sergileyen Ajax, özellikle Tadic, De Jong ve Neres gibi yıldızlarıyla Real Madrid'i adeta domine etti. Real Madrid'in ataklarına karşı sert savunması ve hızlı hücumları ile rakibine adeta göz açtırmayan Ajax, maçın sonucunu belirleyen 4. golü de atarak tarihi bir başarıya imza attı.
Bu maçta Ajax'ın gösterdiği performans, futbolseverler tarafından uzun süre konuşulacak ve tartışılacak. Özellikle, Ajax'ın genç ve yetenekli oyuncuları, bu maçta sergiledikleri oyunla Avrupa futbolunun zirvesinde olduklarını bir kez daha kanıtladılar. Tüm dünya futboluna ilham veren bu maçta, Ajax özgüveni, disiplini ve futbol anlayışıyla gerçek bir futbol şöleni yaşattı.
Sonuç olarak, Ajax'ın Madrid'deki muhteşem performansı, futbolseverler tarafından hala konuşuluyor ve unutulmaz Şampiyonlar Ligi maçları arasında yerini aldı. Bu maç, futbolun sürprizlerle dolu olduğunu bir kez daha kanıtladı ve tarihe damgasını vurdu.
Chelsea'nin Bayern Münih'i penaltılarla yıkması (2012)
Münih'te oynanan Şampiyonlar Ligi final maçı, Bayern Münih ve Chelsea arasında gerçekleşti. İki takımın da büyük bir çekişme içerisinde mücadele ettiği maçın normal süresi ve uzatmaları 1-1 eşitlikle tamamlandı. Penaltı atışlarına giden karşılaşmada, Çek kaleci Petr Cech başarılı bir performans sergileyerek tam 3 penaltı kurtardı. Chelsea'nin 4-3'lük üstünlüğüyle sonuçlanan maçta, Roberto Di Matteo yönetimindeki Londra ekibi, tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi kupasını müzesine götürdü.
Bayern Münih, ev sahibi avantajını tam anlamıyla kullanamadı ve tarihi bir fırsatı kaçırdı. Penaltı atışları öncesinde uzun süre bekleyen Arjen Robben'in penaltısı, Petr Cech'in başarılı müdahalesi sonucu auta çıktı. Bu kritik an, maçın kırılma noktası olarak tarihe geçti. Chelsea'de Didier Drogba, maçın normal süresinde attığı golün yanı sıra, penaltı atışları sırasında da sahneye çıktı ve şampiyonluğu getiren golü kaydetti.
Bayern Münih'in üstünlüğü (2012)
2012 Şampiyonlar Ligi finalinde Bayern Münih, Chelsea karşısında oldukça etkili bir performans sergiledi. Maçın hemen hemen her anında kontrolü elinde tutan Bayern, özellikle ilk yarıda rakibine karşı üstünlüğünü hissettirdi.
Bunun yanı sıra Bayern Münih, maç boyunca topla daha fazla oynayan, daha çok şut atan ve daha çok pozisyona giren taraf oldu. Özellikle Arjen Robben ve Franck Ribery'nin hızlı hücumları, Chelsea savunmasını zor durumda bıraktı.
Maçın normal süresinde tek golü bulan Bayern Münih, çoğunlukla savunma yapmaya çalışan Chelsea'ye karşı galibiyeti kaçıran taraf oldu. Ancak uzatmalarda da daha baskın bir oyun ortaya koyan Bayern, maçın sonunu getiremese de sahadan galibiyetle ayrılan taraf oldu.
Bu maç, Bayern Münih'in sonraki yıl kazandığı Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu için de bir dönüm noktası oldu. Etkili bir futbol sergileyen Bayern, özellikle savunma hattında gösterdiği güçlü performansla adından söz ettirdi.
Didier Drogba'nın başarısı (2012)
2012 yılında Şampiyonlar Ligi finalinde Bayern Münih ile karşılaşan Chelsea, maçın son düdüğüne kadar gol atamadı. Ancak, son dakikalarda Didier Drogba'nın attığı golle takımına hayat verdi. Normal süresi 1-1 biten maçın uzatmalarında Bayern Münih'in baskısı arttı ve gol aramaya başladı. Ancak Didier Drogba, savunmadaki harika performansıyla Bayern'in gol atmasını da engelledi.
Uzatmaların bitmesine sadece birkaç dakika kala, Drogba'nın yaptığı faul sonucunda Bayern Münih penaltı kazandı. Tüm sezon boyunca penaltılarda başarılı olan Bayern Münih, maçı kazanmak için büyük avantaj elde etmişti. Ancak, kaleci Petr Cech'in penaltıyı kurtarmasıyla Chelsea hayatta kaldı ve penaltı atışlarına geçildi.
Drogba yine sahneye çıktı ve son penaltıyı gole çevirerek takımını Şampiyonlar Ligi zaferine taşıdı. Drogba, takımının en değerli oyuncusu olarak takdir toplarken, Chelsea tarihindeki en önemli zaferlerden birini kazanmıştı.
Barcelona'nın Chelsea karşısında elenmesi (2012)
Barcelona, son yılların en başarılı futbol takımlarından biri olarak öne çıkıyor. Ancak 2012 yılında Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Chelsea ile karşılaşan Barcelona, hayal kırıklığına uğradı. Daha önceki yıllarda üst üste iki kez final oynayan Barcelona, bu kez finale kalamayarak elendi.
Maç boyunca Barcelona, oyunun kontrolünü elinde tutmuş olsa da, Chelsea defansının sertliğine karşı bir türlü çözüm üretemedi. Maçın sonlarında Chelsea, Didier Drogba'nın muhteşem golüyle öne geçti ve Barcelona tur şansını kaybetti. Drogba, evinde oynanan ilk maçta da gol atmıştı. Gol krizi yaşayan Barcelona ise çaresiz kaldı ve turu geçemedi.
Bu başarısız son, Barcelona taraftarlarının zoruna gitti. Ancak futbolda her şey mümkün. Barcelonalı oyuncular, hayal kırıklığı yaşadıkları bu maçın ardından daha da çalışarak, gelecek yıllarda daha iyi performans göstermeye söz verdiler.
Didier Drogba'nın harika performansı (2012)
2012 Şampiyonlar Ligi yarı finalinde, Chelsea'nin FC Barcelona'yı eleyen en önemli faktörlerden biri Didier Drogba'nın performansı oldu. Drogba, iki maçta da etkileyici bir performans sergileyerek takımının finale gitmesinde büyük bir rol oynadı. İlk maçta, rakip sahada oynan Chelsea-Barcelona maçında, 45. dakikada attığı golle takımının maçı 1-0 kazanmasına yardımcı oldu.
Ancak, ikinci maçta daha da etkileyiciydi. Stamford Bridge'de oynanan maç boyunca, Drogba önemli bir çabayla Chelsea takımının kazanmasında büyük bir rol oynadı. Barcelona, maçı 2-0 kazanarak durumu 2-2'ye getirdiğinde, Drogba ve takımı, gol yememeyi başardı ve ardından turu geçme yolunda büyük bir adım attı. İspanya'da oynanan ilk maçta gol atan Drogba, ikinci maçta defansif açıdan da harika bir iş çıkarmıştı.
Didier Drogba, Chelsea tarihinin en önemli oyuncularından biridir ve bu performansı da bunu kanıtlar niteliktedir. Yıllar geçse de, Drogba'nın Şampiyonlar Ligi'nde gösterdiği bu harika performans unutulmayacaktır.
Barcelona'nın gol krizi (2012)
Barcelona'nın 2012 Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Chelsea ile oynadığı rövanş maçında, kritik anlarda yeterli sonuç üretememesi tur kaybına neden oldu. İlk yarıda Barcelona'nın üstün oyununa rağmen, Chelsea'nin direncini kıramadı ve girdiği birçok gol pozisyonundan yararlanamadı. Rakip kaleci Petr Cech'in kurtarışlarıyla Barcelona'nın gol krizi büyüdü.
İkinci yarıda da tempolu ataklarını sürdüren Barcelona, fakat beklediği golü bir türlü bulamadı. Oyuna sonradan giren David Villa'nın pozisyonları da sonuçsuz kaldı. Neticede, 91. dakikada Barcelona savunmasının hatasını iyi değerlendiren Didier Drogba, Chelsea'yi öne geçirdi. Barcelona bu gol sonrası çaresiz kalırken, turu geçemeden elendi.
Barcelona, bu maçta toplam 20 şut çekmesine rağmen, sadece bir gol atabildi. Rakip kalede sadece 5 isabetli şut çekebilmişti. Barcelona'nın yıldız oyuncularından Lionel Messi de bu maçta etkili olamayarak, tartışmaların odağı haline gelmişti.
Maç sonrası yaptığı açıklamada Barcelona teknik direktörü Pep Guardiola, "Bugün futbolun adaleti tecelli etmedi. Takım olarak harika bir oyun oynadık, ama gol atamadık. Kredimiz tükendi. Chelsea, finalliği hak etmek için oynadı." ifadelerini kullandı.