Kostüm tasarımında cinsiyet ve kimlik kavramları, maskülen ve feminen ifadelerle ortaya çıkıyor Bu sergide, bu kavramların nasıl kullanıldığını ve daha iyi anlaşılması için neden önemli olduğunu keşfedin Etkileyici bir deneyim için bizi ziyaret edin

Kostüm tasarımı, giysi tasarlama sürecinde cinsiyet ve kimlik kavramlarıyla doğrudan etkileşime giren bir sanat dalıdır. Özellikle son yıllarda, toplumsal cinsiyet rollerinin tartışmaya açılmasıyla birlikte, kostüm tasarımcıları daha geniş bir ifade aralığına sahip olma fırsatı buldular. Kostüm tasarımı, cinsiyet ve kimlik kavramlarını kullanarak karakterlerin kişiliklerini yansıtma ya da değiştirme imkanı sunar.

Bu bağlamda, kostüm tasarımcıları geleneksel kimlik kodları (maskülen/feminen) dışına çıkarak, izleyicilerde değişik etkiler ve düşünceler uyandırmayı amaçlar. Kostüm tasarımı, sadece bir giyim tarzı tanımlamakla kalmaz, karakterlerin kişiliği, sosyal sınıfı, işi, konumu veya fonksiyonu gibi belirleyici özellikler hakkında ipuçları verir. Bu nedenle, giysilerin anlatım gücü önemlidir ve tasarımcılar bu gücü en etkili şekilde kullanmak için cinsiyet ve kimlik kavramlarını değerlendirirler.

Maskülen Kostüm Tasarımı

Maskülen kostüm tasarımı, güçlü bir ifade biçimini temsil eder. Genellikle erkekler için tasarlanır ve sportif, keskin, sert ve minimalist çizgilere sahiptir. Tasarımcılar, güçlü ve kararlı bir duruş ve yetkinlik hissi uyandırmak için maskülen tasarımı kullanırlar.

Maskülen kostüm tasarımında, kot ve deri gibi sert ve dayanıklı malzemelerin kullanımı yaygındır. Bu malzemeler, güç, cesaret ve çalışkanlık ile ilişkilidir. Ayrıca, klasik erkek kostümleri de maskülen ifadeyi temsil eder. Düz renkler, keskin hatlar ve basit tasarımlarla güçlü bir üstünlük hissi yaratılır. Bu tasarımlar, iş hayatında yetkinliğin ve otoritenin sembolüdür.

Kot ve deri giysiler, maskülenliği sembolize etmek için kullanılan en yaygın malzemelerdir. Kot pantolonlar, ceketler ve gömlekler, özgürlük, yetenek ve cesaret ile ilişkilendirilir. Deri ceketler ve pantolonlar, güçlü, kararlı ve hırslı bir imaj yansıtır. Bu giysiler, kendine güvenen ve kararlı hissetmek isteyen insanlar için idealdir.

Klasik erkek kostümleri, güçlü, yetkin ve otoriter bir imaj için kullanılır. Bu kostümler genellikle takım elbise şeklinde tasarlanmıştır ve erkeklerin iş hayatında kendilerini ifade etmek için tercih ettiği bir giysidir. Sıkı kesim, düz renkler, tek düğme ve temiz çizgiler, güçlü bir üstünlük hissi yaratır. Bu tarz giyinmenin amacı, kararlı, sert ve yetkin bir imaj sergilemektir.

Kot ve Deri Giysilerin Güçlü İmajı

Kot ve deri giysiler, kostüm tasarımında maskülen ifadeyi sembolize etmek için yaygın olarak kullanılır. İkisi de güçlü ve sert bir imaj oluşturmak için tasarlanmıştır. Kot pantolonlar, özellikle dar ve yırtık olanlar, sokak modasının popüler bir parçası haline gelmiştir ve genellikle erkekler tarafından giyilir. Deri ceketler ve pantolonlar da, özellikle rock ve punk tarzı müzikte maskülen bir ifadeyi yansıtmak için kullanılır.

Kotun maskülen bir imajı, tarihi bir geçmişe sahiptir. İlk olarak, Amerikan İç Savaşı sırasında işçiler tarafından giyilen daha dayanıklı bir çalışma kıyafeti olarak ortaya çıktı. Daha sonra, 1950'lerde gençler tarafından giyilmeye başlandı ve popüler kültürün bir simgesi haline geldi. Deri giyim ise, 1950'lerin sonundan beri rock, punk ve metalden kaynaklanan bir moda trendi olmuştur.

Bununla birlikte, kot ve deri giysilerin sadece maskülen bir ifade ile ilişkilendirilmesi doğru değildir. Son zamanlarda, kadınlar da kot pantolonları ve deri ceketleri giyerek güçlü bir imaj sergiliyorlar. Ayrıca, cinsiyet ve kimlik kavramları giderek daha esnek hale geldiğinden, kot ve deri giysiler artık sadece bir cinsiyet veya kimlikle ilişkilendirilemez.

• Kot ve deri giysiler, maskülen bir ifadeyi sembolize etmek için tasarlanmıştır.
• Kot pantolonlar genellikle dar ve yırtık olarak tasarlanır ve genellikle erkekler tarafından giyilir.
• Deri ceketler ve pantolonlar da rock ve punk müzikte maskülen bir ifadeyi yansıtmak için yaygın olarak kullanılır.
• Ancak son zamanlarda, kadınlar da güçlü bir imaj sergilemek için kot ve deri giysileri giymeye başladılar.

Klasik Erkek Kostümlerinde Güç ve Yetkinlik

Klasik erkek kostümleri, güç ve yetkinliği sembolize eden önemli bir kostüm türüdür. Bu kostümler, özellikle iş dünyasında erkekler tarafından sıklıkla tercih edilir ve güçlü bir imaj yaratmak için kullanılır. Bu nedenle, kostüm tasarımcıları tarafından sıklıkla kullanılmaktadır.

Klasik erkek kostümlerinin özellikle takım elbise gibi unsurları güçlü bir şekilde belirginleştirir. Genellikle siyah, koyu mavi veya gri tonlarında tasarlanan bu kostümler, kravat, gömlek ve ceket gibi diğer unsurlarla tamamlanır. Bu kostümler, çalışma hayatındaki erkeklerin yetkinliği simgeleyen bir semboldür. Kendine güvenen bir duruşa sahip olma ve başarıyı temsil eden bir görünüm için önemlidir.

Güç ve Yetkinlik Sembolizmi	Klasik Erkek Kostümleri
Güçlü ve kendinden emin bir duruş	Özellikle takım elbiseler, blazer ceketler gibi unsurlarla tamamlanır.
Yetkin ve başarılı bir imaj yaratma	Siyah, koyu mavi veya gri tonlarında tasarlanır.
Kararlılık ve liderlik özellikleri	Kravat, gömlek ve ceket gibi diğer unsurlarla tamamlanır.

Klasik erkek kostümlerinin güç ve yetkinlik sembolizmine uygun bir şekilde giyilmesi, erkekler için önemli bir etkiye sahip olabilir. Bu nedenle, kostüm tasarımcıları tarafından sıklıkla kullanılan bir kostüm türüdür. Erkeklerin kendine güvenen duruş, başarıyı temsil eden bir görünüm ve iş hayatında yetkinliği simgeleyen bu kostüm türü, özellikle cinsiyetler arasındaki farklılıkları ifade etmek için kullanılan önemli bir araçtır.

Feminen Kostüm Tasarımı

Feminenlik, kostüm tasarımında sadece kadınlara özgü bir özellik değil. Erkeklerin de feminen tarzları tercih ettiğini görmekteyiz. Kostüm tasarımında feminen ifade, özellikle zarafet, güzellik ve estetik gibi kavramları yansıtır. Bu nedenle, feminenlikle ilgili çeşitli şablonlar kullanılır.

Japon kimono geleneği, feminen ifadenin nasıl kullanıldığının en belirgin örneğidir. Kostümler, ince detaylarla desteklenir ve bu sayede zarafet ve hassasiyet ifade edilir. Bale kostümleri de benzer şekilde feminenliği yansıtır. Dizaynlar, hareketi kısıtlamayan, yumuşak kumaşlarla tasarlanır ve balerinlerin estetik hareketlerini tamamlamaları için özenle düzenlenir.

• Qing dynasty dönemine ait Çin elbiseleri de, feminenlik kavramını yansıtır. Dantel detayları, ağızlıklar, uzun kuyruklar ve konik şapkalar, kadın elbiselerinin ayrılmaz bir parçasıdır.
• Feminenlik, seksi ifade etmekle eş anlamlı olmayabilir. Bunun yerine, zarafet, hassasiyet ve ince stilizasyonu ifade eder.

Feminenifade, bugün moda endüstrisinde giderek erkekler için de kabul edilen bir tasarım seçeneği olmaya başladı. Özellikle erkek modeller, takım elbise ve ceketler gibi geleneksel olarak maskülen olarak kabul edilen giysileri, feminen detaylar ve stillerle birleştirerek, cesaretli kombinasyonlar oluşturuyorlar.

Feminen Kostüm Tasarımının Özellikleri
Zarafet	Estetik hareketler ve kibar bir stil anlamında feminen tarzda kostümlerin belirleyici özelliği
İnce Stilizasyon	Feminen giysiler, zarif ve detaylı işçilikle desteklenir. Bu, genellikle kumaşın cinsiyete uygun şekilde kalıplanmasıyla sağlanır.
Maskülen Komponentler	Feminen tasarım için bazen erkek giyimindeki unsurlar da kullanılabilir. Böylece, maskülen ile feminen öğeler birleştirilir.

Sonuç olarak, feminenlik kostüm tasarımında önemli bir rol oynamaktadır. Moda endüstrisi, cinsiyetler arasındaki ayrımı sulandırarak, hem erkekler hem de kadınlar için feminen ve maskülen stilleri bir arada kullanmaya başlamıştır. Bu tasarım yaklaşımı, moda dünyasının her zaman yenilikçi, şaşırtıcı ve patlayıcı bir biçimde ilerlemesini sağlar.

Japon Kimonolarında Zarafet ve Hassasiyet

Japon kimono geleneği, ülkemizin taşıdığı kadim kültürler arasında yer alır. Kimono, Japon kadınları için vazgeçilmez bir kostüm olup, kullanım alanları oldukça geniştir. Bu kostüm, Japon kadınlarının hassasiyetlerini ve zarafetlerini yansıtmak için özenli bir şekilde tasarlanmıştır.

Japon kimono modellerinde feminen ifadenin öne çıktığını gözlemleyebiliriz. Kimonolarda kullanılan malzemeler, nakışlar, renkler ve desenler de bu ifadeyi destekleyen nitelikte olur. Özellikle kadife kumaslar, danteller ve çiçek desenleriyle süslenmiş kimono modelleri, feminen ifadenin vurgulanması açısından öne çıkmaktadır.

Aynı zamanda, kimono tasarımında kullanılan kumaşların dokusu da hassasiyeti vurgulamaktadır. İnce ve yumuşak kumaşlar feminen ifadenin yanı sıra, aynı zamanda Japon kadınlarının geleneksel estetik anlayışına da uyum sağlar.

Japon kimono geleneği bugün de yaşatılmakta olup, modern tasarımcılar tarafından yeniden yorumlanmaktadır. Önde gelen tasarımcılar, geleneksel kimono modellerinde feminen ifadeyi koruyarak, günümüz trendleriyle de harmanlamayı başarmışlardır.

Japon kimono geleneğinde feminen ifadenin bu kadar ön plana çıkması, kostüm tasarımında cinsiyet ve kimlik kavramlarının nasıl etkilendiğine dair bir örnektir.

Bale Kostümlerinde Estetik ve Zarafet

Balerin kostümleri, estetik ve zarafetle birleşerek, dansın güzelliğini vurgular. Feminen ifade ise bu kostümlerde önemli bir rol oynar. Kostümlerde kullanılan tül ve dantel gibi materyaller, bale dansçılarının hassas hareketlerine uyum sağlar ve zarif bir görünüm yaratır.

Bale kostümlerinde kullanılan pastel renkler de feminen ifadeyi ön plana çıkarır. Bu renkler, dansçıların kıvrak hareketlerine eşlik ederken, hafifliği ve dokunaklılığı vurgular. Ayrıca, sahneye taşınan romantizm ve duygunun da bir göstergesidir.

Bale kostümlerinde topuz saçlar ve ince çoraplar da feminenlik sembolüdür. Topuz saçlar, dansçıların yüzlerinin ve vücutlarının daha belirgin olmasına yardımcı olurken, ince çoraplar ise bacakların zarif bir görünüm kazanmasına neden olur.

Bale dünyası, aynı zamanda tasarım dünyasında da kendini gösterir. Ballerina şapkaları, korseler, fırfırlı etekler ve hatta tiyatro kostümleri, bale dansçıları için yakından ilgi çekici ürünlerdir. Bu kostümler, bale dansçılarının çekiciliğini ve gücünü vurgularken, feminen ifadeyi de destekler.

Sonuç olarak, bale kostümleri, estetik ve feminen ifadeyi birleştirerek, dansın önemli bir parçasını oluşturur. Dansçılar, bu kostümlerle kendilerini ifade etmekle kalmayıp, aynı zamanda güçlü ve zarif bir görüntü çizerler. Ballerina şapkaları, korseler ve tül etekler, dansın görkemini arttırırken, ince çoraplar ve topuz saçlar ise kostümlerin feminenliğini vurgular.

Cinsiyetin ve Kimliğin Değişkenliği

Son yıllarda, toplumda cinsiyetin ve kimliğin yapısal olarak değiştiğine dair büyük bir farkındalık oluştu. Geleneksel cinsiyet kodlarına karşı çıkıp, "non-binary" ve "queer" gibi terimlerle kimliklerini ifade eden bireyler giderek artıyor. Bu durum, kostüm tasarımında da kendini gösteriyor.

Artık, kostümlerdeki cinsiyet kodları daha esnek hale geliyor ve tasarımcılar, geleneksel maskülen veya feminen kodlardan bağımsız olarak kostümler tasarlıyor. Özellikle "non-binary" bireylerin kendilerini ifade edebilmeleri için tasarlanan kostümlerde, cinsiyet ve kimlik kavramlarına daha özgün ve kişisel bir yaklaşım benimseniyor.

Bu değişiklik, kostüm tasarımında da dönüşüme yol açıyor. Artık tasarımcılar, cinsiyet ve kimlik kavramlarını daha yaratıcı, daha özgür ve kişisel bir şekilde ifade edebilecekleri kostümler tasarlıyorlar. Bu durum, modanın sadece güzellik ve estetik değil, aynı zamanda bireysel ifade özgürlüğü ve sosyal değişim için de bir mecra haline geldi.

Sonuç olarak, cinsiyetin ve kimliğin değişken yapısı, kostüm tasarımında da farklı bir anlayışın ortaya çıkmasına neden oldu. Artık, kostümler, sadece cinsiyet kodlarına göre değil, daha yaratıcı, özgür ve kişisel bir anlayışla tasarlanıyor. Bu durum, toplumun kostüm tasarımı alanındaki algısında da önemli bir değişikliğe yol açıyor.

Queer Kostüm Tasarımına Yönelik Yaklaşımlar

Queer kostüm tasarımı, cinsiyet ve kimlik kavramlarının toplumsal normlardan bağımsız olarak düşünüldüğü bir tasarım alanıdır. Bu yaklaşım, cinsiyet ve kimlik algısına farklı bir bakış açısı getirmekte ve bunlara daha geniş bir yelpaze sunmaktadır.

Queer kostüm tasarımcıları, cinsiyet ve kimlik kavramlarının çeşitliliğine saygı duyarlar ve bireylerin kendilerini ifade edebilmelerine olanak sağlarlar. Bu nedenle, queer kostüm tasarımı, cinsiyet ve kimlik çeşitliliğini vurgulayan tasarımlar içermektedir.

• Queer kostüm tasarımcıları, geleneksel cinsiyet kodlarından farklı şekilde düşünen bireylerin ihtiyaçlarını karşılayacak özgün tasarımlar yaparlar.
• Bu tasarımcılar, cinsiyet ve kimlik kavramlarının toplumsal yapıdaki değişimi konusunda çok farkındadırlar ve bu değişime karşı son derece duyarlıdırlar.
• Queer kostüm tasarımcıları, cinsiyet ve kimlik kavramlarını yeniden tanımlayarak geleneksel normları sorgulayan, herkese açık bir yaklaşım benimserler.

Queer kostüm tasarımına yönelik yaklaşımların temelinde, cinsiyet ve kimlik kavramlarının çeşitliliği yatmaktadır. Queer tasarımcılar, bu çeşitliliği benimser ve tasarımlarında dışavururlar. Toplumsal normların dışına çıkan tasarımları, farklı bir bakış açısı sunarken, aynı zamanda bireylerin özgürce kendilerini ifade edebilmelerine olanak sağlamaktadır.

Non-Binary Kostüm Tasarımı

Non-binary bireyler, kendilerini ifade edebilecekleri kostüm tasarımları konusunda genellikle sıkıntı yaşarlar. Özellikle, geleneksel olarak maskülen veya feminen olarak kabul edilen kostüm tasarımları, non-binary bireylerin cinsiyet kimliklerini tam olarak yansıtmayabilir. Bu nedenle, non-binary bireylerin kendilerini ifade edebilecekleri kostüm tasarımı, bireysel tercihlerine uygun olmalıdır.

Non-binary bireylerin, kendilerini ifade edebilecekleri kostüm tasarımları konusunda avantajlarından biri, cinsiyet normlarını içermemesidir. Bu nedenle, onların tercihlerine göre tasarlanacak kostüm tasarımları, cinsiyet açısından sınıflandırılmak yerine tercihlerine uygun olacak şekilde tasarlanabilir. Tasarımcılar, bu nedenle, farklı cinsiyet kimlikleri için kostüm tasarımlarını düşünürken, non-binary bireyleri de göz önünde bulundurmalıdır.

Non-Binary Kostüm Tasarımı Örnekleri
1. Cinsiyet Normlarından Arınmış Tişörtler
2. Kişiselleştirilebilir Tulumlar
3. Cinsiyet Normlarını Yıkan Kısa Şortlar

Bu nedenle, non-binary bireyler için tercih edilebilecek kostüm tasarımları, cinsiyet normlarından arınmış tasarımlar olarak da düşünülebilir. Örneğin, cinsiyet normlarından arınmış tişörtler, kişiselleştirilebilir tulumlar veya cinsiyet normlarını yıkan kısa şortlar non-binary bireylerin kendilerini ifade edebilecekleri kostüm tasarımları arasında yer alabilir.

Non-binary bireylerin değişen kimliklerine uygun olarak, kostüm tasarımlarının çeşitlendirilmesi bu bireylerin kendilerini ifade etmeleri açısından son derece önemlidir. Tasarımcıların, non-binary bireyleri de göz önünde bulundurarak kostüm tasarımlarını düşünmeleri, cinsiyet kimliği çeşitliliğinin kabul edilmesine yardımcı olurken, aynı zamanda daha kapsayıcı bir toplum yaratılmasına da katkı sağlayacaktır.

Öne Çıkan Tasarımcılar

Kostüm tasarımı, cinsiyet ve kimlik kavramlarındaki değişimlerin yansıdığı bir alandır. Bu konuda öne çıkan birçok tasarımcı bulunmaktadır. İşte, maskülen ve feminen ifadeleri bir arada kullanan öne çıkan tasarımcılar;

• Coco Chanel: 20. yüzyılın en önemli moda tasarımcılarından biri olan Coco Chanel, kadınlar için konforlu ve rahat bir giyim tarzının yaratılmasını sağladı. Erkek giyiminden etkilenen Chanel, erkekler için tasarlanmış klasik giysileri yeniden yorumlayarak kadın giyiminde kullanmıştır. Chanel, kadın erkek kostümlerindeki maskülen ve feminen çizgileri bir arada kullanarak bir moda devrimi yaratmıştır.
• Thom Browne: Amerikalı moda tasarımcısı Thom Browne, takım elbise tasarımlarıyla tanınır. Tasarımlarında maskülen ve feminen özellikleri bir araya getirir. Dış giyiminde, eteklerle birlikte takım elbiseler kullanması dikkat çeken özelliklerinden biridir.
• Carol Lim ve Humberto Leon: Kenzo markasıyla tanınan Lim ve Leon, cinsiyet ve geleneksel kimlik kodlarına karşı çıkan bir yaklaşımla maskülen ve feminen ifadeleri bir arada kullanır. Kenzo'nun unisex giyim anlayışı, toplumsal cinsiyet kodlarının sorgulanması ve yeniden düşünülmesi açısından dikkat çekicidir.

Maskülen ve feminen ifadeleri bir arada kullanan diğer önemli tasarımcılar arasında Alexander McQueen, Jean-Paul Gaultier, Yohji Yamamoto ve Stella McCartney gibi isimler yer almaktadır. Bu tasarımcılar, farklı cinsiyet kimliklerine ve ifadelere duyarlı bir yaklaşımla moda dünyasında özgürlük ve çeşitliliği desteklerler.

Coco Chanel

Coco Chanel, kostüm tasarımında maskülen ve feminen ifadelerin bir arada kullanılması konusunda öncü isimlerden biridir. 19. yüzyılın sonlarına doğru yapılan birçok reform hareketinde, kadınların giyimlerinin standardizasyonunu savunmuştur. Chanel, kadın-giyimlerinde erkek tarzı giyimlere olan ilgisini, kendi tarzına yansıtarak farklı bir çizgi yakalamıştır.

1910'larda, o döneme göre neredeyse skandal sayılabilecek şekilde pantolon giymeye başlamıştır. Hem klasik erkek giyimlerinde kullanılan kumaşlardan esinlenerek hem de feminen detaylar ekleyerek kendi tarzını yaratmıştır. İşte bu esinlendiği kumaşlar, erkeklerin taytlarına, yeleklerine ve takım elbiselerine ait olanlar oldu. Chanel, kadınların da bu tür kumaşlar giyebileceğini düşünüyordu.

Erkek kostümlerindeki kontürlere çok yönlü bir anlam yüklemiştir, tıpkı bir kadının ceket veya etek giyebileceği gibi bir erkeğin de elbise giyebileceğine inanmıştır. Böylece, klasik erkek giyim tarzındaki ya da unisex tarzındaki kostüm ve aksesuarları kadınlara da sunarak moda dünyasında yeni bir sayfa açmıştır.

Chanel, kadınların bir yandan maskülen bir görünüm sergilerken diğer yandan feminen tarzlarına sadık kalmalarını sağladı. Giysilerinin kalıpları, giyilen kişilerin sıkıntı çekmeden rahatça hareket etmelerine olanak tanıyacak şekilde tasarlandı. Böylece hem zarif hem de güçlü bir görünüm sağlanmış oldu.

Coco Chanel, feminen-masülen çizgileri bir arada kullanarak giyimde cinsiyetler arası sınırları bulanıklaştırmış ve böylece konuşulması gereken bir moda hareketi başlatmıştır.

Thom Browne

Thom Browne, modern takım elbiselerinde maskülen ve feminen özellikleri birleştirerek yeni trendler yaratan bir tasarımcıdır. Browne, yüksek omuzlar, ince bel ve dar pantolonlarla erkek takımlarına modern bir yenilik getirdi. Ayrıca, erkek takımlarında genellikle kullanılmayan feminen detayları kullanarak tasarımlarını zenginleştirdi. Örneğin, çiçekli kumaşlar, dantel detaylar ve tüyler gibi feminen detaylar erkek takımlarında kullanılmaya başlandı.

Browne'un yarattığı bir diğer yenilik ise erkek takımlarının uzun süreliğine süren eteği oldu. Bu tasarım, erkek takımlarında feminen bir özellik olarak karşımıza çıktı ve sonrasında diğer tasarımcılar tarafından da benimsendi. Browne, bu yenilikçi tasarımıyla, geleneksel erkek takımlarının sıkıcı klişesinden kurtuldu ve modern stilleri yarattı.

Thom Browne, aynı şekilde feminen detaylara sahip olan kadın takımları da tasarlamıştır. Onun takım elbiselerindeki, kadın tasarımlarında da fermuarlar, yaka detayları, omuz detayları ve diğer maskülen detayları feminen estetikle birleştirilerek kadınların gücünü vurgulayan bir stil oluşturulmuştur.

Thom Browne, masülen ve feminen özellikleri bir arada kullanarak özgün bir tarz yaratmış ve klasik kostüm tasarım anlayışını değiştirmiştir. Başarısı, kadın ve erkek moda dünyasında büyük beğeni toplamıştır.

Carol Lim ve Humberto Leon

Carol Lim ve Humberto Leon, Kenzo modasında cinsiyet ve geleneksel kimlik kodlarına karşı çıkan kostüm tasarımlarıyla öne çıkan tasarımcılar arasında yer alıyor. Kenzo, 2012 yılında Lim ve Leon tarafından yönetilmeye başlandığında tasarım anlayışını daha yenilikçi hale getirdi. Özellikle 2017 koleksiyonu, tasarımda cinsiyetin ve kimliğin geleneksel kodlarına karşı çıkan ve özgürlüğü ön plana çıkaran bir bakış açısıyla hazırlandı.

Klasik cinsiyet kodlarına sıradışı bir bakış açısı sunan Kenzo koleksiyonunda kadınlar için maskülen kesimlerin kullanımı dikkat çekiyor. Aynı şekilde, erkek giyiminde de feminen dokular ve desenler yer alıyor. Bu, tanıdık cinsiyet kodlarından özgün bir şekilde ayrılmayı amaçlıyor. Kenzo tasarımında cinsiyetin ve kimliğin sınırlarını zorlayan, bireyin özgürlüğünü ön planda tutan bir bakış açısı hakimdir.