Göç ve İltica Hukuku: Yeni Sistemler ve İşleyişleri konulu makale dizimizde, uluslararası hukuktaki son gelişmeleri ve Türkiye'deki göçmenlerin iltica taleplerinin nasıl işlendiğini ele alıyoruz İltica hukukuyla ilgilenenler için faydalı bilgiler sunuyoruz
Günümüz dünyasında küreselleşme çağı, ekonomik, sosyal ve kültürel nedenlerle insanların bir yerden başka bir yere taşınmasını bir zorunluluk haline getirmiştir. Göç ve iltica, insanoğlunun var olduğu tarihten beri süregelen doğal bir olgudur. Ancak, bu olgu günümüzde hukuksal boyutuyla daha yoğun bir şekilde ele alınmaktadır. Göç ve iltica hukuku adı verilen bu alan, göçmen ve mültecilerin haklarını korumaya yönelik çeşitli yasalar ve düzenlemeler içermektedir.
Göç ve ilticanın hukuki boyutları göz önünde bulundurularak, ülkeler göçmen ve mültecilerin kabulüne ilişkin politikalarını belirlemektedirler. Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri gibi dünya genelinde etkin olan ülkeler göç ve iltica politikalarını sürekli değiştirip güncellemektedirler. 2020 ve 2021 yıllarında her iki ülke de yeni iltica yasası, göçmen vizesi uygulamaları ve sınır kontrolleri gibi konularda düzenlemeler yapmıştır. Bu düzenlemelerin etkileri ve işleyişi hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olmak, göç ve iltica alanında çalışanlar ve göçmenler için oldukça önemlidir.
Avrupa Birliği'nin Göç ve İltica Politikaları
Küreselleşme çağı, göç ve ilticanın hukuki boyutlarına odaklanıyor ve Avrupa Birliği (AB) da bu konuda yeni düzenlemelere giderek mevcut politikalarında değişikliğe gidiyor. AB'nin göç ve iltica politikalarının yeni düzenlemeleri ve değişen işleyişi ile ilgili olarak; 2020 yılında kabul edilen iltica yasası yenilikleri son yıllarda sıkça gündeme gelmiştir. Bu yeni yasa gereği, AB üyesi ülkeler, iltica başvuru sürecinde uygun şekilde imkan sağlayabilecek merkezi kabul ve geri gönderme merkezleri kurmak zorunda kalmıştır. Bu merkezlerin işleyişi ile ilgili bazı eleştiriler olsa da, AB'nin bu alanda yeni bir yaklaşım sergilediği açıktır.
Yine yenilikler arasında öncelikli üçüncü ülke kavramı da yer almaktadır. Buna göre, AB'nin öncelikli üçüncü ülke olarak belirlediği ülkelerde sığınma talebi olan bireyler, başvurularını o ülkelerde yapmak durumundadır. Ancak, bu kavramın da bazı çelişkileri ve yetersizlikleri bulunduğu savunulmaktadır.
Bu yeni düzenlemelerin yanı sıra, AB'nin göçmen vizesi uygulamaları ve sınır kontrollerinde de ciddi değişiklikler gözlemlenmektedir. Yeni sistemlerle birlikte, AB'de yaşayan sığınmacılar ve göçmenler için daha iyi bir hayat koşulu sağlanması hedeflenmekte ve daha sıkı bir şekilde vize ve sınır kontrolleri uygulanmaktadır.
2020 Yılında Kabul Edilen Yeni Sistemler
Avrupa Birliği, 2020 yılında iltica ve göç konusunda önemli düzenlemeler yaptı. Bunlar arasında merkezi kabul ve geri gönderme merkezleri, öncelikli üçüncü ülke kavramı ve göçmen vizesi uygulamaları gibi önemli yenilikler yer almaktadır.
Merkezi kabul ve geri gönderme merkezleri, AB'nin yeni yaklaşımıdır. Bu merkezler, mültecilerin ülkelere eşit şekilde dağıtılmasını ve geri gönderme sürecinin daha düzenli hale getirilmesini amaçlamaktadır. Öncelikli üçüncü ülke kavramı ise mültecilerin daha önce bulundukları ve güvende oldukları ülkelerde başvurularını yapmaları gerektiği anlamına gelmektedir.
Bunların yanı sıra, AB, göçmenlerin ülkelere girmelerini ve çalışmalarını kolaylaştırmak için yeni göçmen vizesi uygulamaları başlattı. Bu uygulama, ülkelerin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü çekmeyi amaçlayan bir düzenlemedir.
2020 yılında alınan bu kararlar, AB'nin iltica ve göç sorunlarına daha çözüm odaklı bir yaklaşım benimsediğini göstermektedir. Ancak, bu yeni düzenlemelerin uygulanması ve işleyişi konusunda bazı sıkıntılar yaşanmaktadır ve süreçlerin daha verimli hale getirilmesi için çalışmalar devam etmektedir.
Merkezi Kabul ve Geri Gönderme Merkezleri
Avrupa Birliği, göç ve iltica alanında yeni düzenlemeler getirmeye devam ediyor. Bunlardan biri de merkezi kabul ve geri gönderme merkezleri. Bu merkezler, AB'nin yeni yaklaşımında önemli bir yer tutuyor ve bölgedeki iltica işlemlerinin daha etkin bir şekilde yapılmasına yardımcı olmayı amaçlıyor.
Merkezi kabul ve geri gönderme merkezleri, üyeler arasında paylaşılan ve ortak bir sorumluluk üstlenilen merkezlerdir. Burada, başvuruların uygunluğu, kimliğin teyidi, prosedürlerin tamamlanması ve hak taleplerinin değerlendirilmesi gibi işlemler gerçekleştirilir. Bunun yanı sıra, bu merkezler aynı zamanda geri gönderme işlemlerinin de yapılmasına olanak sağlar.
Bu yaklaşım, sadece AB'ye giriş yapan ve iltica başvurusunda bulunan kişileri değil, aynı zamanda AB'ye giriş yapan ama iltica başvurusunda bulunmayan kişileri de kapsıyor. Merkezi kabul ve geri gönderme merkezleri, uygun olmayan başvuruların hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasını sağlayarak, iltica sisteminin daha etkin bir şekilde işlemesi amacını taşıyor.
| Merkezi Kabul ve Geri Gönderme Merkezlerinin Avantajları | Merkezi Kabul ve Geri Gönderme Merkezlerinin Dezavantajları |
|---|---|
|
|
Merkezi kabul ve geri gönderme merkezlerinin avantajları ve dezavantajları vardır. Bu merkezlerin kurulmasının amacı, iltica sisteminin daha etkin bir şekilde işlemesini sağlamaktır. Ancak, bu merkezlerin yaratabileceği sorunlar da göz önünde bulundurulmalıdır.
Öncelikli Üçüncü Ülke Kavramı
Avrupa Birliği, göç ve iltica konularında yeni düzenlemeler yapıyor. Öncelikli üçüncü ülke kavramı, AB'nin iltica başvurusu yapan kişilerin kabul edilmesinde önce o ilden geçmelerini şart koşan bir yaklaşım olarak ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşım, AB'nin göç politikalarında öne çıkan bir kavram haline gelmiştir.
Öncelikli üçüncü ülke kavramı; başvuru sahibinin, AB üyesi bir ülkeden geçerken hukuki koruma sağlanmadığı ve bu ülkede mülteci statüsüne sahip olamayacağı kabul edilen ülkelerden geçmek zorunda olduğunu öngörüyor. Bu kavramın amacı, iltica başvurusu yapacak kişilerin, zaten güvenli kabul edilen ülkelerde oturmaya devam etmelerini sağlamak ve bu ülkelerin de sorumluluklarını yerine getirmelerini kolaylaştırmaktır.
Bu kavramın etkileri ise farklı ülkeler tarafından farklı şekillerde yorumlanmaktadır. Özellikle, Türkiye gibi sınır ülkeleri, bu kavramın uygulanması nedeniyle çok sayıda göçmenin ülkelerinde kalmaya zorlandığını düşünmektedir. Diğer yandan, AB ülkeleri ise bu yaklaşım sayesinde daha az sayıda iltica başvurusuna cevap vermek zorunda kaldıklarını ve böylece daha az mali külfetle karşı karşıya kaldıklarını düşünmektedir.
Bu kavram, AB'nin iltica başvurularının işleyişini değiştirmeye devam ediyor. Ancak hukukçular, bu yaklaşımın işleyişiyle ilgili yeni sorunlar ve tartışmalar ortaya çıkabileceği konusunda uyarıyorlar. Bu yaklaşımın, göçmenler için daha fazla belirsizlik yaratabileceği ve bazı ülkelerin, uluslararası mülteci yasalarını ihlal edebileceği konuları da tartışılmakta.
Göçmen Vizesi ve Sınır Kontrolü
Avrupa Birliği, son yıllarda artan göçmen akımları nedeniyle göçmen vizesi uygulamaları ve sınır kontrollerinde ciddi düzenlemeler yapmıştır. Bu düzenlemelerin amacı, AB ülkelerine giriş yapan göçmenlerin sayısını kontrol altına almak ve sınır güvenliğini artırmaktır.
AB, göçmenlerin AB ülkelerine giriş yapmadan önce bir dizi kontrolden geçmelerini şart koşmaktadır. Bu kontroller arasında pasaport kontrolü, parmak izi taraması ve yüz tanıma sistemleri yer almaktadır. Ayrıca, AB'ye giriş yapan göçmenlerin sağlık kontrolünden geçmeleri de gerekmektedir.
Göçmen vizesi uygulamalarında AB, ABD'den çok daha katı bir politika izlemektedir. AB, ülkeye giriş yapacak göçmenlere yönelik kriterleri belirlerken, ABD genellikle sadece vize başvuru sürecindeki kontroller ile yetinmektedir.
AB'nin yeni göçmen vizesi uygulamaları, ülkeye giriş yapacak olan göçmenlerin mesleki becerilerine, dil bilgisi seviyelerine ve öğrenim durumlarına göre kategorize edilmesine imkan tanımaktadır. Bu sayede, AB, ülkeye gelecek olan göçmenlerin hangi alanda çalışacaklarına dair daha iyi bir planlama yapabilmektedir.
Son olarak, AB ülkeleri arasında göçmenlerin ülkeye giriş yaparken karşılaştıkları prosedürler de farklılık göstermektedir. Bu nedenle, göçmenlerin AB'de bulunacakları ülkeyi önceden belirlemeleri ve o ülkenin uygulamalarına göre hazırlık yapmaları önemlidir.
Overall, AB's strict guidelines and visa policies for immigrants dictate they must pass through various screenings before entry to ensure safety. The new immigration visa applications also categorize individuals' skills, language proficiency, and education level to better plan where immigrants will work.
Amerika Birleşik Devletleri Göç ve İltica Politikaları
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) göç ve iltica politikaları düzenlemelerinde son yıllarda birçok değişiklik meydana geldi. 2021 yılında alınan kararlarla birlikte göçmenlerin ABD'ye girişleri konusunda sıkılaştırılan önlemler alındı.
Bu değişikliklerin arasında en ciddi olanlarından biri, önceki yıllarda uygulanan "Seçici Göçmenlik" politikasının güçlendirilmesi oldu. ABD, artık yalnızca belirli meslek gruplarından çalışan kişileri ülkeye kabul ediyor ve göçmenlerin niteliklerine büyük bir önem veriyor.
Ayrıca, ABD Göçmenlik ve Uyrukluk Hizmetleri'nin (USCIS) yasal temsilcilerle ilgili politikası da değişti. Artık USICS, yasal temsilciler aracılığıyla istekte bulunan göçmenlerin başvurularını daha sıkı bir şekilde değerlendiriyor ve bazı durumlarda onay sürecini uzatabiliyor.
Bununla birlikte, ABD yönetimi, iltica başvurularında da yeni düzenlemeler gerçekleştirdi. 2021 yılında alınan kararlarla birlikte, sınırda iltica başvurusu yapan kişiler, işlemleri tamamlanana kadar ülkeye giremeyecekler. Bu karar, ABD hükümetinin sınır kontrolleri ve güvenlik politikalarında yapılan değişikliklerin bir parçasıdır.
ABD göç ve iltica politikalarında yapılan bu değişiklikler, hem ülke içerisindeki göçmen nüfusunun yaşam koşullarını hem de tüm dünya için asıl belirleyici bir unsur olan ABD'nin göç politikası örneklerini değiştiriyor. Göç ve iltica konusunda dünya çapında devrim niteliğinde oluşturulan bu değişimler, insan hakları örgütleri ve göç konusunda çalışan olay tüm özel kuruluşlar tarafından yakından takip ediliyor.
2021 Yılında Kabul Edilen Yeni Sistemler
2021 yılında ABD göç ve iltica konusunda birçok yeni karar alarak yeni sistemler oluşturma yoluna gitti. Bu sistemler arasında en önemlilerinden birisi göçmenlere tıbbi bakım sağlamak için UC programıdır. Bunun yanı sıra, COVID-19 pandemisi nedeniyle, ABD hükümeti, iltica başvurularının birinci aşamasını kalıcı olarak sınır dışı ettikten sonra ülkeye erişimi sınırlandırarak, göçmenlerin ABD'ye girişini sınırladı.
Ayrıca, ABD hükümeti, çocukların geri gönderilmesini önlemek amacıyla en az 50 bin mülteciyle iki yıl boyunca yeniden yerleştirme programları başlatmayı planlıyor. Bu programlar, mültecilere ABD'de daha iyi bir yaşam sunarak ABD hükümetinin sorumluluklarını yerine getirmesini hedeflemektedir.
Bununla birlikte, yeni sistemlerin uygulamak için hala birçok sorunla mücadele etmenin gerektiğini belirtmek önemlidir. ABD'nin sert göç politikaları, dünyanın farklı bölgelerinden gelen mültecilerin ve göçmenlerin ABD'de yeni hayatlarını başlatmalarını engelleyebilir. Bu nedenle, ABD hükümeti yeni sistemlerinin olumlu yönleriyle birlikte, uygun adımlar atarak ve düzenlemeleri kolaylaştırarak göçmenlerin güvenli bir şekilde yeniden yerleşmelerine yardımcı olmalıdır.
İltica Başvurularındaki Değişiklikler
ABD'nin iltica başvurularının işleyişi hakkındaki son gelişmeler, 2021 yılında alınan yeni kararlarla ilgilidir. Bu kararlar, ABD'ye gelen göçmen sayısını azaltmayı hedeflemektedir. Yapılan düzenlemeler arasında, göçmenlerin iş bulması için gereken H-1B vizesi başvurusunda zorlaştırmalar getirilmesi, sınırda yakalanan göçmenlerin iltica başvurularının anında reddedilmesi, sınırdışı edilecek göçmenlerin iltica başvurularına hızlı yanıt verilmesi sayılabilir.
Ayrıca, ABD'de iltica başvurularının işleyişi de değiştirildi. Artık, iltica başvurusu yapan her göçmenin cezaevine konulması planlanıyor. Göçmenlerin kalmak istedikleri şehirlerde kalmasına izin verilmiyor ve ülke genelindeki çadır kamplarına gönderiliyorlar. Bu kampların koşulları ise oldukça eleştiriliyor. Aynı zamanda, iltica başvuru süreci de uzun sürüyor ve işlemler daha da zorlaşıyor. Bu durum, ABD'de iltica hakkı arayan göçmenlerin hayatlarını daha da zorlaştırıyor.
- ABD'de alınan bu yeni kararların amacı göçmen sayısını azaltmak olsa da, insan hakları örgütleri bu kararların insancıl olmadığını savunuyor.
- ABD'de artan sınırdışı etme sayıları göçmenlerin yasal haklarının ihlal edilmesine yol açmaktadır.
- ABD göç ve iltica politikalarındaki bu değişiklikler, göçmenlerin hayatlarını daha da zorlaştırmakta ve özellikle de iltica hakkı arayan göçmenlerin güvenli bir liman bulma şansını azaltmaktadır.
Dünya Genelinde Göç ve İltica Hukuku
Dünya genelinde göçmenlerin hakları ve statüleri hakkında belirlenmiş bazı standartlar bulunmaktadır. Ancak, bu hukuki düzenlemelerin uygulanmasında karşılaşılan sorunlar ve eksiklikler, göçmenlerin haklarına tecavüz edilmesine ve istismara yol açabiliyor.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, dünya genelinde göçmenlerin ülkelerinde karşılaştıkları zulüm ve baskılar nedeniyle korunmaya ihtiyaç duyduklarını belirtiyor. Bu nedenle, mülteci statüsüne başvuru yapma hakkı tanıyor ve süreci yönetiyor. Ancak, BM mültecilerin haklarına saygı gösteren ülkelerin sayısı oldukça azdır.
Aynı zamanda, dünya genelinde iltica başvurularının sayısı her geçen yıl artıyor. Bu durum göçmenlerin haklarını savunan hukuki düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Ancak, hukuki düzenlemeler yetersiz veya uygulama eksiklikleri nedeniyle göçmenler hala haklarını alamamaktadır.
Göçmenlerin statüsü ve haklarının korunmasına ilişkin yasal düzenlemelerin olmaması veya yetersiz olması, göçmenleri yeraltı sistemlerine yönlendiriyor ve istismar riskini arttırıyor. Bu nedenle, hükümetlerin göçmen haklarına saygı gösteren yasal düzenlemeleri oluşturması ve uygulaması elzemdir.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), dünya genelinde göç ve iltica konusunda çalışmalar yürüten bir kuruluştur. BMMYK, mülteci olan kişilerin korunmasını, haklarını savunmasını, temel ihtiyaçlarının karşılanmasını ve uyum sürecinde desteklenmesini amaçlamaktadır. Bununla birlikte, BMMYK, göçmenlerin de haklarını korumakta ve dünya genelindeki göç sorunlarına çözüm bulmaya çalışmaktadır.
BMMYK, göç konusunda uluslararası toplumun dikkatini çekmeye ve sorunlara çözüm bulmaya çalışmaktadır. Bu çerçevede, BMMYK, dünya genelindeki mülteci kamplarının yönetimini, mültecilere sağlanan insani yardımın koordinasyonunu ve mültecilere verilen hukuki destekleri sağlamaktadır. Ayrıca, BMMYK, mültecilerin geri gönderilmeleri konusundaki hukuki çerçevelerin belirlenmesinde de önemli bir rol oynamaktadır.
- BMMYK, göçmenlerin haklarını savunmak ve korumakta önemli bir rol oynamaktadır.
- BMMYK, dünya genelindeki mülteci kamplarının yönetimini ve insani yardımın koordinasyonunu sağlamaktadır.
- BMMYK, mültecilere verilen hukuki destekleri sağlamakta ve geri gönderilmeleri konusundaki hukuki çerçeveleri belirlemektedir.
BMMYK, dünya genelindeki göç sorunlarına çözüm bulmak için çalışmalar yürütmekte ve göçmenlerin haklarını korumaktadır. Bu nedenle, BMMYK'nin çalışmaları göç ve iltica hukuku düzenlemeleri konusunda oldukça önemlidir.
Göçmenlerin Durumu ve Hakları
Göçmenlerin durumu ve hakları dünya genelinde oldukça önemli bir konudur. Son yıllarda, giderek artan sayıda insan, farklı nedenlerden dolayı ülkesinden ayrılmakta ve farklı ülkelerde yaşamaktadır. Ancak, birçok göçmen çok zorlu süreçlerden geçmekte ve çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadır. Bu durum, birçok ülkenin yeni göçmenler için çeşitli düzenlemeler yapmasına ve göçmenlerin haklarını koruyabilmek için çalışmalar yapmasına neden olmuştur.
Dünya genelinde, göçmenlerin haklarına dair çıkan yeni düzenlemelerin sayısı giderek artmakta ve bu düzenlemeler doğrudan göçmenlerin yaşam kalitesine etki etmektedir. Birçok ülke, göçmenlere sağlık hizmetleri, eğitim imkanları ve iş fırsatları sunmakta ve aynı zamanda göçmenlerin insan haklarına saygı göstermek için çalışmalar yapmaktadır. Ancak, birçok ülke de bu hakları kısıtlamaktadır.
- Göçmenlerin haklarına dair çıkan en önemli düzenlemeler arasında, göçmenlerin işe alım hakları ve çalışma koşulları yer almaktadır. Birçok ülke, göçmen işçilerin haklarını koruma amacıyla yeni yasalar ve düzenlemeler yapmaktadır.
- Göçmenlerin sağlık hizmetlerinden yararlanması da önemli bir konudur. Bazı ülkeler, göçmenlerin sağlık hizmetlerinin kısıtlı olduğu ya da hiç olmadığı durumlarda, göçmenlere sağlık hizmeti sunmak için özel programlar oluşturmaktadır.
- Göçmenlerin eğitim hakları da son yıllarda önem kazanmıştır. Birçok ülke, göçmen çocukların eğitimine mümkün olan en iyi şekilde destek vermektedir.
Yine de, göçmenlerin haklarına dair yapılan düzenlemeler bazı ülkelerde yetersiz olabilmekte ve göçmenlerin insan haklarına saygı gösterilmemesine neden olabilmekte. Bazı ülkelerde, göçmenlerin durumuna dair yasal düzenlemeler tamamen yok veya yetersizdir.
Bu nedenle, uluslararası toplum, göçmenlerin haklarına saygı göstermek için daha fazla çalışmalı ve göçmenlerin yaşam kalitesini iyileştirmek için adımlar atmalıdır. Bu şekilde, dünya genelindeki göçmenlerin yaşam kalitesi artırılabilir ve insan haklarına saygı gösterilerek adil bir dünya yaratılabilir.