Sosyal adaletin sağlanması için, hükümetler birçok rol üstlenmektedir Adil ekonomik politikalar geliştirmek, eşit eğitim fırsatları sunmak ve sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak gibi görevleri yerine getirmelidirler Bu yazıda sosyal adaletin sağlanması için hükümetlerin rolleri detaylı olarak incelenmektedir
Sosyal adalet, toplumun tüm bireyleri için eşit fırsatlar, haklar ve adaletin sağlanması anlamına gelir. Bu nedenle, hükümetlerin sosyal adaleti sağlamak için önemli rolleri ve sorumlulukları vardır.
Ekonomik eşitlik, iş yeri eşitliği, adil hukuk sistemi, sağlık ve eğitim hizmetleri gibi birçok konuda hükümetlerin müdahaleleri sosyal adaleti sağlamada büyük bir rol oynamaktadır. Hükümetler, sosyal adaleti sağlamak için aşağıdaki alanlarda çeşitli sorumluluklar üstlenir:
- Ekonomik eşitlik: Hükümetler, vergi politikaları, sosyal güvenlik ve ekonomik programlar yoluyla indirimli fiyatlı konutlar, işletme kredileri ve diğer destekler ile eşit fırsatlar sağlamada önemli bir rol oynarlar.
- Sağlık hizmetleri: Hükümetler, sağlık hizmetlerinde yaygın erişim sağlamak, düzenlemeler yapmak ve tıbbi malzemelerin ve ilaçların maliyetini azaltmak için çalışmalar yaparlar.
- Eğitim hizmetleri: Hükümetler, eğitim politikaları ve programları belirler, eğitim maliyetlerini azaltmak ve okul öncesi eğitime erişimi artırmak için çalışmalar yaparlar.
- Adil yargı sistemi: Hükümetler, tarafsız yargı sistemleri oluşturarak adalete erişimi sağlar ve hükümetin yolsuzlukla mücadelesine yardımcı olur.
- Sosyal yardım ve refah programları: Hükümetler, işsizlik, fakirlik ve dezavantajlı gruplar için sosyal yardım ve refah programları oluşturarak, sosyal adaleti sağlamada önemli bir rol üstlenirler.
Hükümetlerin sosyal adaleti sağlama konusundaki rol ve sorumlulukları, farklı ülkelere ve toplumların ihtiyaçlarına göre farklılık gösterir. Ancak, genel olarak hükümetlerin amaçları, topluma eşit fırsatlar, haklar ve adalet sağlamak için çalışmaktır. Bu nedenle, hükümetlerin sosyal adalet konusuna odaklanarak, toplumsal farklılıkları azaltmak ve adil bir toplum oluşturmak için sürekli olarak çalışmalar yapmaları gerekmektedir.
Ekonomik Eşitlik
Ekonomik eşitlik, sosyal adaletin sağlanması için hayati önem taşıyan bir konudur. Eşitsiz bir ekonomik yapı, toplumun bazı kesimlerini dezavantajlı konuma düşürür ve adaletsizliğe neden olur. Bu nedenle, hükümetlerin ekonomik eşitliği sağlamak için belirli rolleri ve sorumlulukları vardır.
Adaletli bir ekonomik yapı oluşturmak için hükümetlerin, piyasayı düzenleyerek herkesin adil bir şekilde rekabet edebilmesini sağlaması gerekmektedir. Bu noktada, hükümetler, tüketicileri koruyan yasaları oluşturarak, tekel oluşumunu engelleyerek ve haksız rekabeti önleyerek piyasa düzenlemeleri yapabilirler. Aynı zamanda, hükümetler, işletmeleri vergi, kalkınma ve araştırma teşvikleri gibi ekonomik yardımlarla destekleyerek, ekonomik büyümeyi destekleyebilirler.
Bunun yanı sıra, hükümetlerin ekonomik eşitliği sağlamak için uygulayabileceği diğer politikalar arasında eğitim ve sağlık hizmetleri, gelir dağılımı politikaları ve sosyal yardım programları bulunmaktadır. Hükümetler, eğitim ve sağlık hizmetlerindeki adaletsizlikleri gidererek, insanların eşit bir şekilde fırsat eşitliğine sahip olmalarını sağlayabilirler. Gelir dağılımındaki adaletsizlikleri azaltarak, refahın daha adil bir şekilde dağıtılmasını sağlayabilirler. Sosyal yardım programları ile de ihtiyaç sahibi kesimlere yardım ederek ekonomik eşitliği sağlayabilirler.
| Hükümetlerin Ekonomik Eşitlik İçin Yapabileceği Müdahaleler |
|---|
| 1. Piyasa düzenlemeleri yapmak |
| 2. İşletmeleri vergi, araştırma, kalkınma teşvikleri gibi ekonomik yardımlarla desteklemek |
| 3. Gelir dağılımındaki adaletsizlikleri azaltmak |
| 4. Sosyal yardım programları ile ihtiyaç sahibi kesimlere yardım etmek |
Ekonomik eşitlik, sosyal adaletin sağlanması için gereklidir. Hükümetlerin politika ve müdahaleleriyle adil bir ekonomik yapı oluşturulabilir. Eşit bir ekonomik yapıya sahip olmak, toplumda herkesin adil bir şekilde rekabet edebileceği bir ortam yaratır ve adaletli bir toplumun oluşmasına katkı sağlar.
Eğitim ve Sağlık Hizmetleri
Hükümetlerin sağlık ve eğitim hizmetlerinde oynadığı rol, halkın bu hizmetlere erişimi için büyük önem taşır. Özellikle bireylerin hayatlarının önemli aşamalarında, örneğin okula başlama veya sağlık problemleri ile karşılaşma durumlarında, hükümetlerin bu hizmetlerin kolayca erişilebilir olmasını sağlaması gerekmektedir.
Eğitimde, hükümetler okul altyapısının geliştirilmesi, öğretmenlerin niteliğinin arttırılması, eğitim programlarının yenilenmesi gibi konularda çalışmalar yaparlar. Buna ek olarak, farklı sosyo-ekonomik gruplardan gelen öğrencilerin eşit eğitim imkanlarına erişimleri için de eğitim sistemi ile ilgili politikalar geliştirilir. Öğrencilere burslar ve sosyal yardımlar verilerek, dağıtılabilir tablet, bilgisayar gibi teknolojik araçlar ile öğrencilere erişim sağlanır.
Sağlık hizmetleri için, hükümetlerin sağlık alanındaki müdahaleleri oldukça geniştir. Geliştirilmesi gereken alanlar arasında aile planlaması, mental sağlık hizmetleri ve hasta hakları yer alır. Ayrıca hükümetler için, hasta haklarının korunması ve hijyen koşullarının iyileştirilmesi önemli bir konudur. İlaç ve hastane masraflarının karşılanabilmesi için sosyal destek programları oluşturulur. Hükümetler, sınır ötesi sağlık hizmetlerine ve acil durumlar için sevk zincirine de destek verirler.
Özetle, hükümetler, eğitim ve sağlık hizmetleri konusunda önemli rol oynar. Bu hizmetlere erişim, sosyal adaletin sağlanması için kritik bir faktördür. Halkın bu hizmetlere kolayca erişimini sağlamak için hükümetler, çeşitli destek programları oluşturarak eşitlik ilkesini tesis etmeye çalışırlar.
Sağlık Hizmetleri
Hükümetler, sağlık sektöründeki müdahaleleriyle vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırır. Sağlık hizmetleri, bir ülkenin vatandaşları için yaşamsal bir öneme sahiptir. Bu nedenle, hükümetler sağlık hizmetlerinin kapsamını ve kalitesini artırmak için çeşitli adımlar atarlar.
- Bu adımlardan biri, kamu hastanelerindeki yatak sayısını artırmaktır. Ayrıca, sağlık hizmetleri sunan kamu kurumlarına daha fazla yatırım yapmak da önemlidir.
- Bunun yanı sıra, hükümetler sağlık sigortası veya kamu sağlık hizmetlerine erişimde finansal yardım sağlar. Bu, maddi durumu iyi olmayan vatandaşların da sağlık hizmetlerine erişebilmesini sağlayarak, sosyal adaleti sağlama yöntemlerinden biridir.
- Ayrıca, hükümetler sağlık hizmetlerinde yapılan yenilikleri ve gelişmeleri topluma duyurur. Bu sayede vatandaşların sağlık hizmetlerine ilişkin bilgi eksikliği giderilir ve halkın bilinçli bir şekilde sağlık hizmetlerinden yararlanması sağlanır.
Hükümetlerin sağlık sektöründeki müdahaleleri, toplumsal gelişim açısından büyük önem taşır. Sağlıklı bireylerin sayısı arttıkça, ülkelerin ekonomik, sosyal ve kültürel alanlardaki gelişimi de artar.
Aile Planlaması
Aile planlaması, birçok hükümetin sağlık hizmetleri çerçevesinde yürüttüğü bir çalışmadır. Bu çalışmalar çiftlerin istedikleri sayıda çocuk sahip olmalarına yardımcı olurken, daha sağlıklı bir aile yapısının da oluşmasına katkı sağlar. Hükümetler, aile planlaması konusunda doğru ve güvenilir bilgiye erişim sağlayarak halkın sağlık konusundaki farkındalığını artırır.
Aile planlaması çalışmaları, sosyal adalet açısından da son derece önemlidir. Doğru ve güvenilir bilgiye erişim sağlanması, kadınların vücutlarına dair kapsamlı bilgilere sahip olmalarını ve kendilerini korumalarını sağlar. Aynı zamanda, aile planlaması sayesinde ekonomik olarak zor durumda olan ailelerin çocuk sayısı ve dolayısıyla bakım maliyetleri kontrol altına alınarak ailenin maddi yükü de azaltılmış olur. Bu şekilde, sosyal yardım fonları daha doğru ve ihtiyaç sahibi ailelere yönelik şekilde kullanılabilir.
Sonuç olarak, aile planlaması hizmetleri hükümetlerin sosyal adaleti sağlama çabaları kapsamında son derece önemlidir. Halkın sağlığına doğrudan etki eden bu çalışmalar, ailelerin daha sağlıklı bir şekilde büyümesine yardımcı olur ve ailelerin daha az bir maddi yükle karşılaşmasını sağlayarak yardım fonlarının daha doğru kullanımına da olanak tanır.
Mental Sağlık
Hükümetlerin sağlık hizmetlerindeki rolü sadece fiziksel sağlıkla sınırlı değildir, aynı zamanda ruh sağlığı da dahildir. Hükümetler, toplumda mental sağlığı destekleyici politikaların geliştirilmesi konusunda büyük bir rol oynamaktadır. Günümüzde, stres, kaygı, depresyon ve diğer ruh sağlığı sorunları, toplumun her kesiminde yaygın hale gelmiştir ve bu durum insanların günlük yaşamlarını etkilemektedir.
Hükümetler, bu sorunları ele almak için çeşitli adımlar atmaktadır. Ülkeler, ruh sağlığı hizmetlerine daha fazla kaynak ayırmaktadır. Hükümetlerin sağlık hizmetleriyle ilgili müdahaleleri, sadece tedavi değil, aynı zamanda ruh sağlığı hizmetlerini de kapsar. Hizmetler, psikolojik terapi, psikiyatrik muayene ve danışmanlık hizmetlerini içerir.
Bununla birlikte, hükümetlerin toplumda mental sağlığı destekleyici politikaları teşvik etmek için daha fazla adım atması gerekmektedir. Hükümetler, toplumda mental sağlığın korunmasına yönelik kampanyalar, seminerler ve eğitim programları düzenleyerek insanları bilgilendirmelidirler. Özellikle COVID-19 pandemisi nedeniyle birçok insanın ruh sağlığı olumsuz etkilendi, bu nedenle hükümetlerin bu konuda daha fazla yatırım yapması gerektiğini düşünüyorum.
Eğitim Hizmetleri
Eğitim, toplumun gelişiminde en önemli faktörlerden biridir. Herkesin adil bir şekilde eğitim alma hakkı vardır. Hükümetlerin eğitim hizmetleri politikaları, toplumda eşitliği ve sosyal adaleti sağlamak için oldukça önemlidir.
Bu yüzden, hükümetlerin eğitim hizmetleri ile ilgili adımları atarken sosyal adalet ilkelerine uygunluk önemlidir. Eğitimde eşitlik sağlamak için hükümetler, farklı gelir gruplarından gelen öğrencilere burs, kredi, ücretsiz kitap dağıtımı gibi imkanlar sağlamalıdır. Ayrıca, dezavantajlı bölgelerdeki okulların eğitim standartları yükseltilmeli ve öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun eğitim programları hazırlanmalıdır.
Hükümetlerin eğitim hizmetleri politikaları, milli eğitim bakanlıklarının yürüttüğü çalışmalarla şekillenir. Bu çalışmalar, eğitim kalitesini iyileştirmeyi, okullaşma oranını artırmayı hedefler. Okullaşma oranının artışının yanı sıra, kaliteli eğitim verilmesi de önemlidir. Bu nedenle, hükümetler öğretmenlere ve okullara yeterli finansman sağlamalıdır.
Sonuç olarak, eğitim hizmetleri, toplumda adaleti sağlamak için oldukça önemlidir. Hükümetlerin bu alanda atacağı adımlar, toplumda eşitliği ve sosyal adaleti sağlamaya yardımcı olacaktır.
Adil Yargı Sistemi
Hükümetlerin sosyal adaletin sağlanması için en önemli sorumluluklarından biri de adil yargı sistemini sağlamaktır. Adil bir yargı sistemi, hukukun üstünlüğü ilkesine dayanır ve herkesin eşit bir şekilde yargılanmasını sağlar. Hükümetler, adaleti sağlamak için adil bir yargı sistemi oluşturmak ve bu sistemi korumakla yükümlüdür.
Hükümetlerin adil bir yargı sistemi oluşturmak için neler yapabileceği konusunda birçok farklı öneri bulunmaktadır. Bunlar arasında, yargı sistemine yeterli kaynak sağlamak, yargılanan kişilerin haklarını korumak, mahkemelerin etkin bir şekilde çalışmasını sağlamak ve yargı sürecinin şeffaf olmasını sağlamak gibi önemli adımlar yer almaktadır.
Ayrıca, hükümetlerin, hukuk eğitimi ve hukukun evrensel ilkeleri gibi konularda da önemli adımlar atması gerekmektedir. Bu sayede, yargı sistemimizin etkinliği artırılacak ve adil yargı sistemimiz korunacaktır.
Sonuç olarak, adil bir yargı sisteminin oluşturulması ve korunması, toplumumuz için önemli bir konudur. Hükümetlerin bu konuda aktif adımlar atması, sosyal adalet açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Hukukun Üstünlüğü
Hukukun üstünlüğü ilkesi, hükümetlerin toplumun hukuki haklarını koruma ve hukukun herkes için eşit olarak uygulanması yönündeki sorumluluğunu ifade eder. Bu ilke, hükümetlerin yasalara ve anayasaya uygun hareket etmesini, adalete ve insan haklarına saygı göstermesini gerektirir.
Hükümetlerin hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınması yönündeki sorumlulukları arasında, adil yargı sisteminin oluşturulması ve korunması yer alır. Böylece, herhangi bir bireyin adil bir yargılama ve savunma hakkı sağlanarak, masumiyet karinesi korunmuş olur.
Bunun yanı sıra, hükümetlerin hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalınması doğrultusunda yasalara uygun şekilde faaliyet gösteren şirketlerin teşvik edilmesi, işletmelere yönelik yasal düzenlemelerin yapılması gibi çalışmalar da yer almaktadır.
Genel olarak, hükümetler hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalarak adil bir toplum oluşturmakla sorumludur. Bu sorumluluk, yasal düzenlemelerin yapılması ve yasaların eşit şekilde uygulanması ile yerine getirilmektedir.
İş Yerlerinde Eşitlik
İş yerlerinde eşitlik, iş gücünün cinsiyet, yaş, ırk, din, engellilik dahil olmak üzere her türlü ayrımcılık olmaksızın eşit koşullarda istihdam edilmesini sağlayan bir kavramdır. Bu noktada hükümetlerin, iş yerlerindeki eşitliği sağlamak için belirlediği politikalar ve uygulamalar büyük önem taşımaktadır.
Bu politikalar sayesinde işverenler, işe alımlarda, terfilerde, ücretlerde ve diğer iş koşullarında adil davranmak zorundadırlar. İş yerlerindeki ayrımcılık ve adaletsizlik durumlarında ise hükümetlerin işyerlerine yaptırım gücü bulunmaktadır.
Bu noktada halkın bu politikalara uyumu da oldukça önemlidir. Hükümetler, halkı bu konuda bilinçlendirmeli ve iş yerlerindeki eşitlik politikalarına uyumu için gerekli eğitimleri sağlamalıdır. Ayrıca işyerlerindeki eşitlik konusunda yapılan şikayetlerin hızlı ve etkili bir şekilde ele alınması için gerekli yasal ve kurumsal altyapıyı da oluşturmak hükümetlerin sorumluluğundadır.
İş yerlerinde eşitlik için hükümetler, işverenleri olumlu teşvik eden ve halkın bu politikalara uyumunu sağlamak için yardımcı olan farklı teşvik programları da uygulayabilirler. Örneğin, özel sektör işverenlerinin, kadın ve azınlık gruplarına yönelik işe alımlarda ve terfi süreçlerinde adil davranmalarını teşvik eden vergi avantajları sağlayabilirler. Ayrıca hükümetler, iş gücünün eğitimli ve yetenekli bir şekilde gelişmesi için eğitim ve mesleki eğitim programları da düzenleyebilirler.
Sonuç olarak, iş yerlerindeki eşitlik politikalarının oluşturulması, uygulanması ve halkın bu politikalara uyumu, sosyal adalet açısından son derece önemlidir. Bu noktada hükümetlerin belirlenecek stratejilerle ve alınacak somut tedbirlerle etkili bir şekilde rol almaları gerekmektedir.
Sosyal Yardım ve Refah Programları
Hükümetlerin sosyal yardım ve refah programlarının yürütülmesi, toplumdaki yoksulluğun azaltılması ve sosyal adaletin sağlanması açısından oldukça önemlidir. Bu programlar, gelir seviyesi düşük olan, işsiz veya engelli vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak, onların yaşam standartlarını artırmak ve toplumsal entegrasyonlarını sağlamak amacıyla uygulanır.
Hükümetler, sosyal yardım programlarının yanı sıra refah programları da yürütmektedir. Refah programları, sağlık hizmetleri, eğitim ve iş olanakları gibi konularda halka destek olmak için uygulanır. Bu programlar, toplumdaki farklı kesimlerin ihtiyaçlarına cevap vererek sosyal adaletin sağlanması hedeflenir.
Sosyal yardım ve refah programlarının yürütülmesinde, hükümetlerin önemli rolleri vardır. Bu programların bütçesi, belirlenmesi, değerlendirilmesi, uygulanması ve gözetilmesi konularında sorumlulukları bulunmaktadır. Ayrıca bu programların halka etkisi düzenli olarak değerlendirilmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.
Sosyal yardım ve refah programlarının yürütülmesinde hükümetler aynı zamanda iş birliği ve paylaşım yapmak için uluslararası örgütlerle işbirliği yapar. Bu şekilde, sosyal adaletin sağlanması için küresel düzeyde çalışmalar yapılır.
Sosyal yardım ve refah programları, sosyal adaletin sağlanma sürecinde oldukça önemlidir. Hükümetlerin bu programları yürütürken, halkın ihtiyaçlarını doğru bir şekilde tespit etmeleri ve doğru adımlar atmaları gerekir. Herkesin eşit haklara sahip olduğu bir toplumda yaşamak için, hükümetlerin sosyal yardım ve refah programlarına gereken önemi vermeleri şarttır.
İşsizlik
İşsizlik, dünya genelinde birçok ülkenin karşı karşıya olduğu bir sorundur. İşsizlik oranlarının yüksekliği, ülkelerin ekonomik ve sosyal yapılarını etkileyebilir. Hükümetlerin, işsizlikle mücadele politikaları geliştirerek bu sorunu çözmeye çalışması gerekmektedir.
Hükümetler, işsizliği azaltmak için ekonomik teşvikler ve istihdam yaratma politikaları uygulayabilir. Yeni işletmelerin kurulması ve işletmelerin büyütülmesi için mali destek sağlayabilirler. Ayrıca, işsiz kalan vatandaşlara eğitim ve meslek edindirme programları sunarak iş arama becerileri konusunda destek sağlayabilirler.
İşsizlik oranlarının azaltılması için hükümetler, kamu sektöründe iş açarak daha fazla istihdam yaratılmasını teşvik edebilirler. Ayrıca, özel sektöre de vergi indirimleri ve diğer teşvikler sağlayarak işletmelerin yeni iş pozisyonları açmalarını teşvik edebilirler.
Hükümetler, işsiz kalan vatandaşlara maddi yardım ve işsizlik sigortası gibi sosyal yardım programları oluşturarak işsizliğin olumsuz etkilerini azaltmaya çalışabilirler. Bu programların yanı sıra, hükümetler, işsiz kalan vatandaşların meslek edinmeleri için eğitim ve burs programları da sağlayabilirler.
Tüm bunlarla birlikte, hükümetlerin işsizliği azaltmak için uyguladığı politikaların başarıya ulaşması için iş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve bireysel vatandaşların da destek vermesi gerekmektedir. İşsizliğin azaltılması, sosyal adaletin ve ekonomik kalkınmanın sağlanması açısından oldukça önemlidir.
Fakirlik
Fakirlik, dünya genelinde en büyük sosyal problemlerden biridir. Hükümetler, fakirlikle mücadele ederek sosyal adaleti sağlamak için birçok politika geliştirirler. Bu politikalar çeşitli alanlarda ve yöntemlerde uygulanarak fakirliği azaltmayı hedefler. Fakirliği azaltmak için, hükümetler aşağıdaki politikaları uygularlar:
- Sosyal Yardım Programları: Fakir olan ailelere, fakirlik sınırının altında olanlara yönelik sosyal yardım programları hayata geçirilir. Bu programlar sayesinde, evsizlikten kurtulan aileler veya yaşamlarını sürdürebilecek temel ihtiyaçlarını karşılayamayan kişilerin ihtiyaçları giderilir.
- İstihdam Yaratma: Fakirliğin ana sebeplerinden biri işsizliktir. Bu nedenle, hükümetler işsizlikle mücadele politikaları geliştirerek, iş imkanlarını artırmaya çalışırlar. Ayrıca, fiziksel veya zihinsel engelli bireylere yönelik çalışma fırsatları da sunarlar.
- Eğitim: Eğitim, fakirliğin azaltılması için önemli bir araçtır. Eğitime erişim sağlamak için hükümetler, öğrencilere burs, ücretsiz kitap, ücretsiz öğle yemeği vb. sağlayarak, kaliteli eğitime ulaşmalarını sağlarlar.
- Fakirlere Destek: Fakirlikle mücadele etmek için hükümetler, fakirlere sağlık hizmetleri, barınma imkanı, temel gıda desteği, su ve elektrik desteği gibi destekler sunarlar. Bu destekler, onların temel ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlamak için tasarlanmıştır.
Hükümetlerin fakirlikle mücadeledeki rolü, sosyal adaletin sağlanması için oldukça önemlidir. Bu politikalar sayesinde, fakir ailelerin yaşam standartları yükseltilerek, toplumsal eşitliğin sağlanması hedeflenir.
Engellilik
Engelli vatandaşların hayatları, diğer vatandaşlardan farklı engellerle dolu olabilir. Bu nedenle hükümetler, toplumda adaleti sağlamak amacıyla engellilik konusunda politikalar geliştirmekte ve uygulamaktadır. Engelli vatandaşların yaşamlarını kolaylaştırmak için hükümetlerin birçok alanda çalışmaları vardır.
Birçok hükümet, engellilerin yaşam kalitesini artırmak için fiziksel engellerin ortadan kaldırılması, engellilere özel eğitim ve sağlık hizmetleri sağlanması gibi özel politikalar uygulamaktadır. Ayrıca, engellilerin istihdam edilmelerini sağlamak amacıyla, hükümetler farklı iş kollarında engelli çalışanların sayısını artırmak için çeşitli teşvikler sağlamaktadır.
Hükümetlerin engellilik konusunda yaptığı çalışmalar sadece fiziksel engellerin ortadan kaldırılmasıyla sınırlı kalmamaktadır. Ayrıca, engelli vatandaşlar için sosyal yardım ve refah programları da hayata geçirilmektedir. Bu programlar aracılığıyla engelli vatandaşlar, yaşam standartlarını yükseltebilmekte ve toplumda daha aktif bir şekilde yer alabilmektedir.
Engelli vatandaşların hayat kalitesini artırmaya yönelik hükümet politikaları, toplumda engellilik konusundaki farkındalığı da artırmaktadır. Bu sayede, engelli vatandaşların toplumda kabul görmeleri ve ayrımcılıkla karşı karşıya kalmamaları sağlanmaktadır.