Kanserden korunmak için öncelikli adımlardan biri sağlıklı beslenmedir. Bu yazımızda kansere karşı koruyucu etkisi bilimsel olarak kanıtlanmış besinler hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz. Sağlıklı yaşam için doğru adımlar burada!

Kanser, günümüzde kişilerin en çok korktuğu sağlık sorunlarından biridir. Özellikle beslenme alışkanlıkları kanserin oluşumuna da sebep olabilmektedir. Ancak, bazı besinler kansere karşı koruyucu etkiye sahiptir ve düzenli olarak tüketildiğinde kanser riskini azaltır. Bu nedenle, bu makalede kansere karşı koruyucu etkisi bulunan besinler hakkında bilgi verilecektir.

Bu besinler arasında koyu yeşil sebzeler, turunçgiller, sarımsak, ceviz ve domates yer almaktadır. Koyu yeşil sebzeler, antioksidanlar ve kansere karşı koruyucu bileşikler içerdikleri için düzenli olarak tüketilmesi önerilmektedir. Turunçgiller ise C vitamini bakımından zengin olup, kanseri önleyici etkilere sahiptirler. Üstelik, bu besinlerin kabukları da faydalıdır. Özellikle greyfurt, kansere karşı en güçlü özelliklerinden birine sahip olduğu için tüketilmesi önerilir. Sarımsak, kanser riskini azaltan antioksidanları içerir. Ceviz de özellikle içerdiği omega-3 yağ asitleri sayesinde kanseri önleyici özelliklere sahiptir. Domatesin ise içerdiği likopen sayesinde kansere karşı koruyucu etkisi bulunur.

Ancak, kırmızı et ve işlenmiş et ürünlerinin kansere neden olabileceği uzun süredir bilinmektedir. Bu nedenle, kesinlikle tercih edilmemesi önerilir. Bunun yerine baklagiller tüketilebilir. Çünkü baklagiller kansere karşı koruyucu lifler ve antioksidanlar içerirler.

Koyu Yeşil Sebzeler

Ispanak, brokoli, pazı gibi koyu yeşil sebzeler kanserle savaşan ve vücut sağlığını koruyan bileşikler içerirler. Bu sebzelerin içerdiği besin öğeleri kanser hücrelerinin büyümesine engel olur ve kanserin önlenmesine yardımcı olur. Özellikle Ispanak, içerdiği demir ve folik asit sayesinde sağlıklı bir zihin ve vücut sağlar. Aynı zamanda içerdiği A ve C vitaminiyle de kanserle mücadeleyi destekler.

• Brokoli, kanserle savaşan sülfür bileşikleri içerir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.
• Pazı, kansere karşı koruyucu etkisi olan betalain pigmentleri içerir. Ayrıca antioksidanlar ve demir açısından da zengindir.

Koyu yeşil sebzelerin pişirilmesi sırasında besin değerlerinin kaybolmaması için sebzelerin buharında pişirilmesi ya da sote yapılması tavsiye edilir. Ayrıca koyu yeşil sebzelerin salatalar, sandviçler ve yemeklerde kullanılması da vücut sağlığına katkı sağlar.

Turunçgiller

Portakal, mandalina, limon gibi turunçgiller, içerdikleri C vitamini sayesinde bağışıklık sistemimizi güçlendirirler. Bunun yanı sıra, kansere karşı koruyucu etkileri nedeniyle tüketilmesi önerilen besinler arasındadır. İçerdikleri antioksidanlar sayesinde kanser hücrelerinin oluşmasını engelleyip, var olan kanser hücrelerinin yayılmasını önlerler.

Greyfurt, en güçlü kanser karşıtı özelliklere sahip turunçgillerden biridir. İçeriğinde barındırdığı naringenin, kanser hücrelerindeki DNA’nın tamirini sağlayarak kanser hücrelerinin büyümesinin engellenmesine yardımcı olur. Gripten koruyucu özellikleri ile de bilinir. Aynı zamanda, kolesterol seviyesinin düşürülmesine yardımcı olur ve kalp dostudur.

Mandalinanın kabuğunda bulunan limonoid bileşiği, kanseri önleyici etkilere sahiptir. Portakalda bulunan nobiletin bileşiği ise kanser hücrelerinin çoğalmasını engeller. Limonun ise içerdiği limone bileşiği sayesinde kanser hücreleri ölür ve kanserin yayılması önlenir.

Tüm bu nedenlerle turunçgillerin düzenli olarak tüketilmesi önerilmektedir. Eğer turunçgilleri direk tüketmek istemiyorsanız, gün içinde tüketebileceğiniz taze sıkılmış meyve suları hazırlayabilirsiniz. Ayrıca, besin değerini koruması için turunçgillerin kabuklarını da tüketebilirsiniz.

Greyfurt

Greyfurt, içerdiği antioksidanlar ve C vitamini yönünden oldukça zengindir. Bu özellikleri sayesinde kanser hücrelerinin oluşumunu ve yayılımını engeller. Araştırmalar, greyfurt tüketiminin özellikle meme kanseri başta olmak üzere birçok kanser türü riskini azaltma potansiyelini ortaya koymaktadır.

Bununla birlikte, greyfurtun bazı ilaçlarla etkileşime girebileceği ve ilaç etkisini artırabileceği bilinmektedir. Bu nedenle, bir sağlık uzmanına danışmadan önce greyfurt tüketimi konusunda dikkatli olunması gerekmektedir.

• Greyfurt tüketiminin kanser riskini azaltmasının yanı sıra, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudu enfeksiyonlara karşı korur.
• Greyfurt, folik asit, potasyum ve magnezyum gibi mineraller bakımından da zengindir. Bu minerallerin sağlıklı bir yaşam için önemli olduğu unutulmamalıdır.
• Greyfurt suyunun tüketilmesi de benzer şekilde kanser riskini azaltır. Ancak, greyfurt suyunun tüketimi sırasında şeker miktarı konusunda dikkatli olunması gerekmektedir.

Greyfurtun, diğer turunçgiller gibi, mevsiminde taze olarak tüketilmesi önerilmektedir. Greyfurtun kendine özgü acı tadı nedeniyle pek çoğumuzun tercih etmediği bir meyve olabilir. Ancak, greyfurtun sağlığımıza olan faydaları göz önünde bulundurularak, mümkün olduğunca tüketmeye özen göstermek gerekir.

Mandalina

Mandalinanın içerdiği limonoid bileşiği, kanser hücrelerinin büyümesini engelleyen ve öldüren bir etkiye sahiptir. Bu bileşik, mandalina kabuğunda yüksek oranda bulunmaktadır ve kansere karşı etkisi oldukça güçlüdür. Yapılan araştırmalarda, mandalina tüketiminin meme, cilt, kolon, ve akciğer kanseri gibi pek çok kanser türüne karşı koruyucu etkisi olduğu kanıtlanmıştır.

Bunun yanında, mandalina C vitamini, folat, potasyum ve lif gibi besin maddeleri açısından da oldukça zengindir. Vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara karşı koruma görevi görür. Ayrıca, kan basıncını da düzenleyen mandalina, kalp sağlığı için de oldukça faydalıdır.

Mandalina, tatlı ve ekşi olmak üzere pek çok çeşitte tüketilebilir. Mandalina mevsimi geldiğinde, günlük beslenme programlarınıza dahil ederek sağlığınızı koruyabilirsiniz.

Portakal

Portakal, turunçgiller ailesinin en bilindik meyvelerinden biridir. C vitamini içerikleriyle bilinirler. Ancak, portakalda bulunan nobiletin bileşiği kanser önleyici özelliklere sahiptir. Bu bileşik, kanser hücrelerinin çoğalmasını engeller ve kanserin ilerlemesini önlüyor. Yapılan araştırmalara göre, portakalda bulunan koruyucu bileşiğin kanser hücrelerinin yayılmasını durdurduğu ve tümör büyümesini engellediği kanıtlanmıştır.

Bunun yanı sıra, portakalda bulunan C vitamini, kanser riskini önleyici etkisiyle ön plana çıkıyor. C vitamini, kanserle savaşan beyaz kan hücrelerinin sağlıklı kalmasını ve düzgün çalışmasını sağlar. Portakalın lifli yapısı da bağırsak sağlığına iyi gelerek kanser riskini azaltabilir. Ayrıca, portakalın suyu antioksidanlar bakımından da zengindir. Bu antioksidanlar, zararlı serbest radikalleri vücuttan atarak kanserin oluşumunu engelleyebilir.

Limon

Kanser hücrelerinin büyümesini engelleyen limonen adlı bileşik, limonda yüksek miktarda bulunur. Limon tüketiminin kanser hücrelerinin ölümüne neden olduğu ve kanserin yayılmasını önlediği bilimsel çalışmalar tarafından kanıtlanmıştır. Limonun içerdiği antioksidanlar ve C vitamini, bağışıklık sistemini güçlendirerek kansere karşı koruma sağlar. Ek olarak, limonun içerisindeki fitokimyasallar sayesinde kanser hücrelerinin büyümesini engelleyen apoptoz adlı süreç başlatır. Limon yapraklarının suyu da kanserle mücadelede oldukça etkilidir ve günlük yaşamda kullanılabilecek doğal bir ilaçtır.

Sarımsak

Sarımsak, yemeklerde kullanılan bir baharat olmakla birlikte, sağlığa birçok faydası olan bir besindir. Kan basıncını düşürmesi yanında kanseri önleyici özelliklere de sahiptir. Sarımsakta bulunan allisin bileşiği sayesinde kanser hücrelerinin büyümesi engellenir. Ayrıca, sarımsakta bulunan antioksidanlar sayesinde kanser riski azaltılır.

Sarımsak aynı zamanda, kalp sağlığı için de önemlidir. Kan dolaşımını artırarak kalp krizi ve inme riskini azaltır. Aynı zamanda, sarımsakta bulunan bileşikler sayesinde kanın pıhtılaşmasını da engeller.

Bunun yanı sıra, sarımsak bağışıklık sistemini güçlendirir, özellikle soğuk algınlığı ve grip gibi enfeksiyonlara karşı koruyucu etkisi vardır. Sarımsağın antibakteriyel ve antiviral özellikleri de enfeksiyonlarla savaşmada yardımcı olur.

Sarımsağı tüketirken, çiğ olarak yemek en faydalı olanıdır. Ancak, sarımsak kokusunun rahatsız edici olması nedeniyle, pişirerek de tüketilebilir. Sarımsak çiğneme zorluğu yaşayanlar için, sarımsak takviyeleri de mevcuttur.

Ceviz

Ceviz, zengin omega-3 yağ asitleri içeren bir besindir ve kansere karşı koruyucu etkilere sahiptir. Omega-3 yağ asitleri, vücuttaki enflamasyonu azaltarak kanserden korunmaya yardımcı olur. Ceviz ayrıca antioksidanlar ve polifenoller açısından da zengindir, bu da kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını engeller. Araştırmalar, ceviz tüketimi ile meme, prostat ve bağırsak kanseri riskinde azalmalar olduğunu göstermektedir.

Cevizi beslenmenize eklemek için, salatalara, yoğurta, smoothielere veya kahvaltıya ekleyebilirsiniz. Ayrıca, cevizli enerji barları gibi atıştırmalıklar da tüketebilirsiniz. Ancak, ceviz yüksek yağ ve kalori içerdiğinden, aşırı tüketimden kaçınmak önemlidir. Günlük tüketim miktarı, yetişkinler için yaklaşık iki avuç dolusu veya birkaç ceviz içindedir.

• Cevizdeki omega-3 yağ asitleri kanseri önlemeye yardımcı olabilir.
• Ceviz, antioksidanlar ve polifenoller açısından zengindir.
• Ceviz, salata, yoğurt, smoothie, veya atıştırmalık olarak tüketilebilir.

Domates

=Domates, içerdiği likopen sayesinde kansere karşı koruyucu özelliklere sahiptir.

Domates, sebzeler arasında en fazla tüketilenler arasındadır ve içindeki likopen bileşiği sayesinde antioksidan özellik gösterir. Bu nedenle, domatesin kanser oluşumuna karşı koruyucu etkisi vardır. Likopen, domatesin rengine de yol açan kırmızı pigmenttir. Taze domates tüketmek, kanserle mücadeleye yardımcı olur ve vücudunuzu sağlıklı tutmanıza yardımcı olabilir.

Bunun yanı sıra, domatesteki likopen uygun bir şekilde sindirildiğinde kansere karşı mücadeleye katkıda bulunabilir. Çünkü likopen, serbest radikallerle mücadele ederek vücudunuzda DNA hasarının oluşmasını engeller. Domatesin likopen içeriği çiğ domatesten daha yüksek olabilir, ancak likopenin daha iyi emilmesi için domateslerin pişirilmesi önerilmektedir.

Domates ayrıca lif bakımından zengin bir besindir ve bağırsak sağlığına da yardımcı olabilir. Bazı araştırmalar, lif tüketiminin kolon kanseri riskini azalttığını göstermiştir. Domatesin kullanımı için birçok yol vardır. En yaygın tüketim şekli salatadır, ancak domates suyu, sosu veya konserve de kullanılabilir.

Sonuç olarak, domatesin içeriğindeki likopen sayesinde kansere karşı koruyucu özellikleri olduğu bilinmektedir. Ek olarak, lif içeriğiyle bağırsak sağlığına da yardımcı olabilir. Bu nedenle, sağlıklı bir diyet için domates tüketiminin arttırılması önerilmektedir.

Kırmızı Etten Uzak Durun

Kırmızı et ve işlenmiş et, kansere neden olan bileşikler içerirler ve yüksek kolestrol seviyelerine neden olabilirler. Kırmızı etin işlenme yöntemleri de kanser riskini artırmaktadır. Örneğin, kızartma, barbekü ve kurutma işlemleri kansere neden olan bileşikleri üretirler.

İşlenmiş et ürünleri, sosis, salam gibi ürünler hayvansal yağlar, tuz ve kimyasal koruyucular ile üretilirler. İşlenmiş etlerde kanser riskini artıran nitrat ve nitritler de mevcuttur. Bu nedenle, kırmızı et ve işlenmiş et ürünlerinden uzak durmak sağlığımız için önemlidir.

Eğer et tüketmek istiyorsanız, tavuk veya balık gibi daha sağlıklı protein kaynakları tercih edebilirsiniz. Ayrıca, kırmızı eti pişirirken kızartma ve barbeküden kaçınmak, tercihen fırında ya da buharda pişirmek kanser riskini azaltacaktır.

Baklagiller

Baklagiller, mercimek, nohut, fasulye, bezelye gibi yiyecekler, kanserojen maddelerin zararlı etkilerine karşı koruyucu bileşikler içerirler. Aynı zamanda antioksidanlar ve lifli yapılar da içerdikleri için kansere karşı koruyucu özellikleri vardır. Fındık, badem ve kuru yemişler de aynı şekilde kansere karşı koruyucu besinlerdir.

Baklagiller yüksek oranda lif içerdikleri için bağırsakların düzenli çalışmasını sağlamada da oldukça etkilidirler. Kolesterol seviyesini düşürerek kalp sağlığını da koruma altına alırlar. Düzenli olarak baklagiller tüketmek, kansere karşı koruyucu bir diyet hazırlamak için oldukça önemlidir.

Ek olarak, baklagillerin çeşitli pişirme yöntemleri ile de tüketilebileceğini hatırlatmakta fayda var. Bu sayede aynı yiyeceklerden farklı lezzetler elde edilebilir ve beslenme çeşitliliği sağlanabilir. Baklagiller, salatalar, yemekler ve çorbalar gibi birçok yemekte kullanılabilir. Bunun yanında, bakla, barbunya, nohut gibi sebzeler de yüksek oranda lif ve besin değerleri içerdiği için tüketilmesi faydalıdır.