Bu yazı, Sovyetler Birliği'nin yıkılması sürecini ve Soğuk Savaş'ın sonunu ele alıyor. Tarihte önemli bir dönüm noktası olan bu olaylar, dünya tarihini kökünden değiştirdi. İşte, Sovyetler Birliği'nin yıkılması ve Soğuk Savaş'ın sonunu konu alan detaylı bir yorum.

Sovyetler Birliği, 1917 Ekim Devrimi'nden sonra 74 yıl boyunca dünya siyasi sahnesinde en güçlü devletlerden biriydi. Ancak 1991 yılına gelindiğinde, resmen dağılmasıyla tarihe karıştı. Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının nedenleri arasında bir dizi ekonomik, siyasi, ve sosyal faktör yer almaktadır.

Birincisi, Sovyet ekonomisi giderek zayıflamaya başladı. Sadece askeri harcamalar, özellikle Afganistan Savaşı, ekonomik durumu daha da kötüleştirdi. İkinci olarak, siyasi baskılar ve halkın hoşnutsuzluğu artarak yayıldı. Bunlardan en belirgin olanları, halkın keyfi tutuklamalar, insan hakları ihlalleri ve devlet tarafından sansürlenmiş basın ve medyaydı.

Bununla birlikte, Sovyetler Birliği'nin son lideri Mihail Gorbaçov, ülkeyi reforma sokmak için bir dizi politika başlattı. Glasnost ve Perestroyka politikaları, halkın düşüncelerini özgürce ifade etmesini sağlamayı, siyasi ve ekonomik yapıyı düzeltmeyi hedefledi.

Glasnost politikası, basın ve medya özgürlüğünü arttırarak Sovyet halkının dünyadaki olaylar hakkında doğru bilgi edinmesine izin verdi. Ayrıca, sanat ve kültürdeki özgürlüklerin genişletilmesi, Sovyet toplumunda yeni bir serbest düşüncenin yayılmasına neden oldu. Perestroyka politikası, Sovyet ekonomisinin yeniden yapılandırılması ve modernize edilmesini hedefledi. Yeniden yapılanma, özelleştirme ve normalleşme gibi çeşitli adımlarla gerçekleşti.

Sovyetler Birliği'nin dağılması, aynı zamanda Batı ülkelerinin etkisiyle de bağlantılıydı. Ekonomik yaptırımların yanı sıra, Batı ülkeleri Sovyetler Birliği'ne karşı politik baskılarda da bulundu. Bununla birlikte, Sovyetler Birliği'nin yıkılması sonrası dünya çapında birçok değişiklik görüldü.

Sonuç olarak, 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin yıkılması, ekonomik, siyasi, ve sosyal nedenlerin birleşimiyle meydana geldiğini söyleyebiliriz. Sovyetler Birliği'nin dağılmasının sonuçları, Rusya Federasyonu'nu ve diğer bağımsız devletleri doğurdu. Bu olay, Soğuk Savaş'ın sonunu da simgeledi.

Sovyetler Birliği'nin Zayıflaması

Sovyetler Birliği'nin yıkılması, sadece bir gecede gerçekleşmemişti. Bunun yerine, bu ülkenin zayıflaması yıllarca devam etti. Sovyet ekonomisi zayıf düştü ve ülke, savaş sonrası dönemde zararlı savaşlara katılmış olmanın yükünü omuzluyordu.

Ayrıca, Sovyetler Birliği'nin siyasi baskıları da halkın hoşnutsuzluğuna sebep oldu. Halk, yönetimi daha özgür bir şekilde seçmek istedi, ancak yetkililer bu isteği bastırmaya çalıştı. Bu tür zulümler insanları devrime iterken, birçok insanın yıkımıyla sonuçlanan terör saldırıları da ülkenin zayıflamasına yol açtı.

Sovyetler Birliği'nin zayıflamasına dair bir diğer sebep de soğuk savaşın hâkimiydi. ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki düşmanlık, daha önce hiç olmadığı kadar şiddetlendi. Bu, ülkenin ekonomisine ve sosyal yapılarına çok ciddi bir etki yaparken, ülkenin en zayıf noktalarına saldırılar da yöneltildi.

Gorbaçov Dönemi

Gorbaçov dönemi, Sovyet tarihinde önemli bir dönemseldir. Bu dönemde, Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov, glasnost ve perestroyka politikalarını benimsedi. Glasnost politikası, halkın daha özgür bir şekilde düşüncelerini ifade etmelerine izin verilmesini sağladı. Bu politikanın uygulanması, basın ve medya özgürlüğünün de artmasına sebep oldu.

Sovyet halkı, medya yoluyla dünya hakkında gerçek bilgiler öğrenmeye başladı. Sanat ve kültür alanında da özgürlükler arttı ve serbest düşünce yayılmaya başladı. Perestroyka politikası ise Sovyet ekonomisinin yeniden yapılandırılmasını amaçlıyordu. Bu politika doğrultusunda, özelleştirme ve normalleşme adımları atıldı.

• Özelleştirme: Sovyet ekonomisindeki devlet kontrolü azaltıldı ve özel sektör gelişimine izin verildi.
• Normalleşme: Sovyet ekonomisindeki işleyiş düzenlendi ve piyasa ekonomisine geçiş süreci başlatıldı.

Perestroyka politikası ayrıca Sovyet siyasi sisteminin yeniden yapılanması için de önemliydi. Sonuç olarak, Gorbaçov'un politikaları Sovyet halkı arasında büyük bir heyecan yarattı ve değişim talepleri güçlenmeye başladı. Ancak bu politikaların uygulanması, Sovyet ekonomisi için de bazı sorunlar ortaya çıkardı.

Perestroyka Politikasının Yarattığı Sorunlar:
Üretim düşük kalitede ve yetersizdi
Sovyet halkının refah düzeyi düştü
Devlet bütçesi açık vermeye başladı

Bununla birlikte, Gorbaçov'un politikaları Sovyetler Birliği'nde kapsamlı bir değişim süreci başlatmıştır. Bu süreç, yıkılmanın yanı sıra Rusya Federasyonu'nun kuruluşunun da temelini atmıştır.

Glasnost Politikası

Glasnost politikası, 1985 yılında Genel Sekreter Mihail Gorbaçov tarafından başlatılan bir politikaydı. Halkın daha özgür bir şekilde düşüncelerini ifade etmelerine izin verilmesi amacıyla hayata geçirilmişti. Bu politika ile birçok yeni özgürlük sağlandı ve Sovyet toplumunda devlet kontrolü azaltılarak ülkedeki özgürlükler artırıldı.

Glasnost politikası, basın ve medya özgürlüğü açısından da büyük etkiye sahipti. Sovyet halkı, medya yoluyla dünya hakkında gerçek bilgiler edinebildi ve farklı düşüncelere açıldı. Bu politika ile serbest düşüncenin Sovyet toplumunda yayılması sağlandı.

Ayrıca, Glasnost politikası, sanat ve kültür özgürlüğü açısından da önemli gelişmelere neden oldu. Sovyet toplumunda, sanat ve kültür alanında serbest düşüncenin kabul edilmesi, geleneksel sosyalist kalıplardan sıyrılmalarına yardımcı oldu.

Glasnost politikası, Sovyet toplumunda büyük bir sıçrama yarattı ve ülkede birçok yeni özgürlüklerin hayata geçmesine neden oldu. Ancak, sosyalist devlet sistemi için büyük bir farkındalık yarattı ve Sovyetler Birliği'nin yıkılmasına neden oldu.

Basın ve Medya Özgürlüğü

Sovyet halkının medya ve basın yoluyla dünya hakkında gerçek bilgiler edinmesi, Glasnost politikasının bir sonucu olarak gerçekleşti. Daha önce Sovyet medyası, halka sadece devletin resmi görüşlerini yansıtırken diğer uluslararası haber kaynaklarına erişimi kısıtlıydı. Ancak Glasnost politikası ile birlikte, basın ve medya özgürlüğü arttı ve artık Sovyet halkı dünya genelindeki gerçek haberleri öğrenebiliyordu.

Glasnost politikası ile birlikte, Sovyet basını daha fazla eleştirel ve serbestti. Batılı ülkelerin yalan haber yaptığına dair Sovyet halkına anlatılan hikayeler, artık göz önündeydi. Doğru haberlerin yayınlanması için bağımsız bir basının kurulmasına izin verildi. Aynı zamanda önceden sansürlenmiş olan yayınlar, artık sansürsüz bir şekilde halka sunuluyordu.

Bu değişiklikler Sovyetler Birliği halkında büyük bir etki yarattı. Halk artık gerçekleri öğrenirken, aynı zamanda kendi ülkelerindeki konular hakkında daha özgürce konuşabilme fırsatı buldu. Kendilerini ifade etmeye başlamaları, sonunda Sovyetler Birliği'nin dağılmasına yol açan hareketin başlangıcını oluşturdu.

Sanat ve Kültür Özgürlüğü

Sovyetler Birliği'nin yıkılmasına neden olan faktörler arasında halkın hoşnutsuzluğu da yer almaktaydı. Sıkı siyasi baskılar altında yaşayan Sovyet halkı, sadece politik alanda değil kültür ve sanat alanında da büyük özgürlük sınırlamaları ile karşı karşıyaydı. Ancak Gorbaçov yönetiminde gerçekleştirilen glasnost politikası, Sovyet toplumunda serbest düşüncenin yayılmasına olanak sağladı ve kültür ve sanat alanında da büyük bir değişim yarattı.

Glasnost politikası sayesinde Sovyet halkı, sanat alanında daha özgür bir şekilde hareket etmeye başladı. Daha önce sansür kuralları nedeniyle kısıtlanan sanatsal ifade biçimleri, özgürce sergilenmeye başladı. Özellikle sinema ve edebiyat alanında büyük bir değişim yaşandı ve yasaklanan ya da sansürlenmiş eserler yeniden yayınlanmaya başladı. Sovyet toplumu, sanat ve kültür alanında serbest düşüncenin yayılması sayesinde daha farklı dünya görüşlerine ve farklı sanatsal ifade biçimlerine açılmaya başladı.

Bununla birlikte, glasnost politikası ve sanat ve kültür özgürlüğü ile birlikte, Gorbaçov yönetimi tarafından gerçekleştirilen ekonomik reformlar da Sovyet toplumunda büyük bir etki yarattı. Yeniden yapılandırılan Sovyet ekonomisi ile birlikte, Sovyet halkı daha özgür bir piyasanın içinde yer almaya başladı ve bu da kültürel alana yansıdı. Sanatın ticarileşmesi ve sanatsal üretimlerin piyasa koşullarına göre şekillenmesi, Sovyet toplumunda yeni tartışmaların doğmasına sebep oldu.

Genel olarak bakıldığında, Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının kültür ve sanat alanındaki özgürlükler açısından da büyük bir dönüşüme işaret ettiği söylenebilir. Glasnost politikası ve sanat ve kültür özgürlüğü sayesinde Sovyet toplumunda serbest düşüncenin yayılması, Sovyet halkının daha farklı dünya görüşlerine açılmasına ve çeşitli sanatsal ifade biçimlerini deneyimlemesine olanak sağladı.

Perestroyka Politikası

Perestroyka Politikası Sovyetler Birliği'nin ekonomisinin yeniden yapılandırılması amacıyla yürürlüğe konulan önemli bir politikaydı. Perestroyka'nın uygulandığı dönemde, Sovyet ekonomisinin zayıf olduğu açıkça görülüyordu. Bu politikanın amacı, Sovyet ekonomisini yeniden canlandırmak ve daha önce yapılan hataları düzeltmekti.

Sovyetler Birliği'nin zayıf ekonomisinin temel nedeni, üretim yapısının yetersizliğiydi. Üretim sahalarında yaşanan problemler, sanayi üretiminin düşmesine ve Sovyet toplumunun temel ihtiyaçlarının karşılanamamasına sebep oldu. Bu nedenle Perestroyka Politikası ile birlikte, üretim alanlarının yeniden düzenlenmesine ve özelleştirme adımlarının atılmasına karar verildi.

Özelleştirme adımları, öncelikle küçük işletmeler olmak üzere, Sovyet ekonomisinde büyük bir değişim yarattı. Büyük işletmelerin özelleştirilmesi sürecinde ise bazı zorluklar yaşandı. Ancak genel olarak, özelleştirme uygulamaları sayesinde, Sovyet ekonomisi daha dinamik bir yapıya kavuştu ve daha verimli üretim yapısına sahip oldu.

Perestroyka Politikası aynı zamanda, üretim faaliyetlerinde yaşanan çevresel sorunların giderilmesi için de önemli bir adımdı. Sanayi üretimindeki artış, çevresel sorunların artmasına sebep oldu. Bu politika sayesinde, çevreye olumsuz etkileri azaltmak amacıyla çevre dostu üretim yöntemleri benimsendi.

Ancak Perestroyka Politikası'nın uygulanması sırasında, bazı zorluklarla da karşılaşıldı. Hızlı bir değişim sürecinde olunması nedeniyle, pek çok insan işsiz kaldı ve yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi vermek zorunda kaldı. Ancak uzun vadede, Perestroyka Politikası'nın başarılı sonuçları ortaya çıktı. Sovyet ekonomisi, yeniden yapılandırılarak, daha verimli ve dinamik bir yapıya kavuştu.

Özelleştirme ve Normalleşme

Sovyetler Birliği'nin ekonomik sistemini yeniden yapılandırmak, özelleştirme ve normalleştirme politikalarını uygulamak için Gorbaçov yönetimi büyük çaba sarf etti. Bu, devlet kontrolündeki birçok endüstrinin özelleştirilmesine ve rekabetçi piyasalara açılmasına izin verildi.

Özelleştirme süreci, Sovyet ekonomisinde yeni bir döneme yol açtı. Özelleştirme, özgür piyasa ekonomisine doğru büyük adımların atılmasına neden oldu. Yapılan bu değişimler, Sovyet halkının yaşam kalitesini artırırken, üretkenliği de artırdı. Ancak özelleştirme politikaları ayrıca, birçok insanın işsiz kalmasına ve devlet kontrollü ekonomik sistemi savunanların hayal kırıklığına uğramasına neden oldu.

Normalleştirme politikalarıyla, Sovyet ekonomisindeki kısıtlamalar ve engeller kaldırıldı. Birçok bölgede yeni işletmeler açıldı. Tüketici mallarında büyük bir artış yaşandı. Ancak, diğer yandan birçok eski Sovyet endüstrisi özelleştirildi ve kapanmak zorunda kaldı.

Özelleştirme ve normalleştirme politikaları, Sovyet ekonomisi üzerinde önemli bir etkiye sahipti. Bu politikalar doğrudan birçok Sovyet vatandaşının hayatını etkiledi ve Sovyetler Birliği'nin yıkılmasına neden olan faktörlerden biri oldu.

Yeni Siyasi Dönem

Yeni siyasi dönem, Sovyet siyasi sisteminin yeniden yapılanması anlamına gelmektedir. 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin yıkılması sonrasında, Rusya yeni bir siyasi yapıya kavuşmuştur. Sovyetler Birliği'nin yıkılışının ardından, Rusya'nın lideri olan Boris Yeltsin, ülkenin yeni siyasi dönemine başlamak için harekete geçmiştir.

Bu süreçte, Sovyetler Birliği'nin liderlik yapısından tamamen farklı bir sisteme geçilmiştir. Önceden, Sovyetler Birliği'nin yöneticileri tek bir parti çatısı altında toplanmaktaydı. Ancak yeniden yapılanma sürecinde, çok parti sistemi uygulanmaya başlanmıştır. Böylece, farklı düşüncelerin temsil edildiği siyasi partilerinin oluşması sağlanmıştır.

Yeni siyasi dönemde, Rusya Federasyonu'nun anayasası da yenilenmiştir. Yeni anayasa, ülkenin federal yapısını belirlemiştir. Böylece, ülkenin farklı bölgelerinde daha fazla özerklik sağlanmıştır. Yeni siyasi dönemde, Rusya'da devlet başkanı seçimleri de gerçekleştirilmeye başlanmıştır. İlk devlet başkanlığı seçimlerinin ardından, Boris Yeltsin başkan seçilmiştir.

Ayrıca, Sovyetler Birliği döneminde uygulanan merkezi planlama politikalarından da vazgeçilmiştir. Bunun yerine, piyasa ekonomisi uygulanmaya başlanmıştır. Yeni ekonomi politikasıyla birlikte, hızlı bir dış ticaret liberalizasyonu gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, özelleştirme programı uygulanmaya başlanmıştır. Kamu şirketlerinin özelleştirilmesi ile birlikte, özel sektörün büyümesine katkı sağlanmıştır.

Sonuç olarak, Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının ardından Rusya'nın yeni siyasi dönemi birçok değişikliğe sahne olmuştur. Yeni siyasi yapıya, çok parti sistemi, federal yapı ve piyasa ekonomisi uygulanmıştır. Ayrıca, devlet başkanı seçimleri de gerçekleştirilmiştir. Bu değişikliklerle birlikte, Rusya'nın ekonomisi özelleştirme programı ve dış ticaret liberalizasyonu ile büyümeye başlamıştır.

Batı'nın Etkisi

Sovyetler Birliği'nin yıkılması sürecinde Batı ülkelerinin etkisi oldukça önemlidir. Sovyetler Birliği'nin zayıflaması üzerinde Batılı ülkelerin uyguladığı ekonomik baskılar devasa bir rol oynamaktadır. Sovyet ekonomisinin zayıflaması üzerine ABD ve diğer Batılı ülkeler, Sovyet ekonomisine ambargo uygulayarak, Sovyetler Birliği'nin dış ticaretini sınırlandırdı. Bunun sonucunda Sovyetler Birliği'nin ekonomik durumu daha da kötüleşti. Ancak, Batılı ülkelerin uyguladığı ekonomik baskıların yanı sıra, siyasi ve toplumsal baskılar da Sovyetler Birliği üzerinde etkilidir.

Batı ülkeleri, Sovyetler Birliği'nde demokrasi ve özgürlüklerin yayılması için baskı yapmıştır. Batı'nın propaganda faaliyetleri, Sovyet halkı üzerinde pozitif bir etki yaratmış, halkın demokrasi ve serbest piyasa ekonomisi taleplerini artırmıştır. Aynı zamanda, Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının Batı dünyası üzerindeki etkisi de büyüktür. Soğuk Savaş sonrası dünya düzeni şekillenirken, Batı ve ABD'nin etkisi önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.

Batı ülkelerinin Sovyetler Birliği üzerindeki etkileri, Sovyetler Birliği'nin yıkılması sonrasında Rusya Federasyonu'nun oluşum sürecinde de hissedilmiştir. Yeni siyasi yapının kurulmasında Batılı ülkelerin desteği önemli rol oynamıştır. Ayrıca, Rusya'nın demokratikleşme sürecinde Batı ülkelerinin desteği, Rusya'nın Batı standartlarına uyum sağlamasında önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ekonomik Baskılar

Batı ülkeleri tarihte Sovyetler Birliği ekonomisine birçok ekonomik yaptırım uyguladılar. Bunların en büyük sebepleri arasında Soğuk Savaş baskısı ve Sovyetler Birliği'nin Batı ekonomisiyle rekabet etme konusunda başarılı olmaya kararlı olması yatıyordu.

Batı devletleri Sovyetler Birliği'ne karşı çeşitli ekonomik yaptırımlar uyguladılar. Özellikle NATO ülkeleri Sovyetler Birliği'ne uygulanan ekonomik baskılarda aktif rol aldılar. Batı devletleri Sovyetler Birliği'nin dış ticaretini engellemek için ticari ambargolar uyguladılar. Sovyet enerji ürünlerine karşı bir dizi ticari engel uygulanarak, Sovyetler Birliği, dünya pazarında petrol ve doğal gaz satışında zorluklar yaşamaya başladı.

Yaptırımların bir diğer sonucu ise Sovyetler Birliği'nin döviz kazanma kabiliyetini zayıflatması oldu. NATO ülkelerinin para birimleri üzerinde yükselen baskı Sovyet rublesinin uluslararası piyasalardaki değerini düşürdü ve Sovyet döviz rezervlerinde önemli düşüşlere sebep oldu. Daha da kötüsü, batı ülkeleri çok sonraları Sovyetler Birliği’nin ham madde tedariğini keserek, Sovyet ekonomisini daha fazla baltaladılar.

Özetle, Batı ülkeleri Sovyetler Birliği'ne karşı uyguladığı ekonomik baskılar, Sovyet ekonomisini zayıflatmaya ve yer içi ve yerküre ekonomisinde üçüncü dünya ülkelerinin önüne geçmesine engel oldu. Uygulanan baskılar, Sovyetler Birliği'nin dağılmasında önemli bir rol oynadı ve sonrasında Rusya Federasyonu'nun siyasi yapısını da ciddi şekilde etkiledi.

Soğuk Savaş Sonrası Dünya

Sovyetler Birliği'nin yıkılması, dünya üzerinde büyük etkiler bıraktı. ABD liderliğindeki Batı, uzun süren Soğuk Savaş'ın galibi olarak ortaya çıktı. Bu olay, dünyada yeni bir düzenin ortaya çıkmasına sebep oldu. Son yıllarda, kapitalist bir dünya ekonomisi, özelleştirmelerin yaygınlaşması ve Birleşmiş Milletler öncülüğünde yeni bir uluslararası sistemin kurulmasıyla belirgin bir şekilde gelişti.

Yeni dönemde, küreselleşme süreci hızlandı ve ekonomik alandaki uluslararası rekabet arttı. Ancak, Batı dünyası için zaferin tadını çıkarırken, eski Doğu Bloku ülkelerinde yaşayan insanlar, eski düzenin çöküşünden kaynaklanan kaos ve çalkantılarla baş etmeye çalıştılar.

Sovyetler Birliği'nin yıkılması sonrasında, Rusya Federasyonu ve diğer eski Sovyet cumhuriyetleri arasında yeni uluslararası ilişkiler oluşturuldu. Bunun yanı sıra, eski Komünist blok ülkeleri, Batı Avrupa'nın ekonomik ve siyasi yapısına entegre olmaya başladılar.

Soğuk Savaş sonrası dönemde, dünya siyasi sahnesinde çeşitli gelişmeler yaşandı. Özellikle, bazı ülkelerde otoriter ve diktatöryal yönetimlerin yerini demokrasi aldı. Ancak, dünya barış ve güvenliği konusunda hala birçok zorlukla karşı karşıya kalmaktadır.

Sovyetler Birliği'nin yıkılması, dünya tarihinin önemli bir dönüm noktasıdır. Bu olay, günümüzde de hala etkisini sürdürmektedir. Bu nedenle, Sovyetler Birliği'nin yıkılışının dünya üzerindeki etkilerini anlamak, geçmişin yanı sıra geleceğin de anlaşılmasına yardımcı olacaktır.

Rusya Federasyonu'nun Kuruluşu

1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Rusya Federasyonu'nun kuruluşu gerçekleşti. Yeni siyasi yapının temelinde federasyon sistemi yer aldı. Rusya, 21 bağımsız cumhuriyetten oluşan bir federasyon olarak kuruldu. Rusya Federasyonu'nun ilk Cumhurbaşkanı Boris Yeltsin'di.

Rusya Federasyonu, SSCB'nin dünya ekonomisindeki yeri ve askeri gücü nedeniyle büyük bir devlet olarak kabul ediliyor. Ancak, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Rusya ekonomisi ciddi sorunlarla karşılaştı ve bu süreç zorlu bir geçiş dönemi getirdi. Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrasında Rusya'da serbest piyasa ekonomisi uygulaması benimsendi. Bu durum, birçok insanın işsiz kalmasına ve toplumsal huzursuzluklara neden oldu.

Ancak, Rusya Federasyonu yine de dünya sahnesinde önemli bir rol oynamaya devam etti. Özellikle, Rusya'nın kıtalararası balistik füze sistemleri (ICBM'ler) ve dünya nükleer silahları stoklarına sahip olması, Soğuk Savaş sonrası dünya politikasını belirlemede önemli bir faktör oldu.

Rusya Federasyonu, düşük petrol fiyatları ve yaptırımlar gibi birçok ekonomik zorlukla karşı karşıya olmasına rağmen, dünya sahnesinde hala önemli bir oyuncu olarak kabul ediliyor. Son yıllarda, Rusya'nın Suriye'de yürüttüğü askeri operasyonlar ve Ukrayna krizi gibi olaylar, ülkenin önemli küresel bir güç olarak devam edeceğine işaret etmektedir.