Roma İmparatorluğu Dönemi Arkeolojik Buluntuları, tarihin eski zamanlarına yolculuk yapmanızı sağlıyor Antik Roma'dan kalma sıradışı harabeler, heykeller, mühürler ve daha fazlasının keşfine çıkın! Bu arkeolojik mirasın güzelliklerini gözlerinizle görün!

Roma İmparatorluğu, dünya tarihinin en güçlü imparatorluklarından biri olarak kabul edilir. Ve zaman içinde, bu güçlü imparatorluğun izleri arkeolojik buluntularla bugüne kadar ulaşmıştır. Bu makalede, Roma İmparatorluğu dönemine ait arkeolojik buluntulara yakından bakacağız.

Roma İmparatorluğu, MÖ 27 yılında Augustus tarafından kuruldu ve uzun süren tarihi boyunca Sanat, Mimari, Hukuk, İnşaat Mühendisliği, Ekonomi ve Askeri Teknoloji gibi pek çok alanda önemli katkılar sağladı. Bu nedenle, Roma İmparatorluğu dönemine ait arkeolojik buluntular bizim için son derece önemlidir.

Bu arkeolojik buluntular arasında, heykeller, sütunlar, mozaiğinler, tapınaklar, villalar, mezarlar, ve Roma arenaları gibi çeşitli kalıntılar yer almaktadır. Bu kalıntılar sayesinde, Roma İmparatorluğu dönemi hakkında çok daha fazla bilgiye ulaşabiliyoruz.

• Roma hukuku için hazırlanan kalıntılar, antik dönemdeki hukuk sistemleri hakkında bilgi sağlayabilir.
• Roma mimarisi, Roma İmparatorluğu'nun yükselişi ve düşüşü hakkında fikirler sunabilir.
• Roma arenası kalıntıları, gladyatör dövüşleri hakkında heyecan verici detaylar sağlayabilir.

Arkeolojik buluntular, Roma İmparatorluğu'nun tarihini daha net anlamamıza yardımcı olur ve geçmiş ile bugün arasındaki köprüyü kurar.

Özetle, Roma İmparatorluğu dönemine ait arkeolojik buluntular, tam bir heyecan verici keşif yolculuğudur. Bu buluntular, Roma İmparatorluğu'nun yükselişi, sanatı, mimarisi, hukuku, inşaat mühendisliği, gladyatör dövüşleri ve imparatorluğun yıkılışına dair daha iyi bir anlayış sağlar.

Roma'nın Yükselişi

Roma İmparatorluğu, dil, kültür, sanat ve mimarisiyle tarihin en etkili medeniyetlerinden biridir. Tarihte birçok olaya ev sahipliği yapan dönemde, Roma İmparatorluğu'nun yükselişi büyük ilgi görmektedir. Roma İmparatorluğu'nun yükseliş süreci, arkeolojik buluntular ve tarihi kaynaklar ışığında incelenmektedir.

Roma İmparatorluğu'nun yükselişi MÖ 753'te Roma şehrinin kurulmasıyla başlamıştır. İlk yıllarda, etrafındaki diğer şehir devletleriyle yapılan savaşlar, Roma'nın gücünü artırmıştır. Roma, yükseliş sürecinde, sınırsız bir kararlılıkla imparatorluğun sınırlarını genişletmek amacıyla çatışmalara girdi. Bu çatışmalar sonucunda, Akdeniz havzasındaki birçok ülke Roma hakimiyetine girdi.

• Roma İmparatorluğu, yüzyıllar boyunca büyük bir teknolojik, sanatsal ve mimari gelişme yaşamıştır.
• Antik Roma dönemi, yüksek sanat ve kültürle bütünleşmiş bir dönem olarak bilinir.
• Roma hukuku ve inşaat mühendisliği, Roma İmparatorluğu'nun yükselişi sırasında inanılmaz bir öneme sahipti.

Roma İmparatorluğu'nun yükselişine dair arkeolojik buluntular, birçok meraklı için büyük önem taşımaktadır. Tarihte birçok olaya ev sahipliği yapan dönemde, Roma İmparatorluğu'nun yükselişi büyük ilgi görmektedir. Antik Roma, sınırları boyunca sanat ve kültürün en üst seviyesine ulaşmıştır. Roma'nın yükseliş dönemi, günümüze kadar etkisini sürdürmekte ve dünya tarihinin en önemli dönemlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Roma Hukuku ve İnşaat Mühendisliği

Roma İmparatorluğu dönemi hukuk ve inşaat mühendisliği uygulamaları, günümüzde bile etkisini sürdüren önemli buluşlara sahiptir. Arkeolojik buluntular üzerinden yapılan incelemeler, Roma İmparatorluğu dönemi hukuk ve inşaat mühendisliği hakkında önemli veriler sağlamaktadır.

Roma hukuku, dünya hukuk tarihi açısından büyük öneme sahiptir. Arkeolojik buluntular, Roma hukukunun antik dönemdeki uygulamalarının bir perspektifini sunmaktadır. Roma hukuku, antik dönemde toplum yaşamının düzenlenmesinde çok etkili olmuştur. Kanunların uygulanması, yargılama süreci ve yaptırımların belirlenmesi konularında önemli ayrıntılar arkeolojik buluntular üzerinden elde edilmektedir.

Arkeolojik kaynaklar, Roma hukuku ile toplum yaşamı arasındaki ilişkileri net bir şekilde gözler önüne sermektedir. Roma dönemindeki adli olayların incelenmesi, suçluların yargılanma süreçleri, yasal düzenlemeler, evlilik ve miras konularındaki detaylar bulunmaktadır. Bu buluntular, Roma dönemi toplum yaşamının ve hukuk sisteminin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktadır.

Roma İmparatorluğu, çeşitli medeniyetlerle ilişki içinde olduğu için Roma hukuku da etkilenmiştir. Arkeolojik buluntular, Roma hukukunun diğer medeniyetlerle etkileşim halinde olduğunu ve bu etkileşimin hukuki düzenlemelerde nasıl yansıdığını göstermektedir. Bu buluntuların incelenmesi, Roma İmparatorluğu'nun diğer medeniyetlerle ilişkilerinin anlaşılmasına katkı sağlamaktadır.

Roma İmparatorluğu, inşaat konusunda da oldukça başarılı olmuştur. Antik dönemde yapılan mimari yapılar ve inşaat mühendisliği uygulamaları, günümüze kadar gelmiştir. Arkeolojik buluntular, Roma İmparatorluğu dönemi inşaat mühendisliğine ilişkin önemli bilgiler sağlamaktadır. Özellikle, inşaat teknikleri ve malzemeleri hakkında ayrıntılı bilgiler vermektedir.

Roma İmparatorluğu'nun, su yönetimi konusundaki başarısı oldukça ünlüdür. Roma İmparatorluğu döneminde yapılan su kanalları, viyadükler, göletler ve sulama sistemleri, günümüzde bile hala kullanılmaktadır. Arkeolojik buluntular, Roma İmparatorluğu su yönetimi sistemlerinin nasıl işlediği, ne kadar etkili olduğu ve inşaat teknikleri hakkında ayrıntılı bilgiler vermektedir.

Roma İmparatorluğu döneminde yapılan yollar, o dönemin en önemli inşaat projelerinden biriydi. Roma yollarının inşa edilmesinde kullanılan teknikler, o dönem için oldukça ileri düzeydeydi. Arkeolojik buluntular, Roma İmparatorluğu dönemi yollarının nasıl yapıldığı, ne kadar dayanıklı olduğu ve inşaat teknikleri hakkında önemli veriler sağlamaktadır.

Roma Hukuku

Roma İmparatorluğu'nun en önemli miraslarından biri Roma hukuku olmuştur. Roma hukukunun kökenleri, Roma Krallığı'na kadar uzanır. Ancak, gerçek gelişimini Konsolosluk Dönemi'nde (509-27BC) ve İmparatorluk Dönemi'nde (27BC-AD14) göstermiştir. Roma hukuku, antik dünyada önemli bir yere sahip olmuştur ve modern hukuk sistemlerinde de etkisi devam etmektedir.

Roma hukuku, Roma İmparatorluğu'nun farklı bölgelerinde uygulanmıştır ve zamanla değişim göstermiştir. Antik dönemde, hukukun uygulanmasına ilişkin örnekler, arkeolojik buluntular aracılığıyla incelenebilir. Örneğin, Roma Forumu'ndaki bazilikalar, Roma hukukunun uygulandığı mekanlar arasındadır. Roma hukukunun antik dünyadaki etkisi, arkeolojik buluntular sayesinde açıklanabilir.

• Roma hukukunun antik dünyada yayılması: Roma İmparatorluğu'nun farklı bölgelerinde uygulanmıştır.
• Roma hukukunun devamlılığı: Roma hukuku, modern hukuk sistemlerinde de etkisini sürdürmektedir.
• Arkeolojik buluntular: Bazilikalar gibi yapılar, antik dönemde hukukun uygulandığı mekanlar arasındadır.

Ayrıca, Roma hukuku ile toplum yaşamı arasındaki ilişkiler de arkeolojik olarak incelenebilir. Örneğin, Pompeii'deki evlerde bulunan freskler, Roma toplumunda hukukun nasıl uygulandığını gösterir. Eşitsizlik ve adaletsizlik, Roma hukukuyla ilgili tartışmalara yol açmıştır. Roma hukukunun antik dünyadaki etkisi, bu tartışmalar ve arkeolojik buluntular sayesinde anlaşılabilir.

Roma hukuku hakkında bazı bilgiler
Roma hukuku, Roma Krallığı'na kadar uzanan bir geçmişe sahiptir.
Roma hukuku, Konsolosluk Dönemi'nde (509-27BC) ve İmparatorluk Dönemi'nde (27BC-AD14) gelişim göstermiştir.
Roma hukuku, antik dünyada önemli bir yere sahip olmuş ve modern hukuk sistemlerinde de etkisi devam etmektedir.

Roma hukukunun antik dünyadaki etkisi, arkeolojik buluntular sayesinde daha iyi anlaşılabilir. Arkeolojik çalışmalar, Roma hukukunun tarihini ve antik dönemdeki uygulamalarını günümüze taşımıştır. Roma hukuku, dünya tarihinde önemli bir yere sahiptir ve arkeolojik çalışmalar sayesinde bu önem daha iyi anlaşılabilmektedir.

Roma Hukuku ve Toplum Yaşamı

Roma İmparatorluğu döneminde hukuk, toplum yaşamında önemli bir yer tutuyordu. Roma hukuku, antik dönemde medeni yaşam ve uygulamalar için temel oluşturan bir dizi yasa ve düzenlemelerden oluşuyordu. Arkeolojik buluntular, hukukun toplumda nasıl uygulandığı ve insanların bu uygulamalara nasıl uyduğu konularında bize önemli ipuçları sunuyor.

Birçok arkeolojik keşif, Roma hukukunun toplumda ayrıcalıklı bir konuma sahip olduğunu göstermektedir. Toplumun çeşitli kesimlerinden insanlar, hukuk sistemine girmek için çok uğraşıyorlardı. Özellikle zengin sınıf mensupları, hukukun sağladığı avantajları kullanarak toplumda daha üst konumlara yükselmeye çalışıyorlardı. Roma hukuku aynı zamanda, yasal işlemlerin kaydedildiği belgelerin saklandığı arşivlerin oluşmasına da neden oldu.

Roma hukukunun toplumun her kesiminde uygulanması, hukuk sistemine olan güveni artırdı ve böylece toplumda birlik ve dayanışma hissi sağlandı. Hukuk, adaleti temsil ettiği için toplumda saygı duyulan bir düzen haline geldi. Arkeolojik buluntular, Roma toplumunun hukuk sistemi ile olan ilişkisini daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.

• Roma hukuku, aile yapısı üzerinde önemli bir etkiye sahipti ve birçok aile, hukuk sistemine uygun olarak yönetiliyordu. Bu durum, aile düzeninin korunmasına yardımcı oldu.
• Hukuk sistemine girmek için diğer toplum üyeleriyle rekabet eden zengin sınıf mensupları, toplumda farklı bir konuma sahip oldular. Bu durum, toplumda ayrışmaya ve tabakalaşmaya neden oldu.
• Hukukun etkisiyle, toplumda vergiye uyum daha da arttı. Bu durum, devletin gelirinin artmasına neden oldu.

Roma İmparatorluğu'nun hukuk sistemi, antik dönemde çok önemli bir rol oynadı. Arkeolojik buluntular, bu önemi ve hukukun toplum üzerindeki etkisini, daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.

Roma Hukuku ve Medeniyetler Arası Etkileşim

Roma İmparatorluğu, dünya tarihinde önemli bir yere sahip olan bir imparatorluktur. Roma hukuku, bu imparatorluğun en önemli özelliklerinden biridir. Roma hukuku, Romalıların farklı medeniyetlerle etkileşimlerinin bir sonucu olarak şekillendi.

Roma hukuku, Yunan, Etrüsk ve Kartaca gibi medeniyetlerin hukuk sistemlerinden etkilenmiştir. Aynı zamanda, Romalılar da çevrelerindeki farklı medeniyetlerin hukuk sistemlerine etki etmişlerdir. Roma hukukunun evrimi, arkeolojik buluntuların incelenmesi sayesinde takip edilebilir.

Romalılar, Avrupa'da şehirler ve yollar inşa etmişlerdir. Bu yapılar, Roma hukukunun diğer medeniyetlere yayılmasına yol açmıştır. Ayrıca, Roma İmparatorluğu'nun çöküş sürecinde, Roma hukuku birçok Avrupa ülkesinde hukuk sistemi olarak kullanılmaya devam etmiştir.

Sonuç olarak, Roma hukuku ve diğer medeniyetler arasındaki etkileşim, arkeolojik buluntular üzerinden incelenebilir. Roma hukukunun, diğer medeniyetlerin hukuk sistemlerinden etkilenerek şekillendiği ve bu hukuk sisteminin diğer medeniyetlere de etki ettiği tespit edilebilir. Roma İmparatorluğu'nun yıkılışı sonrasında, Roma hukukunun diğer ülkelerde hukuk sistemi olarak kullanılmasının nedenleri de arkeolojik buluntular ile incelenebilir.

Roma İnşaat Mühendisliği

Roma İmparatorluğu'nun yükselişi dönemi, sadece sanat ve kültürel gelişmeler açısından değil, aynı zamanda inşaat mühendisliği alanında da baş döndürücü gelişmelere sahne oldu. İmparatorluk, mimari alanda muazzam yapılar inşa etti ve dünyayı etkileyen birçok teknik keşfetti.

Bunlardan bazıları arkeolojik buluntularla da desteklendi ve inşaat mühendisliği tarihinde önemli bir yere sahip oldu. Roma İmparatorluğu'nda su kemerleri, kanallar, yollar, köprüler, limanlar, amfitiyatrolar, tapınaklar ve saraylar gibi inanılmaz yapılar inşa edildi. Bunun yanı sıra Roma inşaat mühendisliği, binaların stabilitesini sağlamak için beton kullanımını başlattı ve kubbeleri desteklemek için ağırlık ve denge prensiplerini kullanmaya başladı.

Roma harabelerindeki arkeolojik kalıntılar, inşaat mühendisliği alanında kullanılan teknikleri ve malzemeleri göstermektedir. İmparatorluğun zirvesinde, Roma mimarı ve mühendisleri, 50 m'ye kadar yükseklikteki su kemerlerini inşa etmek için çimento kullanımını keşfettiler. Bu su kemerlerinin temel taşı, malzemenin dayanıklılığını artırmak ve zamanla çatlamaları önlemek için kuru öküz kan dışkısı ve rüzgarla taşınan volkanik kül ile karıştırıldı.

• Roma İmparatorluğu'nda inşaat mühendisliği, döneminin en büyük yapılarını inşa etti.
• Beton kullanımı, kubbe ve destekleme prensipleri gibi önemli teknikler bulundu.
• Su kemerleri, tapınaklar, amfitiyatrolar, limanlar, köprüler ve saraylar yapıldı.
• Su kemerlerinin malzemeleri, öküz kanı ve volkanik kül gibi doğal malzemeler kullanıldı.

Arkeolojik buluntular, Roma İmparatorluğu'nun inşaat mühendisliği alanındaki başarıların ve keşiflerin yanı sıra, mimari estetiği ve tasarımıyla da ilgili önemli bilgiler sunmaktadır. Roma mimarisi, çeşitli stilleri bir arada sunarak yeni bir disiplin yarattı ve imparatorluk geniş bir coğrafyada etkisini gösteren bir mimariye sahip oldu.

Roma İmparatorluğu'nun inşaat mühendisliği, antik dünyanın en büyük teknik başarılarından biridir ve günümüzde bile insanların hayranlıkla bakıp çözmeye çalıştığı bir dönemin kalıcı izleridir.

Roma Sanatı ve Mimari

Roma İmparatorluğu dönemi, sanatsal ve mimari açıdan oldukça önemli gelişmelere sahne oldu. Roma sanatı ve mimarisine ilişkin arkeolojik buluntular, bu dönemin kültürel ve estetik özelliklerinin anlaşılmasında büyük rol oynamaktadır.

Roma sanatı, eski Yunan sanatından etkilendiği gibi, özellikle heykel sanatı alanında önemli bir yere sahiptir. Arkeolojik buluntular, Roma heykel sanatının antik dönemdeki gelişimini izlemek için önemli bir kaynaktır. Bu buluntulardaki heykeller, genellikle Roma liderlerinin veya tanrıların temsillerini içerir. Roma dönemi heykel sanatı, gerçekçi ve ayrıntılı figürlerle, anlık hareketleri ve jestleriyle tanınır.

• Roma mimarisi ise, muhteşem yapılarıyla ünlüdür. Roma İmparatorluğu'nda inşa edilen arenalar, forumlar, aqueducts ve diğer yapılar, bugün bile mühendislik açısından önemli örneklerdir. Arkeolojik buluntular, Roma mimarisinin antik dönemdeki inovasyonlarını ve teknolojik özelliklerini ortaya koyar.
• Bunun yanı sıra, Roma İmparatorluğu döneminde dini mimari de önemli bir yer tutmaktadır. Tapınaklar, kiliseler, anıtlar ve diğer dini yapılar, Roma sanatı ve mimarisinin güzel örnekleridir.
• Roma sanatı ve mimarisinde görülen çizgisel tasarım, simetriler ve geometrik desenler, mimari süslemelerde kullanılır. Ayrıca, Roma İmparatorluğu'nda resim sanatı da gelişmiştir, ancak günümüze çok az örnek ulaşmıştır. Bu örnekler genellikle fresk tekniğiyle yapılmıştır ve Roma'nın günlük yaşamını ve mitolojik sahneleri içerir.

Genel olarak, Roma İmparatorluğu dönemi, sanat ve mimari açısından zengin bir tarihe sahiptir. Arkeolojik buluntular, Roma'nın estetik ve kültürel özelliklerini anlamamıza yardımcı olmaktadır.

Roma Heykel Sanatı

Roma heykel sanatı, antik çağın en ünlü ve etkileyici sanat eserleri arasında yer alır. Bu sanat, hem antik Yunan hem de klasik Roma sanatının karakteristik özelliklerini yansıtır. Heykeller genellikle tanrılar, kahramanlar, siyasi liderler ve ünlü kişilikler gibi önemli figürleri tasvir eder.

Roma heykelleri, özellikle geniş bir yüzeyi dekorasyon için kullanılan büyük yapılarda bulunan yoğun bir şekilde tasarlanmış bir sanat türüdür. Bu heykellerde gerçekçilik ve ayrıntı odaklanmıştır. Roma heykel sanatı, Yunan sanatından farklı olarak insan figürlerini tamamen gerçeğe daha yakın bir şekilde tasvir eder.

Özellikleri	Tanımı
Realizm	Roma heykelleri, gerçek hayatın ayrıntılarını yansıtır.
Portreler	Çoğu Roma heykeli, tanınmış kişilerin portreleridir.
Kompozisyon	Roma heykelleri, çoğunlukla birden fazla figürün bir araya geldiği kompleks sahneleri tasvir eder.

Roma heykelciliği, İtalyan klasik sanatının Batı dünyasında hala etkisi altındadır. Özellikle, antik Roma heykellerindeki insan figürlerinin detaylı tasvirleri, Rönesans dönemi epoksi ile sanatçılar tarafından benimsenmiştir.

• Roma heykelleri, genellikle pozitif yerlerde kullanılır.
• Heykellerde çoğu zaman realism, empati ve güzellik bulunur.

Roma heykellerinin bir başka özelliği de Hellenistik sanattan etkilenmesidir. Bu etki, heykellerde derinlik ve dinamizm hissi yaratmaya yardımcı olmuştur.

Bugün, en ünlü Roma heykelleri arasında Augustus Prima Porta, Marcus Aurelius Binicisi ve Laocoön ve Oğulları heykeli sayılabilir. Bunlar ve diğerlerinin yaratılışı zorlayıcı bir şekilde gerçek ve güzel olma arasındaki dengeyi korur ve görsel bir uyum sağlar.

Roma Mimari

Roma mimarisi, dünya genelindeki en saygın, etkili ve sanat dolu mimarlık tarzlarından biridir. Roma mimarisi, Roma İmparatorluğu'nun hem gücünü, hem de zevkini yansıtır. Antik çağda, Roma mimarisi inşaat mühendisliği, su yolları, yol yapımı, köprüler ve surlar gibi alanlarda büyük gelişmeler kaydetti. Ayrıca, Roma mimarisi Antik Mısır ve Antik Yunan mimarlığından etkilenerek farklı bir süsleme tarzı geliştirdi.

Roma mimarisine ait arkeolojik buluntular ve incelemeler, bu mimari tarzının gelişimini anlamamıza yardımcı olur. Yapılan arkeolojik kazılarda, Romalıların yıkılan yapıları tekrar inşa etmek için harika yöntemler kullanıldığı ortaya çıkmaktadır. Roma İmparatorluğu'nun başkenti olan Roma, dünyanın en saygın ve güzel yapılarına sahiptir. Bunlar arasında Kolosseum, Pantheon ve Forum Romanum yer almaktadır. Bu yapılar, Roma mimarisinin yaratıcılığı ve mükemmelliği hakkında fikir vermektedir.

Roma mimarisi, mimari sanatta önemli bir ilerlemedir. Roma mimarisi için çağdaş mimarinin kaynaklarından biri olan Vitruvius, mimarinin bileşenlerini; uygunluk (Firmitas), güzellik (Venustas) ve kullanışlılık (Utilitas) olarak tarif eder. Roma'daki sanatsal dönüşümün uzun bir geçmişi vardır. İmparatorluğun sınırlarının genişlemesi ile birlikte, Roma mimarlığı da gelişmektedir. Roma mimarisi, kendine özgü yollarla, taş işleme tekniklerinin kullanımı ve kubbe, tonoz ve kemer tasarımlarının kullanımı gibi özellikleriyle kendini ortaya koymaktadır.

Roma mimarisi, yarattığı yapıların güzelliği kadar, inşa edildikleri zamanın zorlu koşullarına rağmen kalıcılıkları ile de tanınır. Roma mimarisi, modern mimaride kullanılan bazı teknikleri de etkilemiştir. Antik Roma'da kullanılan beton karışımları, modern beton karışımlarının temelini oluşturmuştur. Roma mimarisi, şekil ve desenleriyle modern mimariye ilham veren bir sanat akımıdır.

Roma mimarisi hakkında arkeolojik buluntular ve incelemeler, mimari sanatın nasıl geliştiğini, nasıl bir dönüşüm geçirdiğini ve nasıl modern dünyaya aktarıldığını göstermesi açısından oldukça önemlidir. Roma mimarisi, antik dünyanın güçlü bir ifadesidir ve günümüzde de birçok mimari tasarımın temelidir.

Gladyatör Dövüşleri ve Roma Arenası

Roma İmparatorluğu dönemi boyunca gladyatör dövüşleri önemli bir etkinlikti. Roma arenası gladyatör dövüşlerine ev sahipliği yaptı ve antik dönemdeki en büyük açık hava tiyatrolarından biriydi. Roma arenası, diğer adıyla Kolosseum, mimarisi ve özellikleriyle de dikkat çekiyordu.

Antik Roma'da gladyatör dövüşleri özellikle Roma İmparatorluğu'nun popülerliğini artırdı ve Roma'nın zenginliği gösterildi. Dövüşler, normalde gladyatörler ya da hayvanlar arasında gerçekleştirilirdi ve oldukça kanlı ve şiddetli olurdu.

Roma arenası, 50,000 kişi kapasiteli bir stadyumdu ve günümüze kadar çok iyi korunmuş bir şekilde gelmiştir. Arenanın özellikleri arasında, acemi gladyatörler için hazırlanan alanlar, açılır-kapanır tavanı ve sıradışı bir su sıçrama sahnesi yer alır. Bunların yanı sıra arenanın altında alanların bulunduğu yeraltı kanalları da vardı. Bu kanallar hayvanları ve gladyatörleri arenaya getirmek için kullanılırdı.

Gladyatör dövüşlerinin antik Roma kültürü üzerinde önemli bir etkisi vardı ve hala dünya çapında popülerdir. Bu etkinlikler, insanların güç ve zeka karışımını izlemesini sağladı ve ilginç bir seyir deneyimi sunarken, arenası da bugün turistler tarafından ziyaret ediliyor.