Roma İmparatorluğu'nun sanat ve müzik mirası, tarihte önemli bir yere sahiptir Bu etkileyici miras, antik Roma'nın ustalıkla tasarlanmış yapılarından, güzel heykellerine ve zarif müziğine kadar uzanır Roma İmparatorluğu'nun sanatsal ve müzikal mirasına dair detayları burada keşfedin

Roma İmparatorluğu, tarihi boyunca sanat ve müzik kültürüyle ön plana çıkmıştır. İmparatorluğun sınırları genişledikçe, kültürel etkisi de artmıştır. Özellikle mimari, heykel ve mozaiğin yanı sıra antik Roma müziği de günümüze kadar etkilerini sürdürmektedir.

Roma mimarisinde kullanılan kemerli yapılar ve devasa Roma tiyatroları, günümüze kadar göz alıcı bir şekilde ayakta kalmayı başarmıştır. Colosseum, tarihi Roma'nın en iyi korunmuş yapısı olmakla birlikte, çağının en büyük amfi tiyatroları arasında yer almaktadır. Pantheon ise antik Roma'da yapılmış bir tapınaktır ve dünyanın en önemli mimari yapılarından biri olarak kabul edilir.

• Roma mimarisi, kemerli yapılar ve antik Roma tiyatroları ile tanınmaktadır.
• Colosseum, Roma İmparatorluğu'nun en büyük amfi tiyatrolarından biriydi.
• Antik Roma'daki tapınaklardan olan Pantheon, günümüzde de ünlü bir yapıdır.

Roma heykel sanatı da ayrı bir öneme sahiptir. Roma heykelleri, insan bedeninin doğal hareketi ve ifadesiyle bilinirler. Antik Roma'da, ev tanrılarına adanmış olan Lares heykelleri ile ünlü olan heykeltıraş Porfirio, bugünkü sanatın da esin kaynağı olmuştur.

• Roma heykel sanatı, insan bedeninde doğal hareketi ve ifadeyi yansıtır.
• Lares heykelleri, ev tanrılarına adanmıştır.
• Porfirio, antik Roma sanatının önde gelen heykeltıraşlarından biridir.

Antik Roma müziği, bugünkü müziğin gelişiminde önemli bir role sahiptir. Flüt, lira, tef ve tuba gibi enstrümanlar kullanılmıştır. Roma İmparatorluğu'nun müzik kültürü, günümüzde de klasik müzik ve opera müziği gibi türlerin gelişiminde etkili olmuştur.

• Antik Roma müziğinde flüt, tef, lira ve tuba gibi enstrümanlar kullanılmıştır.
• Roma İmparatorluğu'nun müzik kültürü, günümüzde de klasik müzik ve opera müziği gibi türlerde etkisini göstermektedir.

Antik Roma sanat ve müzik kültürü, bugün bile birçok insanın hayatında önemli bir yere sahiptir. Karakteristik özellikleri ve kalıntıları, günümüze kadar etkisini sürdürmektedir.

Sanat

Roma İmparatorluğu, sanat ve kültür alanında birçok kalıntı, eser ve etki bırakmıştır. Roma mimarisi, inşaat teknikleri ve heykel sanatı birçok çağdaş mimarların ve sanatçıların ilham kaynağı olmuştur. Roma döneminde mimarlık alanında öne çıkan yapıtların başında Colosseum ve Pantheon gelir.

Colosseum, antik Roma döneminde gladyatör dövüşlerine ve diğer eğlencelere ev sahipliği yapmak için inşa edilmiş devasa bir amfi tiyatrodur. 80.000 kişilik bir kapasiteye sahip olan bu yapı, Roma mimarisi ve inşaat tekniklerinin mükemmel bir örneğidir. Pantheon ise antik bir tapınak olarak inşa edilmiş ve daha sonra kilise olarak kullanılmış bir yapıdır. Romanın en ihtişamlı ve en güzel mimari eserlerinden biridir.

Roma döneminde heykel sanatı da oldukça gelişmiştir. Roma heykelleri, gerçekçi tasvirleri ve detaylarıyla ünlüdür. Lares, ev tanrılarına adanmış antik heykellerdir ve evlerde ya da tapınaklarda sergilenmiştir. Porfirio, dönemin en ünlü heykeltıraşlarından biriydi ve Roma dönemine ait birçok heykel eseri bırakmıştır. Ayrıca Roma'daki birçok mozaiği günümüze kadar korunmuştur ve bu mozaiğin çoğu, Roma dönemi sanatına dair önemli bilgiler içermektedir.

Mimarlık

Roma İmparatorluğu'nun sanatsal mirası, mimari alanında da oldukça önemli izler bırakmıştır. Roma mimarisindeki en önemli özelliklerden biri, dikdörtgen şeklindeki yapıların yarattığı sağlamlık hissidir. Bu yapılarda genellikle yüksek sütunlar ve yarım kubbeler kullanılmıştır.

Roma İmparatorluğu'nun en ünlü mimari yapıları arasında Colosseum yer almaktadır. Tarihi amfi tiyatrosu, elli bin izleyici kapasitesiyle oldukça etkileyici bir yapıdır. Ayrıca, Pantheon gibi antik tapınaklar da Roma mimarisi açısından büyük öneme sahiptir. Pantheon, harika bir yapım tekniği ve mimari güzelliği olan bir yapıdır. Ayrıca, Roma İmparatorluğu'nun farklı dönemlerinde inşa edilen kamu binaları ve villalar da mimari açıdan oldukça başarılı çalışmalardan bazılarıdır.

Mimari yapıların yanı sıra, Roma İmparatorluğu'nda inşa edilen köprüler ve su yolları da oldukça etkileyiciydi. Özellikle, çağının teknolojik imkanlarına göre oldukça ileri bir su yolu sistemi geliştirilmişti. Bu su kanalları, devasa su depolarından şehre su taşımaktaydı.

• Colosseum, etkileyici bir yapıdır.
• Pantheon, Roma mimarisi açısından büyük önem taşır.
• Roma İmparatorluğu'nda kamu binaları ve villalar oldukça başarılı mimari çalışmalardır.
• Roma İmparatorluğu'nda inşa edilen köprüler ve su yolları, dönemin teknolojik imkanlarına göre oldukça ileri yapılmıştı.

Colosseum

Colosseum, Roma İmparatorluğu'nun en önemli antik yapılarından biridir. Yaklaşık 2 bin yıl önce tamamlanan yapı, gladyatör dövüşleri ve diğer gösteriler için kullanılmıştır. Colosseum, ismini, yaklaşık 35 metre yüksekliğindeki bir bronz Nero heykeli olan Kolossus'tan almıştır.

Colosseum, yaklaşık 80.000 kişiyi ağırlayabilecek kapasitede bir amfi tiyatrosu olarak inşa edilmiştir. Roma mimarisinin en iyi örneklerinden biri olarak kabul edilen yapı, dorik, iyonik ve korint sütunları gibi antik mimari unsurlarını içermektedir. İçeriye giren ziyaretçiler, yeraltı bölgesinde yer alan hayvanların beslendiği alanlara ayrılmıştır. Ayrıca, Galleria (koridor) adı verilen bir dolaşım alanı mevcuttur.

Colosseum, zamanla değişen tarihsel olaylar nedeniyle farklı amaçlar için de kullanılmıştır. Bunlar arasında kilise, tuğla ve mermer kaynakları olarak kullanımı da yer almaktadır. Günümüzde Colosseum, Roma İmparatorluğu'nun sanatsal ve mimari mirasının en önemli parçalarından biridir ve her yıl milyonlarca turist tarafından ziyaret edilmektedir.

Pantheon

Roma'daki antik bir tapınak olan Pantheon, birçok turistin ziyaret ettiği önemli bir mimari yapıdır. Tam adı "Roma İmparatorluğu'nun tüm tanrılarına adanmış olan Pantheon Tapınağı"dır. İnşa edildiği dönemde kullanılan teknolojik ilerlemeler ve yapısal özellikler ile mimari dünyasında oldukça popüler hale geldi. Pantheon, halkın ziyaretine açılan nadir yapılar arasında yer alır.

Pantheon, özellikle dikkat çeken bir kubbe yapısı ile ünlüdür. 43 metre yüksekliği ve 43 metre çapıyla, tam anlamıyla mükemmel bir yapıdır. Kubbe, günümüzde bile mimari dünyasındaki en büyük yapılardan biridir. Pantheon aynı zamanda monolitik granit sütunlara sahiptir. Özellikle bu sütunlar, antik Roma mimarisi tarafından oluşturulan önemli bir özelliklerdir.

Pantheon, antik Roma mimarisi ile inşa edilmiştir. Ayrıca, yapının iç kısmı da oldukça etkileyici bir şekilde tasarlanmıştır. Heykeller ve mozaiğe ilave olarak, yapının içinde birçok lahit ve tünel de bulunmaktadır. Ayrıca, merkezde yer alan Parthenon çanağı da oldukça dikkat çeken bir özelliktir.

Pantheon Tapınağı, antik Roma dönemi mimarisine örnek bir yapı olarak kabul edilir ve günümüzde hala ziyaretçi akınına uğrar. Mimari anlamda oldukça eşsiz olan Pantheon, antik Roma'daki ileri teknolojiler ile yapılmış ve bugüne kadar korunarak gelmiştir.

Heykel Sanatı

Roma sanatı arasında heykel sanatı da oldukça önemli yer tutar. Roma heykelleri, diğer antik uygarlıkların yapıtlarından farklı olarak gerçekçi, doğal ve hareketli görüntüleriyle dikkat çeker. Roma heykel sanatının özellikleri şunlardır:

• Doğalcılık: Roma heykelleri, insan ve hayvan figürlerini gerçekçi bir şekilde tasvir etme konusunda oldukça başarılıdır.
• Hareketlilik: Roma heykelleri aynı zamanda hareketliliği de başarılı bir şekilde yansıtmaktadır. Bu sayede figürler, adeta gerçek bir anı yaşatır gibi algılanabilir.
• Detaylar: Roma heykellerinde ince işçilik ve detaylara önem verilir. Giysi, aksesuar ve anatomik özellikler oldukça başarılı bir şekilde tasvir edilir.

Roma heykel sanatının örnekleri arasında Lares heykelleri ve ünlü heykeltıraş Porfirio'nun yapıtları bulunmaktadır:

• Lares heykelleri: Roma'da ev tanrılarına adanmış heykellerdir. Bu heykeller, ev içinde koruyucu bir rol oynamak için kullanılırdı. Hayvan figürleri ve insan figürleri üzerinde oldukça detaylı çalışılmıştır.
• Porfirio heykelleri: Porfirio, Roma İmparatorluğu döneminde ün kazanmış bir heykeltıraştı. Yaptığı heykellerde gerçekçilik ve ince işçiliği bir arada kullanmıştır. Porfirio'nun eserleri arasında Tiber Nehri'nin tanrıçasını tasvir eden "Tiberinnia" ve Marcus Aurelius'un at üzerindeki heykeli bulunmaktadır.

Lares

Lares, antik Roma kültüründe ev tanrılarına adanmış heykellerdir. Bu heykeller, evin girişine yerleştirilerek, evin ve ailenin koruyucu tanrıları olarak kabul edilirdi. Lares, ev işleri, ailenin refahı, bereketi, barış ve güvenliği gibi konularda koruyuculuk sağlardı.

Bu heykellerin genellikle doğal taşlardan, ahşap veya bronzdan yapıldığı bilinmektedir. Lares heykelleri geleneksel olarak barbekü formundadır. Dış görünüş olarak, vücutları geniş, kafaları ise küçüktür.

Lares heykelleri aileler tarafından kişiselleştirilirdi. Genellikle bu heykellere alçaktan bakılırdı; böylece, insanların Lares heykelleriyle bir bağlantısı olacağı hissi uyandırılırdı. Bazen, heykeller sıcak sudaki kömür gibi koruyucu malzemelerle kaplanarak, koruyuculuk sağlaması için yakılmaktaydı.

Lares, ev tanrısı olarak kabul edilmesine rağmen, Roma dışında da saygı görmekteydi. Diğer şehir ve köylerde de benzer görevleri üstlenen heykeller yapıldı. Günümüzde, Lares heykelleri, birçok antik madeni para veya antik Roma eserleri koleksiyoncusu tarafından da toplanmaktadır.

Antik Roma kültürü ve sanatı hakkında bilgi sahibi olanlar, Lares heykellerinin Roma'nın ev hayatı, aile değerleri, mutfak kültürü ve daha birçok konuda ipuçları verdiğini bilirler. Bu koruyucu tanrıların heykelleri, Roma'nın sanat ve mimari mirası içinde önemli bir yer işgal etmektedir.

Porfirio

Porfirio, antik Roma döneminde yaşamış ünlü bir heykeltıraştır. Özellikle Roma İmparatorluğu'ndaki bazı önemli heykelleri yaratmasıyla tanınmıştır. Porfirio, yaptığı portre heykelleriyle ön plana çıkmış ve bu heykellerle Roma İmparatorluğu'nun tarihine önemli bir katkıda bulunmuştur.

Porfirio'nun eskiden beri ünü, yarattığı heykellerin doğallığı ve gerçekçiliği ile ilgilidir. Heykellerinin ayrıntılarına olan özenci dikkati, onun ününü daha da artırmıştır. Bu nedenle, Porfirio'nun heykelleri antik dönemin Roma sanatı için önemli bir miras olarak kalmıştır.

• Porfirio, antik Roma döneminde yaşayan ünlü bir heykeltıraştır.
• Yaptığı portre heykelleriyle tanınmıştır.
• Porfirio'nun heykelleri doğallığı ve gerçekçiliği nedeniyle ünlüdür.

Antik dönemlerde, insanların portrelerini çizmek için farklı yöntemler kullanılırdı. Ancak Porfirio, yaptığı inanılmaz portre heykelleriyle bu yöntemlerden ayrılmıştır. Porfirio'nun yarattığı bu portrelerin gerçekçiliği ve doğallığı, sonradan gelişen sanatın temeli olarak kabul edilmiştir.

Eserler	Açıklama
Augustus Heykeli	Antik Roma döneminin en ünlü liderlerinden biri olan Augustus'un portre heykeli.
Haziran Başı	Bir kadın portresi heykeli. Gerçekçi detayları ile ünlüdür.

Porfirio'nun yarattığı heykeller arasında en ünlüsü Augustus Heykeli'dir. Bu heykel, antik Roma İmparatorluğu'nun kurucusu olan Augustus'un portresini göstermektedir. Ayrıca, Haziran Başı adlı diğer bir portre heykeli de gerçekçi detayları ile dikkat çekmektedir.

Porfirio, yarattığı bu önemli eserlerle antik Roma sanat tarihinde bıraktığı önemli bir mirasla hatırlanmaktadır. Onun eserleri bugün bile müzelerde sergilenmekte ve ziyaretçilerin büyük ilgisini çekmektedir.

Müzik

Roma İmparatorluğu sadece mimari mirasıyla değil, aynı zamanda müzik kültürüyle de tanınır. Roma müzik kültürü, kendine özgü müzik aletleri, tarzlar ve tekniklerle diğer antik uygarlıklardan ayrılır.

Antik Roma'da çalınan popüler bir müzik aleti olan lira, mızrapla çalınan bir çalgıdır. Ayrıca, antik Roma'da birçok çalgı kullanılmıştır, bunlar arasında flüt, korna ve gibi çalgılar yer alır. Roma İmparatorluğu'nun müzik kültürü, günümüz müziğine de etki etmiştir. Özellikle, opera müziği büyük ölçüde Roma kültüründen etkilenmiştir.

Roma müziği klasik müzik üzerinde de etkili olmuştur. Roma müziği, klasik müzikte kullanılan bazı öğeleri taklit etmiştir. Antik Roma müziği, binlerce yıl sonra bile hala müzisyenler tarafından incelenmekte ve takdir edilmektedir.

Özetlemek gerekirse, Roma İmparatorluğu'nun sanat ve müzik kültürü diğer uygarlıklar için esin kaynağı olmuştur. Roma kültüründen etkilenen opera müziği, günümüze kadar devam eden popüler bir müzik türüdür. Ayrıca, Roma müziği klasik müzik üzerinde de etkili olmuştur ve hala müzisyenler tarafından incelenmektedir.

Müzik Aletleri

Antik Roma müzik kültürü, sadece besteleri ve şarkıları değil, aynı zamanda çeşitli müzik aletlerini de içerir. Roma İmparatorluğu döneminde kullanılan müzik aletleri, bugün hala bilinmekte ve hatta bazıları hala kullanılmaktadır.

Antik Roma müzik aletleri arasında lira, tibia, kithara, cithara, tetraktys, buccina, cornu, tuba, hydraulis, lituus, sistrum ve tıngırtı yer alır. Lira, Roma İmparatorluğu'nda popüler bir müzik aleti olarak biliniyordu. Tekerlek şeklinde bir gövdeyle ve dokuz telli bir yapıya sahipti. Tibia, İmparatorluk'ta popüler olan bir başka müzik aletiydi. Flüt benzeri bir yapıya sahip olan Tibia, Roma'da dinleyicilerin kalbini kazanmıştı.

Kithara ve Cithara, telli müzik aletleri arasında en yaygın olanlarındandı. İkisi de çeşitli müzisyenler tarafından kullanılmış, müzik yapmak için büyük bir önem taşımıştı. Tetraktys ise antik bir Yunan müzik aleti olarak bilinirdi ancak Roma döneminde de kullanılmıştı. Ayrıca, bucina, cornu ve tuba gibi üflemeli müzik aletleri de Roma İmparatorluğu'nda kullanılan önemli müzik aletlerindendi.

Hydraulis, antik bir org olarak bilinirdi ve su kullanılarak çalışırdı. Lituus, bir trompete benzer bir müzik aletiydi ve savaş zamanında kullanılmaktaydı. Sistrum ise Roma kültünün önemli bir parçası olan bir müzik aletiydi. Keza, tıngırtı da küçük etkiler oluşturmak için kullanılan bir müzik aletiydi.

Sonuç olarak, Antik Roma müzik kültürü, çok sayıda müzik aleti kullanımına sahipti ve bu aletler hala günümüzde varlıklarını sürdürmektedirler. Roma İmparatorluğu'nun müzikal mirası, antik çağlarda olduğu kadar bugün de birçok müzik türünde ve çalgıda kendini göstermektedir.

Lira

Antik Roma kültüründe popüler olan bir müzik aleti olan Lira, genellikle kullanan kişinin beline bağlandığı gibi birbirine bağlanan iki çubuk yardımıyla da çalınabilirdi. Bu çalgı, tarihi kaynaklar ve arkeolojik çalışmalar sayesinde bugüne kadar nispeten iyi belgelenmiştir.

Lira, kendi içinde ikiye ayrılır; kısa bir sapı olan Lyra adında küçük bir çeşidi ve daha büyük bir sapı olan Lira da Braccio adında bir çeşididir. Lira, Roma İmparatorluğu'nda sıklıkla kullanıldı ve özellikle sokak sanatçıları tarafından tercih edilirdi. Ayrıca, gladyatör dövüşlerinde müzik eşliğinde çalınan enstrümanlardan biriydi.

Lira, antik Roma döneminde diğer müzik aletleri ile birlikte de çalınırdı. Bu enstrümanın yaratıcıları olan antik Romalılar, müzik kültürünün önemli bir parçası olarak Lira'yı kullanırdı. Bugün de bu müzik aleti, İtalya, İspanya ve çevre ülkelerde bazı folklorik müziklerin icrasında kullanılmaktadır.

Lira, antik Roma müziği ve kültürü ile ilgilenenler için araştırma yaparken çevrimiçi kaynaklardan da yararlanılabilir. Lira hakkında daha fazla bilgi için, Roma İmparatorluğu'nun müzik kültürü, enstrümanları ve etkileri hakkında daha kapsamlı bir araştırma yapılabilir.

Tuba

Tuba, Antik Roma döneminde kullanılan önemli bir müzik aletidir. Genellikle askeri törenlerde ve olimpiyat oyunlarında çalınan Tuba, Bronz'dan imal edilmiştir. Bariz şekliyle bugünkü Tuba'dan oldukça farklılık gösteren Antik Roma Tuba'sı, ancak yetenekli çalgıcılar tarafından çalınabiliyordu.

Antik Roma döneminde, Tuba çoğunlukla avcılık ve askeri işlerle iştigal eden insanlar arasında yaygın olarak kullanılıyordu. Yapımında kullanılan malzemenin dayanıklılığı, Tuba'nın çalınabilmesi için ideal bir müzik aleti olmasını sağladı. Tuba, Roma İmparatorluğu'nda gerçekleştirilen imparatorluk törenlerinde kullanılan nadir müzik aletlerinden biriydi.

Tuba'nın çalınması oldukça zordu çünkü çalgı oldukça ağırdı ve tiz bir ses çıkarmak için müzisyenin yüksek bir yeteneğe sahip olması gerekiyordu. Bugün, Tuba genellikle modern orkestralarda bulunan bir müzik aletidir ve geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Ancak Antik Roma döneminde Tuba, özellikle askeri törenlerde yer almaktaydı.

Antik Roma dönemi müzik kültürü hazinelerinden biri olan Tuba, bugünkü müzik dünyasına önemli etkiler bırakmış bir müzik aletidir. Üç tüp şeklinde tasarlanmış Tuba'nın Antik Roma dönemi boyunca popülerliği, Roma İmparatorluğu'nun müzik kültürüne büyük katkı sağlamıştır.

Müzik Etkileri

Roma İmparatorluğu'nun müzik kültürü, günümüzde hala etkilerini göstermektedir. Özellikle opera müziği, Roma İmparatorluğu'ndan ilham alarak ortaya çıkmıştır. Opera, antik Roma'da kullanılan ve büyük gösterilerde şarkıların olduğu oyunların modern versiyonudur.

Ayrıca, klasik müzik de Roma İmparatorluğu'nun müzik kültürünün izlerini taşımaktadır. Özellikle barok müziğinde, Roma'nın kiliselerinde yapılan törenlerde kullanılan müzik aletleri ve koroların etkisi görülmektedir. Bunun yanı sıra, antik Roma'da kullanılan plauntırium adlı çalgı da klasik müzikte yer alır.

Roma müzik kültürünün bir diğer izi de halk müziği alanındadır. Özellikle İtalya'da popüler olan tarantella dansı, antik Roma'da kullanılan ritimli müziğin modern bir versiyonudur. Ayrıca İtalya'nın pek çok bölgesinde halk müziği stilleri, antik Roma döneminden kalma ögeler taşımaktadır.

Bu etkiler, Roma İmparatorluğu'nun müzikal mirasının günümüze kadar süren önemini göstermektedir. Antik Roma dönemi, sadece sanat ve mimari alanında değil, müzik kültürü alanında da bugün hala etkilerini sürdürmektedir.

Opera

Opera müziği, Roma İmparatorluğu döneminden etkilenmiştir. Antik Roma'da Roma operaları denilen bir tür müzik icra edilirdi. Antik Roma opera müziği, modern opera müziğiyle benzer özelliklere sahiptir.

Antik Roma opera müziği, günümüzün ileri teknolojisi kullanılarak yapılandırılan ve profesyonel müzisyenler tarafından icra edilen modern opera müziğiyle karşılaştırılamaz. Ancak bazı temel özellikler bakımından benzerlik gösterir. Antik Roma opera müziği, yüksek seslerle söylenir ve kuoro adı verilen bir grup tarafından seslendirilirdi. Bu grup, kadın ve erkeklerden oluşurdu ve genellikle birden fazla çalgı çalarlardı.

• Antik Roma operalarında ilginç bir özellik, bireysel oyuncuların seslerinin yerine bir koçumun sesinin kullanılmasıydı. İmparatorluk dönemindeki seyirciler, bu son derece ilginç özelliği sevdikleri için, koçun sesi genellikle önceden kaydedilir ve genellikle Parthian kralının konuşmasını anımsattığı için yüksek fiyatlarla satılırdı.
• Bir diğer ilginç özellik de, operaların neredeyse tamamının ritüel nitelik taşımasıdır. Romalılar, operaları, dinlerindeki tanrılarına adarlar ve o tanrılara teşekkür etmek için zamanlarını operalar dinleyerek geçirirlerdi. Bu sebeple, operaların temaları genellikle mitolojik veya tarihi olaylardan alınırdı.

Bugün, birçok modern opera müziği hala Roma İmparatorluğu'nun müzikal mirasından etkilenir. Romalıların müzik kültürü ve operaları, günümüz müzik dünyasının gelişmesine katkı sağlamıştır ve hala birçok müzik aletinin çalınış tarzını belirleyen unsurları içermektedir. Roma İmparatorluğu'nun müziği, günümüzün müzik tarihinde önemli bir rol oynayan zengin bir mirası yansıtmaktadır.

Klasik Müzik

Roma İmparatorluğu'nun müzik kültürü günümüze kadar pek çok müzik türünü etkiledi. İmparatorluğun klasik müzik üzerindeki etkisi ise oldukça önemliydi. Bu dönemde yapılan müzik eserleri, batı müzik tarihinde önemli bir yer edinerek günümüze kadar ulaşmayı başardı.

Roma müziği, geniş bir yelpazedeki enstrümanlarla icra ediliyordu. İmparatorluk döneminde flüt, ksilofon, lir, trampet, trobone, çift pipolar gibi görkemli enstrümanlar kullanılıyordu. Bu enstrümanlar özellikle dört ana müzik dalında (trajik, dinsel, düğün ve askerî) kullanılıyordu. Roma müziği, tören ve festivallerde de sıklıkla kullanılırdı.

Roma İmparatorluğu'ndan etkilenen klasik müzik, bu kültürün yansımasıdır ve bu eserlerde Roma İmparatorluğu'nun özelliği bir kez daha ortaya çıkar. Özellikle Antonio Vivaldi, Johann Sebastian Bach ve Wolfgang Amadeus Mozart gibi önemli besteciler, Roma İmparatorluğu'nun müzikal mirasını klasik müzik dünyasına taşıdılar. Bu besteciler, opera, senfoni ve konçertolarında Roma İmparatorluğu'nun müzikal unsurlarını kullandılar.

• Antonio Vivaldi, eserlerinde Roma müzik kültüründen ilham aldı.
• Johann Sebastian Bach, Roma dönemi müziğinin birçok unsuru ile eserlerini süsledi.
• Wolfgang Amadeus Mozart, Roma müzikal mirasını öğrenmek için İtalya'ya seyahat etti ve burada edindiği tecrübeleri eserlerinde kullanarak, Roma İmparatorluğu'nun müziğini günümüze kadar taşıdı.

Klasik müziğin bu öncülerinin dışında, birçok başka besteci de Roma İmparatorluğu'nun müzikal mirasından etkilenmiştir. Bu etkilenim, klasik müziğin bugünkü halini almasında önemli bir rol oynamıştır. Roma İmparatorluğu'nun sanatsal ve müzikal mirası, batı müziği tarihinde önemli bir yere sahiptir ve her zaman hatırlanacaktır.