Dönemin Siyasi Liderleri ve Ünlü Siyasi Figürleri adlı kitapta, Türkiye'nin siyasi tarihinde önemli yer edinmiş liderler ve figürlerin yaşamları ve siyasi kariyerleri yer alıyor. Atatürk, İsmet İnönü, Turgut Özal gibi isimleri daha yakından tanımak isteyenler için ideal bir kaynak!
Osmanlı İmparatorluğu dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yılları, ülkemizin tarihinde önemli bir yer tutar. Bu dönemlerde öne çıkmış siyasi liderler ve figürler de Türkiye'nin bugünkü durumuna etki etmiştir.
Bu dönemlerde özellikle Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü gibi liderler öne çıkmıştır. Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı olarak ülkemizin kalkınmasında büyük rol oynamıştır. Ayrıca, Milli Mücadele dönemi ve savaş yıllarında gösterdiği liderlik özellikleri de tarihe geçmiştir. İsmet İnönü ise, Atatürk'ün ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci Cumhurbaşkanı olarak siyasi hayatına atılmıştır.
Fevzi Çakmak ve Kazım Karabekir, Milli Mücadele döneminde öne çıkan önemli figürlerdir. Fevzi Çakmak, Kurtuluş Savaşı'nda önemli bir rol oynamış ve Cumhuriyet'in kuruluşundaki siyasi etkisiyle de tanınmıştır. Kazım Karabekir ise, Milli Mücadele'nin önde gelen komutanlarından biri olarak Türkiye'nin bağımsızlığı için mücadele etmiştir.
Türkiye'nin çok partili döneme geçiş sürecinde öne çıkan liderlerden biri ise, Adnan Menderes'tir. Demokrat Parti'nin kurucusu ve Türkiye'nin ilk başbakanı olan Menderes'in hayatı ve siyasi kariyeri oldukça çalkantılıdır. 27 Mayıs darbesi sonrası tutuklanması, yargılanması ve idam edilmesi birçok tartışmayı da beraberinde getirmiştir.
Bülent Ecevit, Türkiye'nin siyasi istikrarsızlık döneminde öne çıkan liderlerden biridir. Milliyetçi Cephe hükümetiyle yaptığı mücadele ve Türkiye'nin siyasi yapısındaki değişimlere yaptığı katkılar ile tanınmıştır. Ayrıca, Ecevit'in başbakanlığı döneminde gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı da Türk dış politikasındaki yerini sağlamlaştırmıştır.
Türkiye'nin ilk seçilmiş cumhurbaşkanı olan Turgut Özal da, ekonomik ve siyasi reformlarıyla tanınmaktadır. Özal'ın liderliğinde kurulan Anavatan Partisi dönemi, Türkiye'nin iç ve dış politikalarında büyük değişimlere sebep olmuştur.
Son olarak, Akp'nin kurucusu ve Türkiye'nin ilk seçilmiş cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi kariyeri ve liderlik özellikleri de dikkat çekmektedir. Erdoğan'ın liderliğindeki AKP hükümeti dönemi, Türkiye'nin iç ve dış politikalarında büyük değişimlere neden olmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçmiştir. Kendisi, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde siyasi ve askeri alanda aktif bir rol üstlenmiş, ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda öncü olmuştur.
Atatürk, siyasi liderlik özellikleriyle de öne çıkmıştır. Kendisi, çağdaş bir Türkiye'nin oluşumunu amaçlamış, bu yolda birçok yenilikçi karar almıştır. Bunlardan bazıları, yeni Türk alfabesinin oluşturulması, kadın hakları ve eğitimdeki ilerlemelerdir. Ayrıca, laiklik ilkesinin kabulü ve dinin kamusal alandan çıkarılması Atatürk'ün siyasi liderliğinin en önemli özellikleri arasında yer almaktadır.
Atatürk'ün liderliği, Türkiye'nin milli mücadele dönemi ve savaş yıllarında da kendisini göstermiştir. Kurtuluş Savaşı'nda önemli bir rol üstlenmiş, bu süreçte Türkiye'nin bağımsızlığı için mücadele etmiştir. Kendisi, Türk askeri tarihinde önemli bir yere sahip olan ve Milli Mücadele'nin başarısına katkıda bulunan Fevzi Çakmak ile birlikte hareket etmiştir.
Atatürk'ün liderliği, Türkiye'nin modernleşmesi ve çağdaş bir ülke olma yolundaki adımlarının atılmasına öncülük etmiştir. Bugün hala, Atatürk ilke ve devrimleri, Türkiye'nin siyasi hayatında önemli bir yer tutmaktadır.
İsmet İnönü
Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünden sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü'nün hayatı ve politikaları, Türkiye'nin tarihi için oldukça önemlidir. İnönü, 1884 yılında İzmir'de doğdu. Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı'na katıldıktan sonra, Kurtuluş Savaşı'nda Türk ordularının başarılı bir şekilde yönetilmesiyle tanındı. Savaşın ardından İnönü, Atatürk'ün yakın bir dostu ve müttefiki olarak Türkiye'nin ikinci Cumhurbaşkanı seçildi.
İnönü, Cumhurbaşkanlığı dönemi boyunca, Türkiye'nin siyasi, kültürel ve ekonomik alanlarda modernleşme ve gelişme yolunda atılımlar yapmasını sağladı. 1945 yılında Avrupa'da II. Dünya Savaşı sona ererken, Türkiye İsmet İnönü liderliğindeki hükümeti ile birlikte ikinci bir devletleşme sürecine girdi. Bu süreçte, Türkiye'nin NATO üyeliğine başvurması ve Batı dünyasına yakınlaşması, İnönü'nün önemli politikaları arasındaydı.
Bunun yanı sıra, İnönü dönemi Türkiye'sinde sosyal politikalar açısından önemli adımlara imza atılmıştır. İnönü, Türkiye'de eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik alanlarında reformlar gerçekleştirmiştir. Ayrıca, Türkiye'nin kalkınması için önemli projeleri hayata geçirerek, ülkenin ekonomik ve sanayi potansiyelini artırmıştır.
Milli Mücadele Dönemi ve Savaş Yılları
Türkiye'nin milli mücadele dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra başlayan bir süreçtir. Atatürk ve İnönü, Türk halkının bağımsızlığı için mücadele etti. İşgal güçleriyle savaşarak Türk topraklarını korudular ve sonunda Büyük Taarruz öncesindeki son zafer olan İzmir'in kurtuluşunu sağladılar.
Bu dönemde, Türk halkı büyük bir mücadele verirken, liderleri de onları yönlendirdi. Atatürk ve İnönü, savaşın yoğun olduğu dönemlerde bile halkın moralini yüksek tuttular ve onlara güç verdiler. Milli mücadelede birlik ve beraberliğin önemine dikkat çekerek, Türk halkını bir arada tuttular.
- Milli mücadele dönemi, tarihimizde önemli bir yere sahiptir.
- Atatürk ve İnönü, Türk halkının bağımsızlığı için büyük bir mücadele verdiler.
- Halkın moralini yüksek tutarak, birlik ve beraberliği sağladılar.
Türkiye'nin savaş yılları da oldukça zor geçti. İkinci Dünya Savaşı'nın sıcaklığı hissedilirken, Türkiye de savaşın dışında kalamadı. Ancak, Atatürk'ün askeri reformları sayesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri, düşmanlara karşı hazırlıklıydı. İnönü'nün liderliğinde, Türkiye savaşın etkisi altında kalmadan, tarafsız bir ülke olarak kalmayı başardı.
| Savaş Yılları | Öne Çıkan Olaylar |
|---|---|
| 1939 | İkinci Dünya Savaşı'nın başlaması |
| 1945 | Savaşın sona ermesi |
| 1946 | Türkiye'de çok partili döneme geçiş |
Milli mücadele ve savaş yılları, Türkiye tarihinde önemli bir dönemeçtir. Günümüzde bile Atatürk ve İnönü'nün liderlik özellikleri, Türk halkı tarafından takdir edilir. Bu dönemde öne çıkan komutanlardan biri Fevzi Çakmak ve milli mücadelede önemli rol üstlenen Kazım Karabekir de halk tarafından saygıyla anılır.
Fevzi Çakmak
Fevzi Çakmak Türk asker ve siyasi liderdir. Kurtuluş Savaşı'nda önemli bir rol oynamış ve Cumhuriyet'in kuruluşundaki siyasi etkisiyle öne çıkmıştır. Çakmak, 1876 yılında İstanbul'da doğdu. Harp Okulu'nda öğrenim gördükten sonra, Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı'nda çeşitli görevler üstlendi.
Kurtuluş Savaşı'nda Mustafa Kemal Atatürk'ün sağ kolu olarak görev yapan Çakmak, Dumlupınar Savaşı'ndaki başarılarıyla tanındı. Batı Cephesi Komutanı olarak atanarak, İzmir'in kurtarılması ve Yunan ordusunun Anadolu'dan çıkarılması sürecinde etkili oldu. Savaşın ardından, Cumhuriyet'in kurulması sürecinde çeşitli siyasi görevler üstlendi.
1923'te TBMM Başkanvekili ve 1924'ten itibaren Genelkurmay Başkanı olarak atanarak, Cumhuriyet'in güçlü bir orduya sahip olması için çalıştı. Ayrıca, Lozan Antlaşması'nın müzakerelerinde yer aldı ve Türkiye'nin uluslararası arenada tanınmasında etkili oldu.
Çakmak, 1940 yılında emekliye ayrıldıktan sonra, siyasi hayatına atıldı ve Millet Partisi çatısı altında siyasi faaliyetlerine devam etti. Ancak, siyasi yaşama atıldığı dönemde oldukça yaşlıydı ve etkili bir liderlik sergilemedi.
Fevzi Çakmak, Türk Kurtuluş Savaşı'ndaki etkili liderlik özellikleriyle ve Cumhuriyet'in kuruluş sürecindeki siyasi etkisiyle Türk tarihinin en önemli figürlerinden biri olarak kabul edilir.
Kazım Karabekir
Kurtuluş Savaşı'nın önde gelen komutanlarından biri olan Kazım Karabekir, Türkiye'nin bağımsızlığı için mücadele verirken aynı zamanda siyasi alanda da etkili olmuştur. Karabekir, 23 Temmuz 1882 tarihinde Erzurum'da doğmuştur. Harp Okulu'ndan mezun olduktan sonra Osmanlı Ordusu'na katılmıştır.
Karabekir, Milli Mücadele'nin en önemli komutanlarından biri olarak Kurtuluş Savaşı'nda önemli rol oynamıştır. Özellikle Batı Cephesi'nde yaptığı başarılı operasyonlarla tanınmıştır. Ayrıca, Sivas Kongresi'nde Mustafa Kemal Atatürk ve diğer önde gelen isimlerle birlikte çalışmıştır.
Bununla birlikte, Karabekir'in siyasi görüşleri dönemin diğer önemli siyasi figürlerinden farklıydı. Kurtuluş Savaşı sonrasında, Cumhuriyet'in kuruluş döneminde, İsmet İnönü ve Mustafa Kemal Atatürk'ün izlediği politikalardan farklı bir yönde ilerlemeyi savunmuştur. Bu nedenle siyasi alanda önemli bir figür olarak kabul edilir.
Özellikle, Karabekir'in Türk milliyetçiliği görüşleri dönemin diğer siyasi liderleri tarafından eleştirilmiştir. Karabekir, Türkiye'nin ulusal çıkarlarını savunmak için mücadele etmiş, ancak dış güçleri de sürekli olarak gözetlemiştir. Yine de, Türkiye'nin bağımsızlığı için yapılan mücadele sırasında önemli bir lider olduğu kabul edilir.
Çok Partili Döneme Geçiş
Türkiye, 1946 yılında çok partili sisteme geçiş yaparak, siyasi hayatında yeni bir döneme adım attı. Bu süreçte Atatürk'ün ölümü sonrasında CHP'de yaşanan liderlik mücadeleleri, muhaliflerin parti dışında örgütlenmeleri ve demokratik bir seçim sisteminin oluşturulması sürecinde birçok siyasi lider ve figür ön plana çıktı.
Bu dönemde Adnan Menderes'in kurduğu Demokrat Parti iktidara geldi ve Türkiye'nin ilk çok partili seçimleri 1950 yılında yapıldı. Menderes, Türkiye'nin modernleşmesi ve demokratikleşmesi için önemli reformlar gerçekleştirdi ancak iktidarı döneminde de eleştirilerin hedefi oldu.
Çok partili dönemin öne çıkan siyasi liderlerinden biri de İsmet İnönü oldu. Atatürk'ün ölümünden sonra CHP'nin genel başkanı olan İnönü, parti içinde yaşanan bölünmeler ve muhalefetin örgütlenmesi ile birçok siyasi çekişmenin içinde yer aldı.
1950'li yıllarda çok sayıda yeni siyasi parti kuruldu ve bu partiler arasında çekişmeler yaşandı. Kurulan bazı partiler kısa sürede kapanırken, bazıları uzun yıllar varlıklarını sürdürdü. Bu dönemde Turgut Sunalp, Osman Bölükbaşı, Hasan Polatkan gibi siyasi figürler de ön plana çıktı.
1946'dan günümüze kadar geçen süreçte Türkiye'nin siyasi yapısında birçok değişiklik yaşandı. Ancak çok partili sistem Türkiye'nin demokratikleşmesinde önemli bir adım olarak tarihteki yerini aldı.
Adnan Menderes
Adnan Menderes, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk demokratik seçimlerinden sonra Demokrat Parti'yi kurmuş ve Türkiye'nin ilk başbakanı olmuştur. 1899 yılında Aydın'da doğan Menderes, gençliğinde çiftçilik yaparak geçimini sağlamış ve sonrasında siyasi hayatına atılmıştır.
1946 yılında yapılan seçimlerde Demokrat Parti'nin ilk meclis başkan yardımcısı seçilen Menderes, 1950'de seçimleri kazanarak Türkiye'nin başbakanı olmuştur. Menderes başbakanlığı döneminde başlatılan ekonomik reformlar ve serbest piyasa politikaları, Türkiye'nin ekonomik açıdan gelişmesinde büyük rol oynamıştır. Ayrıca Menderes döneminde Türkiye NATO'ya üye olmuştur.
27 Mayıs darbesi sonrası tutuklanan ve yargılanan Menderes'in idamı, Türkiye için tarihi bir olay olarak kaydedilmiştir. İdam edildiği 17 Eylül 1961 tarihi Türkiye'nin demokrasi tarihinde kara bir gün olarak anılmaktadır.
27 Mayıs Darbesi
Adnan Menderes, 1950 yılında yapılan seçimlerde Demokrat Parti'nin lideri olarak Türkiye'nin başbakanı oldu. 1960 yılına kadar Türkiye'nin dört seçiminde de galip gelen Menderes, ülkeyi modernize etmek ve reform yapmak için çalıştı. Ancak, muhalefet partileri, devlet memurları, işçi sendikaları ve öğrenciler arasında artan bir hoşnutsuzluk ve gerginlik hissedildi.
27 Mayıs 1960'ta askeri bir darbe gerçekleşti ve Menderes, hükümet yetkilileriyle birlikte tutuklandı. Askeri rejimi savunamayan Menderes, üç yıl süren bir yargılama sürecine maruz kaldı. Menderes, eski bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakan Yardımcısı Hasan Polatkan ile birlikte idam cezasına çarptırıldı.
27 Mayıs Darbesi, Türkiye'deki siyasi hayatı kökten değiştirdi ve gelecek yıllar boyunca Türk siyasi tarihinde büyük bir rol oynadı. Darbe, Cumhurbaşkanı Celal Bayar başta olmak üzere birçok Demokrat Parti liderinin tutuklanması ve hükümetin dağıtılmasıyla sonuçlandı.
Bülent Ecevit
Bülent Ecevit, Türk siyasi tarihinde önemli bir yere sahip olan bir liderdir. Kendisi Milliyetçi Cephe hükümetiyle yaptığı mücadele ile tanınır ve Türkiye'nin siyasi istikrarsızlığı dönemindeki liderlik özellikleri ile ön plana çıkar.
Ecevit, Türkiye'de yaşanan siyasi ve ekonomik krizlerin sonucunda, 1977 yılında iktidara gelmişti. Kendisi, ülkenin büyük bir bölümünde destek gören bir liderdi.
Anayasa Mahkemesi tarafından Milliyetçi Cephe hükümetinin düşürülmesi sonrasında, 1980 yılında Türkiye'de askeri darbe gerçekleşti. Ecevit, bu süreçte hapsedildi ve siyasi faaliyetlerine bir süreliğine ara vermek zorunda kaldı.
Ecevit'in liderliğindeki Demokratik Sol Parti, 1999 yılında iktidara geldi. Ecevit, siyasi istikrarsızlık döneminin sona erdirilmesinde önemli bir rol oynadı. Kendisi, ülkede ekonomik reformlar yaparak, krizin etkilerini en aza indirmeye çalıştı.
Genel olarak, Bülent Ecevit, Türkiye'nin siyasi tarihinde önemli bir yere sahiptir. Kendisi, siyasi mücadeleleriyle ve liderlik özellikleriyle ülkesine hizmet etmiştir.
Kıbrıs Barış Harekatı
Kıbrıs Barış Harekatı, Türkiye'nin 1974 yılında gerçekleştirdiği askeri bir operasyondur. Bu operasyon, Türk tarafının Kıbrıs'ın kuzeyinde yaşayan Türk nüfusunun korunması amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bülent Ecevit'in başbakanlığı döneminde gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı, Türk dış politikasındaki önemli bir yere sahiptir.
Kıbrıs Barış Harekatı, Türkiye'nin uzun zamandır devam eden Kıbrıs sorununa askeri bir çözüm getirdi. Bu harekat, Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki politikalarında önemli bir dönüm noktasıydı. Türkiye'nin Kıbrıs'ın kuzeyindeki Türk varlığına sahip çıkması ve adada barışı sağlamak amacıyla gerçekleştirilen harekat, Türkiye'nin dış politikasında da etkili oldu.
Bülent Ecevit'in liderliği altında gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı, Türkiye'nin güçlü bir şekilde dış politika sahnesinde yer almasını sağladı. Harekat, Türkiye'nin dış politikada daha güçlü bir rol oynama fırsatı yakalamasına yardımcı oldu ve ülkemizin güvenliği ile çıkarlarına hizmet etti.
Turgut Özal
Turgut Özal, Türkiye'nin ilk seçilmiş cumhurbaşkanı olarak ekonomik ve siyasi reformlarıyla Türkiye tarihinde önemli bir yer edinmiştir.
Özal'ın ekonomik politikaları, Türkiye'nin dünya ekonomisindeki yerini güçlendirmeye yönelikti. Sanayi ve tarım sektörlerinde yapılan yatırımlar, uluslararası piyasalarda rekabet edebilir bir ekonomi yaratmak için önemliydi. Yabancı yatırımcıların Türkiye'ye gelmesini teşvik eden yasal düzenlemeler, Türkiye'nin ekonomik açıdan kalkınmasına ve büyümesine yardımcı oldu.
Özal, aynı zamanda Türk siyasi tarihinde insan hakları ve özgürlüklerin korunması konusunda önemli bir rol oynadı. 12 Eylül askeri darbesi sonrası oluşturulan Anayasa'yı değiştirerek, Türkiye'de demokrasi ve insan haklarının korunmasına yönelik reformlar yapmıştır.
| Özal'ın Ekonomik Reformları | Özal'ın Siyasi Reformları |
|---|---|
|
|
Özal'ın liderliğindeki Anavatan Partisi hükümeti, Türk siyasi ve ekonomik tarihinde önemli bir yere sahip oldu. Özal'ın ekonomik ve siyasi reformları, Türkiye'nin modernleşmesine ve dünya ekonomisindeki konumunun güçlenmesine işaret etmektedir.
Anavatan Partisi Dönemi
Turgut Özal'ın liderliğinde kurulan Anavatan Partisi, Türk siyasi tarihinde önemli bir yer tutar. Özal, ekonomik ve siyasi reformlarla Türkiye'yi daha ileri bir seviyeye taşımak için büyük bir çaba sarf etti. Partinin yaptığı değişiklikler, Türkiye'nin iç ve dış politikalarında önemli bir değişime neden oldu.
| Anavatan Partisi Dönemi | Değişiklikler |
|---|---|
| Ekonominin Liberasyonu | Anavatan Partisi, Türkiye'deki ekonomik durgunluğu sona erdirmek için birçok reform gerçekleştirdi. Bu reformlar büyük ölçüde başarılı oldu ve Türkiye ekonomisi yeniden büyümeye başladı. |
| Körfez Savaşı ve Irak İşgali | Anavatan Partisi, Körfez Savaşı sırasında Türkiye'nin Batı Bloku'na katılmasını sağladı. Ayrıca, Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesinin ardından Türkiye, ABD önderliğindeki Batı Bloku'na muhalif bir tutum sergileyerek, Ortadoğu'da etkilerini artırdı. |
Anavatan Partisi dönemi, Türkiye'nin uluslararası alanda daha aktif bir konuma gelmesini sağladı. Türkiye, çeşitli ülkelerle yapılan anlaşmalarla özgürlüklerini arttırdı. Turgut Özal'ın liderliğindeki Anavatan Partisi, Türkiye'nin hem iç hem de dış politikalarında büyük bir etkiye sahip oldu.
Recep Tayyip Erdoğan
Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ilk seçilmiş cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kurucusudur. Erdoğan'ın siyasi kariyeri 1994 yılında Refah Partisi'ne katılımıyla başladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine seçildikten sonra, 1997 yılında askeri darbe nedeniyle görevinden alındı ve hapis cezasına çarptırıldı.
Erdoğan, AKP'nin kuruluşundan sonra partinin genel başkanlığına seçildi ve 2002 genel seçimlerinde partisi iktidara geldi. Erdoğan, 2003 yılında Türkiye'nin 25. başbakanı olarak göreve başladı.
Erdoğan'ın liderliğindeki AKP hükümeti, Türkiye'nin ekonomik kalkınmasını teşvik eden reformlar gerçekleştirdi ve ülkeyi Orta Doğu'da önemli bir aktör haline getirdi. Ayrıca, Erdoğan, Türkiye'nin AB üyeliği için müzakerelerin başlatılmasını sağlamak için önemli adımlar attı.
Erdoğan, 2014 yılında Türkiye'nin ilk doğrudan seçilmiş cumhurbaşkanı olarak görev yapmak üzere seçildi. Cumhurbaşkanlığı dönemi boyunca, Türkiye'nin iç ve dış politikalarında önemli değişikliklerin yanı sıra bir dizi tartışmalı kararlar da aldı.
Erdoğan'ın liderlik özellikleri arasında karizmatik bir hitabet tarzı, güçlü liderlik yetenekleri ve Türkiye'nin dış politikasındaki aktif rolü sayılabilir. Bununla birlikte, Erdoğan'ın politikaları çevresinde tartışmalar ve eleştiriler de bulunmaktadır, özellikle de demokratik haklar, basın özgürlüğü ve insan hakları konularında.
AKP Hükümeti Dönemi
Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki AKP hükümeti, 2002 yılında Türkiye'nin siyasi sahnesinde büyük bir değişim yarattı. AKP, Türkiye'nin geleneksel siyasi güçlerinden farklı bir perspektif sunarak toplumun geniş kesimleri tarafından destek gördü.
AKP iktidarı döneminde, Türkiye ekonomisinin büyüme hızı arttı ve ülke, büyük projelerin hayata geçirilmesiyle modernleşmeye devam etti. Bununla birlikte, aralarında cumhuriyet tarihinde birçok tartışmalı konuya rağmen siyasi istikrarın korunması da sağlandı.
AKP hükümeti, AB üyeliği yolunda atılan adımlarla Türkiye'nin AB ile ilişkilerini iyileştirmeye ve üyelik sürecini hızlandırmaya çalıştı. Ancak son dönemlerdeki gelişmeler nedeniyle bu süreç askıya alındı.
AKP'nin dış politikasına gelince, Türkiye, stratejik bir konumda olduğundan dolayı Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerden etkilendi ve etkilenmeye devam ediyor. Suriye'deki iç savaşın sona ermesi ve Irak'ın siyasi istikrarını kazanması gibi gelişmeler, Türkiye'nin bölgesel politikalarını etkilemekte.
AKP hükümeti dönemi, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde atılan adımlara da işaret ediyor. Basın ve ifade özgürlüğü konusundaki tartışmalar ve yargı bağımsızlığı gibi konular, hükümetin eleştirilere maruz kalmasına neden oldu. Ancak yine de, AKP hükümeti, Türkiye'nin demokratik potansiyelini artırmak için birçok reform gerçekleştirdi.
Kısacası, Erdoğan'ın liderliğindeki AKP hükümeti, çok eleştirilere açık olsa da Türkiye'nin ekonomik, siyasi ve dış politika alanlarındaki değişimlerinde önemli bir rol oynadı.