Antik Dönem'in en önemli merkezlerinden biri olan Pergamon, Türkiye'nin doğusunda yer almaktadır. Tarihi kalıntıları, müzeleri ve kültürel mirası sayesinde ziyaretçilerini etkisi altına alan bu lüks kent, Helenistik çağda bilim, tıp ve mimari alanlarında öncü bir role sahipti. Pergamon'da Athena Tapınağı, Asklepion, Red Hall, Kütüphane ve çok daha fazlasını keşfedebilirsiniz.
Pergamon, antik dönemin önemli merkezlerinden biridir. Kent, binlerce yıl önce Anadolu'da kurulmuştur ve tarih boyunca birçok değişim ve dönüşümden geçmiştir. Roma İmparatorluğu ve Helenistik Dönem gibi dönemlerde önemli bir savunma noktası olarak kullanılmış ve bilim, sanat ve mimari için de önemli bir merkez olmuştur. Bu makalede, Pergamon'un yaşam, sanat, mimari ve tarihi ayrıntılarını ele alacağız.
Pergamon'un tarihi, Ortaçağ Avrupa'sına hükmeden en büyük medeniyetlerden biri olan Anadolu medeniyeti ile başlar. Kent, o dönemlerde Büyük İskender'in generallerinden Lysimachus tarafından kurulmuştur. Ana sebep, burada yüksek yerleşimlerin bir savunma stratejisi olarak kullanılabilirliği idi. Pergamon, İskender'in birçok generali gibi Lysimachus tarafından kurulduktan sonra, 2. yüzyılda roma egemenliği altındaydı ve bölgenin önemli bir savunma noktası haline geldi.
Pergamon, tarih boyunca birçok ünlü sanatçı ve bilim adamına ev sahipliği yaptı. Pergamon sanatının stilistik özellikleri, anlaşılır bir üslup ve enerjik temsillere odaklanır. Sanat eserleri arasında, Telephos Frizi gibi büyük anıtsal rölyefler ve Büyük Zeus Sunağı gibi büyük tapınaklar bulunmaktadır. Bunlar, Pergamon'un Helenistik dönemdeki dünya çapındaki ününün bir yansımasıdır. Ayrıca, Pergamon Müzesi'nde tarihi bir koleksiyon sergilenmektedir.
Pergamon'un mimarisi de, bölgenin geçmişindeki birçok değişiklikle birlikte gelişti. Bölgedeki birçok kalıntı, antik dönemin yaşam tarzını ve mimari stilini anlamamıza yardımcı olmaktadır. Kentteki önemli yapılar arasında Büyük Zeus Sunağı, Kütüphane ve tiyatro gibi yapılar bulunur. Bu yapıların yapıldığı zaman dönemlerindeki inanç ve mimari teknolojileri, mimarideki değişimler, savaşlar ve toplumun yaşam tarzları gibi birçok husus bu kalıntılar sayesinde anlaşılabilir.
Pergamon'un Tarihi
Pergamon, bugünkü Bergama şehrinin antik dönemdeki adıdır. Kentin tarihi, yaklaşık MÖ 7. yüzyıla kadar uzanmaktadır. İlk olarak Lidyalıların hakimiyeti altında olan kent, Pers İmparatorluğu'nun eline geçmiştir. Ardından İskender'in Persleri mağlup etmesinin ardından, yıkılmış Pers imparatorluğunun kalıntıları üzerinde Pergamon krallığı oluşmuştur.
Pergamon krallığı, kendi kendine yeterli bir tarım ekonomisi, ünlü getahane merkezleri ve büyük bir sanat eseri koleksiyonu ile tanınmıştır. Mithridates'in Roma'ya saldırmasıyla, Pergamon krallığı Roma İmparatorluğu'nun kanatları altında bir eyalet olarak girdi.
Pergamon kenti, yüksek rakımlı bir platoda yer alması ve Asya'dan Avrupa'ya uzanan en önemli iletişim yolları üzerinde bulunması nedeniyle stratejik bir öneme sahipti. Bu nedenle, kentin tarihi boyunca birçok uygarlık tarafından ele geçirilmeye çalışılmıştır. Pergamon, Hellenistik dönemin en önemli merkezlerinden biri olarak kabul edilir ve yıllar boyunca birçok önemli tarihi olaya ev sahipliği yapmıştır.
Pergamon Sanatı
Pergamon sanatı, Antik Dünya'nın en önemli sanat akımlarından biridir. Özellikle heykel sanatı konusunda oldukça ünlüdür. Bu dönemin sanatı, önceden var olan sanat akımlarından farklıydı. Özellikle plastik sanatta yaratıcılığı artırdı ve ayrıntılara daha fazla yer verme eğilimi gösterdi. En temel özelliği, gerçekçiliği ve dramatizmi bir potada eritmesidir.
Pergamon sanatında kullanılan malzemeler arasında mermer ve bronz en önemlileridir. Heykel sanatı en önde gelen sanat dalı olarak kabul edilir. Heykellerdeki gerçeklik ve dramatik ifade, dönem heykellerinin en büyük özelliklerindendir. Ayrıca, bunlar sadece mimari yapıların dekorasyonu için kullanılmamıştır. Aynı zamanda, bir anıt olarak da hizmet etmiştir.
Telephos Friz, Pergamon sanatının en ünlü örneklerinden biridir. Bu, güney frizine yerleştirilmiştir ve Telaphos'un hayatını tasvir eder. Pek çok yorumcu, bu eserin kaynağı hakkında değişik görüşler serdetmiştir. Ancak ne olursa olsun, sanatın en ileri tekniklerini kullanarak yapılmış bir eser olduğu kesindir.
- Pergamon sanatında kullanılan malzemeler: mermer ve bronze
- Heykel sanatı en önemli sanat dalı olarak kabul edilir.
- Telephos Friz, en ünlü örneklerinden biridir ve Pergamon sanatının ileri tekniklerle yapılmış bir eseridir.
Pergamon Müzesi
Pergamon Müzesi, Pergamon'un zengin tarihi sanat eserlerinin sergilendiği bir müzedir. Müze, 1886 yılında kurulmuş ve günümüzde yaklaşık 250.000 eseri barındırmaktadır. Sergilenen eserler arasında heykel, kabartma, çömlek, metal şişeler ve diğer antik çeşitli malzemeler bulunmaktadır.
Müzede en tanınmış eserler arasında Zeus Sunağı'nın kabartmaları, Athena Sunağı, Telephos Frieze ve Berlin Altar'ının kabartmaları bulunmaktadır. Bu eserler, Pergamon'un Helenistik çağından kalma ve benzersiz bir Pergamon tarzıyla yapılmıştır.
Müze koleksiyonlarının bir kısmı, 19. yüzyılda Almanya'nın tüm dünya antikalarını toplaması sonrasında ortaya çıkan çalışmaların sonucu olarak oluşmuştur. Müzenin en ünlü eserleri, Pergamon Altarı için yapılan kabartmalardır. Fakat müze, yalnızca antik döneme ait sanat eserlerini değil, aynı zamanda Helenistik ve Hıristiyan döneme ait eserleri de sergilemektedir.
Pergamon Müzesi'nde ayrıca kazılarda bulunmuş diğer bölgesel eserlerin yanı sıra, Pergamon Tapınağı, Pergamon Kütüphanesi ve Pergamon Tiyatrosu gibi Pergamon'daki binaların maketleri de bulunmaktadır. Tiyatro maketi, Pergamon'un en ilginç mimari kalıntılarından biridir.
Antik dönem sanatına meraklı olanlar ya da tarihi yerleri ziyaret etmek isteyenler, Pergamon Müzesi'ni mutlaka ziyaret etmelidirler. Müze, Pergamon'daki en önemli turistik yerlerden biridir ve Türkiye'deki en zengin sanat koleksiyonlarından biridir. Yapılan restorasyon çalışmaları sayesinde, müze bugün ziyarete açık ve modern bir konseptle ziyaretçilere hizmet vermektedir.
Telephos Frieze
Pergamon Altar'ının en önde gelen sanat eseri olan Telephos Frieze, Yunan mitolojisi tarafından tanımlanan bir savaş sahnesini tasvir eder. Frieze, Athena, Apollo, Herakles ve diğer tanrıların yanı sıra Pergamon Kralı Attalos I'in babası Telephos'u da içerir. Telephos Frieze, 2. yüzyılın ortalarında Attalos II tarafından yaptırılmıştır ve yapımında artık klasik Yunan tarzı kullanılmaktan çıkılmış, Helenistik dönem tarzı kullanılmıştır.
Frieze 113 metre uzunlukta olup, büyük bir alanı kaplar ve tam boyutlu yüzlerce insan figürü içermektedir. Ele alındığında, Telephos Frieze çarpıcı bir özelliğe sahiptir. Hem teknik detay hem de konu açısından oldukça açıklayıcıdır. Etrafındaki diğer heykellerle ve mimari unsurlarla uyum içinde olması nedeniyle, Telephos Frieze, Pergamon Altar kompleksinin en dikkat çekici yapılarından biridir.
Telephos Frieze'in önemi sadece Pergamon'a sınırlı değildir. Bu sanat eseri, Helenistik dönemde yapılan en ünlü ve belki de en büyük frizlerden biri olarak kabul edilmektedir. Telephos Frieze, ayrıca, Ortaçağ boyunca Bizans resim sanatı ve dini sanat alanlarına da ilham kaynağı olmuştur. Günümüzde Telephos Frieze, Berlin'deki Pergamon Müzesi'nde sergilenmektedir ve ziyaretçiler için göz alıcı bir manzaraya sahiptir.
Büyük Zeus Sunağı
Antik Dönem’in önemli merkezlerinden Pergamon, Büyük Zeus Sunağı ile dikkat çeker. Pergamon Kralı II. Eumenes tarafından yaptırılan sunak, antik dünyanın en görkemli yapılarından biri olarak kabul edilir. Sunağı yaptırmak için oldukça büyük bir özveride bulunan kral, tüm kaynaklarını bu iş için harcamıştır.
Birçok sunaktan farklı olarak, Büyük Zeus Sunağı mermer yerine tuğla ve moloz taştan yapılmıştır. Sunak, 36 metre uzunluğunda, 33 metre genişliğinde ve 20 metre yüksekliğindedir. Sunağın çevresi baştan aşağı heykellerle süslüdür. Büyük sahnede yer alan kabartmalar, Tanrı Zeus ve Tanrıça Athena'nın öykülerini anlatır. Sunağın uzun kenarlarındaki kabartmalar, Zeus'un gigantomachy'sini, yani devlerle savaşını tasvir eder.
Sunağın tasarımında, Pergamon'daki diğer yapılarla benzer bir motif kullanılmıştır. Bunun nedeni, kralın Pergamon'u Anadolu'da güçlü bir kültürel ve sanatsal merkez haline getirme isteğiydi. Büyük Zeus Sunağı'nın inşası MÖ 166 yılında başlamış ve yaklaşık 20 yılda tamamlanmıştır. Sunak, Pergamon'daki diğer birçok yapı gibi, Helenistik dönem mimarisinin özelliklerini yansıtır.
Büyük Zeus Sunağı, Pergamon'un en görkemli yapılarından biri olarak günümüzde de ziyaret edilmektedir. Sunağın kalıntılarını görmek için Pergamon turuna katılabilir veya Pergamon Müzesi'nde sunağın replikasını inceleyebilirsiniz.
Pergamon Mimarisi
Pergamon, antik dönemde önemli bir merkez olarak bilinir. Bu merkezin mimarisi de diğer antik şehirlerin mimarilerinden oldukça farklıdır. Pergamon şehri, dağınık bir şekilde inşa edilmiştir ve burada mimari açıdan bir planlama yapılmamıştır. Bunun yerine, doğal kayaların şekilleri kullanılarak sokak ve evler inşa edilmiştir.
Pergamon'un mimarisinde en ilginç yapılarından biri, taş ocağı olarak kullanılan eğimli bir bölgenin ortasında yer alan Büyük Tiyatrosu'dur. Bu tiyatro, yaklaşık olarak 10 bin kişilik bir kapasiteye sahiptir ve Yunan tiyatrosunun mimari özelliklerini yansıtır. Aynı zamanda, ticaret merkezi olarak kullanılan agora, kentin merkezinde yer alan önemli bir yapıdır.
| Pergamon Mimarisi | Özellikleri |
|---|---|
| Büyük Tiyatro | Yaklaşık 10 bin kişilik kapasite |
| Agora | Antik kentin ticaret merkezi |
Ayrıca, Pergamon kentindeki en önemli yapılarından biri, şehrin yamaçlarına yerleştirilmiş olan kutsal alanıdır. Bu kutsal alan, Pergamon'un en ünlü anıtlarından olan Zeus Sunağı ile Telephos Frieze eserlerine ev sahipliği yapar. Pergamon mimarisinin en ilginç ve eşsiz özelliklerinden biri de, heykellerin doğal bitkilerle birleştirilerek yapılan süslemeleridir. Bu özellik, Pergamon sanatının ve mimarisinin diğer antik şehirlerden farkını açıkça ortaya koymaktadır.
- Pergamon'un doğal kayaların şekillerine dayalı mimarisi
- Büyük Tiyatro yaklaşık 10 bin kişilik kapasiteye sahip
- Agora antik kentin ticaret merkezi
- Pergamon kutsal alanı, Zeus Sunağı ve Telephos Frieze eserlerini barındırır
- Heykellerle yapılmış süslemeler Pergamon'un öne çıkan mimari özelliklerinden biridir
Kısacası, Pergamon mimarisi, diğer antik şehirlerden oldukça farklıdır. Doğal kayaların şekillerine uygun bir şekilde inşa edilen sokaklar ve evler, Pergamon'un mimarisinin en belirgin özelliğidir. Büyük Tiyatro ve Agora, kentin önemli yapılarından iki tanesidir. Ayrıca, kutsal alan ve burada bulunan Zeus Sunağı ve Telephos Frieze eserleri, Pergamon'un önemli anıtlarından biridir. Heykellerle yapılmış süslemeler de, Pergamon mimarisinin diğer şehirlerden farkını açıkça ortaya koymaktadır.
Pergamon ve Helenistik Dönem
Antik çağın önemli merkezlerinden biri olan Pergamon, Helenistik Dönem'deki bilimsel ve kültürel gelişmeleri ile bilinir. Bu dönemde Pergamon, birçok önemli kişiye ev sahipliği yaptı ve en önemli bilim adamlarından biri olan Galen, Pergamon'da doğdu.
Hellenistik Dönem, Pergamon için önemli bir dönemdi çünkü Anadolu'daki diğer devletler ile etkileşim kurarak stratejik bir önem kazandı. Bu dönemde Pergamon kralı Attalos II, kentte birçok kültürel ve bilimsel faaliyet gerçekleştirdi. Attalos II, Pergamon Kütüphanesi'ni kurarak döneminin en büyük kütüphanesi haline getirdi. Kütüphanede o dönemdeki birçok esere ulaşılabiliyordu.
Pergamon ayrıca dönemin en önemli tarihçilerinden biri olan Livy'nin de dikkatini çekti. Livy, Roma tarihinin en önemli çalışmalarından biri olan "Ab Urbe Condita" eserini yazarken Pergamon Kütüphanesi'nden yararlandı.
Helenistik Dönem'de Pergamon, geniş bir alanda kültürel ve bilimsel faaliyetlerle öne çıktı. Bu dönemde Pergamon, bilim, felsefe, müzik, tarih ve sanat gibi alanlarda birçok yenilikle tanındı. Bu yenilikler sayesinde Pergamon, Helenistik Dönem'in önde gelen kentlerinden biri haline geldi.
Sonuç olarak, Pergamon Helenistik Dönem'de büyük bir kültürel ve bilimsel etki yaratmıştır. Bu etki, Pergamon'un geniş bir alanda kültür ve sanatın gelişimine katkı sağlamıştır.
Bibliotheca
Pergamon Kütüphanesi, Antik Dönem'deki en önemli kütüphanelerden biriydi. Bu kütüphane, tahmini olarak MÖ 197 yılında, tarihi hâlen bilinmeyen bir yangından sonra Hadrian zamanında yeniden inşa edilmiştir. Kentin en yüksek tepesinde yer alması, görkemli bir manzara sunar.
Yaklaşık 200.000 kitap içeren Pergamon Kütüphanesi'nde, Aristoteles'in bazı özgün eserleri, Homeros'un şiirleri, Euripides'in trajedileri, Thales, Anaximander ve Anaximenes gibi önemli filozofların eserleri de dahil olmak üzere Antik Yunanistan'ın en önemli manuskriptleri bulunmaktaydı. Ayrıca kütüphanede astronomi, matematik, tarih, şiir ve filozofi gibi birçok konuda yazılmış kitaplar da yer alıyordu.
Ne yazık ki, kütüphanenin birçok kitap ve belgeseli birçok farklı medeniyetin istilaları sırasında yok edildi. Bu medeniyetler arasında Romalılar, Bizanslılar ve Araplar yer almaktadır. Bugün, Pergamon Kütüphanesi'nden kalan sadece kalıntıların birkaçı vardır, ancak kalıntılar bir kez daha ziyaret edildiğinde, bu kütüphanenin antik dünyadaki önemi hakkında biraz fikir sahibi olabilmektedirler.
Özellikle Ortaçağ'da Avrupa'da kütüphane kültürünün gelişimine etki eden Pergamon kütüphanesi aynı zamanda tarihe de ışık tutmaktadır. Pergamon, kütüphanesi sayesinde düşünce ve felsefe dünyasında yaptığı katkıyla antik dönemin tüm medeniyetlerine örnek teşkil etmektedir.
Pergamon ile Yapılan Savaşlar
Antik dönemde Pergamon kenti, önemli bir stratejik konuma sahip olması nedeniyle birçok savaşa sahne olmuştur. Savaşlar sırasında kenti ele geçirmeye çalışan düşman kuvvetleriyle mücadele eden Pergamon halkı, güçlü bir orduya ve başarılı bir savunma sistemine sahipti.
Bir dönem Bergama Krallığı'na bağlı olan Pergamon, Roma İmparatorluğu'nun hakimiyeti altına girdiğinde de birçok istilaya maruz kaldı. Bu istilaların en önemlilerinden biri, M.Ö. 189 yılında gerçekleşen Galatya Savaşı'dır. Bergama Kralı Eumenes II, Pergamon kuvvetleriyle birlikte Galatya halkına karşı savaştı ve zafer kazanarak Pergamon kentini korudu.
Bunların yanı sıra, Pergamon kenti M.Ö. 133 yılında gerçekleşen Pergamon Savaşı'na da ev sahipliği yaptı. Savaş, Bergama Krallığı'nın Roma İmparatorluğu'na bağlanması sürecinde yaşandı. Bu süreçte Pergamon, Roma İmparatorluğu'nun ilgisini çekti ve stratejik önemi nedeniyle önemli bir çekişme konusu oldu.
Pergamon kenti savaşlar sırasında zarar görse de her seferinde başarılı bir savunma gösterdi. Savaşların ardından kent tekrar inşa edilerek Pergamon halkı tarafından onarıldı. Bugün ise Pergamon kenti, önemli bir turistik nokta olarak ziyaret edilmekte ve antik döneme ait birçok yapı ve kalıntıları ile tarihi mirasını korumaktadır.