Sokrates'in Asıl Mitosu kitabı, felsefede yolculuk yapmak isteyenler için kaçırılmayacak bir fırsat! Sokrates'in gerçek hayat hikayesi ve felsefi görüşleri, kitapta detaylıca inceleniyor. Okuduğunuzda kendinizi Sokrates'in yanında hissedeceksiniz. Siz de hemen bu eseri edinin ve felsefe yolculuğuna çıkın!
Sokrates, antik Yunan felsefesinin en ünlü figürlerinden biridir. Ancak, hakkında yıllar boyunca anlatılan mitler gerçekleriyle örtüşmüyor. Sokrates'in hayatı ve ölümü hakkındaki gerçekleri öğrenmeden önce, yanlış bilinen mitlere bir göz atalım.
Birinci mit, Sokrates'in hiçbir kitap yazmamış olmasıdır. Aslında, Sokrates'in hiçbir yazılı eseri bugüne kadar ulaşmamış olsa da, öğrencisi Platon tarafından kaleme alınan eserlerinde Sokrates'in felsefi görüşlerinin kaydedildiği bilinmektedir.
İkinci bir yanlış anlama, Sokrates'in bir ateist olduğudur. Bununla birlikte, Sokrates'in varlığına inandığı tanrılar için tutku dolu bir sevgisi vardı ve Atina'daki delphik kehanetini bile tüm kalbiyle takip ederdi. Sokrates, tanrıların insanlara rehberlik ettiği ve insanların onların adaletine karşı sorumlu olduğu inancına sıkı sıkıya bağlıydı.
Son mit, Sokrates'e intihar ettiği iddiasıdır. Ancak, gerçek şu ki, Sokrates, Atina'daki mahkeme tarafından suçlu bulunduktan sonra, kendisi için belirlenen idam cezasını kabul ederek zehir içerek öldü. Sokrates, ölüm cezasına tabi tutulduğunu bile bile kalmayı seçmiş ve ölüm hakkında kesin görüşlerini ifade etmiştir.
Mito 1: Sokrates kitap yazmamıştır
Sokrates'in hayatı hakkında bilinmeyen birçok şey var. Ancak başlıca yanlış bilinen mitlerinden biri, Sokrates'in hiçbir zaman bir kitap yazmadığıdır. Aslında, Sokrates, yazılmış metinlere sahip olmadığını biliyoruz. Bununla birlikte, öğrencisi Platon, Sokrates'in felsefi görüşlerinin çoğunu yazdı ve böylece Sokratik geleneğin mirasını bize aktardı.
Bu görüşleri, Platon'da yoğunlaşan Sokratik diyaloğu olarak adlandırdı. Bu yazılar, Sokrates'in diğer diyaloglarının aksine, onun felsefi görüşlerini detaylandırdığı ve açıklığa kavuşturduğu için son derece önemlidir.
Sokrates, herhangi bir kitap yazarken gerçekten güçlü bir hayran kitlesi vardı ve hem ünlü hem de etkiliydi. Ancak, yazılmış metinlere sahip olmamasına rağmen, felsefi düşünceleri ve felsefi yöntemi hala günümüze kadar var olmaya devam ediyor.
Mito 2: Sokrates bir ateistti
Birçok insan, Sokrates'in bir ateist olduğuna inanır, ancak bu tamamen yanlıştır. Gerçekte, Sokrates tanrılara olan saygısı ve onların varlığına inancı ile biliniyordu. Sokrates, güçlü bir ahlaki inancı olan bir filozoftu ve öğrencileriyle sık sık tanrılara olan inançlarını tartışırdı.
Sokrates, öğrencilerine her zaman, tanrıların onların günlük hayatlarında bir rolü olduğunu hatırlatırdı. O, tanrıların adaletli olduğuna ve ahlaki evrenin bir parçası olduklarına inanıyordu. Daha da ilginç olanı, Sokrates, kendi hayatının bir noktasında, kendisine verilen bir işaretin Zeus tarafından gönderildiğine inanmıştı.
Bazı insanlar Sokrates'i Tanrı'ya meydan okuyan bir ateist olarak anıyor, ancak onun olaylarının tam tersi olduğu biliniyor. Sokrates, toplumda yaygın olan pagan inancına karşı çıkmamış olsa da, kendine ait felsefi düşünceleri vardı ve bu nedenle yargılanıp öldürülmüştü.
Sokrates ve dini inançlar
Sokrates, hayatı boyunca insanlara doğruluğun peşinde olmaları gerektiğini öğütledi. Dini inançlar da bu düşüncelerinin bir parçasıydı. Sokrates, kendisinin bir bilgi sahibi olmadığını kabul ederken, insanların inançlarını sorgulamaları gerektiğini öğütledi.
Sokrates'in halklara yeni bir dine inanmaları için tavsiyelerde bulunduğu bilinmektedir. Ancak, onun tavsiyeleri daha ziyade insanların kendi inançlarını sorgulamalarına yönelikti. Sokrates'in düşüncelerine göre, insanların inançları, gerçekliğin objektif bir yansıması değildi. Eğer herkesin düşündüğü şey gerçek olsaydı, dünyada hiçbir tartışma olmazdı.
Sokrates, ayrıca tanrıların adaleti hakkında da düşünceleri olan bir filozoftu. O, tanrıların adaleti için sık sık atıfta bulunurdu. Sokrates, tanrıların adaleti üzerine düşünürken, kişisel adaletin de önemli olduğunu düşündü. Bireylerin sahip olması gereken ilk şey, kendi davranışlarının doğru olmasıdır.
Sokrates'in düşüncelerine göre, insanların inançları karmaşık bir konudur. Ancak, onun felsefi düşünceleri insanların kendilerini sorgulamalarına ve hayatlarına anlam katmalarına yardımcı oldu. Sokrates'in hayatı ve düşünceleri, bugün bile insanların tartışmalarına ve kendilerini sorgulamalarına yol açmaktadır.
Mito 3: Sokrates intihar etmedi, öldürüldü
Sokrates, günümüzde Yunanistan olarak bilinen bölgede MÖ 399 yılında suçlu ilan edildi ve idam edildi. Halkın gözünde tiyatrocular ve filozoflar arasında düşman propagandası yapan bir figür olarak görülüyordu. Sokrates'in ""yetersiz tanrıların araştırılması"" grubuna liderlik etmesi nedeniyle, Atina'da ona karşı bir düşmanlık konusu oldu.
Ölüm cezası ona getirildiğinde, bu ölümle başa çıkmakta zorlanan bir filozof olduğu düşünülüyordu. Ancak gerçekte Sokrates, ölümle yüz yüze geldiğinde oldukça sakin bir tavır sergiliyordu. Kendi yazdıkları yerine onun felsefi görüşlerini kaydeden öğrencisi Platon'a göre, Sokrates intihar etmek yerine idama razı oldu. Sonuçta, kendini düşüncesine hayatını adamış bir filozof olarak göstermek istedi.
Sokrates idamı sırasında şu sözleri söyledi: ""Tanrı, kimse için ölümün kendisi bir kötülük değil, çok kötü bir yaşamın kaçınılmaz bir sonucudur."" Sokrates, cennette yaşamak ya da cehennemde yakmak için bir tercih olmadığını hissetti. Hayatının sorumluluğunu almaya istekliydi ve ölüm cezasını kabul etti.
Sokrates'in ölümü, tarih boyunca birçok insan için bir sembol olmuştur. Sokrates, sadece filozoflar arasında değil, insanlar arasında sıkı bir hayran kitlesi kazanmıştı. Onun ölümü, adalet ve insan hakları konusunu gündeme getirdi ve günümüzde hala tartışma konusu olarak kabul ediliyor. Sokrates'in soylu ölümü, onun insanların düşüncelerine ve adil bir dünya için mücadelesine olan inancının bir yansımasıdır.