İngiliz İmparatorluğu'nun Yükselişi: Hint Yarımadası ve Afrika kitabı, İngilizlerin tarihte nasıl büyük bir güç haline geldiğini anlatıyor. Hint Yarımadası ve Afrika'daki toprakların ele geçirilmesiyle İngilizler, dünya siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktasına imza atıyor. Bu etkileyici kitap, tarihi sevenler için kaçırılmayacak bir okuma deneyimi sunuyor.
Birçok tarihi olayın öznesi olan İngiliz İmparatorluğu, Hint Yarımadası ve Afrika'da da büyük bir güç olarak yerini aldı. Bu makalede, İngiliz İmparatorluğu'nun neden ve nasıl Hint Yarımadası ve Afrika'ya yayıldığı detaylı bir şekilde ele alınacaktır. İngiliz İmparatorluğu, bu bölgelerde güçlü olmak için öncelikle sömürge politikasını uyguladı ve yerli halkları sömürdü.
Hint Yarımadası'nda, İngiliz İmparatorluğu, Doğu Hindistan Şirketi vasıtasıyla girdi. Şirket, Hint altın ve baharatına karşı ticaret yapmak için kurulmuştu ve sonrasında Britanya hükümeti tarafından devralındı. İngiliz İmparatorluğu, 1858'de Hindistan'ı doğrudan yönetim altına aldı ve sömürge politikası uygulamaya devam etti. Afrika'da, İngilizler özellikle altın ve diğer doğal kaynakların keşfi nedeniyle varlık göstermeye başladılar. Güney Afrika'da, İngilizler ile yerli Khoisan ve Bantu halkları arasında savaşlar yaşandı.
Mısır ve Sudan'da da İngiliz İmparatorluğu'nun etkisi hissedildi. İngilizler, Mısır'ı sömürdü ve faydalandı. Bu bölgedeki sömürge politikaları, Sudan'daki askeri operasyonlarını da etkiledi. Rejebayat Muharebesi, İngilizlerin Sudan'ı kontrol altına almak için gerçekleştirdiği en önemli askeri operasyonlardan biriydi.
- Kenya ve Nijerya'daki ayaklanmalar İngilizlerin kontrolünün kaybedildiği olaylardan biri oldu. Afrika'nın İngiliz kolonilerinde, sponsorluğunda ayaklanmaların başladığı daha birçok olay yaşandı.
Tüm bu olaylar, İngiliz İmparatorluğu'nun Hint Yarımadası ve Afrika'daki varlığına dair önemli birer örnek teşkil eder. Ancak, İmparatorluğun neden ve nasıl çöktüğü de bu makalede incelenecektir.
Hint Yarımadası'nın Ele Geçirilmesi
Hint Yarımadası, İngiliz İmparatorluğu için önemli bir yerdi. 17. yüzyıldan itibaren İngiliz Doğu Hindistan Şirketi, bölgede ticaret yapmaya başlamış ve zamanla çeşitli kentlerde ofisler açmıştı. Ancak İngiliz İmparatorluğu'nun Hindistan'ı ele geçirişi, 18. yüzyılın ortalarına denk gelir.
Bu dönemde, İngilizler, Hindistan'daki çeşitli krallıklarla mücadele ediyordu. İlk olarak, Bengal'deki Müslüman Mogul İmparatorluğu'nun yönetimi altındaki bölgeyi işgal ettiler. Sonrasında, bölgedeki diğer krallıklara da saldırdılar. İşgal ettikleri bölgelerde, İngilizler, yerel halka baskı ve işkence yaptı. İngiliz İmparatorluğu, Hindistan'da, Hintli elitin desteğini de alarak, geniş bir yönetim kadrosu oluşturdu.
İngiliz İmparatorluğu, bölgedeki halkın yaşam koşullarını zorlaştırdı. Bölgede, tarım ve sanayi gelişimi durduruldu, İngiliz sömürgecileri, gıda maddeleri ve malzemelerin ihracatına ağırlık vererek, bölgeyi yoksullaştırdılar. Hindistan'daki sömürgecilik, bölgenin tarihindeki en karanlık sayfalardan biridir.
Afrika'da İngiliz Yerleşimleri
İngiliz İmparatorluğu, Afrika kıtasına da yayılarak sömürgecilik faaliyetlerini burada da sürdürmeye başlamıştır. Bu yayılma 19. yüzyılın başlarında gerçekleşmiştir. Afrika kıtasına yayılmaları, İngiltere'nin iktisadi rekabet gücüne yönelik bir harekettir. Bu hareketle birlikte Afrika'daki altın ve demir yatakları ile bölgedeki zengin kaynakların sömürülmesi hedeflenmiştir.
İngilizler, Afrika'ya yerleşmeye başladıklarında yerleşim yeri olarak kıyı bölgelerini tercih etmişlerdir. Afrika kıtasındaki yerleşimleri, öncelikle sömürü üzerine kurulmuştur. İngilizler, burada köle ticareti ile uğraşmış ve kölelerin yanı sıra kauçuk, altın, ve demir gibi zengin kaynakları sömürmüşlerdir.
İngilizler, Afrika'daki yerleşimlerinde yerel halka karşı baskıcı politikalar uygulamışlardır. Afrika'nın farklı zeminlerindeki kaynakları sömürmek için zorlu çalışma şartları uygulanmış ve sömürge halkı zorunlu işçi olarak kullanılmıştır. Yerel halk budunlarına ait topraklar ellerinden alınmıştır. Yerel halkla temel hakları ihlal edilmiş ve çeşitli zorbalıklar uygulanmıştır.
İngilizlerin sömürge politikaları Afrika genelinde büyük bir tepkiyle karşılanmıştır. Afrika'da İngiliz yerleşimlerine karşı sık sık ayaklanmalar ve isyanlar gerçekleşmiştir. Bu isyanlar arasında Kenya'daki Mau Mau İsyanı ve Nijerya'daki Biafra Bağımsızlık Savaşı en bilinenleri arasındadır.
İngilizlerin Afrika kıtasındaki yerleşimleri, İngiliz İmparatorluğu'nun yıkılışı sürecine kadar devam etmiştir. Ancak 1960'lı yıllarda bağımsızlık süreci hızlandığında, İngilizler kademeli olarak kıtadan çekilmeye başlamışlardır.
Güney Afrika'daki İngiliz-Kızılderili Savaşları
Güney Afrika'daki İngiliz-Kızılderili Savaşları, İngilizlerin Güney Afrika'daki hakimiyetini pekiştirmek için yürüttüğü askeri operasyonlar arasında önemli bir yer tutmaktadır. Khoisan ve Bantu halklarına karşı gerçekleştirilen bu savaşlar, bölgenin demir yatakları ve diğer zengin kaynaklarına hakim olmak isteyen İngilizler tarafından planlanmıştır.
Khoisan halkı, Güney Afrika'da bugünkü Namibya ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nde yaşayan bir halktır. İngilizler, Khoisanların sahip olduğu topraklardaki demir yataklarına hakim olmak ve bölgedeki diğer kaynakları kontrol etmek istemiştir. Bu amaçla 19. yüzyılın ortalarında başlayan Cape Savaşları'nı başlatmışlardır. Khoisan halkı, İngilizlere karşı savaşmalarına rağmen zayıf silah donanımı nedeniyle yenilgiye uğramıştır.
Bantu halkları ise, Güney Afrika'nın doğusunda Mozambik, Zimbabve, Zambiya ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nde yaşayan bir halk topluluğudur. İngilizler, Bantu halklarının bölgedeki zengin maden kaynaklarını ele geçirme planı yapmışlardır. Bu amaçla pek çok askeri operasyon gerçekleştirmişlerdir. Bunlardan en önemlisi, 1879 yılında gerçekleştirilen İkinci Boer Savaşı'dır. Savaş sonucunda İngilizler, Bantu halklarının topraklarının kontrolünü ele geçirmeyi başarmışlardır.
Güney Afrika'daki İngiliz-Kızılderili Savaşları, bölgedeki halkların topraklarına ve kaynaklarına hakim olmak için yürütülen bir dizi askeri operasyondur. İngilizlerin bu savaşlar sonucunda bölgedeki hakimiyeti artmış olsa da, bölgedeki halklar savunma mekanizmalarını güçlendirmişlerdir. Bu savaşlar, İngiliz İmparatorluğu'nun yükselişi sırasında yaşanan en önemli askeri olaylardan biridir.
Mısır ve Sudan'da İngiliz Etkisi
İngiliz İmparatorluğu'nun Afrika'daki yayılımı önemli bir süreklilik gösterirken, Mısır ve Sudan da İngilizlerin kontrolü altına girmişti. İngilizler burada sömürü politikaları uygulayarak bölgenin zengin kaynaklarını ele geçirdiler.
İlk önce Mısır'da etkisini arttıran İngilizler, burada çıkarttıkları borç krizleriyle ülkeye ekonomik olarak hükmetmeye başladılar. Bu sayede sömürü düzenini kurarak, Mısır'da bulunan doğal kaynakları, özellikle de pamuk tarlalarını ellerinde tuttular.
Bunun yanı sıra Sudan'da da etkili olan İngilizler, burada özellikle zengin altın yataklarını ele geçirmeye çalıştılar. Bu amaçla gerçekleştirdikleri sömürü politikaları ve yıkıcı savaşlar sonucunda Sudan halkı büyük acılar çekti. Özellikle Rejebayat Muharebesi, İngilizlerin Sudan'ı ele geçirme sürecinde dönüm noktasıydı.
İngilizlerin Mısır ve Sudan'da uyguladığı sömürü politikaları sonucunda, halklar yoksullaşmış ve toprakları ellerinden alınmıştı. Bu durum, bölgede birçok isyanın çıkmasına neden oldu. Ancak İngilizler, askeri güçleriyle bu isyanları bastırmayı başardılar.
İngiliz İmparatorluğu'nun Mısır ve Sudan'daki etkisi, bölgenin ekonomik yapılarını önemli ölçüde değiştirdi. Ancak bu değişimlerin ana amacı, İngilizlerin kendi çıkarları doğrultusunda buralardaki zengin kaynakları ele geçirmekti. Bu sömürü politikaları, bölge halklarının yoksullaşmasına ve mağduriyet yaşamasına neden oldu.
Rejebayat Muharebesi
Rejebayat Muharebesi, İngiliz İmparatorluğu'nun Sudan'da gerçekleştirdiği en önemli askeri operasyonlarından biridir. Bu operasyonla İngilizler, Sudan'ı ele geçirmeyi başarmış ve burada kontrolü sağlamışlardır. Muharebe, 17 Ağustos 1898 tarihinde gerçekleşmiş ve İngiliz kuvvetleri, Sudanlı Mahdistler ile çatışmıştır.
Rejebayat Muharebesi, İngilizlerin Mahdist hareketine son vermek için gerçekleştirdiği büyük bir askeri operasyondu. Muharebe, General Kitchener komutasındaki İngiliz Ordusu'nun üç ayrı kol halinde hareket ederek Sudan'ı ele geçirmeye çalışmasıyla başlamıştır. İngilizlerin savaşta kullanmış oldukları modern silahlar ve teknoloji, Mahdistlerin geleneksel silahları karşısında büyük bir avantaj sağlamıştır.
Muharebenin sonunda İngilizler, Mahdist kuvvetlerini büyük bir yenilgiye uğratmış ve Sudan'ın kontrolünü ele geçirmişlerdir. İngiliz İmparatorluğu, Sudan'ın yönetiminde daha sonra da söz sahibi olmuştur. Rejebayat Muharebesi, İngilizlerin Afrika'da yayılması ve bölgedeki hakimiyetlerini daha da güçlendirmelerine yardımcı olmuştur.
Rejebayat Muharebesi, İngilizlerin Afrika'da gerçekleştirdikleri askeri operasyonlar arasında en önemlilerden biridir. İngiliz İmparatorluğu'nun Sudan'daki kontrolü, bölgenin kaynakları ve stratejik konumu nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Muharebe, İngilizlerin sömürgecilik faaliyetlerinde ne derece kararlı olduklarını ve bölgedeki güçlerini nasıl korumak istediklerini göstermesi bakımından da önemlidir.
İngilizlerin Mısır'ı Sömürmesi
Mısır, Afrika'nın kuzeydoğusunda önemli bir stratejik konuma sahipti ve İngilizlerin Afrika'da yayılması sırasında önemli bir hedef haline geldi. 19. yüzyılın sonlarına doğru İngilizler, Mısır'da sömürgeci bir yönetim kurarak bölgeyi sömürmeye başladılar. İngilizler, Mısır'da bulunan zengin tarım topraklarını ve Nil Nehri'ndeki su kaynaklarını kontrol altına alarak, bu kaynakları sömürge ekonomilerinde kullanmak istediler.
İngilizler, Mısır'a gelen turistlerin ve işadamlarının hükümete haraç vermesini sağlamak için yerel vergi sistemini değiştirdiler. Bu, Mısırlıların İngiliz sömürge yönetimine karşı ilk protestolarını başlatmasına neden oldu.
Bununla birlikte, İngiliz sömürge yönetimi, Mısırlıların tepkilerine aldırış etmeden, Mısır'ın doğal kaynaklarını sömürmeye devam etti. Bölgedeki yaşayan halk, İngiliz yönetimi altında yoksullukla mücadele etti ve hükümetin yanlış yönetimi sonucu halkın sağlık koşulları da kötüleşti.
Yaklaşık bir yüzyıl boyunca süren İngiliz egemenliği sonucunda, Mısır halkı İngiliz sömürgeciliği altında zor günler geçirdi. Ancak, 20. yüzyılın başında Mısır'da başlayan bağımsızlık hareketleri sonucunda, İngilizler artık sömürge yönetimini devam ettirme imkanı bulamadılar. Mısır, 1952'de bağımsız bir ülke olarak tarih sahnesine çıktı.
Kenya ve Nijerya'da İsyanlar
İngiliz İmparatorluğu'nun yayılma politikaları Afrika ve Hindistan'ın aralarında bulunduğu birçok ülkeyi içine almaktadır. Kenya ve Nijerya ise İngilizlerin sömürü politikalarına karşı baş kaldıran ülkeler arasındadır.
Kenya'da İngiliz egemenliğine karşı açılan ayaklanmalar arasında Mau Mau İsyanı en önemlilerinden biridir. 1952'de başlayan isyan, ülkedeki siyahilerin haklarının kısıtlandığı ve topraklarından uzaklaştırıldığı dönemde gerçekleşti. İsyan önderleri arasında Jomo Kenyatta da yer almaktaydı. İsyanın bastırılması için İngilizler kanlı bir mücadeleye girdi ve binlerce Kenyalı öldürüldü. İsyan sonunda bastırıldı, ancak ülkedeki siyahilerin hakları konusunda önemli adımlar atıldı ve 1963'te Kenya bağımsızlığını ilan etti.
Nijerya'da ise İngiliz sömürüsüne karşı başkaldıran en önemli olay, 1929 Kadın Ayaklanması'dır. Kadınlar, vergilerin ağırlığı altında ezilen halkın haklarını savunmak için ayaklandı. İngilizler, kadınları da dahil ederek onlarca insanı öldürdü ve ayaklanma sonlandırıldı. Ancak yıllar sonra ülkede bağımsızlık mücadelesi başladı ve 1960'ta Nijerya bağımsızlığını kazandı.
Bu isyanların gösterdiği gibi, İngiliz İmparatorluğu'nun yayılma politikaları her ne kadar güçlü olsa da, karşı koyma ihtimali olanları bastırmak mümkün değildi.
İmparatorluğun Yıkılışı
İngiliz İmparatorluğu, yüzyıllar boyunca dünya üzerindeki birçok ülkeye hükmetmiş ve geniş bir toprak sahasına yayılmıştı. Ancak, 20. yüzyılın ilk yarısında İngiliz İmparatorluğu'nun çöküşü başladı. İmparatorluğun çöküş nedenleri arasında, İngiliz askeri ve ekonomik gücünün azalması, diğer ülkelerin bağımsızlık hareketleriyle karşılaşması ve dünya savaşları bulunuyordu.
İmparatorluğun çöküş süreci, 1930'larda İngiliz ekonomisinin zorluğu ile tetiklendi. 2. Dünya Savaşı ise İngiliz İmparatorluğu'na büyük maddi zarar vermişti. Bu savaş sonrasında, bazı İngiliz kolonileri bağımsızlıklarını ilan etti. Örneğin Hindistan, 1947'de bağımsızlığını kazandı ve Pakistan, aynı yıl ayrıldı.
Birçok Afrika ülkesi de, İngiliz İmparatorluğu'ndan bağımsızlıklarını ilan etti. Bu süreç, 1950'li yıllarda hız kazandı. 1957'de, Gana bağımsızlığını kazandı. Bu, Afrika kıtasındaki İngiliz sömürgeleri için bir örnek oldu ve diğer ülkeleri de bağımsız olma yönünde teşvik etti.
- İngiliz İmparatorluğu'nun çöküşü, İngiltere'de ekonomik durgunluğa ve politik bölünmeye neden oldu.
- İmparatorluğun çöküşü, dünya tarihinin en önemli olaylarından biriydi ve köklü bir değişimi beraberinde getirdi.
- İngiltere, İmparatorluğun çöküşünden sonra grandük güç statüsünü kaybetti ve artık diğer ülkeler tarafından tam anlamıyla saygı görmedi.