Evliliklerde mal paylaşımı ve miras dağılımı gibi konular, mal rejimi ve miras hukukunun önemli bir parçasıdır Bu makalede, bu konuların Türk hukukundaki yeri ve uygulanması ele alınmaktadır Mal rejimi ve miras hukukunda dikkat edilmesi gereken noktaları öğrenmek ve haklarınızı korumak için bu makaleyi okuyun

Mal rejimi ve miras hukuku, evliliklerde mal paylaşımı ve miras dağılımı konu başlıkları altında incelenen önemli hukuk dallarından biridir. Mal rejimi, evliliklerde eşlerin mal varlıklarının paylaşımına dair bir düzenlemedir. Evliliklerde mal paylaşımı, evlilik birliği boyunca elde edilen mal varlığına ilişkin yasal düzenlemelerdir. Miras hukuku ise, ölen kişinin mal varlığının intikaline dair hukuki düzenlemeleri içerir.

Mal rejimi ve miras hukuku, Türk Medeni Kanunu çerçevesinde düzenlenmiştir. Eşler arasındaki mal paylaşımı, evlilik sırasında seçilen mal rejimi doğrultusunda gerçekleşir. Türk Medeni Kanunu'na göre evlilik birliği içinde elde edilen mal varlığı, evlilik sona erdiğinde belirlenen kriterler doğrultusunda paylaştırılır. Miras hukuku ise, ölen kişinin mal varlığının yasal varisleri arasında nasıl dağıtılacağını belirler.

Mal rejimi seçimi, evlilik sırasında yapılan önemli bir karardır. Türk Medeni Kanunu'na göre eşler, evlilik birliği devam ettiği sürece mal rejimi seçimlerini değiştirebilirler. Aynı zamanda miras hukukunun belirli kriterleri doğrultusunda yasal varisler arasında nasıl paylaştırılacağı da belirlenir. İyi bir mal rejimi seçimi veya miras hukuku yönetimi, miras kalanlar arasında anlaşmazlıkların ve hukuki problemlerin çıkmasını engeller.

Miras hukuku, Türk Medeni Kanunu'nun 596. maddesi çerçevesinde düzenlenmiştir. Miras kalanın varlıkları, onun ölümü ile birlikte hukuki geçerlilik kazanır ve belirlenen kriterlere göre yasal varisler arasında paylaştırılır. Yasal mirasçılar arasındaki oranlar ve paylaşım yöntemleri, Türk Medeni Kanunu tarafından belirlenir. Bu nedenle, miras hukuku konusunda yeterli bilgiye sahip olmak ve varislerin haklarını korumak büyük önem taşımaktadır.

Mal rejimi ve miras hukuku, birçok insan için oldukça karışık ve anlaşılması zor konulardan biridir. Bu nedenle, evlilik sürecinde mal rejimi seçimi veya miras hukuku yönetimi konusunda profesyonel avukatlar ile iletişime geçmek büyük önem taşır. Böylece, mal varlığının daha doğru ve adaletli bir şekilde paylaştırılması sağlanır ve miras hukukundan doğan hukuki problemler önlenebilir.

Mal Rejimi Nedir?

Mal rejimi, evlilik sürecinde yasal olarak tarafların mal varlıklarının nasıl paylaşılacağını belirleyen bir hukuki düzenlemedir. Bu rejim, genellikle evlilik öncesi hazırlanan sözleşmelerle belirlenir. Özellikle evlilik öncesi mal varlıklarını koruma isteyen taraflar, tam mal ayrılığı rejimini tercih edebilirken, paylaşıma açık bir düzenleme isteyen taraflar için katılma rejimi daha uygun olabilir.

Mal rejimi belirleme, evlilik sürecinde tarafların mal varlıklarını korumak için önemli bir adımdır ve tarafların evlilik süresince birikim yaparken ve mal varlıkları artarken de gereklidir. Bu nedenle, mal rejimi konusunda yeterli bilgi sahibi olmak ve doğru seçimi yapmak, evlilik süreci için çok önemlidir.

• Tam Mal Ayrılığı Rejimi: Bu rejim, evlilik süresince elde edilen tüm mal varlıklarının ayrılmasını ve her birinin kendi mal varlığına sahip olmasını öngörür.
• Edinilmiş Mal Rejimi: Bu rejim, evlilik süresince elde edilen mal varlıklarının eşit olarak paylaşılmasını öngörür.
• Katılma Rejimi: Bu rejim, evlilik süresince elde edilen mal varlıklarının belirli oranlarda paylaşılmasını öngörür. Bu oranlar, mahkeme tarafından belirlenir ve özellikle evlilik sona ererken mal paylaşımı için büyük önem taşır.

Evlilik süresince, belirlenmiş mal rejimi çerçevesinde mal varlıklarının paylaşımıyla ilgili kararlar almak, tarafların birlikte göstereceği çaba ve iş birliğiyle mümkündür. Bu nedenle, evlilik öncesi mal rejimi seçimi, taraflar arasında doğru iletişim kurulmasına ve birbirine olan güvenin arttırılmasına da yardımcı olacaktır.

Evliliklerde Mal Paylaşımı

Evlilik, iki kişinin birlikteliği ve karşılıklı sorumluluk almasıyla ilgilidir. Bu sorumluluklardan biri, evlilik içinde kazanılan malların nasıl paylaşılacağıdır. Hukuki açıdan, mal paylaşımı konusu, Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenmiştir.

Türk Medeni Kanunu'na göre, evlilik içinde kazanılan mallar, eşler arasında eşit olarak paylaşılır. Ancak, mal rejimi seçimi yaparak bu kurallar değiştirilebilir. Mal rejimi seçimi, evlilik öncesinde noterde yapılabilir. Eğer evlilik öncesinde mal rejimi seçimi yapılmamışsa, evlilik içinde edinilen malların paylaşımı, Türk Medeni Kanunu'na göre yapılır.

Mal paylaşımı, Türk Medeni Kanunu'na göre üç farklı rejimle yapılabilir: Tam Mal Ayrılığı Rejimi, Edinilmiş Mal Rejimi ve Katılma Rejimi. Tam mal ayrılığı rejimi, eşlerin mal varlıklarının hiçbir ortak noktasının olmadığı bir rejimdir. Edinilmiş mal rejimi, evlilik süresince edinilen mal varlığının tamamına eşit olarak sahip olunduğu bir rejimdir. Katılma rejimi ise, evlilik süresince kazanılan mal varlığının eşit olarak paylaşıldığı bir düzenlemedir.

Ayrıca, evlilik içinde kazanılan mal varlığından önceki varlıklar, miras, hibe, bağış ve edinim yasağı gibi nedenlerle kazanılmayan mal varlıkları, mal paylaşımı söz konusu olmadan sadece ilgili eşin mülkiyetinde kalır. Bu nedenle, eşler arasındaki mal paylaşımı kapsamı, kazanılan mal varlığı dışında kalabilecek unsurları da kapsayacak şekilde değerlendirilmelidir.

• Evliliklerde mal paylaşımı, taraflar arasındaki sözleşmeye veya mal rejimi seçimine göre farklılık gösterir.
• Tam Mal Ayrılığı, Edinilmiş Mal ve Katılma rejimi, Türk Medeni Kanunu'nda belirtilen farklı mal paylaşımı yöntemleridir.
• Evlilik içinde kazanılan mal varlığı dışında kalan mallar, mal paylaşımı kapsamına girmeyebilir.

Tam Mal Ayrılığı Rejimi

Tam mal ayrılığı rejimi, evlilik sürecindeki mal paylaşımı ve miras dağılımı konularını tamamen ortadan kaldıran bir sisteme sahiptir. Bu rejim, evlilik zamanı edinilen mal varlıkları hariç olmak üzere her bir eşin kendi mal varlığına sahip olduğu anlamına gelir. Bu, her eşin kendi mirasına da münferit olarak sahip olduğu anlamına gelir. Yani, bir eşin ölümü halinde, diğeri herhangi bir miras payına sahip olamaz.

Tam mal ayrılığı rejimi ile evlilik sürecindeki mal paylaşımı yerine, evlilik birliği sırasında kazanılan miras, meslek edinme faaliyetleri ve tasarruflar ile edinilen mal varlıkları sadece sahipleri tarafından kontrol edilebilir. Bu tür bir mal rejimi genellikle evlilik öncesi birikim sahibi olanlar veya evlilik sürecinde kendi mal varlıklarını korumak isteyenler tarafından tercih edilir.

Bu rejim, özellikle herhangi bir mal paylaşımı fikrinden hoşlanmayanlar ve evlilik süresince kazanılan mal varlıklarını şahsi hesaplarda tutmak isteyenler için idealdir. Ancak, bu rejim, doğal afetler, hastalıklar veya kazalar gibi beklenmedik olaylar meydana geldiğinde eşler arasındaki geçim sıkıntılarını da doğurabilir.

Edinilmiş Mal Rejimi

Edinilmiş Mal Rejimi Nedir ve Hangi Durumlarda Uygulanır?

Edinilmiş mal rejimi, Türk medeni hukukunda evlilik sırasında mal rejimleri arasında yer alan bir seçenektir. Bu rejimde, evlilik sırasında kazanılan tüm mal varlığı evlilik birliğinin ortak malı olarak kabul edilir. Bu mal rejimi, Türkiye'de en sık kullanılan mal rejimlerinden biridir.

Edinilmiş mal rejimi, evlilik sırasında her iki tarafın da mal varlığına eşit hakların olduğu bir durum yaratır. Kazanılan gelirler, özellikle emeklilik ve ödüller, evlilik birliğinin iki tarafı arasında eşit olarak paylaşılır. Ancak, bu mal rejimi eski mal varlıklarına uygulanmaz; yani, bir kişi evlilik öncesinde sahip olduğu bir mülke sahip olmaya devam eder.

Bu mal rejimi, evlilik süresince kazanılan mal varlığının iki taraf arasında adil bir şekilde paylaşılmasını sağlar ve aynı zamanda her iki tarafı da güvence altına alır. Ancak, bu rejimi seçerken dikkate almanız gereken bazı önemli faktörler de vardır. Örneğin, eşler boşanmaya karar verirlerse, bu rejimde kazanılan gelirler ve mallar eşit olarak paylaşılacaktır. Ayrıca, eşlerden biri vefat ederse, kalan eş, kazanılan malların yarısına sahip olacaktır.

Bu mal rejimini uygulamak isteyen çiftlerin, evlilik öncesi bir sözleşme yapması gerekmektedir. Bu sözleşmede, malların paylaşımı ve her iki tarafın hakları net bir şekilde belirtilir. Ayrıca, çiftlerin evlendikten sonra mal rejimini değiştirmeleri mümkündür, ancak bu işlem noter huzurunda yapılmalıdır.

Katılma Rejimi

Katılma rejimi, evlilik sırasında uygulanabilen bir mal ayrılığı rejimi olarak karşımıza çıkar. Bu rejimde, evlilik süresince elde edilen kazanımlar ve edinilen mallar eşler arasında eşit olarak paylaşılır ve miras hukuku açısından da etkili olur.

Katılma rejiminin tercih edilmesi, yasal düzenlemelere göre bazı durumlarda zorunlu hale gelebilir. Örneğin, çiftlerin evlilik öncesi bir sözleşme yapmamaları durumunda, evlilikleri katılma rejimi altında kabul edilir ve bu rejime göre mal paylaşımı yapılır. Bunun yanı sıra, yasal düzenlemelere göre kişisel mallar da bu rejim dışında tutulur ve sadece edinilmiş malların paylaşımı yapılır.

Katılma rejimi, tam mal ayrılığı rejimi tercih edilmemesi durumunda en yaygın uygulanan mal ayrılığı rejimlerinden biridir. Eşler arasındaki kazanımların ve malların adil bir şekilde paylaşımını sağlar ve miras hukuku açısından da önemli bir faktör olarak karşımıza çıkar.

Miras Hukuku

Miras hukuku, bir kişinin ölümü sonrasında kalan mal varlığının nasıl dağıtılacağına ve kimlere geçeceğine dair yasal düzenlemelerdir. Miras hukuku, genellikle miras bırakanın son vasiyeti ile belirlense de, vasiyet yoksa yasal düzenlemelere göre miras paylaşımı yapılır.

Mirasın belirlenmesi için, öncelikle ölen kişinin kamuya açık olan mal varlığına sahip olup olmadığına ve mirasçılarının kimler olduğuna bakılır. Mal varlığındaki taşınmazlar, araçlar, banka hesapları, hisse senetleri, nakit para ve diğer varlıklar gibi tüm aktifler mirasın bir parçasıdır. Bu mal varlığının intikal kabiliyeti olan payları, mirasçıların belirlenmesinde büyük önem taşır.

Mirasın kime geçeceği ise, ölen kişinin miras hukukuna göre belirlenir. Miras hukukuna göre, öncelikli olarak mirasçılar açıkça belirlenir. Mirasçılar arasında, ölen kişinin eşleri, çocukları, anne ve babası, kardeşleri ve diğer yakın akrabaları olabilir. Mirasçıların hakları, mirasçılar arasında oransal olarak belirlenir.

Mirasın belirlenmesi ve paylaşımı konusunda yasal düzenlemelere uyulması gerekir. Yasal olarak tanınmayan bir mirasçı, mal varlığından pay alamaz. Mirasın belirlenmesinde ve paylaşılmasında yasal düzenlemelere uygun davranmak, çekişmeleri önlemek açısından son derece önemlidir.

Sonuç olarak, miras hukuku ölüm sonrası mal varlığının nasıl paylaşılacağını ve mirasın kime geçeceğini belirleyen yasal düzenlemelerdir. Mirasın belirlenmesi ve paylaşılması konusunda yasal düzenlemelere uygun davranmak, aile içi çekişmeleri önlemek açısından son derece önemlidir.

Mirasın Belirlenmesi

Mirasın belirlenmesi, bir kişinin ölümünden sonra mal varlığının mirasçılara paylaştırılmasıdır. Mirasın belirlenmesi, intikal kabiliyeti olan mal varlıkları ve payları ile belirlenir. Bu nedenle, mirasın belirlenmesinde belirleyici olan faktör, mal varlığıdır. Miras bırakanın mal varlığı, mirasçılarına ve alacaklılarına göre farklılık gösterir.

Mal varlıkları, taşınmazlar, nakit paralar, banka hesapları, menkul kıymetler, otomobiller, gayrimenkuller ve diğer mülkiyet haklarını içerir. Bu nedenle mirasın belirlenmesi için mal varlığı envanterinin yapılması önemlidir. Bunun için, mirasçılar mirasın bırakılmasından sonra bir mahkemede bir dava açarak malları ve mülkleri belirleyerek mirasın paylaşımını talep edebilirler.

Miras bırakanın mirasçılarına göre, mirasın belirlenmesi ve paylaşımı değişebilir. Bu nedenle, miras hukukuna göre mirasın belirlenmesi ve paylaşımı yasal prosedürlere uygun olarak yapılmalıdır. Miras hukuku, ülkeler arasında farklılık gösteren yasal düzenlemelere sahiptir.

• Mirasın belirlenmesinde, mal varlığının envanterinin yapılması önemlidir.
• Mirasın belirlenmesi, intikal kabiliyeti olan mal varlıkları ve payları ile belirlenir.
• Miras hukukuna göre, mirasın belirlenmesi ve paylaşımı yasal prosedürlere uygun olarak yapılmalıdır.

Mirasın Nasıl Dağıtıldığı

Miras, intikal kabiliyetine sahip olan mal varlıkları ve payları kapsayan bir kavramdır. Mirasın dağıtımı, hukuki düzenlemelere tabidir ve yasal mirasçıların hakları gözetilerek gerçekleştirilir.

Mirasın nasıl dağıtılacağına dair yasal düzenlemeler, miras hukukunda önemli bir yer tutar. Yasalar belirli kurallar ve oranlar dahil olmak üzere bir sistem uyarınca mirasın dağıtılmasını sağlar.

Mirasın dağıtımında, öncelikle miras bırakanın ölümünü müteakip, varislerin kimler olduğunun belirlenmesi gerekir. Yasalar, mirasın hangi oranlarda dağıtılacağına dair detaylı bir sistemi barındırır. Mirasın dağılımı, yasaların öngördüğü şekilde, mirasçıları bilgilendirilerek gerçekleştirilir.

Mirasın dağıtımında, miras bırakanın ölümünden sonra kalan mal varlığına dikkatli bir şekilde yaklaşılması gerektiği unutulmamalıdır. Miras kapsamında dağıtılan mal varlıkları, mirasçıların tüm borçları karşılayabilmesine yetecek kadar sağlam olmalıdır.

Yasal düzenlemeler, mirasın dağıtımı konusunda açık bir şekilde belirtilen paylaştırma sistemine uymakla yükümlüdür. Mirasın dağıtımı sırasında yasaların uyarınca hareket etmek önemlidir. Mirasın hukuk açısından doğru bir şekilde dağıtılması, hem miras bırakanın hatırasına saygı göstermek hem de mirasçıların haklarını korumak açısından son derece önemlidir.

Mirasçıların Hakları ve Borçları

Mirasçılar arasındaki oranlar ve hakları, miras hukukunda oldukça önemli bir yere sahiptir. Yasal düzenlemeler, bu hakların hangi şartlar altında geçerli olduğunu net bir şekilde belirlemektedir. Bir mirasın nasıl bölüneceği, mirasçıların paylarının nasıl hesaplanacağı gibi konularda yasal kurallar ve uygulamalar belirlenmiştir.

Mirasın bölüşülmesi öncelikle yasal mirasçıların tespit edilmesiyle başlar. Bunlar; eş, çocuklar, anne-baba ve kardeşlerdir. Mirasın yasal mirasçılar arasında bölüşülmesi, hak sahiplerinin sayısına ve üstünlüğüne göre değişir. Mirasın bölüşülmesi sırasında, mirasçılara düşen borçlar da göz önünde bulundurulur. Bu borçlar, miras paylarından düşülür ve kalan paylar, mirasçılara dağıtılır.

Miras hukukunda, mirasçıların hakları ve borçları, yasal düzenlemelere uygun şekilde belirlenir. Bu haklar, mirasın bölüştürülmesi sırasında yapılan hesaplamalara göre belirlenir. Mirasçılar arasındaki hak oranları, yasal düzenlemelerde belirtildiği şekilde olmalıdır.

Tablo 1: Yasal Mirasçıların Hak Oranları

| Yasal Mirasçı | Hak Oranı ||---------------------|--------------|| Eş | 1/2 veya 1/4 || Tek çocuk | 1/2 || Birden fazla çocuk | 2/3 || Eş ve çocuklar | Eşe 1/4 || | Kalan 3/4 || Anne-baba | Ebeveyne toplamda 1/4 || Kardeşler | Hepsi eşit olarak 1/6 |

Yukarıdaki tablo, yasal mirasçıların hak oranlarını göstermektedir. Tablodan da anlaşılacağı gibi, mirasın bölüştürülmesi belirli yasal düzenlemelere göre yapılmalıdır. Bu düzenlemeler, hak sahiplerinin her birine adil bir şekilde paylaştırılmasını sağlar.

Sonuç olarak, miras hukukunda mirasçıların hakları ve borçları, yasal düzenlemelere uygun şekilde belirlenir. Yasal mirasçıların belirlenmesi, mirasın bölüştürülmesinde en önemli faktördür ve mirasçıların hak oranları buna göre hesaplanır. Bu yasal düzenlemeler, mirasın adil bir şekilde paylaştırılmasını sağlar ve miras hukukunun temelini oluşturur.

Mirasın Reddi ve Kabulü

Miras hukuku açısından önemli bir konu olan mirasın kabulü ve reddi, yasal süreçleri, koşulları ve sonuçlarıyla beraber incelenmesi gereken bir konudur. Miras bırakan kişinin varlıklarına sahip olabilmek için mirasın kabulü yapılması gereklidir. Ancak miras hukukunda kabul edilen mirasın yanı sıra mirasın reddi de önemli bir konudur. Mirasın reddi, mirasçının miras bırakanın borçlarından sorumlu olmamasını sağlar. Mirasın kabulü veya reddi ise yasal süreçlerle birlikte gerçekleşmektedir.

Mirasın kabulü sürecinde, mirasçıların notere bir dilekçeyle başvurmaları gerekmektedir. Bu işlem, mirasın kabul edildiğine dair bir belge alınmasıyla tamamlanmaktadır. Mirasın kabulünün ardından, mirasçılar miras bırakanın varlıklarına sahip olabilmektedirler. Ancak bu durum, miras bırakanın borçlarından da sorumlu olunmasını gerektirmektedir.

Mirasın reddi ise mirasçıları borç yükünden kurtarmaktadır. Mirasın reddi işlemi, miras bırakanın ölümünden sonraki altı ay içinde noter aracılığıyla gerçekleştirilmelidir. Miras bırakanın borçlarının ödenmesi için miras varlığı kullanılamaz ve mirasçılar borçlu konumuna düşmezler. Mirasın reddinin önemli bir koşulu, miras bırakanın varlıklarından herhangi birine dokunulmamasıdır.

Bu nedenle, mirasın kabulü veya reddi işleminin gerçekleştirilmeden önce yasal süreçler, koşulları ve sonuçları hakkında detaylı bir bilgi edinmek gerekmektedir. Miras hukuku konusunda uzman bir avukatla görüşmek mirasın kabulü veya reddi işlemi öncesinde atılacak adımlar açısından oldukça faydalı olacaktır.

Evlilik ve Miras Hukuku İlişkisi

Evlilik ve miras hukuku arasındaki ilişki oldukça yakındır. Evlilik sürecinde belirlenen mal rejimi, mirasın nasıl dağıtılacağına etki eder. Mal rejimi yasal olarak belirlenirken, miras hukuku ise kişilerin tasarrufları sonrasında ne şekilde dağıtılacağını düzenler. Her iki hukuk dalı birbiriyle bağlantılıdır ve evliliklerde birlikte ele alınması gerekir.

Evliliklerde mal rejimi seçimi, miras hukuku açısından da önemli bir etki yaratır. Tam mal ayrılığı rejimi tercih eden bir çift, birlikte edindikleri mal varlıklarını ve gelirlerini birbirinden tamamen ayırmış olur. Bu durumda ise miras hukuku açısından birbirleriyle bir ortaklıkları bulunmaz ve mirasın tamamı kişilerin kendi ailelerine veya vasiyet hükümlerine göre dağıtılır.

Edinilmiş mal rejimi ve katılma rejimi durumlarında ise, evlilik sırasında edinilen mallar ve gelirler ortak kabul edilir. Tasarruf niteliği olan mallar ise, mirasçılar arasında eşit şekilde bölüştürülür. Bu durumda, mal rejimi evliliklerde miras hukukunu doğrudan etkiler ve tasarruf hakkına sahip olan mallar mirasçılara göre dağıtılır.

Miras hukuku açısından evlilikler de önemlidir. Evlilik sırasında kişilerin edindiği mal varlıkları ve gelirler, mirasın belirlenmesinde önemli faktörlerdir. Mirasın nasıl dağıtılacağı da kişilerin evlilik sürecinde belirledikleri mal rejimlerine göre belirlenir. Dolayısıyla, evlilikler miras hukuku açısından da önemli bir faktördür ve evlilik sürecinde alınan kararlar mirasın nasıl paylaşılacağını etkiler.

Miras Hukuku Açısından Evlilikler

Evlilikler, miras hukuku açısından oldukça önemlidir. Çünkü evlilik sırasında yapılan mal rejimi seçimi, sonradan oluşacak miras dağılımını etkiler. Örneğin, tam mal ayrılığı rejimi seçen bir çift, evlilik sürecinde elde ettikleri tüm mal varlıklarını herhangi bir mirasçıya bırakmayacaktır.

Ancak edinilmiş mal rejimi veya katılma rejimi seçen bir çift, evlilik süresince edindikleri mal varlıklarının bir kısmını vefat durumunda mirasçılara bırakır. Bu nedenle, evlilik sürecinde mal rejimi seçimi yaparken, miras hukuku açısından da düşünmek gerekmektedir.

Evlilik sürecindeki mal rejimi seçimi, miras hukuku açısından belirleyici bir faktör olduğu için, evlilik öncesi ve sonrası yapılan sözleşmelere dikkat edilmelidir. Bu sözleşmeler, evlilik sürecinde mal paylaşımı ve miras dağılımı konularında anlaşmazlıkları azaltır ve tarafların haklarını korur.

Mal Rejimi Açısından Evlilikler

Evliliklerde mal rejimi seçimi, çiftlerin mal varlıklarının evlilik içinde nasıl paylaşılacağına dair önemli bir karardır. Mal rejimi tercihi, miras hukuku açısından da oldukça önemlidir. Çünkü mal rejimi, evlilik süresince kazanılan malların nasıl paylaşılacağını düzenler ve evlilik sonrasında bir eşin ölümü durumunda ise miras dağılımını etkiler.

Türk Medeni Kanunu'nda 3 mal rejimi seçeneği bulunmaktadır ve çiftler evlilik öncesinde bu seçenekler arasından birini seçerek belirler:

Mal Rejimi	Açıklama
Tam Mal Ayrılığı Rejimi	Evlilik süresince kazanılan her türlü mal ayrıdır ve eşler arasında hiçbir paylaşım söz konusu değildir.
Edinilmiş Mal Rejimi	Evlilik süresince kazanılan her türlü mal, eşler arasında eşit olarak paylaşılır.
Katılma Rejimi	Evlilik süresince kazanılan mal, eşler arasında aynı oranda paylaşılmaz ancak evlilik sonunda her eşin kazandığı mal miktarı karşılaştırılır ve kazancı daha az olan eşe diğer eşin kazancından bir pay verilir.

Miras hukuku açısından, evli çiftlerin mal rejimleri mirasın paylaşımı üzerinde etkilidir. Örneğin, tam mal ayrılığı rejiminde olan bir çiftte, her eşin ölümü durumunda miras paylaşımı sadece ölen kişinin kendi mal varlığına göre yapılır. Diğer yandan, edinilmiş mal rejimi veya katılma rejimi olan bir çiftte ise, mirasçıların payları evlenmiş oldukları eşin mal varlığına göre değişebilir.

Özetle, evliliklerde mal rejimi seçimi, hem evlilik sürecinde mal paylaşımını düzenleyen hem de miras hukuku açısından önemli etkilere sahip bir konudur. Bu nedenle, çiftlerin mal rejimi seçimleri ve miras hukukuna dair bilgilendirmeleri, evlilik kararını alırken dikkate alınması gereken önemli faktörler arasındadır.