Asurların Nüfusu: İmparatorlukta Yaşam ve Çalışmak kitabı, Asur İmparatorluğu'nun nüfus yapısını ve günlük hayatlarını detaylı bir şekilde ele alıyor. Çalışma hayatından sosyal hayata kadar pek çok konuyu içeren bu kitap, tarihseverler için harika bir kaynak. Hemen sipariş verin ve Asur medeniyeti hakkında bilgi edinin.
Asur İmparatorluğu, Orta Doğu'da tarihin ilk imparatorluklarından biridir ve M.Ö. 24. yüzyılda kurulmuştur. Nüfusu, çeşitli etnik gruplardan oluşmaktaydı. Asurlar, imparatorluğun ana halkıydı ve çiftçilik, ticaret ve zanaatkarlık gibi mesleklerle uğraşırlardı. Ayrıca, imparatorlukta Sümerler, Babililer ve diğer etnik gruplar da yaşamaktaydı.
Asur İmparatorluğu'nun görece olarak büyük bir nüfusu vardı ve nüfusun büyüklüğü zamanla artmıştı. Nüfusun büyük bir çoğunluğu kırsal kesimde yaşarken, imparatorluğun merkezi olan başkent Ninova da büyük bir şehir olarak nüfusun yoğun olduğu yerlerden biriydi. Nüfusun büyük çoğunluğu agraryen (tarım) ekonomisi içinde yaşıyordu ve çeşitli mesleklerde çalışanların yanı sıra, ev hanımları ve çocuklar da nüfusun büyük bir kısmını oluşturuyordu.
Asurlar güçlü bir savaşçı toplum olmalarının yanı sıra günlük hayatta da kendilerine özgü bir yaşam tarzına sahiptiler. Asurlar'ın yeme içme alışkanlıkları, giyim kuşamları, ev hayatları, aile ve dinleri gibi konular diğer toplumlardan farklılık göstermekteydi. Özellikle, Asurlar zengin bir mutfak kültürüne sahiptiler ve çok çeşitli yiyecekler tüketirlerdi. Ayrıca, kişisel bakımlarını da oldukça önemserlerdi ve giyim kuşamları da dikkat çekiciydi. Ev hayatları da oldukça gelenekseldi ve genellikle büyük ailelerin bir arada yaşadığı büyük evlerde gerçekleşirdi.
Meslekler açısından Asur İmparatorluğu oldukça çeşitliydi. Tarım, ticaret ve zanaatkarlık gibi mesleklerin yanı sıra, idari ve askeri pozisyonlar da vardı. Çiftçiler, tüccarlar, zanaatkarlar, savaşçılar, bürokratlar ve din adamları olmak üzere birçok meslek grubu vardı. Asurlar'ın meslekleri hakkında daha detaylı bilgi için diğer başlıklara göz atabilirsiniz.
Asur Nüfusu
Asur İmparatorluğu, MÖ 24. ve 18. yüzyıllar arasında varlığını sürdüren büyük bir imparatorluktu. Toprakları günümüzde Irak, Suriye ve Türkiye’yi kapsamaktaydı. Bu devasa imparatorlukta, yaklaşık 8 milyon kadar insan yaşamaktaydı. Bu nüfusun çoğunluğunu tarım işçileri oluştururken, kentlerde yaşayan insanların da sayısı oldukça yüksekti.
Asur İmparatorluğu'nun nüfusu oldukça çeşitliydi. İmparatorluk, farklı topluluklar ve etnik gruplar tarafından yönetilmekteydi. Nüfusun çoğunluğu yerli Asurlulardan oluşurken; Sümerler, Akadlar, Araplar ve diğer bazı semitik halklar da imparatorlukta yaşamaktaydı. Büyük kentlerde yaşayan insanlar, günlük hayatta farklı diller konuşmaktaydı. Bu nedenle, yazı ve ticaret ihtiyaçları için, Asur İmparatorluğu'nda çivi yazısı kullanılmaktaydı.
Asurlar savaşçı bir halktı ve imparatorluğun çeşitli bölgelerinde farklı mesleklerle uğraşıyorlardı. Ancak, ekonomi genellikle tarım ve hayvancılık üzerine kuruluydu. Tarıma dayalı bir ekonomi, nüfusun çoğunluğunun yaşamını sürdürdüğü kırsal alanlarda yaygındı. Asur İmparatorluğu'nun en büyük şehri olan Ninova'da ise daha çok zanaatkarlar, tüccarlar ve yöneticiler yaşardı.
Asur'da Günlük Hayat
Asur İmparatorluğu döneminde, insanların günlük hayatları oldukça meşgul ve yoğundu. Günlük hayatı, yeme içme, giyim kuşam, ev hayatı, aile ve dinleri gibi birçok konuyu içeriyordu.
Asurluların yemek kültürü oldukça zengindi ve genellikle sığır eti, keçi eti, balık ve tahıllardan yapılan yemekler tüketiliyordu. Ayrıca süt ve süt ürünleri de sıkça tüketiliyordu. Alkollü içecekler arasında ise bira ve şarap başta geliyordu. Yemeklerin yanında tuz, baharat ve zeytinyağı da sıkça kullanılıyordu.
Asur İmparatorluğu'nda giyim kuşam oldukça önemliydi ve giyim tarzı toplumsal sınıf ve mesleğe göre değişiyordu. Üst sınıf insanlar, ipek ve yünün lüks giysilerini, alt sınıf insanlar ise pamuklu ve keten kıyafetleri tercih ederlerdi. Erkekler, genellikle tunikler ve pantolonlar giyerken, kadınlar genellikle uzun elbiseler ve örtüler giyerlerdi.
Asurların ev hayatı, genellikle büyük ailelerin kalabalık bir şekilde bir arada yaşadığı evlerde geçiyordu. Evin kadınları, ev işleriyle ve çocuklarla ilgilenirken, erkekler genellikle işlerine gitmekle meşgul olurlardı. Evler genellikle ahşap ve kerpiçten yapılmıştı ve çok katlı evlerin yanı sıra, avlu ve bahçe de sıkça görülürdü.
Asurların dinleri ise, ana olarak politeistti ve birden fazla tanrıya tapınırlardı. Krallar, tanrılara tapınarak gücünü gösterirken, halk da sık sık düzenledikleri dini törenlerle bu dinlere saygı gösterirlerdi.
Yeme İçme
Asur İmparatorluğu'nda insanlar, genellikle et, tahıl ürünleri, sebzeler ve meyvelerle besleniyorlardı. Ayrıca balık da Asurluların sofralarında sıkça görülen bir yiyecekti. Sarayda yapılan yemekler, genellikle etli ve baharatlı yemeklerdi ve et genellikle kuzu, sığır veya keçi etiydi.
Yemekler genellikle baharatlarla tatlandırılır ve meyve suyu veya şarap eşliğinde servis edilirdi. Asur İmparatorluğu, üzüm bağlarına, elma ağaçlarına ve cevizliklere sahip olduğu için, şarap, meyve suyu ve kuruyemişler diğerleri arasında yaygın içecek ve atıştırmalıklardı.
Bir başka yaygın geleneksel yiyecek, bulgurdu. Bulgur, bugünkü Türkiye'den geldiği sanılan ince öğütülmüş bir tahıldı ve hem sıcak hem de soğuk yemeklerde kullanıldı. Bunun yanı sıra, pişirilmiş pirinç de Asur mutfağında sıklıkla kullanılan bir diğer temel malzemedi.
Asurların yemeklerinde kullanılan baharatlar arasında tarçın, zencefil, safran ve kimyon yer alırken, tatlı yapımında üzüm pekmezi veya bal kullanılırdı. Ayrıca, şerbetler, meyve tatlıları ve turşular da yemeklerin yanında servis edildi.
Asur İmparatorluğu'nun beslenme alışkanlıkları, diğer eski uygarlıklarınkilerden oldukça farklıydı. İmparatorluk, sunduğu zengin yemek kültürü ile ünlüydü.
Giyim Kuşam
Asur İmparatorluğu'nda giyim kuşam, sosyal statü ve iş mesleği gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterirdi. Altıncı yüzyıla kadar, Asur kadınları tulum ya da etek giyerdi. Daha sonra, Hitit etkisiyle birlikte kadınlar uzun giysiler giymeye başladılar. Erkekler ise, mühür baskılarına göre genellikle etek giyerlerdi. Üst kıyafet olarak, kadınlar sadece bir gömlek giyiyorlardı, ancak saray giysileri için altın ve gümüş tel işlemeli kıyafetler tercih edilirdi.
Erkekler de bir gömlek giyerlerdi, ama askeri liderler giyimlerinde değişiklik yaparlardı. Erkek savaşçılar, zırhlı bir giysinin altına ipek giysiler giymişlerdir. Toplumun alt tabakasındaki insanlar, yünden yapılmış daha basit kıyafetler giyerlerdi. Bu kıyafetler genellikle bir tunik, belde bir kuşak ve bir külaha sahip bir kep gibiydi.
Asur İmparatorluğu'nda moda, saray giysilerinde parıltılı süslemelerin kullanımı ile öne çıkardı. Alt ve orta sınıf insanlar basit ve daha az süslü giysiler tercih ederken, saray giysileri renkli ipek, pirinç veya altın tellerle işlenirdi.
Ev Hayatı
Asur İmparatorluğu'nda evler genellikle kerpiç veya tuğla yapılıyordu. Evler genellikle hayvanların etrafta dolaşmasını engellemek için bir duvarla çevriliydi. Evin kapısı sokakla aynı seviyede değildi, genellikle birkaç adım yukarda yer alıyordu. Evin alt kısmı depo olarak kullanılırken, üst katlarda aileler yaşardı.
Asur evlerinin içi genellikle ahşap veya taş kaplamaydı. Yerlerde fırınlar da dahil olmak üzere çeşitli işlevler için delikler vardı. Ayrıca evlerde düzenli bir şekilde tuvaletler ve hamamlar da bulunurdu.
Evlerin içi düzenli ve basitti. Aileler yataklarını çoğunlukla yer seviyesindeki minderlerde yatardı. Yemeklerin hazırlanması için ocak genellikle avluda bulunuyordu. Genellikle küçük bir mutfak ve yemek masası vardı.
- Asur evlerinde her aile üyesi kendi odasına sahipti.
- Evlerde her oda kendi penceresine sahip ve güneş ışığından yararlanıyordu.
- Genellikle aileler birbirlerinin yanında yaşadığı için evlerde birçok nesil bir arada yaşardı.
Asur evleri, günümüz evlerine benzer bir şekilde düzenliydi. Yaşamları, modern zamanlara benzese de, teknolojik gelişmelerin yokluğu, hayat tarzlarını farklı kılıyordu.
Asur Meslekleri
Asur İmparatorluğu döneminde meslekler oldukça farklı kademelere ayrılmıştır. Mesleklerine bağlı olarak, Asurlar arasında toplumsal bir hiyerarşi mevcuttu.
Çiftçiler, Asur İmparatorluğu'nda en yaygın meslek gruplarından biriydi. Tarım, Asur ekonomisinde önemli bir rol oynamaktaydı. Tarım ürünleri, merkezi idare tarafından takas malı olarak kullanılmaktaydı ve aynı zamanda imparatorluğun her yerine ihraç edilmekteydi.
Tüccarlar, diğer önemli meslek gruplarından biriydi. Asur, dünya ticaretinde önemli bir role sahip olarak kozmopolit bir yapıya sahipti. Tüccarlar, Asur pazarlarında mal satışı yapıyor ve ülkeler arasındaki ticareti yönlendiriyorlardı.
Asur İmparatorluğu'nda zanaatkarlık da oldukça önemli bir meslekti. Zanaatkarlar, ahşap işleri, çömlekçilik, demircilik, taş işleri, ve hatta mücevher tasarımı gibi çeşitli iş kollarında çalışıyorlardı.
Bunların yanı sıra, askerler de Asur İmparatorluğu'nda önde gelen meslek gruplarından biriydi. Askerler, imparatorluğun sınırlarını korumakla görevliydi. Ayrıca, bölgeye bağlı olarak kabilelerin isyanları, katliamlar ve savaşlarla mücadele etmeleri gerekiyordu.
Asur İmparatorluğu'nda meslekler, yönetim sistemi, ekonomi, ve günlük yaşama büyük bir etki yapmaktaydı. Bu nedenle, Asur İmparatorluğu'nun genel yaşam tarzını anlamak isteyenler için bu mesleklerin özellikleri oldukça önemlidir.
Çiftçilik
Asur İmparatorluğu'nun mevcut toprakları büyük ölçüde verimli arazilerle kaplıydı. Bu bölgeler tarımsal üretim açısından oldukça değerlidir ve halkının geçimini sağlamak için önemli bir faktördü. Asurlar için tarım, en önemli geçim kaynaklarından biriydi. Bu yüzden tarımın yöntemleri ve teknikleri hakkında bilinmesi gereken birçok şey vardı.
Asur İmparatorluğu toprakları, özellikle nehir vadilerinde verimli arazilerle doluydu. Bu topraklarda, halkın geçim kaynağı olarak çoğunlukla buğday, darı, mercimek, nohut, fasulye, soğan, sarımsak, üzüm, nar ve incir gibi tarım ürünleri yetiştirilirdi. Tarım, Asur halkının hayatta kalabilmesi için hayati bir faaliyetti ve toplumun en temel geçim kaynaklarından biriydi.
Asurların tarım yöntemleri basit ama oldukça etkiliydi. Genellikle, alanlar elle sürülürdü ve tohumlar toprağa elle atılırdı. Traktörler ya da diğer tarım makineleri yoktu, bu nedenle insanlar elleriyle veya hayvanların yardımıyla toprağı sürmekteydi. Tarımsal verimliliği artırmak için, Asurlular arazilerin yanındaki nehirleri kullanarak sulama sistemlerini kurmuşlardır.
Çiftçilik mesleği, Asur İmparatorluğu'nda oldukça saygı duyulan bir meslektir. Çiftçiler, ekimden hasada kadar tarlalarda çalışır ve halkın temel geçim kaynağı olan tarım ürünlerinin üretiminden sorumludur. Ayrıca, çiftliklerinde hayvanları yetiştirerek süt, et ve diğer ürünleri de üretirlerdi. Çiftçilik, Asur toplumunun en temel geçim kaynaklarından biri olduğu için, Asur İmparatorluğu'nun yönetiminde de önemli bir rol oynar.
| Yetiştirilen Ürünler | Ürün Özellikleri |
| Buğday | Tarım ürünleri arasında en önemlisi olarak kabul edilir. |
| Arpa | Bira ve ekmek yapımında kullanılır. |
| Çavdar | Hamur işi ürünleri yapımında kullanılır. |
| Turunçgiller ve Meyveler | Yaz meyveleri olarak bilinen incir, nar gibi meyveleri yetiştirilir. |
Asur İmparatorluğu'nda tarımın önemi büyüktü ve bu, halkın geçim kaynağı olduğu için çiftçilik mesleği oldukça saygı duyulan bir meslekti. Bu meslek, üretim yaparak hem halkın temel ihtiyaçlarını karşılamaya hem de ülkenin ekonomik gelişimine katkı sağlamaya yardımcı oldu.
Tüccarlık
Asur İmparatorluğu'nun ekonomisi oldukça gelişmişti ve ticaret bu ekonomik büyümenin en önemli unsurlarından biriydi. Tüccarlar, Asur'un çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteriyorlardı ve ürettikleri ürünleri ülkenin farklı pazarlarına götürüyorlardı. Ticari mallar arasında metaller, baharatlar ve kumaşlar öne çıkıyordu.
Asur tüccarları, ticarette geleneksel olarak altın ve gümüş para kullanıyorlardı. Ticaret yolculukları, çoğunlukla eski doğu ticaret rotalarını takip ediyordu. Bu rotalar, Hindistan, Arabistan ve Akdeniz arasında Asur ve çevresinde binlerce yıl boyunca kullanıldı.
Asur İmparatorluğu, birçok ticaret antlaşması yaparak ticarette daha fazla güvenilirlik sağlamıştı. Bu antlaşmalar, tüccarların gümrük vergileri konusunda kaygılanmalarını gerektirmeden farklı ülkelere ürün götürmesini sağladı.
Asur İmparatorluğu'ndaki tüccarlık faaliyetleri, diğer medeniyetler tarafından da takdir ediliyordu. Asur tüccarları, Kazılarda bulunan belgelerde, farklı ülkelerdeki prenslerle ticaret yaptıklarına, diplomatik ilişkiler kurduklarına ve hatta diplomatik hediye alışverişlerinde bulunduklarına dair kanıtlar bulunmuştur.
Asur İmparatorluğu'nun tüccarlık faaliyetleri, medeniyetin ticaret alanındaki gelişmelerini göstermesi açısından oldukça önemlidir.
Zanaatkarlık
Asur İmparatorluğu'nda zanaatkarlık oldukça yaygın bir meslekti. İmparatorluğun büyük şehirlerinde zanaatkarlar, birçok farklı alanda üretim yaparak hayatlarını sürdürüyorlardı. Bu zanaatkarlar arasında demirciler, marangozlar, seramikçiler, dokumacılar ve taş ustaları vardı.
Asurlu zanaatkarların birçoğu, yerel tüccarlarla birlikte çalışıyorlardı. Bu sayede, ürettikleri malların satışını yapabiliyor ve kâr elde edebiliyorlardı. Zanaatkarlar, ürettikleri ürünlerin kalitesine çok önem veriyorlardı ve müşterilerinin beklentilerini karşılamak için ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlardı.
Bazı zanaatkarlar, kraliyet ailesi için özel siparişler de alırlardı. Bu siparişler genellikle sanatsal amaçlı objeler, mücevherler veya heykeller gibi dekoratif eşyalardı. Asurlu zanaatkarların işleri, yakın doğu medeniyetlerindeki diğer zanaatkarlarla kıyaslandığında oldukça ileri düzeydeydi.
Zanaatkarlık mesleği, Asur İmparatorluğu'nun ekonomik yapısında önemli bir yer tutuyordu. Zanaatkarlar ürettikleri mallarla ülkenin ekonomisine katkı sağlarken, aynı zamanda teknolojik olarak da devamlı bir gelişim gösteriyorlardı.
Asur'daki zanaatkarların ürettiği eserler arasında seramik kaplar, bronz eşyalar, dokuma ürünleri ve süs eşyaları bulunurken, taş ustaları da kraliyet saraylarına heykeller yaparak, taş oymacılığında son derece yetenekli olduklarını göstermişlerdir.
Asur'da İdari Yapı
Asur İmparatorluğu, yaklaşık olarak MÖ 2000 yılında kuruldu ve MÖ 609 yılına kadar varlığını sürdürdü. İmparatorluğun idari yapısı oldukça merkeziyetçi ve otoriterdi. İmparatorluğun merkezi başkenti Ninova, modern Irak'ın kuzeyinde yer almaktaydı.
Asur İmparatorluğu idari yönetiminde, kralların yetkileri oldukça genişti. Krallar, güçlü bir ordu ve merkezi bir yönetim ile ülkelerini yönetiyorlardı. Kralların en önemli görevleri, ülkelerinin güvenliğini sağlamak, düzeni korumak ve halkın ihtiyaçlarını karşılamaktı.
İmparatorluk, valilikler tarafından yönetildi. Valiler, doğrudan kral tarafından atandı ve görevlerinin yerine getirilmesinden sorumlu tutuldu. İmparatorluğun diğer yerlerinde yaşayan halkların da temsil edildiği geniş bir danışma meclisi olan "patesi" bulunmaktaydı.
Ayrıca, imparatorluğun idari yapısında, aile ve kölelik sistemi de önemli bir role sahipti. Köleler, ayrıcalıklı sınıfların hizmetinde çalışıyordu ve ücret almadan hizmetlerini yerine getiriyorlardı. Aile ise, toplumun en temel yapı taşlarından biriydi ve aile üyeleri, belirli görevlerde çalışarak hizmetlerini sunuyorlardı.
Asur İmparatorluğu'nun idari yapısı oldukça merkeziyetçi ve otoriter olmasına rağmen, çeşitlilik gösteren bir yapıya sahipti. Her bölgenin idari yapısı, yerel kültürler ve geleneklerle uyumlu olacak şekilde tasarlandı. Bu yapı, imparatorluğun uzun yıllar boyunca varlığını sürdürmesini ve eski dünyada önemli bir güç olarak kabul edilmesini sağladı.
İmparatorluk Yönetimi
Asur İmparatorluğu, merkezi bir yönetim yapısına sahipti. İmparatorluk yönetimi krallar tarafından kontrol ediliyordu. Kralların yetkileri oldukça genişti ve tüm siyasi, askeri ve dini konulara karar verme yetkilerine sahipti. İmparatorluk yönetimi, krallık konseyi olarak bilinen bir kurul tarafından yönetiliyordu. Krallık konseyi, imparatorluk toprakları üzerinde her türlü kararı alabilen bir kuruldur.
Asur İmparatorluğu'nun vergi sistemi, kralların imparatorluğun tüm bölgelerinde kontrolü sağlamasına yardımcı oldu. Krallar, her bölgede bir vali atayarak bölgeyi denetleyebilirdi. Bu valiler, vergileri toplama ve mahkeme gibi görevleri yerine getirdi. Krallık konseyi, depolama, kayıtlar ve yargılama gibi diğer yetkilere sahipti.
Asur İmparatorluğu'nun topraklarına sonradan katılan bölgelerde, krallar yerel liderleri atayarak onları bölgeyi yönetmeleri için yetkilendirirdi. Böylece halkın bu yeni liderlere bağlılığıyla, İmparatorluğun kontrolü sağlanmış olurdu. Krallar, opera, oyun, turnuva ve diğer kültürel etkinlikler düzenleyerek halkı mutlu ederler ve güçlerini gösterirlerdi.
Asur Sanatı ve Mimari
Asur İmparatorluğu, sanat ve mimari açısından oldukça zengin bir geçmişe sahipti. Asitler, doğada var olan motifleri, figürleri ve sembolleri kullanarak duvar kabartmalarını ve heykellerini süslerlerdi.
Asur sanatının önde gelen özellikleri arasında detaylara verilen önem, gerçekçilik ve sert hatlar yer alır. Bu özellikler, Asur sanatının MÖ 14. yüzyılda başlamasıyla birlikte geliştirilmiştir. Özellikle Asur İmparatorluğu'nun başkenti Ninova'daki yapıların kabartmalarında, hayvan figürleri, mitolojik yaratıklar ve kraliyet ailesinin portreleri yer alır. Kabartma işleri, Asur İmparatorluğu'nun krallarının güçlerini göstermek için kullanıldı.
Asur mimarisinde, duvarlar tuğlalardan yapılmıştır ve süslemelerde genellikle taş kullanılmıştır. Asur İmparatorluğu'nun en önemli yapılarından biri olan Saray Tepesi, iki ana saray kompleksinden oluşmaktadır. Aynı zamanda, Asur İmparatorluğu'ndaki tapınaklar da önemli mimari yapılar arasındadır. En ünlü tapınak, Ninova'da yer almaktadır ve Assur-açılmaz olarak bilinir.
Bununla birlikte, Asur mimarisindeki en önemli özelliklerden biri de, duvar kabartmaları ve heykellerin bina süslemelerinde kullanılmasıdır. Binaların dışındaki heykeller, genellikle hayvan figürleri, mitolojik yaratıklar ve tanrıların portreleri şeklindedir.
Asur İmparatorluğu'nun sanat ve mimari alanındaki eserleri, günümüze ulaşabilen en önemli Asur eserleri arasındadır. Bu eserler, Asur sanat tarihindeki önemli bir yeri doldurur.
Sümerler ve Asurlar Sanatı Karşılaştırması
Sümerler, Asur İmparatorluğu'ndan yaklaşık bin yıl önce yaşamıştır ve Asur İmparatorluğu'nun sanatı üzerinde büyük etkileri olmuştur. İki medeniyet arasında bazı benzerliklerin olduğu görülmektedir. Her ikisi de çivi yazısını kullanmıştır ve süsleme sanatıyla ilgilenmişlerdir.
Bununla birlikte, farklılıklar da göze çarpmaktadır. Sümerlerde sanat, dinle yakından ilişkilidir ve tanrıları tasvir etmek yaygındır. Asurlar ise daha çok imparatorluğun güçlü olduğu dönemlerde sarayların süslenmesine odaklanmışlar ve genellikle insan ve hayvan figürleriyle çalışmışlardır.
Asurlar, taş ve alçı kullanarak büyük heykeller yapmışlardır. Ayrıca duvar kabartmaları da sıklıkla kullanmışlardır. Sümerler ise çamur ve kil kullanarak üç boyutlu figürler yapmışlardır.
- Sümerlerin adlarına birçok çivi yazısı yazılmıştır ve bu yazıtlar, genellikle yapıların duvarlarına kazınmıştır. Asurların ise daha çok heykelleri ve kabartmaları yaygın olmuştur.
- Asurların takıları, Sümerlilerin takılarına benzer olsa da, Asur takılarının yapımında daha çok altın ve değerli taşlar kullanılmıştır.
- Her iki uygarlık da ahşap işleriyle uğraşmış ve ahşap oymacılığı ve boyama işleriyle tanınırlar.
Bir diğer benzerlik ise, her iki medeniyetin de ileri tarım teknikleriyle çalışmış olmalarıdır. Sümerler, kanallar ve sulama sistemleri yaparak tarımı geliştirmişlerdir. Asurlar ise tarımı geliştirmek için yeni arazi kazanımı çalışmalarına ağırlık vermişlerdir.
Asur Mimari Özellikleri
Asur İmparatorluğu mimarisi, kilit taş kullanımı, asimetrik duvar yapısı ve devasa boyutlarıyla ünlüdür. Bu mimari özellikleri, stadyum, saray, tapınak, kütüphane ve diğer önemli yapıları etkilemiştir.
Binaların tasarımlarında da Asur İmparatorluğu mimarisi belirleyici olmuştur. Birçok yapı, büyük avluları ve salonları içerirken, diğerleri süslemeli duvarları, üstün taş işçiliği, heykelleri, kabartmaları ve freskleriyle dikkat çeker. Asur mimarisi değiştikçe, yapıların kullanım amacı da değişti. Örneğin, saraylar sadece kraliyet ailesi için değil, aynı zamanda devlet işlerinde görev yapanlar için de kalıcı ikametgahlar olarak hizmet verdi.
Asur mimarisi, Kuzey Mezopotamya gibi zorlu bir jeopolitik bölgede hayatta kalmanın en temel araçlarından biriydi. Binaların güvenliği ve dayanıklılığı, Asur İmparatorluğu'nun diğer halklar arasında saygın bir güç olmasına yardımcı oldu.