Zorunlu arabuluculuk uygulaması, hukuki süreçlerin daha hızlı ve etkili bir şekilde sonuçlanmasını sağlar Yargıtay tarafından da benimsenen sistem hakkında detaylı bilgi edinmek için bizimle iletişime geçin
Translation: Mandatory mediation system enables legal processes to be concluded more quickly and effectively Contact us to learn more about the system that has also been embraced by the Court of Cassation
Zorunlu arabuluculuk, iki veya daha fazla taraf arasındaki hukuki uyuşmazlıkların çözümünde arabulucu kullanılması zorunlu olan bir yöntemdir. Türkiye'de 2018 yılında yapılan düzenleme ile uyuşmazlıkların öncelikle arabulucu vasıtasıyla çözümlenmesi hedeflenmiş ve zorunlu arabuluculuk uygulaması hayata geçirilmiştir.
Buna göre, medeni usul hukuku, ticari uyuşmazlıklar, tazminat davaları ve kamu görevlileri arasındaki uyuşmazlıklar gibi konularda zorunlu arabuluculuk uygulanmaktadır. Ancak, bu durum istisnalar barındırmaktadır.
- Uluslararası tahkim sebebiyle açılan davalarda
- Uyuşmazlık konusu 50 bin TL'nin altındaysa veya arabuluculuk giderlerinin tarafça karşılanamayacak derecede yüksek olması durumunda
- İtirazlar, ihtiyati tedbir kararları, geçici hukuk koruma tedbirleri gibi hukuki işlemlerde
- Uyuşmazlıklarda taraflardan birinin kamu kuruluşu olması durumunda
- İdari para cezası gibi hukuki işlemlerde
Bunun yanı sıra, zorunlu arabuluculuk uygulaması çalışma hayatında da yer almaktadır. İşçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklarda arabulucu kullanımı şarttır.
| Uygulanacak Alanlar | İstisnalar |
|---|---|
| Medeni usul hukuku | Zorunlu olmayan işler |
| Ticari uyuşmazlıklar | Uyarı, ihtar ve fesih gibi işlemler |
| Tazminat davaları | Kaynaklı haklar |
| Kamu görevlileri arasındaki uyuşmazlıklar | Belirtilmemiş istisnalar |
Zorunlu arabuluculuk uygulamasını dikkate almadan dava açan tarafın dava reddedilebileceğinden, uyuşmazlıklar öncelikle arabulucu vasıtasıyla çözülmelidir. Zorunlu arabuluculuk sürecinin adımları ve maliyetleri de bilinmeli ve sürece uygun davranılmalıdır. Ancak, arabulucu ile anlaşma sağlanamaması hâlinde, taraflar hala dava açma hakkına sahiptir.
Zorunlu arabuluculuk uygulaması, uyuşmazlıkların çözümünde hızlı ve etkili bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Ancak, uygulamayı doğru bir şekilde anlamak ve sürece uygun bir şekilde hareket etmek çok önemlidir. Bu nedenle, uyuşmazlıklar karşısında arabuluculuğun sağlayacağı avantajlar mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
Zorunlu Arabuluculuk Nedir?
Zorunlu arabuluculuk, taraflar arasında meydana gelen uyuşmazlıkların çözümünde gönüllü olarak veya kanun gereği arabulucu ile çalışma zorunluluğudur. Bu yöntem, davalı ve davacı arasında yapıcı bir diyaloğun kurulmasını hedefler ve tarafların uzun süren dava süreçlerini engeller. Arabuluculuk süreci, tamamen gönüllülük temelinde çalışsa da zorunlu arabuluculuk, kanun tarafından belirtilen hallerde tarafların anlaşamaması durumunda uygulanan bir yükümlülüktür.
Zorunlu arabuluculuk, mahkemelerin iş yükünü azaltmak ve hukuki sorunların daha hızlı bir şekilde çözülmesini sağlamak amacıyla yürürlüğe konulmuştur. Taraflar, belirli bir süre zarfında arabulucu eşliğinde bir araya gelerek sorunları çözmeye çalışırlar. Eğer taraflar arasında anlaşma sağlanamazsa, dava yargıç tarafından görülmeye devam eder.
Hangi Konularda Zorunlu Arabuluculuk Uygulanır?
Zorunlu arabuluculuk uygulaması Türkiye'de birçok hukuki konuda zorunlu hale getirilmiştir. Bu konuların başında bireysel iş hukuku uyuşmazlıkları, tazminat davaları, fikri mülkiyet davaları, gayrimenkul davaları, marka ve patent davaları, ticari uyuşmazlıklar ve kamu görevlileri arasındaki anlaşmazlıklar gelir.
Ancak, bu konuların yanı sıra, kanunda belirtilen bazı istisnalar da bulunmaktadır. Örneğin, bireysel iş hukuku uyuşmazlıklarında dava konusu edilemeyen konular zorunlu arabuluculuk kapsamına girmemektedir. Bunlar; işçi belgelendirme davaları, borçlu işverenin hapis cezasıyla sonuçlanan suçlarından kaynaklanan tazminat davaları, iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan tazminat davaları, verilen hizmetin niteliği veya kişisel nitelikli olması nedeniyle iş sözleşmesinin sona ermesi gibi konulardır.
| Zorunlu Arabuluculuk Uygulanan Konular | Zorunlu Arabuluculuk Kapsamına Girmeyen Konular |
|---|---|
| Bireysel iş hukuku uyuşmazlıkları | İşçi belgelendirme davaları |
| Tazminat davaları | Borçlu işverenin hapis cezasıyla sonuçlanan suçlarından kaynaklanan tazminat davaları |
| Fikri mülkiyet davaları | İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan tazminat davaları |
| Gayrimenkul davaları | Verilen hizmetin niteliği veya kişisel nitelikli olması nedeniyle iş sözleşmesinin sona ermesi |
| Marka ve patent davaları | |
| Ticari uyuşmazlıklar | |
| Kamu görevlileri arasındaki anlaşmazlıklar |
Zorunlu arabuluculuk uygulaması kapsamında belirlenen konuların dışında kalan uyuşmazlıklar için tarafların anlaşması durumunda arabuluculuk yapılabilir ancak zorunlu değildir.
Zorunlu arabuluculuk uygulaması, bireysel iş hukuku uyuşmazlıkları, tazminat davaları, fikri mülkiyet davaları, gayrimenkul davaları, marka ve patent davaları, ticari uyuşmazlıklar ve kamu görevlileri arasındaki anlaşmazlıklar gibi birçok hukuki konuda zorunlu hale getirilmiştir. Ancak belirtilen konuların dışında kalan uyuşmazlıklar için tarafların anlaşması durumunda arabuluculuk yapılabilir. Her ne kadar zorunlu arabuluculuk süreci bazı istisnalar dahilinde de uygulansa da, arabuluculuk yöntemi, hukuki uyuşmazlıkların çözümü için alternatif ve etkili bir yöntem olarak kabul edilebilir.
Çalışma Hayatında Zorunlu Arabuluculuk
Çalışma hayatında yaşanabilecek uyuşmazlıklar, maalesef işçi-işveren arasındaki ilişkileri azaltabilir. Bu nedenle, zorunlu arabuluculuk uygulaması, çalışma hayatındaki uyuşmazlıkların çözümünde daha hızlı ve etkili bir çözüm yolu oluşturur. Zorunlu arabuluculuk süreci, Türkiye'deki çalışma hayatında bir uyuşmazlık çıkmadan önce belirlenmiş bir yol haritasıdır.
Zorunlu arabuluculuğun koşulları ise; işçi ve işveren arasında bir uyuşmazlık oluştuğunda, öncelikle işveren, dava veya arabuluculuk süreci tercihini işçiye sunar. İşçi, arabuluculuk sürecini seçerse, işveren de kabul ederse, arabuluculuk süreci başlar. Bu süreç, işveren ve işçi için zorunludur ve uyuşmazlığı çözmek için arabulucunun gözetiminde yapılır.
Zorunlu arabuluculuk süreci, tarafların arabulucu eşliğinde anlaşmaya varmasını sağlar. Bu anlaşmanın hazırlanabilmesi için işveren ve işçi, arabulucu ile bir araya gelerek uyuşmazlığı detaylı bir şekilde ele alır. Bu süreçte, işçi, işvereni kendi haklarını korumaya yönelik ikna ederken, işveren de işletmenin karlılığına ve çalışanların mutluluğuna odaklanır.
Zorunlu arabuluculuk süreci, dava açılması ile karşılaştırıldığında daha hızlı ve ekonomiktir. Ayrıca, arabuluculuk sürecinde işçi ve işveren iletişim kurarak uyuşmazlıklarını çözer. Bu, işletmeler için daha verimli bir çalışma ortamı yaratır ve çalışanların motivasyonunu da artırır.
Sonuç olarak, zorunlu arabuluculuk uygulaması, çalışma hayatındaki uyuşmazlıkları daha az stresli bir şekilde çözmeye yardımcı olan bir süreçtir. Çalışma hayatında yaşanabilecek uyuşmazlıkların çözümünde zorunlu arabuluculuk sürecinin avantajları bulunmaktadır. Bu nedenle, işveren ve işçilerin, uyuşmazlıkların çözümünde arabuluculuğu bir alternatif olarak düşünmeleri ve bu süreci kullanmaları tavsiye edilir.
Kamu Görevlileri İçin Zorunlu Arabuluculuk
Kamu görevlileri arasındaki uyuşmazlıkların da zorunlu arabuluculuk kapsamına girdiği unutulmamalıdır. Kamu çalışanları arasındaki iş davaları, disiplin cezaları ve hizmet tazminatları gibi uyuşmazlıklara arabuluculuk süreci uygulanacaktır. Ancak, bazı durumlarda arabuluculuk zorunlu olmaktan çıkabilir. Örneğin, açlık grevleri ve toplu sözleşme görüşmeleri zorunlu arabuluculuk kapsamı dışındadır.
Zorunlu arabuluculuk süreci, kamu görevlileri için de aynı şekilde işler. Her iki tarafın da bir arabulucu seçme hakkı vardır ve uyuşmazlık en geç dört hafta içinde sonuçlandırılmalıdır. Bu süreçte kamu görevlisinin hakları ve menfaatleri korunmaktadır. Anlaşmaya varılamaması halinde ise, dava açma hakkı saklı tutulmaktadır.
Kamu görevlileri için zorunlu arabuluculuğun avantajları arasında, hızlı ve ucuz bir çözüm yolu sunması bulunmaktadır. Ayrıca, arabulucuların konu hakkında uzman olması ve tarafsız bir şekilde davranması da önemlidir. Bu sayede, her iki taraf da adil bir sonuç elde edebilir.
Özetle, zorunlu arabuluculuk uygulaması, kamuda da hızlı, ucuz ve adil bir çözüm yolu sunmaktadır. Kamu çalışanları arasındaki uyuşmazlıkların bir arabulucu ile çözüme kavuşturulması, davanın daha az zaman ve para harcaması anlamına gelmektedir. Ancak, bazı durumlarda zorunlu arabuluculuk kapsamı dışında kalabilir. Bu nedenle, uyuşmazlık yaşayan kamu çalışanlarının, hangi durumlarda arabuluculuk sürecine dahil olacağını öğrenmesi önemlidir.
Tazminat Davaları ve Zorunlu Arabuluculuk
Tazminat davaları, zorunlu arabuluculuk kapsamına girmesi için bazı şartları taşımak zorundadır. İş veya aile hukuku uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk uygulaması yapılmazken işçi alacakları, tüketici ile işveren arasındaki uyuşmazlıklar, kira sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar, tazminat davalarının büyük bir bölümü zorunlu arabuluculuk kapsamında yer almaktadır.
Anlaşmazlık tarafı olan kişilerin birbirinden farklı talepleri ve iddiaları bulunması durumunda arabuluculuk süreci başlatılmaktadır. Bu sürecin sonunda anlaşma sağlanamadığında dava açılabilmektedir. Ancak karşılıklı anlaşma sonucu dosyanın mahkemeye sevk edilmemesi halinde, anlaşma metni taraflar arasında bağlayıcı bir niteliğe sahip olmaktadır.
Zorunlu arabuluculuk uygulaması kapsamında yer almayan durumlar ise tamamen tarafların rızasına bağlı olarak uygulanabilmektedir. Tarafların karşılıklı anlaşarak arabuluculuğa gitmek istememesi veya anlaşma sağlanamaması halinde dava, İş Mahkemelerinde açılabilmektedir.
Tazminat davalarında zorunlu arabuluculuk istisnaları arasında ise iş kazalarından kaynaklanan tazminat davaları, trafik kazalarından kaynaklanan maddi hasarlar, tazminat davalarında dosyanın zaten mahkemeye taşınmış olması, işçi alacakları için açılan icra takipleri ve davalardır.
Gayrimenkul Davalarında Zorunlu Arabuluculuk
Gayrimenkul davalarında zorunlu arabuluculuk, uyuşmazlıkların çözümü için alternatif bir yöntem olarak kullanılır. Bu nedenle, tarafların anlaşmaya varmaları ve dava açmak yerine arabuluculuk sürecine girmeleri hedeflenir. Gayrimenkul davalarında zorunlu arabuluculuk uygulanması, tarafların maddi açıdan zamandan ve paradan tasarruf etmelerine yardımcı olur.
Gayrimenkul davalarında, zorunlu arabuluculuğun uygulanacağı bazı başlıca konular şunlardır:
- Tapu iptali ve tescil davaları- Kat mülkiyeti uyuşmazlıkları- Zincirleme satışlar nedeniyle açılan davalarda taraflar arasındaki uyuşmazlık- Gayrimenkul alım-satım sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar
Zorunlu arabuluculuk sürecinde, öncelikle arabuluculuk kurumu tarafından bir arabulucu atanır. Taraflar, arabulucu ile birlikte bir mutabakat protokolü hazırlarlar ve belirlenen süre boyunca arabuluculuk süreci devam eder. Taraflar, süreç sonunda anlaşamazlarsa, dava açma hakkına sahiptirler.
Gayrimenkul davalarında zorunlu arabuluculuk süreci, her iki tarafın da doğru bir şekilde ifade etmesi gereken belgelerin hazırlanmasını gerektirebilir. Bu belgeler arasında tapu kayıtları, satış sözleşmeleri ve ilgili diğer belgeler bulunabilir. Bu belgelerin doğruluğunu tespit etmek için, tarafların bazı dokümanları hazırlayarak arabulucuya sunmaları gerekebilir.
Tüm süreç, tarafların temsilcileri ile birlikte yürütülür ve gizlilik kuralları dahilinde gerçekleştirilir. Arabuluculuk sürecinde alınacak kararlar, tarafların anlaşması sonucu belirlenir ve dava açılmasına gerek kalmadan uyuşmazlık çözümlenir.
Sonuç olarak, gayrimenkul davalarında zorunlu arabuluculuk, tarafların zaman ve maddi açıdan avantaj sağlamalarını ve hızlı çözüm elde etmelerini sağlar. Ayrıca, arabuluculuk süreci gizli tutulduğu için, taraflar arasındaki ilişkileri de korur.
Ne Zaman Zorunlu Arabuluculuk Yapılmalıdır?
Zorunlu arabuluculuk, belirli uyuşmazlıklarda gerçekleşmesi zorunlu olan alternatif bir çözüm yolu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak her uyuşmazlıkta zorunlu arabuluculuk yapılması gerekmeyebilir. Peki, zorunlu arabuluculuk ne zaman yapılmalıdır?
- Eşya ve hizmet alımlarına ilişkin uyuşmazlıklar
- Gayrimenkul satışına ilişkin uyuşmazlıklar
- İşçi alacaklarına ilişkin uyuşmazlıklar
- Sigorta sözleşmesinden kaynaklı uyuşmazlıklar
- Fikri mülkiyet hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar
Bunlar, zorunlu arabuluculuğun uygulanması zorunlu olabilecek konulardan bazılarıdır. Ancak, bazı durumlarda arabuluculuk yapılması zorunlu olmasa da önerilen bir yöntem olarak karşımıza çıkar. Böyle durumlarda, uyuşmazlığın konusu, tarafların anlaşmazlığın çözüm yolu olarak arabuluculuğa gitmesini tercih etmeleri halinde arabuluculuk yapılması zorunlu hale gelebilir.
Alternatif çözüm yolları olarak, uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak uzman bir avukattan hukuki danışmanlık alınması veya adli yargıda dava açılması tercih edilebilir. Ancak, arabuluculuk, diğer yollar gibi zaman alıcı bir işlem olmadığından, tarafların anlaşması durumunda hızlı bir çözüm yolu sunar.
Özetle, zorunlu arabuluculuk yapılması; uyuşmazlığın niteliği, tarafların durumu ve anlaşmaya varmak istedikleri konunun niteliğine bağlıdır. Ancak her ne sebeple olursa olsun, arabuluculuk, tarafların arasındaki uyuşmazlığı çözme konusunda alternatif ve hızlı bir çözüm yolu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Zorunlu Arabuluculuk Süreci ve Giderleri
Zorunlu arabuluculuk süreci, arabuluculuk faaliyetlerinin hukukun uygulanması ve davaların hızlı bir şekilde sonuçlandırılması amacıyla hükümet tarafından getirilen bir yöntemdir. Zorunlu arabuluculuk süreci, uyuşmazlık konusuna göre farklı adımlar içerebilir ve bu adımlarda birtakım maliyetler söz konusu olabilir.
İlk adım, uyuşmazlığın konusunu ve nedenlerini tespit etmektir. Bu adımda taraflar, arabulucuya uyuşmazlığın konusunu ve nedenlerini açıklarlar. Arabulucu tarafından yapılan bu aşama için belirli bir ücret alınır.
İkinci adım, arabulucu tarafından her iki tarafın taleplerinin dikkate alındığı bir duruşmanın planlanmasıdır. Taraflar, arabulucu eşliğinde görüşlerini savunabilir ve karşılıklı tekliflerde bulunabilirler. Bu adım için de bir ücret ödenir.
Üçüncü adım, karşılıklı anlaşma sağlanmasını içerir. Arabuluculuk sonucunda tarafların bir anlaşmaya varması durumunda, bu anlaşma bir protokol ile belgelenir ve mahkemeye sunulur. Anlaşma sağlanması durumunda da birtakım ücretler söz konusu olabilir.
Zorunlu arabuluculuk sürecinde yapılan masraf ve giderler, uyuşmazlık konusuna ve sürecin hangi aşamasında olunduğuna göre değişebilir. Bu nedenle, öncelikle sürecin hangi adımında olunduğuna ve uyuşmazlık konusuna göre masraf ve giderlerin belirlenmesi gereklidir.
Zorunlu arabuluculuk sürecindeki bu maliyetler, bazı önemli avantajlar da sunar. Giderlerin önceden belirlenmesi, tarafların maddi olarak endişelenmemesini, mahkeme sürecinden daha hızlı sonuç alınmasını ve taraflar arasındaki ilişkinin daha az zarar görmesini sağlar.
Tüm bunların yanı sıra, zorunlu arabuluculuk süreci, uyuşmazlıkların hızlı bir şekilde çözülmesine yardımcı olur ve Türkiye'de hukuk sisteminin daha verimli çalışmasına katkıda bulunur.
Zorunlu Arabuluculukta Bağlayıcılık ve Uyuşmazlık Hâliminde Dava Yapma Hakkı
Zorunlu arabuluculuk sürecinde taraflar tarafından varılan anlaşma bağlayıcılık kazanır. Bu anlaşmayla birlikte taraflar artık konuyla ilgili dava açamazlar. Ancak, anlaşmanın uygulanmasında bir sorun ortaya çıkması halinde taraflar dava açma hakkını saklı tutarlar.
Uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözülememesi durumunda ise taraflar dava açabilirler. Ancak, dava açmadan önce arabuluculuk süreci tamamlanmalıdır. Ayrıca, arabuluculuk sonucunda anlaşma sağlansa bile tarafların dava açmaya haklarının olduğuna dair bir ibare anlaşmada yer almazsa, dava açabilecekleri unutulmamalıdır.
Zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmanın bağlayıcılığı konusu, tarafların haklarını kısıtlamaktadır. Bu nedenle, tarafların arabuluculuk öncesinde ve sürecinde kendilerini doğru şekilde yönlendirmesi oldukça önemlidir. Ayrıca, arabuluculuk süreci sonunda varılan anlaşmanın adli bir önemi bulunmaktadır. Bu sebeple, anlaşma yaparken dikkatli olunması ve uzman bir hukukçudan destek alınması gerekmektedir.
Sonuç olarak, zorunlu arabuluculuk sürecinde varılan anlaşmanın bağlayıcılığı ve uyuşmazlık halinde dava açma hakkı konuları oldukça önemlidir. Bu süreçte taraflar, kendilerini doğru şekilde yönlendirmeli ve sürece hakim olmalıdırlar. Ayrıca, uzman bir hukukçudan destek almak, sürecin doğru bir şekilde ilerlemesi açısından oldukça önemlidir.
Sonuç
Zorunlu arabuluculuk uygulaması, Türkiye'deki hukuk sisteminde oldukça önemli bir yere sahip. Bu uygulama birçok avantajı beraberinde getiriyor. İlk olarak, arabuluculuk süreci uzlaşma yolu ile sonuçlanabiliyor ve dava sürecine göre daha hızlı, ucuz ve adil bir çözüm sunuyor. Ayrıca arabuluculuk sayesinde tarafların ilişkileri korunabiliyor ve gelecekteki işbirliği için olumlu bir zemin hazırlanıyor.
Bununla birlikte, zorunlu arabuluculuk uygulaması sürecinde dikkat edilmesi gereken bazı noktalar da var. Öncelikle, arabuluculuk süreci tam olarak anlaşılmadan başlatılmamalı ve tarafların arabuluculuğa katılımı sağlanmalıdır. Arabulucuların ücretleri konusunda net bir karar alınmalı ve taraflar arasında güven oluştuğundan emin olunmalıdır.
| Avantajları: | Dezavantajları: |
|
|
Tüm bunların yanında, zorunlu arabuluculuk uygulaması Türkiye'de oldukça başarılı sonuçlar vermiştir ve yargı sistemimize olumlu bir katkı sağlamaktadır. Genel olarak, bu uygulamanın başarılı bir şekilde yürütülebilmesi için tarafların işbirliği içinde olmaları ve arabulucuların yeterli eğitim ve deneyime sahip olmaları gerekmektedir.