Göçmenlerin Korunumu: Dünya Genelinde Yeni Politikalar ve Tedbirler konulu makale, göçmenlerin haklarına ve korunmalarına yönelik dünyadaki son gelişmeleri ele alıyor Makale, güncel politikalar ve çözüm önerileriyle göçmenlerin yaşadığı zorlukları hafifletmeye ve dünyadaki diğer ülkelerin buradaki faaliyetlerine ışık tutmaya yardımcı oluyor
Göçmenlerin korunması, dünya genelinde son yıllarda gündemde olan önemli konulardan biridir. Göçmenlerin hakları ve güvenliği için pek çok ülke yeni politikalar ve tedbirler almaktadır. Bu makalede, göçmenlerin korunması için dünya genelinde uygulanan yeni politikalar hakkında bir değerlendirme yapılacaktır.
Göçmenler, farklı nedenlerden dolayı ülkelerini terk ederek başka ülkelere yerleşmektedirler. Bu süreçte, göçmenlerin insan haklarına saygı gösterilmesi ve güvenliği sağlanması büyük önem taşımaktadır. Birçok ülke, göçmenlerin haklarının korunması için tedbirler almaktadır. Bu tedbirler arasında, göçmenlerin barınma, sağlık hizmetleri, eğitim ve istihdam gibi temel ihtiyaçlarına erişimini sağlamak yer almaktadır. Bunun yanı sıra, göçmenlerle ilgili yasal düzenlemeler de yapılmaktadır.
- Bazı ülkeler, göçmenlerin adalet sistemine erişimini kolaylaştıran yasal düzenlemeler yapmaktadır.
- Bazı ülkeler, göçmenlere hukuki yardım sağlamaktadır.
- Bazı ülkeler, göçmenlerin kaçakçıların eline düşmesini önlemek için sınırlarda güçlü önlemler almaktadır.
İltica politikaları da göçmenlerin korunması için önemli bir konudur. Birçok ülke, iltica başvurularını inceleyerek sığınmacılara koruma sağlamaktadır. Ancak son yıllarda iltica politikalarında değişiklikler de yaşanmaktadır. Özellikle Avrupa Birliği, sığınmacı sayısındaki artış nedeniyle politikalarını gözden geçirmekte ve sığınmacıları geri gönderme kararları alabilmektedir. Ancak bu kararlar, sığınmacıların haklarını ihlal edebileceği gibi, insan hakları ihlalleri de beraberinde getirebilir.
Göçmenlerin korunması, sadece göçmenlerin insan haklarına saygı göstermekle kalmaz, aynı zamanda toplumun refahına da katkı sağlar. Göçmenlerin eğitim ve istihdam fırsatlarına erişiminin sağlanması, ülkelerin kalkınmasına ve ekonomik büyümesine katkıda bulunur.
Uluslararası işbirliği de göçmenlerin korunması için önem taşıyan bir konudur. Birçok ülke, göçmenlerin korunması için insani yardım kuruluşlarıyla işbirliği yapmakta ve göçmenlerin insan haklarının korunması için çalışmaktadır. Birleşmiş Milletler de, göçmenlerin korunması için özel programlar yürütmektedir.
Göçmenlerin korunması konusu, günümüzde tüm dünyanın gündeminde yer almaktadır. Bu nedenle, dünya genelinde göçmenlerin korunması için daha etkili politikalar ve tedbirler alınması gerekmektedir.
Göçmenlerin hakları
Göçmenlerin insan hakları, onların insanlık onuruna saygı gösterilerek korunması gereken bir konudur. Göçmenler, doğdukları ya da vatandaşlık kazandıkları ülkeden ayrılıp başka bir ülkeye yerleşen insanlar olarak tanımlanabilir. Göçmenlerin hakları ise doğma haklarına ilaveten, daha sonradan aldıkları haklar çerçevesindedir.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne göre, göçmenlerin insan hakları evrenseldir ve ırka, renge, cinsiyete, dil, din veya başka bir zemine dayanarak ayrımcılığa uğramadan korunmalıdırlar. Göçmenlerin insan haklarına saygı duyulması için birçok uluslararası anlaşma ve belge yürürlüğe konulmuştur.
- Göçmenlerin özgürlüğü ve güvenliği sağlanmalıdır.
- Göçmenlere eşit iş fırsatları sunulmalıdır.
- Göçmenlerin sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırılmalıdır.
- Göçmenlerin eğitim hakları korunmalıdır.
- Göçmenlere adil yargılanma hakkı verilmelidir.
Göçmenlerin insan haklarına saygı gösterilmesi, onların insanlık onuruna duyulan saygının bir göstergesidir. Bu nedenle, uluslararası toplumun işbirliği içinde çalışarak göçmenlerin insan haklarının korunması için kararlı adımlar atması gerekmektedir.
İltica Politikaları
Dünya genelinde iltica politikaları, sığınmacılara yönelik düzenlemelerin belirtildiği yasa ve politikaları kapsamaktadır. Bu politikaların amacı, ülkelerinde tehlike ve zulümle karşı karşıya olan bireylerin güvenli bir şekilde başka bir ülkeye gitmelerine izin vermek, sığınmacıların haklarını korumak ve onların insan haklarını ihlal eden durumlardan kaçmalarını sağlamaktır.
Son yıllarda, birçok ülke iltica politikalarında değişiklikler yapmıştır. Bazı ülkeler, sığınmacıların kabul edilmesini kolaylaştıran politikalar uygularken, diğerleri ise zorlaştıran politikaları benimsemiştir. Bu değişimlerin çoğu, dünya genelinde artan göçmen sayısının yarattığı baskının sonucudur. Bu da, ülkelerin iltica politikalarındaki değişiklikleri kararlaştırmasında etkili olmuştur.
Ülkeler iltica politikalarına yönelik çeşitli düzenlemeler yapabilir ve uluslararası toplumda farklı bir tutum takınabilir. Bazı ülkeler, sığınmacıların hızlı bir şekilde entegrasyonu için yardım sağlarken, diğerleri ise sınırlamaları arttırabilir. Ancak, asıl amaç her zaman sığınmacıların insan hakları ve temel ihtiyaçlarının karşılanması olmalıdır. Bunun için uluslararası toplumun işbirliği ve politikaların sürekli olarak güncellenmesi gerekmektedir.
- Artan göçmen sayısı: Son yıllarda dünya genelinde artan göçmen sayısı ülkelerin iltica politikalarını da etkilemektedir. Ülkeler, artan göçmen sayısı nedeniyle göçmenlere karşı olan tutumlarını gözden geçirmek durumunda kalmıştır.
- Politik istikrarsızlık: Bazı ülkelerdeki politik istikrarsızlık da iltica politikalarının değişmesine neden olmaktadır. Özellikle iç savaşların yaşandığı ülkeler, insanların güvenli bir şekilde başka ülkelere gitmesi için geniş kapsamlı politikalar oluşturabilmelidir.
- Mültecilerin entegrasyonu: Bazı ülkeler, mültecilerin hızlı bir şekilde entegre edilmesi için çeşitli politikalar uygulayabilir. Bu politikalar, mültecilerin yeni ülkelerinde daha iyi bir yaşam kurmalarına yardımcı olacaktır.
AB'nin İltica Politikaları
Avrupa Birliği, son yıllarda artan göçmen akımlarıyla birlikte iltica politikalarında değişiklik ve yenilikler yapmaya devam ediyor. AB, 2015 yılında yaşanan yoğun göç akımı sonrasında oluşturduğu Türkiye-AB Ortak Bildirgesi ile birlikte, göçmenlerin AB'ye girişini kontrol altına almaya çalışmıştı.
AB'nin en son aldığı kararlar arasında, tüm AB ülkelerinde iltica başvurularında birleştirilmiş bir sistem oluşturulması ve Güvenli Ülkeler Listesi'nin genişletilmesi yer almaktadır. Güvenli Ülkeler Listesi, mültecilerin geldiği ülkenin güvenli olup olmadığını belirleyen bir listedir. Söz konusu listenin genişletilmesiyle birlikte, mültecilerin daha fazla ülkeden sınır dışı edilmesi planlanmaktadır.
Bununla birlikte, AB'nin sığınmacı politikası, insan hakları savunucularının eleştirisine maruz kalmaktadır. AB, sığınmacıların üye ülkelere dağıtılması konusunda isteksiz davranmaktadır. Üye ülkeler arasında mültecilerin paylaşımı konusunda anlaşmazlıklar yaşanmakta, buna bağlı olarak sığınmacıların birçoğu belirsiz bir şekilde kamp ve barınaklarda yaşamaktadır.
AB'nin sığınmacı politikaları hakkında daha geniş bilgi sahibi olmak isteyenler için AB Komisyonu, resmi web sitesinde konuya dair ayrıntılı bilgileri yayınlamaktadır. Ayrıca AB Parlementosu, düzenlediği toplantılar ve görüşmelerle bu konuda çalışmalarını sürdürmektedir.
AB'nin Sığınmacıları Geri Gönderme Kararları
Avrupa Birliği, sığınmacıların sınırsız bir şekilde Avrupa'da kalmasına izin vermiyor. AB, bir ülkenin kendi sınırlarında bir sığınmacıyı kaçırmayacağı ilkesini benimserken, geri gönderme kararlarında ciddi bir hassasiyet gösteriyor.
AB, geri gönderme kararlarını sığınmacıların rahat yaşayabildiği ülkelerin uluslararası hukuk normlarına uygun olup olmadığına bağlı olarak alıyor. Bu kararlar, sığınmacıların evlerinde hayatlarını kaybetme risklerinin olmadığından ve uluslararası hukuka uygun bir şekilde geri gönderileceklerinden emin olduktan sonra alınıyor.
AB, geri gönderme kararlarında, sığınmacıların insan haklarının ve hukukun üstünlüğünün korunduğundan emin olmak için son derece dikkatli davranıyor. Ayrıca, sığınmacıların geri gönderilme kararları sonrasında kötü muameleye maruz kalmaları ve insan haklarının ihlal edilmesi konusunda ciddi bir endişe taşıyor ve bu nedenle geri gönderme kararları almadan önce tüm riske karşı önlem alıyor.
AB'nin Sığınmacı İstihdamı Politikaları
AB'nin sığınmacılar için istihdam politikaları, uyum politikalarının ana bir parçasıdır ve sığınmacıların topluma uyum sağlayabilmesi için oldukça önemlidir. AB, üye devletlerinin sığınmacıları istihdam etmelerini sağlamak için bir dizi tedbir almıştır.
Bunların arasında, sığınmacıların dil öğrenimini destekleyen ve meslekleri için eğitim almalarını sağlayan programlar bulunmaktadır. Aynı zamanda, sığınmacıların meslek yeterliliklerini AB standartlarına uyumlu hale getirmelerine yardımcı olan mesleki denklik tanıma sistemleri de geliştirilmektedir.
AB ayrıca, işverenlerin sığınmacılara iş vermek konusunda isteksiz davranmalarına karşı koymak için teşvik tedbirleri almaktadır. Bu teşvikler arasında, işverenlerin sığınmacı çalışanları için sosyal güvenlik katkılarını düşük tutmalarına yardımcı olan mali destekler bulunmaktadır.
Son olarak, AB, sığınmacıların girişimcilik faaliyetlerinde bulunmalarını teşvik etmek için de bazı programlar yürütmektedir. Bu programlar sığınmacıların yeni iş kurmalarına ve işletmelerini geliştirmelerine destek olmakta, böylece ekonomik özgürlüklerini elde etmeleri sağlanmaktadır.
Bu tedbirlerin amacı, sığınmacıların uyum sağlamalarını ve kendi kendilerine yeterli hale gelmelerini sağlamaktır. Bu da sığınmacıların toplumsal hayata katılımlarını artırırken, toplumların da sığınmacıları benimsemelerine yardımcı olmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri'nin İltica Politikaları
Amerika Birleşik Devletleri, son yıllarda göçmen politikalarında ciddi değişiklikler yapmıştır. ABD, 2016 yılında Donald Trump'ın başkan seçilmesiyle birlikte göçmenlerle ilgili çok sayıda karar imzalamıştır.
Trump, ABD sınır güvenliğine yönelik ciddi önlemler almış ve sınırda güvenlik duvarı inşa etmeye başlamıştır. Ayrıca, geçerli vize uygulamalarında sıkı bir şekilde kontrol etme, iltica başvurularını azaltmak ve sığınmacıların ülkeye girişini engelleme kararları almıştır. Ancak, Trump'ın göçmen politikaları insan hakları savunucuları tarafından eleştirilmiştir ve ülkede büyük tartışmalar yaratmıştır.
2021 yılına gelindiğinde, ABD Başkanı Joe Biden, göçmen politikalarında bazı değişiklikler yapmaya karar vermiştir. Biden, özellikle sınırda göçmenlerin çocuklarını aileleri ile birleştirmek ve göçmenlerin ülkeye girişlerini kolaylaştırmak için çeşitli adımlar atmıştır. Ayrıca, ülkeye giden göçmenlerin koşullarını iyileştirmeye yönelik birçok çalışma yapmıştır.
Biden yönetimi, ayrıca DACA (Deferred Action for Childhood Arrivals) programını yenilemek amacıyla çalışmalar yapıyor. Bu program, ABD'de yasadışı olarak bulunan genç göçmenleri hedef alıyor ve geçici bir barış sağladığı için önemlidir. Ayrıca, Biden, ABD sınırında Meksika'dan gelen göçmenlere karşı, onların ülkeye girişi öncesinde sağlık taramaları yapılması için düzenlemeler getirmiştir.
Özetle, ABD'de göçmen politikalarında son yıllarda ciddi değişiklikler yapılmıştır. Trump'ın sert göçmen politikaları insan hakları tartışmalarına neden olmuştur. Biden yönetimi ise, göçmen haklarını koruma konusunda bazı adımlar atmaya başlamış ve özellikle çocukların aileleri ile birleştirilmesi için çözümler üretmeye çalışmaktadır.
Göçmenler ve COVID-19
COVID-19 pandemisi, dünya genelindeki göçmenler üzerinde önemli etkilere neden oldu. Göçmenler, çoğunlukla kalabalık barınma koşullarında yaşıyorlar ve hijyenik koşulların yetersiz olduğu bölgelerde çalışıyorlar. Bu nedenle, COVID-19 pandemisi onları daha da savunmasız hale getirdi.
Birçok göçmen işçi, pandemi nedeniyle işlerini kaybetti. Diğerleri ise çoğunlukla düşük ücretli, temizlik veya gıda sektöründe çalışarak çalışmaya devam ettiler. Özellikle düşük ücretli işlerde çalışmak zorunda kalan göçmenler, virüsün yayılmasını engellemek için evde kalma refahından mahrum kalmak zorunda kaldılar.
| COVID-19 pandemisi göçmenler üzerindeki etkileri: | ||
|---|---|---|
| İş kaybı | Yetersiz hijyenik koşullar | Savunmasız kalmaları |
| Düşük ücretli işlerde çalışma zorunluluğu | Evde kalma refahından mahrum kalma |
Bunun yanı sıra, göçmenlerin çoğu sağlık hizmetlerine erişemiyorlar. Bunun temel nedeni, sağlık hizmetleri konusundaki yetersizlikler ve göçmenlerin yasal statülerinin belirsizliğidir. Bu durum, göçmenlerin COVID-19'dan korunmalarını ve tedavi olmalarını daha da zorlaştırdı.
- Çoğu göçmen ülkesindeki sağlık hizmetlerine erişim sağlayamıyor.
- Bazı ülkeler göçmenlere ücretsiz COVID-19 testleri ve tedavileri sunuyor.
Göçmenlerin COVID-19 pandemisi sırasında korunması için, daha fazla sağlık hizmetlerine erişim, hijyenik koşulların iyileştirilmesi ve ekonomik destek sağlanması gerekiyor. Ayrıca, göçmenlerin yasal statülerinin belirsizliği nedeniyle, hükümetlerin bu konuda daha fazla pozisyon alması ve koruma sağlaması gerekiyor.
Göçmenlerin Korunması ve COVID-19
COVID-19 pandemisi, dünya genelindeki herkesi etkilemiş olsa da göçmenler bu salgından daha fazla etkilenmişlerdir. Göçmenler, sosyal mesafe kurallarını uygulamak imkansız olan yoğun barınma koşullarında yaşayabilirler ve temel hijyen malzemelerine erişimi olmayabilir. Bu nedenle, dünya genelinde pek çok hükümet ve uluslararası kuruluş, göçmenlerin COVID-19 salgınına karşı korunması için özel önlemler almaktadır.
Bu önlemler arasında, göçmen barınaklarının düzenli olarak dezenfekte edilmesi, göçmenlere maske ve temizlik malzemeleri sağlanması ve göçmenlerin sağlık durumlarının takip edilmesi yer almaktadır. Ayrıca, bazı ülkeler göçmenlerin COVID-19 testlerinin ücretsiz olarak yapılmasını sağlamışlardır.
| Ülke | Göçmenlere COVID-19 testi | Göçmenlere ücretsiz test |
|---|---|---|
| Kanada | Var | Var |
| İngiltere | Var | Var |
| Amerika Birleşik Devletleri | Var | Var |
| Avustralya | Var | Var |
Bu önlemlere ek olarak, bazı ülkeler, göçmenlerin barınma koşullarını iyileştirmek için çalışmalar yapmaktadır. Örneğin, Fransa'da göçmenler için yeni barınaklar inşa edilmiştir ve Almanya'da göçmenler için uygun yaşam koşullarının sağlanması için çalışmalar devam etmektedir.
Tüm bu önlemler, göçmenlerin COVID-19 salgınına karşı korunmasına yardımcı olmaktadır. Ancak, hala çok sayıda göçmenin hijyen malzemelerine ve sağlık hizmetlerine erişim sorunu devam etmektedir. Bu nedenle, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri, göçmenlerin COVID-19 salgınına karşı korunması için daha fazla çaba harcamalı ve bu konuda daha fazla farkındalık yaratmalıdır.
Göçmenler ve Sağlık Hizmetleri
Göçmenlerin sağlık hizmetlerine erişimi, dünya genelinde oldukça önemli bir konu haline geldi. Göçmenler sıklıkla zor şartlarda yaşam mücadelesi verdiği için sağlık hizmetlerine ulaşmakta güçlük çekebiliyorlar. Bu nedenle, göçmenlerin sağlık hizmetlerine erişimi konusunda çeşitli politikalar ve tedbirler alınması gerekiyor.
Bazı ülkelerde, sağlık hizmetlerinden yararlanmak için yeterli kaynak ve personele sahip olmayan göçmenler, sağlık sistemi tarafından öncelikli olarak belirleniyor. Ayrıca, göçmenlere özel sağlık hizmetleri sunan klinikler ve çalışma programları da bulunuyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nde göçmenler, COVID-19 salgını nedeniyle sağlık hizmetlerine erişim konusunda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Göçmenlerin çoğu, yasal statü teklifleri olmadan ülkede bulunuyor ve sağlık hizmetleri için gereken sigorta veya ödeme kaynaklarına erişimleri sınırlı olabiliyor.
| Göçmenlerin Sağlık Hizmetleri | Alınan Politikalar |
|---|---|
| Göçmenlere öncelik tanınması | Çeşitli ülkeler sağlık hizmetleri için öncelikli olarak göçmenleri belirlemektedir. |
| Göçmenlere özel sağlık klinikleri | Bazı ülkeler, göçmenlere özel sağlık klinikleri açmaktadır. |
| Göçmenlerin sigorta veya ödeme kaynaklarına erişimi | Bazı ülkeler, göçmenlere sağlık hizmetleri için özel ödeme planları sunmaktadır. |
Göçmenlerin sağlık hizmetlerine erişimi konusunda alınan politikaların ve tedbirlerin daha da geliştirilmesi gerekiyor. Bu yolla göçmenlerin insan haklarına saygı gösterilerek, sağlıklı bir şekilde yaşamaları mümkün olacaktır.
Uluslararası İşbirliği
Göçmenlerin korunması için dünya genelinde yapılan uluslararası işbirliği çalışmaları, göçmenlerin hayatlarını daha güvenli ve daha iyi hale getirmeyi amaçlamaktadır.
Bu noktada Birleşmiş Milletler, uluslararası insani yardım kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve diğer devletler arası işbirliği çalışmaları yapılmaktadır.
Birleşmiş Milletler, göçmenlerin korunması için uluslararası standartlar belirlemekte ve hükümetlerin bu standartlara uyum sağlaması için çalışmaktadır. Bunun yanı sıra Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), mültecilere insani yardım sağlamak, uluslararası koruma sağlamak ve mültecilerin haklarını korumak için çalışmaktadır.
Uluslararası insani yardım kuruluşları da göçmenlere yardım etmek için çalışmaktadır. Göçmenlere yemek, barınma, tıbbi bakım, psikososyal destek ve diğer temel ihtiyaçlar gibi çeşitli alanlarda yardımcı olmaktadırlar.
Aynı zamanda sivil toplum kuruluşları da göçmenlerin haklarını savunmak için çalışmaktadır. Bu kuruluşlar, göçmenlerin haklarına saygı gösterilmesi, göçmenlerin ayrımcılığa uğramaması ve göçmenlerin katılımı için farkındalık yaratmaktadır.
Devletler arası işbirliği de göçmenlerin korunması için hayati bir rol oynamaktadır. Devletler, göçmenlerin hayatını iyileştirmek için sosyal, kültürel ve ekonomik politikalar geliştirmekte ve göçmenlerin sosyal refahını ve istihdamını arttırmaya yönelik çeşitli tedbirler almaktadırlar.
Ayrıca devletler, göçmenlerin haklarını korumak ve onların maruz kaldığı çeşitli riskleri önlemek için güçlü bir yasal ve yönetsel çerçeve sağlamaktadır.
Sonuç olarak, uluslararası işbirliği, göçmenlerin korunması için hayati bir rol oynamaktadır. Bu işbirliği, göçmenlerin hayatını daha iyi hale getirmenin yanı sıra, göçmenlerin topluma uyum sağlamalarına ve toplum içinde yer almalarına yardımcı olmaktadır.
Birleşmiş Milletler ve Göçmenler
Birleşmiş Milletler (BM), göçmenlerin korunması için uluslararası işbirliği yapmaktadır. BM'nin göçmenlere yönelik çalışmaları arasında göçmen haklarının korunması, insani yardım, güvenlik, sağlık, eğitim ve istihdam gibi alanlarda çalışmaları bulunmaktadır.
BM, göçmenlerin haklarının korunması için 1951 yılında kabul edilen Uluslararası Mülteciler Sözleşmesi'ni yürütmektedir. Bu sözleşme çerçevesinde BM, mültecilere barınma, sağlık hizmetleri, eğitim, iş bulma ve diğer temel ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olmaktadır.
Ayrıca BM, göçmenlerin insani yardıma erişimini kolaylaştırmak için çalışmaktadır. BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) aracılığıyla, göçmenlere insani yardım sağlayan bir dizi kuruluşla işbirliği yapmaktadır. Bu kuruluşlar arasında Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi, Dünya Gıda Programı ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) bulunmaktadır.
BM ayrıca, göçmenleri savaş, doğal afet ve diğer felaketlerden korumak için çalışmaktadır. Bu amaçla, BM Acil Durum Koordinasyon Ofisi (OCHA) acil durumlarda göçmenlere acil yardım sağlamaktadır.
BM'nin en önemli göçmen koruma çabalarından biri, Uluslararası Göçmenlerin Yararına Adil, Güvenilir ve Düzenli Göç İlkesi'dir. Bu ilke, göçmenlerin insan haklarının korunması, insancıl koşullarda seyahat etmeleri ve hedef ülkelerde yasal olarak belirlenmiş haklara sahip olmaları için çalışmaktadır. Bu ilkenin hayata geçirilmesi, BM'nin göçmenlere yönelik çalışmalarının önemli bir parçasıdır.
İnsani Yardım ve Göçmenler
Göçmenler, dünya genelinde belirli zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu zorlukların biri de sağlık hizmetlerine erişim konusudur. Uluslararası insani yardım kuruluşları, göçmenlerin sağlık hizmetlerine erişimlerini kolaylaştırmak için çeşitli faaliyetler yürütmektedir.
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), göçmenlerin insan haklarının korunması, sağlık hizmetlerine erişimi ve sosyal güvenceleri konusunda çalışmalar yürütmektedir. Ayrıca, Uluslararası Kırmızı Haç ve Kızılhaç Dernekleri, göçmenlere acil durumlarda insani yardım sağlamaktadır.
| Kuruluş | Göçmenlere Yönelik Faaliyetler |
|---|---|
| Uluslararası Kırmızı Haç ve Kızılhaç Dernekleri | Acil durumlarda insani yardım sağlama |
| Uluslararası Sığınmacı Hakları Derneği (IRCT) | Trauma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik destek sağlama |
| Uluslararası Af Örgütü | Göçmen hakları ve insan hakları konularında savunuculuk yapma |
Uluslararası Af Örgütü, göçmenlerin haklarını savunmak için çalışmaktadır. IRCT ise, göçmenler arasında yaygın olan psikolojik sorunları ele almak için çalışmalar yürütmektedir. Bu kuruluşlar, göçmenlerin yaşadığı zorlukların azaltılmasına yardımcı olmak için dünya genelinde faaliyet göstermektedir.