Sağlık dünyası sık sık yeni hastalıklarla karşı karşıya kalıyor. Türkiye'de son zamanlarda ortaya çıkan virüsler de bunlardan biri. Bu haberimizde Türkiye'deki en yeni hastalıkları inceledik!
Son dönemde Türkiye'de ortaya çıkan bazı viral hastalıklar tüm dünyanın gündeminde yer aldı. Bu hastalıkların belirtilerine ve alınabilecek önlemlere değinerek toplum bilincini artırmak çok önemlidir. İlk olarak akut solunum yolu enfeksiyonları arasında yer alan grip, nezle, bronşit gibi hastalıkların belirtileri hafif öksürük, burun akıntısı, baş ağrısı, boğaz ağrısı gibi yaygın şikayetlerdir. Bu hastalıkları evde dinlenerek, bol su içerek, uyku düzenine özen göstererek, hijyen kurallarına dikkat ederek önleyebiliriz.
Farklı bir hastalık olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ise zoonotik bir hastalıktır ve genellikle kene ısırması sonucu insana bulaşır. Bu hastalığın belirtileri ateş, baş ağrısı, halsizlik, cilt altı kanamaları ve deride morarma gibi pek çok farklı belirtidir. Bu nedenle kene ısırmasını önleyici tedbirler ve kuduz aşısı yaptırmak gibi önlemler alınması gereklidir. Kuduz aşısı yaptırmak için genellikle vücuda 4 doz halinde uygulama yapılır ve uygulanması sonrasında kişinin belirli bir süre kontrol altında takip edilmesi gereklidir.
Üçüncü olarak, son dönemde dünyada en çok konuşulan virüs olan koronavirüs de Türkiye'de görülmeye başlandı. Bu virüs insan sağlığı üzerinde pek çok etkisi olan ve solunum yolu aracılığıyla bulaşabilen bir virüstür. Belirtiler arasında öksürük, ateş, boğaz ağrısı, kas ağrıları gibi yaygın şikayetler yer alır. Koronavirüsten korunmak için maske kullanımı, sosyal mesafe kurallarına ve hijyen kurallarına özen göstermek gereklidir. Ayrıca koronavirüs aşılarının faydaları ve hangi yaş gruplarının aşılanması gerektiği hakkında güncel bilgiler paylaşılmaktadır.
1. Akut Solunum Yolu Enfeksiyonları
Grip, nezle, bronşit gibi akut solunum yolu enfeksiyonları sonbahar, kış ve ilkbahar aylarında sıkça görülen hastalıklardır. Bu enfeksiyonların belirtileri arasında yüksek ateş, öksürük, burun akması, boğaz ağrısı, baş ağrısı ve halsizlik yer alır.
Bu hastalıkların bulaşma yolları arasında öksürük ve hapşırık yoluyla havaya saçılan enfekte damlacıkların solunması, aynı ortamda bulunan enfekte kişilerle temastan kaynaklanır. Bu nedenle, hastalıklardan korunmak için önlemler alınması gerekir. Grip aşısı, düzenli el yıkama, ellerin yüzle temasından kaçınma, maske kullanımı, uzak durula bilinen enfekte kişilerle temastan kaçınma, hasta olduğunuzda evde kalma gibi çeşitli önlemler alınabilir.
Ayrıca, şunlar da yaz aylarında görülen akut solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak için dikkatli olunması gereken önemli önlemlerdir:
- Çok kalabalık ortamlardan kaçınmak
- El yıkamayı sıklaştırmak
- Çok sıcak ve nemli ortamlardan uzak durmak
- Bol su tüketmek
- Güneş ışınlarına maruz kalmaktan kaçınmak
2. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi
Kene ısırması sonucu insana bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, bazı belirtileri ile kendini göstermekte ve bazen ölümcül olabilmektedir.
Hastalığın belirtileri arasında yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, halsizlik ve kanama bulunmaktadır. Kanama belirtileri, burun kanaması, diş eti kanaması, idrarda ve dışkıda kanama şeklinde görülebilir.
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi için en önemli önleyici yöntem, kene ile mücadelenin yapılmasıdır. Kene ısırmasını önleyici yöntemler arasında, açık renkli giysilerin tercih edilmesi, uzun giysilerin giyilmesi ve kene ısırığına maruz kalınan bölgelerin kontrol edilmesi yer almaktadır. Ayrıca, kuduz aşısı da önemli bir koruyucu yöntemdir.
Kuduz aşısı yaptırmak için, belirli bir süreç takip edilmelidir. İlk olarak aşılama öncesi doktor kontrolüne gidilmeli, ardından uygun dozda aşı yapılmalıdır. Kuduz aşıları, enjeksiyon yolu ile uygulanan aşılardır ve belirli bir takvim dahilinde yapılması gerekmektedir.
Doğada bilhassa piknik, kamp, balıkçılık gibi doğa aktivitelerinde bulunan kişilerin kene ısırması ile karşı karşıya kalma olasılığı daha yüksek olduğundan, bu kişiler özellikle koruyucu önlemler almalıdır. Kene ısırmasından korunmak için, açık renkli giysilerin tercih edilmesi, uzun giysilerin giyilmesi, kene ısırığına maruz kalınan bölgelerin kontrol edilmesi, giysilerin sık sık değiştirilmesi ve kene ilaçları kullanmak önerilir.
Kene ısırmasına maruz kalmak sonrasında ortaya çıkan belirtiler arasında ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik ve titreme bulunuyorsa doktora başvurulmalıdır. Kene ısırması sonrası ortaya çıkan belirtiler hemen ciddiye alınmalıdır ve doğru tedbirler alınmalıdır.
2.1. Kene İle Mücadele
Kene ısırması, özellikle yaz aylarında doğada zaman geçirenlerin sıkça karşılaştığı bir sorundur. Kene ısırması sonucu bulaşabilecek en önemli hastalıklardan biri Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'dir. Kene ile mücadele etmek için alınabilecek önlemler şunlardır:
- Doğada zaman geçirecekseniz, kıyafetlerinizin tamamen kapalı olduğundan emin olun. Ayak bileklerinin üstüne giyilebilen çoraplar, pantolonların paçalarını üste çıkaran ayakkabılar ya da botlar tercih edilebilir.
- Kene sıcak ve nemli ortamları sever, bu nedenle ormanlık, otlak veya çalılık gibi alanlarda yürürken özellikle dikkatli olun. Evcil hayvanınızı da aynı şekilde korumanız önemlidir.
- Kene ısırması sonrasında mutlaka kene çıkarıcı kullanın. Kene çıkarıcısı yoksa kene yavaşça ve nazikçe tırnakla ya da cımbızla çıkarılmalıdır. Tırnakla çıkartırken kenenin kafasının içeride kalmamasına dikkat edilmelidir.
- Kuduz aşısı yaptırmak kene ısırması sonrasında önemlidir. Kuduz aşısı, iki farklı şekilde yapılabilir. Travma sonrası yapılan uygulama, yani kene ısırması sonrası yapılacak inaktif aşı uygulaması. İkincisi ise kuduzun genelleşmesinden koruyan aktif aşı uygulamasıdır. Kuduz aşısı hakkında detaylı bilgi almak için bir sağlık kuruluşuna başvurmanız önemlidir.
Kene ile mücadele konusunda alınabilecek bu basit önlemler, pek çok hastalığın önüne geçebilir. Siz de doğada vakit geçirirken bu önlemlere dikkat ederek sağlığınızı koruyabilirsiniz.
2.1.1. Kuduz Aşısı Olmak
Kuduz, hayvanlardan insanlara bulaşabilen ve oldukça ciddi bir enfeksiyondur. Kuduz hastalığının tedavisi için kuduz aşısı oldukça önemlidir. Ancak kuduz aşısı almadan önce yapılması gereken bazı işlemler vardır.
Öncelikle, kuduz enfeksiyonuna maruz kalmış bir hayvanla temas edilmişse, bir sağlık kuruluşuna hemen başvurulmalıdır. Bu, enfeksiyonun ne kadar riskli olduğuna bağlı olarak bir kuduz aşısı yapılması gerektiği anlamına gelir.
Kuduz aşısı yapılması gerekiyorsa, bir sağlık çalışanı tarafından hastanın kolu veya omuz bölgesine enjekte edilecek olan aşının bir dizi dozu yapılması gerekecektir. Bu süreç genellikle birkaç hafta boyunca devam eder ve son doz alındıktan sonra kuduz virüsüne karşı koruma sağlanır.
Kuduz aşısı, tüm yaş grupları için güvenlidir, ancak bazı kişilerde yan etkilere neden olabilir. Bu yan etkiler arasında baş ağrısı, halsizlik ve kas ağrıları bulunabilir. Ancak, bu yan etkiler genellikle hafif ve geçici olur.
Sonuç olarak, kuduz enfeksiyonu oldukça ciddi bir hastalıktır ve kuduz aşısı almak hayati önem taşır. Eğer enfeksiyondan şüpheleniyorsanız hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmanız gerekmektedir.
2.1.2. Vücudunu Kene ve Diğer Zararlı Canlılardan Koruma
Doğada zaman geçirenlerin, özellikle kırsal alanlarda faaliyet gösterenlerin, kene ve diğer zararlı canlılarla karşı karşıya kalma ihtimalleri daha yüksektir. Bu nedenle, doğada tedbirli olmak ve koruyucu önlemler almak önemlidir. Aşağıdakiler, vücudunu kene ve diğer zararlı canlılardan korumak için alınabilecek tavsiyelerdir:
- Uzun kollu ve bacaklı giysiler giyin: Doğada dolaşırken açık kıyafetler giymek, kene ısırma riskini artırır. Bu nedenle, mümkün olduğunca uzun kollu ve bacaklı kıyafetler giymek, kene ısırması riskini azaltır.
- Kene kovucu kullanın: Bazı böcek kovucuları, kene ve diğer zararlı canlıların cildinize yaklaşmalarını engelleyebilir.
- İç çamaşırınızı düzenli olarak değiştirin: Dışarıda geçirdiğiniz sürenin ardından, iç çamaşırını değiştirmek, kene ile temas riskini azaltır.
- Kene kontrolü yapın: Vücudunuzu ve kıyafetlerinizi sık sık kontrol edin. Kene görürseniz, çıkarın ve yıkayın.
- Gerekirse kene aşısı olun: Kene ısırıkları sonucu bulaşabilecek hastalıklara karşı koruyan bir aşı vardır. Bu aşı, kene riskinin daha yüksek olduğu bölgelerde yaşayanlar için önerilir.
Doğada faaliyetler sırasında kendinizi kene ve diğer zararlı canlılardan korumak için bu tavsiyelere dikkat etmeniz önemlidir. Ayrıca, kaşınma, yanma, halsizlik ve ateş gibi belirtiler hissederseniz, sağlık kuruluşuna başvurmanız önemlidir.
2.2. İletişim Şekilleri Ve önlem Almalar
Virüslerin insandan insana bulaşma ihtimali oldukça yüksek. Özellikle grip, nezle gibi hastalıkların bulaşması oldukça yaygın ve kolaydır. Bu nedenle, öncelikle kişisel hijyen kurallarına dikkat etmek gerekiyor. Bu kurallar arasında sık el yıkama, eldiven kullanımı, maske takma, öksürük ve hapşırık gibi durumlarda ağız ve burun kapatma yer alıyor.
Ayrıca, kalabalık ortamlardan korunmak da son derece önemlidir. Kalabalık ortamlarda bulunmak kaçınılmazsa, sosyal mesafe kuralına uygun hareket etmek gerekiyor. Hasta olan kişilerle temas edilmemeli ve evde kalınarak kendini izole etmek, diğer insanların enfekte olmasının önüne geçecektir.
Bunlar dışında, özellikle kenevir bitkisinin olduğu ortamlardan uzak durmak da önemlidir. Kenevir bitkisi çevresinde bulunan insanlar da salgına maruz kalabilirler. Ayrıca, kenevir bitkisi yerine diğer bitkilerin kullanımı da sağlık açısından oldukça önemlidir. Kenevir alışkanlığı olan kişilerin, doğada dikkatli olması ve kenevir bitkisi gibi farklı zararlı bitkilerden kaçınması gerekiyor.
| Özetlememiz Gerekenler: | |
|---|---|
| 1. | Sık el yıkama, öksürük veya hapşırığa karşı ağız ve burun kapatma gibi kişisel hijyen kurallarına dikkat etmek gerekiyor. |
| 2. | Kalabalık ortamlardan kaçınmak, sosyal mesafe kurallarına uygun olmak, hasta kişilerle temas etmekten kaçınmak gerekiyor. |
| 3. | Kenevir bitkisi bulunan ortamlardan uzak durmak, doğada dikkatli olmak ve farklı zararlı bitkilerden kaçınmak gerekiyor. |
3. Koronavirüs
Koronavirüs, dünya genelinde hızlı bir şekilde yayılan bir solunum yolu enfeksiyonudur. Türkiye'de de birçok kişi bu hastalığa yakalanmış ve maalesef pek çok kayıp verilmiştir. Hastalığın yayılmasını önlemek için alınacak önlemler oldukça önemlidir.
Koronavirüsün yayılmasını önlemek için öncelikle maske kullanımı oldukça önemlidir. Maskesiz dışarı çıkılmaması, hem kendimizi hem de başkalarını korumak için büyük bir adım olacaktır. Ayrıca sosyal mesafe kurallarına da uyulması gerekmektedir. En az 1,5 metre sosyal mesafe kuralı herkes tarafından uygulanmalıdır.
Bununla birlikte, hijyen konusuna da önem verilmelidir. Elimizi sık sık yıkamak, dezenfektan kullanımı, sık dokunduğumuz yüzeyleri temizlemek, farkında olmadan enfekte olabileceğimiz birçok riski ortadan kaldıracaktır. İşyerlerinde ve toplu taşımalarda en az 20 dakikada bir havalandırma yapılması da yayılım riskini azaltacaktır.
Normalleşme dönemi yaşanırken, çoğu insan artık maske takma alışkanlığından uzaklaşmış olsa da, hastalığın hala etkisi altında olduğunu unutmamalıyız. Özellikle kapalı alanlarda ve kalabalık ortamlarda maske takmaya devam etmek, yayılım riskini azaltacak en önemli adımlardan biridir. Ayrıca hastalığın belirtilerini taşıyan kişiler hemen kullanılmayan bir odaya yerleştirilmeli ve mümkünse test yaptırmaları tavsiye edilmektedir. Unutulmamalıdır ki, kişisel hijyen ve düzenli aralıklarla yapılan testler, koronavirüsle mücadelede büyük bir rol oynayan faktörlerdir.
3.1. Koronavirüs Salgını ve Tedbirleri
Koronavirüs salgını, dünya genelinde hala etkisini göstermeye devam ediyor. Salgınla mücadele etmek için alınması gereken önlemler arasında maske kullanımı, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uymak yer alıyor.
Maske kullanımı, koronavirüsün yayılmasını önlemek için oldukça önemli bir tedbirdir. Toplu alanlarda, toplu taşıma araçlarında ya da kalabalık ortamlarda bulunulması durumunda maske kullanımı zorunlu hale gelmektedir. Maske seçimi yaparken, hijyenik bir maske seçimi yapmaya özen gösterilmelidir.
Sosyal mesafe kuralı, en az 1,5 metre uzaklıkta durmak şeklinde uygulanmaktadır. Bu sayede, enfekte olmuş bir kişi ile direkt temas riski en aza indirgenmiş olur. Ayrıca, kalabalık ortamların da mümkünse kaçınılması gerekmektedir.
Hijyen kurallarına uymanın yanı sıra, el hijyeni de oldukça önemlidir. Eller, sık sık sabun ve suyla yıkanmalı, mümkünse alkol bazlı el dezenfektanları da kullanılmalıdır. Eller yüzeye temas ettiğinde, mümkünse yüzeye temas etmeyen bir engel araç kullanılması da hijyen açısından önemlidir. Maske kullanımı, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyulması, koronavirüs salgınının önlenmesinde ve yayılımının engellenmesinde oldukça etkili yöntemler arasındadır.
Ayrıca, belirtileri olan kişilerin hemen sağlık kuruluşuna başvurarak tedavi almaları şiddetle önerilir. Kendi sağlık ve çevrenizin sağlığı için tedbirli davranarak, koronavirüs salgınının üstesinden hep birlikte gelebiliriz.
3.2. Koronavirüs Aşıları
Koronavirüs aşıları, dünya genelinde pandemiye neden olan COVID-19 hastalığına karşı insanları korumada önemli bir rol oynar. Aşıların en büyük faydalarından biri, hastalığı geçirmiş kişilerin tekrar enfekte olma riskini azaltmasıdır. Ayrıca, aşıların toplum bağışıklığını geliştirerek hastalığın yayılmasını da engeller.
Koronavirüs aşıları, belirli yaş gruplarına göre uygulanabilir. Şu anda pek çok ülkede 18 yaş ve üzeri yetişkinler aşılanabilmektedir. Bazı ülkelerde, 12 yaş ve üzeri çocuklar da aşılanabilir.
| Aşı Adı | Yaş Sınırı |
|---|---|
| Pfizer-BioNTech | 12+ |
| Moderna | 18+ |
| AstraZeneca | 18+ |
| Johnson & Johnson | 18+ |
Ayrıca, bazı tedavilerin yanı sıra vücudu koruma amacıyla birinci ve ikinci doz aşıların arasında belirli bir zaman aralığı olması gerektiği unutulmamalıdır. Bu bilgi yetkililer tarafından verilir ve aşılanacak kişilere bildirilir. Aşılar yalnızca bu bilgilere uygun şartlar altında verilmelidir. Bunun yanı sıra, yaşlı insanların ve kronik hastalığı olan kişilerin, bir sağlık uzmanına danışarak aşı olmaları önerilir.
- Özetle, koronavirüs aşıları, hastalığı geçirmiş kişilerde tekrar enfekte olma riskini azaltmakla birlikte toplum bağışıklığını geliştirir ve hastalığın yayılmasını engeller.
- Aşılar, ülkelerin altyapısına göre belirli yaş gruplarına uygulanarak belirli aralıklarla verilir.
- Kronik hastalığı olan veya yaşlı insanların aşılanması konusunda bir sağlık uzmanına danışmaları önemlidir.
4. Kenevir Bitkisi ve Sağlık
Kenevir bitkisi, sağlık ve psikolojik rahatsızlıkları tedavi etmek için kullanılan bitkisel bir içeriktir. Kenevir bitkisi tarihinin, binlerce yıl öncesine dayandığı düşünülmektedir. Günümüzde kenevir bitkileri, tıbbi kullanımlarına dayanak oluşturacak şekilde araştırılmaktadır. Kenevir bitkisi, sadece akıl sağlığını değil aynı zamanda fiziksel sağlığı da etkileyebilir. Kenevir bitkisi, hastalık belirtilerinin tedavisi için kullanılabilecek birçok bileşene sahiptir.
Kenevir bitkisi, düşük dozlarda kullanıldığında, rahatlatıcı bir etkiye sahip olabilir ve uyku kalitesini artırabilir. Ayrıca, kronik ağrı semptomlarını hafifletmede etkili olabilir. Kenevir bitkisi, ayrıca antienflamatuar özellikleri nedeniyle, bazı cilt problemlerinin tedavisi için kullanılabilir. Bunların yanı sıra, kenevir bitkisi, endişe ve stres gibi duygusal rahatsızlıkları tedavi etmek için de kullanılabilir.
Kenevir bitkisi, spesifik bir etken madde olan CBD ve THC ile zenginleştirilir. Bu etken maddeler, bitkiden bitkiye değişen oranlarda var olabilir. Bazı araştırmalar, CBD'nin zihinsel sağlık sorunları için etkili bir tedavi olduğunu göstermektedir. THC ise yüksek dozda alındığında psikolojik rahatsızlıklara neden olabilir. Bu nedenle, kenevir bitkisi kullanımı konusunda mutlaka bir uzman tavsiyesi alınmalıdır.
Kenevir bitkisi tedavisi, çeşitli yollarla uygulanabilir. Bu tedavi yöntemleri arasında, kenevir bitkisi yağı, kenevir bitkisi balmı, çay, sarma sigara, vape, ya da tıbbi olarak reçetelenen kapsüller yer alabilir. Kenevir bitkisi tedavisine başlamadan önce, sağlık durumunuzu uzman bir doktorla görüşmeniz önemlidir.
4.1. Kenevir Bitkisi ve Sağlık Arasındaki İlişki
Kenevir bitkisi, son yıllarda yapılan çalışmalarla birlikte potansiyel sağlık faydaları hakkında daha fazla bilgi edinilmesini sağladı. Özellikle CBD adı verilen bir bileşeninin potansiyel anti-enflamatuar etkileri sayesinde, birçok sağlık sorunu için alternatif bir tedavi yöntemi olarak düşünülmeye başlandı.
Bazı araştırmalar, kenevir bitkisinin ağrı ve stres yönetiminde etkili olabileceğini, bağırsak sağlığını düzenleyebileceğini ve hatta kanser gibi bazı hastalıkların tedavisinde potansiyel bir rol oynayabileceğini öne sürüyor. Ancak, bu çalışmaların çoğu henüz erken aşamalarda olduğu için daha fazla araştırmaya ihtiyaçları var.
Kenevir bitkisi, aynı zamanda artrit, uyku bozuklukları, epilepsi, anksiyete ve depresyon gibi farklı sağlık sorunlarının tedavisinde de kullanılabilir. Ancak, bu tür kullanımların etkililiği hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Bazı ülkelerde kenevir bitkisi yasal olarak kullanılabilirken, bazıları için yasal bir mesele olmaya devam etmektedir. Kenevir bitkisinin sağlık faydaları hakkında daha fazla bilgi edinmek için, araştırmalar yapmak ve doktorunuzla konuşmak en iyisidir.
4.2. Kenevir Bitkisi ile Tedavi Yöntemleri
Kenevir bitkisi, son dönemlerde sağlık sektöründe giderek daha fazla ilgi çeken bir bitkidir. Kenevir bitkisinin tedavi amaçlı kullanımı, özellikle tıbbi amaçlı kenevir bitkisi ürünlerinin kullanımı ile artmaktadır. Kenevir bitkisi, içerdiği etken maddeler nedeniyle birçok farklı sağlık sorununa çözüm olabilen bir bitkidir.
Kenevir bitkisinin tedavi amaçlı kullanımı, özellikle ağrıların giderilmesi ve kronik hastalıkların tedavisi amacıyla kullanılır. Bu bitkiden elde edilen özler, birçok farklı şekilde kullanılabilir. Örneğin, kenevir suyu, kenevir yağı, kenevir çiçekleri gibi farklı kenevir ürünleri mevcuttur.
Kenevir bitkisi aynı zamanda stres azaltıcı ve rahatlatıcı özelliklere de sahiptir. Bitkinin içeriğinde yer alan bileşenler nedeniyle, kenevir bitkisi özellikle anksiyete gibi zihinsel rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmaktadır.
Kenevir bitkisi tedavisinde kullanılan ürünler, çeşitli getiriler de taşır. Kenevir yağı, kenevir suyu veya kenevir çiçeği satın alırken, ürünün menşeini ve içeriğini dikkate almak önemlidir. Kenevir bitkisi ürünleri, kaliteli ve güvenilir üreticiler tarafından üretilmelidir.
Sonuç olarak, kenevir bitkisi tıbbi amaçlarla kullanılan etkili bir bitkidir. Kenevir bitkisi ürünlerinin kullanımı, birçok sağlık sorununa iyi gelebilir, ancak ürünlerin kullanımı öncesinde mutlaka doktor görüşü alınmalıdır.