Kentleşme ve çevre ilişkisi nasıl etkileşir? Kentlerin büyümesi doğal alanları nasıl etkiler? Bu konular hakkında daha fazla bilgi edinmek için yazımızı okuyun. #kentleşme #çevre #doğalalanlar #etkileşim

Kentleşme, toplumların şehirlerde yoğunlaşması sürecidir. Bu süreçte oluşan yapılaşma, doğal ortamın bozulmasına neden olmaktadır.

Kentleşmenin çevresel etkileri, hava, su ve toprak kirliliği sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan araştırmalar, kentlerde yaşayanların doğal ortama kıyasla daha fazla hava kirliliği maruz kaldığını göstermektedir.

Hava kirliliği, sağlık sorunlarına neden olmakta ve çevresel faktörlerden kaynaklı hastalıkların artmasına yol açmaktadır. Özellikle, solunum yolu rahatsızlıkları ve kanser riski gibi sorunlar, hava kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki ciddi etkileri arasındadır. Bu nedenle, kentleşmenin yol açtığı hava kirliliğinin azaltılması için çeşitli önlemler alınması gerekmektedir.

Bununla birlikte, kentleşmenin su kaynaklarına da olumsuz etkileri vardır. İnsan atıkları ve endüstriyel işlemler gibi faaliyetler, su kaynaklarının kirlenmesine neden olmakta ve su kaynakları üzerindeki tehlikeler artmaktadır. Bu nedenle, toplumların su kaynaklarının korunması ve su kirliliğinin azaltılması için ciddi bir şekilde çalışması gerekmektedir.

Toprak kirliliği, kentleşmenin doğal ortama olan etkileri arasındadır. Yapılan inşaatlar ve endüstriyel faaliyetler, toprakların kalitesini düşürmekte ve tarım verimliliğini azaltmaktadır. Bu nedenle, toprak kaynaklarının korunması ve toprak kirliliğinin azaltılması için farkındalık yaratmak gerekmektedir.

Kentleşmenin Tanımı

Kentleşme, nüfusun artması ve kırsal kesimdeki insanların şehirlere göç etmesi sonucu şehirlerin büyümesi ve nüfus yoğunluğunun artmasıdır. Kentleşme, sanayileşme ile birlikte hız kazanmıştır ve günümüzde dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğu şehirlerde yaşamaktadır.

Kentleşme, ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmişliği beraberinde getirmekte fakat bazı olumsuz etkileri de vardır. Şehirlerde nüfus yoğunluğunun artmasıyla birlikte, çevre sorunları da artmaktadır.

• Yapılan çalışmalar, şehirlerdeki insanların daha fazla sera gazı ürettiğini ve hava kirliliğinin daha yüksek olduğunu göstermektedir.
• Su kirliliği, kentlerin gelişmesiyle birlikte artmaktadır. Şehirde yaşayan insanların su kullanımı artarken, sanayi faaliyetleri, kimyasal kullanımı ve atık su arıtma sistemlerinin yetersizliği nedeniyle su kaynakları kirlenmektedir.
• Toprak kirliliği, sanayi tesisleri ve tarım alanları gibi nedenlerle şehirlerin çevresinde meydana gelmektedir. Toksik maddelerin, metallerin ve diğer kirleticilerin toprağa salınması sonucu, toprak verimliliği azalmakta, bitki örtüsü zayıflamakta ve su kaynakları kirlenmektedir.

Kısaca, kentleşme, ekonomik ve toplumsal gelişme açısından önemli olsa da, çevre üzerindeki olumsuz etkileri de göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle, sürdürülebilir kentleşme ve çevre koruma politikaları geliştirilmelidir.

Çevre Sorunları

Kentleşme, insanların yaşamak ve çalışmak için şehirleri tercih etmesi sonucu kırsal alanların boşaltılması ve şehirlerin büyümesidir. Ancak bu büyüme, çevre üzerinde olumsuz etkiler yaratır. Kentleşmenin çevre üzerindeki bu olumsuz etkilerine değinmek gerekir.

Birinci olarak, kentleşme hava kirliliği ile doğrudan ilişkilidir. Sanayi tesisleri, motorlu taşıtlar ve ısınma sistemleri nedeniyle atmosfere zararlı gazlar salınır. Bu zararlı gazlar, hava kirliliğine neden olur. Hava kirliliği, insan sağlığına zarar verebilecek koşullar yaratabilir.

İkinci olarak, kentleşme su kirliliğine neden olabilir. Sanayi ve evsel atıklar, kanalizasyon sistemleri ve kimyasal maddeler su kaynaklarına zarar verir. Bu nedenle, su kaynaklarının korunması çok önemlidir.

Üçüncü olarak, kentleşme toprak kirliliği ile ilişkilidir. Endüstriyel tesisler, tarım ve inşaat faaliyetleri toprak kirliliğine neden olabilir. Toprak kirliliği, özellikle tarım ve doğal yaşam için zararlıdır.

Kentleşmenin çevre üzerindeki bu olumsuz etkileri, çevresel sorunları beraberinde getirir. Bu nedenle, sürdürülebilir kentleşme uygulamaları geliştirilmelidir. Bu uygulamalar, çevreyi korumaya, kaynakları sürdürülebilir şekilde kullanmaya ve insanların yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olabilir.

Hava Kirliliği

Kentleşme, hava kirliliğine neden olan en büyük etkenlerden biridir. Sanayi, taşıt trafiği ve enerji üretimi, kentlerin hava kalitesini büyük ölçüde etkiler.

Kentlerdeki hava kirliliği, sağlık açısından büyük bir tehdit oluşturur. Hava kirliliği nedeniyle solunum yolu hastalıkları, astım, bronşit ve kalp hastalıkları gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar bu sağlık sorunlarından daha fazla etkilenir.

Bununla birlikte, hava kirliliği sadece insan sağlığı üzerinde değil, aynı zamanda çevre üzerinde de olumsuz etkiler yaratabilir. Kirli hava, bitki örtüsü, su kaynakları ve toprak üzerinde hasara neden olabilir.

Hava kirliliğinin önlenmesi için çeşitli yöntemler vardır. Daha az çevre kirliliği yaratan enerji kaynakları kullanabilir, taşıt trafiğini azaltabilir ve endüstriyel faaliyetler için daha sıkı kurallar getirebiliriz. Bunlar gibi önlemler sayesinde hava kirliliği azaltılabilir ve sağlıklı bir yaşam sürdürmenin yanı sıra doğal çevremizi de koruyabiliriz.

Sağlık Üzerindeki Etkileri

Hava kirliliği, özellikle büyük şehirlerde yoğunlaşan trafik ve sanayi faaliyetleriyle birlikte artmaktadır. Bu kirlilik, insan sağlığı üzerinde birçok olumsuz etkiye neden olmaktadır.

Birinci derecede kirleticiler, insan sağlığına ciddi zararlar verir. Özellikle astım, KOAH gibi solunum yolu hastalıkları, hava kirliliğinden en çok etkilenen gruplar arasındadır. Kirli hava, tozu ve partikülleri de içinde barındırdığından akciğer hastalıklarına neden olabilir.

Bunlarla birlikte, hava kirliliği kalp hastalıkları, diyabet ve hatta kanser gibi diğer sağlık sorunlarına da neden olabilir. Özellikle çocuklar ve yaşlılar bu sağlık sorunlarına karşı daha hassastır.

Hava kirliliğinin insan sağlığına olan etkilerini minimize etmek için, şehir planlaması yapılırken hava kirliliği kontrolüne öncelik verilmelidir. Ayrıca, bireysel olarak da yapabileceğimiz birkaç şey vardır. Mesela, özellikle yoğun trafik saatlerinde evden çıkarken yüz maskesi takmak, kapalı alanlarda sigara kullanımı yapmamak gibi adımlar alınabilir.

Çözüm Önerileri

Hava kirliliği, kentleşmeyle birlikte artış gösteren bir sorun olmaktadır. Hava kirliliği sorununu azaltmanın yolu temiz enerji kaynaklarına yönelmektedir. Ayrıca, enerji tüketiminde verimlilik sağlanarak da hava kirliliği azaltılabilir. Bunun için şunlar yapılabilir:

• Yeşil Binalar: Çevreye duyarlı yaklaşımla inşa edilen yeşil binalar, enerji ihtiyacını minimum düzeyde tutar ve temiz enerji kaynaklarından yararlanır.
• Kentsel Ulaşım Düzenlemeleri: Kentsel ulaşımın düzenlenmesiyle trafik sıkışıklığı azaltılabilir ve araç emisyonları önemli ölçüde düşürülebilir.
• Atık Yönetimi: Doğru atık yönetimi, hava kirliliği sorununa büyük katkı sağlayabilir. Evsel atıkların geri dönüşümü ve düzenli olarak toplanması hava kalitesinde belirgin iyileşme sağlayabilir.
• Enerji Verimliliği: Enerji verimliliği sağlamak, enerjinin boşa harcanmasını önleyeceği için hava kirliliği sorununu önemli ölçüde azaltacaktır. Bunun için evlerde enerji tasarruflu cihazlar kullanılabilir, şirketler enerji verimliliği sağlayacak uygulamalara yatırım yapabilir.

Bunların yanı sıra, yasal düzenlemeler ve teşvik mekanizmaları da hava kirliliği sorununu çözmek için önemlidir. Kent halkının da bilinçlendirilmesi son derece önemlidir. Sağlıklı ve temiz bir çevrede yaşamak için herkes üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.

Su Kirliliği

Kentleşme, su kaynaklarına da olumsuz etkiler yaratmaktadır. Artan nüfusla birlikte artan su ihtiyacı, su kaynaklarına yapılan baskıyı arttırmaktadır. Kentlerdeki sanayi tesisleri, evsel atık suları ve tarım ilaçları gibi unsurlar, su kaynaklarını kirliliğe maruz bırakabilmektedir. Yüzey ve yeraltı sularının kirlenmesi, su kaynaklarının azalmasına ve suyun kullanım alanlarının daralmasına sebep olabilmektedir.

Ayrıca, su kaynaklarının kirlenmesi, insanlar için ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Suların kirlenmesiyle birlikte suyun içerisinde yer alan mikroorganizmalar ve kimyasallar insanlara zarar verebilmekte ve ciddi hastalıklara sebep olmaktadır. Bu sebeple su kirliliği, sadece doğal yaşamı değil, insan hayatını da tehdit eden önemli bir sorundur.

Su kirliliği sorununa çözüm için, kullanılan tarım ilaçlarına dikkat edilmeli, evsel atık sularının doğru bir şekilde arıtılması sağlanmalı ve sanayi tesisleri de atık sularını arıtmak için gerekli tedbirleri almalıdır. Ayrıca, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir su kullanımı için bilinçli bir şekilde hareket etmek gerekmektedir. Su kirliliği, su kaynaklarının korunmasının ve doğal hayatın devamlılığının sağlanması için acil çözümler üretilmesini gerektiren önemli bir çevre sorunudur.

Tehlikeleri

Su kirliliği, doğal kaynaklarımızın önemli bir parçası olan suyun kalitesinin bozulmasıyla ortaya çıkar. Kentleşme, su kaynaklarına ve sucul ekosistemlere zarar verebilir. Su kirliliğinin yarattığı tehlikeler şunlardır:

• İnsan sağlığına zarar verir: Kirli su içmek veya temas etmek, bulaşıcı hastalıkların yayılmasına neden olabilir. Özellikle, kirlenen su kaynakları, kolera, tifo ve diğer enfeksiyonları barındırabilir.
• Bitki ve hayvan yaşamını etkiler: Su kirliliği, sucul ekosistemlerdeki bitki ve hayvan yaşamını tehlikeye sokabilir. Yaşam alanı kaybı ve gıda kaynaklarının azalmasına neden olabilir. Nihayetinde, türlerin yok olmasına yol açabilir.
• Tarım üretimini etkiler: Tarımsal sulama, su kaynaklarından yapılabilir. Ancak kirliliğin yayılması, tarım üretimini tehlikeye sokabilir. Kontamine suyun, ürünlerin büyümesini, besleyici değerlerini ve hatta satılabilirliklerini etkileyebileceği unutulmamalıdır.
• Ekonomik kayıplara yol açar: Su kirliliği, emlak değerlerinde düşüşe, turizm imkanlarının kaybına ve su kaynaklarının kullanımında kısıtlamalara neden olabilir. Bu da ekonomik kayıplara yol açabilir.

Bu tehlikeler, su kirliliğinin yarattığı sorunlar arasında en yaygın olanlarıdır. Ancak su kirliliğinin diğer etkilerinin de ciddi olduğu unutulmamalıdır.

Çözüm Önerileri

Su kaynaklarının korunması ve su kirliliğinin azaltılması için bazı önlemler alınabilir. Bunlar arasında, çevreyi kirleten sanayi tesislerinin uzaklaştırılması veya daha çevreci bir şekilde işlemesi yer alabilir. Ayrıca, evlerde ve iş yerlerinde, su tüketimini azaltmak için su tasarruflu musluklar ve duş başlıkları kullanılabilir.

Kırsal alanlardan su alınması yerine, kent içindeki su kaynaklarından daha fazla su kullanılabilir. Bu sayede, kırsal alanlarda azalan su kaynakları korunmuş olur. Yağmur sularının toplanması ve geri dönüştürülmesi de önemlidir. Böylece, yağmur suları yüzey sularına karışmadan önce arındırılabilir.

Ayrıca, topraktaki kirliliğin sulama suyu yoluyla yayılmaması için, sanayi bölgeleri ve kent içindeki çiftliklerin toprakları periyodik olarak test edilmeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır. Su arıtma tesisleri, su kaynaklarına kirli su deşarj eden fabrikaların çıkış noktasına yakın yerleştirilebilir.

Sonuç olarak, su kaynaklarının korunması ve su kirliliğinin azaltılması, insan sağlığı ve doğal hayat için hayati öneme sahiptir. Bu nedenle, toplum olarak bu sorunların farkında olmalı ve bireysel olarak da üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeliyiz.

Toprak Kirliliği

Kentleşmenin en fazla zarar verdiği alanlardan biri de toprak kirliliğidir. Kentlerdeki hızlı nüfus artışı, sanayileşme ve tarım faaliyetleri toprak kirliliği sorunlarını tetiklemektedir.

Binaların ve yolların inşası sırasında doğal alanlar yok edilmekte, bu da toprağın erozyona uğramasına ve verimsiz hale gelmesine neden olmaktadır. Yapılan çalışmalar sırasında kullanılan ağır makinelerin emisyonları, toprakta uzun süre kalabilen zararlı kimyasalların (petrol, gübre, tarım ilacı, vb.) kullanımı toprak kirliliğine neden olmaktadır.

Kentlerin altyapıları için yapılan çeşitli çalışmalardan kaynaklı nedenlerle toprağın kimyasal kirleticilerle kirlenmesi mümkündür. Bu durum doğal yaşam alanlarının zarar görmesine, türlerin yok olmasına ve tarım alanlarının kullanılamaz hale gelmesine yol açar.

Bu tür kirliliklerin çözümü için alınabilecek önlemler:

• Çevreyle ilgili düzenlemelere uyulması
• Tarım ilaçları ve sanayi atıklarının yasal düzenlemeler çerçevesinde imha edilmesi
• Sanayi tesislerinin kurulacağı alanların önceden belirlenerek çevresel etkilerinin değerlendirilmesi
• Evsel atıkların geri dönüşümü için uygun alanların belirlenmesi

Bu önlemlerin alınması, toprak kirliliğinin önlenebilmesi ve sürdürülebilir bir çevrenin korunmasını sağlayacaktır.

Toprak Kaynaklarının Azalması

Kentleşmenin beraberinde getirdiği en büyük sorunlardan biri toprak kaynaklarının azalmasıdır. Kentlerin hızlı bir şekilde büyümesi ve bu büyümenin beraberinde getirdiği sanayileşme, tarımsal faaliyetlerin azalmasına neden olmaktadır. Bu durum da toprakların verimsizleşmesine yol açar.

Ayrıca, kentleşme doğal yaşam alanlarının da azalmasına neden olur. Yapılan binalar, yollar ve diğer yapılar için ormanlar, yeşil alanlar tahrip edilir ve doğal yaşam alanları yok olur. Bu nedenle, kentleşmenin tarımsal faaliyetlerin azalmasına ve doğal yaşam alanlarının yok olmasına neden olarak toprak kaynaklarının azalmasına neden olduğunu söyleyebiliriz.

Bu sorunun çözümü için toprak kaynaklarının korunması ve toprak kirliliğinin azaltılması için alınabilecek önlemler tartışılmalıdır. Örneğin, kentlerde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaştırılması, geri dönüşüm projelerinin hayata geçirilmesi, çevre dostu binaların inşa edilmesi gibi çözümler toprak kaynaklarının korunmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, kentlerdeki yeşil alanların artırılması ve tarımsal faaliyetlerin teşvik edilmesi de toprak kaynaklarının azalmasını engelleyebilir.

Çözüm Önerileri

Çözüm Önerileri:

Toprak kaynaklarının korunması ve toprak kirliliğinin azaltılması için birçok farklı önlem alınabilir. Bunlardan bazıları şunlardır:

• Tarım Alanlarının Korunması: Tarım alanları, doğanın en önemli parçalarından biridir ve korunması gerekmektedir. Tarım topraklarına yapılaşma izni verilmemeli, tarım arazileri yeniden kazanılmalı ve doğru bir şekilde kullanılmalıdır.
• Atık Su Arıtma: Sanayi tesisleri, evsel atık suları ve diğer işletmeler tarafından salınan atık suların doğrudan toprağa boşalması toprak kirliliği oluşturur. Bu nedenle, atık suların arıtılması ve uygun şekilde bertaraf edilmesi önemlidir.
• Kimyasal Gübre ve Pestisitlerin Kullanımının Kontrolü: Kimyasal gübreler ve pestisitler toprakta birikerek tarımsal faaliyetlerin daha da zorlaşmasına neden olur. Bu nedenle, kimyasal gübre ve pestisit kullanımı kontrol altına alınmalı, organik tarım yöntemleri teşvik edilmelidir.
• Toprak Erozyonunu Önleme: Özellikle tarım topraklarında zamanla erozyon meydana gelebilir. Bu nedenle, erozyonu önlemek için peyzaj tasarım, sürülme, toprak işleme ve sulama yöntemleri gibi çeşitli teknikler uygulanmalıdır.
• Toprak Koruma Programları: Toprak koruma programları, özellikle tarım alanları için etkili bir stratejidir. Bu programlar, tarım topraklarının korunmasını sağlamak, erozyonu önlemek ve toprağın kalitesini artırmak için tasarlanmıştır.

Bu önlemler, toprak kaynaklarının korunmasına ve toprak kirliliğinin azaltılmasına yardımcı olabilir. Ancak, bu konuda yapılacak en önemli şey, herkesin sorumluluk alması ve doğru yönlendirmeyle hareket etmesidir. Toprak kaynaklarının korunması gelecek nesiller için büyük önem taşımaktadır.

Sürdürülebilir Kentleşme

Sürdürülebilir kentleşme, insanların yaşadığı şehirlerin çevresel, ekonomik ve sosyal açıdan sürdürülebilirlik ilkelerine göre yönetilmesi ve planlanmasıdır. Bu kavram, şehir planlamacılarının, mimarların, mühendislerin ve diğer sektörlerin katılımıyla sürdürülebilir bir gelecek için çözümler üretmek amacıyla ortaya çıkmıştır.

Sürdürülebilir kentleşme ilkeleri, şehirlerin doğal kaynakları koruma, enerji tasarrufu, atık yönetimi, doğal yaşam alanlarına koruma ve yeşil alanların artırılması gibi çevresel faktörlere odaklanırken, şehirlerin sosyal ve ekonomik sürdürülebilirliğine de dikkat edilir.

Çevresel faktörler	Sosyal faktörler	Ekonomik faktörler
Doğal kaynakların korunması	Sosyal eşitlik	Yerel ekonomiye yatırım
Enerji tasarrufu	Kültürel çeşitlilik	Ekonomik büyüme sürdürülebilirliği
Atık yönetimi	Topluluk sağlığı	Yenilik ve girişimcilik
Doğal yaşam alanlarına koruma	Eğitim ve öğrenim	İstihdam yaratan ekonomik aktivitelerin teşvik edilmesi
Yeşil alanların artırılması	Barınma	Yerel kaynakların kullanımı ve ticareti

Sürdürülebilir bir şehir, tüm sakinlerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanır ve bu, yürüyüş yolları, bisiklet yolları, toplu taşıma seçenekleri, sağlık hizmetleri, çocukların eğitimi, kültürel etkinlikler, yeşil alanlar, dinlence ve eğlence yerlerini içerebilir.

Örnek olarak, Freiburg, Almanya sürdürülebilir kentleşme konusunda büyük bir başarı örneğidir. Şehir, güneş enerjisi kullanımı ile ün kazanmıştır ve sürdürülebilir ulaşım seçenekleri sunmak için bisiklet yolları ağı inşa etmiştir. İsveç'in başkenti Stockholm, otomobil trafiğini azaltarak sürdürülebilir ulaşım seçenekleri için teşvikler sunmuş ve yeşil alanları artırmak için bir kampanya başlatmıştır.

• Sürdürülebilir kentleşme, şehrin korunması ve doğal kaynakların kullanımını en aza indirerek gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlar.
• Şehirler, sürdürülebilir bir gelecek için yönlendirici ilkelere göre tasarlanmalıdır.
• Çevre için daha duyarlı olan şehirler, insanların sağlıklı yaşadığı ve çalıştığı yerlerdir.

Sürdürülebilir kentleşme, şehirlerin geleceği söz konusu olduğunda anahtar bir unsur olmaya devam etmektedir. Kentlerimizi daha çevre dostu hale getirmek için adımlar atmaya devam etmemiz gerekiyor.

Neden Gereklidir?

Sürdürülebilir kentleşme, günümüzde en önemli konulardan biridir. Çünkü kentler dünyada en hızlı büyüyen yerlerdir ve insanların %50'si şehirlerde yaşamaktadır. Bu da hava, su ve toprak kaynaklarının tahrip edilmesine neden olmaktadır. Sürdürülebilir kentleşme, bu durumun önüne geçmek ve kaynakların korunmasını sağlamak için önemlidir.

Bunun yanı sıra, sürdürülebilir kentleşme insan sağlığına da olumlu etkileri vardır. Kentlerde hava kirliliği, su kirliliği ve gürültü kirliliği gibi sorunlar insan sağlığını tehdit etmektedir. Sürdürülebilir kentleşme sayesinde bu sorunların önüne geçilebilir ve insanların daha sağlıklı bir yaşam sürmesi sağlanabilir.

Bu nedenlerle sürdürülebilir kentleşme, sadece çevre için değil, insan sağlığı ve refahı için de gereklidir. Kaynakların korunması, yeşil alanların ve doğal habitatların korunması, daha temiz ve sağlıklı bir yaşam ortamının oluşması, sürdürülebilir kentleşme ile mümkündür.

Uygulama Örnekleri

Sürdürülebilir kentleşme, günümüzün en önemli konularından biridir. Dünya nüfusu hızla artarken, kentler her geçen gün daha kalabalık hale geliyor. Bu nedenle, sürdürülebilir kentleşme uygulamaları olmazsa olmaz hale geliyor. Sürdürülebilir kentleşme için birçok başarılı örnek bulunmaktadır.

Bir örnek olarak, Kopenhag, çevreci uygulamalara öncelik veren bir kenttir. Bisiklete binmek, Kopenhag'da neredeyse bir yaşam tarzıdır. Kentte bisiklet kullanmak için birçok olanak sağlanmaktadır. Böylece, ulaşım konusundaki karbon ayak izi azaltılmış olur. Ayrıca, yeşil alanlar da oldukça önemlidir. Kopenhag, çok sayıda parka ve doğal alanlara ev sahipliği yapar. Bu sayede hava kirliliği azaltılır ve insanlar temiz havayı soluyabilir.

Bir diğer örnek ise Zürih'te bulunan "PlusEnergiehaus". Bu ev, sadece kendi ihtiyacı olan elektriği üretmez, ayrıca fazla enerjiyi de çevreyle paylaşır. Bu ev, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalıdır. Bu kaynaklar arasında hidrolik, güneş ve fotovoltaik üretim yer alır. Bu ev, sadece enerji verimliliği açısından değil, aynı zamanda mimari açıdan da oldukça dikkat çekicidir.

Başka bir örnek olarak, Melbourne'da bulunan "The Commons" apartmanı gösterilebilir. Bu apartman, enerji verimli bir şekilde tasarlanmıştır. Ayrıca, atık yönetimi de oldukça başarılıdır. Binanın altında bir atık sistemleri alanı vardır. Bu alan, geri dönüşüm malzemelerinin ayrılmasına ve atıkların doğru bir şekilde işlenmesine olanak sağlar. Bu sayede çevreye gereksiz atık verilmesi engellenir.

Bu örneklerde görüldüğü gibi, sürdürülebilir kentleşme için birçok başarılı uygulama vardır. Bu uygulamaların ortak özellikleri, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, atık yönetimi ve ulaşım sistemi gibi konularda çevreye duyarlı olmalarıdır. Bu uygulamalar, diğer kentler için de bir örnek teşkil etmektedir.