Türkiye'nin Asya ve Pasifik'e Açılımı, ülkemizin küresel arenada artan etkinliğini yansıtıyor. Ekonomik, siyasi ve kültürel bağlarımızı güçlendirerek, Asya ve Pasifik bölgesiyle daha yakın ilişkiler kuruyoruz. Keşfedin!

Türkiye, son yıllarda Asya ve Pasifik ülkeleri ile olan ekonomik ve siyasi ilişkilerini artırmıştır. Bu ülkelerle yapılan ticari anlaşmalar ve yatırımlar, Türkiye'nin açılım politikası çerçevesinde de değerlendirilmektedir.

Asya ve Pasifik bölgesinin ekonomik büyüme potansiyeli ve artan ticaret hacmi, Türkiye'nin bu alanda aldığı adımların önemini artırmaktadır. Ülkemiz, bu bölgedeki ülkelerle sağlamış olduğu ticari işbirliği sayesinde ekonomisine önemli katkılar sağlamayı hedeflemektedir.

Asya ve Pasifik ile Ticaret	Yatırımlar ve İşbirlikleri
Türkiye, Asya ve Pasifik ülkeleri ile olan ticari ilişkilerini tarihi açıdan ele alındığında, uzun yıllara dayanan bir geçmişe sahiptir. Günümüzde ise bu ilişkiler, Türkiye'nin bölgedeki ekonomik amaçlarına bağlı olarak daha da gelişmektedir.	Türkiye ve Asya-Pasifik ülkeleri arasındaki yatırım ve işbirliği alanları, her geçen gün çeşitlenmektedir. İki taraf arasında imzalanan anlaşmaların sayısı ve etkisi de giderek artmaktadır.

Türkiye'nin Asya ve Pasifik bölgesi ile ilişkileri, sadece ekonomik anlamda değil, kültürel ve siyasi açıdan da önemlidir. Bu kapsamda, gerçekleştirilen anlaşmaların yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda kültürel ve siyasi alandaki işbirliği için de önemli olduğu düşünülmektedir.

Asya ve Pasifik ile Ticaret

Asya ve Pasifik, Türkiye için ekonomik açıdan oldukça önemli bir coğrafya. Son yıllarda Asya ve Pasifik ülkeleri ile olan ticari ilişkilerin artması ile birlikte, Türkiye bu bölge ile daha yakından ilgilenmeye başladı. Ticari ilişkiler tarihi olarak incelendiğinde, Türkiye Asya ve Pasifik ülkeleriyle ticarete çok daha öncesinde başlamış olmasına rağmen, son yıllarda bu ilişkiler daha da derinleşti.

Türkiye, Asya ve Pasifik ülkeleri ile ithalat ve ihracat işlemlerinde oldukça yüksek bir hacme sahip. Özellikle, Çin, Japonya, Güney Kore ve Hong Kong ile yapılan ticaret işlemleri oldukça yüksek seviyededir. Bu kapsamda, Türkiye'nin Asya ve Pasifik ülkeleriyle olan ticari ilişkilerinin her geçen gün artması, Türkiye ekonomisi için oldukça önemlidir.

Bunun yanı sıra, Türkiye Asya ve Pasifik ülkeleri ile ticari ilişkilerini, SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI (STA) gibi anlaşmalarla da desteklemektedir. Söz konusu STA'lar sayesinde, ticari ilişkiler daha da güçlenmekte ve karşılıklı yarar sağlanmaktadır. Ayrıca, Türkiye tarafından yapılan yatırımlar sayesinde de, Asya ve Pasifik ülkelerinde Türk firmalarına geniş bir pazar açılmaktadır.

• Özetle,
• Türkiye, Asya ve Pasifik ülkeleri ile ticari ilişkilerinde oldukça önemli bir noktaya gelmiştir.
• Son yıllarda yapılan anlaşmalar ve yatırımlar, Türkiye ile bu bölge arasındaki ilişkileri daha da güçlendirmiştir.
• Türkiye ve Asya-Pasifik bölgesi arasındaki ticari ilişkilerin, her iki taraf için de karşılıklı yarar sağlayacak şekilde gelişmesi beklenmektedir.

Yatırımlar ve İşbirlikleri

Türkiye, son yıllarda Asya ve Pasifik ülkeleri ile ticari ilişkilerini arttırmak için ciddi adımlar atmıştır. Bu adımlar, yatırımlar ve işbirlikleri alanında da kendini göstermektedir.

Özellikle son yıllarda Güney Kore, Çin, Japonya, Tayvan ve Singapur gibi Asya ve Pasifik ülkeleri ile yatırım ilişkileri önemli ölçüde artmıştır. Türkiye, bu ülkelerin teknolojik ve mali kaynaklı işbirliklerinde öncelikli hedefleri arasındadır. Son yıllarda yapılan anlaşmalar ve projeler ile Türkiye, Asya ve Pasifik bölgesinde gelişmekte olan ülkeler ile işbirliği yaparak, ekonomisine katkı sağlamayı hedeflemektedir.

Bununla birlikte, Türkiye'nin Asya ve Pasifik ülkeleriyle yatırım ve işbirliği alanları, sanayi, tarım, turizm gibi birçok sektörü kapsamaktadır. Türkiye, bu alanda hem yerli hem de yabancı yatırımcıları çekmek için birçok önlem almıştır. Özellikle Türkiye ve Çin arasında 2010 yılında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması, bu anlamda oldukça önemlidir. Bu anlaşma ile Türkiye, Asya ve Pasifik bölgesindeki birçok ülke ile ticari ilişkilerini daha da geliştirmeyi hedeflemektedir.

• Sanayi alanında; Türkiye ve Asya-Pasifik ülkeleri arasında yapılan işbirlikleri, ortak üretim yatırımları, teknolojik altyapı projeleri gibi birçok çalışmayı kapsamaktadır.
• Tarım alanında; özellikle Japonya ve Güney Kore gibi gelişmiş ülkeler ile yapılan anlaşmalar, Türk tarım ürünlerinin ihracatını arttırmayı hedeflemektedir.
• Turizm alanında; Asya ve Pasifik ülkeleri ile yapılan işbirlikleri ile Türkiye, turistik alanlarda da kendini göstermektedir. Özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu alanda ciddi çalışmalar yapmaktadır.

Türkiye'nin Asya ve Pasifik ülkeleriyle yatırım ve işbirliği alanları, yapılan anlaşmaların etkileri oldukça olumlu olmuştur. Önümüzdeki yıllarda, bu alanda atılan adımların meyvelerini daha da fazla göreceğiz.

Asya Altyapı Yatırım Bankası'na Katılım

Türkiye, Asya Altyapı Yatırım Bankası'na (AIIB) katılma sürecini Nisan 2015'te tamamlayarak, bu önemli kuruluşa üye olan ilk G20 ülkesi oldu. AIIB, çeşitli Asya-Pasifik ülkeleri arasında özellikle altyapı yatırımlarına yönelik ortak bir finansal platform olarak 2015 yılında faaliyete geçti. Türkiye'nin bu bankaya katılması, bölgedeki ekonomik işbirliklerinde yeni kapılar açarak, çok sayıda projenin finansmanını mümkün kıldı.

Türkiye'nin AIIB'ye üyelik süreci, ekonomik bağlantılarını ve yatırımlarını Asya-Pasifik bölgesine genişletmesinin yanı sıra, turizm ve diğer alanlarda işbirliği fırsatlarını artırdı. Bunun yanı sıra, bankanın Türkiye için başka bir önemi de, enerji, ulaşım, iletişim ve çevre alanlarındaki büyük yatırımların finansmanını sağlamaktır. AIIB gibi çok taraflı bir bankaya üyelik, Türkiye'nin Asya-Pasifik'teki ekonomik ve siyasi gücünü artırarak, Türk firmalarına yeni pazarlar açılmasını sağlamıştır.

Ayrıca, AIIB'nin Türkiye'ye sağlayacağı bir diğer fayda da, uluslararası alanda itibarın artmasıdır. AIIB üyeliği, Türkiye'nin yalnızca ekonomik alanda değil, uluslararası alanda da söz sahibi olması ve bu durum, Türkiye'nin ikili ilişkilerinde de olumlu etki yaratacaktır. Bu nedenle, Asya Altyapı Yatırım Bankası'na katılım, Türkiye'nin Asya-Pasifik bölgesindeki varlığını güçlendiren önemli bir adımdır.

Belt and Road Initiative Projesi

Belt and Road Initiative Projesi, Çin tarafından başlatılan ve dünya genelindeki ticaret ağlarını güçlendirmeyi amaçlayan bir projedir. Bu proje kapsamında, Türkiye de önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye, proje ile Asya ve Avrupa arasında bir köprü görevi görmektedir. Bu sayede ülke, bölgenin en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelmiştir.

Belt and Road Initiative Projesi, Türkiye ile Çin arasındaki ticaretin artmasına da yardımcı olmaktadır. Proje kapsamında, Türk yatırımcılar da Asya ve Pasifik ülkelerinde birçok fırsat yakalamıştır. Bu yatırımlar sayesinde, Türkiye ekonomisi de olumlu bir etki görmüştür.

Türkiye'nin Belt and Road Initiative Projesi'ne katılımı, ülkenin Asya ve Pasifik ülkeleriyle olan ilişkilerinde önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Proje, Türkiye'nin bölgedeki ticaret ve yatırım potansiyelini de ortaya koymaktadır. Ayrıca, Türkiye'nin projeye katılımı, ülkeyi bölgedeki diğer ülkeler ile de daha sıkı bir şekilde bağlamaktadır.

Türkiye'nin Belt and Road Initiative Projesi'ne katılımıyla birlikte, ülkenin bölgesel barış ve istikrar konusundaki rolü de artmıştır. Projenin hedefleri doğrultusunda, Türkiye bölgedeki diğer ülkelerle de daha sıkı işbirlikleri içerisinde yer alabilir. Bu sayede, bölgedeki sorunların çözümüne de katkı sağlanabilir.

Sonuç olarak, Belt and Road Initiative Projesi Türkiye için önemli bir fırsat sunmaktadır. Ülke, bölgesel ticaretin artması ve ekonomik kalkınma için bu projeye sıkı bir şekilde bağlı kalmalıdır. Aynı zamanda, Türkiye'nin bölgedeki diğer ülkelerle olan ilişkilerini de güçlendirmesi, bölgedeki barış ve istikrar için de önemlidir.

Kuşak ve Yol

Kuşak ve Yol, Çin tarafından başlatılan bir ekonomik ve lojistik projesidir. Proje, Çin'in batısındaki Xinjiang bölgesinden başlayarak, Asya, Avrupa ve Afrika'yı kapsayan bir altyapı ağı inşa etmeyi hedeflemektedir. Bu ağ yoluyla hammadde ve mal taşınması, ticaret hacminin artırılması, turizmin canlandırılması, enerji kaynaklarının daha etkin kullanımı gibi amaçlar gerçekleştirilecektir.

Türkiye, Çin'in bu projesine 2016 yılında katılma kararı almıştır. Projede Türkiye, Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayacak kilit bir rol oynamaktadır. İpek Yolu'nun batıya yönelen kolu olarak konumlandırılan Türkiye, Kuşak ve Yol Projesi'nin ikinci kolu olan "Deniz İpek Yolu"nu da kapsayan bir transit ülke olarak belirlenmiştir.

Katılımın ardından, Türkiye'nin başkenti Ankara'da, China National Machinery Import and Export Corporation (CMC) tarafından yürütülen Ankara İstanbul Yüksek Hızlı Tren Projesi'nin inşası tamamlandı. Bu tren, Asya ile Avrupa arasında daha hızlı ve etkili bir taşımacılık imkanı sunmaktadır. Ayrıca, Mersin ve İzmir gibi Türkiye'nin diğer önemli limanlarına yapılan yatırımlar, Türkiye'nin Asya-Pasifik bölgesiyle olan ticaret ve yatırım faaliyetlerinin artırılmasına yardımcı olacaktır.

Projenin Türkiye-Asya ilişkilerine etkisi çok yönlüdür. Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığı artarken, ülke aynı zamanda Asya-Pasifik'in ekonomik büyümesinin de bir parçası haline gelmektedir. Projeye katılım, Türkiye'nin coğrafi konumundan da yararlanarak ülkenin bir bölgeden diğerine kolayca ulaşmasına yardımcı olabilecektir.

projesine katılımı ve bu projenin Türkiye-Asya ilişkilerine etkisi

Kuşak ve Yol Projesi, Çin tarafından başlatılan ve Asya, Afrika ve Avrupa ülkelerini birbirine bağlamayı amaçlayan bir altyapı projesidir. Bu proje ile ülkeler arasındaki ticaret ve yatırım hacminin artması, kültürel ve siyasi ilişkilerin gelişmesi hedeflenmektedir. Türkiye de bu projenin bir parçası olarak yer almaktadır.

Türkiye'nin Kuşak ve Yol Projesi'ne katılımı, Türkiye-Çin ilişkilerinin gelişmesine de yardımcı olmuştur. Bu proje sayesinde her iki ülke arasındaki stratejik işbirliği imkanları da artmaktadır. Ayrıca Türkiye, bu projede bulunan diğer ülkeler ile de daha yakın ilişkiler kurma fırsatı yakalamaktadır.

Kuşak ve Yol Projesi, Türkiye'nin Asya ve Pasifik ülkeleriyle ticari, kültürel ve siyasi ilişkilerini de artırmaktadır. Bu proje sayesinde Türkiye, Asya ve Pasifik bölgesinin diğer ülkeleri ile de daha yakın işbirliği içinde olma imkanı bulacaktır. Yüksek hızlı tren, liman ve havaalanları, ticaret yolları gibi altyapı projeleri, Türkiye'nin Asya ve Pasifik ülkeleri ile daha verimli bir şekilde etkileşim kurmasına ve işbirliği imkanlarını artırmasına olanak tanıyacaktır.

Sonuç olarak, Kuşak ve Yol Projesi, Türkiye'nin Asya ve Pasifik ülkeleri ile kültürel, siyasi ve ticari ilişkileri açısından önemli bir adımdır. Bu proje sayesinde Türkiye, bölge ülkeleriyle daha güçlü ekonomik ve politik bağlar kurabilir ve Asya ve Pasifik'in ekonomik büyümesinden yararlanabilir.

Kültürel ve Siyasi İlişkiler

Türkiye'nin Asya ve Pasifik ülkeleriyle kurduğu ilişkiler sadece ticari değil, kültürel ve siyasi açıdan da oldukça önemli. Bu ilişkilerin tarihi oldukça eskilere dayanıyor ve günümüzde de devam ediyor. Türkiye, Asya ve Pasifik ülkeleriyle kültürel alanda işbirliği yaparak kültürel zenginliğini artırmayı hedefliyor.

Türkiye, Asya ve Pasifik ülkeleriyle siyasi ilişkilerini de geliştirerek bölgesel ve küresel konularda ortak çalışmalar yapmak istiyor. Bu amaçla Türkiye, Asya ve Pasifik ülkeleriyle çeşitli anlaşmalar imzalayarak siyasi işbirliği yapmayı hedefliyor.

Bunun yanı sıra, Türkiye Asya ve Pasifik ülkeleriyle akademik alanda da işbirliği yapmaktadır. Türk üniversiteleri ve Asya ve Pasifik ülkelerindeki üniversiteler öğrenci ve öğretim elemanı değişimi yapmakta ve ortak akademik projeler yürütmektedir.

• Türkiye, Asya ve Pasifik Şehirler Birliği'ne üye olarak bölgesel kalkınmada işbirliği yapmaktadır.
• Ayrıca, Türkiye aynı zamanda Asya-Afrika Yenilikçi İşbirliği Platformu'na da katılmıştır. Bu platformda, Türkiye Asya ve Afrika ülkeleri arasında inovasyon ve bilgi alışverişi yapmayı hedeflemektedir.

Türkiye ve Asya-Pasifik ülkeleri arasında gerçekleştirilen bu işbirliği ve yapılan anlaşmaların hem Türkiye hem de bölgesel ve küresel düzeyde önemli etkileri olacağına inanılıyor. Türkiye, bu ilişkileri daha da kuvvetlendirerek bölgesel ve küresel barış, istikrar ve refahın sağlanmasında önemli bir rol oynamayı hedefliyor.

2023 Vizyonu

Türkiye'nin Asya ve Pasifik ülkeleriyle ilişkilerinde 2023 vizyonu doğrultusunda belirlediği hedefler oldukça net bir şekilde ortaya konulmuştur. Bu vizyonun ana hedefi, Türkiye'nin Asya Pasifik bölgesinde çok daha güçlü bir ticaret, yatırım ve siyasi varlığına sahip olmasıdır. Bu amaç doğrultusunda Türkiye, Asya ve Pasifik ülkeleriyle olan ekonomik ve siyasi bağlarını güçlendirmek amacıyla stratejik adımlar atmaktadır.

Türkiye'nin bu vizyonu gerçekleştirmek için aldığı adımlar arasında, ticaretin artırılması, yatırım imkanlarının geliştirilmesi ve daha etkili bir siyasi diyalogun sağlanması yer almaktadır. Bölgedeki ülkelerle imzalanan serbest ticaret anlaşmaları, Türkiye'nin ihracatının artmasına ve Türk firmalarının bölgedeki yatırım imkanlarından daha fazla yararlanmasına olanak tanımaktadır.

2023 vizyonu doğrultusunda Türkiye, Asya ve Pasifik ülkeleriyle olan ticaret hacmini 500 milyar dolara çıkarmayı hedeflemektedir. Bu hedefe ulaşmak için ise Türkiye, bölgede faaliyet gösteren Türk firmalarının sayısını artırmak, bölgedeki pazarlara daha fazla girmek ve yerel işletmelerle daha yakın işbirliği içinde olmak gibi adımlar atmaktadır.

Bunun yanı sıra, Türkiye, bölgedeki ülkelerle olan siyasi ve kültürel ilişkilerini de geliştirmeyi hedeflemektedir. Bu amaç doğrultusunda, Asya ve Pasifik ülkeleriyle işbirliği anlaşmaları yapılmaktadır. Türkiye'nin bu bölgedeki varlığını ve etkinliğini artırmak amacıyla gerçekleştirilecek projeler arasında, Asya Altyapı Yatırım Bankası'na katılım ve Kuşak ve Yol projesine dahil olma gibi büyük adımlar yer almaktadır.

Asya-Afrika Yenilikçi İşbirliği Platformu'na Katılım

Türkiye, Asya ve Afrika arasındaki ilişkileri geliştirmek için çalışmalarını sürdürmektedir. Bu amaç doğrultusunda, Asya-Afrika Yenilikçi İşbirliği Platformu'na katılım sürecine başladı.

Platformun amacı, Asya ve Afrika ülkeleri arasında inovasyon, teknoloji ve yenilikçi işbirliğini artırmak, ortak projeler geliştirmek ve entegrasyonu sağlamaktır.

Türkiye'nin bu platforma katılımı, ülkemiz için birçok fırsatı beraberinde getirmektedir. Özellikle, Türkiye'nin Afrika pazarına açılımı açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, platform sayesinde Türk ihracatçılarına yeni pazarlar açılması ve Türk yatırımcılarına yeni fırsatlar sunulması beklenmektedir.

Bunun yanı sıra, platform üzerinde gerçekleştirilecek işbirlikleri sayesinde Türkiye, Asya ve Afrika arasında köprü vazifesi görebilir ve bu sayede ülkemizin ticaret hacmi de artabilir. Tüm bu gelişmeler, Türkiye'nin ekonomik olarak daha da güçlenmesine yardımcı olacaktır.

Asya-Afrika Yenilikçi İşbirliği Platformu'nun etkin ve verimli bir şekilde kullanılması, Türkiye'nin Asya ve Afrika ülkeleriyle olan ilişkilerini daha da ileriye taşıyacaktır.

Bölgesel Sorunlar ve İlişkiler

Türkiye'nin Asya ve Pasifik ülkeleriyle geliştirdiği ilişkilerin olduğu gibi büyük bir potansiyele sahip olduğu bir gerçek. Ancak, bu ilişkilerin her zaman sorunsuz olmadığı konusu da bir gerçek. Bölgesel sorunlar ve farklılık gösteren siyasi görüşler ve politikalar, Türkiye ve Asya ve Pasifik ülkeleri arasında sorunlara neden olabilir.

Türkiye, Asya ve Pasifik bölgesindeki çeşitli ülkelerle askeri, diplomatik ve ekonomik olarak bağlantılıdır. Ancak, bölgesel gerginlikler, sınır sorunları ve kültürel farklılıklar bazı sorunlara neden olabilir.

Bu tür sorunların çözümü için, işbirliği, kültürel diyalog ve diplomasi öne çıkar. Türkiye, kendisini bölgede etkili bir barış tesis edici olarak konumlandırmalı ve Asya ve Pasifik ülkeleri arasında diyalog sağlamak için aktif bir rol oynamalıdır. Ayrıca, herhangi bir ihtilaf çıktığında, çözüm için müzakere yolu benimsenebilir.

Bunun dışında, bölgesel sorunların çözümü için sivil toplum örgütleri, akademisyenler ve medya kuruluşları gibi farklı aktörler de dahil edilebilir. Bu şekilde, herkesin katılımıyla yeni stratejiler geliştirilebilir ve sorunlar daha çabuk çözülebilir.

Türkiye ve Asya ve Pasifik ülkeleri arasındaki olası bölgesel sorunlar, büyük bir potansiyele sahip olan ilişkilerin gelişmesini engellememelidir. Yapıcı bir diyalog ve sorunlara zamanında müdahale, her iki tarafın da yararına olacaktır.

Uygur Sorunu ve Çin

Uygurlar, Türk dil ailesinin bir üyesidir ve genellikle Doğu Türkistan olarak bilinen Çin'in Xinjiang eyaletinde yaşamaktadır. Uygurlar, Çin hükümeti tarafından uzun yıllardır baskı altında tutulmaktadır ve insan hakları ihlallerine maruz kalmaktadır.

Türkiye ise uzun yıllardır Uygur müslümanlarının yanında olduğunu ve Çin'in insan hakları ihlallerini kınadığını açık bir şekilde ifade etmektedir. Türkiye, Çin'in Uygur azınlığına yönelik baskılarına devam etmesi durumunda Çin ile olan ticari ilişkilerini gözden geçirebileceğini açıklamıştır.

Bu tutum, Çin-Türkiye ilişkilerinde gerilim yaratmıştır. Ancak Türkiye'nin Uygur Sorunu'na yönelik tavrı, Asya ve Pasifik bölgesindeki diğer ülkelerde de takdir edilmektedir. Özellikle bölgedeki diğer müslüman ülkeler Türkiye'nin tutumunu benimsemiş ve Uygur müslümanlarının haklarını savunmuşlardır.

Uygur Sorunu'nun çözümü için Çin ve Türkiye arasındaki diyaloğun devam etmesi gerekmektedir. Türkiye, Çin'in politikalarını değiştirmesi konusunda baskı yaparken, Çin hükümeti de Türkiye'nin toprak bütünlüğüne saygı göstermeli ve Uygur Sorunu'na ilişkin tavrını tekrar gözden geçirmelidir.

Güney Çin Denizi Sorunu

Güney Çin Denizi, Asya-Pasifik bölgesindeki önemli bir konumda yer alıyor ve yaklaşık 3,5 milyon kilometrekarelik bir alana sahip. Bu deniz, zengin doğal kaynaklara sahip olduğu için bölge ülkelerinin arasında çekişmeli bir konuma sahip. Çin, bölgedeki en büyük iddialarından birine sahip olduğu için de diğer ülkeler ile sık sık çatışmalar yaşanıyor. Türkiye'nin Güney Çin Denizi'ndeki sorunu, genellikle Çin ile olan ilişkileri sarsmakla birlikte, Asya-Pasifik bölgesindeki istikrarsızlığı da arttırmaktadır.

Türkiye, Güney Çin Denizi'ndeki gerginliği artıran birçok faktöre katkıda bulunuyor. Türk hükümeti, Güney Çin Denizi'nde bulunan adaların çoğunlukla Çin tarafından kontrol edildiği gerçeğine karşı çıkarak diğer ülkeler ile aynı görüşü paylaşıyor. Türkiye ayrıca, Çin'in bölgedeki askeri varlığından endişe duyuyor ve bunu düzenli olarak açıklıyor.

Ancak Türkiye'nin Çin'e yönelik bu tutumu, Türkiye'nin Çin ile olan ekonomik ilişkilerini de etkileyebilir. Çin, Türkiye için önemli bir ticaret ortağıdır ve Türkiye'nin Bir Kuşak Bir Yol girişimine katılması nedeniyle bu ilişkiler daha da önemlidir. Aynı zamanda Türkiye, Çin ile olan ilişkilerinde dengeli bir tutum izlemek zorundadır, çünkü Çin'in bölgedeki rolü önemli ölçüde artmaktadır ve Türkiye'yi etkileyen Küresel bir oyuncudur.

Güney Çin Denizi'ndeki sorunlar, Asya-Pasifik bölgesindeki istikrarsızlığı büyük ölçüde artırmaktadır. Bu bölgede yaşanan askeri çatışmalar, ticaret anlaşmazlıkları ve diğer sorunlar, tüm dünyada hissediliyor. Türkiye, bu alanda önemli bir oyuncu olmayabilir, ancak uluslararası toplumun çözümüne katkıda bulunması gereken küresel sorunlarla da ilgileniyor. Bu nedenle, Türkiye'nin Güney Çin Denizi sorununa çözüm bulunması amacı ile şahin bir şekilde birden fazla tarafla işbirliği yapması gerekiyor.