Hiyerogliflerle yazılmış en çarpıcı Mısır metinlerini keşfetmeye hazır mısınız? Bu ilginç eserler antik Mısır kültürünün gizemli dünyasına açılan kapılar arasında sizi bekliyor. Hemen inceleyin!
Mısır uygarlığı, insanlık tarihinin en eski uygarlıklarından biridir. Bu kültür sadece mimarisi, tıbbı ve matematiğiyle değil, aynı zamanda yazılı ve sanatsal eserleriyle de dikkatleri üzerine çekmiştir. Mısır hiyeroglifleri, bu yazılı kültürün en önemli unsurlarından biridir ve okunması günümüzde bile zor ve özel bir dil olarak kabul edilir.
Mısır hiyeroglifleriyle yazılmış eserler arasında, insanlık tarihinde gerek duygusal gerek tarihi etkileriyle en dikkat çekici olanları bulunmaktadır. İştar Tapınağı Metni gibi insanlığın en eski yazılı belgesi, Bulaq Necropolis yazıtları ve Hekalot Yazıtları gibi tarihi öneme sahip metinler sadece birkaç örnek olarak verilebilir. Bu metinler firavunların hikayelerini, ölülerin ritüellerini, sihirli kelime ve duaları ve daha birçok bilgiyi içermektedir.
Amduat Metni ve Edwin Smith Cerrahi Papirüsü gibi diğer Mısır eserleri, tıp ve sağlık alanındaki bilgileri anlatarak insanlık tarihinin şimdiki halinin temellerini atmıştır. Kahun Tıbbi Papirüsü ise, anne ve çocuk bezi bakımı ve tedavileri hakkında bilgi verirken, Papyrus Anastasi I çağdaş Mısırlıların yazılı iletişimindeki kullanımına yönelik bir fikir sunmaktadır.
1. İştar Tapınağı Metni
İştar Tapınağı Metni, Mısır'da bulunan en eski yazılı belgelerden biridir. Tapınakta gerçekleştirilen bir töreni anlatır ve MÖ 2. binyılın başlarına tarihlenir. Metnin tamamı hiyerogliflerle yazılmıştır ve MÖ 2000 yılı civarında yazılmış olması muhtemeldir.
Metin, tapınağın cevher kaynakları ve yılda bir kez düzenlenen bir tören hakkında ayrıntılı bilgi verir. Tören, İştar'ın (Astarte) İsis'e dönüştüğü ve Mısır Tanrısı Ra'ya adamak için gerçekleştirilir. Metnin yazımı oldukça çarpıcıdır ve Mısır dininin erken dönemlerine ışık tutar. Metnin tamamına ulaşmak mümkün olmasa da, mevcut olan bölümler oldukça etkilidir.
İştar Tapınağı Metni, Mısır hiyeroglifleri ile yazılmış en ilginç belgelerden biridir. Metnin bulunması, Mısır medeniyeti hakkında daha fazla bilgi edinmemizi sağlamıştır. Metinde geçen tören ve tapınak detayları, antik Mısır dininin ve kültürünün daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmaktadır.
2. Bulaq Necropolis Yazıtları
Bulaq Necropolis yazıtları, Eski Mısır tarihi için oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu yazıtlar, Mısır'ın 4. Hanedanlığı'na ait olup, firavunlara ait pek çok önemli bilgiyi içerirler. Ayrıca yazıtlar, ölülerin ruhlarını koruma amacıyla kullanılmıştır.
Bulaq Necropolis'teki yazıtlar arasında en bilineni "Bulaq 88 Metni" olarak adlandırılır. Bu metin, ölülerin ruhlarını koruma amacıyla yazılmıştır. Metnin, ölülerin yolculuğu boyunca ruhlarının korunması için gerekli olabilecek bilgileri içerdiği düşünülmektedir.
Bulaq Necropolis Yazıtları özellikle, o dönemde ölülerin ruhlarını korumak için uygulanan ritüelleri anlamak açısından önemlidir. Yazıtların bulunması, Eski Mısır kültürü ve dininin daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır.
2.1. Bulaq 88 Metni
Bulaq Necropolis Yazıtları arasında yer alan Bulaq 88 Metni, ölülerin ruhlarını koruma amacıyla kullanılan bir metindir. Firavunlar döneminde yazılan metin, daha sonra o dönemdeki inanışlar ve ritüeller hakkında da önemli bilgiler içermiştir. Metin, geçmişte ölülerin rahat ve huzurlu bir ruh haline sahip olmalarını sağlamak için kullanılmıştır.
Bulaq Necropolis Yazıtları'nın etkileyici buluntularından biridir ve Mısır tarihinin en önemli arkeolojik keşiflerinden birini oluşturur. Bu yazıtlar, Mısır'ın dini, tarihi, siyasi, sosyal ve kültürel yapısı hakkında da bilgiler sunmaktadır.
3. Hekalot Yazıtları
Tarihteki en uzun anlatı olarak bilinen Hekalot Yazıtları, Mısır hiyeroglifleriyle yazılı olarak Luksor'daki Hekalot Binası'nın duvarlarında bulunmuştur. Hekalot Yazıtları, Tanrıların incilini anlatan bir metindir ve tarihteki en eski anlatılardan biridir.
Hekalot Yazıtları metni, yaklaşık olarak MÖ 2000 yılında yazılmış olup, metnin oluşturulması için birçok yıldan fazla süre gerektiren bir çalışmanın ürünüdür. Bu metin, Mısırlıların günlük hayatının birçok yönünü açıklar ve insanların Tanrılarla olan ilişkileri hakkında bilgi verir.
| Bölümler | Açıklamalar |
|---|---|
| Pelerin | Mısır tanrılarına övgü için kullanılan bölüm. |
| Doğuş | Tanrıların doğuşunu anlatan bölüm. |
| Ölüm | Ölülerin yargılandığı bölüm. |
| Templom | Mısır tapınaklarına adanmış bölüm. |
| Osiris | Tanrı Osiris'e adanmış bölüm. Osiris, ölülerin hakimi olarak bilinir. |
Bu metni oluşturan bölümler Mısırlıların ölüm, diriliş, yönetim, ve Tanrılarla olan ilişkileri gibi konuları ele alır. Metnin içeriği, metnin yazıldığı dönemdeki toplumun etik, ahlak ve din anlayışından izler taşır.
İlk uzun anlatı olarak kabul edilen Hekalot Yazıtları, tarihteki en önemli yazılı belgelerden biridir. Bu metin, Mısır tarihinde önemli bir yere sahip olduğu gibi, insanlık tarihi için de büyük bir önem taşır.
3.1. Hekalot Metni
Eski Mısır hiyeroglifleri arasında en ilginç metinlerden biri olan Hekalot Metni, Tanrıların incilini anlatan bir belgedir. Bu belge, bugüne kadar bulunan en uzun anlatılardan biri olmasıyla da dikkat çekmektedir. Luksor'daki Hekalot Binası'nda bulunan bu metnin, hem tarihi hem de kültürel açıdan büyük önemi vardır.
Hekalot Metni, tamamen hiyerogliflerle yazılmış ve ismini bulunduğu binadan almaktadır. Bu belge, Tanrıların birbirleriyle olan ilişkilerini ve dünya ile olan etkileşimlerini anlatan bir tür ilahiyat kitabıdır. Ayrıca, Hekalot Metni'nde bulunan bölümler arasındaki ilişkiler ve metnin genel yapısı da oldukça komplekstir.
Metin, ilk olarak Klaudiosi'ye ait olan bir yazıttan derlenmiştir. Hekalot Metni'nin geniş çaplı kopyalarının, 18. Hanedanlık döneminde Shoshenq I tarafından yazıldığı düşünülmektedir. Bu sebeple, metin üzerindeki araştırmalar, Mısır tarihçileri ve araştırmacıları için büyük önem taşımaktadır.
3.1.1. Metnin Bölümleri
Hekalot Metni, 17 bölüme ayrılmıştır. Metin, Tanrıların incilini anlatır ve farklı tanrıların sözlerini içerir. Metnin her bölümü farklı bir konu ile ilgilidir ve ayrı ayrı anlatılır.
Metni oluşturan bölümlere örnek olarak; "Bu Bölümün Tanrısı Amun", "Duvarın ve Kolonun İnşası", "Tanrıların Güç Gösterisi" gibi bölümler verilebilir.
Metin, dönemin inançları hakkında da bilgi verir ve Mısır mitolojisiyle ilgilenenler için oldukça önemlidir. Metinde yer alan diyaloglar, okuyucuya dönemin olaylarının nasıl algılandığını gösterir.
Tabloda, her bölümün içeriği ve konusu daha ayrıntılı olarak açıklanabilir:
| Bölüm | Konu |
|---|---|
| 1. Bölüm | Bu Bölümün Tanrısı Amun |
| 2. Bölüm | Duvarın ve Kolonun İnşası |
| 3. Bölüm | Tanrıların Güç Gösterisi |
| 4. Bölüm | Mukaddes Alanın Hikayesi |
| 5. Bölüm | Ölüler Diyarı |
| 6. Bölüm | Horus Kapısı |
| 7. Bölüm | Komitelerin İnzivaya Çekilmesi |
| 8. Bölüm | Yemek Pişirme ve Yolu Bulma Sanatı |
| 9. Bölüm | Uzun Kavga Sırasında Destek Gönderme |
| 10. Bölüm | Altın Kapının Kilidi |
| 11. Bölüm | En Yüksek İlahiyat Evi |
| 12. Bölüm | Hamursuz Ekmekleri Fırınlama Sanatı |
| 13. Bölüm | Baş Şamanın Yapması Gereken İşler |
| 14. Bölüm | Güneş Tanrısının Yolculuğu |
| 15. Bölüm | Amun-Ra'nın Mısır'a Gelişi |
| 16. Bölüm | Firavun'un Tahta Oturması |
| 17. Bölüm | Tanrıların Binicisi |
Her bölümün kendi içinde ayrıntıları bulunmakla birlikte, metin büyük bölümler halinde dört ana bölüme ayrılabilir. Bu bölümler, "Tanrıların Güç Gösterisi", "Komitelerin İnzivaya Çekilmesi", "Uzun Kavga Sırasında Destek Gönderme" ve "Tanrıların Binicisi" adlarıyla anılır.
4. Amduat Metni
Geç Mısır Krallığı döneminden kalan Amduat Metni, kraliyet mezarlarında kullanılmıştır. Bu metnin en önemli özelliklerinden biri, geçmişte yapılan ritüellere ışık tutmasıdır. Metinde yer alan simgesel anlatım tarzı, ölümden sonraki hayatın anlatımında kullanılmaktadır. Ayrıca metin, aynı zamanda gizli bilgileri de içermektedir.
Amduat Metni, Arınma Pireni olarak da bilinir. Bu metin, 12 bölümden oluşur ve her bölümün bir günü temsil ettiği düşünülmektedir. Metin, Geç Mısır Krallığı'nın son dönemlerinde yazılmıştır.
Amduat Metni'nin tamamı simgesel bir anlatım tarzıyla yazılmıştır. Metinde geçen semboller, ölümden sonraki hayatın anlatımında önemli bir rol oynamaktadır. Aynı zamanda metinde, tanrıların bir araya gelip günün sonunu karşıladığına dair bir anlatım bulunmaktadır. Bu metin aynı zamanda sırlarla doludur ve özellikle mezarların korunması ve cesetlerin mumyalanması ile ilgili ritüellere ışık tutmaktadır.
4.1. Amduat'ın Özellikleri
Amduat Metni, Mısır tarihinde önemli bir yere sahip olan geç Mısır Krallığı'na ait bir metindir. İçeriği, ölülerin güneş botu ile yolculuk ederek yeniden doğuşuna dair ritüel amaçlarını anlatır. Bu metin özellikle kraliyet mezarlarında kullanılmıştır. Metnin özellikleri arasında, on iki saatlik bir yolculuğu ve 21 bölüme ayrılmış çarpıcı bir anlatımı bulunur. Metin, gece boyunca gerçekleştirilen güneş yolculuğunu anlatır. Güneş battığında, güneş tanrısı Re, amduat adı verilen yere girer ve orada ölülerin ruhları ile buluşur. İlgili metin, ölülerin karanlık bölgeden yeniden doğuşuna yapılan bir tür yolculuğu detaylı bir şekilde anlatmaktadır.
Bu metnin de diğer Mısır metinleri gibi istisnai bir özelliği vardır. Yaratma hikayeli metinlerden farklı olarak, Amduat Metni, gece boyunca ölülerin ruhlarının güneş botu ile seyahat etmesine dair bir ritüeli anlatır. Bu metnin amacı, ölünün güneş tanrısı ile bir önceki yaşamda karşılaşmasına ve geçmişte yaptıklarının hesabını vermesine yardımcı olmaktı. Amduat Metni'nin, büyü, mahkeme, olağanüstü durumlar ve geleceğe dair öngörüler dahil olmak üzere birçok ritüel amacı vardı.
Metin, firavunların yeniden doğuşu, ölümden sonrası, ve Mısır'ın geleceği hakkında fikirlerini yansıtır. Amduat Metni'nin gece boyunca gerçekleşen yolculuğu, güneş tanrısının yeniden doğuşunu temsil eder. Metin, Mısır inancına göre, ölülerin yaşamın başlangıcına döndürülerek yeniden doğmalarını sağlar. Metnin bölümleri arasındaki diğer ilginç özellikleri arasında, görsel ögeler ve simgelerin kullanımı ile sembolizmin ayrıntılı bir şekilde açıklanması yer alır.
4.2. Metnin Duvar Boyaları
Amduat Metni, geç Mısır Krallığı'ndan kalma bir metindir ve geçmişte kraliyet mezarlarında kullanılmıştır. Bu metin, ölüm ve hayatın ötesindeki bir dünyanın tanımını yapar. Metnin yazıldığı yerlerdeki duvar boyaları da hikayeler anlatır.
Duvar boyaları, metnin anlattığı hikayelerin görsel bir sunumudur. Bu boyalarda, ölümden sonra var olan hayatın güzellikleri ve tehlikeleri anlatılır. Bu hikayeler, Amduat Metni'nde yer alan metnin konularıyla tamamlayıcıdır.
Duvar boyaları birçok farklı sahneyi içerebilir. Ölülerin ruhları, gökyüzündeki Tanrılar, gölün ortasındaki bir adada yaşayan Tanrılar gibi. Bu boyalar, Mısır mitolojisi, ölümden sonraki hayat ve Tanrıların hayatı hakkında fikir verir.
- Bu boyalardan birinde, Amenti bölgelerindeki bir sahne tasvir edilir. Yılanlarla boğuşan bir adam, Mumyalanmış bir adam ve birçok farklı canavar figürü vardır.
- Başka bir boyamada, bir kedi başı gibi gözüken bir Tanrı tasvir edilir ve Tanrı'nın kendi ağzından hikayeler anlatılır.
- Bir başka boyamada, ölülerin ruhları gösterilir ve bu ruhların tehditleri çizilir.
Duvar boyaları, tarihi kalıntıların yanı sıra ressam ve sanat tarihçilerine de değerli bilgi sağlar. Gösterilen detaylar, o dönemdeki sanat ve din anlayışına ışık tutar. Bu yüzden, Mısır metinleri sadece yazılı anlatım deil, aynı zamanda görsel bir anlatım da sunar.
5. Edwin Smith Cerrahi Papirüsü
Eski Mısır, medikal endüstride önde gelen medeniyetlerden biridir. Cerrahi tekniklerin geliştirilmesiyle ilgili öncü rolü sayesinde, cerrahide gelişmiş bilgi birikimi olan Edwin Smith Papirüsü gibi metinler günümüze kadar ulaşmıştır.
Edwin Smith Cerrahi Papirüsü , yaklaşık MÖ 1600 yıllarına tarihlenmektedir. Yaklaşık 48 sayfa ve 17 bölüme ayrılmış olan papirüs, uzun yıllar boyunca kayıp olarak kabul edilmiştir. Ancak, 1862 yılında bir antika satıcısı tarafından satılmaya çalışılırken, ünlü Mısır araştırmacısı Edwin Smith tarafından keşfedilmiştir.
Papirüs, alez, yaranın temizliği, yara bağlanması ve yanıkların tedavisi gibi cerrahi teknikleri ayrıntılı bir şekilde ele alır. Ayrıca, uygulamaların sağlık açısından nasıl etkili olduğu hakkında ayrıntılı bilgiler de verilir.
Edwin Smith Papirüsü'nün önemi, tıp geçmişi açısından büyük bir dönüm noktasıdır. Cerrahi uygulamaların ilkel tekniklerle yapıldığı bir dönemde, eşsiz bir tıbbi metin olan papirüs, cerrahi tekniklerin nasıl uygulandığı hakkında bilimsel bir kaynak sağlamıştır.
5.1. Papirüsün Tarifi
Papirüs, antik Mısır döneminde yazı ve çizimlerin yapılması için kullanılan bir malzemedir. Genellikle Nil Deltası çevresindeki sazlıkların gövdelerinden yapılmıştır. Fiziksel özellikleri bakımından, papirüs yüzeyi düz ve kaygan bir dokuya sahipti.
Keşfedilmesi hikayesi oldukça ilginçtir. İlk olarak 19. yüzyılın başlarında, Mısır'da Fransız askerleri tarafından bulunmuştur. Daha sonra bu askeri keşif sırasında ele geçirilen papirüsler, arkeologlar tarafından incelenmek üzere Fransa'ya getirilmiştir. Papirüslerin incelenmesi sonucunda, antik Mısır toplumunda cerrahi uygulamaların yapıldığını gösteren papirüsler keşfedilmiştir.
Bu önemli keşif, antik Mısırlıların ne kadar ileri olduklarını ve ne kadar üstün bir tıp geleneğine sahip olduklarını göstermektedir. Papirüs bulunan cerrahi uygulamalar çok ince detaylarına kadar yazılmıştır ve dönemin tıbbi teknolojisi hakkında önemli ipuçları sağlamaktadır.
5.2. Papirüsün İçeriği
Eski Mısır tıp tarihi üzerine yapılan araştırmalar sonucunda, cerrahi uygulamaların detayları hakkında önemli bir bilgi kaynağı olan Edwin Smith Cerrahi Papirüsü gün yüzüne çıkarıldı. Papirüsün içeriği oldukça detaylı olarak cerrahi işlemlerin nasıl yapıldığını anlatırken, dönemin tıp teknolojisi hakkında da ipuçları veriyor.
Papirüsün içinde yer alan cerrahi uygulamalar arasında başta kafatası, beyin ve omurilik tümörleri olmak üzere birçok ameliyat yöntemi ve tedavi yer almaktadır. Baş döndürücü birçok cerrahi prosedürü içerdiği için bu papirüs, tıp tarihi için çok önemlidir. Papirüs, günümüz modern tıp teknolojisi ile karşılaştırıldığında oldukça basit cerrahi müdahaleler içerirken, yine de dönemin ileri tıp uygulamaları hakkında bir fikir vermektedir.
Papirüs aynı zamanda birçok ilginç bilgiye de yer vermektedir. Örneğin, el bileklerindeki damarları nasıl kesmenin kanamayı durduracağı, nasıl kalp atış hızının ölçülebileceği gibi tıbbi bilgiler de yer almaktadır. Tüm bu cerrahi prosedürlerin yanı sıra, papirüsün içinde birçok bitki ve hayvan türüne ait ilginç tedavi yöntemleri hakkında bilgilere de rastlanmaktadır.
Edwin Smith Cerrahi Papirüsü, bugün bile tıbbi bilgi kaynağı olarak kullanılmaktadır ve tıp tarihine ışık tutmaktadır.
6. Kahun Tıbbi Papirüsü
Kahun Tıbbi Papirüsü, MÖ 1800 yılına kadar uzanan hamilelik öncesi ve sonrası tedaviler hakkında bilgi veren bir metindir. Yaklaşık 4200 yıl önce yazıldığı düşünülen metin, kadın sağlığına odaklanan sağlıkla ilgili bir kaynak olarak kabul edilir.
Papirüste, kadınların hamileliği, doğumu ve doğum sonrası tedavileri hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir. Gebelikte kullanılan bitkisel ilaçlar, hamilelik boyunca yapılan masaj teknikleri ve doğum öncesinde annenin beslenmesi hakkında veriler yer almaktadır.
Bunun yanı sıra, papirüs bebeklerin sağlığı ile ilgili de bilgi verir. Bebeklerin ilk iki gününde yapılan muayeneler, yaşamın ilk safhalarının zorlukları hakkında ayrıntılı bilgi vermektedir.
Kahun Tıbbi Papirüsü, birçok kaynakta yer alan en eksiksiz antik hamilelik ve doğum metnidir. Hamileliğin ilk aylarında nasıl davranılacağı, anne adayının beslenmesi, gebe kalmak isteyenlere yardımcı olmak için tasarlanmıştır.
- Gebelikte kullanılan bitkisel ilaçlar
- Masaj teknikleri
- Beslenme tavsiyeleri
Hamilelikte yapılması gerekenlerin yanı sıra, metin ayrıca, doğum yöntemleri, doğum sonrası bakım ve bebek sağlığı hakkında da bilgi verir. Papirüs, kadınların ve bebeklerin sağlığına adanmış gerçek bir antik tıp rehberidir.
6.1. Papirüsün İçeriği
Kahun Tıbbi Papirüsü, yaklaşık MÖ 1800 yılında yazıldığı düşünülen bir metindir. Papirüs, hamilelik, doğum ve bebek tedavileri hakkında detaylı bilgiler içermektedir. Hamile kadınlarla ilgilenen hekimlerin ve doğum uzmanlarının günlük pratiği hakkında da bilgi vermektedir.
Papirüs, hamilelik sırasında ortaya çıkan birçok hastalık ve semptomlarını tarif etmektedir. Bunlar arasında kusma, ishal, baş ağrısı ve uyku sorunları yer almaktadır. Ayrıca, hamile kadınların genellikle yaşadığı sırt ağrıları, kasık ağrıları ve ayak şişmesiyle ilgili çeşitli tedavi yöntemleri de açıklanmaktadır.
Doğum sırasında, papirüs, acil durumlarda kullanılan farklı doğum tekniklerini tarif etmektedir. Bunlar arasında, bebek başının çevresini saran bir ipin kesilmesi, yüzme hareketleri yapabilmesi için bebeklerin atletik özellikleri geliştirmek amacıyla suyla dolu bir küvette doğumu yapılan bebeklerin özel egzersizler yapması ve doğumu başlatmak için kullanılan bitki karışımları gibi detaylar bulunmaktadır.
Papirüs, bebek hastalıkları ve tedavileri hakkında da detaylı bilgiler içermektedir. Bebeklerde görülen enfeksiyonlar, göz iltihabı, kulak ağrısı gibi rahatsızlıkların yanı sıra, diş çıkarmaya yardımcı olacak ip ve merdaneler gibi bebek bakım malzemeleri de açıklanmaktadır.
Tıbbi açıdan, Kahun Tıbbi Papirüsü, bugün bile kullanılan modern tıp tedavilerinin köklerinin nerede bulunduğunu anlamada önemli bir kaynaktır. Bununla birlikte, kadın sağlığı ve hamilelikle ilgili bilgilerin ışığında, bugün hala geçerli olan bazı medikal uygulamaların da kökenlerini ortaya koymaktadır.
7. Papyrus Anastasi I
Geç Mısır Krallığı dönemine ait olan Papyrus Anastasi I, Mısır hiyeroglifleriyle yazılmış bir papirüstür. Yazısı, erken dönem çağdaşlarının yazılı iletişiminde nasıl kullandığına dair fikirler sunar. Bu papirüs, 1820 yılında Britanya Müzesi'nde keşfedilmiştir.
Bu papirüs, MÖ 20. yüzyılın sonlarına doğru, Mısır'daki yönetimde gerçekleşen bir değişiklikle ilgilidir. Metinde, iki farklı devlet memuru arasındaki yazışmalar yer almaktadır. Mevcut olan yazışmalar, krallık dönemi memurlarının çalışma şeklini, bürokratik süreçleri ve idari iletişimin yürütülme yöntemlerini göstermektedir.
Papirüs üzerindeki yazıların, orijinal olarak yalnızca bir memur veya bir hizmetkâr tarafından yazıldığı ancak farklı kişilere gönderildiği anlaşılmaktadır. Papirüsün düzeni, göndericinin adı, gönderildiği kişi, konu ve tarih gibi bilgileri içeren başlıkların yanı sıra konuşmanın açıklamalarına da yer verir.
7.1. Papyrus Anastasi I'in özellikleri
Papyrus Anastasi I, Eski Mısır'da geç Mısır Krallığı döneminde kullanılan bir yazıt olarak karşımıza çıkmaktadır. Fiziksel olarak, 18.9 cm yüksekliğinde, 243.8 cm uzunluğunda ve yaklaşık 15 cm genişliğindedir. Papirüs yaprağı üst üste binerek oluşmaktadır ve en eski kağıt yapımı teknikleri kullanılarak üretilmiştir.
Anastasi I'in yazılış amacı hakkında bilgi vermek gerekirse, papirüsün bir tür posta hizmeti olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Mısır, o dönemde birçok farklı bölgeye sahipti ve bu bölgeler arasındaki yazılı iletişim için posta hizmetleri kullanılırdı. Papyrus Anastasi I'in çözümü zor olan bir yazıt olarak kabul edilmesi, erken dönem Mısır yazılı iletişiminde nasıl kullanıldığına dair ipuçları sunar.