Yatırımcılar İçin Zorlu Piyasalarla Başa Çıkma Yöntemleri: Uzman tavsiyeleri ve stratejileri içeren rehberimiz ile piyasalardaki zorlukları aşın ve yatırımlarınızı koruyun İnceleyin ve kazanmaya başlayın!
Son dönemde piyasalar zorlu koşullarla karşı karşıya kalmaktadır. Ancak yatırımcılar, doğru stratejiler ve yöntemler kullanarak bu koşullardan yine de kazançlı çıkabilir. İşte yatırımcıların zorlu piyasalarda başarılı olmalarına yardımcı olacak yöntemler:
Yatırımcılar için risk yönetimi yapmak, kayıpların minimize edilmesinde önemli bir rol oynar. Bu nedenle, portföylerdeki riskleri güncel tutmak, risk yönetim stratejileri kullanmak ve yatırımcıların risk toleransını doğru bir şekilde belirlemek gereklidir. Bunun yanı sıra, belirli sektörlerde veya piyasalarda oluşabilecek riskleri önceden tahmin etmek de yatırımcıların başarısı açısından önemlidir.
Zorlu piyasalar, bazı fırsatları da beraberinde getirir. Bu nedenle, yatırımcılar için bu fırsatlar iyi bir kazanç kaynağı olabilir. Örneğin, zaman zaman piyasalardaki düşük değerlemeler veya belirli sektörlerdeki olası büyüme fırsatları, yatırımcıların kazanç elde etmesine olanak tanır. Fakat yatırımcılar, bu fırsatları değerlendirmeden önce araştırmalarını yapmalı ve fırsatların gerçekten karlı olup olmadığını kontrol etmelidirler.
Yatırımcılar, piyasadaki düşük değerlemeleri tespit ederek değer yatırımı stratejisini kullanabilirler. Bu strateji, piyasalardaki fırsatları kullanarak hisse senetlerinde uzun vadeli yatırım yapmayı hedefler. Böylece yatırımcılar, şirketlerin uzun vadeli büyüme potansiyelini değerlendirebilirler. Ancak bu stratejiyi kullanmadan önce hisse senetlerindeki potansiyel faktörlerin analiz edilmesi gereklidir.
Bazı hisse senetleri, yüksek temettü verimliliği ile öne çıkar. Bu hisse senetleri, yatırımcılara düzenli ve yüksek kazanç sağlar. Ancak yatırımcılar, temettü verimliliğinin yanı sıra, şirketlerin uzun vadeli mali performansını da analiz etmelidirler.
Bazı hisse senetleri, yüksek özsermaye verimliliği ile öne çıkar. Bu hisse senetleri, şirketlerin kârlılığını gösteren bir gösterge olarak kullanılabilir. Ancak yatırımcılar, özsermaye verimliliğinin yanı sıra, şirketlerin uzun vadeli mali performansını da analiz etmelidirler.
Zorlu piyasalarda bazı düşük riskli varlıkların performansı da yüksek olabilir. Bu varlıklar, yatırımcıların portföylerinde riski minimize etmelerine yardımcı olur. Bu nedenle, farklı varlık sınıflarının performansını izlemek ve düşük riskli varlıklarda stratejiler oluşturmak yatırımcıların kazançları açısından önemlidir.
Hisse senetleri ve dünya piyasalarında meydana gelen gelişmeler, yatırımcılar için önemli bir bilgi kaynağıdır. Ancak yatırımcılar, bu gelişmeleri doğru bir şekilde takip etmelidirler. Bu nedenle, yatırımcılar haber kaynaklarını takip etmeli ve dünya piyasalarındaki trendleri analiz etmelidirler.
Küresel ekonomik aktörlerin açıkladığı politikalar, yatırımcıların piyasa stratejilerine doğrudan etki edebilir. Bu nedenle, merkez bankalarının açıkladığı faiz oranları, ülkelerin para politikaları ve dünya liderlerinin açıklamaları, yatırımcılar tarafından yakından takip edilmelidir.
Güncel olaylar, piyasalardaki dalgalanmaların ve değişikliklerin nedenlerini gösterir. Bu nedenle, yatırımcılar, güncel olayları takip ederek bu olayların piyasalara etkilerini analiz edebilirler.
Teknik analiz yöntemleri, yatırımcıların piyasa hareketlerini analiz edebilmelerine yardımcı olur. Bu nedenle, yatırımcıların teknik analiz yöntemleri hakkında bilgi sahibi olması önemlidir.
Grafiklerin doğru bir şekilde okunması, yatırımcıların piyasa hareketlerini tahmin etmelerini sağlar. Bu nedenle, yatırımcıların grafikleri doğru bir şekilde okumayı ve yorumlamayı öğrenmeleri gereklidir.
İndikatörler, yatırımcılara piyasa trendleri hakkında bilgi verir. Bu nedenle, yatırımcılar, belirli indikatörleri kullanarak piyasa trendlerini analiz etmelidirler.
Risk Yönetimi
Yatırımcılar için piyasalarda başarılı bir şekilde işlem yapabilmek için öncelikli olarak risk yönetimi stratejilerinin etkin bir şekilde kullanılması gerekiyor. Sadece kazanç odaklı düşünmek, birçok yatırımcının kayıplar yaşamasına neden olabiliyor.
Yatırımcıların risk yönetimi yapabilmesi için kullanabilecekleri birkaç strateji bulunuyor. Bunlar arasında ilk olarak yatırım portföyü çeşitlendirme stratejisi yer alıyor. Farklı yatırım araçlarına yatırım yaparak portföyünüzü çeşitlendirmeniz, riski minimize ederek yatırımlarınızın güvenliğini sağlayabilirsiniz.
Diğer bir risk yönetimi stratejisi ise stop-loss emri kullanmaktır. Bu emir, yatırımcıların belli bir seviyede zarar etmesi durumunda, pozisyonlarını otomatik olarak kapatmalarını sağlar.
Ayrıca yatırımcılar, risklerini yönetmek için belli bir limit belirleyebilirler. Bu limit, yatırımcıların kayıplarına karşı korunmalarını sağlar ve ani fiyat hareketlerinin olumsuz etkilerini azaltır.
Tüm bu stratejilerin yanı sıra, yatırımcıların doğru analiz ve araştırma yaparak yatırım yapmaları ve piyasa trendleri hakkında bilgi sahibi olmaları da risk yönetimi stratejileri arasında yer alıyor.
Fırsatları Değerlendirme
Zorlu ekonomik koşullar yatırımcıları farklı fırsatlar aramaya yönlendirebilir. Buna bağlı olarak, piyasalarda düşük değerde bulunan ancak büyük potansiyele sahip olan hisse senetleri yatırımcılar için ilgi çekici olabilir. Ayrıca, zorlu piyasalarda faaliyet gösteren şirketler için fırsat oluşabilir. Bu şirketler, iyi bir finansal duruma sahip olup piyasada düşük değerlenebilirler. Yatırımcılar böyle şirketleri analiz ederek, düşük fiyat ile yüksek değer potansiyeli yakalayabilirler.
Bununla birlikte, zorlu piyasalarda ilgi çeken bir diğer fırsat da düşük riskli varlıklar olabilir. Bu varlıklar sıcak para akışının azaldığı ve dalgalanmanın yüksek olduğu bir ortamda, yatırımcıların güvenle yatırım yapabilecekleri değerler olarak öne çıkabilir. Özellikle alternatif yatırım araçları kullanan yatırımcılar, emtialar, tahviller veya gayrimenkuller gibi düşük riskli varlıkları portföylerine dahil ederek risklerini minimize edebilirler.
- Yatırımcılar düşük fiyatlı ancak yüksek potansiyelli hisse senetlerini takip etmeli ve doğru zamanda alım yapmalıdır.
- İyi finansal duruma sahip ve düşük değerlenmiş şirketler, yatırımcılar için cazip olabilir.
- Düşük riskli varlıklar, dalgalanmanın yüksek olduğu ortamlarda yatırımcılar için güvenli bir liman olabilir.
Yatırımcılar, fırsatları değerlendirmek için güncel haberleri takip etmeli, piyasa analizleri yapmalı ve risk/işlem yönetimi stratejilerini doğru bir şekilde kullanmalıdır. Teknik analiz ve tarihsel veri analizi de yatırımcılara yatırım kararlarında yardımcı olabilir.
Değer Yatırımı
Değer yatırımı, hisse senetleri piyasasında oldukça popüler bir stratejidir. Bu strateji, hisse senetlerinin piyasadaki değerlerinin gerçek değerinin altında olduğunu düşünen yatırımcılar tarafından uygulanmaktadır. Değer yatırımı stratejisinde, yatırımcılar düşük fiyat-prim oranına sahip hisse senetlerine odaklanmaktadır. Bu nedenle, hisse senetlerinin gerçek değeri ile piyasa değeri arasındaki farka dikkat edilir.
Bu stratejiyi uygularken, yatırımcılar genellikle büyük şirketleri tercih ederler. Çünkü büyük şirketlerin hisse senetleri genellikle daha az dalgalıdır ve daha az riskli olarak görülür. Ayrıca, büyük şirketlerin çoğu, kendilerine ait sabit bir müşteri kitlesi ve alternatif kaynakları bulunduğu için daha güvenli bir yatırım olarak kabul edilir.
Bazı yatırımcılar, değer yatırımı stratejisini uygularken, şirketlerin fiyat kazanç oranı (P/E) veya fiyat defter değeri oranı (P/BV) gibi önemli finansal oranlara da dikkat eder. Bu oranlar, şirketlerin fiyatının gerçek değerlerine kıyasla ne kadar ucuz veya pahalı olduğunu gösterir.
Değer yatırımcıları, aynı zamanda, yüksek temettü verimi olan hisse senetlerine de yönelebilirler. Bu strateji, yatırımcılara hem hisse senetlerinden gelir elde etme hem de hisse senetleri değer kazanırken yatırımlarından kazanç sağlama fırsatı sunar.
- Büyük şirketlerin hisse senetleri daha az dalgalıdır ve daha az risklidir
- Finansal oranlar dikkate alınarak hareket edilebilir
- Yüksek temettü verimi olan hisse senetlerine yönelebilirler
Temettü Verimliliği
Temettü verimi, bir hisse senedinin borsadaki fiyatına kıyasla yatırımcılara sunduğu kar payıdır. Yüksek temettü verimi sunan hisseler, genellikle yatırımcılar için cazip bir seçenek olabilir. Hangi hisse senetlerinin yüksek temettü verimliliği ile öne çıktığını öğrenmek için, öncelikle şirketlerin temettü oranlarını takip etmek gerekir.
Tablo 1: Yüksek Temettü Verimliliği Sağlayan Şirketler
| Şirket Adı | Temettü Verimi |
|---|---|
| Garanti BBVA | %9.02 |
| Şişe Cam | %8.89 |
| ASELSAN | %8.31 |
| Türk Telekom | %7.73 |
Tablo 1’de yer alan şirketler, son dönemde yüksek temettü verimliliği ile öne çıkan şirketler arasında yer alıyorlar. Bunun yanında, yüksek temettü verimi sunan şirketler ise büyük ihtimalle daha az riskli yatırım araçları olarak düşünülebilirler. Bu nedenle, yatırımcılar uzun vadeli yatırım stratejileri oluştururken temettü verimliliğine de dikkat etmelidirler.
Bununla birlikte, yüksek temettü verimleri genellikle hisse senedinin düşük fiyatlarından kaynaklanabilir. Bu nedenle, yatırımcıların temettü verimliliğini yalnızca hissenin borsadaki fiyatına odaklanarak değerlendirmemeleri gerekir. Aynı zamanda, şirketin finansal durumunu ve gelecekteki kar payı dağıtımlarını da dikkate almaları, yatırımcılar için daha sağlıklı bir yatırım kararı verme süreci olacaktır.
Özsermaye Verimliliği
Özsermaye verimliliği, bir şirketin hisse senetlerine yatırım yapacak olan yatırımcılar için oldukça önemli bir kavramdır. Şirketin varlıklarının ne kadarının yatırımcıları temsil ettiğini gösteren bu zincir, yatırım yaparken yüksek özsermaye verimliliği sağlayacak şirketlerin tercih edilmesi gerektiğini gösterir.
Ülkemizde son yıllarda büyük hacimli şirketlerin özsermaye verimliliği ortalaması %11 civarında seyrederken, bazı şirketlerde bu oran %20 ya da daha yüksektir. Bu şirketlerin başında BİM, Aksa, GSD Holding gibi şirketler gelmektedir. Tercih edilebilecek diğer şirketler ise Ereğli Demir Çelik, TAV Havalimanları ve Doğan Holding olarak sıralanabilir.
Özsermaye verimliliğinin yüksek olması şirketin finansal sağlığı, karlılığı ve likidite durumu hakkında da fikir verir. Ancak, yatırımcıların yatırım yapacakları şirketleri seçerken sadece özsermaye verimliliği kriteri yeterli değildir. Şirketin sektörü, büyüme oranı, piyasa rekabeti gibi diğer faktörler de göz önüne alınmalıdır.
Düşük Riskli Varlıkların Performansı
Zorlu piyasalarda yatırımcılar, yüksek riskler alarak büyük kazançlar elde etmek yerine, düşük riskli varlıklara yönelerek daha stabil bir kazanç elde etmeyi tercih ederler. Özellikle tahviller, hazine bonoları, fonlar gibi düşük riskli varlıklar, yatırımcıların portföylerini çeşitlendirerek riski minimize etmelerine yardımcı olur.
Bu tür varlıkların performansı ise piyasalardaki belirsizliklere bağlı olarak değişkenlik gösterir. Özellikle, faiz oranlarının yüksek olduğu dönemlerde bu tür varlıkların getirileri yüksek olurken, düşük faiz ortamında getirileri de düşük olur. Bu nedenle yatırımcıların faiz oranları ve enflasyon beklentileri gibi makro ekonomik verileri takip ederek, düşük riskli varlıkların performansını önceden tahmin edebilmeleri önemlidir.
Bunun yanı sıra, yatırımcılar düşük riskli varlıkların getirilerini artırmak için farklı stratejiler de uygulayabilirler. Örneğin, sabit getirili menkul kıymetler için vade sonuna kadar beklemek yerine, piyasalardaki değişimler doğrultusunda alım satım yapmak da mümkündür. Böylelikle yatırımcılar daha yüksek getiri elde edebilirler.
Düşük riskli varlıkların performansı, yatırımcılar için önemli bir strateji olmasına rağmen, sadece bu tür varlıklara yatırım yaparak büyük kazanç elde etmek zordur. Bu nedenle yatırımcılar, düşük riskli varlıkları portföylerinde çeşitlendirerek, bütünüyle bir yatırım stratejisi oluşturmalıdırlar.
Hisse Senetleri ve Dünya Piyasalarıyla İlgili Gelişmelerin İzlenmesi
Hisse senetleri, dünya piyasalarındaki gelişmelere oldukça hassas bir şekilde yanıt verirler. Bu nedenle yatırımcıların bu gelişmeleri yakından takip etmeleri büyük önem taşır. Özellikle şirketlerin açıkladığı finansal raporlar, ekonomik veriler, ülkeler arası siyasi ve ekonomik gelişmeler, faiz oranları gibi faktörler hisse senetlerinin değerinde önemli dalgalanmalara neden olabilir.
Bu nedenle yatırımcıların dünya piyasalarındaki gelişmeleri takip etmeleri ve en son haberleri öğrenmeleri büyük bir avantaj sağlar. Bu amaçla, yatırımcılar finansal haber sitelerini, gazete ve dergileri, haber programlarını, ekonomi analizlerini takip etmelidirler. Yatırımcılar, piyasa hareketlerinin nedenlerini anlamak için TÜİK, TCMB ve SPK gibi kurumların verilerini de takip etmeleri gerekir.
Ayrıca, dünya piyasalarındaki gelişmeleri takip edebilmek için yatırımcıların yatırım yaptıkları ülkelerin ekonomik ve siyasi yapılarını da iyi bilmeleri gerekiyor. Bu sayede yatırımcılar, ülkelerde meydana gelen herhangi bir değişimde nasıl etkileneceklerini önceden tahmin edebilirler.
Bazı yatırımcılar finansal verileri takip ederken tablolar ve grafikler kullanarak verilerin analizini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca, yatırımcılar Twitter ve LinkedIn gibi sosyal medya platformlarını kullanarak finansal haberleri takip edebilirler. Ayrıca, mobil uygulamalar sayesinde dünya piyasalarındaki gelişmeleri her zaman takip edebilirler.
- Finansal haber siteleri takip edilmeli
- Gazete ve dergiler okunmalı
- TÜİK, TCMB ve SPK verileri takip edilmeli
- Yatırım yapılan ülkelerin ekonomik ve siyasi yapıları hakkında bilgi sahibi olunmalı
- Tablolar ve grafikler kullanılmalı
- Sosyal medya ve mobil uygulamalar takip edilmeli
Küresel Ekonomik Aktörlerin Politikalarının İzlenmesi
Küresel ekonomik aktörler, tüm dünya piyasalarını etkileyen açıklamaları ve politikaları ile yatırımcıların piyasa stratejilerinde önemli yer tutmaktadır. Özellikle, ABD merkezli Federal Reserve Bankası'nın açıkladığı faiz oranları ve politikaları, dünya piyasalarında geniş kapsamlı etkilere neden olmaktadır.
Yatırımcılar, küresel ekonomik aktörlerin açıklamalarını takip ederek piyasalarda etkili bir strateji geliştirebilirler. Örneğin, faiz oranlarına ilişkin açıklamalar, borsa ve Döviz piyasalarında önemli dalgalanmalara neden olabilmektedir. Bu nedenle, yatırımcılar, faiz oranlarına ilişkin açıklamaları yakından takip ederek, piyasa hareketlerine göre strateji belirleyebilirler.
Küresel ekonomik aktörlerin açıklamaları ve politikaları, sadece faiz oranları ile sınırlı değildir. Özellikle, Avrupa Birliği ülkeleri arasında yaşanan ekonomik krizler, dünya piyasalarında geniş kapsamlı etkilere neden olabilmektedir. Bu nedenle, yatırımcıların, Avrupa Birliği ülkelerinin ekonomik politikalarını dikkatle takip etmeleri gerekmektedir. Bununla birlikte, Asya ve Orta Doğu'daki ekonomik gelişmeler de yatırımcıların piyasa stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır.
Sonuç olarak, küresel ekonomik aktörlerin açıklamaları ve politikaları, yatırımcıların piyasa stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Yatırımcılar, dünya piyasalarını yakından takip ederek ve küresel ekonomik aktörlerin açıklamalarını doğru bir şekilde yorumlayarak, kazançlı bir yatırım stratejisi oluşturabilirler.
Güncel Olayların Takibi
Güncel olaylar finansal piyasaları etkileyebilir ve yatırımcılar için büyük bir fırsat veya risk oluşturabilir. Bu nedenle, yatırımcıların güncel olayların takibini yapması son derece önemlidir. Örneğin, bir şirketin CEO'sunun istifası, bir terör saldırısı veya bir ülkenin politik durumundaki değişiklikler gibi faktörler yatırım kararlarını ciddi şekilde etkileyebilir.
Bununla birlikte, güncel olayların takibi sırasında yatırımcıların dikkat etmesi gereken belirli noktalar vardır. Öncelikle, her olayın etkisi farklı olabilir, bu nedenle yalnızca olayın etkisi hakkında yeterli bilgi mevcut olduğunda yatırım kararları alınmalıdır. Ayrıca, bir olayın etkisi hızlı bir şekilde ortadan kalkabilir, bu nedenle yatırımcıların güncel gelişmeleri sürekli takip etmeleri önemlidir.
Yatırımcılar, güncel olayları farklı kaynaklardan takip edebilirler. Bunlar arasında gazeteler, dergiler, haber siteleri, televizyon haberleri ve sosyal medya platformları bulunur. Ancak, yatırımcıların güvenilir kaynaklardan alınan bilgilere dayanarak karar vermeleri önemlidir. Yanıltıcı veya yanlış bilgi, yatırımcıların zarar görmesine neden olabilir.
Sonuç olarak, yatırımcılar güncel olayları takip ederek piyasalardaki potansiyel fırsatları ve riskleri belirleyebilirler. Ancak, kararlarının güvenilir kaynaklardan alınan bilgilere dayandığını doğrulamak önemlidir.
Teknik Analiz Yöntemleri
Teknik analiz, yatırımcılar tarafından fiyat hareketlerinin geçmişteki verilerine bakarak gelecekteki fiyat hareketlerine dair tahmin yapmak amacıyla kullanılan bir piyasa analiz yöntemidir. Bu yöntem sayesinde yatırımcılar, ayrıntılı bir şekilde fiyat hareketlerini inceleyerek ticaret stratejileri oluşturabilirler.
Teknik analizin bir diğer önemli bileşeni, grafiklerin okunmasıdır. Farklı grafik türleri ve göstergeler, yatırımcılara piyasada neler olduğuna dair değerli bilgiler sunar. Bu nedenle, yatırımcıların grafik okuma becerilerini geliştirmeleri ve fiyat hareketlerini yorumlayabilmeleri çok önemlidir.
Teknik analizde en yaygın olarak kullanılan göstergeler arasında hareketli ortalamalar, RSI, Bollinger Bantları ve MACD gibi göstergeler yer alır. Bu göstergeler, yatırımcılara piyasa trendleri hakkında bilgi vererek, yatırımcıların risklerini azaltmalarına yardımcı olur.
Hisse senetleri ve diğer yatırım araçlarındaki fiyat hareketleri genellikle ekonomik haberler, makroekonomik veriler ve politik gelişmeler gibi faktörlerden etkilenir. Bu nedenle, yatırımcıların teknik analiz yöntemleri yanı sıra, güncel olayları takip etmeleri ve piyasa trendlerine göre yatırım stratejileri oluşturmaları önemlidir.
Grafiklerin Okunması
Grafikler, yatırımcılar için oldukça faydalı bir araçtır. Grafiklerin okunması ve analizi, piyasa hareketlerinin tahmin edilebilirliğini artırır. Fakat, grafikleri okumak her yatırımcı için kolay değildir. Grafiklerin okunabilmesi için, yatırımcıların piyasalar ve finansal araçlar hakkında yeterli bilgi sahibi olması gerekmektedir.
Grafiklerin okunması, incelenen grafikteki temel faktörlerin anlaşılması ile başlar. Grafiklerin anlaşılması için, yatırımcıların grafiklerde kullanılan çizgi, renk, nokta gibi görsel öğelerin anlamlarını öğrenmeleri gerekmektedir. Grafiklerde kullanılan göstergeler, yatırımcıların piyasa hareketleri hakkında fikir sahibi olmalarına yardımcı olur.
Grafikler ayrıca, teknik analiz yapmak için de önemli bir araçtır. Teknik analiz, finansal araçların gelecekteki fiyat hareketlerinin grafikler ile öngörülebilirliğine dayanır. Grafiklerdeki trend çizgileri, destek ve direnç seviyeleri yatırımcılara fiyat seviyeleri hakkında fikir verebilir. Ayrıca, grafiklerin kullanımı, yatırımcıların satın alacağı veya satacağı zaman dilimini belirlemesine yardımcı olur.
Grafikler, yatırımcıların piyasa hareketlerini izleyerek tahminde bulunmalarına yardımcı olan en doğru araçlardan biridir. Yatırımcılar, grafiklerin okunması ile piyasa trendlerini daha doğru bir şekilde tahmin edebilirler. Grafiklerin analiz edilmesi, yatırımcıların risklerini minimize etmelerine ve karlı yatırımlar yapmalarına yardımcı olur.
İndikatörlerin Kullanımı
İndikatörler, yatırımcılara piyasa trendleri hakkında bilgi veren teknik analiz yöntemleridir. Bu indikatörler fiyat hareketlerinin belirli bir dönemdeki değişim hızını ve volatilitesini ölçerler. İndikatörler ayrıca fiyatların destek ve direnç seviyelerini belirlemeye yardımcı olur.
Yatırımcılar için en yaygın kullanılan indikatörler arasında hareketli ortalamalar, MACD (Moving Average Convergence Divergence), RSI (Relative Strength Index), Bollinger Bantları ve Stokastik Osilatör gibi araçlar bulunmaktadır. Hareketli ortalamalar, fiyatların belirli bir dönemdeki ortalamasını hesaplayarak trendleri belirler. MACD, farklı hareketli ortalamaların kesişimlerinden oluşur ve fiyat trendlerini belirlemek için kullanılır.
RSI, fiyat hareketlerinin momentumunu ölçer ve aşırı alım veya satım durumlarını belirlemeye yardımcı olur. Bollinger Bantları, hareketli ortalamalardan oluşan bir bant sistemi kullanır ve fiyatların destek ve direnç seviyelerini belirlemek için kullanılır. Stokastik Osilatör, piyasanın aşırı alım veya satım durumunu belirlemek için kullanılır.
İndikatörlerin doğru bir şekilde kullanılması, yatırımcıların piyasa trendlerini daha iyi anlamalarına ve daha bilinçli yatırım kararları almalarına yardımcı olabilir. Ancak, indikatörlerin yalnızca bir araç olduğu ve yatırımcıların piyasa trendlerini anlamak için diğer faktörleri de göz önünde bulundurması gerektiği unutulmamalıdır.