İnsan Hakları İhlallerinin Dünya'daki Yüzü kitabı, insanların yaşadıkları zulümlere ışık tutuyor Savaşların, işkencelerin, göçlerin ve daha birçok konunun gerçek hikayeleri bu kitapta yer alıyor Dünya genelindeki insan hakları ihlallerine ilişkin farkındalığınız artacak

İnsan hakları ihlalleri, dünyanın her yerinde yaşanan bir sorun haline gelmiştir. Her yıl milyonlarca insan, farklı nedenlerle haklarının ihlal edildiğine tanık olmaktadır. Sivil haklar, özgürlükler, ekonomik ve sosyal haklar, çalışma hakları gibi birçok alanda insan hakları ihlalleri yaşanmaktadır.

Bu ihlallerin türleri arasında, yoksulluk ve fakirlik, aşırı zenginlik ve eşitsizlik, göçmen ve mültecilerin hakları, toplumsal ve siyasi haklar, basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü, cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımcılığı, çocuk hakları ve kadına şiddet ön plana çıkmaktadır.

Dünya genelinde yaşanan insan hakları ihlallerinin sonucu olarak, insanlar hayatlarını kaybedebilir, hapsedilebilir veya ayrımcılıkla karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle, uluslararası ve ülke içi örgütler ile bireysel mücadeleler son derece önemlidir.

Bu makalede, insan hakları ihlallerinin dünya genelindeki yüzü hakkında daha detaylı bilgi edinebilirsiniz. Sivil haklar ve özgürlükler ile ekonomik ve sosyal haklar alanında yaşanan ihlallerin yanı sıra, çalışma hakları, toplumsal ve siyasi haklar, çocuk hakları ve kadına şiddet gibi sorunlar da ele alınacaktır.

Bunların yanı sıra, insan hakları ihlalleriyle mücadele eden örgütler ile bu ihlallerin sonuçlarına dair bilgiler verilecektir. Bu makale, insan haklarının korunması ve yerine getirilmesine yönelik farkındalık yaratmak amacıyla hazırlanmaktadır.

Sivil Haklar ve Özgürlükler

Dünya genelinde sivil haklar ve özgürlükler konusunda yaşanan ihlaller oldukça yaygın ve alarm verici bir düzeydedir. Bu ihlallerin örnekleri arasında, siyasi muhaliflerin tutuklanması, ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamalar, ayrımcılık, ırkçılık, cinsiyet ayrımcılığı, LGBT+ bireylerin haklarının ihlali gibi durumlar yer almaktadır.

Bu ihlallerin sonuçları ise oldukça çeşitlidir. Özgürlüklerin kısıtlanması, haksız yere tutuklanma, iş bulma ve eğitim imkânlarının azalması, ayrımcılık, bireysel ve toplumsal hayatta dışlanmışlık ve hatta ölüm gibi sonuçlarla karşı karşıya kalınabilir. Bu sebeple, sivil haklar ve özgürlükler konusunda mücadele eden örgütler ve kurumlar oldukça önemlidir.

• Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi (UNHRC)
• Uluslararası Af Örgütü
• Human Rights Watch
• Freedom House

Bu örgütler, sivil haklar ve özgürlüklerin korunması adına çalışmalar yapmaktadırlar. Aynı zamanda, sivil toplum örgütleri ve aktivistler de bu konuda oldukça etkilidirler. Özellikle son yıllarda, sosyal medyanın gücü sayesinde halkın sesini duyurma ve baskı yapma imkânı artmıştır. Bu sayede, özgürlüklerinin gasp edildiği ülkelerdeki insanlar, dünya genelinde destek bulabilmekte ve haklarını savunabilmektedirler.

Ekonomik ve Sosyal Haklar

İnsan hakları kapsamında ele alınan bir diğer önemli konu ise ekonomik ve sosyal haklar ihlalleri ile mücadeledir. Dünya genelinde birçok insan, temel ekonomik haklarından yoksun olarak yaşamaktadır ve bu durum insan hakları ihlallerine sebep olmaktadır.

Özellikle yoksulluk ve fakirlik, dünya genelinde en çok karşılaşılan ekonomik hak ihlallerinden biridir. Birçok insan, temel ihtiyaçlarını karşılayacak yeterli gelire sahip olamadığı için yeterli beslenme, sağlık hizmetleri, eğitim gibi temel haklarından mahrum kalmaktadır. Aşırı zenginlik ve eşitsizlik de diğer bir ihlaldir. Dünya genelinde bir avuç insanın elindeki servet, milyarlarca insanın sahip olduğu paydan çok daha fazladır. Bu durum, gelir dağılımı açısından adaletsizliğe sebep olmaktadır.

Buna karşı mücadele eden kurumlar ve örgütler de mevcuttur. Çeşitli sivil toplum örgütleri, yoksullukla mücadele, gelir eşitsizliğinin azaltılması ve toplumsal adalet konularında çalışmalar yapmaktadır. Ekonomik hakların korunması ve ihlallerin önlenmesi amacıyla birçok uluslararası ve yerel kurumlar da harekete geçmektedirler.

• Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu,
• Uluslararası Çalışma Örgütü,
• Dünya Bankası,
• Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi,
• Amerikan İnsan Hakları Komisyonu,
• Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı,

Birçok ülkede bu kuruluşlar ve örgütler yerel şubeleri ile çalışmaktadır. Yine toplum bazlı çalışmalar da oldukça etkilidir. Gönüllü gruplar, topluluklar, örgütler farkındalık yaratmak için kampanyalar düzenleyerek ekonomik ve sosyal hakların korunması için çalışmalar yapmaktadır.

Ekonomik ve sosyal hakların korunması, insan hakları için son derece önemlidir. Bu hakların ihlali, temel insan haklarına saygısızlık anlamına gelmektedir. Dünya genelinde ekonomik haklar ihlalleri ile mücadele edilmesi, insan hakları ihlallerinin en aza indirilmesi açısından oldukça önemlidir.

Yoksulluk ve Fakirlik

Yoksulluk ve fakirlik yalnızca gelir veya maddi imkansızlıktan kaynaklanmaz, aynı zamanda sosyal, kültürel, politik ve psikolojik faktörlere de bağlıdır.

Yoksulluğun ana nedenleri arasında siyasi istikrarsızlık, doğal afetler, sosyal haksızlıklar, eğitim eksikliği ve işsizlik gibi faktörler yer almaktadır. Bu nedenlerin sonucu olarak, yoksulların insan hakları genellikle ihlal edilir ve sağlık, barınma, gıda, eğitim gibi temel ihtiyaçlarına erişimleri engellenir.

Bu kısıtlamalar insan haklarına açık bir saldırıdır ve yoksulluk, fakirlik ve insan hakları kavramları arasında önemli bir bağ vardır. Yoksulluk, diğer temel hakların yanı sıra sağlık, özel hayatın gizliliği, eğitim, barınma, ve sosyal güvenlik de dahil olmak üzere çoğu insan hakkının zayıflamasına neden olur. İnsan hakları ihlallerinin yoksulluğun insanları kapsaması, bir insanın sadece doğuştan gelen kabiliyetlerine uygun bir yaşamı sağlama hakkı ile bağlantılıdır.

Yoksulluk ve fakirliğin ortadan kaldırılması sadece bir sorun değil, aynı zamanda bir insan hakları sorunudur. İlgili uluslararası kuruluşlar, kamuoyu desteği ve daha iyi politikalar aracılığıyla bu soruna mücadele etmeye çalışmaktadır. Sosyal yardım programları, eğitim ve istihdam politikaları, konut politikaları ve insan hakları yönergeleri yoksulluğu azaltmaya yardımcı olabilir.

Ancak, yoksulluk ve fakirlik sorunlarının çözümü kolay değildir ve iyi niyetli çabalar bile özellikle zorlu durumlar ve koşullar altında yetersiz kalabilir. Yoksulluk ve fakirlikle mücadele, insan haklarının korunması ve bireylerin insan onuruna uygun yaşaması için hayati önem taşır.

Aşırı Zenginlik ve Eşitsizlik

İnsan hakları ihlalleri arasında ekonomik ve sosyal haklar bakımından yaşanan aşırı zenginlik ve eşitsizlik durumu da yer almaktadır. Dünya genelinde, zengin ile yoksul arasındaki uçurumun giderek açıldığı görülmektedir. Zenginlerin daha da zenginleştiği bir dünyada, yoksulluk ve açlık ise hala büyük bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir.

Buna karşı mücadele etmek için, uluslararası ve yerel örgütler tarafından çeşitli önlemler alınmaktadır. Örneğin, uluslararası kuruluşlar tarafından yürütülen kalkınma projeleri, yoksul bölgelerde yaşayan insanların ekonomik olarak güçlenmesine katkıda bulunmaktadır.

Ayrıca, gelir dağılımındaki adaletsizlikle mücadele etmek amacıyla vergi reformları, sosyal güvenlik ağlarının genişletilmesi ve minimum ücret uygulamaları gibi politikalar da uygulanmaktadır. Bununla birlikte, aşırı zenginlik ve eşitsizliğin devam ettiği birçok ülkede, bu politikalar yeterli değildir ve daha kapsamlı düzenlemeler yapılması gerekmektedir.

Toplumsal adalet için mücadele eden örgütler, hükümetlerin zenginlere vergi avantajları sağlamasına ve yoksul vatandaşların yaşamsal ihtiyaçlarına karşı kayıtsız kalmalarına karşı çıkarak, eşitlik ve adalet ilkesine dayalı politikaların uygulanması için çağrıda bulunmaktadır. Sonuç olarak, insan hakları ihlalleri arasında yer alan aşırı zenginlik ve eşitsizlik durumu ile mücadele etmek için herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir.

Göçmen ve Mültecilerin Hakları

Göçmen ve mültecilerin hakları, dünya genelindeki insan hakları ihlallerinin en acı veren konularından biridir. Çoğu zaman kendilerini güvende hissetmek için ülkelerini terk etmek zorunda kalan göçmen ve mülteciler, yolda ve sonrasında pek çok zorlukla karşılaşırlar. Bu zorlukların en büyük nedeni, haklarına saygı göstermeyen ülkelerin yönetimleri ve insan haklarına karşı hareket eden kurumlarıdır.

Göçmen ve mültecilerin haklarına saygı göstermeyen ülkeler, barınma, beslenme, su, eğitim, sağlık ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlarını karşılamalarına izin vermez. Bu durum genellikle insanlık dışı koşullarda yaşamalarına neden olur. Ayrıca, sınır ihlalleri nedeniyle gözaltında tutulma, işkence, kölelik, cinsel istismar ve göçmenleri ölüme terk etme gibi durumlarla da karşılaşırlar.

Bu insan hakları ihlalleriyle mücadele eden kurumlar ve örgütler, bu durumlara dikkat çekmek ve göçmen ve mültecilerin haklarını savunmak için büyük bir çaba sarf ediyorlar. Uluslararası Af Örgütü, Mülteciler Üst Kurulu (UNHCR) ve Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü, bunlardan sadece birkaç örnektir.

Bu kurumlar, göçmen ve mültecilerin korunması ve haklarının savunulması için çalışmalar yapmakta, insan hakları ihlallerinin belgelenmesi ve bu ihlallerin sona ermesi için devletler ve uluslararası topluluklarla işbirliği yapmaktadırlar. Ayrıca, göçmen ve mültecilere eğitim ve sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçları sağlama konusunda yardımcı olurlar.

Tüm dünyada göçmen ve mültecilerin haklarına saygı göstermenin şart olduğu konusunda farkındalık yaratmak ve bu haklara saygı göstermeyen ülkelerin hesap verebilirliğini sağlamak önemlidir. Herhangi bir ülkenin, göçmen ve mültecilerin haklarına saygı göstermemesi, insan hakları ihlallerinin üzücü ve yıkıcı sonuçlarını beraberinde getirecektir.

Çalışma Hakları

Çalışma hakları, her insanın sahip olması gereken en temel haklardandır. Maalesef dünya genelinde pek çok işçinin bu haklarına saygı gösterilmediği, sömürüldüğü ve kötü muamele gördüğü görülmektedir. İşçilerin en temel hakları olan iş güvenliği, adil ücret, çalışma saatleri gibi konularda yaşanan ihlaller, işçilerin sağlık problemleri yaşamasına, ailelerinden uzakta çalışmak zorunda kalmalarına ve hatta ölümlerine neden olmaktadır.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), bu konuda dünya genelinde çalışmalar yürüten ve işçi haklarına saygı gösterilmesi için çabalayan önemli bir kurumdur. ILO'nun yasaları, ülkelerin iş kanunlarında yer alması gereken en temel işçi haklarını belirler. Ayrıca, ülkelerdeki işverenleri ve işçi sendikalarını bir araya getirerek, işçi haklarının korunması için çaba gösterirler.

Bazı ülkelerde ise, özellikle gelişmekte olan ülkelerde işçi haklarına saygı gösterilmediği ve işçilerin sömürüldüğü durumlar görülmektedir. Bu nedenle uluslararası örgütler tarafından yerel örgütlere destek verilerek, işçi hakları için mücadeleler gerçekleştirilmektedir. Ülke içi örgütler de benzer bir şekilde çalışırlar ve işçilerin haklarının korunması için devletlere baskı yaparlar.

Dünya genelinde işçi hakları ihlallerine karşı yapılan mücadeleler sonucunda, birçok ülkede iş kanunları değiştirilmiş ve işçi hakları daha iyi koruma altına alınmıştır. Ancak bu konuda hala çok yol alınması gerektiği ve daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiği de açıktır. İşçilerin insan haklarına saygı gösterilmesi için mücadele etmek, tüm insanlığın ortak görevidir.

Toplumsal ve Siyasi Haklar

Dünya genelinde, toplumsal ve siyasi hakların ihlal edildiği birçok alan vardır. Bunlardan bazıları, baskıcı yönetimlerin bulunduğu ülkelerde, protesto ve düşünce özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. Ayrıca, toplumun belirli kesimlerinin diğerlerine göre daha az hak sahibi olduğu ülkelerde, eşitsizlik ve ayrımcılık yaşanmaktadır.

Bu sorunların çözümü için, uluslararası toplumun birlikte çalışması gerekmektedir. Örneğin, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, dünya genelinde insan haklarına saygı gösterilmesi için çalışmaktadır. Ayrıca, sivil toplum hareketleri de bu konuda önemli bir rol oynamaktadır. İnsan hakları savunucuları, dünya genelindeki hak ihlallerine dikkat çekmek ve bu durumlara karşı mücadele etmek için çalışmalar yapmaktadır.

Bununla birlikte, toplumsal ve siyasi haklar için çözüm önerileri de sunulabilir. Örneğin, insan hakları eğitimi, toplumlarda insan haklarına saygıyı teşvik edebilir ve insanların haklarına sahip çıkmalarını sağlayabilir. Ayrıca, hükümetlerin sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak, insan haklarını korumak için çalışmalar yapmaları da bir çözüm olabilir.

Sonuç olarak, toplumsal ve siyasi hakların ihlal edildiği birçok alan vardır ve bu sorunların çözümü için uluslararası toplumun birlikte çalışması gerekmektedir. İnsan hakları eğitimi ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği, insan haklarının korunması için önemli çözüm önerileridir.

Basın Özgürlüğü ve İfade Özgürlüğü

Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü, insan hakları açısından en önemli konulardan biridir. Ne yazık ki, dünya genelinde bu hakların ihlallerine sık sık tanık oluyoruz. Basın özgürlüğünün ve ifade özgürlüğünün ihlal edilmesi demokratik değerlerin yok edilmesine neden olur. Bu ihlallerin en önemli sonuçlarından biri, toplumun gerçekleri bilmeden, yalnızca mesajları dinleyip gözetlenerek kitleleri manipüle etmek için kullanılmaktır.

Basın özgürlüğü, gazetecilerin özgürce haber yapabilmesini sağlayacak bir ortamın varlığından kaynaklanır. Ancak, dünya genelinde basın özgürlüğüne yönelik saldırılar artıyor. Birçok ülkede gazeteciler, haber yaparken baskı altında tutuluyor, gözaltına alınıyor, hapsediliyor ve hatta öldürülüyor. Basın özgürlüğünün ihlali, doğru bilgi akışının önüne geçer ve kamunun bilgilendirilmesini engeller.

İfade özgürlüğü ise, insanların fikirlerini özgürce ifade edebilmelerini sağlar. Ne yazık ki, bazı ülkelerde bu özgürlük sık sık ihlal ediliyor. Düşünce özgürlüğüne ve ifade özgürlüğüne saygı göstermeyen rejimler, yandaş medya organlarını kullanarak fikirleri manipüle etmeye ve insanların seslerini susturmaya çalışıyorlar. Böylece, kamuoyunun bilinçlendirilmesi engelleniyor ve toplumsal gerilim artıyor.

Sonuç olarak, dünya genelindeki basın ve ifade özgürlüğü ihlalleri, insan hakları açısından büyük bir sorun teşkil ediyor. Bu hakların ihlali, demokratik değerlerin yok edilmesine ve kamuoyunun gerçekleri öğrenmeden manipüle edilmesine neden olur. Gazetecilerin özgürce haber yapabilmesi ve insanların fikirlerini özgürce ifade edebilmesi, demokratik toplumların temel taşlarından biridir ve bu hakların korunması için herkesin elinden geleni yapması gerekiyor.

Cinsiyet ve Cinsel Yönelim Ayrımcılığı

Cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımcılığı, dünya genelinde hala var olan ciddi bir insan hakları ihlalidir. Bu ayrımcılık türleri, insanların cinsiyeti veya cinsel yönelimi nedeniyle maruz kaldıkları adaletsizliklerden kaynaklanmaktadır.

Bu nedenle, cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımcılığına karşı mücadele eden birçok kurum ve örgüt bulunmaktadır. Bu kurumlar, gerek sosyal gerekse yasal yollarla bu ayrımcılık türleriyle mücadele etmektedirler. İnsan hakları savunucuları, hükümetler ve uluslararası kuruluşlar, bu ayrımcılık türlerinden kaynaklanan zararı azaltmak için yoğun bir çalışma yürütmektedir.

Mücadelenin sonuçları ise oldukça olumlu. Cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımcılığına karşı bilinçlendirme çalışmaları sayesinde, insanlar arasındaki farklılıkların normal olduğu fikri daha yaygın hale gelmektedir. Ayrıca, ayrımcılıkla mücadele eden kurumların çalışmaları sonucunda, hukuki düzenlemeler ve yasalar dağıtılmıştır. Bu yasalar, ayrımcılığı önlemek amacıyla oluşturulmuştur ve şimdi birçok ülkede insan hakları koruma mekanizması olarak kullanılmaktadır.

Tüm bu girişimler, cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımcılığına karşı bir farkındalık yaratmakta ve bu ayrımcılığa karşı mücadele etmek için bir dayanışma inşa etmektedir. Bu mücadele ile insan hakları daha da güçlendirilerek, dünya genelinde adalet ve özgürlük daha da artacaktır.

Çocuk Hakları ve Kadına Şiddet

Kadına yönelik şiddet, dünya genelinde en yaygın insan hakları ihlallerinden biridir. Bu durum, birçok örgütün kadınlara yönelik şiddetle mücadele etme konusundaki çalışmalarını arttırmasına neden olmuştur. Bu örgütlerin birçoğu, kadınları şiddete maruz kalan durumlarla ilgili bilinç oluşturma çalışmaları yaparken, bazıları da kadınları şiddetten korumak için sığınaklar kurmuştur.

Kadına yönelik şiddetle mücadele çalışmaları sadece kadınları kapsamamaktadır, aynı zamanda çocukları da içermektedir. Çünkü çocuklar, evde şiddete tanık olup, kendileri de şiddete maruz kalabilmektedir. Bu nedenle, çocuklara yönelik şiddeti önlemeye yönelik çalışmalar da olmazsa olmazdır. Bu doğrultuda, çocukların eğitimi ve bilinçlendirilmesi önemlidir.

Dünya genelinde çocuklara yönelik şiddetle mücadele etme konusunda birçok örgüt çalışmalar yaparak, bu durumu önlemeye çalışmaktadır. Kadınların ve çocukların haklarını savunan bu örgütler, istatistikleri düşürmeye çalışırken, aynı zamanda şiddetin sebeplerine de dikkat çekmektedir. Bu örgütlerin mücadeleleri, dünya genelinde şiddetin azalmasına yardımcı olmuştur.

Çocuk İşçiliği ve Zorla Askerlik

Dünya genelinde yaşanan insan hakları ihlalleri arasında çocuk işçiliği ve zorla askerlik olayları özellikle dikkat çekiyor. Çocuk işçiler, çoğunlukla ağır çalışma koşulları altında ve eğitime erişimlerinin olmaması nedeniyle çeşitli sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalırlar.

Çocuk işçiliğiyle mücadele etmek için birçok uluslararası kuruluş çalışmalar yürütür. Bu kuruluşlar, çocuk işçiliğinin tanınması ve daha sıkı yaptırımların uygulanması konusunda dünya liderlerini destekliyorlar. Buna ek olarak, çocukların eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimlerinin arttırılması için çalışmalar yapılıyor.

Zorla askerlik ise, pek çok ülkede hala devam eden ciddi bir insan hakları ihlalidir. Bu uygulama, çocukların silahlı çatışmalara zorlanması şeklinde gerçekleştirilir ve genellikle savaş bölgelerinde veya çatışma yaşanan ülkelerde görülür.

Zorla askerliğe karşı mücadele eden kuruluşlar, askeri yetkilileri bu uygulamayı sonlandırmaya ve çocukların korunmasına yönelik daha sıkı yasal tedbirlerin alınmasını istemektedirler. Uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri, zorla askerlikten kaçan veya kurtulan çocuklara yardım etmek için çalışmalar yürütürler ve bu çocukların eğitim ve iş bulmalarına yardımcı olmaya gayret ederler.

Özetle, çocuk işçiliği ve zorla askerliği önlemek ve sonlandırmak, dünya çapında birçok örgütün ve hükümetin öncelikli hedeflerinden biridir. Bu konuda yapılan çalışmaların artmasıyla birlikte, umut ediyoruz ki çocukların haklarına saygı gösteren ve onların geleceğine yatırım yapan bir dünya mümkün olacaktır.

Çocuk Seks Ticareti

Çocuk seks ticareti, insan haklarındaki en ciddi ihlallerden biri olarak kabul edilmektedir. Maalesef bu insanlık dışı suç, dünya genelinde hala yaygın bir şekilde işlenmektedir. Çocukların insanlık dışı koşullarda çalıştırılarak ve insanlık dışı uygulamalara maruz kalarak cinsel istismara uğramaları kabul edilemez.

Bu korkunç suçun önlenmesine yönelik pek çok uluslararası ve sivil toplum kuruluşu çalışmaları bulunmaktadır. Bu kurumlar arasında UNICEF, ECPAT International ve Child Helpline International gibi örgütler vardır.

Bu kurumlar, çocukların seks ticaretiyle karşılaşmalarını önlemek, mağdurlara yardım sağlamak, sex işçisi olarak çalıştırılanların insan haklarına saygı gösterilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını talep etmek gibi konular üzerinde çalışmalar yürütmektedir. Bu kurumlar aynı zamanda farkındalık yaratmak için kampanyalar yürütmekte ve insanları bu konuda bilinçlendirmek için çalışmalar gerçekleştirmektedir.

Bu mücadele, devletlerin çocuk seks ticaretinin önlenmesi ve mağdurların korunması için daha sıkı yasal düzenlemeler yapması ile desteklenmelidir. Bununla birlikte, bireysel olarak da bu konuya duyarlı olmalı ve çocukların güvenliği ve hakları konusunda farkındalık yaratarak bu suçun önlenmesi için gerekli adımları atmamız gerekmektedir.