İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımları, toplumsal ve çevresel etkilerini en aza indirgeyerek sürdürülebilir bir dünya için aktif rol üstlenmeleri gereklidir Bu yazıda şirketlerin etkili CSR stratejilerini nasıl oluşturabilecekleri hakkında bilgi bulabilirsiniz Hemen inceleyin!
İşletmelerin toplum ve çevre ile sorumlulukları, faaliyetlerinin sadece kâr sağlamak için değil, aynı zamanda topluma, çevreye ve çalışanlarına karşı sorumluluk taşıdığını bilmeleri gerekmektedir. Bu noktada işletmelerin takip etmeleri gereken kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımları bulunmaktadır.
Kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımları arasında öncelikle etik değerlerin ön planda tutulması gerekmektedir. İşletmeler faaliyetlerini gerçekleştirirken her zaman etik değerlere uygun olmalıdır. Aynı zamanda şeffaflık da kurumsal sosyal sorumluluk kapsamında yer almaktadır. İşletmeler, toplum ve çevrede yarattıkları etkiyi açık bir şekilde göstermeli ve bu konuda şeffaf davranışlar sergilemelidir.
İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluğu çerçevesinde insan haklarına ve eşitliğe saygı göstermesi gerekmektedir. İşletmeler, çalışanlarına ayrımcılık yapmadan ve insan haklarını gözeterek davranmalıdır. Ayrıca, çevreye saygılı olmak da işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluğu kapsamında yer almaktadır. İşletmeler, faaliyetlerinin çevreye olan etkisini azaltmak için sürdürülebilir çözümler geliştirmelidir.
Stakeholder yaklaşımı da işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri için önemlidir. İşletmeler, tüm paydaşlarının beklentilerini göz önünde bulundurarak sosyal sorumluluk faaliyetlerini planlamalı ve uygulamalıdır.
Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin önemi de işletmeler için oldukça büyüktür. İşletmeler, kurumsal sosyal sorumluluk projeleri yoluyla topluma fayda sağlamalı ve sosyal sorunların çözümüne katkıda bulunmalıdır. Aynı zamanda, çalışanların da kurumsal sosyal sorumluluk projelerine etkin bir şekilde katılımı gerekmektedir.
Ülkemizde de işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerine olan ilgi artmaktadır. İşletmeler kamu-özel işbirliği ile gerçekleştirdikleri sosyal sorumluluk projeleri ile topluma fayda sağlamaktadır. Bununla birlikte, yapılan kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin değerlendirilmesi ve iyileştirilmesi de son derece önemlidir.
Sosyal Sorumluluk Nedir?
Sosyal sorumluluk, işletmelerin kâr etmek gibi ticari amaçlarına ek olarak, toplum ve çevre gibi diğer etik ve sosyal sorumluluklarını da gözeterek faaliyetlerini sürdürmesi anlamına gelmektedir. İşletmelerin sosyal sorumluluk algısı, tüketiciler ve paydaşlar tarafından da oldukça önemsenmektedir.
İşletmelerin sosyal sorumluluk faaliyetleri, sadece toplumun faydasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda işletmenin itibarını da olumlu yönde etkiler. İşletmeler, sosyal sorumluluk faaliyetlerini yerine getirerek daha güçlü ve sürdürülebilir bir işletme olabilirler.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Yaklaşımları
İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluklarını anlamak ve yerine getirmek için farklı yaklaşımlar benimseyebilirler. Bu yaklaşımlar işletmelerin misyon ve vizyonlarına, hedeflerine ve faaliyet gösterdikleri sektörlere uygun olarak belirlenir. Bazı işletme sahipleri CSR (Corporate Social Responsibility) kavramının sadece bir pazarlama stratejisi olduğunu düşünürken, aslında kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımları önemli bir sürdürülebilirlik faktörüdür.
Etiği değerlerin ve şeffaflığın önemi: İşletmeler kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinde etik değerlere uygun hareket etmeli ve şeffaf olmalıdır. Bu sayede hem potansiyel müşterilerin hem de mevcut müşterilerin güveni kazanılır ve işletmenin itibarı artar. Yine aynı şekilde çalışanlar da işletmelerinin etik değerlere uygun davranışlar sergilediğini gördüklerinde daha mutlu ve motive olabilirler.
İnsan haklarına ve eşitliğe saygı: İşletmeler insan haklarına ve eşitliğe saygı göstererek kurumsal sosyal sorumluluklarını yerine getirebilirler. Cinsiyet, din, ırk ve cinsel yönelim ayrımcılığı yapmadan çalışma ortamı yaratan işletmeler, çalışanlarının mutluluğunu ve verimliliğini arttırarak daha sürdürülebilir bir yapı oluşturabilirler.
Çevreye saygı: İşletmeler çevreye saygı göstererek sürdürülebilirlik ilkesine uygun hareket etmeli ve doğayı korumalıdır. Bu yaklaşımın en yaygın şekilde uygulandığı sektörlerden biri de endüstriyel üretimdir. Çevre dostu üretim tesisleri ve geri dönüşüm projeleriyle işletmeler hem doğanın korunmasına katkıda bulunurlar hem de müşterilerinin sosyal farkındalık seviyelerine katkı sağlarlar.
Stakeholder yaklaşımı: İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinde stakeholder yaklaşımını benimsemeleri de önemlidir. Bu yaklaşım, işletmenin faaliyet gösterdiği tüm paydaşlar ile etkileşim halinde olması ve bu paydaşların çıkarlarını gözetmesi anlamına gelir. Bu yaklaşım sayesinde müşteri memnuniyeti artar, çalışanların motivasyonu yükselir ve işletmenin itibarı güçlenir.
Etiği Değerler ve Şeffaflık
İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluğu faaliyetlerinde etik değerlere uygunluğun ve şeffaflığın önemi oldukça büyüktür. Etik değerler, işletmelerin dürüst ve adaletli olmalarını, iş ahlaklarına uygun davranarak toplumun güvenini kazanmalarını sağlar. Aynı zamanda çalışanların adil muamele görmelerini, yanıltıcı olmayan reklam ve pazarlama faaliyetlerinde bulunulmasını sağlar.
Şeffaflık ise işletmelerin faaliyetleri hakkında açık ve anlaşılır bilgi vermesi, hesap verebilir olması anlamına gelmektedir. İşletmelerin finansal raporları, sosyal sorumluluk raporları, tedarik zinciri bilgileri gibi konularda şeffaf olması, toplumun güvenini kazanması ve itibarını koruması açısından çok önemlidir.
Bununla birlikte, işletmelerin sadece etik değerlere uygun ve şeffaf olması yeterli değildir. Aynı zamanda bu değerleri işletmenin kültürüne ve yönetimine entegre etmeleri, çalışanların ve tedarikçilerin de bu değerlere uygun davranmalarını sağlamaları gerekmektedir. Çünkü sadece yönetim kademesindeki kişilerin bu değerlere uyması yeterli olmaz, tüm çalışanları ve işletme ile ilişkisi olan tarafları bu değerleri benimsemelidir.
Etiği değerlere uygunluk ve şeffaflık, işletmelerin sürdürülebilir büyüme ve toplumla uyumlu çalışmalar yapması açısından da gereklidir. Bu değerler, işletmelerin toplum ve çevre ile olan sorumluluklarını yerine getirirken büyük önem taşır. Sonuç olarak, işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluğu yerine getirirken etik değerlere uygunluk ve şeffaflık ilkelerine bağlı kalmaları, başarılı ve saygın bir işletme olmaları açısından önemlidir.
İnsan Haklarına ve Eşitliğe Saygı
İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluğu kapsamında insan haklarına ve eşitliğe saygı göstermesi oldukça önemlidir. İnsan haklarına saygı göstermek, çalışanların haklarına, özgürlüklerine ve temel insan haklarına saygı göstermek demektir. Herkesin eşit haklara sahip olduğu düşüncesiyle hareket edilmesi gerekmektedir.
Bir işletmenin insan haklarına saygı göstermesi için öncelikle işçi haklarının korunması gerekmektedir. Çalışanların temel haklarına saygı göstermek, işletmenin başarısı ve sorumluluk sahibi bir kuruluş olarak algılanmasını sağlar. İşletmelerin işe alım sürecinde cinsiyet, ırk, din, etnik köken, ya da cinsel yönelim gibi unsurların dışında objektif kriterler kullanması da eşitlik ilkesinin sağlanması açısından önemlidir.
Ayrıca işletmelerin insan haklarına saygı göstermesi, tedarik zinciri yönetimi sürecinde de önemlidir. İşletmelerin tedarikçilerinde çalışanların haklarının korunması, çocuk işçiliğinin önlenmesi, işkence, kölelik, zorla çalıştırma gibi olumsuz koşulların varlığına karşı mücadele etmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, insan haklarına saygı göstermek ve eşitlik ilkesine uygun davranmak, işletmelerin sorumluluk sahibi bir kuruluş olarak algılanmasını sağlayacaktır. İşletmelerin sadece ticari kazanç peşinde koşmaları yerine toplumda bir fark yaratabileceklerine inanmaları gerekmektedir.
Çevreye Saygı
İşletmelerin doğaya ve çevreye saygı göstermesi, sürdürülebilir bir dünya için büyük önem taşımaktadır. Çevreye karşı duyarlı ve sorumlu olan işletmeler, gelecek nesillerin yaşayabileceği bir dünya için önemli bir rol oynamaktadır.
Bunun için işletmelerin sürdürülebilirlik ilkesine bağlı kalmaları gerekmektedir. Sürdürülebilirlik, toplumun mevcut ihtiyaçlarını karşılamak için doğal kaynakları kullanarak gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da iptal etmeyi atlayarak geleceği güvence altına alan bir felsefedir.
İşletmeler, bu ilkeye uygun olarak çevreyi kirletici faaliyetlerden kaçınmalı ve atıklarını kontrol altında tutarak doğal kaynakların daha etkin bir şekilde kullanılmasına destek olmalıdır. Ayrıca, işletmelerin çevre dostu ürün ve hizmetleri teşvik etmeye yönelik çalışmalar yapmaları da çevre koruma alanında önemli bir adım olacaktır.
İşletmelerin üretim faaliyetleri doğal kaynakların tükenmesine neden olduğu gibi, çevre kirliliği gibi çevre sorunlarının da artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, işletmelerin üretim aşamalarında doğal kaynakları verimli kullanmaları, enerji tüketimini azaltmaları ve geri dönüşüme daha çok önem vermeleri gerekmektedir.
İşletmelerin çevresel sorumluluklarına dikkat etmeleri sadece doğayı ve geleceği korumakla kalmaz, aynı zamanda tüketicilerin tercihlerinde de etkili olur. Son yıllarda tüketiciler, çevreye duyarlı işletmelerin ürünlerini tercih etme eğilimine girdiler. Dolayısıyla işletmeler, sürdürülebilirlik ilkesine bağlı kalarak çevreye saygı gösterdikleri sürece, tüketiciler tarafından da tercih edileceklerdir.
Stakeholder Yaklaşımı
Stakeholder yaklaşımı, işletmelerin faaliyetlerinde toplumun, çalışanların, müşterilerin, hissedarların ve çevrenin ihtiyaçlarını dikkate alarak hareket etmesini sağlayan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, işletmelerin sadece kâr amacı gütmek yerine toplumsal ve çevresel açıdan da sorumlu olmalarını hedefler.
İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluğu faaliyetleri, sadece işletmenin kârını arttırmakla kalmaz, aynı zamanda toplumun da ihtiyaçlarını karşılar. Bu nedenle stakeholder yaklaşımı, işletmelerin sadece hissedarlarına değil, tüm paydaşlarına karşı sorumlu olduğunu kabul etmesini sağlar.
Stakeholder yaklaşımı, işletmelerin toplumsal ve çevresel açıdan sorumlu olmalarını sağlar. Bu yaklaşım sayesinde işletmeler, çalışanlarının ve diğer paydaşlarının ihtiyaçlarını karşılamak adına daha iyi bir iş stratejisi oluşturabilirler. Aynı zamanda, işletmelerin toplumda daha güvenilir bir imaj oluşturmasına yardımcı olur.
İşletmelerin stakeholder yaklaşımını benimsemeleri, sadece topluma ve çevreye karşı sorumlu olmakla kalmaz, aynı zamanda işletmenin sürdürülebilirliği açısından da önemlidir. İşletmelerin toplum ve çevre ile uyumlu bir şekilde hareket etmesi, işletmenin gelecekte de varlığını sürdürebilmesi için gereklidir. Bu nedenle, işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinde stakeholder yaklaşımını benimsemeleri önemlidir.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin Önemi
Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri, işletmelerin topluma olan sorumluluklarına katkı sağladığı en önemli alanlardan biridir. Bu projeler, işletmelerin sosyal olarak duyarlı davranmalarını sağlamakta ve topluma olumlu katkılar sunmaktadır.
İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk projeleri yoluyla topluma olan katkıları oldukça çeşitlidir. Bu projeler, eğitim, istihdam, sağlık, doğa ve çevre, kültür ve sanat, spor gibi birçok alanda gerçekleştirilebilir. Örneğin, bir işletmenin eğitim projeleriyle okullara veya üniversitelere yaptığı katkılar sayesinde, toplumun eğitim seviyesi arttırılabilir. Ayrıca, sağlık projeleriyle toplumun sağlığına yönelik bilinçlendirici çalışmalar yapılabilir ve destekler sunulabilir.
Doğa ve çevre projeleri de son yıllarda oldukça önem kazanmıştır. İşletmelerin çevre dostu yöntemler kullanarak üretim yapmaları, doğa ve çevre ile ilgili projelere destek vererek toplumda çevre bilincinin oluşmasına katkı sağlamaları, gelecek nesillerin yaşayabileceği bir çevreye katkıda bulunmaları açısından önemlidir.
Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin diğer bir önemli alanı ise sosyal girişimcilik çalışmalarıdır. İşletmelerin sosyal sorunlara yönelik çözüm önerileri sunmaları, bu sorunlarla ilgili çalışmalar yapmaları ve toplumsal fayda sağlayan faaliyetler yürütmeleri, toplum nezdinde saygınlıklarının artmasına ve işletmenin itibarının yükselmesine neden olacaktır.
İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin önemi sadece topluma olan katkılarıyla sınırlı değildir. Bu projeler, işletme çalışanlarının motivasyonlarını arttırmak, işletmenin itibarını yükseltmek ve gelecekteki müşterileri cezbetmek açısından da son derece önemlidir.
Sonuç olarak, işletmelerin toplum ve çevre ile olan sorumluluklarına yönelik olarak yaptıkları kurumsal sosyal sorumluluk projeleri, toplumda pozitif bir etki yaratmakta ve önemli katkılar sunmaktadır. İşletmelerin bu projelere verdikleri önem, sadece topluma olan sorumlulukları açısından değil, işletmelerin yararına da son derece önemlidir.
Sosyal Girişimcilik
Sosyal girişimcilik, işletmelerin kar amacı gütmeksizin toplumsal sorunların çözümü için faaliyet göstermesi olarak tanımlanabilir. İşletmelerin sosyal sorumluluk faaliyetlerinin en etkili yöntemlerinden biri olarak görülen sosyal girişimcilik, topluma olan katkıları ile öne çıkmaktadır.
Sosyal girişimciliğin temel amacı, sosyal sorunları tespit ederek, bu sorunları çözmeye yönelik projeler geliştirmek ve uygulamaktır. Bu kapsamda, işletmeler farklı alanlarda sosyal girişimcilik faaliyetleri yürüterek, toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlamaktadır.
Sosyal girişimcilik yoluyla işletmeler, toplumsal sorunlara duyarlılık göstererek, bu sorunları çözmeye yönelik projeler tasarlamakta ve uygulamaktadır. Bu sayede, işletmeler topluma olan katkılarını arttırmakta ve sosyal sorunların çözümüne doğrudan katkı sağlamaktadır.
Örneğin, bir işletme hayatını kaybeden ormanlık alanları yeniden ağaçlandırma projesi başlatabilir. Bu proje hem çevre sorunlarına dikkat çekerek, hem de doğaya olan etkileri azaltarak topluma fayda sağlayacaktır. Ayrıca, işletmeler eğitim, sağlık, sosyal hizmetler gibi toplumun farklı alanlarına yönelik projeler de geliştirebilir.
Sonuç olarak, işletmelerin sosyal girişimcilik faaliyetleri toplumsal sorunların çözümüne önemli katkı sağlamaktadır. Bu noktada, işletmelerin topluma olan duyarlılığını arttırarak, sosyal sorunların çözümüne dikkat etmeleri gerekmektedir.
Çalışanların Sosyal Sorumluluk Projelerine Katılımı
İşletmelerin kurumsal sosyal sorumluluğu kapsamında çalışanlarının katılımı da oldukça önemlidir. Bu sayede, işletmelerin sadece finansal kazanç sağlama amacı yerine topluma yaptığı katkılar da ortaya çıkar. Çalışanların sosyal sorumluluk projelerine katılımı, işletmelerin sadece kendi iş alanlarıyla ilgili değil, toplumun farklı kesimleriyle de ilgilenmesini sağlar.
Çalışanların bu tür projelere katılımı sadece topluma faydalı olmakla kalmaz, aynı zamanda çalışanların işletmeye olan bağlılığını da arttırır. Bu sayede, çalışanların motivasyonu ve iş verimliliği de artar. İşletmeler yapacakları kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde, çalışanların da fikirlerine yer vererek, projelerin daha etkili ve verimli olmasını sağlayabilirler.
Çalışanların katılımını artırmak için, işletmelerin ilgili kampanyaları teşvik etmesi, çalışanların da doğrudan bu tür projelere katılabilmesi gerekmektedir. İşletmeler, çalışanlarına kurumsal sosyal sorumluluk projelerine katılım konusunda teşvik edici politikalar oluşturabilirler. Bunun yanı sıra, işletmelerin bu tür projeleri düzenleyen kurumlara maddi veya manevi destek sağlamaları da çalışanların bu tür projelere katılımını artıracaktır.
Bununla birlikte, işletmeler, çalışanların katılımının yanı sıra, projelerin yaratıcı ve etkili olmasına da özen göstermelidirler. Bu nedenle, işletmelerin bu tür projelerle ilgili farkındalıklarının artırılması ve eğitim faaliyetleri düzenlenerek, projelerin daha verimli hale getirilmesi gerekmektedir.
Ülkemizde İşletmelerin Kurumsal Sosyal Sorumluluğu
Ülkemizde işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluğu giderek artmaktadır. Özellikle son yıllarda, işletmelerin topluma, çevreye ve çalışanlarına yönelik sorumluluklarına daha fazla önem vermesi bekleniyor.
Türkiye'de, işletmelerin çoğu kurumsal sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiriyor. Bu projelerin birçoğu, çevre koruma, eğitim, sağlık, kültür-sanat, sosyal girişimcilik, dezavantajlı gruplara destek, insan haklarına saygı, etik değerlere uygunluk gibi konulara odaklanıyor.
Bununla birlikte, bazı işletmeler henüz bu konuda yeterince ilgili değil ve kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri ile ilgili olarak yaptıkları çalışmaların değerlendirilmesi gerekiyor. İşletmeler, kamu-özel işbirliği yoluyla daha büyük ölçekli projeler gerçekleştirebilir ve çalışanları da kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerine dahil edebilir.
Sonuç olarak, Türkiye'deki işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk projeleri konusunda daha ileri adımlar atması gerektiği açıktır. Bu adımlar, toplumumuzun daha sürdürülebilir ve sağlıklı bir geleceğe sahip olmasına yardımcı olacak ve işletmelerin de uzun vadede başarılarını artıracaktır.
Kamu-Özel İşbirliği
Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin gerçekleştirilmesinde işletmelerin kamu-özel işbirliği yapması oldukça önemlidir. Bu işbirlikleri sayesinde hem kamu kurumları hem de özel sektörün bir araya gelerek ortak amaçlar için çalışması mümkün olur.
Kamu-özel işbirliği ile gerçekleştirilen kurumsal sosyal sorumluluk projeleri, genellikle toplumun en çok ihtiyaç duyduğu alanlara yönelik olarak yapılmaktadır. Örneğin; sağlık, eğitim, çevre, sosyal yardım gibi alanlarda yapılan işbirlikleri, toplumun yaşam kalitesinin artması açısından oldukça önemlidir.
Bu tür işbirlikleri sayesinde işletmeler, kurumsal sosyal sorumluluk projelerini daha etkili ve verimli bir şekilde gerçekleştirebilir. Kamu kurumları ise, işletmelerin sunduğu desteği alarak, toplumun ihtiyaç duyduğu alanlarda daha kapsamlı hizmetler sunabilirler.
Kamu-özel işbirliği ile yapılan kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin bir diğer avantajı ise, toplumun katılımını arttırarak, daha geniş bir kesimin bu projelerden yararlanmasını sağlamasıdır. Bu sayede projelerin etkisi ve başarısı daha da artar.
Özetle, kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin gerçekleştirilmesi için işletmelerin kamu-özel işbirliği yapması oldukça önemlidir. Bu işbirlikleri sayesinde toplumun en çok ihtiyaç duyduğu alanlara yönelik projeler daha etkili bir şekilde gerçekleştirilebilir ve toplumun yaşam kalitesi artırılabilir.
İşletmelerin Yaptığı Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinin Değerlendirilmesi
Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri, işletmelerin toplum ve çevre ile olan sorumluluklarına odaklanmalarını sağlayan faaliyetlerdir. Ancak işletmelerin yaptığı kurumsal sosyal sorumluluk projeleri, kaçınılmaz olarak bir değerlendirme sürecine tabi tutulmalıdır. Bu değerlendirme süreci, projelerin yapılış amacına uygunluğunun ve etkililiğinin belirlenmesine yardımcı olur.
Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin değerlendirilmesi, sadece bir zorunluluk olarak görülerek yapılmamalıdır. Bu değerlendirme süreci, işletmelerin yaptığı projelerin belirlenen hedeflere ulaşmasının yanı sıra, gelecekte yapılacak projeler için öğrenilen deneyimlerin dikkate alınmasını da sağlar.
Değerlendirme süreci, çeşitli kriterlere göre yapılabilir. Projenin yapılış amacı, yönetim süreci, bütçesi, çalışanların projeye katılımı, projenin etkisi gibi faktörler değerlendirilerek projenin başarı düzeyi belirlenebilir. Değerlendirme sonucunda, başarılı olan projelerin sürdürülebilirliği sağlanabilirken, başarısız projelerin nedenlerinin tespit edilerek daha verimli projeler yapılabilir.
İşletmelerin yaptığı kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin değerlendirilmesi sürecinde, dikkat edilmesi gereken diğer bir konu ise projelerin şeffaflığıdır. Şeffaflık, proje hedeflerinin açık bir şekilde ortaya konulması, projenin işleyişi hakkında paydaşların bilgilendirilmesi ve projenin sonuçlarının açıklanması anlamına gelir. Bu sayede, projelerin etki ve etkililiklerinin ölçülebilirliği sağlanarak, kaynakların verimli kullanılması sağlanabilir.
İşletmelerin yaptığı kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin değerlendirilmesi sonucu belirlenen iyileştirmeler, gelecekte yapılacak projelerin daha etkili olması için önemlidir. Bu nedenle, işletmeler değerlendirme sonuçlarını dikkate alarak, gelecekte yapacakları sosyal sorumluluk projelerine daha iyi planlamalar yapabilirler.