En iyi politik filmler listesi ile ideolojik yaklaşımların öncüsü olan Türkiye'nin önde gelen sinema eleştirmenleri tarafından seçildi Dünya sinemasının politik yansımalarını keşfetmek için hemen tıklayın!

Politik filmler her zaman izleyicilerin dikkatini çeken ve düşündüren yapımlarmış. Güncel ya da tarihsel olayları konu alan filmler, toplumda değişim yaratan önemli figürleri anlatırken, aynı zamanda politikanın sihirli dünyasına da bir pencere açar. Bu yazıda sizlere en iyi politik filmleri tanıtacak ve hangi konuları işlediğine dair fikir vereceğiz. Hadi gelin, politika ve sinema dünyasında unutulmaz yapımlara birlikte göz atalım!

Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi - 2008

"Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi" isimli film, David Fincher tarafından yönetilmiş ve Eric Roth tarafından senaryosu kaleme alınmıştır. Filmde, Brad Pitt'in canlandırdığı Benjamin Button karakteri, 20. yüzyılın başında New Orleans'ta doğar. Ancak, Benjamin tam olarak normal bir bebek değildir. Doğduğunda 80 yaşında gibi görünmektedir ve yaşlandıkça daha genç bir görünüme kavuşur.

Film boyunca Benjamin'in, fiziksel özelliklerinin tersine, iç dünyasının gelişimi takip edilir. İnsan hayatındaki kırılma noktaları, aşklar, kayıplar ve hayatın anlamı gibi konulara değinilir. Politik ilgi alanlarını ele alsa da, film, tam olarak politik bir film olarak değerlendirilmemektedir.

Bununla birlikte, Benjamin'in hayatı boyunca, toplumun değişen normları ve tarihsel olaylarına tanıklık etmesi, politikanın insan yaşamında oynadığı rolü vurgulamaktadır. Ayrıca, güç ve egemenlik gibi konular da ana temalardan biri olarak işlenmektedir.

Nokta - 2007

Nokta adlı film, 2007 yılında gösterime girdi ve enerji sektöründe geçen suç ve yolsuzlukları konu alıyor. Filmin, politik gerçekliği ve sistem eleştirisi üzerine de önemli mesajları var. Filmde, enerji sektöründe büyük bir petrol şirketi, tüm etik kuralları altüst ederek kar elde etmek için yasa dışı yollar deniyor. Ancak bir gazeteci, bu yolsuzlukları ortaya çıkarmak için çalışmalar yapmaktadır.

Filmin başrollerinde Clive Owen ve Julia Roberts yer alıyor. İkilinin performansları oldukça etkileyici ve izleyenleri sık sık şaşırtıyor. Film, zeki senaryosu ve gerilim dolu sahneleriyle de dikkat çekiyor.

Nokta, hem suç ve yolsuzlukların insan yaşamındaki etkilerini hem de bu gibi durumlara karşı durmak için yaratılan sistemlerin yetersizliğini ele alıyor. Film, izleyicilerine toplumsal sorunlara duyarlı ve eleştirel olmayı öğretiyor. Nokta, politik film sevenler için kaçırılmaması gereken bir film olarak öne çıkıyor.

Arka Pencere - 1954

"Arka Pencere" filmini izlemediyseniz, kesinlikle izlemelisiniz. Bu Hitchcock başyapıtı, medya ve bilgi düzeni hakkında yapılmış politik bir yorum içermektedir. Hikaye, acımasız suçlu Lars Thorwald'un arkapencerede oturan bir adam tarafından izlenmesiyle başlar. Ancak bu, sadece kamera tutkunu Jeff ve sevgilisi Lisa'nın hayatına olan etkisini açığa çıkarır.

Film, medya tarafından gerçeği nasıl manipüle edebileceğini ve farklı yönleriyle nasıl sunabileceğini gösterir. Jeff ve Lisa, evin içindeki olayları farklı açılardan izlerken, izleyiciler de farklı açılarda olayları görebilmektedir. Bu, medyanın gücünü ve nasıl manipüle edebileceğini açık bir şekilde göstermektedir.

Bunu ayrıca, yalnızca medya tarafından değil, hükümetin de bilgiyi manipüle etme gücüne sahip olduğunu göstermektedir. Jeff'in penceresinden gözlemlediği şeylerin, bir dizi dedektifin kanıtlarını sunabilmesi için doğru bir şekilde sunulması gerekmektedir. Bu, bilginin sunumu üzerinde hükümetin ve medyanın kontrolleri olduğunu gösterir.

Haberler

Politik filmler, güç, insan hakları, adalet ve daha birçok konuda düşündürücü mesajlar verir. Filmlerde ele alınan konular, basın ve haberlerde de yer buluğor. Ancak, haberlerde ele alınan konular, politikacıların önem vermediği veya çarpıttığı konulara da yer verir. Bu durum, etik sorunlar, sınırsız iktidar, toplumsal kontrol gibi konularda eleştirel bir bakış açısının oluşmasını engelleyebilir.

Gazetecilik, toplumun haber alma ve bilinçlenme ihtiyacını karşılayan önemli bir meslektir. Haberler, insan haklarının korunması, adaletli bir düzenin sağlanması ve toplumsal sorunların ele alınması açısından önemlidir. Ancak, haberlerin siyasi güçlerin kontrolü altında yayınlanma riski de bulunur. Bu durum, güçlü politikacıların kendi çıkarları için haberleri engelleme veya çarpıtma pratiği uygulamasına neden olur.

Politik filmlerde olduğu gibi, gazetecilerin de halka doğru bilgileri aktarması ve gerçekleri açığa çıkarması gereklidir. Haberlerde sunulan bilgilerin doğru olması, toplumun bilinçlenmesine ve aydınlanmasına katkı sağlar. Ancak, haberlerde çıkar çatışmaları ve politik baskılar, doğru bilgilerin aktarılmasını engeller ve toplumsal kontrole neden olur.

Buna karşın, gazetecilerin etik sorunlara ve doğru habercilik ilkelerine uygun davranması, politikacıların yanlış uygulamalarına karşı sivil toplumun tepkisini dile getirmesine ve halkın bilinçlenmesine katkı sağlar. Haberlerde, politikacıların gerçekleşmesi imkansız vaatleri ve halka yalan söyleme pratiğine gönderme yapılarak, toplumsal sorunlar eleştirel bir bakış açısıyla ele alınabilir.

Politikacılar

Politikacılar, toplumun yönetiminde önemli rol oynayan kişilerdir. Ancak, sıklıkla gerçekleşmesi imkansız vaatler vererek halkı yanıltırlar. Bu durum, politik filmlerde de sık sık ele alınır.

Bu filmler aracılığıyla politikacıların yalan söyleme, halkı manipüle etme, seçimlerde hile yapma gibi kötü niyetli davranışlarını görmek mümkündür. Bazı filmler ise bu olumsuzluklara karşı mücadele eden tutarlı politikacıları ve onların yürekli çabalarını ele alır.

Politikacıların sözlerine inanmaktan önce, onların daha önce gerçekte ne yaptığına bakmak önemlidir. Politikacıların, halkın haklarına saygı duyması ve toplumun faydasına çalışması gerekmektedir. Bu şekilde, ülkeler demokratik bir yapıya kavuşabilir ve insanların yaşam kalitesi artabilir.

• Film önerisi: The Ides of March - 2011
• Bu film, günümüzde hala devam eden politik oyunların etkileyici bir örneğidir. Bir cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında, başarı odaklı bir kampanya müdürünün etik değerleri sorgulanır ve olaylar birdenbire çığırından çıkar.

12 Öfkeli Adam - 1957

12 Öfkeli Adam, Sidney Lumet imzası taşıyan bir Adalet Hikayesi filmi olarak sinemaseverlerin beğenisini kazanmıştır.

Filmin konusu; bir jüri odasında, bir cinayet davasını tartışan 12 jüri üyesinin öyküsünü anlatır. Jüri üyelerinin her biri, hayatlarında yaşadığı önyargıları, sorunları ve özel hayatlarındaki problemleri de beraberlerinde taşırlar.

Filmin asıl amacı; adalete darbe vuran tüm toplumsal sorunları sorgulamak ve bu sorunlara karşı bir çözüm üretmek olarak belirlenmiştir.

Bu nedenle, filmde adalet, hukuk ve insan hakları gibi önemli konular üzerinde durulmuştur. Jüri üyelerinin suçlu ya da masum kararına etki eden önyargıları, aralarındaki anlaşmazlıklar ve çekişmeler, jüri üyelerinin birbirleriyle olan iletişimleri ve tartışmalar esnasında yaşanan gerilim, filmin izleyicisine yansıtılmıştır.

Bu yapımda anlatılan hikaye ile, toplumda var olan tüm sorunların adil ve doğru bir şekilde çözüme kavuşturulması gerektiği mesajı verilir. Bu nedenle, 12 Öfkeli Adam, sadece bir adalet hikayesi olarak değil, aynı zamanda politik bir mesaj içeren bir yapımdır ve vazgeçilmez politik filmler arasında yer almaktadır.

Filmin karakterleri ve senaryosu başarılı bir şekilde işlenmiştir ve oyunculuklar oldukça etkileyici niteliktedir. İzleyiciler filmin sonunda hikayenin çözümünü merakla beklerler. Sinema tarihinin en önemli filmlerinden biri olan 12 Öfkeli Adam'ı kesinlikle izlemenizi tavsiye ederiz.

Büyük Short - 2015

Büyük Short, 2008 küresel finansal krizinin nedenlerini ve sonuçlarını ele alan bir film olarak karşımıza çıkmaktadır. Wall Street ve bankacıların sorumluluklarına yönelik eleştirileri barındıran film, başarılı bir ekonomik analiz sunmaktadır. Bu analiz ise finansal araçları kullanarak piyasalarda yüksek karlar elde etmeyi hedefleyen yatırımcıların gözden kaçırdığı riskleri vurgulamaktadır.

Büyük Short, aynı zamanda Wall Street'in hırslı ve belirsiz davranışlarının, dünya ekonomisine yıkıcı etkilerinin olacağına dair bir uyarı niteliği taşımaktadır. Filmin işlediği konuların yanı sıra, usta oyunculuklar ve akıllı senaryo yapısı ile de dikkatleri üzerine çekiyor. Tüm bunlar filmin, politik sinemanın en güzel örneklerinden biri olduğunu ortaya koymaktadır.

Paranın Krallığı - 2006

Paranın Krallığı, yoksulluk, işsizlik, suç, ahlaki değerler ve adalet kavramlarının giderek zorlaştığı bir ortamda, gazetecilik etiğinin önemine atıfta bulunan bir film olarak karşımıza çıkıyor. Filmde, maddiyatın her şeyin üstünde tutulduğu bir toplumda, gazetecilik mesleğinin özünde yer alan tarafsızlık, doğruluk ve dürüstlük değerleri inceleniyor.Paranın Krallığı, bir gazetecinin zaman içindeki gelişimini konu alıyor. Birinci Dünya Savaşı esnasında, İrlanda'nın bağımsızlığı için savaş veren ailesinin yoksulluğuna karşı çıkmak için yeniden haber yazmaya başlayan bir gazeteci olan Patrick Gibbons'un hayatını anlatıyor. Gibbons, maddiyatçılığın kol gezdiği basın dünyasında, meslek etiğini ve dürüstlüğü korumak için çaba gösteriyor. Bu film, üç farklı yapımdan oluşan bir film serisinin ilk bölümüdür.Filmin yönetmenliğini Martin Scorsese üstlenirken, oyuncu kadrosunda Leonardo DiCaprio, Matt Damon ve Mark Wahlberg gibi ünlü isimler yer alıyor. Hem eleştirmenler hem de izleyiciler tarafından büyük övgü toplayan film, 2006 yılında gösterime girdiğinde gişe rekorları kırdı ve nihayetinde dört Oscar ödülü kazandı.Paranın Krallığı, günümüz dünyasında medyanın tamamıyla ticarileştiği bir dönemde, gazetecilik mesleğinin idealini bize hatırlatıyor. Tarafsızlık, doğruluk ve dürüstlük değerlerinin önemini vurgulayan bu film, okurların doğru habere ulaşma haklarını dile getiriyor. Sonuç olarak, bu film, politik filmler arasında başarılarla dolu bir yer edinerek unutulmaz insan hikayeleriyle dolu bir başyapıt olarak değerlendirilmektedir.

Dövüş Kulübü - 1999

Dövüş Kulübü, yabancılaşmış bir karakterin, Tyler Durden'in, sistemi eleştiren ve alt kültürü ortaya çıkaran bir şekilde tanıtıldığı bir film. Film, büyük şirketlerin insanlığı yok etmek için bir dizi yolu izlediği maddiyatçı ve tüketim kültürüne sert bir eleştiri getiriyor.

Film, karakterlerin terapi grubu sırasında ortaya çıkan psikolojik sorunlarını anlatıyor, ancak Tyler Durden'in ortaya çıkması, karakterlerin tüm toplumsal sistemleri yeniden inşa etme arzusunu tetikliyor. Bu nedenle, filmde, halkın hayatını etkileyen konularda politik bir eleştiri de göze çarpıyor.

Dövüş Kulübü aynı zamanda birçok yönüyle yenilikçi ve özgündür. Filmin, yabancılaşmış erkek karakterlerin kendilerini hayatta hissetmelerindeki zorlukları ele alması, erkeklik kavramı ve erkek rollerine getirdiği eleştirilerle öne çıkıyor. Dahası, filmde, Matrix gibi diğer popüler filmlerde de olduğu gibi, bireylerin gerçeği görmek için sistemdeki otoriteyi reddetmeleri ve ayrıcalıklı kesimlerin gücüne karşı durmaları gerektiği vurgulanıyor.

Dövüş Kulübü, maddiyatçılık, yabancılaşma, tüketim kültürü ve toplumsal kontrol gibi konuları cesur bir şekilde ele alarak, modern toplumun karmaşasına işaret ediyor. Filmdeki politik eleştiriler, hikayenin etkileyici bir şekilde anlatılmasıyla birleştiğinde, unutulmaz bir deneyim sağlıyor.

Sicario - 2015

Sicario, sınırda yer altı dünyasına sızan yolsuz polisler ve uyuşturucu kartelleriyle ilgili bir ABD polisiyesidir. Film, yetenekli bir FBI ajanı olan Kate Macer'in, Meksika sınırından geçen uyuşturucu kaçakçılığı ile ilgili bir göreve atandığı zaman yaşadıklarını anlatıyor. Ancak zamanla, görevin kendisinden beklenen kadar açık olmadığını fark eden Kate, kendisini Meksika'nın en acımasız suç örgütüne karşı savaşırken bulur.

Filmin yönetmenliğini Denis Villeneuve üstlenmiştir ve başrollerinde Emily Blunt, Benicio Del Toro ve Josh Brolin yer almaktadır. Sicario, uyuşturucu kaçakçılığı ve sınır güvenliği gibi ulusal güvenlik sorunlarına odaklanırken, ABD hükümetinin bu konudaki politikalarını da eleştirir.

• Filmin çekimleri, gerçek dünya olaylarına dayanılarak Meksika sınırında gerçekleştirilmiştir.
• Benicio Del Toro'nun canlandırdığı Alejandro karakteri, filmdeki en ilginç ve en karizmatik karakterlerden biridir.
• Filmin müziği, Oscar ödüllü besteci Jóhann Jóhannsson tarafından hazırlanmıştır.

Sicario, sürükleyici hikayesi ve gerilim dolu sahneleriyle ilgi uyandırmıştır. Ayrıca, konusu ve eleştirel bakış açısı nedeniyle politik bir film olarak da değerlendirilmektedir.

Bizim Sahil - 2017

Bizim Sahil, 2017 yapımı bir politik film olarak karşımıza çıkıyor. Film, Avrupa'ya sığınmak için kaçan mültecilerin yaşadığı zorluklara, ırkçılık ve milliyetçilik önyargılarına işaret ederek, sığınmacıların temel haklarını koruma amacı taşıyor.

Film, sığınmacıların hayatta kalma mücadelesini anlatırken, aynı zamanda önyargıların, ayrımcılığın ve ırkçılığın zararlarına dikkat çekiyor. Bu çerçevede, insan haklarının korunması konusunda bir farkındalık yaratmayı hedefleyen film, temel hakların güvence altına alınmasının önemine vurgu yapıyor.

Bizim Sahil'de, sadece mültecilerin yaşadığı zorluklardan bahsedilmiyor. Aynı zamanda, mültecilere yönelik ayrımcılık ve nefret söylemlerine de değiniliyor. Film, bu tür düşüncelerin toplumsal sorunlar yarattığına ve insanların temel haklarını ihlal ettiğine işaret ediyor.

Bizim Sahil, mülteci krizine bir ışık tutarak, insan hakları ve eşitlik kavramlarına önem veren politik bir film olarak öne çıkıyor. Filmde yer alan karakterlerin özellikle mültecilerin haklarına sahip çıkması, farkındalık yaratmayı amaçlayan bu tür filmlerin önemine de işaret ediyor.

• Avrupa'da mültecilerin yaşadığı zorluklar
• Irklık, milliyetçilik ve ayrımcılık gibi sorunların zararları
• Mültecilerin temel haklarının korunması ve insan haklarına saygı konuları işleniyor
• Farkındalık yaratmayı hedefleyen bir politik film

Bütün bu nedenlerden dolayı, Bizim Sahil politik filmler arasında özel bir yer tutmaktadır.

All the President's Men - 1976

Başrollerinde Dustin Hoffman ve Robert Redford'un yer aldığı "All the President's Men", politik suç filmi türünün en önemli örneklerinden biridir. Film, gerçek bir olay olan Watergate skandalını konu alır ve Amerikan tarihinin en büyük siyasi krizlerinden birinin arkasındaki gerçekleri gün yüzüne çıkarır.

Washington Post gazetesi gazetecileri Bob Woodward ve Carl Bernstein'in Watergate skandalının ardındaki gerçekleri ortaya çıkarmak için mücadelesini anlatan film, gazetecilik etiği ve haberciliğin toplumdaki önemini gözler önüne serer. Bu filmin politikaya olan ilgisi, kamuoyunun politikacılara ve hükümetlere güvenini sarsan Watergate skandalındaki gerçekleri gün yüzüne çıkararak, seyircilerde derin bir etki yaratır.

All the President's Men filminde, güçlü bir hükümeti ve iktidardaki siyasi partiyi eleştiren ve sorgulayan bir ton vardır. Bu film, siyasi suçlar hakkında yaptığı eleştirilerle ve gazeteciliğin önemini vurgulayan mesajıyla izleyicilere unutulmaz bir sinema deneyimi sunar.