Yetişkin psikolojisi ve terapisi, kişisel gelişim, zihinsel sağlık ve ruh haliyle ilgili konularda sorun yaşayan yetişkinlere yönelik bir tedavi yöntemidir Bu yöntemle, kendinizi daha iyi anlayabilir, kaygı ve depresyon gibi rahatsızlıkları önleyebilirsiniz Yetkin psikologlarımızla hemen iletişime geçin ve en doğru tedavi yöntemini keşfedin!

Yetişkin dönemi hayatımızın en kritik dönemindeki aşamalardan biridir. Bu dönemde insanlar birçok farklı sorunla karşı karşıya gelebilir. Bu sorunlara doğru bir şekilde yaklaşılmadığı takdirde üzüntü, endişe, yalnızlık ve hatta depresyon gibi ciddi psikolojik sorunlara yol açabilirler.

Yetişkin psikolojisi ve terapisi, bu sorunları çözmek ve insanların sağlıklı bir yaşam sürdürmelerine yardımcı olmak için özel bir tedavi şeklidir. Psikoterapinin amacı, insanların kişisel ve sosyal hayatlarını düzeltmeye ve bunları eski hallerine getirmeye yardımcı olmaktır. Bu terapi, fiziksel sağlık sorunlarının tedavisinde olduğu kadar psikolojik hastalıkların tedavisinde de oldukça etkilidir.

Yetişkinlerin sorunları, onların yaşam koşulları ve psikolojik durumlarına bağlı olarak çeşitlilik gösterir. Çoğu zaman bu sorunlar, kaygı, stres, depresyon, yalnızlık, insan ilişkilerinde sorunlar, iş stresi, finansal stres, yaşlanma, ilişki sonları ve ölüm gibi faktörlerden kaynaklanır.

Yaşamın herhangi bir aşamasında yaşamınızda olumsuz bir etki yaratabilecek herhangi bir sorunla karşı karşıya kalırsanız, doğru bir şekilde ele almanın bir yolu yoktur. Yetişkinler, psikolojik sorunlarıyla yüzleşmek için psikolojik destek arayışına girerler.

Psikoterapi, bir terapist ve kişi arasında, kişisel ve duygusal sorunları tanımlamak, anlamak ve çözmek için yapılan bir tür görüşmedir. Bu terapi, bireysel, grup veya aile terapisinde uygulanabilir.

Yetişkinlere yönelik psikoterapi, insanların ruh hallerini veya davranışlarını iyileştirmek için farklı teknikler kullanır. Psikoterapi, terapist ve kişi arasında bir iş birliği şeklinde gerçekleştirilir.

Kişilik bozuklukları, kişinin düşünce, duygu, davranış ve sosyal işlevlerinde ciddi bozukluklar yaratan bir tür psikolojik hastalıktır. Bu hastalıklar, çoğu zaman kararsızlık, agresif kişilikler, paranoid kişilikler, narsistik kişilik bozuklukları ve borderline kişilik bozuklukları şeklinde görülür.

Kişilik bozukluklarının tedavisi oldukça zordur. Uzman bir psikolog, kişinin semptomlarını anlamak, teşhis koymak ve tedavi planı oluşturmak için bir dizi test uygular.

Kişilik bozuklukları, kişiye özel bir tedavi programı ile çözülebilir. Her hastanın tedavi programı, kişinin semptomlarına, durumuna ve kişisel özelliklerine göre özel olarak hazırlanır. Bu tedavi, ilaçlar, psikoterapi, bilişsel ve davranışsal terapi ve psikodinamik terapi gibi teknikleri içerebilir.

Kişilik bozuklukları, dünya genelinde yaygın bir psikolojik hastalıktır. Bu hastalıkların ortaya çıkış nedenleri genellikle kişinin aile yaşamı, çevre faktörleri, genetik faktörler, çocukluk dönemi travmaları ve sosyal güçlüklerden kaynaklanır.

Trauma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), kişinin bir travmatik olaydan sonra uzun süreli bir stres yaşaması sonucu ortaya çıkan bir tür psikolojik hastalıktır. Bu hastalığın nedenleri arasında fiziksel, cinsel veya psikolojik şiddet, doğal afetler ve savaş gibi faktörler yer alır.

TSSB'nin tedavisi karmaşık olabilir. Psikoterapi, bilişsel ve davranışsal terapi, ilaçlar ve alternatif terapi teknikleri bu hastalığın tedavisinde kullanılabilir.

Her insanın psikolojik sorunları ve yaşam koşullarına göre psikoterapi süreci değişiklik gösterir. Bazı durumlarda, birkaç seansta sorunları çözebilirsiniz. Diğer durumlarda, tedavi süreci daha uzun sürebilir. Genellikle, terapiyi ne kadar sürdürmeniz gerektiği, semptomlarınız ve ilerleme durumunuz dikkate alınarak belirlenir.

Pskiyatrik ilaçlar, çeşitli psikolojik hastalıkların tedavisinde kullanılır. Bu ilaçlar, depresyon, anksiyete, bipolar bozukluk, panik ataklar ve diğer psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde etkilidir. Ancak, bu ilaçların kullanımı her zaman doktorunuzun gözetiminde olmalıdır. Aksi takdirde, yan etkileri ciddi olabilir ve sağlığınızı riske atabilirsiniz.

Yetişkin Dönemine Özgü Sorunlar

Yetişkin dönemi birçok kişi için hayatın en zorlu dönemi olabilir. Bu dönemde birçok farklı zorluğun üstesinden gelmek gerekebilir. Özellikle 40 yaş üzeri insanlar, bu dönemde özellikle belirgin olan bazı psikolojik sorunlar ile karşı karşıya gelebilirler.

Birçok insan, yetişkin dönemi boyunca kaygılarla, öz saygı sorunlarıyla ve çeşitli stres faktörleriyle mücadele etmek zorunda kalabilirler. Bunun yanı sıra, bu dönemde ailevi sorunlar, iş hayatındaki stres ve ölüm gibi yaşanan hayat olayları, kadınlar için menopoz, erkekler için andropoz da bu sorunlara neden olabilir.

Bu dönemde psikolojik sorunlarla başa çıkmak için öncelikle bireyler kendi kendilerini tanımaları ve sorunlarının farkında olmaları gerekir. İş stresi, özsaygı sorunları veya ailevi sorunlar gibi sorunlarla baş etmeye yardımcı olacak bir terapistle çalışmak da iyi bir seçenek olabilir.

Yetişkin döneminde sık görülen psikolojik sorunlar şunlardır:
• Kaygı
• Depresyon
• Özsaygı sorunları
• Bağımlılık
• Ailevi sorunlar
• Kişiler arası sorunlar

Bu sorunların üstesinden gelmek için destek almak önemlidir. Bir terapist ile çalışarak, kişi kendi kendine yardım etme stratejileri oluşturabilir ve duygusal olarak daha sağlıklı bir yaşam deneyimi yaşayabilir.

Yetişkin dönemine özgü psikolojik sorunlar ve tedavi yöntemleri

Psikolojik Sorunlar	Başa Çıkmak İçin Yapılacaklar	Tedavi Yöntemleri
Kaygı	Stres azaltma teknikleri, sağlıklı yaşam tarzı, terapi, ilaç	Psikoterapi, ilaç tedavisi
Depresyon	Stres azaltma teknikleri, dostluk, hobiler, terapi	Psikoterapi, ilaç tedavisi
Bağımlılık	Bireysel terapi, destek grupları, sosyal destek, tedavi programları	Psikoterapi, ilaç tedavisi, destek grupları, rehabilitasyon tedavileri
Ailevi Sorunlar	Açık iletişim kurmak, çatışmaları önlemek, terapi	Psikoterapi, aile terapisi

Yetişkin döneminin kişilik ve yaşam tarzı özellikleri diğer dönemlere göre farklılık gösterdiği için, bu döneme özgü psikolojik sorunlarla başa çıkmak için uygun stratejiler geliştirmek önemlidir. Kişilerin kendileri hakkında farkındalık geliştirmeleri, yaşam kalitelerini yükseltme noktasında atacakları ilk adım olacaktır.

Psikoterapi Nedir?

Psikoterapi, kişinin ruh sağlığı sorunlarının, duygusal sıkıntılarının, davranış problemlerinin ve zihinsel hastalıklarının tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Psikoterapide, kişiler sorunlarını anlamaya ve çözmeye yardımcı olacak bir ortamda terapistleri ile konuşarak, duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını analiz ederler. Psikoterapinin amacı, bireyin duygusal ve zihinsel sağlığını iyileştirmek ve daha sağlıklı bir şekilde işlev gösterebilmesini sağlamaktır.

Psikoterapi farklı durumlarda uygulanabilir. İnsanların hayatlarında karşılaştıkları zorluklar nedeniyle, kendilerine zarar verme eğilimleri, bağımlılık problemleri, depresyon, kaygı, panik atak, aşırı korkular, ilişki problemleri, kaygılı ruh halleri gibi durumlar, psikoterapi için bir neden olabilir. Kişilik bozukluğu gibi daha karmaşık durumlarda da psikoterapi kullanılabilir.

Psikoterapide, herhangi bir konuda kısıtlama yoktur ve farklı terapi yöntemleri mevcuttur. Psikoterapist, bireye göre, hangi terapi yönteminin uygun olduğuna karar verir. Yöntemler, kişilik bozuklukları, aile terapisi, davranış terapisi, bilişsel terapi, psişik terapi, grup terapisi gibi birçok farklı terapi yönteminden oluşabilir.

• Başvuru yapılabilecek durumlar:
• Depresyon
• Kaygı ve stres
• Özgüven eksikliği
• Trauma sonrası stres bozukluğu (TSSB)
• Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB)
• Yeme bozuklukları
• Uyku sorunları
• Cinsel problemler

Psikoterapi, gizlilik içinde yapılır ve hastaların özel hayatlarına saygı gösterilir. Terapistler, hastaların güvenini kazanabilmek için kendilerine yöneltilen sorulara dürüstçe cevap verirler.

Bir psikoterapiden beklenen sonuç, insanların daha iyi bir hayata sahip olmalarına yardımcı olmaktır. Bu süreçte, bireyler, kendileri ve çevreleri hakkında yeni anlayışlar kazanırlar. Aynı zamanda, bireyler kendilerine daha fazla güvenir, farkındalık kazanırlar ve sorunlarına daha sağlıklı bir şekilde yaklaşabilirler. Psikoterapi, insanların sağlıklı bir ruh haline sahip olmalarına yardımcı olarak, hayatlarını daha mutlu, tatmin edici ve başarılı kılabilir.

Kişilik Bozuklukları ve Tedavisi

Kişilik bozuklukları, insanların kendilerini ve çevresine olan bakış açılarını, düşünce ve davranışlarını etkileyen psikolojik sorunlardır. Borderline kişilik bozukluğu ve narsistik kişilik bozukluğu, kişilik bozukluklarına örnek olarak gösterilebilir.

Borderline kişilik bozukluğu, duygusal istikrarsızlık, kontrolsüz davranışlar, kendine zarar verme eğilimi, boşluk hissi gibi belirtilerle karakterizedir. Narsistik kişilik bozukluğunda ise, kişinin kendisine aşırı hayranlık ve diğer insanları küçümseme eğilimi vardır.

Kişilik bozukluğu tedavisi, psikoterapi yoluyla gerçekleştirilir. Kişinin belirtileri, geçmiş deneyimleri ve hayatında yaşadığı zorluklar dikkate alınarak kişisel bir tedavi planı oluşturulur.

Psikoterapi sürecinde, kişinin öz farkındalığını arttırmak, duygusal problemlerle başa çıkmak için stratejiler öğrenmek, kendi kendini kontrol etmek ve olumsuz düşünceleri değiştirmek gibi hedefler belirlenir. Tedavi süreci kişinin durumuna göre değişebilir ve belirtiler azaldıkça seanslar azaltılabilir.

Kişilik bozukluklarının tedavisi uzun ve zorlu bir süreç olabilir, ancak doğru tedavi yaklaşımı ve deneyimli bir terapist ile iyileşme mümkündür.

Kişilik Bozukluklarına Yaklaşım

Kişilik bozukluğuna sahip olan bir kişinin tedavisi, her birininde bireysel özellikleri ve öncelikleri olan farklı yöntemleri gerektirir. Bu nedenle, kişilik bozukluğuna sahip olan kişinin terapideki yaklaşımı, onların kişisel özelliklerine dayanacak şekilde özelleştirilmiştir. Terapide, kişilik bozukluğuna sahip bir bireyin şu noktalar üzerinde odaklanması beklenir:

• Kendine dair olumlu ve olumsuz düşünceleri anlamak ve kontrol etmek
• Kişisel sınırlar konusunda farkındalık yaratmak
• Yerinde ve sağlıklı ilişkiler kurmak
• Anksiyete ve depresyon gibi diğer sorunları ele almak

Bu yaklaşımlar, bireyin kişilik bozukluğunu yavaş yavaş anlamasını ve onun önüne çıkabilecek tüm sorunları ele almasını sağlar. Kişilik bozukluğu olan bireyler, bu süreçte kendilerini çok daha iyi hissedecekleri için biraz sabırlı olabilirler.

Tedavi aşamasında, terapistin bireysel olarak belirlediği tedavi planı uygulanır. Terapi, bireyin kişisel geçmişi, olumsuz deneyimleri ve hayatta karşılaştığı diğer problemleri ele alan bireysel terapiler, grup terapileri ve diğer terapi türlerini içerir. Ayrıca, psikoterapi terapilerine ek olarak ilaç tedavisi de uygulanabilir ancak bu karar yalnızca bir uzman tarafından verilebilir.

Tedavi süreci boyunca terapist, kişilik bozukluğuna sahip kişinin bir dizi zorlu ve hatta sıkıcı ev ödevleri yapmasını isteyebilir. Bu ev ödevleri, her bireyin farklı olumlu ve olumsuz özelliklerini öğrenmesine yardımcı olacak şeyleri içerebilir. Psyco-Edu dersleri, beceri geliştirme kursları ve idealize edilmiş benliği tedavi etmek için kullanılan terapiler, kişiliğin neden olduğu tüm sorunları yavaş yavaş görebilir ve çözebilirler.

Sonuç olarak, kişilik bozukluğuna sahip bir kişinin tedavisi, kişinin özel gereksinimlerine göre özelleştirilmiş bir yaklaşıma dayanır. Terapist ve birey arasında sıkı bir işbirliği kurularak, her bir bireyin kişisel özelliklerine göre özelleştirilmiş tedavi planı belirlenir. Bu planlar, kişinin daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesine ve kendi kişisel sınırlarını anlamasına yardımcı olacaktır.

Kişilik Bozukluklarının Yaygınlığı ve Sebepleri

Her beş yetişkinden biri, hayatlarında en az bir kez kişilik bozukluğu yaşar. Kişilik bozuklukları, çok sayıda faktörden kaynaklanabilir. Bunların arasında genetik yatkınlık, çocukluk travmaları, aile içi çatışmalar, yetiştirilme tarzı ve stresli yaşam olayları sayılabilir.

Kişilik bozukluğu olan kişiler, başkalarıyla ilişkilerinde sık sık sorun yaşarlar. Bu sorunlar, iş, aile ve sosyal yaşamda kendini gösterir. Korkunun, düşmanlığın, güvensizlik hissinin, terkedilme korkusunun, öfkenin ve tutarsızlık hissinin yanı sıra, kişilik bozukluğu olan kişilerin düşünceleri ve davranışları da genellikle ağır ve rahatsız edicidir.

Kişilik bozuklukları, genel nüfusun yaklaşık %10'unda görülür. İşyerinde ya da toplumda, kişilik bozuklukları olan kişilerin yaşamlarında birçok güçlük çıkabilir. Ancak, uzman bir terapist tarafından sunulan psikoterapi, kişilik bozukluklarıyla başa çıkmak için etkili bir yöntemdir. Yapılan araştırmalara göre, kişilik bozukluğu olan kişilerin terapide değişim gösterme olasılıkları yüksektir.

Sonuç olarak, kişilik bozukluklarının önlenmesi veya tedavi edilmesi mümkün olsa da, bu durum son derece karmaşık bir süreçtir. Uzman bir terapistle çalışmak, kişilik bozukluğuna sahip olan kişilerin yaşamlarını daha iyi hale getirebilir ve onlara daha iyi bir geleceğe doğru yön verebilir.

Trauma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)

Trauma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), kişinin tecrübe ettiği travmatik bir olayın ardından ortaya çıkan ciddi bir psikolojik bozukluktur. Bu durum, genellikle savaş, cinsel saldırı, doğal afetler, trafik kazaları veya şiddetli bir hayat olayı gibi olaylardan kaynaklanmaktadır. TSSB'nin nedeni tam olarak bilinmese de, araştırmalar bu sorunun genetik bileşenler ve beyindeki kimyasal dengelerdeki değişikliklerle ilişkili olabileceğini göstermektedir.

TSSB tedavi edilebilir bir durumdur. Bazı tedaviler arasında psikoterapi, ilaç tedavisi veya her ikisini bir arada kullanma seçenekleri bulunur. Psikoterapi, travmatik olaya tepki olarak ortaya çıkan semptomları yönetmeye yardımcı olan bir terapi türüdür. Bu terapi türü, müşterinin rahat hissettiği bir yerde, güvenilir bir terapist ile birlikte gerçekleştirilir. Psikoterapinin bazı yaygın formları arasında bilişsel davranış terapisi, göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme terapisi ve duygusal odaklı terapi yer almaktadır.

İlaç tedavisi, TSSB semptomlarının tedavisinde kullanılan bir diğer yöntemdir. Bu tedaviler, çoğunlukla antidepresanlar, anksiyolitikler, beta blokerler ve anti-tişikler gibi ilaçlar içerir. İlaç tedavisi, TSSB semptomlarının şiddeti ve sıklığını kontrol altına almak için kullanılabilir. Ancak ilaçlar, terapi ile birlikte kullanılmalıdır. Çünkü, ilaçlar, TSSB'nin altında yatan sorunu çözmek yerine sadece semptomlarını tedavi eder.

TSSB, diri, zarar verici veya hayatla başetmeye zorlayıcı bir olayın ardından ortaya çıkan ciddi bir psikolojik bozukluktur. Ancak, tedavi seçenekleri arasında psikoterapi, ilaç tedavisi veya her ikisini bir arada kullanma seçenekleri yer alır. Tedavi edilmezse, TSSB semptomları zamanla kötüleşebilir ve kalıcı hale gelebilir. Bu nedenle, TSSB belirtileri yaşayan kişilerin, bir uzmandan destek alarak tedavi almaları son derece önemlidir.

Sık Sorulan Sorular

Psikoterapi süreci hakkında birçok soru vardır ve bu soruların yanıtları tedavinin etkinliğini artırabilir. İşte, psikoterapiye dair sık sorulan soruların yanıtları:

• Psikoterapi nedir?
  Psikoterapi, kişinin zihnindeki düşünce, duygu ve davranış kalıplarının değiştirilmesine yardımcı olan bir terapi yöntemidir. Psikoterapinin amacı, bireyin sorunlarına çözüm bulmak ve yaşam kalitesini artırmak için psikolojik olarak sağlıklılık kazandırmaktır.
• Psikoterapi seansları ne kadar sürer?
  Psikoterapi seansları genellikle 45-50 dakika sürer ve haftada bir kez yapılır. Ancak, tedavinin süresi, bireyin ihtiyacına ve sorununun ciddiyetine bağlı olarak değişebilir.
• Psikoterapi süreci ağrılı mı?
  Psikoterapi süreci herkes için farklıdır. Tedavi sürecinde yaşanan duygusal zorluklar ve zihinsel çekişmeler olabilir, ancak tedaviye uyum sağlandıkça süreç daha rahat hale gelebilir.
• Psikoterapi sonucunda ne kadar sürede iyileşirim?
  Psikoterapinin süresi, kişinin ihtiyaçlarına ve sorunun ciddiyetine bağlı olarak değişir. Bazı bireyler daha kısa sürede iyileşirken, bazıları için tedavinin daha uzun sürmesi gerekebilir.
• Psikoterapi tedavisi sırasında ilaç kullanılması gerekli midir?
  Psikoterapi, ilaç kullanımı olmadan da etkili olabilir. Ancak, bazı durumlarda psikiyatrik ilaçlar desteği, terapinin etkinliğini artırabilir.
• Psikoterapi masraflarını kim karşılar?
  Psikoterapi masrafları özel sağlık sigortası kapsamında veya ödeme yapan kişinin kendisi tarafından karşılanabilir. Bazı durumlarda, hükümet tarafından finanse edilen ücretsiz psikoterapi seçenekleri de mevcuttur.

Psikoterapiye dair sık sorulan soruların yanıtları, tedavinin etkinliğini artırmak için büyük önem taşır. Eğer psikoterapiye başlamayı düşünüyorsanız, bu yanıtlardan yararlanarak tedavi sürecine hazırlıklı olabilirsiniz.

Psikoterapi Kaç Seansta Tamamlanır?

Psikoterapinin süresi, kişinin sorunlarına, terapiste olan güvenine, terapinin türüne ve sıklığına göre değişebilir. Birden fazla seansta tamamlanan psikoterapi süreci, kişinin sorunlarına ve tedaviye verdiği yanıta göre değişebilir.

Ancak, bir kişinin tamamen iyileşmesi, psikoterapinin belli bir seans sayısına bağlı değildir. Tedavinin başarısı, terapiste olan güvenin yüksek olması ve sistematik bir şekilde ilerlenmesiyle mümkündür.

Bu nedenle, psikoterapi süreci her birey için farklı olabilir ve kişinin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak terapi planı oluşturulmalıdır.

Genellikle, haftada bir seans şeklinde ilerleyen psikoterapi süreci, 6 aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Ancak, daha hafif sorunlar için daha kısa süreli terapiler de uygulanabilir.

Unutulmamalıdır ki, psikoterapi kişinin kendini keşfetmesine, duygusal zekasını geliştirmesine ve yaşadığı sorunlarla başa çıkmasına yardımcı olur. Bu nedenle, tedavinin süresi önemli değildir; önemli olan, kişinin duygusal ve zihinsel sağlığını iyileştirmeye yönelik adımları atmaktır.

Pskiyatrik İlaçlar Hakkında

Psikiyatrik ilaçlar, psikoterapi tedavisi sürecinde kullanılan bir destekleyici tedavi yöntemidir. Özellikle depresyon, anksiyete ve bipolar gibi psikolojik hastalıkların tedavisinde sıklıkla kullanılır. Ancak, psikiyatrik ilaçların kullanılması konusunda bilinmesi gereken bazı önemli noktalar vardır.

Öncelikle, psikiyatrik ilaçlar sadece bir ilaç değil, geniş bir yelpazede farklı ilaç türlerini içeren bir terapi yöntemidir. Bu ilaçlar, beyindeki kimyasal dengesizlikleri düzeltmeye veya sinir sisteminin işlevini değiştirmeye yardımcı olabilir. Ancak, bu ilaçların kullanılması her zaman uygun olmayabilir ve her kişiye aynı ilaçlar önerilmeyebilir.

Bazı psikiyatrik ilaçlar bağımlılık yapıcı olabilir ve uzun süreli kullanımları ciddi yan etkilere neden olabilir. Bu nedenle, psikiyatrik ilaçların kullanımı daima bir uzman psikolog veya psikiyatrist tarafından yönlendirilmelidir. Ayrıca, psikiyatrik ilaçların tek başına kullanılması önerilmez, genellikle psikoterapi ile birlikte kullanılırlar.

Psikiyatrik ilaçların etkileri doğru şekilde izlenmeli ve dozajları dikkatli bir şekilde ayarlanmalıdır. Genellikle, ilaçların etkileri birkaç hafta ila birkaç ay arasında sürebilir ve tedavinin sona erdirilmesi de dikkatli şekilde planlanmalıdır. Ayrıca, psikiyatrik ilaçlar kendi başına kullanılmamalı ve herhangi bir yan etkisi varsa bir uzmana hemen bildirilmelidir.

• Psikiyatrik ilaçların ciddi yan etkileri olabilir ve bireysel olarak değişebilir.
• Psikiyatrik ilaçlar, bir uzman psikolog veya psikiyatrist tarafından yönlendirilmelidir.
• Psikiyatrik ilaçlar, zihinsel hastalıkların tam bir tedavi yöntemi olarak değil, bir destekleyici yöntem olarak kullanılmalıdır.

Özetle, psikiyatrik ilaçlar psikoterapi tedavisi sürecinde bir seçenek olarak düşünülebilir, ancak her zaman dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır. Psikoterapi sürecinin bir parçası olarak psikiyatrik ilaçların kullanımı, hastanın bireysel ihtiyaçlarına göre ve bir uzman doktor tarafından uygun biçimde yönlendirilmelidir.