Kuzey Avrupa'nın Makyaj Tarihi, yıllar boyunca değişen moda trendleri ile birlikte evrim geçiren bir güzellik anlatısıdır Bu kitapta, makyajın tarihine dair merak edilen her şey yer alıyor Keşfetmek için hemen tıklayın!
Kuzey Avrupa'nın makyaj tarihi, farklı dönemlerde yaşayan insanlarının makyaj anlayışı ve trendlerini yansıtmaktadır. Bu yazıda, Vikinglerden Rönesans'a, Aydınlanma döneminden günümüze kadar, Kuzey Avrupa'nın farklı dönemlerindeki makyaj trendleri hakkında bilgi edineceksiniz. Makyaj yapma sanatı, insanların estetik amaçlı uyguladığı en eski uygulamalardan biridir ve tarih boyunca birçok farklı nedenle uygulanmıştır. Kimi zaman kişiler, statülerini yansıtmak veya güçlerini göstermek için makyaj yapmış, kimi zaman da doğal ve minimal makyaj trendleri ile ortaya çıkan güzelliği vurgulamıştır.
Bu yazıda, makyajın doğuşundan bugüne kadar geçen zaman diliminde, makyaj trendlerindeki değişimleri inceleyeceğiz. Viking makyajından moda ikonlarından etkilenen Rönesans makyajına, Aydınlanma dönemi makyajından modern dönem makyajına kadar, Kuzey Avrupa'da farklı makyaj trendleri ortaya çıkmıştır. İnsanlar estetik amaçla başvurdukları bu uygulama sürecinde birçok değişikliğe uğramıştır. Bu yazı, Kuzey Avrupa'nın makyaj tarihine dair kapsamlı bir bakış sunacak.
Viking Makyajı
Kuzey Avrupa'nın makyaj tarihine bir göz atarken, Vikinglerin makyaj anlayışı ve kullandıkları ürünler de dikkat çekiyor. Vikingler genellikle siyah kahverengi göz kalemi kullanarak yüzlerini boyarlardı. Bu kalemleri tutan malzemeler, kemik, taş veya bronzdan yapılır ve kalemlerin uçları da bu malzemelerden yapılırdı.
Viking kadınları ayrıca saçlarına bakım yaparken, erkekler düzenli olarak sakallarını bakımlı tutarlar ve tararlardı. Bu bakımlarda genellikle balık yağı, bitkisel yağlar ve bitkisel ekstreler kullanılırdı.
| Özetle Viking makyajında; |
|---|
|
Ortaçağ Dönemi Makyajı
Ortaçağ dönemi Avrupa'sında makyaj yapma anlayışı, günümüzün makyaj trendleriyle kıyaslandığında oldukça farklıydı. O dönemde makyaj yapma ihtiyacı sadece sosyal statüsü yüksek olan kadınlar arasında popülerdi ve çoğunlukla kiliseye gitmek için kullanılırdı.
Ortaçağ Avrupa'sında makyaj malzemeleri, bugün kullanıldığı gibi kozmetik ürünlerden oluşmuyordu. Daha çok doğada bulunan maddeler kullanılırdı. Örneğin, kaş boyası olarak kömür tozu, yanaklar içinse meyve suyu tercih edilirdi. Ancak kilise, makyaj yapmayı günah saydığı için kullanılabilecek malzemeler sınırlandırılmıştı.
Buna karşın, Ortaçağ Avrupa'sında makyaj yapmak moda haline geldiğinde, kilise bu duruma karşı çıktı ve kadınları makyaj yapmakla suçladı. Bu yüzden, yüzyıllar boyunca makyaj yapmak kilise tarafından hoş karşılanmayan bir davranış olarak görüldü.
Ortaçağ Avrupa'sında makyaj, aynı zamanda yüz boyama sanatı olarak da kabul edilirdi. Kilise'nin hoş karşılamadığı bu sanat, bir zamanlar Avrupa'da oldukça popülerdi. Bu sanatı uygulayanlar, asillerin günlük yaşantılarında yüzlerine çizimler yaparlardı. Bu çizimler daha çok dini hikayeleri anlatan çizimler olurdu.
Ortaçağ Avrupa'sında makyaj yapmak isteyen kadınlar, özel bir renk paleti kullanırdı. Mavi, hakimiyetin sembolü olarak kullanılırdı. Kırmızı ise, ihtişam ve gücün simgesi olarak kabul edilirdi. Yeşil, gençliğin, taze meyve ve doğanın sembolü olarak görülürdü. Sarı ise, Oldukça saygın bir renk olan altın metalin simgesi olarak kullanılırdı.
Ortaçağ Avrupa'sında makyajıcılardan birisi de ayrı bir sosyal sınıf oluşturmuştu. Eğer bir kadın sosyal statüsü yüksekse, o dönemde makyaj yapmayı tercih eder ve makyajını yaptırmak için bu sınıfa ait kişileri tercih ederdi. Bu kişilerin makyaj yaparken, kadınların sosyal statülerini ve kişisel tercihlerini göz önünde bulundurarak makyajlarını özel olarak hazırladıkları bilinmektedir.
Yüz Boyama Sanatı
Ortaçağ döneminde makyaj yapma biçimi, yüz boyama sanatı olarak kabul ediliyordu. Bu sanat, özellikle İtalya'da yaygın bir şekilde kullanılıyordu. Yüz boyama, aynı zamanda bir çeşit maskaralık olarak da görülüyordu çünkü yapılan makyaj oldukça gösterişli ve abartılıydı.
Yüz boyama sanatında kullanılan malzemeler arasında beyaz kurşun, siyah sürme ve kırmızı allık bulunurdu. Bu malzemelerin kullanımı, sadece güzellik için değil, aynı zamanda sosyal statüyü göstermek için de yapılırdı. Öyle ki, yüksek statüde olan kadınlar daha fazla ve daha gösterişli makyaj yaparlardı.
Ancak yüz boyama sanatı, sadece kadınların değil, erkeklerin de kullandığı bir makyaj stilidir. Özellikle İtalya'da, erkeklerin de yüz boyama yapması oldukça yaygındı. Bu makyaj stilinin erkekler tarafından da kullanılması, cinsiyet rollerinin o dönemdeki algısına bağlıydı.
Yüz boyama sanatı, zamanla sadeleşerek doğal makyaj trendlerine evrildi. Ancak günümüzde bile özellikle tiyatro ve kostüm çalışmalarında yüz boyama sanatının kullanımı hala devam etmektedir.
Renklerin Anlamları
Ortaçağ Avrupa'sında makyajın kullanımı sadece estetik amaçlar için değil, ayrıca sosyal statüyü belirtmek için de yapılmaktaydı. Bu nedenle insanlar, kullandıkları makyaj malzemelerinin yanı sıra hangi renkleri kullandıkları konusuna da önem veriyorlardı.
Kırmızı renk, zenginlik ve lüksün sembolü olarak kabul edilirken, mavi renk soyluluk ve zerafetin ifadesi olarak anılırdı. Yeşil renk doğanın ve bereketin sembolü olarak kullanılırken, sarı renk gücün ve ihtişamın ifadesi olarak tercih edilirdi.
Renklerin anlamları sadece makyajda değil, giyim tarzlarında da büyük bir öneme sahipti. Mesela, tamamen siyah giyinmek yas dönemi ve yasa tutma ile ilişkilendirilirken, beyaz renk saflık ve masumiyetin sembolü olarak kabul ediliyordu.
Bununla birlikte, farklı kültürlerde renklerin sembolizmi değişiklik gösteriyordu. Örneğin, batı kültüründe kırmızı renk aşk ve tutku ile özdeşleştirilirken, Hindistan'da kırmızı renk düğün günü veya pozitif enerjinin ifadesi olarak kullanılır.
Tarihte kullanılan renklerin sembolik anlamları, günümüzde de makyaj trendleri üzerinde etkili olmaya devam etmektedir. Makyaj sanatçıları, belirli renkleri kullanarak farklı duyguları ve hisleri ifade etmeye çalışırlar. Örneğin, kırmızı ruj, özgüvenli ve seksi bir ifade için kullanılırken, pembe tonları daha saf ve masum bir görünüm için tercih edilir.
Sosyal Statüye Göre Makyaj
Ortaçağ Avrupa'sında makyaj yapmak sadece güzelliği ortaya çıkarmak için yapılmazdı, aynı zamanda kişinin sosyal statüsünü de yansıtırdı. Özellikle soylular arasında yaygın olan bu trend, hangi malzemelerin kullanıldığına ve nasıl uygulandığına kadar detaylı bir şekilde incelenirdi.
Sosyal statüye göre yapılan makyajda, mümkün olan en pahalı malzemeler tercih edilirdi. Örneğin, sarı ya da kırmızı renkte fildişi ve inci tozları, soyluların tercih ettiği cilt rengi açıcı ürünlerdi. Daha düşük sosyal sınıftaki insanlar ise, sarımsı tonlarla sonuçlanan tereyağı veya sütle ciltlerini beyazlatırlardı.
Bu dönemde sosyal sınıfının yüksek olduğunu göstermek için alnın ve tapınakların üzerine kırmızı ya da parlak renklerle vurgu yapılırdı. Ayrıca, soylu kadınlar kaşlarını tüylerle doldurarak daha kalın ve dolgun bir görünüm elde ederken, düşük sosyal sınıftakiler kaşlarını tüylerle doldurmaz ve daha ince bir görünüm tercih ederlerdi.
- Sosyal statüye göre yapılan makyaj trendi sadece Avrupa'da değil, diğer ülkelerde de görülmüştür. Örneğin, Japonya'da Edo döneminde samuray sınıfı, kadınları beyaz pudra kullanarak beyaz bir yüz rengine sahip olmaya teşvik ederdi.
- Bu trendin ortaya çıkmasının nedeni, toplumsal sınıflar arasındaki ayrımların belirginleşmesi ve zenginlerin kendilerine has bir görünüme sahip olmak istemeleriydi.
Doğal Makyaj
Ortaçağ sonrası dönemde, özellikle 18. yüzyıldan itibaren Avrupa kültüründe doğal ve minimal makyaj trendleri ön plana çıkmıştır. Bu dönemde kadınlar, daha doğal bir görünüme sahip olmak istemişlerdir. Doğal makyaj trendinin yükselişi, sağlık ve güzelliğin içeriden geldiği düşüncesinin etkisiyle de bağlantılıdır.
Doğal makyaj trendi, kadınların yüzlerini daha az makyajla kaplamayı tercih ettiği bir anlayıştır. Doğal ve açık tonlarda pudra, allık ve rujlar kullanılmıştır. Ayrıca, aydınlatıcılar ve kontürleme ürünleri de doğal görünümü desteklemek için kullanılmıştır.
Doğal makyaj trendinin yükselişi, modaya yönelik bir tepki olarak da düşünülebilir. Özellikle 80'li ve 90'lı yıllarda, aşırı abartılı ve renkli makyaj trendleri popüler olmuştur. Doğal makyaj ise trendlere karşı bir alternatif olarak ortaya çıkmıştır.
Doğal makyaj, aynı zamanda çevre dostu bir anlayış olarak da öne çıkmaktadır. Doğal ve organik malzemelerin kullanımı, hem cilt sağlığı açısından hem de çevre açısından yarar sağlamaktadır. Son yıllarda doğal ve organik makyaj ürünleri de popülerlik kazanmıştır.
Özetle, Ortaçağ sonrası dönemde doğal ve minimal makyaj trendlerinin ortaya çıkması, sağlık, güzellik ve doğal görünüm gibi farklı etkenlerin etkisiyle gerçekleşmiştir. Doğal makyaj trendi, modaya tepki olarak ortaya çıkmış ve çevre dostu bir anlayış olarak benimsenmiştir.
Rönesans Dönemi Makyajı
Rönesans Dönemi Avrupa'sında makyajın popülerleşmesi ve yaygınlaşması, özellikle İtalya'da görülen bir trenddir. Sanatın ve estetiğin önem kazandığı dönemde, moda ve güzellik de önemli bir yer edinmişti. Rönesans döneminde makyajın kullanım alanı da oldukça genişlemişti, sadece tiyatro ya da özel etkinliklerde değil, günlük hayatta da kullanımı yaygınlaşmıştı.
Bu dönemde makyaj malzemeleri de çeşitlenmeye başlamıştı. Çığır açan yenilikler arasında, pudra ve allık gibi ürünlerin kullanımı bulunmaktadır. Daha önce kullanılan sadece birkaç renkte elde edilebilen boyaların yerini, doğal kaynaklardan elde edilen yeni ve farklı renkte boyalar almıştı.
- Pudra
- Allık
Yüz hatlarını ortaya çıkarmak için kullanılan kalem eyeliner ve kaş kalemi de, bu dönemde kullanılmaya başlanmıştır. Ancak bunlar sadece zenginlerin tercih ettiği lüks malzemelerdi. Genellikle kilise koroları ve aristokrat ailelerde görülen bir uygulama olan makyaj, bu dönemde moda endüstrisiyle birleşerek daha geniş bir kesime hitap etmeye başlamıştır.
Teatral Makyaj
Teatral Makyaj
Rönesans dönemi tiyatrosu, sanatın en göz alıcı ve yaratıcı dönemlerindendi. İnce detaylara dikkat eden tiyatrocular, oyuncuların karakterlerine göre makyaj yapma fikrini benimsediler. Rönesans tiyatrosunda kullanılan makyaj ürünleri ve teknikleri, günümüzde bile tiyatro alanında kullanılmaktadır.
Tiyatrocuların amacı, karakterleri daha doğru bir şekilde yansıtmak için yüzlerindeki hatları değiştirmekti. Bu nedenle, genellikle beyaz fondöten kullanılıyordu. Bazı oyuncuların yüzlerindeki belirli bölgeleri kırmızı ya da siyah ojeyle boyamaları, daha ciddi bir görünüm elde etmelerini sağlıyordu. Kırmızı oje, genellikle yüzdeki gözlerin altına uygulanıyordu.
Ayrıca, oyuncuların karakterlerine uygun peruklar takmaları da sıkı sıkıya benimsenmişti. Peruklar, oyuncuların kıyafetleriyle uyumlu olan renklerde yapılıyordu. Örneğin, erkek oyuncuların taçlarını takarak kral rolü oynamaları ya da pelerinler ve savaş kıyafetleri giyerek savaş sahnelerinde yer almaları yaygındı.
Rönesans tiyatrosunda makyajın üstlenmiş olduğu önemli rol, günümüze kadar çeşitli sektörlerde etkisini sürdürmektedir. Özellikle film sektöründe ve müzikallerde kullanılan teatral makyaj teknikleri ve ürünleri, tiyatro sahnesinde de kullanılmaktadır.
Moda İkonlarından Etkilenmek
Rönesans dönemi Avrupa'sında moda ikonları, sadece kıyafetleriyle değil, makyaj anlayışlarıyla da dönemin trendlerini belirlemekteydi. Özellikle İtalyan dükleri ve soyluları arasında popüler olan muhteşem makyaj stilleri, diğer Avrupa ülkelerinde de yaygınlaşmıştı. Mirrors of Princes adı verilen kitaplarda, dönemin moda ikonlarının hayatlarına dair ayrıntılı bilgiler ve makyaj tercihleri yer almaktadır.
Bu dönemde, porselen gibi bir cilt, kırmızı yanaklar ve koyu renkli dudaklar moda haline gelmiştir. Kadınlar, birbirleriyle yarışarak, bu trendlere uygun makyajlar yapmak istiyorlardı. Bunun yanı sıra, erkekler de makyaj yapmaktan çekinmiyor, yüzlerindeki kusurları gizlemek için pudralar kullanıyordu.
Bazı moda ikonları ise, dönemin sıra dışı makyaj tercihleriyle kendilerine özgü bir stil oluşturmuşlardı. Örneğin, İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth, altın renkli saçları ve beyaz teniyle göz kamaştırırken, göz kapaklarına sürdüğü renkli makyaj ürünleriyle de dikkat çekmekteydi. Bu tarz makyajların popülerliği, 16. yüzyılda resim sanatında da kendisini göstermiş, ünlü ressamlar portrelerinde modaya uygun makyajlar yansıtmıştır.
Aydınlanma Dönemi Makyajı
Aydınlanma Dönemi, 18. yüzyıl Avrupa'sında yükselişe geçen bir felsefi ve kültürel harekettir. Bu dönemde, bilim ve akıl merkezli bir dünya görüşü benimsenmiştir. Bu dönemde makyaj yapma anlayışı ve trendleri de değişim göstermiştir.
Artık makyajın abartılı ve yapay görünmek yerine daha doğal ve herkes tarafından uygulanabilir olması gerektiği düşünülmeye başlanmıştır. Bu nedenle, cilt rengi ve doğallık ön plana çıkmıştır. Bu dönemde kullanılan makyaj malzemeleri de öncekilere göre daha sade ve doğal hale getirilmiştir.
| Dönem Özelliği | Kullanılan Makyaj Malzemeleri |
|---|---|
| Doğal Görünüm | Pudra, krem allık, dudak parlatıcısı |
| Kırmızı Ruj Modası | Kırmızı ruj, siyah göz kalemi |
| Naturel Görünüm | Doğal renkli dudaklar, kaşları sadeleştirme |
Bununla birlikte, Aydınlanma Dönemi'nde makyaja dair eleştiriler de yapılmaktadır. Bazı düşünürler, makyajın kadınları yüzeysel ve sadece dış görünüşleriyle değerlendirilir hale getirdiğini savunmuştur. Bu eleştiriler, sonraki yıllarda makyaj yapma ve kullanma anlayışını etkilemiştir.
Doğal Görünüm
Aydınlanma dönemi Avrupa'sında makyaj anlayışında önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Bu dönemde makyaj daha minimal ve doğal bir görünüm hedeflenmiştir. Makyajın amacı, insanların doğal güzelliklerini vurgulamak ve cilt renginde uyumlu bir görünüm sağlamaktı.
Bu dönemde kullanılan makyaj malzemeleri de daha doğal ve hafif olmaya başlamıştı. Fondöten yerine pudra tercih ediliyor, göz farı ve ruj da daha soluk renklerde kullanılıyordu. Ayrıca, cildin sağlıklı görünmesi için doğal ürünler de kullanılmaya başlanmıştı.
Doğal görünüm trendi, hem kadın hem de erkekler arasında yaygınlaştı. Erkekler de makyaj yapma trendine ayak uydurarak daha doğal ve hafif bir makyajı tercih etmeye başladılar. Bu dönemde, makyajın amacı yalnızca güzel görünmek değil, aynı zamanda sağlıklı bir cilde sahip olmak ve doğal güzellikleri ön plana çıkarmaktı.
Doğal makyaj trendi, günümüzde de hala popülerliğini koruyor. İnsanlar artık daha az makyaj yapmayı tercih ediyorlar ve doğal güzelliklerini vurgulamak istiyorlar. Dolayısıyla, Aydınlanma döneminde başlayan bu trend, günümüzde de moda dünyasında ve güzellik sektöründe etkisini sürdürmektedir.
Tüketicilerin Makyaja Bakışı
Aydınlanma döneminde, sade ve doğal görünüme yönelen makyaj anlayışı, tüketicilerin de makyaja bakış açısını değiştirdi. Artık makyaj, sadece zenginlerin ayrıcalığı olmaktan çıkarak, her kesim tarafından yapılabilir bir uygulama haline geldi. Makyaj malzemeleri de daha ucuz ve yaygınlaştı.
Tüketiciler, artık makyajın doğal görünüm vermesi ve cilt rengiyle uyumlu olması gerektiği konusunda daha bilinçli hale geldiler. Kullanılan ürünlerin içeriklerine daha çok dikkat edildi ve zararlı olanlar tercih edilmedi. Ayrıca, kadınlar artık makyajın sadece erkeklerin beğenisini kazanmak için yapılmadığını, kendilerini daha iyi hissetmeleri için de yapabilecekleri bir uygulama olduğunu kabul etmeye başladılar.
Modern Dönem Makyajı
Modern dönem makyajı, 20. yüzyılın başından günümüze kadar geçen dönemde çeşitli değişimler geçirmiştir. Özellikle Hollywood sinemasının etkisiyle, makyaj trendleri daha geniş kitlelere yayılmış ve popüler hale gelmiştir.
1920'lerde başlayan "Flapper" trendi, kadınların özgürlük dolu ve sınır tanımayan bir yaşam tarzı benimsemeleriyle özdeşleşmişti. Bu dönemde, kadınlar yüksek topuklu ayakkabılar, mini etekler ve dalgalı saçlarla birlikte göz alıcı ve dikkat çekici makyajlar yapmaya başlamışlardı. Koyu renk rujlar ve yoğun göz makyajı bu dönemin popüler trendlerindendi.
60'lı yıllarda ise, popüler olan mod hareketi makyaj dünyasında da kendini göstermeye başladı. Kadınlar daha berrak ve canlı renklere yöneldi ve pastel tonlar yükselişe geçti. Bu dönemde, göz kapaklarına farklı renklerde farlar kullanmak ve açık renk rujlar sürmek popüler hale geldi.
Son yıllarda ise, doğal makyaj trendleri tekrar popülerlik kazanmaya başladı. Kadınlar, ciltlerinin doğal güzelliklerini ortaya çıkarmayı tercih ediyorlar ve çoğunlukla hafif fondöten, doğal renklerde farlar ve dudak parlatıcıları kullanıyorlar.
Bunun yanı sıra, kozmetik endüstrisi makyaj ürünleri konusunda hızla gelişiyor ve her yıl yeni trendler ortaya çıkıyor. Aynı zamanda, sürdürülebilir ve vegan makyaj ürünleri de giderek popüler hale geliyor.
Özetle, modern dönem makyajı geçmişten günümüze kadar çeşitli değişimler geçirmiş ve her dönemde farklı trendler popüler olmuştur. Ancak makyajın temel amacı hep aynı kalmıştır: kadınların kendilerini güçlü ve özgüvenli hissetmelerini sağlamak.
1920'ler Makyajı
1920'ler, Amerika'da başlayan Charleston dansı ve gösterişli giyim tarzıyla bir moda devrimi yarattı. Bu tarz, makyaj dünyasına da yansıdı ve canlı renklerle dolu bir makyaj anlayışı ortaya çıktı.
Kadınlar, yüzlerini pudra ve ruj ile kaplayarak, gözlerine koyu renk far ve eyeliner çekerek ve dudaklarına parlak bir renk sürerek cesur görünmek istiyorlardı. Yeni icat edilen otomatik ruj kalemi, kadınların makyaj yapması daha da kolaylaştırdı. Yüzlerindeki makyajı öne çıkarabilmek için saçları da kısa kesildi.
Bu dönemde, kadınların ciltleri beyaz görünmesi gerektiği düşünülüyordu, bu nedenle makyajda beyaz pudra kullanımı yaygındı. Ancak birçok kadın, ciltlerinin doğal tonunu yansıtmak için bronzlaşma ürünleri kullanmaya başladı. Makyaj araçları ve ürünleri de popülerlik kazandı ve kadınlar tarafından daha fazla kullanıldı.
Makyaj, 1920'lerin sembolü haline geldi ve o döneme damgasını vurdu. Bugün de hala trend olan ince kaşlar ve gözlerin belirginleştirilmesi, Charleston dönemi makyajının mirasıdır.
Mod Makyajı
Mod Makyajı
1960'lı yıllar, modun yükselişi ve tarihte makyajın moda ilk kez bu kadar göz önünde olması demekti. Mod makyajı, güçlü ve cesur renkler, göz çevresinde yoğunlaştırılan ağır eyeliner ve dolgun kirpiklerden oluşuyordu. Bu dönemde modellerin ve sinema yıldızlarının makyajı da oldukça yaygın hale gelmişti.
Mod makyajında gölge ve highlight uygulamaları da kullanılıyordu. Gölgelemelerle yüz hatları belirginleştirilirken highlightlarla da yüzün doğal olarak aydınlanması hedefleniyordu. Dudaklar ise soluk tonlarda dikkat çekici bir haldeydi. Balmumu gibi sert bir ürünle dolgunlaştırılacak olan dudakların üzerine açık renk rujlar uygulanıyordu.
Bu döneme özgü rujlar da oldukça popülerdi. Özellikle parlak ve dayanıklı rujlar kullanılarak dudakların daha çıplak görünmesi sağlanıyordu. Gözlerde ise renkli ve canlı farlar kullanılıyordu. Yeşil, mavi veya mor tonlarındaki farlar gözlerin doğal rengiyle bir arada kullanılarak derin bir etki yaratılıyordu.
- 1960'ların göz alıcı makyaj stillerinin zıtlıkları kullanarak yaratıcılıklarını konuşturduklarını söyleyebiliriz.
- Metalik bir göz farı pembe bir rujla bir arada kullanılabildiği gibi sade bir göz makyajı da gösterişli bir rujla tamamlanabiliyordu.
- 60'lı yılların mod makyajı, makyaj trendleri arasında hala popüler bir seçim olarak yerini koruyor.
Özetle, mod makyajı cesur ve göz alıcı bir stil olarak karşımıza çıkıyor. 1960'lı yılların makyaj trendleri arasında oldukça popüler olan mod makyajı, bugün hala birçok kişi tarafından tercih ediliyor. Gittikçe popülerleşen retro tarzlar arasında olan mod makyajı, renkli ve cesur tonlarıyla dikkatleri üzerine çekiyor.
Doğal Makyajın Yeniden Popülerleşmesi
Son yıllarda, makyaj trendleri arasında doğal görünümlü makyajlar popüler bir hale geldi. Doğal makyaj yapmanın en önemli sebebi, cilde zarar veren kimyasal içerikli ürünlerden kaçınmak ve daha sağlıklı bir görünüme sahip olmaktır. Bu trendin arkasındaki diğer sebep ise, kadınların ciltlerine bakım yaparken makyajla birlikte değişim istemeleridir.
Doğal makyaj ürünlerinin kullanımının artmasının bir başka sebebi ise, sosyal medya ve ünlülerin etkisidir. Sosyal medya platformlarında ve ünlülerin fotoğraf çekimi sırasında doğal makyaj tercih edilmesi trendi artıkça, kadınlar bu yönde bir makyaj yapmayı tercih ediyorlar. Doğal makyaj ürünleri arasında, bb kremler, hafif fondötenler, allık, göz farı, yağ bazlı nemlendiriciler, dudak nemlendiricileri ve göz kalemleri yer almaktadır.
Doğal makyaj yaparken önemli olan şey, cilt tipine uygun ürünleri seçmek ve fazla abartılı olmamaktır. Doğal makyaj yapmak, yalnızca cilde sağlıklı bir görünüm vermiyor; aynı zamanda günlük rutin makyaj için de uygundur. Doğal makyaj yaparken, yüz hatlarının doğal güzelliğini vurgulamak için mutlaka uygun renk tonlarının seçilmesi önemlidir.