Bu kitap, Amerika öncesi toplumların siyasi yapılarını ele alarak Meksika, Peru, Guatemala, İnka ve Aztek uygarlıklarının politik sistemlerini incelemektedir. Tarihi bir perspektifle sunulan detaylı bilgiler, okuyuculara ilham verici bir bakış açısı sunuyor. Hemen satın almak için tıklayın!

Amerika öncesi toplumların siyasi yapıları, bugünkü politik sistemlerden oldukça farklıydı. Bu toplumlar, sırasıyla İnka İmparatorluğu, Aztek İmparatorluğu, Moche Kültürü, Maya Uygarlığı, Mississippi Kültürü ve Pueblo Kültürü gibi regionlarda var olmuşlardır.

İnka İmparatorluğu, güçlü bir merkezi hükümet yapısına sahipti. İmparator hükümdarlığı, askeri liderlik ve dini liderlik rollerini üstlenen bir kişi tarafından yönetiliyordu. Aynı zamanda İmparatorluk, çeşitli valiliklere ayrılmıştı ve her vali, İmparatorluğun belirli bir bölgesine bakıyordu. Aztek İmparatorluğu ise İnka gibi merkeziyetçi bir yapıya sahip olsa da, İmparatorluk sınırları dışındaki bölgelerde yönetimi yerel liderlerle paylaşıyordu.

Moche Kültürü, Peru'da var olmuş bir toplumdu ve politik sistemi çeşitli elit tabakaların yönetimindeydi. Maya Uygarlığı ise geniş bir bölgede var olmuş olmasına rağmen, politik yapısı oldukça çeşitlilik gösteriyordu. Her bölgenin kendi liderlik yapısı vardı ve ülke genelinde merkezi bir yönetim yoktu.

Mississippi Kültürü, güçlü bir sosyal hiyerarşisi olan büyük çiftliklerden oluşan büyük bir topluluktu. Pueblo Kültürü ise Kuzey Amerika'nın güneybatısında var olmuş bir toplumdu ve politik yapısı kabileler arasındaki işbirliğine dayanıyordu.

Meksika

Meksika'daki politik sistem, federal cumhuriyet ve başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Ülkede iki odalı bir kongre bulunmaktadır. Senato, eyaletlerin temsilcilerinden oluşurken, Temsilciler Meclisi halkın oyları ile seçilir. Ülkede 31 eyalet ve federal bölge bulunur. Meksika'nın başkanı, federal hükümetin başıdır ve beş yıl boyunca seçilir. Başkanlık döneminin sonunda tekrar seçilebilir, ancak arka arkaya yalnızca bir kez seçilebilir.

Meksika'nın liderlik yapısı, diğer ülkelerin aksine, başkanlık sistemi tarafından belirlenir. Başkan, ülkenin yönetiminden doğrudan sorumlu olan en üst düzey liderdir. Başkanın yardımcısı ve kabinesi, ülkede hükümeti yönetmenin diğer önemli parçalarıdır. Meksika'nın siyasi yapısı, diğer Latin Amerika ülkelerinden farklı olarak, iyi tanımlanmış ve etkili bir merkezi hükümete sahiptir.

Peru

Peru, Güney Amerika'da yer alan önemli bir ülkedir. Tarihi boyunca birçok farklı uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Bu nedenle, Peru'nun politik yapısı ve yönetim şekilleri de oldukça çeşitlidir. İlk olarak, İnka İmparatorluğu dönemi ele alınabilir. İnka İmparatorluğu, merkezi bir yönetim biçimine sahipti. İmparator, tüm İnka krallığının lideriydi ve krallığın bölgesel yöneticileri, ona bağlıydı. Bu nedenle, İnka İmparatorluğu'nda güç merkezi İmparator'da toplanıyordu.

Peru'nun daha sonraki dönemlerinde, İspanyol kolonizasyonu gerçekleşti ve ülke İspanyol İmparatorluğu'nun bir parçası oldu. Bu dönemde, Peru'daki politik yapı İspanyol yönetimi tarafından şekillendirildi. İspanyol yönetimi, Peru'da bir vali atadı ve bu vali, İspanyol kralının temsilcisiydi. Vali, Peru'da mutlak güce sahipti ve tüm kararları kendi başına alabilirdi. Bu nedenle, İspanyol döneminde Peru'da güçlü bir merkezi yönetim biçimi uygulanmıştır.

Peru, 1821 yılında İspanyol İmparatorluğu'ndan bağımsızlığını elde etti. Bu dönemde, Peru'nun politik yapısı büyük ölçüde değişti. Ülke, cumhuriyet yönetimi biçimini benimsedi ve ilk devlet başkanı seçildi. Bu dönemde, Peru'da merkezi bir yönetim uygulanmaya başlandı ve cumhuriyetin getirdiği çok partili siyasi sistem oluşturuldu. Ülkede, halkın oylarıyla seçilen devlet başkanları ve hükümetler oluşturuldu.

Peru'da bugün de bu siyasi yapı devam etmektedir. Ülkeyi yöneten cumhurbaşkanı ve hükümet, halkın oylarıyla seçilmektedir. Peru'da meclis, yargı sistemi ve yerel yönetimler gibi birçok farklı yönetim organı bulunmaktadır. Ayrıca, ülkede birçok farklı siyasi parti bulunmaktadır ve siyasi partilerin güçleri zaman içinde değişebilmektedir.

Güney Amerika

Güney Amerika'da, çok farklı siyasi yapılara sahip olan toplumlar yer almaktadır. Bu toplumlar, çoğunlukla monarşik veya otoriter bir yapıya sahiptiler. Ancak, İnka İmparatorluğu gibi bazı toplumlar, daha az merkezi bir yapıya sahip olup, daha farklı bir liderlik sistemi yönetimleri benimsediler.

İnka İmparatorluğu'nda, liderlik her zaman aynı aileden gelen bir kral tarafından yönetiliyordu. Kral, halkın duyduğu saygıyı kazanmış bir lider olmak zorundaydı ve bu sayede ülkenin her köşesine nüfuz edebilirdi. İmparatorluk, birçok vilayetten oluşuyordu ve bunların her biri, kendi hükümdarına sahipti. Ancak, tüm hükümdarlar İnka imparatoruna bağlıydı ve onun emirlerini uygulamak zorundaydılar.

Buna karşılık, Aztek İmparatorluğu, daha merkezi bir yapıya sahip bir yönetim sistemine sahipti. İmparator, absolu bir güce sahipti ve bütün toprakların tek hakimi olarak kabul ediliyordu. Aztek İmparatorluğu'nda, yerel doğal liderler ve valiler de bulunuyordu ancak bu liderler imparatorluk tarafından atanıyordu ve imparatorluğun merkezi otoritesinin kontrolü altındaydılar.

Moche Kültürü'nde ise liderlik şekli biraz daha farklıydı. Moche halkı, birden fazla merkeze sahip bir toplumdu ve her merkezin kendi lideri vardı. Bu liderler, tinsel bir kişilik olarak kabul edilirlerdi ve toplumun din ve ritüellerinden sorumluydular. Ancak, kararlar toplu olarak alınır ve her merkezin liderleri tarafından yürütülürdü.

İnka İmparatorluğu

İnka İmparatorluğu, M.S. 1438'den 1532'ye kadar Güney Amerika’da var olan büyük bir imparatorluktur. İnka İmparatorluğu, Peru, Ekvador, Kolombiya, Bolivya, Şili ve Arjantin'in bazı bölümlerine kadar uzanmaktaydı. İmparatorluk, çarpıcı inşaat projeleri, gelişmiş zanaatkarlık, toprak işleri ve örgütlü askeri birlikleri ile ünlüdür.

İnka İmparatorluğu, hükümdarlık sistemiyle yönetilirdi. İmparatorluğun başında hükümdar olan İnka, tüm siyasi ve askeri yetkilere sahipti. İnka tarafından atanan beş bölgesel vali, bölgesel yetkilileri atardı. Bölgesel yetkililer, yerel halk arasında sıkı bir disiplinli idarenin güçlü bir şekilde yürütülmesi için sorumluydu. İnka İmparatorluğu'nun, hükümdarı tarafından atanan yüksek düzey yetkilileri, yönetim ve yasama meclisi, İnka Sapa Inca'nın başkanlığını yaptığı Konsey gibi çeşitli yönetim organları vardı.

İnka İmparatorluğu'nun liderliği, Soyu'nin hükümdar ailesine aitti. Soyu'nin gücü, İmparatorluğun diğer topluluklarına olan üstünlüğüne ve hükümdarlarına olan inançlarına dayanıyordu. İmparatorun başdanışmanı, askeri lideri ve özel din adamları, hükümdarın yanında güçlü ve etkili bir ekibin parçasıydı.

İnka İmparatorluğu'nun politik sistemi, insanlarına değer verdiği ve hizmetlerini memnuniyetle sunduğu için sıradan insanlar tarafından sevildi. İmparatorluğun ekonomik başarısı, büyük ölçüde tarıma dayalıydı ve İnka mühendisliği, sulama sistemleri ve tohumculuk konusunda oldukça ileri seviyeydi. Ekonomik faaliyetler, vergi tahsilatı, tarım ve su kaynaklarının yönetimi gibi konularda yerel hükümdarların katkısıyla yürütülüyordu.

İnka İmparatorluğu'nun politikası, temel olarak İnka hükümdarları tarafından belirlendi. İnka İmparatorluğu, daha önceki Andean uygarlıklarında görülen merkezi otoriteyi daha da güçlendirerek, o zamanlar dünya genelinde en yüksek nüfus yoğunluğuna sahip halklardan biri olan Quechua halklarına hükmetti. İnka İmparatorluğu'nun mükemmel organisasyonu, sayısız güzergah üzerindeki ticaret yollarını, sağlık, eğitim ve tarım sistemlerini de kapsayan geniş bir sosyal ağ yaratmıştı.

Aztek İmparatorluğu

Aztek İmparatorluğu, Meksika'da bulunan ve Orta Amerika'da hüküm süren güçlü bir siyasi birliktelikti. İmparatorluğu yöneten kişi, Tlatoani olarak adlandırılırdı ve imparatorluğun başında yer alırdı. Tlatoani, sadece askeri lider değil, aynı zamanda dini lider olarak da kabul edilirdi. Bu nedenle, Aztek İmparatorluğu'nun politik sistemi ve yönetimi oldukça karmaşıktı ve dini ve askeri liderlik arasında önemli bir denge vardı.

Aztek İmparatorluğu'nun yönetim sistemi, feodal bir yapıya benziyordu. İmparatorluğun farklı bölgelerinde yer alan ve Calpolli olarak adlandırılan topluluklar, kendi kendini yöneten toprak sahibi gruplardı. Her Calpolli, kendi yerel yönetim kuruluşuna sahipti ve Tlatoani, sadece onların lideri değildi, aynı zamanda onların dini lideriydi de.

Tlatoani, sadece kendi halkını yönetmekle kalmadı, aynı zamanda diğer topraklardaki liderlere de karar verdi. Bu liderler, imparatorluğun getirdiği çeşitli vergileri ödemek zorunda kaldılar. Bunun yanı sıra Tlatoani, devlet işlerini yönetirken danışmanlarından faydalanırdı. Bu danışmanlar arasında rahipler, askeri liderler ve bilginler bulunurdu ve onların önerileri Tlatoani'nin aldığı kararlarda önemli bir rol oynardı.

Aztek İmparatorluğu, oldukça merkezi bir siyasi sisteme sahipti. Tlatoani, imparatorluğun bölünmesine izin vermezdi ve halkın sadakatini korumak için ayrıcalıklı bir konumdaydı. Bu nedenle, toplumun diğer üyeleri tarafından hayranlıkla karşılanan ve saygı duyulan bir figürdü.

Sonuç olarak, Aztek İmparatorluğu'nun politik sistemi ve yönetimi oldukça karmaşıktı ve feodal bir yapıya benziyordu. Tlatoani, hem dini hem de askeri lider olarak kabul edilirken, merkezi bir rol oynuyordu. İmparatorluğun yönetimi, danışmanların önerileri de dikkate alınarak gerçekleştirilirdi ve halkın sadakati ön plandaydı.

Montezuma

Montezuma, Aztek İmparatorluğu'nun son dönemlerinde hüküm sürmüş, en ünlü liderlerinden biridir. Montezuma'nın lider olması, imparatorlukta krallık sistemine geçişin başlangıcı olarak kabul edilir. Daha öncesinde, imparatorluk kabile konfederasyonu şeklinde yönetiliyordu.

Montezuma'nın liderliği döneminde, imparatorluk, büyük bir genişleme yaşadı ve ülkenin geniş coğrafi alanlarında kontrol sağlanmış oldu. Montezuma, ülkenin modernleşmesine katkı sağladı ve imparatorluğun politik yapısını güçlendirdi. Aynı zamanda, İspanyol fatihlerin istilası sırasında yaşananların en önemli figürlerinden biriydi.

Montezuma, askeri, ekonomik ve siyasi alandaki başarıları sayesinde, liderlik konumunu güçlendirmeyi başardı. Aztek İmparatorluğu'nun siyasi yapısında, bir imparator ve onun altında yer alan birkaç yönetici bulunuyordu. Bunun yanı sıra, imparatorun varisi de görevlendirilir ve onun eğitimine özen gösterilirdi.

• Montezuma, imparatorluğunun genişlemesine önderlik etti.
• Politik yapıyı güçlendirdi ve modernleşmeyi başardı.
• İspanyol fatihlerin istilası sırasında liderlik konumunu korudu.

Montezuma'nın Aztek İmparatorluğu'na katkısı büyüktür. Güçlü ve lider bir figür olan Montezuma, imparatorluğun büyümesine katkı sağlarken, politik yapıyı da güçlendirmiştir. Ancak, İspanyol fatihlerin istilası sırasında başarısız olmuş ve liderliği sarsılmıştır.

Moche Kültürü

Moche kültürü, MÖ 100-700 yılları arasında günümüz Peru topraklarında hüküm sürmüş bir medeniyettir. Bu toplumun politik sistemi monarşikti ve Moche liderleri, tanrılardan türemiş olduklarına inanılan kraliyet soylularıydı.

Moche kültürü, farklı işlevleri olan beş büyük piramit şeklindeki yapılarıyla da bilinir. Bu yapıların biri, Moche liderinin kaldığı ve yönetimi yürüttüğü bir saray olarak bilinir. Politik otoritenin, tarımın geliştirilmesi ve sulama işlerinin yürütülmesi gibi sorumlulukları da vardı.

Moche liderleri, orduyu yönetme konusunda da oldukça uzmandı. Askeri seferler, topraklarının genişlemesi, kontrol altındaki bölgelerin vergi vermesi ve yeni kaynakların elde edilmesi amaçlarıyla gerçekleştirilirdi.

Moche kültürü, liderliği için tanrıların güçlü olduğuna ve onların inisiyatifine göre hareket etmek gerektiğine inanıyordu. Liderler, siyasi ve dini otoriteler arasında bir köprü vazifesi gördüler ve sadece güçlü dünya kavramlarıyla değil, aynı zamanda doğaüstü varlıklarla da bağlantılıydılar.

Sonuç olarak, Moche kültürü, monarşik politik sistemiyle dinsel bir inanç sistemi arasında bir bağlantı kuruyordu. Sadece liderlerin politik etkisi değil, aynı zamanda tanrılara tapınmanın gücü de güçlü bir otoriteye sahipti. Bu toplum, ilginç politik yapılarının yanı sıra mimari, tarım ve sanat alanlarındaki başarılarıyla da tanınmaktadır.

Maya Uygarlığı

Maya uygarlığı, antik Amerika öncesi toplumların en ilginçlerinden biridir. Bu uygarlık, bugünkü Meksika, Guatemala, Honduras, Belize ve El Salvador'a kadar uzanan alanlarda varlığını sürdürmüş ve oldukça gelişmiş bir politik sisteme sahip olmuştur.

Maya politik yapısı, şehir-devlet şeklinde organize edilmişti. Her şehir kendi kendine yönetiliyordu ve asıl güç merkezleri olan krallarla birlikte çalışıyorlardı. Kralların ise geçmişlerine ait bir destan vardı ve bu destanlar, toplumda büyük saygı gören liderlerin saygınlığını artırıyordu. Krallar, krallıklarının genişlemesi için sürekli savaş yaparlardı.

• Maya politik yapısı, şehir-devlet şeklindeydi.
• Her şehir kendi kendine yönetiliyordu ve krallarla birlikte çalışıyorlardı.
• Maya krallarının geçmişlerine ait destanlar, saygınlığını artırmıştır.
• Krallar krallıklarının genişlemesi için savaş yapmışlardır.

Ayrıca, Maya toplumda önemli bir rol üstlenen din adamları da vardı. Maya dinine göre, liderler tanrılar tarafından seçilmişti ve bu tanrıların uygun gördüğü şekilde hareket etmek zorundaydılar. Böylece, din ve siyaset birbirinden ayrılamaz bir hale gelmişti.

Maya uygarlığı, gelişmiş tarım teknikleri sayesinde geniş bir nüfusa sahipti ve birçok şehir-devleti içerisinde barındırıyordu. Büyük toplu yapılar, tapınaklar ve saraylar da, bu gelişen toplumun önemli göstergeleriydi. Maya toplumunun politik yapısı bu şekilde gelişmiş ve kralların liderliğindeki savaşçı şehirler, antik Amerika toplumlarının güçlü siyasi yapıları arasında yer almıştır.

Kuzey Amerika

Kuzey Amerika'da siyasi yapılar büyük ölçüde yerli halkların yaşadığı topluluklara dayalıydı. Bu topluluklar arasında siyasi birlik ve liderlik şekilleri pek bir farklılık göstermedi. Ayrıca kabileler, sık sık birbirleriyle savaşarak toprak ve kaynakları ele geçirmeye çalışıyorlardı.

Mississippi Kültürü, bugünkü Amerikan Güneyi'nde M.S 800-1500 yılları arasında hüküm sürdü. Bu kültürde, belli başlı siyasi otoriteler ve liderler vardı. Bu liderler, geniş topraklarda yaşayan köylüler ve topluluklardan vergi topluyor, adaleti sağlıyor ve çatışmaların önlenmesine yardımcı oluyordu.

Pueblo kültürü Arizona, New Mexico ve Colorado'da gelişti ve çok sayıda kabilelerden oluşan bir topluluktu. Bu toplulukların siyasi yönetimi, köylerin hanedan aileleri tarafından sağlandı. Her köyün ayrı bir lideri vardı ve bu liderler genellikle bir konsey tarafından seçiliyordu. Bu liderler, toplulukların ihtiyaçlarına göre kararlar veriyor ve çatışmaların önüne geçmek için ellerinden geleni yapıyorlardı.

Kuzey Amerika yerli halkları arasında siyasi yapılar, güçlü liderlikler ve konseyler aracılığıyla yönetildi. Bu yapılar, günümüze kadar uzanan birçok yerli halk kültürünün temelini oluşturdu.

Mississippi Kültürü

Mississippi Kültürü, Kuzey Amerika'da yer alan ve bugünkü ABD'nin güneydoğusunda bulunan Mississippi Vadisi'nde M.Ö. 800 ile M.S. 1600 yılları arasında varlığını sürdüren bir topluluktur. Mississippi Kültürü, toplumsal yapı ve yönetim açısından oldukça ileri bir seviyede olup, karmaşık bir siyasi sisteme sahipti.

Bu kültür, birçok şehirsel merkezden oluşuyordu ve bu merkezlerde bulunan saraylar, meydanlar ve tapınaklar, toplumun siyasi ve dini liderleri tarafından yönetiliyordu. Mississippi Kültürü, bölgesel yönetimlerin yanı sıra, merkezi bir siyasi otoriteye de sahipti ve bu otorite, genellikle liderliğini en güçlü hükümdarın yaptığı siyasi birim tarafından sağlanıyordu.

Mississippi Kültürü'nün liderleri, hem dini hem de siyasi güçlerini kullanıyorlardı ve bazıları, bölgesel liderlerden daha fazla yetkiye sahipti. Siyasi liderler, hem gücünü hem de meşruiyetini tanrılardan ve onların güçlerinden almaktaydı.

Mississippi Kültürü'nde, liderlerin yanı sıra, toplumun diğer üyeleri de siyasi işlere dahil ediliyordu. Toplumsal sınıflar arasında bircek hizmetçi sınıfı bulunuyordu ve bu sınıf, genellikle liderlere ve zanaatkarlara yardım ederek, toplumun işleyişinde önemli bir rol oynuyordu.

Sonuç olarak, Mississippi Kültürü'nün siyasi sistemi oldukça karmaşıktı ve yönetim, siyasi liderlerin yanı sıra, toplumun diğer üyeleri tarafından da sağlanıyordu. Bu kültürde, yönetim ve liderlik, hem dini hem de siyasi temele dayanıyordu ve bu sayede toplumun siyasi yapısı oldukça sağlam bir temel üzerine kurulmuştu.

Pueblo Kültürü

Pueblo kültürü, Kuzey Amerika'da yaşamış olan bir toplumun ismidir. Bu toplum, özellikle New Mexico ve Arizona eyaletlerinde yaşamıştır. Başlıca faaliyetleri çiftçilik olan Pueblo halkı, devlet geleneği olmayan bir yapıya sahipti. Kendi içlerinde örgütlenme yöntemleri vardı ve karşılıklı saygı esasına dayalı bir yapıları vardı.

Pueblo halkının liderleri, askerler ve sunakta görev alacaklar önceden belirleniyordu. Liderlerin yetkisi, insanların ona duydukları saygı ve liderlerin savunduğu görüşlerin etkisi ile belirleniyordu. Önemli kararlar toplu toplantılarda alınırdı ve liderlerin amacı halkın refahını sağlamaktı.

Pueblo toplumu, matrilineal bir yapıya sahipti, yani miras anneden kız çocuklarına geçiyordu. Aynı zamanda, Pueblo halkı, dini inançlarına çok önem verirlerdi. Halkın çoğu, şamanları takip ederdi ve ritüellede bu şamanlar lider konumundaydı. Şamanlar, tanrıların dileklerini yorumlardı ve bu nedenle lider konumundalardı.

Sonuç olarak, Pueblo kültürünün politik yapısı, liderlerin halkın saygısını kazandığı ve toplu toplantılar aracılığıyla alınan kararlara dayalıydı. Matrilineal ve dini bir yapıları vardı. Liderler, genellikle şamanlar arasından seçilirlerdi çünkü bu toplumda dini inançlar önemli bir yer tutardı.