Gezegenlerin yüzey özelliklerinin incelenmesi, bu gezegenlerin iklimi, atmosferi, su varlığı ve yaşam koşulları hakkında bilgi sağlamaktadır Mars, Venus, Titan, Uranüs ve Neptün gibi gezegenler, yüzey özellikleri sayesinde incelenerek potansiyel yaşam koşulları hakkında fikir edinilebilmektedir Dünya'nın kardeşi olarak adlandırılan Mars, su kaynakları ve yaşam belirtileri araştırmalarıyla öne çıkmaktadır NASA tarafından tasarlanan Curiosity ve Perseverance araçları, Mars'ın yüzey özelliklerini incelemek için kullanılmıştır Venus, yüksek sıcaklığı ve asit yağmurları nedeniyle yaşanabilir bir gezegen değildir Uranüs ve Neptün ise gaz devi gezegenlerdir ve üzerlerindeki araştırmalar devam etmektedir Mars keşifleri için en önemli araçlardan biri olan Curiosity, Gale Krateri'nde su varlığına ilişkin önemli bul

Gezegenlerin yüzey özellikleri, gezegenlerin özellikleri hakkında çok önemli bir bilgi kaynağıdır. Bu özellikler, gezegenin atmosferi, iklimi, su kaynakları, yaşam koşulları ve diğer önemli konular hakkında bilgi verir. Bugüne kadar, Dünya dışındaki gezegenler hakkında daha fazla bilgi edinmeye yönelik sayısız keşif görevi yapılmıştır. Bu görevler, Mars, Venus, Satürn'ün uydusu Titan, Uranüs ve Neptün gibi gezegenlerin yüzey özellikleri hakkında önemli bilgiler sağlamıştır.

Bilim adamları, Dünya dışında potansiyel yaşam koşullarını araştırmak amacıyla gezegenlerin yüzey özelliklerini araştırmaktadırlar. Mars, su kaynakları ve gezegenin geçmişinde yaşamın olup olmadığı konusunda büyük bir ilgi görmektedir. İnsansız keşif araçları, Mars'ın sırrını çözmek ve gezegenin potansiyel yaşam koşullarını araştırmak için keşif görevlerine gönderilmiştir. Curiosity ve Perseverance gibi araçlar, Mars'ın yüzey özelliklerini incelemek için kullanılmıştır.

Venus ise, sahip olduğu özelliklerle benzersiz bir gezegen olarak kabul edilir. Güneş sistemindeki en sıcak gezegen olmasının yanı sıra, aynı zamanda yüksek asit bulutları ve sert yüzeyiyle de dikkat çekmektedir. Venera keşif aracı, Venus'a iniş yaparak gezegenin özelliklerini incelemiş ve detaylı raporlar sunmuştur.

Satürn'ün uydusu Titan, güneş sistemi dışında potansiyel yaşam koşullarına sahip bir yer olarak kabul edilir. Huygens keşif aracı, Titan'a iniş yaparak gezegenin yüzey özelliklerini ve atmosferini detaylı bir şekilde incelemiştir.

Uranüs ve Neptün, gaz devleri olarak kabul edilirler ve yüksek hızlı rüzgarları, büyük kütleli uyduları ve çoklu halkaları ile dikkat çekerler. Voyager keşif araçları, Uranüs ve Neptün'ü keşfetmek için uzun bir yolculuk yapmış ve bu gezegenlerin özellikleri hakkında bilgi sağlamıştır.

Gezegenlerin yüzey özellikleri hakkında yapılan keşif görevleri, gezegenler hakkında bilinmeyenleri ortaya çıkarmış ve potansiyel yaşam koşullarının araştırılmasına imkan sağlamıştır. Bu keşifler, insanlık için çok önemli bir bilgi kaynağıdır.

Dünya

Dünya, yaşamın olduğu tek gezegen olarak bilinir ve kendine has birçok özelliği vardır. Dünya'nın yüzeyinin yaklaşık %71'i su ile kaplıdır ve bu da onun benzersiz bir özelliğidir. Dünya'nın atmosferi, canlıların var olması için uygun koşullar sağlaması nedeniyle diğer gezegenler hakkında daha fazla bilgi edinme isteği doğurmuştur.

Bilim adamları, diğer gezegenlerde de aynı özelliklerin var olup olmadığını keşfetmek için yıllardır araştırmalar yapmaktadır. Dünya'nın kardeşi olarak adlandırılan Mars, uzay araçları vasıtasıyla en çok araştırılan gezegenlerden biridir.

Mars'ın yüzey özellikleri Dünya'ya oldukça benzerdir ve su arayışları da buradaki araştırmaların en önemli konularından biridir. NASA'nın keşif aracı Curiosity, Mars'taki Gale Krateri'nde yaptığı keşiflerle birçok önemli bilgi sağladı. Bu keşifler sayesinde Mars'ta geçmişte su var olduğu düşünülmekte ve bu da yaşama dair yeni bir umut vermektedir.

Perseverance keşif aracının Mars'a inişi de büyük bir başarıydı. Geçmişte Mars'ta canlı yaşamının olduğuna dair bulgulara rastlanmıştı ve Perseverance, bu belirtileri araştırmak için geliştirilmiştir. Bu araştırmalar, Mars'ın yaşama uygun bir gezegen olup olmadığını ortaya koymayı hedeflemektedir.

Dünya'nın kardeşi olarak adlandırılan bir diğer gezegen ise Venus'tur. Venus, yüzey özellikleri ve atmosferi nedeniyle Dünya'ya oldukça benzemektedir. Ancak, Venus'un yüksek sıcaklığı ve asit yağmurları, insanların yaşaması için uygun koşullar sağlamamaktadır.

Huygens keşif aracı, Saturn'un uydusu Titan'ın yüzey özelliklerini incelemek için gönderilmiştir. Titan, Dünya'ya oldukça benzeyen bir yapıya sahiptir ve potansiyel olarak yaşam için uygun koşullar sağlayabileceği düşünülmektedir.

Uranüs ve Neptün ise gaz devi gezegenlerdir ve yoğun atmosferleri nedeniyle yüzeylerine oldukça az yolculuk yapılmıştır. Voyager keşif aracı tarafından keşfedilen bu gezegenler hakkında halen daha araştırmalar yapılmaktadır.

Sonuç olarak, gezegenlerin yüzey özellikleri ve keşifleri, insanlar için oldukça ilgi çekici konulardan biridir. Uzay çalışmaları üzerine yıllardır yapılan araştırmalar, insanların daha fazla bilgi edinmesine olanak sağlamış ve belki de daha önce keşfedilmemiş yaşam formları ortaya çıkarmayı mümkün kılacaktır.

Mars

Mars, Güneş Sistemi'nde Dünya'dan sonra en çok araştırılan gezegendir. Yüzey özellikleri arasında kraterler, volkanlar, kanyonlar ve ovalar bulunur. Bunların çoğu, gezegenin volkanik, yeryüzüsel ve tektonik aktivitelerinden kaynaklanır. Mars'ın yüzeyindeki su arayışı, yaşam için en temel unsurlardan biri olan suyun varlığına ilişkin keşiflerin bulunmasına yol açtı. Bu nedenle, bilim adamları Mars'taki su kaynaklarını araştırmak için sürekli araştırmalar yapmaktadır.

Mars'ın keşfi için birçok araç ve sondaj görevi düzenlenmiştir. Bunlardan en tanınmışı, NASA tarafından tasarlanan ve Mars'ta uzun zaman kalabilecek bir robot olan Curiosity keşif aracıdır. Curiosity, Mars'ın yüzeyindeki kaya örneklerini toplamak, jeolojik süreçleri araştırmak ve gezegenin geçmişteki su varlığı hakkında daha fazla bilgi edinmek için kullanılmıştır. Keşif sırasında, Curiosity Gale Krateri'nde birçok keşif yapmıştır. Bunlar arasında, sedimanter kayaların keşfi ve yaşam için gerekli suyun varlığına ilişkin bulgular bulunmaktadır. Ayrıca Curiosity, Olympus Mons adlı Mars'ın en yüksek dağı hakkında da önemli bilgiler toplamıştır.

Perseverance keşif aracı ise Mars'a çok daha yeni iniş yaptı ve yaşam için potansiyel belirtileri araştırma görevi üstlendi. Geçmiş yaşam belirtileri için araştırma yapabilecek kapsamlı bir laboratuvara sahip olan Perseverance, Mars topraklarının daha derinliklerine ulaşarak zengin veriler sağlamak için tasarlandı.

Sonuç olarak, Mars insanlar tarafından sürekli keşfedilen ve araştırılan bir gezegendir. Su kaynaklarının varlığı keşfedildiğinden bu yana, Mars'ın insanlı keşif programları hakkında daha fazla ilgi uyandırdığı bir gerçektir. Bu ilgi, gezegenin büyük bir potansiyel taşıdığına işaret etmektedir.

Curiosity Keşif Aracı

Curiosity keşif aracı, NASA tarafından tasarlanan ve 2012 yılında Mars'a iniş yapan bir robot araçtır. İçinde birçok özel alet ve cihaz bulunduran araç, Mars yüzeyinde incelemeler yaparak gezegen hakkında birçok önemli bilgi toplamıştır.

Curiosity'nin Mars yüzeyinde yapmış olduğu en önemli keşiflerden biri, sıvı su varlığının kanıtı niteliğinde olan bir su bulunmasıdır. Ayrıca, araç Mars'ta yaşam koşullarının mevcut olup olmadığını da araştırmaktadır. Bununla birlikte, Curiosity keşif aracı aynı zamanda Mars'ta kayalar, toprak, kayaçlar ve madenleri de incelemiştir.

Curiosity'nin Mars'ta keşifleri sırasında birçok güçlük ile karşılaşıldı. Örneğin, aracın lastikleri zorlu arazi koşullarından dolayı sık sık hasar aldı. Ancak, aracın tasarımındaki dayanıklılık sayesinde herhangi bir büyük hasar oluşmadı.

Curiosity keşif aracı, Mars keşifleri sırasında birçok önemli bilgi topladığı gibi, gezegen yüzeyinin ilginç detaylarını da ortaya çıkarmıştır. Gale Krateri'ni keşfeden araç, bu bölgedeki çöl manzarasının yanı sıra bunun yanında dağların, çukurların ve kanyonların varlığını da ortaya çıkarmıştır.

Tüm bu keşiflerin yanı sıra, Curiosity keşif aracı gezegenlerin nasıl incelenebileceği konusunda da önemli bir örnek teşkil etmektedir. Keşif aracı, NASA'nın diğer uzay programları için de bir rehber niteliğindedir.

Gale Krateri

Gale Krateri, Mars'ın yüzeyindeki çukur ve kraterlerden sadece biridir. Ancak, Curiosity keşif aracı, bu kraterin bilim adamları için önemli bir araştırma konusu olduğunu ortaya koymuştur. Kraterin genişliği yaklaşık 160 kilometre ve derinliği ise en fazla 5 kilometredir. Curiosity aracı bu kraterin çevresinde bulunan dağlara tırmanarak ve kraterin tabanını inceleyerek, gezegenin jeolojik geçmişi ve suyun varlığı hakkında çok sayıda veri toplamıştır.

Bazı veriler, Gale Krateri'nin Mars'ın eski okyanuslarının bir kalıntısı olabileceğini düşündürmektedir. Kraterin tabanında, suların bir zamanlar var olduğunu gösteren kanıtlar bulunmuştur. Ayrıca, kraterin çevresinde inşa edilmiş olan dağlar, gaz ve toz bu dağları oluşturan zeminden daha farklıdır. Bu durum, gezegenin tarihinin bir parçası olan volkanik aktivite hakkında da bilgi vermektedir.

Curiosity aracı, ayrıca kraterin tabanındaki bir kumtaşı yüzeyindeki çatlakları inceleyerek, Mars'ta tarih öncesi fırtınaların izlerini de takip etmiştir. Bu, Mars'ın atmosferik geçmişi ve olağanüstü atmosfer koşullarının bir işaretidir. Gale Krateri, Curiosity'nin de dahil olduğu diğer Mars keşif araçlarının yüzey yünü hakkında daha fazla bilgi edinmek için ziyaret ettikleri yerdir.

Olympus Mons

Olympus Mons, Mars'ın en yüksek dağıdır ve Solar Sistem'deki diğer tüm dağların üstünde yer alır. Bu dağ 21.9 km yüksekliğe sahiptir ve genişliği de yaklaşık olarak 600 km'dir. Olympus Mons, Mars'ın Krater Yarımadası'nın batısında yer alır.

Bu dağın özellikleri, bilim adamlarının Mars'ın coğrafyasını anlamasına yardımcı olur. Volkanik bir dağ olan Olympus Mons'un çevresinde geniş bir lav topluluğu bulunmaktadır. Bu lavların eriyikleri, ışınlanma tayf ölçümleri ve yüksek çözünürlüklü yükseklik modelleri sayesinde bilim adamları, dağın yaşını da belirleyebilirler.

• Olympus Mons, Mars'ın yüzeyindeki en yüksek noktadır.
• Dağ, yaklaşık olarak 21.9 km yüksekliğe sahiptir.
• Dağın genişliği yaklaşık olarak 600 km'dir.
• Olympus Mons, Mars'ın Krater Yarımadası'nın batısında yer alır.
• Dağ, volkanik bir dağdır ve yakın zaman önce oluşmuştur.
• Dağı çevreleyen lav topluluğu, yaşını da belirlemelerine yardımcı olur.

Olympus Mons, Mars'ın yüzeyi hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen bilim adamları için önemli bir araştırma konusudur. Bu dağın keşifleri, gezegenin oluşum süreci ve evrimi hakkında daha fazla bilgi sağlamaktadır.

Perseverance Keşif Aracı

Perseverance, NASA tarafından Mars keşif programı kapsamında tasarlanan ve üretilen bir keşif aracıdır. 30 Temmuz 2020'de Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri İstasyonu'ndan Atlas V roketiyle fırlatılan Perseverance, 18 Şubat 2021'de Mars'a iniş yapmıştır.

Keşif aracının Mars'a gönderilmesinin en önemli amacı, geçmişte Mars'ta yaşamın varlığına ilişkin ipuçları bulmaktır. Bu kapsamda, Perseverance, Mars yüzeyindeki Jezerah Crater'ın incelenmesi için görevlendirilmiştir. Bilim adamları, bu kraterin, geçmişte su birikintisi olarak kalmış bir göl olduğuna inanmaktadırlar.

Perseverance'in Mars keşif görevindeki en önemli özelliği ise, Mars'ta yaşamın oluşabilmesi için gerekli olan koşulları araştırabilen bir dizi araç içermesidir. Bu araçlar arasında, uzaktan algılama cihazları, kimyasal ve mineral analiz yapabilen cihazlar ve kaya örnekleri toplayabilen bir kolu bulunmaktadır.

İletişim cihazları ve kamera sistemleri sayesinde, Perseverance, Mars yüzeyinde hareket ederek keşif yapmakta ve topladığı verileri Dünya'ya göndermektedir. Bu veriler, Mars'ın jeolojik tarihine ilişkin bilgilerin yanı sıra, yaşamın varlığına ilişkin ipuçları arayışında çok önemlidir.

Perseverance keşif aracının, Mars'ta yaşam araştırmalarına devam etmesi ve daha fazla veri toplaması beklenmektedir. Bu veriler, bilim adamlarına, Mars'taki koşulların ve gezegenin tarihine ilişkin daha detaylı bir anlayış sunacaktır.

Venus

Venus, Güneş Sistemi'nde Dünya’nın hemen yanında yer alan ikinci gezegendir. Ancak, sıcak ve toksik atmosferi ile Dünya’ya hiç benzemez. Venus’un yüzeyi volcanoes(=volkan), sıradışı dağlar ve çatlaklardan oluşur. Ayrıca, gezegenin atmosferi yüksek miktarda karbondioksit içerir, bu da yoğun bir sera etkisi yaratır ve yüzey sıcaklıklarını 470°C'ye kadar çıkarır.

Vénus'un keşfi oldukça zor ve bazı ilginç özellikler keşfedildi. Örneğin, gezegenin yüksek rüzgarlarının yönü dünya dışındaki birçok gezegene ters yöndedir. Venus, iklim değişikliği ve küresel ısınma araştırmalarının da odak noktasıdır. Gezegenin yüksek sıcaklıkları, atmosferindeki sera gazlarının artışı ve Dünya’ya benzer şekilde yoğun göktaşı bombardımanına maruz kalması gibi nedenlerden dolayı, Dünya'dan oldukça farklıdır.

Atmosferik koşullar hakkında daha fazla bilgi edinmek amacıyla, NASA Venüs Keşif Programı adı altında bir dizi uzay aracı göndererek keşifler yaptı. Bu uzay araçları, gezegenin atmosferi, yüzeyi, volkanik aktiviteleri ve hatta meteor yağmurları hakkında detaylı bilgi topladı.

Sonuç olarak, Venus, Dünya’dan oldukça farklı bir gezegendir. Yüzeyindeki volkanlar, dağlar ve benzersiz atmosferi doğası gereği oldukça ilginçtir. NASA gibi uzay ajanslarının gerçekleştirdiği keşifler, Venüs hakkında daha detaylı bilgiler sağlamaya devam ediyor.

Venera Keşif Aracı

Venera keşif araçları, Sovyetler Birliği tarafından tasarlanmış ve Venus yüzeyine iniş yaparak gezegenin özelliklerini inceleme amaçlı gönderilmiştir. Venus'un kalın atmosferi ve yüksek sıcaklığı nedeniyle Venera araçlarına yapılan görev son derece riskliydi.

İlk Venera aracı 1961'de gönderildi, ancak başarısızlıkla sonuçlandı. İkinci araç da aynı şekilde başarısız oldu. Ancak, Sovyetler Birliği'nin yaptığı birkaç deneme sonunda, Venera 7 aracı 1970 yılında Venus'a başarılı bir şekilde iniş yaparak yüzey özelliklerini inceleme şansı buldu. Venera keşif araçları, Venus'un yoğunluğunun, sıcaklığının ve atmosferinin yapısı hakkında birçok önemli keşifte bulundu.

Venera 13'te ise yüksek çözünürlüklü fotoğraflar alındı ve bu sayede Venus'un yüzeyindeki olduğu sanılan tektonik faaliyetler ve volkanik alanlar keşfedildi. Venera araçları ayrıca rüzgar hızı, basınç, nem ve diğer çeşitli verileri ölçmek için tasarlanmıştır.

Özetle, Venera keşif araçları Venus yüzeyinin keşfi için büyük bir rol oynamıştır ve önemli keşifler sağlamıştır. Bu keşifler sayesinde gezegen hakkında daha fazla bilgi edinilmiş ve diğer keşif programları için önemli bir bilgi kaynağı olmuştur.

Satürn'ün Uydusu Titan

Satürn'ün büyük uydusu Titan, güneş sistemindeki en büyük uydulardan biridir ve büyük ölçüde gaz ve buzdan oluşan atmosferiyle dikkat çekmektedir. Titan'ın yüzeyi, atmosferindeki metan gazı nedeniyle oldukça soğuktur ve sıvı metan gölleri ve nehirleri bulunmaktadır. Ayrıca, Titan'ın atmosferinde organik moleküller keşfedilmiştir ve bu nedenle hayatın olası belirtilerini araştıran bilim adamları için ilgi çekici bir araştırma konusudur.

NASA'nın Cassini-Huygens keşif görevi, Titan'ın yüzeyini keşfetmek için tasarlanmıştı. Huygens keşif aracı, Titan'ın yüzeyine iniş yaparak buradaki hava koşullarını ve yüzey özelliklerini inceledi. Araç, ayrıca Titan rüzgarlarının ve yüzeyindeki organik moleküllerin varlığını da tespit etti.

Titana ait bir diğer ilginç özellik de, bazı bölgelerinde gerçekleşen mevsimsel değişikliklerdir. Kuzey kutup bölgesi, güneş sisteminin en uzun süre ışıldayan bölgesi olarak bilinmektedir ve burada sıvı metan gölleri oluşmaktadır. Bu bölgelerin keşfi, güneş sistemi dışında da sıvı halde su olmayan gezegenlerde olası yaşam koşullarına dair yeni ipuçları sağlamaktadır.

Titan'ın yüzey keşifleri, güneş sisteminin diğer gezegenlerinde de benzer keşifler yapılması için bir ilham kaynağı olmuştur. Bu keşifler, bizlere evrenimizdeki farklı gezegen ve uyduların nasıl oluştuğunu ve evrimleştiğini daha iyi anlama imkanı sunmaktadır.

Huygens Keşif Aracı

Huygens keşif aracı, Satürn'ün büyük uydusu Titan'ın keşfi için geliştirilmiştir. Aracın görevi Titan'a inmek ve yüzeyi ile atmosferini incelemekti. Huygens, 14 Ocak 2005'te Cassini uzay aracından ayrılarak Titan'ın yüzeyine iniş yaptı.

Huygens, Titan'ın kalın atmosferini keşfetmek için özel olarak tasarlandı. Aracın yan taraflarında bulunan açıklıklardan böylece alçak atmosferdeki özellikleri ölçmek mümkündü. Keşif aracı, gerekli ölçümleri yapmak için acil görev modunda çalıştı ve yüzeyden atmosfere kadar çeşitli gözlemler yaptı.

Huygens'in Titan'a inişi, daha önce hiçbir uzay aracının başaramadığı bir şeydi. Aracın inişi sırasında sıcaklıklar düştü ve görüş mesafesi düştü. Bununla birlikte, keşif aracı özellikle yüzey sıcaklıkları ve atmosfer bileşimi gibi birçok bilgiyi ölçerek başarılı bir şekilde Titan'ın yüzey ve atmosfer özelliklerini karakterize etti.

Huygens, Titan'ın yoğun atmosferindeki gaz bileşenlerini, yüzeydeki mineral bileşenlerini, buzulu toprak yapısını ve yüzeyin genel topografyasını inceledi. Keşif aracının ölçümleri, Titan'ın hidrokarbon denizi ile çevrili olduğunu ortaya çıkardı ve ayrıca her iki güneş döngüsü arasında bir mevsim döngüsü yaşadığını da gösterdi.

Huygens keşif aracının inanılmazı bir görev başarması ve Titan'ın yüzey ve atmosferinin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlaması, gezegen bilimcileri için olağanüstüydü.

Uranüs ve Neptün

Uranüs ve Neptün güneş sisteminin gaz devleri olarak bilinirler. İkisi de benzer bir yapıya sahip olup, yoğun gaz bulutlarından oluşan atmosferleri ve gaz devlerine özgü halka sistemleriyle dikkat çekerler. Uranüs, gezegenler arasında eğikliği en fazla olan gezegendir ve zorlu kış şartlarına sahiptir. Neptün ise rüzgarları ve kutup bölgesindeki buz yüzeyleriyle öne çıkar.

Uranüs ve Neptün'ün keşfi 1781 ve 1846 yıllarında gerçekleştirilmiştir. İlk keşiflerinde, bilim insanları bu gaz devleri hakkında sadece sınırlı bilgiye sahiptiler. Ancak günümüzde keşif araçları ve teleskoplar sayesinde, bu gezegenlerin yüzey özellikleri ve atmosferik koşulları hakkında daha fazla bilgi edinilmiştir.

Uranüs ve Neptün'ün atmosferleri, hidrojen, helyum, metan, amonyak ve su buharı gibi elementler içerir. Ayrıca bu gezegenlerin en belirgin özellikleri arasında rüzgar hızları, atmosferdeki bulut oluşumları ve manyetik alanları yer alır.

Keşif araçları, Uranüs ve Neptün'ün yüzeylerinde önemli keşiflere imza atmıştır. Keşif araçları, Uranüs'te yüksek rüzgar hızlarına sahip atmosferik olaylar keşfetmiştir. Neptün'de, keşif araçları buzlu uyduların varlığını tespit etmiştir.

Uranüs ve Neptün'ün keşfedilmesi, güneş sistemimizdeki en uzak ve sıradışı gezegenlerden bazılarını keşfetmemize yardımcı oldu. Bu gezegenlerin keşfi, güneş sistemimizin doğasını daha iyi anlamamıza yardımcı oldu ve gelecekteki keşifler için umut verici ipuçları sağladı.

Voyager Keşif Aracı

Voyager keşif aracı, 1977 yılında fırlatılmış bir uzay aracıdır ve Güneş Sistemi'nin dış bölgesinde yer alan Uranüs ve Neptün'ü keşfetmek için tasarlanmıştır. Aracın görevi, gezegenlerin fiziksel özelliklerini, atmosferlerini, yüzeylerini ve uydularını incelemektir.

Voyager, 1986 yılında Uranüs'ü keşfetmek üzere gönderildi ve Uranüs'ün çevresindeki uyduları ve halkaları detaylı bir şekilde inceledi. Aracın, Uranüs'ün atmosferinde yaptığı ölçümler ve çektiği fotoğraflar sayesinde gezegenin atmosferi ve manyetik alanı hakkında birçok bilgi edinildi. Voyager ayrıca Uranüs'ün birkaç uydusunu keşfetti ve bu uydularda buz kaplı yüzeyler tespit edildi.

Neptün'ü keşfetmek üzere 1989 yılında yola çıkan Voyager, gezegenin incelemesinde de oldukça başarılı oldu. Neptün'ün atmosferi, manyetik alanı ve uyduları hakkında birçok bilgi edinildi. Ayrıca Neptün'ün en büyük uydusu Triton'un buz kaplı yüzeyleri ve sürekli olarak volkanik püskürmeler yapan gezegenler arasında nadir sayılabilecek özelliklerinin tespit edilmesinde Voyager'in katkısı büyük oldu.

Voyager keşif aracının gezegenlerin keşfi için yarattığı önemli verilerle birlikte, uzay aracı kendisi de bir keşif aracı olarak tarihe geçti. Güneş Sistemi'nin en uzak noktalarına kadar seyahat etmesi ve insanlığın uzayı keşfetme çabalarına yeni bir ivme vermesi, Voyager'i sadece bir araç olarak değil, insanlığın keşif yolculuğunun bir sembolü olarak da tanımlamamıza neden oldu.