Kolonileşme nedir? Tarihte kolonilerin kurulması ve bu kavramın dünya ekonomisine etkisi hakkında merak ediyorsanız doğru yerdesiniz. İşte tarihin derinliklerinden günümüze kolonileşmenin özellikleri, nedenleri ve sonuçları hakkında tüm detayları bu yazımızda öğrenebilirsiniz.

Kolonileşme, bir devletin ekonomik, siyasi ve kültürel alanlarda egemenlik kurmak amacıyla, yabancı bir ülkenin topraklarını işgal ederek kontrol altına alma sürecidir. Bu süreç genellikle askeri gücün kullanımıyla gerçekleştirilir ve sömürgeleştirilen ülke, sömürgeci devletin kontrolü altında kalır.

Kolonileşme, genellikle 15. yüzyıldan 20. yüzyılın başlarına kadar olan dönemde gerçekleşti. Bu dönem boyunca, büyük Avrupa güçleri, dünyanın farklı yerlerinde sömürgecilik yoluyla toprak ele geçirmeye çalıştılar. Günümüzde, eskiden sömürge olmuş birçok ülke bağımsızdır, ancak bu süreçlerin sonuçları hala birçok ülkede hissedilmektedir.

Kolonileşme, sömürgeci devletlerin, sömürgeleştirilen ülkelerin kaynaklarına, işgücüne ve pazarlarına kolaylıkla erişebilmesini sağlar. Ancak, bu süreç, işgal edilen ülkelerdeki yerli halklar için sıkıntılı bir döneme sebep olur. Taciz, baskı ve aşağılanma gibi davranışlar, yerli halklar üzerinde uzun süreli psikolojik travmalar yaratır.

İlk Direniş ve İsyanlar

Kolonileşme süreci, Avrupa ülkelerinin güç kazanmak amacıyla diğer bölgelere yönelik gerçekleştirdiği siyasal, ekonomik ve sosyal etkileşimlerin bir sonucudur. Ancak, bu etkileşimlerin sonucu olarak gerçekleşen kolonileşme süreci, birçok ülke ve halk tarafından kabul edilemez bir durum olarak görülmüştür. Bu sebeple, kolonileşme sürecinde ilk direniş ve isyan hareketleri gerçekleşmiştir.

Kolonileşmenin ilk dönemlerinde gerçekleşen direniş ve isyanlar, genellikle yerli halkların ülkelerine yönelik saldırılarından kaynaklanmaktaydı. Bu saldırılar, Avrupalı kolonicilerin yerli halkların topraklarına yerleşerek, kaynaklarına el koymaları sonrası gerçekleşirlerdi. Özellikle 16. yüzyılın sonlarında gerçekleşen direniş ve isyanlar, ayaklanmaların liderleri olan yerli halk liderlerinin Avrupa kolonicilerine karşı verdikleri savaşlarla sonuçlandı.

1637'de gerçekleşen Pequot Savaşı, Amerika'da kolonileşmenin başlangıcından itibaren yaşanan en kanlı çatışmalardan biridir. Bu savaş sırasında, Massachusetts Körfezi'nin kuzeyindeki Pequot yerli kabileleri, İngiliz kolonicilerin bastırması sonucu ortadan kaldırıldı. Benzer şekilde, 1640'larda gerçekleşen Kral Philip Savaşı, İngiliz kolonicilerin New England bölgesindeki yerli halklarla savaşması sonucu gerçekleşti.

1680-1780 Arası İsyanlar

1680-1780 yılları arasında gerçekleşen isyan hareketleri, kolonileşme sürecindeki en önemli dönemlerden biridir. Bu dönemde pek çok isyan ve ayaklanma, sömürgeciliğe karşı gerçekleşti. Bu isyanlar, sömürgecilik karşıtlığı hareketleri için önemli bir adımdı. Yoksulluk, işsizlik, kötü çalışma koşulları ve vergilendirme politikalarına yönelik öfke, patlama noktasına ulaştı.

Bu dönemde gerçekleşen en önemli isyan hareketlerinden biri, Stono Ayaklanması'dır. Güney Karolina'da gerçekleşen bu isyan, köleler ve sömürgecilik karşıtı beyazların bir araya geldiği bir hareket oldu. Köleler, özgürlük ve özgürlüklerini kazanmak için ayaklandılar. Ancak, isyan bastırıldı ve sonrasında pek çok ölüm yaşandı.

Bir diğer önemli isyan hareketi ise Pontiac Ayaklanması'dır. Kızılderili lider Pontiac, Fransız ve İngiliz sömürgecilerine karşı ayaklandı. Ancak, bu isyan da bastırıldı. Diğer bir önemli olay ise Boston Katliamı'dır. İngiliz askerleri, Boston'da bir protesto gösterisinde yerli halka ateş açtı ve pek çok insan öldü.

İsyan hareketleri, sömürgecilik döneminin sonunu getirmeseler de, önemli bir etkiye sahipti. Bu hareketler sayesinde, sömürgecilerin politikaları değişti ve yerli halkların haklarına daha fazla saygı gösterildi. Ancak, bu dönemde gerçekleşen şiddetli olaylar, uzun zaman boyunca hatırlanacak ve acımasız bir geçmiş olarak kalmaya devam edecektir.

Boxer İsyanı

Boxer İsyanı, 1898-1901 yılları arasında Çin'de gerçekleşmiştir. Bu isyanın arkasında yatan ana neden, Çin halkının yabancı ülkelerin Çin topraklarındaki hakimiyetine ve baskısına karşı çıkmasıdır. Bu yabancı ülkelerin arasında Britanya, Almanya, Fransa, İtalya, Amerika ve Rusya yer almaktadır. Bu ülkeler, Çin'i kendi çıkarları doğrultusunda sömürmek istemişlerdir. Ancak Boxer İsyanı bu baskıya bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.

Boxer İsyanı'nın en önemli arka planlarından birisi olarak, Çin'in Qing Hanedanlığı'nın zayıflığı ve sömürgeci güçlerin Çin ülkesine hakim olma planları görülebilir. Bölgesel askeri gruplar arasında ortaya çıkan Boxer takımı, Çin'de toprağın yabancılardan kurtarılması için mücadele ediyordu.

Boxer İsyanı tarihte önemli bir yer edinmiştir çünkü Çin halkının ulusal bilincinin uyandığı ve yabancı güçlere karşı mücadele etmenin önemini anladığı bir dönemde yaşanmıştır. Boxer İsyanı, Çin'deki milliyetçilik ve halkın özgürlüğünü kazanma mücadelesinin bir sembolü haline gelmiştir.

Greenville İsyanı

Greenville İsyanı, Amerika Birleşik Devletleri tarihinin önemli olaylarından biridir. 1765 yılında başlayan ve 1766 yılında sona eren bu isyan, İngiliz kolonicilerin, Kral III. George'un vergi yasalarına karşı çıkmasıyla patlak vermiştir. Greenville İsyanı, Amerikalıların vergi vermek konusundaki ilk büyük protestosudur.

İngiltere, Fransa kolonileri savaşını kazandıktan sonra büyük bir borç yükü altına girdi. Kral III. George, bu borcu ödeyebilmek için Amerika'daki İngiliz kolonilerine çeşitli vergiler getirdi. Greenville İsyanı ise, İngilizlerin direnişle karşılaştığı ilk vergi hareketidir. Halk, İngiliz hükümetinin vergi politikalarını çok ağır bulduğu için karşı çıktı. Vergi yasalarına karşı çıkarak İngiliz hükümetinin izlediği politikaları protesto ettiler.

Greenville İsyanı, Amerika ile İngiltere arasındaki gerilimi artırdı ve İngiliz hükümeti ile Amerika arasındaki bağı güçlendirdi. Greenville İsyanı, Amerika'nın bağımsızlık mücadelesinde önemli bir dönüm noktasıydı. Bu isyan, Amerikan kolonicilerin İngiliz hükümetine karşı ilk önemli başarısıydı. Bu başarı, Amerikalıları daha fazla savaşmaya ve daha fazla direnmeye teşvik etti. Greenville İsyanı, başka direnişlerin de yolunu açtı ve sonuçta 1776'ya kadar devam eden etkili bir bağımsızlık savaşına yol açtı.

1800'lü Yıllardaki İsyanlar

1800'lü yıllar, sömürgecilik tarihi açısından oldukça önemlidir. Bu dönemde Afrika ve Asya'daki sömürgecilik faaliyetleri daha da artmıştır. Bu durum, halklar arasındaki farklılıkları daha da belirginleştirmiş ve bu süreçte birçok isyan hareketi gerçekleşmiştir.

Bunlardan en önemlisi, Çin'de gerçekleşen Taiping İsyanı olmuştur. Bu isyan hareketi, Yünnan bölgesinde başlamış ve kısa sürede Çin'in diğer bölgelerine yayılmıştır. İsyanın lideri olan Hong Xiuquan, kendisini İsa'nın küçük kardeşi olarak ilan etmiş ve halkın büyük desteğini kazanmıştır. Ancak sonunda İmparatorluk Ordusu tarafından durdurulmuş ve Hong Xiuquan, bir çiftlikte intihar etmiştir.

Bir diğer önemli isyan hareketi ise Güney Afrika'da gerçekleşen Zulu Savaşı'dır. Bu savaş, Zuluların Britanya'ya karşı 1830'lardan itibaren devam eden direniş hareketinin bir parçasıdır. Savaşın nedeni, Britanya'nın Zuluların özerkliğini kaldırmak için yaptığı müdahaledir. Savaşın sonucunda, Zuluların direnişi kırılmış ve Güney Afrika Britanya'nın kontrolü altına girmiştir.

1800'lü yıllarda gerçekleşen diğer isyan hareketleri arasında Mısır'da gerçekleşen Müslüman Kardeşler İsyanı ve Hindistan'da gerçekleşen Sepoy İsyanı da bulunmaktadır. Bu isyan hareketleri, sömürgeciliğe karşı verilen mücadelelerin en önemli örnekleri arasındadır.

Taiping İsyanı

Taiping İsyanı, 1850-1864 yılları arasında Çin'de meydana gelen ve tarihte en kanlı isyanlardan biri olarak bilinir. Hong Xiuquan adlı bir Hristiyan misyoner ve eğitimci liderliğinde gerçekleşen Taiping İsyanı, Qing hanedanına karşı başlatılmıştır. Hong Xiuquan, kendini İsa'nın son mesihi olarak ilan etmiş ve Katolik ve Protestanlık mezheplerini birleştirerek yeni bir din kurmuştur. İsyan, özellikle Güney Çin'de yoğunlaşmış ve kısa sürede büyük bir nüfusu ve askeri gücü elinde bulundurmuştur.

Taiping İsyanı'nın arkasındaki temel nedenler, Qing hanedanındaki yolsuzluklar, halkın fakirliği ve yoksulluğu, tarımsal krizler ve Çin'in yabancı ülkelere açılması politikaları gibi sorunlardı. İsyan, sadece bir isyan hareketi olarak başlamış olsa da, Qing hanedanının askeri güçlerine karşı başarılı saldırıları sayesinde bir iç savaşa dönüşmüştür.

Taiping İsyanı, birçok yıkıma neden olmuştur. İsyanın yedi yıl boyunca sürmesi, yaklaşık 20 ila 30 milyon kişinin hayatına mal olmuştur. Savaş sırasında, kırsal kesimlerdeki köyler ve şehirler tahrip edilmiş, tarım alanlarının birçoğu yok olmuş, insanlar açlık ve hastalıklarla karşı karşıya kalmıştır. Bununla birlikte, Taiping İsyanı'nın sonucunda Qing hanedanı, reform sürecine girmiş ve modernleşme hareketleri başlamıştır.

Tarihin en kanlı isyanlarından biri olarak bilinen Taiping İsyanı, Çin tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. İsyan, Qing hanedanının sonunu hazırlamış ve modern Çin'in doğuşuna yardımcı olmuştur. Taiping İsyanı hala Çin tarihinde önemli bir yer tutmakta ve birçok araştırmacı tarafından incelenmektedir.

Zulu Savaşı

Zulu Savaşı, 1879 yılında İngiltere ve Zulu Krallığı arasında gerçekleşen büyük bir savaştır. İngilizler, Zulular'ın topraklarına yayılan sömürgecilik faaliyetlerine karşı Zulu Krallığı'nın gücünü kırmak için bu savaşı başlattılar.

Savaşın sebepleri arasında İngilizlerin ticaret ve sömürgecilik faaliyetleri, toprak alma, İngilizlerin Zuluların doğal kaynaklarını ele geçirme çabaları ve iki devlet arasındaki askeri güç savaşı yatmaktadır.

Zulular'ın yenilgisinin ardından, İngilizler, Zulular'ın topraklarını ele geçirmeye başladılar. Bu savaş, İngiliz sömürgeciliği tarihi için oldukça önemlidir ve kültürel bir miras olarak da günümüzde hatırlanmaktadır.

Sonuç olarak, Zulu Savaşı, İngilizlerin güç gösterisi yapması, sömürgecilik faaliyetlerini yayması ve Zuluların topraklarını topraklarına eklemeye çalışmalarına dair tarihi bir örnek teşkil etmektedir.

Sömürgecilik Karşıtı Direniş ve İsyanlar

Sömürgeciliğin yaygınlaşması dünyanın pek çok bölgesinde karşıt direniş hareketlerine neden oldu. Sömürge döneminde, yerli halklar kendi kimliklerine, kültürüne ve topraklarına zarar veren sömürgeci güçlere karşı çıktılar. Bu çatışmalar, genellikle silahlı direniş hareketleri şeklinde ortaya çıktı ve gruptan gruba farklılık gösterdi.

Amerika'da, bağımsızlık hareketi, birçok sömürgeci gücün dikkatini çekti. Sömürgecilerin yasalarına karşı çıkan Amerikalılar, 1773 yılında Boston Limanında bulunan bir İngiliz gemisine giden çayı denize döktüler. Bu olay, Boston Çay Partisi olarak bilinir ve Amerikan bağımsızlık hareketinin önemli bir olayıdır.

Ayrılık Savaşı, Amerikan bağımsızlık hareketinin en önemli olaylarından biridir. İngiliz sömürgeciler, Amerika'nın yasal haklarını ihlal ettiğinde, kolonilerin çoğu birleşip İngiliz imparatorluğundan ayrılmak istedi. Amaçları, kendi bağımsızlık ve siyasi özgürlüklerini korumaktı. Ancak İngiliz güçleri, isteksizce de olsa Amerikalıları tekrar kontrol altına almaya karar verdi ve savaşın sonrasında Amerika bağımsız oldu.

Asya ve Afrika'da sömürgecilik karşıtı hareketler de birçok ülkede gerçekleşti. Özellikle 1950'ler ve 60'larda gerçekleşen bağımsızlık hareketleri, Asya ve Afrika'daki sömürge devletlerin topraklarının çoğunu kurtarmalarına ve kendi bağımsızlıklarını kazanmalarına yardımcı oldu. Hint Bağımsızlık Hareketi, Mau Mau İsyanı gibi çatışmalar, birçok ülkede tarih yazan karşıt hareketlerdir.

Amerika'da Sömürgecilik Karşıtı İsyanlar

Amerika'da, kolonileşme süreci boyunca gerçekleşen çeşitli direniş ve isyan hareketleri meydana gelmiştir. Bu hareketler, İngiliz sömürgeciliğine ve sömürgecilik uygulamalarına karşı ortaya çıkmıştır. Bazıları şiddetsiz protesto taktikleri kullanmışken, bazıları da silahlı mücadeleye girmiştir.

Boston Çay Partisi, Amerikan Halkı tarafından İngiliz hükümetinin vergi politikalarına karşı bir protesto hareketidir. 1773'te Boston'da gerçekleşen bu olayda, İngiliz bir gemiden getirilen çayları protesto eden Amerikan kolonileri, gemideki çayları okyanusa dökerek isyanlarını göstermişlerdir.

Ayrılık Savaşı ise, İngiliz kolonilerinde gerçekleşen en büyük ayaklanmalardan birisidir. Sömürgecilik karşıtı hareket o kadar yaygınlaşmıştı ki, ABD'deki 13 Koloninin yarısı, ABD bağımsızlığını ilan ederek İngiliz hakimiyetine karşı ayaklandı. Bu savaş, 6 yıl boyunca devam etti ve sonunda Amerika Birleşik Devletleri bağımsızlığına kavuştu.

Amerika'da kolonileşme döneminde yaşanan bu isyanlar, bugün ABD'nin bağımsızlığı için önemli bir simgedir. Bu hareketler, demokratik haklarını arayan insanların seslerini duyurması ve tarihte yerlerini almaları için önemli tarihi anıtlardır.

Boston Çay Partisi

Boston Çay Partisi, Amerika Birleşik Devletleri'nin bağımsızlık mücadelesinde önemli bir rol oynayan olaylardan biridir. 13 Koloni'nin İngiliz hükümetince denetlenmesine karşı isyan hareketinin devam ettiği bir dönemde gerçekleşmiştir.

1773 yılında, İngiliz parlamentosu, Doğu Hindistan Şirketi tarafından üretilen çayın, Amerikan Kolonilerine vergisiz bir şekilde satılmasını kararlaştırdı. Ancak koloniler bu teşebbüse karşı çıkarak, çayı boykot etti. İngiliz hükümeti ise, çayın atılması ve kolonideki tüm ürünlerin İngiliz gemilerinden alınması kararını aldı. Bu duruma karşı, koloniciler Boston limanında bulunan bir İngiliz gemisine baskın yaparak, gemideki tüm çayları denize döktü.

Boston Çay Partisi, Amerika'nın Birleşik Devletler haline gelmesine kadar geçen süreçte, Amerikan halkı tarafından önemli bir sembol olarak kabul edilmiştir. Bu olayın ardından İngiliz hükümeti, sıkıyönetim ilan ederek, kolonicilere karşı baskısını arttırmış ve Amerikan İç Savaşı'nın başlamasına kadar devam etmiştir.

Ayrılık Savaşı

Amerika'nın tarihinde önemli bir yere sahip olan Ayrılık Savaşı, Amerika ve İngiltere arasındaki politik ve ekonomik farklılıklar nedeniyle başladı. 1775'te başlayan savaş, 1783 yılında Amerika'nın bağımsızlığı ile sonuçlandı.

İngiltere, Amerika'da yaşayan İngiliz sömürgelerinde ekonomik ve siyasi baskı uygulayarak, Amerika'nın vergi yükümlülüklerini arttırdı. Bu durum, Amerikalıların hoşnutluğunu kaybetmelerine neden oldu ve sonuçta, isyan hareketleri başladı. Amerikalı liderler, İngiltere'ye karşı birleşerek Ayrılık Savaşı'nı başlattı.

Savaş, yaklaşık sekiz yıl boyunca süren çekişmelerle dolu bir sürece sahip oldu. Büyük bir mücadele sonucu, Amerikalılar İngiliz ordusunu yenilgiye uğrattı ve 1783'te İngiltere, bağımsızlık bildirgesini kabul etmek zorunda kaldı.

Ayrılık Savaşı'nın sonucu, Amerika'nın bağımsızlığı için bir dönüm noktası oldu. Bu olay, tarihte sadece Amerika için değil, dünya tarihi açısından da önemli bir yer tutmaktadır. Ayrılık Savaşı, Amerikalıların özgürlük için verdiği mücadelenin sembolü olmuştur.

Toparlayacak olursak, Amerika tarihinin önemli bir bölümünü oluşturan Ayrılık Savaşı, Amerika'nın bağımsızlığı için verilen mücadeleyle sonuçlandı. Bu savaş, Amerika'nın dünya tarihindeki yerini belirleyen bir olaydır ve Amerikalıların özgürlük için verdiği mücadelenin sembolü olmuştur.

Asya ve Afrika'da Sömürgecilik Karşıtı İsyanlar

Kolonileşme tarihi boyunca Afrika ve Asya, Avrupa ülkelerinin sömürge toprakları oldu. Ancak, sömürgecilik karşıtı hareketler de zamanla ortaya çıktı. Afrika ve Asya'da gerçekleşen bu isyanlar, sömürgecilik karşıtı mücadeleye öncülük etti.

Özellikle 20. yüzyılda gerçekleşen sömürgecilik karşıtı isyanlar, yol açtıkları siyasi değişimiyle tarihte önemli bir yere sahiptir. Bu hareketlerden biri 1952'de Mau Mau isyanıdır. Kenya'da gerçekleşen bu isyan, İngiliz sömürgeciliğine karşı yapılmış bir ayaklanmadır. İsyancılar, İngiliz sömürge yönetimine karşı silahlı mücadele yürüttüler ve Kenya'nın bağımsızlığı için mücadele ettiler.

Mau Mau İsyanı
Tarih	1952-1960
Yer	Kenya
Amacı	İngiliz sömürge yönetimine karşı mücadele etmek ve bağımsızlık kazanmak

Hint Bağımsızlık Hareketi de sömürgecilik karşıtı bir mücadelenin en önemli örneklerindendir. Bu hareket, Hindistan'ın İngiliz sömürge yönetiminden kurtulması için yürütülmüştür. Hint lider Mahatma Gandhi, pasif direniş ve sivil itaatsizlik yoluyla bağımsızlık mücadelesine öncülük etti. Bu yöntemler Hindistan'ın İngiliz sömürge yönetiminden kurtulmasına yardımcı oldu.

• Hindistan'ın İngiliz sömürge yönetiminden kurtulması için yürütülen mücadele
• Mahatma Gandhi'nin liderliğinde pasif direniş ve sivil itaatsizlik yoluyla yürütülmüştür
• 1947 yılında Hindistan, İngiliz sömürge yönetiminden ayrılarak bağımsız bir ülke olmuştur

Sömürgecilik karşıtı mücadeleler, tarihte insanlık için çok önemli bir yere sahip olmuştur. Bu mücadeleler, sömürgeciliğin insanlığa verdiği zararları gösterirken, insanların özgürlükleri için mücadele eden cesur liderleri de tanımlamıştır.

Mau Mau İsyanı

Mau Mau İsyanı, Britanya İmparatorluğu sömürge yönetimi altındaki Kenya'da, 1952-1960 yılları arasında gerçekleşmiş bir isyan hareketidir. İsyan, Britanya sömürge yönetimine karşı yapılmış en etkili hareketlerden biri olarak tarihe geçmiştir.

Mau Mau hareketi, Kenya'nın siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlarına çözüm bulunmaması sonucu ortaya çıkmıştır. Britanya hükümeti, Kenya'da beyaz azınlık lehine düzenlemeler yaparak yerli halkı ezmiş, bunun sonucu olarak da Kenya'da milliyetçilik duyguları giderek yükselmiştir. Bu dönemde Mau Mau hareketi de doğmuştur.

Mau Mau İsyanı, isyancıların Britanya askerlerine ve beyaz Kenya'lara karşı gerilla savaşı yürüttüğü kanlı bir hareketti. İsyan sonrasında Kenya'da bağımsızlık hareketleri hız kazanmış ve sonunda Kenya, 1963 yılında bağımsızlığını kazanmıştır.

Mau Mau İsyanı, Afrika'da bağımsızlık hareketlerinin yükselişine öncülük etmiştir. Bu hareketin önce Kenya'da sonra da çevre ülkelerde patlak veren isyan hareketleri, bölgedeki Britanya sömürge yönetimlerinin sonunu getirecektir. Aynı zamanda, Britanya'nın sömürgecilik politikaları ve muamelesine karşı yapılmış bir hareket olması nedeniyle, Mau Mau İsyanı küresel çapta da önemlidir.

• Öncelikle, bu hareket, Afrika'da sömürgecilik politikalarının sonunu getirecek bir hareket olarak tarihe geçmiştir.
• Aynı zamanda, Britanya'nın Afrika'daki sömürge politikalarına karşı yapılmış bir hareket olması nedeniyle, küresel çapta da önemlidir.
• Mau Mau hareketi, özerklik talepleri ve yerli halkın bir arada mücadele etmesi açısından da önemlidir.

Tüm bu nedenlerle, Mau Mau İsyanı, Kenya'da gerçekleşmiş önemli bir isyan hareketi olmanın yanı sıra, bölgesel ve küresel tarihte önemli bir yere sahiptir.

Hint Bağımsızlık Hareketi

Hint Bağımsızlık Hareketi, Hindistan'ın bağımsızlığı için yürütülen bir dizi politik, askeri ve sosyal hareketin genel adıdır. İngilizlerin Hindistan'daki sömürge yönetimine karşı çıkan hareket, 1857'deki İlk Bağımsızlık Savaşı'yla başladı. Ancak bu savaş başarısız oldu ve İngilizler güçlerini yeniden topladı.

Daha sonra 1885 yılında Hint Ulusal Kongresi'nin kurulmasıyla birlikte bağımsızlık hareketi resmen başlamış oldu. Kongre, İngiliz koloni yönetiminin Hintli temsilcilerini kabul etmeyi reddetmesinin ardından, İngilizlerle ve onların Hindistan'daki politikalarıyla mücadele etmeye karar verdi. Bu mücadele, sivil itaatsizlik eylemleri, gösteriler, boykotlar ve grevler gibi barışçıl protestolardan şiddetli eylemlere kadar değişen bir dizi faaliyeti içeriyordu.

Hareket, liderlerinden Mahatma Gandhi'nin felsefesi ve yöntemiyle güçlü bir ivme kazandı. Gandhi, İngilizlerin ülkeyi terk etmesi için barışçıl protestoları savundu ve bu strateji, İngilizlere karşı savaşamayan Hintliler için en etkili yöntem olarak kabul edildi. Sonunda, 1947 yılında İngilizler Hindistan'dan ayrıldı ve Hindistan, bağımsızlığına kavuştu.

• İngilizlerin Hindistan'daki sömürge yönetimine karşı çıkan bir dizi politik, askeri ve sosyal hareketten oluşan bağımsızlık hareketi itibar kazanmıştır.
• Bağımsızlık hareketi, 1857'deki İlk Bağımsızlık Savaşı'yla başlamış ancak başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
• 1885 yılında Hint Ulusal Kongresi'nin kurulmasıyla bağımsızlık hareketi yeniden başlamıştır.
• Liderlerinden Mahatma Gandhi'nin felsefesi ve yöntemiyle hareket güçlü bir ivme kazanmıştır ve sonunda 1947 yılında İngilizler Hindistan'dan ayrılmıştır.