Yurtdışında tarımsal başarıya ulaşmanın sırrı araştırma ve geliştirme çalışmalarında yatıyor En son teknolojileri takip ederek verimli tarım yöntemlerini öğrenin Ülkemizdeki tarım sektörünü yükseltmek için yabancı ülkelerdeki deneyimleri keşfedin Yurtdışında tarımsal dönüşüm için araştırma ve geliştirme fırsatlarını kaçırmayın

Tarım sektöründe yurtdışında gerçekleştirilen araştırma ve geliştirme çalışmaları son yıllarda oldukça artmıştır. Bu çalışmaların amacı, verimli, sürdürülebilir ve çevre dostu tarım uygulamaları geliştirmektir. Yurtdışında yapılan araştırmaların ülkemizde uygulanabilirliği de incelenmekte ve tarım sektörüne katkı sağlamak amaçlanmaktadır.

Yurtdışındaki tarım araştırmaları çeşitli konularda yapılmaktadır. Bunlar arasında tarım teknolojileri, bitki ıslahı, organik tarım, ilaç kullanımı, sertifikasyon, yenilenebilir enerji, hayvancılık, su kaynakları yönetimi ve sulama teknolojileri önemli yer tutmaktadır. Yapılan çalışmaların sonuçları, tarım sektöründe yapılan yeniliklerle birlikte uygulamaya konulmaktadır.

Özellikle organik tarım uygulamaları, yurtdışındaki araştırmaların önemli bir konusudur. Organik tarımın yaygınlaştırılması için yapılan çalışmaların sonuçları, ülkemizdeki organik tarım uygulamalarının gelişmesine katkı sağlamaktadır. Ayrıca, su kaynakları yönetimi ve yenilenebilir enerji uygulamaları, çevre dostu tarım uygulamalarının geliştirilmesi açısından önemlidir.

• Genel olarak yurtdışında gerçekleştirilen tarım araştırmaları, tarımın sürdürülebilirliği ve verimi açısından oldukça önemlidir.
• Türkiye’nin tarım alanında gelişmesi için de bu çalışmaların ülkemizde uygulanabilirliği ve sonuçları yakından takip edilmelidir.

Yurtdışındaki tarım araştırmaları, tarım sektörünün sürdürülebilirliği için atılan önemli adımlardan biridir. Ülkemizde de bu çalışmaların uygulanabilirliği araştırılarak, tarım sektörünün gelişmesine katkı sağlanmalıdır.

Tarım teknolojileri

Tarım sektörü insanlık için temel bir gereksinimdir ve tarım teknolojilerindeki gelişmeler, ülkelerin tarım alanındaki verimliliklerini artırmalarına yardımcı olmaktadır. Yurtdışındaki ülkeler, tarım teknolojilerindeki gelişmeleri yakından takip ederek tarımsal üretimlerini arttırmayı hedeflemektedirler.

Yurtdışındaki ülkelerde kullanılan tarım teknolojileri arasında, otomatik sulama sistemleri, hassas ürün tespit sistemleri, drone tarımı, yapay zekâ kullanarak üretim işlemleri, biyoteknoloji gibi daha birçok teknoloji bulunmaktadır.

Bu teknolojiler, tarımsal üretim verimliliği açısından oldukça değerlidir ve ülkemizdeki tarım sektörü de bu teknolojileri yakından takip etmektedir. Ancak ülkemizde tarım sektöründe henüz yeterli düzeyde teknolojik gelişmeler sağlanamamıştır.

Bu teknolojilerin ülkemizde uygulanabilirliği konusunda yapılan çalışmalar devam etmektedir. Bununla birlikte, ülkemizde tarım teknolojilerindeki gelişmelerin sağlanması, tarım sektöründeki verimliliği arttırarak, üretimde daha etkin bir hale getirecektir.

Tarım Teknolojileri	Uygulanabilirlik Verileri
Otomatik Sulama Sistemleri	61%
Hassas Ürün Tespit Sistemleri	53%
Drone Tarımı	46%
Yapay Zeka Kullanarak Üretim İşlemleri	38%

Yukarıda belirtilen tabloda, tarım teknolojilerinin ülkemizdeki uygulanabilirlik verileri yer almaktadır. Bu teknolojilerin uygulanabilirlik verileri incelendiğinde, ülkemize uyarlanabilmeleri konusunda çalışmalar yapılması gerektiği görülmektedir.

Bitki ıslahı

Yurtdışında gerçekleştirilen tarım araştırmaları ve geliştirme çalışmaları bitki ıslah çalışmaları da dahil olmak üzere birçok alanda yoğunlaşmıştır. Yeni bitki ıslah yöntemleri ile bitkilerin üretkenliği, hastalık ve haşere dayanıklılığı arttırılmaktadır.

Özellikle genetiği değiştirilmiş ürünler (GDO'lu) piyasada yer almaya başlamasından bu yana ülkemizde de tartışmalar yaşanmıştır. Ancak yurtdışındaki gelişmeler hız kesmeden devam ediyor. Ülkeler genetiği değiştirilmiş ürünler ile ilgili yasal düzenlemeler yaparken, araştırmaların seyrinde de birçok yeni gelişme yaşanmaktadır.

Ürün İsimleri	Özellikleri
BT Mısır	Haşerelere karşı dayanıklı, üretimi arttırılmış
Soya Fasulyesi	Bazı alanlarda geliştirilen soya türleri daha fazla verim sağlar
Pamuk	Hasatı kolaylaştıran pamuk türleri geliştirilmiştir

Yurtdışındaki bilim insanları bitkilerin beslenme gereksinimlerinin anlaşılması, DNA ve proteinlerine müdahale edilmesi gibi yöntemlerle ürünlerin kalitesini arttırmayı hedeflemektedirler. Ancak GDO'lu ürünlerin sağlık açısından riskleri konusunda bilim camiası farklı görüşler savunmaktadır. Bu nedenle ülkelerin bu tür ürünlerin kullanımı ya da ithalatı konusunda düzenlemeler yaptıklarını görüyoruz.

• Bitkilerin genetik yapısındaki değişikliklerin tarımda kullanımı konusunda yeni çalışmalar yapılmaktadır.
• Beslenme olanaklarını arttırmak için bazı değişiklikler yapılarak sebze ve meyvelerin üretkenliği arttırılmaktadır.
• Doğal yollarla dayanıklılığı arttırılmış ürünler için araştırmalar yapılmaktadır.

Bu gelişmeler, tarım sektörünü yeniden şekillendirecek olan önemli dönüşümlere işaret ediyor. Ancak, ülkeler arasındaki farklı yasal düzenlemeler nedeniyle GDO'lu ürünlerin kullanılmaması ya da üretimine izin verilmemesi bazı ürünlerin tedarikinde zorluk yaratabiliyor. Bunun yanı sıra, ülkemizde organik tarıma daha fazla önem verilmesi de bitki ıslahı konusunda yapılan çalışmaları etkilemektedir.

Organik tarım

Organik tarım, tarım sektöründe son yıllarda oldukça popüler hale gelmiştir. Yurtdışındaki birçok ülke, organik tarım uygulamalarına büyük önem vermektedir. Organik tarımın faydaları arasında kimyasal kullanımının azalması, toprağın doğal yapısının korunması ve çevre dostu olması sayılabilir.

Yapılan araştırmalar, organik tarım uygulamalarının toprağın verimliliğini artırdığını, ürünlerin besin değerlerini yükselttiğini ve doğal yaşam alanlarını koruduğunu göstermektedir. Ülkemizde de organik tarım uygulamalarına önem verilmeli ve desteklenmelidir. Ancak, organik tarımın yaygınlaştırılması için birtakım önemli adımlar atılması gerekmektedir.

Bunlardan ilki, organik tarım konusunda bilinçlendirme çalışmalarının yapılmasıdır. Bu çalışmalar, üreticilerin organik tarımın getirdiği avantajları öğrenmelerini ve bu konuda eğitim almalarını sağlar. İkinci adım ise, organik tarımın sertifikasyon sürecinde göz önünde bulundurulacak kriterlerin netleştirilmesidir. Bu kriterler, üreticilerin organik ürünlerini sertifikalandırmalarını kolaylaştırır ve tüketicilerin güvenli ve sağlıklı ürünlere erişebilmelerini sağlar.

Organik Tarımın Faydaları	Organik Tarımın Sertifikasyon Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kimyasal kullanımının azalması	Toprak kalitesi
Doğal yaşam alanlarının korunması	Üreticilerin sertifikalandırılması
Ürünlerin besin değerlerinin yükseltilmesi	Tüketicilerin güvenliği

Ülkemizde organik tarımın yaygınlaştırılması için bir diğer adım ise, üreticilere maddi destek sağlanmasıdır. Bu destekler, organik tarım yapmak isteyen üreticilere maddi yardım, tohum desteği ve teknik bilgi sağlanması şeklinde olabilir. Son olarak, organik tarım ürünlerinin pazarlama ve satışı konusunda da çalışmalar yapılmalıdır. Bu sayede, organik tarım ürünlerine talep artar ve üreticilerin organik tarıma geçişi kolaylaşır.

• Organik tarımın faydaları toprağı, çevreyi ve sağlıklı beslenmeyi korur.
• Ülkemizde organik tarımın yaygınlaştırılması için bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır.
• Organik tarımın sertifikasyon sürecinde dikkat edilecek kriterler netleştirilmelidir.
• Üreticilere maddi destek sağlanarak organik tarıma geçiş kolaylaştırılmalıdır.
• Organik tarım ürünlerinin pazarlama ve satışı için çalışmalar yapılmalıdır.

İlaç kullanımı

Yabancı ülkelerdeki organik tarım uygulamalarında ilaç kullanımının olumsuz etkileri oldukça fazla. Kimyasal ilaçların kullanımı, bitkilerin ve toprağın kalitesini olumsuz etkilerken, aynı zamanda tüketici sağlığına da zararlı olabiliyor. Bu yüzden organik tarımın ana amacı, ilaç kullanımını en aza indirmektir.

Alternatif yöntemlere örnek vermek gerekirse; doğal mücadele yöntemleri kullanımı oldukça azalmıştır. Bunlara örnek olarak neem ağacı yaprakları, sarı sinek tuzakları, belli bitkilerin beraber yetiştirilmesi veya bitkileri sulamak için kullanılan suya karıştırılan doğal maddeler gösterilebilir. Ayrıca, bazı ülkelerde biyolojik mücadele yöntemleri de uygulanmaya başlanmıştır.

Organik tarımın amacı ilaç kullanımını en aza indirmektedir. Ancak, tarım ürünlerinin farklı türleri, farklı zararlılara karşı korunma gerektirir. Bu nedenle, bazı durumlarda kimyasal ilaç kullanımı kaçınılmaz olabilir. Ancak kimyasal ilaç kullanımı ne kadar azaltılırsa, organik tarım ürünlerinin kalitesi o kadar yüksek olacaktır.

Sonuç olarak, organik tarımın amacı tarım ürünlerinde kullanılan kimyasal ilaç miktarını en aza indirmektir. Alternatif yöntemlerle ilaç kullanımını en aza indirerek, hem toprağımızın hem de tüketicilerin sağlığını koruyabiliriz.

Sertifikasyon

Sertifikasyon, organik tarımın yurtdışındaki meşru kabulünü sağlamak amacıyla uygulanan bir süreçtir. Bu sürecin amacı, tüketicilere organik gıdalar hakkında bilgi vermek ve organik tarımın standartlarını korumak için sertifikasyon kuruluşları tarafından belirlenmiş kriterleri karşılayan ürünlere sertifika vermektedir. Sertifikasyon süreci, organik tarım ürünlerinin yetiştirildiği alanın sertifikalandırılması, tarım ürünlerinin organik olduğunu kanıtlamak için gerekli kontrollerin yapılması ve ürünlerin sertifikalandırılması sürecini içerir.

Sertifikasyon süreci, yalnızca organik tarım uygulamalarına uygun olan ürünlerin sertifikalandırılmasına izin verir. Bu nedenle, sertifikasyon kuruluşları tarafından belirlenmiş kriterler arasında, kimyasal gübreler veya pestisitler gibi sentetik ürünlerin kullanımı yasaktır. Ayrıca, hayvanların doğal ihtiyaçlarını karşılayan bir ortamda yetiştirilmesi ve herhangi bir hormon veya antibiyotik kullanımının yasaklanması da gereklidir.

Organik tarım sertifikasyonu, farklı sertifikasyon kuruluşları tarafından yapılabilmektedir. Ancak, tüm sertifikasyon kuruluşları belirli kriterlerle hareket etmek zorundadır. Bu kriterler arasında, üreticilerin kaynaklarının doğru bir şekilde kaydedilmesi, organik ürünlerin işlenmesi sırasında sentetik ürün kullanımının yasaklanması, kurallara uygunluğun belgelenmesi ve düzenli denetimlerin yapılarak, üretim sürecindeki değişikliklerin kontrol edilmesi yer almaktadır.

Sonuç olarak, organik tarımın sertifikasyon süreci, organik ürünlerin tüketicilere sunulmadan önce kalite kontrolü için önemli bir adımdır. Bu süreç, organik tarım standartlarını korumak ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını desteklemek için gereklidir. Organik tarım sertifikası, sadece organik üretim sürecine uyan ürünlere verildiği için, tüketicilerin organik gıda alırken güvenli hissetmesini sağlar.

Yenilenebilir enerji

Günümüzde çevre bilincinin artması ve fosil yakıtların tükenme riskinin artması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik etmektedir. Yurtdışındaki bazı ülkeler, tarım sektöründe güneş, rüzgar ve hidrolik enerjilerini kullanarak çevre dostu tarım uygulamaları gerçekleştirirler. Özellikle Hollanda, sera tarımında rüzgar enerjisini kullanarak toprak ısısını kontrol etmektedir. Bu yöntem ülkemizde de uygulanabilir.

Ayrıca bazı ülkelerde biyokütle enerjisi kullanılarak, hayvan gübresi ve bitki atıklarından enerji üretilmektedir. Bu yöntem hem atıkların bertaraf edilmesine hem de enerji üretimine katkı sağlar. İsviçre'de hayvan gübresi ve bitki atıklarından üretilen biyogaz, tarım sektöründe kullanılmaktadır.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının tarım sektöründe kullanımının ülkemizde de yaygınlaştırılması, hem çevre korumasına hem de tarımın sürdürülebilirliğine katkı sağlayacaktır. Bunun için devletin teşvik politikaları ve yatırımları ile yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı artırılmalıdır. Ayrıca, tarım işletmelerinin de yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak, hem maliyetleri düşürebilecekleri hem de çevreye katkı sağlayabilecekleri unutulmamalıdır.

Hayvancılık

Hayvancılık sektörü, tarım sektörünün önemli bir parçasıdır ve tarım teknolojileri gibi yeni gelişmelere de odaklanmaktadır. Yurtdışındaki hayvancılık teknolojileri, ülkemizdeki hayvancılık sektöründe de uygulanabilirliği düşünüldüğünde büyük bir önem taşımaktadır.

Özellikle Avrupa ülkelerinde hayvancılık sektöründe kullanılan teknolojiler oldukça gelişmiş durumdadır. Bu ülkelerde hayvan refahı, sağlık ve üretim verimliliği odaklı çalışmalar yürütülmekte ve bu alanda ciddi bir bilgi birikimi oluşmuştur. Ülkemizde de hayvancılık teknolojileri konusunda Ar-Ge çalışmaları yürütülüyor olsa da, yurtdışındaki gelişmelere kıyasla geri kalmaktadır.

Yurtdışındaki hayvancılık teknolojilerinin ülkemizde uygulanabilirliği incelendiğinde, özellikle süt ve et üretiminde kullanılan yöntemlerde daha verimli ve daha modern teknolojilerin kullanılabileceği görülmektedir. Örneğin, bilgi teknolojilerinin hayvancılık sektöründe kullanımı, süt ineklerinin beslenmesi için özel diyet programları, hayvan refahı açısından daha uygun olan kümes hayvancılığı gibi yöntemler hayvancılık sektöründe kullanılabilir.

Sonuç olarak, yurtdışındaki hayvancılık teknolojileri incelendiğinde, ülkemizde de uygulanabilecek yöntemlerin olduğu görülmüştür. Bunun için, hayvancılık sektöründe Ar-Ge çalışmaları yaparak, yurtdışındaki gelişmelere ayak uydurmak ve sektörümüzü daha modern hale getirmek büyük önem taşımaktadır.

Hayvan sağlığı

Hayvan sağlığı, tarım sektöründe oldukça önemli bir konudur. Yurtdışındaki ülkeler, hayvan sağlığı uygulamaları konusunda oldukça ileri seviyededirler. Hayvan hastalıklarının önlenmesi için yapılan çalışmalar ise oldukça titizlikle sürdürülmektedir.

Yurtdışındaki hayvan sağlığı uygulamaları arasında en önemlisi aşılamadır. Hayvanların hastalıklara karşı bağışıklık kazanması, tarım sektörü için oldukça önemlidir. Bu nedenle yurtdışındaki ülkeler, hayvan aşılama programlarına büyük önem vermektedirler. Ayrıca, hayvanların sağlıklı bir yaşam sürdürmesi için hijyen kurallarına da büyük titizlikle uyulmaktadır.

Hayvan hastalıklarının önlenmesi için yapılan çalışmalar arasında, hastalıkların erken teşhisi de yer alır. Bu nedenle yurtdışındaki ülkeler, hayvanlarda düzenli veteriner kontrolleri yaparak, hastalıkların erken teşhis edilmesini ve kontrol altına alınmasını sağlamaktadırlar. Bu sayede hayvanların sağlıklı bir şekilde yetiştirilmesi ve tüketiciye sağlıklı ürünler sunulması hedeflenmektedir.

Buna ek olarak, yurtdışındaki hayvan sağlığı uygulamaları arasında, hayvanların genel sağlık durumunu gözlemlemede kullanılan teknolojik cihazlar da bulunmaktadır. Bu cihazlar sayesinde hayvanların beslenme, hareketlilik, vücut ısısı gibi özellikleri takip edilmekte ve olası hastalıkların teşhisinde büyük fayda sağlanmaktadır.

Ülkemizde de hayvan sağlığı konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Ancak yurtdışındaki ülkelerle kıyaslandığında, teknolojik ve bilimsel imkanların yeterince kullanılmadığı görülmektedir. Bu nedenle, hayvan hastalıklarının önlenmesi konusunda daha kapsamlı çalışmalar yapılması gerekmektedir. Ayrıca, hayvan yetiştiricilerinin hayvan sağlığı konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır.

Süt endüstrisi

Süt endüstrisi, dünya genelinde oldukça önemli bir sektördür. Yurtdışındaki süt endüstrisi uygulamaları, genellikle yoğun teknolojik ve ticari bir yapıya sahiptir. Üretim, depolama ve sevkiyat süreçlerinde en son teknolojik gelişmeler kullanılarak süt ve süt ürünleri kalitesi en üst seviyede tutulmaktadır.

Ülkemizde ise süt endüstrisi, hala gelişme aşamasında olan bir sektördür. Hem üretim hem de işleme aşamalarında teknolojik altyapı yetersiz kalmaktadır. Bu durum, kalitesiz ve standartlara uygun olmayan süt ürünleri üretimine neden olmakta ve üreticiler ile tüketiciler arasında güvensizlik yaratmaktadır.

Buna karşılık olarak, son zamanlarda ülkemizde de süt endüstrisi gelişme yoluna girmiştir. Yapılan yatırımlar ile teknolojik altyapı güncellenmekte ve üretim kalitesi arttırılmaktadır. Bunun yanında, süt ürünlerine yönelik sıkı denetimler yapılarak, hijyenik ve kaliteli ürünlerin üretimi desteklenmektedir.

Yurtdışındaki Süt Endüstrisi	Ülkemizdeki Süt Endüstrisi
-Teknolojik altyapı yüksek	-Teknolojik altyapı yeterli değil
-Yüksek kaliteli süt ve süt ürünleri üretimi	-Kalitesiz ve standartlara uygun olmayan süt ürünleri üretimi
-Uluslararası standartlara uygun tesisler	-Yetersiz tesisler

Ülkemizdeki süt endüstrisi, yurtdışındaki örneklerden ilham alarak geliştirilmeye devam edilmelidir. Bu sayede, hem üreticilerin hem de tüketicilerin ihtiyaç duyduğu kaliteli ve güvenli süt ürünleri elde edilebilir. Bunun yanında, süt endüstrisi sektöründe istihdam arttırılabilir ve ülke ekonomisine katkı sağlanabilir.

• Ülke genelinde teknolojik yatırımlar artırılmalıdır.
• Süt ve süt ürünleri üretiminde standartlara uygunluğa dikkat edilmelidir.
• Kaliteli ürünlerin üretimine yönelik sıkı denetimler yapılmalıdır.
• Hijyenik ve uygun koşullarda üretim yapacak tesislerin kurulması teşvik edilmelidir.

Süt endüstrisi, ülkemizde hala geliştirilmesi gereken bir sektördür. Ancak, yurtdışındaki örneklerden ilham alınarak yapılacak çalışmalar ile ülkemizde de başarılı bir süt endüstrisi sektörü oluşturulabilir.

Su kaynakları yönetimi

Tarım faaliyetleri, su kaynaklarına önemli bir etki yapar. Yurtdışında yapılan araştırmalar, tarım faaliyetleri nedeniyle su kaynaklarının degradasyonunun arttığını göstermiştir. Tarım faaliyetlerinin sulama, gübreleme, tarım ilaçları kullanımı ve toprak işleme yöntemleri gibi bir dizi faktöre bağlı olarak su kaynakları üzerinde birçok etkisi vardır.

Bununla birlikte, yurtdışındaki bazı ülkeler, sürdürülebilir su kaynakları yönetimi uygulamaları ile bu etkilerin zararlarını en aza indirmeyi başarabilmiştir. Bu uygulamalar arasında yağmurlama sulama sistemleri, toprağın organik madde oranını artırmak için organik tarım yöntemlerinin kullanılması, toprağı koruyucu tarım yöntemlerinin uygulanması ve su kaynaklarının korunması amaçlı yönetim planlarının hazırlanması yer alır.

Ülkemizde de, tarım faaliyetlerinin su kaynaklarına olan etkileri azaltılabilir. Özellikle organik tarım yöntemlerinin yaygınlaştırılması ve sulama teknolojilerinin geliştirilmesi su kaynaklarının korunması açısından önemli adımlardır. Ayrıca su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı için su kaynakları yönetim planlarının hazırlanarak uygulanması da gereklidir.

Yurtdışındaki sürdürülebilir su kaynakları yönetimi uygulamaları	Ülkemizde alınabilecek önlemler
Yağmurlama sulama sistemlerinin kullanımı.	Sulama teknolojilerinin geliştirilmesi ve su tasarrufu sağlayan yöntemlerin kullanılması.
Organik tarım yöntemlerinin uygulanması.	Organik tarımın yaygınlaştırılması.
Toprağı koruyucu tarım yöntemlerinin uygulanması.	Toprağı koruyucu tarım yöntemlerinin uygulanması ve bunların teşvik edilmesi.
Su kaynaklarının korunması amaçlı yönetim planlarının hazırlanması.	Su kaynakları yönetim planlarının hazırlanması ve uygulanması.

Sulama teknolojileri

Sulama, tarım sektörü için önemli bir unsurdur ve ülkemizdeki tarım sektörü de sulama teknolojileri açısından gelişmeye açıktır. Yurtdışında kullanılan sulama teknolojileri, verimliliği arttırırken su tasarrufunu sağlar.

Dünya genelinde özellikle Akdeniz ülkelerinde kullanılan damla sulama teknolojisi, suyu doğru ve etkili bir şekilde kullanarak tarım ürünlerinin verimini arttırır. Bu teknolojinin ülkemizde yaygınlaşması için daha fazla yatırım yapılması gerektiği aşikardır.

Damlama Sulama	Avantajları
Su tasarrufu	Düşük su kaybı
Toprak yapısını korur	Uygulanması kolay
Kirlilik riskini azaltır	Farklı toprak tiplerine uyarlanabilir

Ayrıca, sulama sistemlerinin güneş enerjisiyle çalışması da yurtdışında sıkça tercih edilen bir yöntemdir. Sistemlerin kurulumu ve işletimi kolay olmasının yanı sıra, elektrik enerjisine olan bağımlılığı azaltarak maliyetleri düşürür.

• Güneş enerjisi paneli
• Batarya
• Sulama sistemi

Ülkemizde de güneş enerjisi ile çalışan sulama sistemleri kullanılabilir. Bu sayede hem maliyetleri azaltabilir hem de çevre dostu bir yöntem kullanarak tarım sektörümüzü ekonomik ve çevresel açıdan destekleyebiliriz.

Su kalitesi

Tarım faaliyetleri, su kalitesi üzerinde doğrudan etkiye sahip olabilmektedir. Özellikle tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu bölgelerde, su kaynaklarının kirlenmesi sıkça yaşanan bir sorundur. Tarımsal faaliyetler nedeniyle su kaynaklarındaki kirleticilerin artması, su kalitesini olumsuz etkilemektedir. Su kaynaklarının kirlenmesi ise hem insan sağlığı hem de çevre için oldukça önemli bir sorundur.

Yurtdışında bu sorunu çözmek için birçok önlem alınmaktadır. Örneğin, Hollanda'da uygulanan sıfır azot politikası sayesinde, su kaynaklarındaki azot kirliliği %40 oranında azaltılmıştır. Fransa'da su kirliliğine neden olan tarımsal faaliyetlerin takibi ve kontrolü için tarım ilaçları kullanımıyla ilgili sıkı kurallar uygulanmaktadır. Almanya'da ise, su kaynaklarının kirlenmemesi için biyolojik öğelerin kullanımına öncelik verilmektedir.

Bunun yanı sıra, ülkemizde de su kaynaklarındaki kirliliğin önlenmesi için çalışmalar yürütülmektedir. Tarımsal faaliyetlerin su kaynaklarına olan etkilerinin azaltılması amacıyla, tarımın su yönetimi politikalarına dahil edilmesi, atık su arıtım sistemlerinin geliştirilmesi ve sulama suyunun tasarruflu kullanımı gibi önlemler alınmaktadır. Bu şekilde, tarımsal faaliyetlerin neden olduğu su kirliliği kontrol altına alınarak, hem insan sağlığı hem de çevre korunabilmektedir.