İnka toplumunda yaşam tarzları ve sınıf farklılıkları hakkında merak ediyorsanız, bu makale tam size göre! Okuyun ve İnka imparatorluğunun zengin ve fakir arasındaki ayrımı nasıl yönettiğini öğrenin.

İnka toplumu, soya dayalı bir sınıf sistemiyle organize edilirdi. Soylular, İnka toplumunun en yüksek sınıfını oluştururken halk, işçi ve sömürülen sınıf gibi alt sınıflara ayrılırdı. Soyluların yaşam tarzı oldukça lüks ve gösterişliydi. Saraylarda, bahçelerde ve özel havuzlarda yaşıyorlardı ve giyimleri, takıları, yeme içme alışkanlıkları da zenginliklerini yansıtacak kadar işlemeli ve süslüydü. Halk ise, genellikle tarım ve el sanatları yaparak yaşamlarını sürdürürdü ve daha sade bir yaşam tarzına sahipti. Giyimleri ve takıları daha basit ve gelenekseldi, yemekleri ise temel gıdalar üstünden belirlenirdi.

İnka toplumunda, sınıf seçimi doğuştan gelen bir özellikti ve sınıflar arasında geçiş mümkün değildi. İşçi sınıfı zorlu çalışma koşulları altında yaşamlarını sürdürürken, soylu olmayan üst tabaka ise halktan gelen yetenekli insanların oluşturduğu bir sınıfı temsil eder ve aralarında bazı ayrıcalıkları vardı. Ancak halkın alt tabakaları, soyluların ve üst tabakanın üzerlerindeki baskı ve sömürü altında yaşamaktaydı. Bu nedenle sömürülen sınıflar sporadik olarak isyanlarda ve direnişlerde bulunsalar da, kendilerini tam anlamıyla özgürleştiremediler.

Genel olarak bakıldığında, İnka toplumunda sınıf farklılıkları ve bu farklılıkların yaşam tarzlarına yansımaları, toplumsal yapının karmaşıklığını ve adaletsizliğini göstermektedir. Soyluların lüks ve gösterişli yaşamlarının yanı sıra halkın daha sade yaşamları, İnka medeniyetinin farklı yönlerini yansıtmaktadır.

İnka Sınıf Sistemi

İnka toplumunun sınıf sistemi, soya dayalı bir yapıya sahipti ve soylular en yüksek sınıfı oluşturuyordu. İnka toplumunda yer alan insanlar, doğdukları sınıfta hayatlarını sürdürürlerdi ve herhangi bir sınıftan diğerine geçiş mümkün değildi. Soylular, en yüksek sınıfı oluştururken, işçi sınıfı halkın alt tabakasını oluşturuyordu, diğer taraftan üst tabaka, halktan gelen yetenekli insanlar tarafından oluşturuluyordu.

İnka toplumunda, soyluların özellikleri ve hakları, sınıf sıralamasında en üstte yer almaları nedeniyle oldukça ayrıcalıklıydı. Soylular, halktan daha lüks yaşamlar sürdürür ve devlet işlerinde güçlü bir varlığa sahipti. Soyluların sık sık evlenmeleri ve doğan çocuklarının varisi olmaları sayesinde, soylu sınıfın üyeleri her zaman liderliği ele geçirme şansına sahipti.

İşçi sınıfı, halkın alt tabakasını oluşturduğundan daha az ayrıcalıklıydı. İşçi sınıfı, tarım ve el sanatları yaparak hayatlarını sürdürürlerdi ve toplumdaki diğer sınıflara göre daha zorlu koşullar altında çalışırlardı.

Üst tabaka, soylu olmayanların oluşturduğu bir sınıfı temsil ederdi ve bazı ayrıcalıkları vardı. Üst tabaka, genellikle eğitim konusunda öncelik sahibiydi ve okuma ve yazma becerilerine sahipti.

Soyluların Yaşam Tarzı

İnka toplumunda soylular, en yüksek sınıfı oluşturuyordu ve yaşam tarzları oldukça lüks ve gösterişliydi. Soylular, genellikle saraylarda, bahçelerde ve özel havuzlarda yaşıyorlardı.

İnka imparatorluğunun başkenti, Cusco, soyluların yaşadığı yerdi ve saraylar da burada bulunurdu. Saraylar, yüksek duvarlarla çevrilmiş, güvenli ve lüks bir yaşam alanı sunuyordu. Bahçelerde çeşitli bitkiler, ağaçlar ve sebzeler yetiştirilirdi.

Soyluların özel havuzları da standart bir özellikti. Havuzları genellikle taştan inşa ederlerdi ve yeterince büyük olurdu. Havuza girmek, soyluların sıcak yaz aylarında serinlemeleri için bir ritüeldi. Ayrıca, havuzlar soylular için bir sosyalleşme alanı olarak da kullanılırdı.

Soyluların giyim ve takıları, zenginliklerini gösteren işlemeli ve süslü parçalardan oluşuyordu. Özellikle kadınlar, altın ve gümüş takılar kullanırdı. Erkeklerin kıyafetleri ise daha sadedir ve genellikle kumaşlardan yapılırdı.

Soyluların yeme içme alışkanlıkları da lüks içindeydi. Lezzetli ve çeşitli yemekler tüketirlerdi. En ünlü yemekleri "chicha" denilen mısırdan yapılan bir içkiye sahiptir. Bunun yanında et, balık, sebze ve meyve de tüketirlerdi.

Soyluların Giyim ve Takıları

İnka toplumunda soyluların giyim ve takıları, zenginliklerini gösteren işlemeli ve süslü parçalardan oluşuyordu. Soylular, gösterişli kıyafetler giyiyorlardı ve bu kıyafetlerde altın, gümüş, tüyler ve diğer değerli malzemeler kullanılıyordu. Kıyafetlerin işlemeleri, soylunun statüsüne göre değişiyor ve en pahalı malzemelerle süslenen kıyafetler soylular arasında rekabet konusu oluyordu.

Takılar da soyluların zenginliğini ve statüsünü gösteren önemli bir parçaydı. Takılar da altın, gümüş, tüyler ve değerli taşlar kullanılarak işlenirdi. Bilezikler, küpeler, yüzükler ve boyunluklar gibi takılar, soylu kadın ve erkekler tarafından takılırdı. Özellikle altın ve gümüşten yapılan takılar, soylular arasında çok popüler ve değerliydi.

İnka toplumunda giyim ve takılar, toplumsal sınıflar arasındaki ayrımı daha da belirginleştirirdi. Soyluların lüks ve gösterişli giyim tarzları, işçi sınıfının sade ve basit giyim tarzıyla karşılaştırıldığında toplumsal eşitsizliği gözler önüne seriyordu.

Soyluların Yeme İçme Alışkanlıkları

İnka soyluları, yeme içme alışkanlıkları konusunda da diğer sınıflardan ayrılıyordu. Çeşitli sebzeler ve meyveler, hayvansal gıdalar ve deniz ürünleri soyluların sofralarını süslemekteydi. Yemekler, uzun süren törenler halinde servis edilir ve kullanılan kaplar da oldukça gösterişli ve süslüydü.

Soylular için tüketilebilecek besinlere sadece kendi topraklarında yetiştirilenler dahildi. Keşfedilen yeni topraklardan gelen gıda maddeleri, daha alt sınıflara tahsis edilirdi. Tarım ürünleri, deniz ürünleri ve av hayvanları, soyluların sofralarını süsleyen ana besin kaynaklarıydı.

Yemeklerin hazırlanması ve servisi de oldukça önemliydi. Yemek pişirme teknikleri oldukça gelişmiş ve farklı sunumlarla masalara servis edilirdi. Sofralar, özel olarak hazırlanmış masa örtüleri ve çeşitli aksesuarlar ile süslenirdi.

Ayrıca, soyluların yemeklerde kullandıkları baharatlar da oldukça çeşitliydi. Kullanılan baharatlar, yemeklere özel bir tat ve aroma katmaktaydı. Bunlar arasında kişniş, paprika, frenk soğanı ve sarımsak gibi baharatlar yer alırdı.

Soyluların yemek kültürü oldukça lüks ve gösterişliydi. Ancak diğer sınıfların aksine, yemeklerin tüketimi ölçülüydü ve israf edilmezdi.

Halkın Yaşam Tarzı

İnka toplumunda, halkın yaşam tarzı tarım ve el sanatları üzerine kuruluydu. Temel gereksinimlerini bu yolla karşılayan halkın yaşam standartları soylularınkinden oldukça farklıydı. Halk, kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak sebzeler, mısır, patates ve fasulye gibi bitkileri yetiştiriyorlardı. Aynı zamanda hayvan yetiştiriciliği de yaparak, süt, et ve yün kullanımında kendi üretimlerini kullanıyorlardı.

Halkın el sanatları alanında ise, dokuma, seramik işleri ve ahşap oyma gibi geleneksel sanat dalları öne çıkıyordu. Kendi giysilerini, ev aletlerini ve eşyalarını üretiyorlardı. Bu ürünler, geleneksel ve basit bir tarzda üretiliyordu fakat oldukça ihtiyaçları karşılıyordu.

Genellikle daha sade bir yaşam tarzları olan halkın evleri de, soyluların saraylarından oldukça farklıydı. Basit ve toprağın üzerine yapılan evlerde yaşıyorlardı. Ayrıca, giyim ve takılarında da daha geleneksel malzemeler kullanıyorlardı. Örneğin, kumaş veya yün elbiseler giyiyorlar ve doğal malzemelerden oluşan bilezikler, küpeler ve kolyeler takıyorlardı.

Halkın Giyim ve Takıları

İnka halkının giyim tarzı oldukça sadeydi. Genellikle pamuklu kumaştan yapılan tunikler ve yelekler giyilirdi. Erkeklerin pantolon yerine bir tür etek olan uncu giymesine özen gösterilirdi. Kadınlar ise genellikle diz altında biten etek benzeri kıyafetler tercih ederdi. Bu kıyafetlerin üzerine hayvan derisinden yapılan ceketler giyilirdi. Ayakkabı yerine çıplak ayakla yürümek yaygındı.

İnka halkı, takı olarak da daha doğal malzemeleri tercih ederdi. Boncuklardan yapılan zincirler, dikenli armut kabuğundan yapılma bilezikler ve hayvan dişlerinden yapılan kolyeler oldukça yaygındı. Takıların üzerinde kullanılan semboller, kişinin ait olduğu aile ya da bölgeye göre değişiyordu ve aynı zamanda kişinin toplumda ki yerini de belirliyordu.

Halkın kıyafetleri ve takıları, soylular ve üst tabakanınkine kıyasla daha basit olduğu için diğer sınıflar tarafından genellikle azımsanırdı. Ancak Inka kültüründe, doğal malzemelerin kullanımı ve sembolik anlamların yüklenmesi büyük bir önem taşırdı ve halkın giyim ve takıları da bu kültürel mirası yansıtır nitelikteydi.

Halkın Yeme İçme Alışkanlıkları

İnka toplumunun halkı, tarım ve el sanatları yaparak geçimlerini sağlıyorlardı. Yaşam tarzları, soyluların yaşam tarzlarına kıyasla daha basitti ve temel besinlerden oluşuyordu. Mısır, patates, fasulye ve sebzeler, halkın tükettiği temel gıda maddeleriydi. Bunun yanı sıra, llama eti ve balık gibi protein kaynaklarını da tüketirlerdi.

İnka toplumunda, tarımın yoğun olarak yapıldığı And Dağları'nda yaşayan halkın beslenmesi için mısır çok önemliydi. Mısır, toplumda birçok alanda kullanılırdı ve halkın yeme içme alışkanlıkları içinde de önemli bir yer tutardı. Mısır, halkın günlük yemeklerinde sıkça tüketilen temel bir besindi ve bunun dışında mısır unundan yapılan yemekler de oldukça yaygındı.

Patates de, halkın temel besinlerinden biriydi ve And Dağları'nda yetiştirilen patates, halkın kış dönemindeki beslenmesinde büyük önem taşırdı. Halk aynı zamanda fasulye, sebze ve tahıllar tüketirlerdi. Beslenmelerinde hayvansal gıdalara da yer verirlerdi ancak bu ürünler, hayvanları öldürmek yerine, daha çok hayvanların yünlerinin elde edilmesi, süt ve yumurtaların alınması gibi şekillerde kullanılırdı.

Toplumsal Mobilite

İnka toplumunun en önemli özelliklerinden biri, sınıf farklılıklarının yüksek olduğudur. Toplumun sınıf sistemi, soya dayalı bir yapıya sahipti ve soylular en yüksek sınıfı oluşturuyordu. İşçi sınıfı ise, halkın alt tabakasını oluşturuyordu.

İnka toplumunda, bir sınıftan diğerine geçmek mümkün değildi ve sınıf seçimi doğuştan gelen bir özellikti. Toplumsal mobilite düşük olduğundan, kişinin doğduğu sınıfta ömür boyu kalması kaçınılmazdı. Bu nedenle, toplumsal sınıfı belirleyen en önemli faktör, kişinin doğduğu soya sınıfıydı.

Bu sınıf sisteminde, soyluların özel bir hukuk sistemi vardı; özel yargıçları ve şiddet kullanımını gerektiren suçlara karşı daha ağır cezaları vardı. Soylular, özelleştirilmiş bir eğitim sistemi ve özel iş fırsatları ile birlikte daha iyi bir hayat standardına sahip olma fırsatına sahiptiler.

İşçi sınıfı ise, zorlu çalışma koşulları altında yaşamını sürdürmek zorundaydı. İşçilerin konutları, genellikle toprağın üzerine inşa edilen basit yapılardan oluşuyordu. Yiyecek ve içeceklerinde de sınıf farklılığı belirgindi. Soyluların yeme içme alışkanlıkları lüks içindeyken, işçilerin beslenme durumu diğer halk kesimlerine göre daha azdı.

Bir sınıftan diğerine geçiş yapma imkanı olmamasına rağmen, İnka toplumunda bazı istisnalar vardı. Soylu olmayan üst tabaka, halktan gelen yetenekli insanların oluşturduğu bir sınıfı temsil eder ve bazı ayrıcalıklara sahipti; örneğin, özellikle başarılı olanlar, soyluların bile katılmak için çaba harcadığı özel toplantılara katılabiliyorlardı.

İşçi Sınıfının Yaşamı

İnka toplumunda işçi sınıfı, genellikle tarım ve inşaat sektörlerinde çalışan halkın alt tabakasını oluşturuyordu. Çalışma koşulları oldukça zorlu ve ağır olmakla birlikte işçiler, günlük hayatlarını sürdürmek için çalışmak zorundaydılar.

İşçilerin konutları, genellikle toprağın üzerine inşa edilen basit yapılar şeklindeydi. Bu yapılar, soylular ve üst tabaka yaşam alanlarından oldukça farklıydı. İşçiler, temel ihtiyaçlarını karşılamak için uğraşırken, yaşam alanları da buna benzerdi. İşçilerin beslenme durumu da halkın diğer kesimlerine kıyasla daha azdı. Genellikle kıt kanaat geçinmek zorunda kalırlardı ve bazen yiyecek bulmak için mücadele etmek zorunda kalırlardı.

İnka toplumunda işçi sınıfının yaşamı, sömürü ve adaletsizlik açısından üzücü bir durumdaydı. Ancak, işçiler de zaman zaman zulme ve sömürüye karşı isyanlarda ve direnişlerde bulundular. Bu mücadeleler, sonrasında toplumsal değişim ve iyileşme yönünde ilerlemelere neden oldu.

İşçilerin Konutları

İşçilerin konutları, İnka toplumunda en basit yapıda olanlardı. Genellikle toprağın üzerine inşa edilmiş basit yapılardan oluşan konutlar, dar ve küçük odalar içerirlerdi. Bu konutlarda yaşayan işçi aileleri, gündelik yaşamlarını mütevazi bir şekilde sürdürürlerdi.

Bu konutların içinde yalnızca temel eşyalar yer alırken, bazıları tek odalı olurdu. Bazı işçi konutlarında, özel alanları ayırmak için perdeler veya bölmeler kullanılırdı. İşçilerin konutları, soylular ve üst tabaka insanlarının konutlarına kıyasla oldukça basit ve sadeydi.

Bununla birlikte, İnka toplumunda, herkes için bir konut sağlanması önemliydi ve bu nedenle, işçilerin konutları bile kötü koşullar olsa da zorunlu bir ihtiyaçtı.

İşçilerin Beslenme Durumu

İnka toplumunda işçiler, soyluların ve üst tabakanın yüksek yaşam standartlarına kıyasla daha az şanslıydı. İşçilerin beslenme durumu da diğer halk kesimlerine kıyasla oldukça kısıtlıydı. Genellikle, işçiler mısırdan yapılan temel besinleri tüketirlerdi ve et yeme şansları yoktu.

İşçilerin genellikle kıt kanaat geçindikleri ve bazen açlık çektikleri bilinen bir gerçektir. Genellikle yeterli beslenemeyen işçiler, zayıflık ve sağlık sorunları yaşayabilirlerdi. Bununla birlikte, İnka hükümdarları, işçilere yiyecek temin etmek için su yolları, barajlar ve kanallar gibi büyük mühendislik işleri gerçekleştirirdi. Bu sayede, işçilerin beslenmeleri için gerekli olan temel besin maddeleri daha düzenli bir şekilde sağlanabilirdi.

Soylu Olmayan Üst Tabaka

İnka toplumunda soylu olmayan üst tabaka, halktan gelen ve yetenekleriyle öne çıkan bireylerden oluşan bir sınıfı temsil ederdi. Bu insanlar, özellikle askeri alanda başarı gösterenler veya el sanatları konusunda uzmanlaşanlar gibi alanlarda ön plana çıkan kişilerdi. Bu sınıf, halk sınıfından biraz daha ayrıcalıklıydılar ancak soyluların ayrıcalıklarına sahip değillerdi.

Soylu olmayan üst tabaka, bazı privililere sahipti. Örneğin bu sınıfın mensupları, daha iyi konutlarda yaşarlar ve daha iyi giyinirlerdi. Ayrıca, vergiden muaf tutulurlardı. Ancak bu ayrıcalıklar, soyluların ayrıcalıklarına kıyasla oldukça sınırlıydı.

Üst tabaka genellikle elit kesime yakın olan kişilerden oluşuyordu ve bu sınıfın üyeleri genellikle okuryazar ve eğitimliydi. Bu durum, İnka toplumunda yetenekli ve eğitimli bireylerin ödüllendirildiğinin bir kanıtıdır.

Üst Tabakanın Yaşam Tarzı

Üst tabakanın yaşam tarzı, İnka toplumunun diğer sınıflarına kıyasla daha iyi olsa da, soylular kadar lüks değildi. Üst tabakanın konutları, genellikle halk sınıfınınkinden daha büyük ve daha konforlu olsa da, saraylarda ve özel havuzlarda yaşayan soylularınki kadar lüks değildi.

İnka üst tabakası da özel giysiler giyerdi, ancak bu giysiler soylularınki kadar işlemeli ve süslü olmazdı. Üst tabaka takıları da, soylularınkine kıyasla daha sade olurdu. Bununla birlikte, üst tabakanın yeme içme alışkanlıkları daha gelişmişti. Üst tabaka, halkın tükettiği temel besinlere ek olarak bazı lezzetli yemekler de tüketirdi ve farklı tatlar denemeye meraklıydı.

Üst Tabakanın Yaşam Tarzı	Soyluların Yaşam Tarzı
Konutları daha büyük ve daha konforludur	Saraylarda, bahçelerde ve özel havuzlarda yaşarlar
Giyimleri ve takıları daha sade ve süslü değildir	Giyimleri ve takıları zenginliklerini gösteren işlemeli ve süslü parçalardan oluşur
Yeme içme alışkanlıkları daha gelişmiştir, farklı tatlar denemeye meraklıdırlar	Lezzetli ve çeşitli yemekler tüketirler

Üst tabakanın eğitimi de, halk sınıfınınkinden daha ayrıcalıklıydı. Okuryazarlığın yanı sıra, matematik ve astronomi konularında da eğitim alabilirlerdi. Ancak, soyluların ayrıcalıklarına sahip olamazlardı ve yine de soyluların üzerinde bir sınıf olarak kalmaya devam ederlerdi.

Üst Tabakanın Eğitimi

İnka toplumunda üst tabaka, sınıf sisteminin ikinci en yüksek sınıfını oluşturuyordu ve eğitim konusunda ayrıcalıklıydılar. Üst tabaka mensupları genellikle okuryazarlardı ve birçokları, bilim ve matematik gibi konularda ileri seviyede eğitim almışlardı.

İnka İmparatorluğu'nun çeşitli bölgelerinde, üst tabakanın çocuklarına yönelik farklı eğitim programları mevcuttu. Örneğin, Cusco'daki çocuklar, imparatorluğun yönetim merkezi olması nedeniyle özel bir eğitim alırlardı. Bu eğitim, politik, dini ve askeri öğretileri içeriyordu ve çocukların imparatorluğun yönetimine hazırlanmalarını sağlıyordu.

Bununla birlikte, üst tabakanın çocukları genellikle kutsal birkaç okuldan birinde eğitim alırlardı. Bu okullarda, çocukların dini bilgilerini ve inançlarını öğrenmeleri mümkündü. Ayrıca, okulda çocukların görevleri arasında hayvanları, bitkileri ve doğal kaynakları tanımak ve yönetmek gibi konular da yer alırdı.

Üst tabakanın eğitimi, halk sınıfınınkinden daha ayrıcalıklıydı ve İnka toplumunda sınıf farklılıklarının en belirgin şekilde ortaya çıktığı alanlardan biriydi.

Sömürülen Sınıflar

İnka toplumunda, soylular ve üst tabaka dışındaki insanlar, yani işçiler ve halkın diğer tabakaları, sömürülen sınıfları oluşturuyordu. Bu kesimler, soyluların ve üst tabakanın baskısı ve sömürüsü altında yaşam mücadelesi veriyorlardı.

İşçi sınıfı, tarım alanlarında ve yapım işlerinde zorlu çalışma koşulları altında çalışmak zorundaydı. Yaşam koşulları da oldukça zorlu olan işçiler, soyluların hükümdarlığı altında yaşamlarını sürdürürlerdi. İşçilerin konutları da oldukça basitti ve toprağın üzerine inşa edilen yapılardan oluşurdular.

Halkın diğer tabakaları da işçilerle benzer koşullar altında yaşamlarını sürdürürlerdi. Sömürü ve baskı altında olan bu kesimler, zaman zaman zulme ve sömürüye karşı isyanlar ve direnişlerde bulunarak haklarını aramaya çalışırlardı.

İnka toplumunda sömürülen sınıfların yaşam koşulları, toplumsal yapıda açıkça farklılıkların olduğunu göstermektedir. Soyluların ve üst tabakanın ayrıcalıkları ve zenginliği, işçiler ve halkın diğer tabakalarının yoksulluğuna ve yaşam koşullarına yansımaktaydı.

Sömürülenlerin İsyanları ve Direnişleri

İnka toplumunda, işçi sınıfı ve halkın diğer tabakaları, soyluların ve üst tabakanın üzerlerindeki baskısı ve sömürüsü altında yaşamaktaydılar. Bu nedenle onlar da zaman zaman zulme ve sömürüye karşı isyanlarda ve direnişlerde bulundular.

İsyanlar genellikle ülke çapında sınıf farklarının anlaşılması ve bu durumun değiştirilmesi üzerine yapıldı. Bu isyanlar sırasında genellikle soyluların ve üst tabakanın önde gelen üyeleri hedef alındı.

• Bir isyan örneği, 1534'te İnka İmparatorluğu'nun İspanyol istilasından önce gerçekleşti. Túpac Amaru, halkın lideri olarak, kötüleşen koşullar ve soyluların sömürüsüne karşı isyan etti.
• Başka bir isyan örneği, Pumacahua İsyanı olarak bilinir. Bu isyan, 1814'te İnka İmparatorluğu'nun İspanyollar tarafından kontrol edildiği dönemde gerçekleşti. Pumacahua önderliğindeki halk, sosyal adaletsizliğe karşı ayaklandı.

İsyanların yanı sıra, direnişler de sık sık gerçekleşti. Bu direnişler, soyluların ve üst tabakanın halk için belirlediği zorlu çalışma koşullarına karşı yapıldı. İşçilerin daha fazla hak ve özgürlük kazanması için mücadele ettiler ve farklı eylem taktikleri kullandılar. Bazı işçiler, toplu grevlerle fabrikaları durdururken bazıları da daha radikal taktikler kullanarak isyan ettiler.

Sonuç

İnka toplumunda sınıf farklılıklarının yer aldığı bu makalede, soyluların yaşam tarzı ile halkın yaşam tarzı arasındaki farklar ortaya koyulmuştur. Soylular daha lüks bir hayat sürerlerken, halk daha sade bir yaşam tarzı benimsemiştir. Bu durum, toplumsal yapının karmaşıklığını ve adaletsizliğini de göstermektedir.

Toplumsal mobilite konusunda ise, İnka toplumunda sınıf değiştirmek mümkün değildi ve sınıf seçimi doğuştan gelen bir özellikti. İşçi sınıfının yaşam koşulları oldukça zorlu olurken, üst tabakadaki insanlar da bazı ayrıcalıklara sahipti. Ancak, sömürülen sınıfların zulme ve sömürüye karşı isyanları ve direnişleri de bir gerçektir.

İnka toplumunun sınıf farklılıkları ve bu farklılıkların yaşam tarzlarına yansımaları, günümüz toplumlarında da hala var olan bir sorunun ışığını yansıtmaktadır. Bu nedenle, toplumlarda eşitlik ve adalet için yapılan mücadelelerin daha da önem kazandığını söylemek mümkündür.